Prof. Dr. Sinsi
|
Kuzey Kafkas Cumhuriyetleri
ABHAZYA CUMHURİYETİ
Coğrafi konum
Abhazya Cumhuriyeti, Kafkas dağlarının ana silsilesinden sahile uzanan, güneyden Karadeniz, batıdan Psov ve doğudan İngur nehirleri ve Gürcistan ile sınırlanmış bir ülkedir Başkenti Sohum, yüzölçümü 8 600 km2''''dir 1991''''de yapılan sayıma göre nüfusu, Abhaz 93 000, Gürcü 60 000, Migrel-Laz 155 000, Rus 76 000, Ermeni 77 000, Svan 25 000, Ukraynalı 15 000, Rum 14 000, Türk 10 000, Estonyalı 1 800 ve diğer uluslar ise 8 000 kadar olup, toplam 535 000 kişidir Bu sayım Gürcistan'ın kontrolü altında yapıldığından uzmanlar tarafından şüpheyle karşılanmaktadır
Eğitim ve kültür
Abhazya'da tamamen Abhazca olarak öğretim yapan Abhaz ilkokulları dört yıllıktır Daha sonra gerek orta öğretimde, gerekse Sohum Abhaz Üniversitesi'nde Abhaz dil ve edebiyatı dersleri tamamen Abhazca olarak yapılmaktadır Diğer dersler ise Rusça'dır Bunlardan başka yine Abhazca olarak çalışan teknik araştırma kurulları ve okulları, konservatuar, tiyatro, devlet matbaası ve devlet yayınevleri vardır Milli Şair-Edip Ulya Dimitri ile Milli Hikayeci-Edip Samson Çenba'nın eserleri bazı Avrupa dillerine çevrilmiştir Bunların dışında müzik, folklor sahasında başarılı çalışmalarıyla tanınan bir Abhaz Milli Dans ve Şarkılar Ekibi de vardır
Ekonomik potansiyel
Abhazya'da sanayiden çok, başlıca gelir kaynakları hayvancılık, meyvecilik, orman ürünler ve turizmdir Bölgede ağır sanayiye yardımcı olarak kimya endüstrisi ve zengin maden kömürü işletmeleri gelişmiştir Ülke bol manganez ocakları, çeşitli maden filizleri ve tabii inşaat malzemelerine sahiptir Aynı zamanda nehirlerinden de elektrik enerjisi elde edilmektedir Ülkenin dağlarını teşkil eden kayalar, granit, orfir ve sair oluşumların çeşitleri olmak üzere başlıca madenleri; altın, (pek az miktarda) gümüş, simli kurşun, anti-maun, demir, manganez, nikel, bakır, civa, çinko, zırnık, kibrit üretimine ait parlayıcı madeni maddeler, kükürt, maden kömürü, birkaç çeşit mermer, mutfak tuzu, alçı şap, amyant, yer sakızı, litograf taşı vs 'dir Bunlardan ancak, neft, manganez, bakır, maden kömürü, kükürt önemli miktarda üretim ve ihraç edilmektedir Aynı zamanda çok miktarda maden suyu ve kaplıca kaynakları bulunmaktadır Deniz sahil şehirlerinde ve akarsularda yapılan balıkçılık ile deniz ticaret filosunun ekonomiye önemli katısı vardır Gudawta, Sohum ve Ocamçıra''da çaycılık ve narenciye üretimi halkın başlıca kaynağıdır Tütün ekimi bilhassa gelişmiştir Abhazya'''nın Sohum limanı çıkartma iskelesi vazifesi görmekte ve İstanbul bir aracılık rolü oynamaktadır Kafkas tütünlerinin türü, Türk tütünlerinin aynıdır Başlıca ekim makileri dağların güney yamaçlarındadır Güneyde zeytin, portakal, limon, okaliptüs, akasya, manolya, Liyaj meşesi ve palmiyelerin her çeşidine uygun bir toprak ve iklim vardır Abhazya'da yakın zamana kadar, eski çağlardan beri yoğun olan ormanların geniş bir kısmını teşkil eden yabani meyve ağaçlarının ıslahına gidilmiş ve meyvecilik bölge ekonomisinde önemli bir yer almıştır Yine bu ormanların değerlendirilmesi yönünden kerestecilik ve orman ürünleri sanayii gelişmiştir Bundan başka Sohum ve civan tabii plaj özellikleri yanında çok sayıda tesislerle de donatılmıştır Pisunda, Afgan ve Ritsa kasabaları da tabi güzellikleri, maden suları, ılıcaları ve dinlenme tesisleriyle bölgenin ekonomisine turizm yoluyla önemli katkıda bulunurlar
