![]() |
Söz Sanatı-Anlamla İlgili Sanatlar |
![]() |
![]() |
#1 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Söz Sanatı-Anlamla İlgili SanatlarSöz Sanatı-Anlamla İlgili Sanatlar Sözcüklerin gerçek anlamıyla, bazen nükteli söyleşiye de başvurularak yapılan sanatlar anlamla ilgili sanatlardır ![]() İlham (andırış), iki ya da daha çok anlamı olan bir sözcüğü, bir dize ya da beyitte bütün anlamlarını kastederek kullanma sanatıdır ![]() Görmedim kimsede cana senin ânın gibi ân Severim cân ü gönülden seni ben âmn için Zati Ânın, "güzelliğin" ve "onun" anlamlarında kullanılmıştır ![]() Dedim dilber niçin saranp soldun Dedi çekdiceğim dil yâresidir Gevheri Dil yâresi, "gönül yarası" ve "dilin (sözün) yol açtığı yara" anlamlarında kullanılmıştır ![]() ![]() Gül gülse dâim ağlasa bülbül aceb değül Zîrâ kimine ağla demişler kimine gül Zati Gül, "gül!" (gülmek fiilinden) ve "gül adı verilen çiçek" anlamlarında kullanılmıştır ![]() Tenasüp (oranlama), birbiriyle konu, anlam ya da başka yönlerden ilgili sözcükleri bir arada bulundurma sanatıdır ![]() Akla yelken edip urdukça kıyıda küreği Anafor suların akıntı gibi çağlattık Sururi "Yelken, kıyı, kürek, anafor, su, akıntı, çağlatmak" sözcükleri ![]() Küçüktüm, küçücüktüm Oltayı attım denize Bir üşüşüverdi balıklar Denizi gördüm Orhan Veli Kanık "Deniz, olta, balık" sözcükleri ![]() Leff ü neşr (dür-yay), genellikle bir beyit içinde, birinci dizede önce iki ya da daha çok şeyden söz edip, ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlikleri ve karşılıkları vermektir ![]() Bağda zülf ü ruhun andıkça bu kimdür deyü Sünbül ü gül birbirinden sual eyler beni Nedim (Zülf ile yanak ve sünbül ile gül) Şekerdir leblerin, incidir dişin Cevherdir gözlerin, hilâldir kaşın Gevheri (Leb ile diş ve göz ile kaş) Tecahül-i arif (bilmezlikten gelme), bilinen bir şeyi bilmiyormuş ya da başka türlü biliyormuş gibi göstererek anlatmaktır ![]() Ey ![]() Nedim Şair sevgilisiyle gezmeye çıkıyor, ama bunu başkasından işitmiş gibi davranıyor ![]() Hüsn-i ta'lil (güzel neden gösterme), herhangi bir olayın meydana gelişini, hayali ve güzel bir nedene bağlamak demektir ![]() Görünen yıldız değil yer yer delinmiştir felek Gün yüzünün hasretiyle tir-i âhımdan benim Necati (Felek: gökyüzü; tir-i âh: ah oku) Niçin sık sık bakarsın öyle mir'at-i mücellâya Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir Nedim (Mir'at-i mücella: ayna; hüsn: güzellik, yüz güzelliği) Mübalağa (abartma), sözün etkisini güçlendirmek amacıyla bir şeyi olduğundan büyük ya da az göstermektir ![]() Yazılıp ermeye payânına dek nâme-i şevk Hep ağaçlar kalem olsa kamu yaprak kâğıd Necati Bütün ağaçların kalem, bütün yaprakların kâğıt olarak kullanılmak istenmesi abartmadır ![]() Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer O ne müthiş tipidir: Savruhır enkaz-ı beşer Mehmet Akif Frsoy Savaşın korkunçluğunu anlatmak için abartmaya başvurulmuş ![]() Tezat (karşıtlık), iki şey arasındaki terslikleri, karşıtlıkları söyleme sanatıdır ![]() Dil gitti gerçi yerine kondu hezâr gam Biri gider biri gelir oldu belâlıların Şeyhülislam Yahya (Gitmek-gelmek) İşkence yaptıkça bana gülerdi Benim sâdık yârim kara topraktır Âşık Veysel (İşkence yapmak-gülmek) Tekrir (yineleme), anlatımı ve ses güzelliğini güçlendirmek amacıyla bazı sözcüklerin yinelenmesidir ![]() Büyüksün ilâhî büyüksün büyük Büyüklük yanında kalır pek küçük Ali Haydar Bey Rücu (dönüş), söylenen bir sözü geri çevirip onun yerine daha güçlü bir düşünceyi söylemek demektir ![]() Severim seni cân gibi hata dedim maazallah Ne mikdarı ola canın ki benzeden sana canı Hoca Dehhani Ferda senin dedim, beni alkışladın, hayır Her şey vediadır sana, ey genç ![]() ![]() ![]() Tevfik Fikret {Ferda: yarın, gelecek; vedia: emanet) Kat (kesme), etkisini artırmak amacıyla sözü, arkası kendiliğinden anlaşılacak biçimde yanda bırakmak demektir ![]() Ey kimsesiz, avare çocuklar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tevfik Fikret Desem ki: "Ben seni ![]() ![]() ![]() Orhan Seyfi Orhon Terdit (beklenmezlik), sözü beklenmedik çarpıcı bir sonuçla belirtmektir ![]() Hele var ki bir tablo Görse şaşar Anibal: Ördeklerden bir filo Bir de kazdan amiral Fazıl Ahmet Aykaç Neler yapmadık şu vatan için Kimimiz öldük Kimimiz nutuk söyledik Orhan Veli Kanık İltifat (okşayış), söz arasında, o an hemen uyanıveren bir coşku ile sözü birine ya da bir şeye yönelterek seslenmek demektir ![]() Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer Mehmet Akif Ersoy Telmih (anıştırma), söz arasında ünlü bir olayı, bir atasözünü, bir şiir parçasını, bir özdeyişi anımsatmak demektir ![]() Gökyüzünde İsa ile, Tur dağında Musa ile Elimdeki asa ile çağırayım Mevlam seni Yunus Emre İsa'nın göğe yükselişi, Musa'nın Tur Dağı'nda yaşamışlığı söz konusu ediliyor ![]() Acımak Gel etme karınca kardeş, Ağustos böceğine acı Kabahat onun mu sanki Şarkı söylediyse bütün yaz? Muzaffer Tayyip Uslu La Fontaine'in "Ağustosböceği ile Karınca" adlı öyküsü anımsatılıyor ![]() İrsal-i mesel (atasözü kullanma), bir düşünceyi atasözleri, özdeyişler ekleyerek güçlendirmek demektir ![]() Balık baştan kokar bunu bilmemek Seyrani gafilin ahmaklığından Seyrani (Balık baştan kokar ![]() Kirpikleri uzundur, yârin hayale sığmaz Meşhur bir meseldir mızrak çuvala sığmaz Havai (Mızrak çuvala sığmaz ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|