Yüzey Şekilleri ve İklim
Abhazya, Kuzeybatı Kafkasya'da Karadeniz’in kuzey kıyılarında 8 600 km²’lik bir alanı kapsar Kafkas Dağları Abhazya’yı kuzey ve kuzeydoğuda, Rusya Federasyonu içindeki Çerkesya topraklarından ayırır Abhazya’nın doğusunda Gürcistan yer alır Güney ve güneybatısı Karadeniz’le çevrelenmiştir
Abhazya’nın büyük bölümü (yaklaşık % 75) dağlardan oluşur Nüfusun büyük bölümü kıyı kesimlerinde, düz alanlarda ve alçak kesimlerde yerleşmiştir Büyük Kafkas Dağları bölgeyi kuzeyden tamamen kuşatır Dağların yüksekliği pek çok yerde 4 000 m civarındadır İklimi genel olarak ılımandır
Önemli Şehirleri
Başkent Sohum,Gagra, Gal, Gudauta, Oçamçira, Tukarçal
ADİGE CUMHURİYETİ(ADİGEYA)
Rusya Federasyonu'’nun üye cumhuriyetlerinden biridir Kafkas Dağlarının kuzeyinde,Krasnodar Kray sınırları içinde yer alır Cumhuriyetin translitarasyon olarak adı Respublika Adigeyadır Cumhuriyet, Adigeya olarak da bilinir Adıge Cumhuriyeti adını, günümüzde nüfusu cumhuriyette azınlık haline gelmiş olan (% 24 2) Adigelerden alır Başkenti Maykop'tur
Adige, yakın zamana kadar federasyonun Krasnodar bölgesine bağlı bir özerk bölge idi Adige Özerk Bölge statüsünü 7 Ekim 1990'da kazandı "Özerk Bölge" statüsüyle yetinmeyen Adigeler sürdürdükleri mücadele sonucu 1995 yılında "Özerk Cumhuriyet" kimliğini kazandı
Yüzölçümü 7 800'km'dir Toplam nüfusu 450 000'dir Seçilmiş cumhurbaşkanı ve parlamentosu vardır Yasama organı olan AC Devlet Parlamentosu-Khase (Хасэ) iki kanatlı ve toplam 54 üyelidir: Khase, Maykop ve Adıgeysk kentsel alanları ile birlikte, 9 rayonun (seçim çevresinin) her birinin üçer üye ile temsil edildiği ve daha çok Adıgece konuşan üyelerin seçildiği 27 üyeli bir (üst) kanat;rayonların nüfuslarına göre temsil edildiği ve daha çok Rusça konuşan üyelerden oluşan 27 üyeli ikinci bir kanattan oluşur (Alt kanat ya da temsiciler meclisi) Böylece çoğunluktaki Rus ve azınlıktaki Adıge nüfusun siyasal temsil eşitliği (paritet) korunur
Adige Cumhuriyeti Devlet Başkanı 5 yıl görevde kalır,daha önce seçilmek için Adigece ile Rusça'yı,ikisini birlikte bilme koşulu aranırken,daha sonra,Adige Cumhuriyeti Anayasası'nda yapılan bir değişiklikle,sadece Rusça bilmek yeterli sayılmıştır Ardından Rusya Fedarasyonu'nda yapılan başka bir yasal değişiklikle,RF Devlet Başkanına,bir prosedüre göre devlet başkanını atama yetkisi verilmiştir Nitekim,daha önce Aslan Carım ve Hazret Sovmen seçimle iş başına gelmişlerdir Ama 13 Ocak 2007 'de görev süresi sona eren Hazret Sovmen'in yerine,Aslan Thak'uşın (Adıgece:Тхьак1ущынэ Аслъанчэрый; Aslan Tkhakushinov,d 1947,Vılap köyü,Krasnogvardeysk rayonu,AC) RF Devlet Başkanı Vladamir Putin tarafından atanmış ve bu atama kararı 13 12 2006'da AC Devlet Parlamentosu-Khase tarafından da onanarak,13 01 2007 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiş ve böylece Maykop Devlet Teknoloji Üniversitesi rektörlüğünden gelen Prof Dr A Thak'uşın, Adige Cumhuriyeti'nin atanmış Devlet Başkanı olarak göreve başlamıştır
Bakanlar Kurulu, Parlamento (Khase) dışından Devlet Başkanı tarafından atanmakta ve görevden alınabilmektedir Atamanın yürürlüğe girmesi için Khase onayı da zorunludur Başbakan Vladimir Samojenkov başkanlığında yeni Bakanlar Kurulu oluşturulmuştur Yerel idari birimler ve belediye kuruluşları da Başkan'a ve Khase'ye,görev alanları dahilinde bağlıdır Yargı,yüksek (Adalet Divanı) ve alt kademe mahkemelerden oluşur
Nüfus ve nüfus dağılışı
Nüfus toplamı:447 109 (2002)
Kentli:234 900 (% 52 5)
Köylü:212 209 (% 47 5)
Erkek:208 109 (% 46 5)
Kadın:239 090 (% 53 5)
Rus nüfusu, Adıge nüfusunun 2 6 katından fazla görünüyorsa da, aslında bu sayının yarıya yakını, 1990'larda Rus nüfusun çöküşünü önlemek için,Merkezi yönetimin desteğiyle getirilerek Adigey'e yerleştirilmiş ve büyük çoğunluğu emekli (1998'de 128 bin emekli) olan bir nüfustur;buna rağmen Rus nüfus,yine de,giderek azalmaktadır:1989'da 293 640 (% 68) olan Rus nüfus 2002'de 288 280'e (% 64 5'e) düşmüş, Adıge nüfusu ise 95 439 (% 22 1)'dan 108 115'e (% 24 2) yükselmiştir
Adıge yerleşmeleri kuzeybatıdan başlayıp güneydoğuya doğru bir yay gibi uzanmak üzere,Orta Kuban ve Orta Laba ırmaklarının sol kıyılarında öbek öbek dağılmışlardır 40'ın üzerinde bir Adıge yerleşimi (köy ve belde) vardır Ayrıca Adıge nüfuslu Adıgeysk kenti (Адыгэкъалэ;12 2 bin) ve kentsel alanı (82 5 km kare) dışında, Adıgeler başkent Maykop (2006'da 156 800) ile Krasnodar kenti yakınındaki Yablonovski (Кощхьабл; 2006'da 25 063) ve Enem (Инэм; 17 654) beldelerinde de yoğundurlar Bir de Maykop kentsel alanı (53 6 km kare) içinde Sırbistan'ın Kosova bölgesinden getirilen Adıgeler için,1999'da kurulan "Mafehable" köyü vardır
Giaginski ve Maykopski rayonlarında nüfus çoğunluğu Adıge olan bir yerleşim birimi yoktur,Adıgeler,Adıge Sürgünü sırasında buralardan temizlenmişlerdir,daha sonra buralara yeniden yerleşen Adigeler şimdi dağınık ve azınlıktadırlar 1989'a değin köylü karakterini (% 78) korumuş olan Adıgeler, artık kentlere göç yoluyla yerleşmeye başlamışlardır Çoğunluğu kentli olan Rusların daha çok bölge dışına göç ettikleri, RF içlerine dağılmış olan Adıgelerin bir bölümünün de AC'ne döndükleri görülmektedir Adıgeler içinde anadilini bilmeyenlerin sayısı azdır Ama geçmişin olumsuz politikaları nedeniyle, Adıgelerin önemli bir bölümü halen anadilinde okuma yazma bilmemekte, Rusçadan yararlanmaktadır
Eğitim
Adıge yazısı,1927'den önce Arap, 1927-1937 arası Latin harflerini kullanmış,1937'den bu yana da Kiril (Rus) alfabesini kullanmaktadır 
Maykop'ta iki büyük müze,4 tiyatro,Adıge dilinde bir edebiyat dergisi (Zeqoşnığ,üç ayda bir) ve bir resmi gazete (Adıge maq,haftada 5 gün),RF merkezine bağlı Rusça ve Adıgece (birkaç dakika süreli,göstermelik) radyo ve tv yayını vardır Diasporanın internetten Adıgece radyo ve tv yayınları da sürmektedir (İsrail Kfar-Kama'dan 24 saat yayın yapan "Nafna" internet radyosu,vd)
Başkent Maykop'taki çeşitli kültürel kurum ve kuruluşlar arasında Adıgey Devlet Üniversitesi, Maykop Devlet Teknoloji Üniversitesi ve AC Tembot K'eraş İnsanlık (Sosyal Bilimler) Araştırma Enstitüsü RF'de aranan eğitim kurumları arasındadır Özellikle ilk üniversitenin Adıgey'in dışında,Şapsığ nüfusun (tahminen 12 bin) yoğun olduğu Soçi'nin Lazarevsk beldesinde 6 fakültesi, Novorossiysk'de üç, Azak Denizi kıyısındaki Yeysk kentinde de 1 fakültesi açılmış bulunuyordu Ayrıca Maykop'taki AC Tembot K'eraş İnsanlık Enstitüsü de Adıge dili,edebiyatı,tarihi, folkloru,etnografyası, ekonomisi ve arkeolojisi konularındaki çalışmalarıyla tanınmıştır Cumhuriyette 8 devlet ve 23 de yerel müze bulunmaktadır Maykop'taki Adıge Ulusal Müzesi'nde önemli bir bölümü Milat öncesine ait 70 bin değişik arkeolojik yapıt (örnek) bulunmaktadır Ayrıca Moskova'daki Doğu Halkları Müzesi'nin Maykop'taki şubesi olan Kuzey Kafkasya Müzesi de önemlidir
AC'de,birkaç evlik olan çiftliklerde (khutor;mezra) okul yoktur,bazı küçük köylerde de 1-4 sınıflardan oluşan ilkokullar vardır Bu nedenle taşımalı eğitim sistemi de uygulanmaktadır
Resmi dil olmasına karşın Adıgece,Adıgeler arasında gündelik bir konuşma dili,kısıtlı bir eğitim ve yayın dili olmaktan öteye kullanılamamakta,Adıgecenin yerini giderek Rusça almaktadır Resmi yazışmalar ise Rusça yapılmakta ve bu son dönemlerde hızlandırılan bir Rus asimilasyon politikası uygulanmaktadır Adıgece artık kentlerde pek konuşlmayan,AC Devlet Parlamentosu-Khase'de (Хасэ) ve devlet işlerinde kullanılmayan ve giderek toplumsal işlevini yitiren bir dil olmak üzeredir
2006 yılı başlarında,o zamanki AC Devlet Başkanı Hazret Sovmen'in (Шъэумэн Хьазрэт) Adıgece lehinde ağırlığını koymasıyla,AC Devlet Parlamentosu-Khase tarafından,RF'de örneği bulunmayan yeni bir "Eğitim yasası" çıkarıldı ve Adıgece de Adıge kökenli tüm öğrenciler için zorunlu bir eğitim dili yapıldı Böylece AC'de Adıge kökenli toplam 14 441 öğrenciden 21'i dışında, kalanı Adıgece anadili eğitimi olanağına kavuşturuldu Böylece,bir kazanım olarak,bazı çevrelerce desteklenen Rus asimilasyonu uygulamalarını kesintiye uğratıcı önemli bir karşı adım atılmış oldu Ama,bazı çevreler,yaşadıkları yerin (AC'nin) iki resmi dilinden biri olan Adıgecenin,sadece Adıge kökenli öğrencilerle sınırlı da olsa, daha yaygın ve zorunlu bir eğitim dili yapılmasına karşı aşırı bir tepki göstermişlerdi
2006'da çıkarılan bu "Eğitim yasası","Adıge maq" (Адыгэ мaкъ;internet) gazetesinin 29 Agustos 2006 tarihli bir haberine göre,28 08 2006'da,Adıgey Devlet Parlamentosu-"Khase"de,bazı AC milletvekilleri tarafından verilen bir değişiklik önergesi üzerine yeniden görüşülmüş;bazı milletvekilleri,Adıgecenin Rus dilli öğrencilere de dayatıldığını, öğrencilerin Rusça ders saatlerinin azaltıldığını,uygulamanın RF Anayasasına ve İnsan Haklarına "aykırı" olduğunu ve eski uygulamaya dönülmesi gerektiğini savunmuşlardı,ama sözkonusu değişiklik önergesi oylama sonucu reddedilmişti
Din
Adıgeler arasında "Çok tanrılı" (Politeist) bir inanç sistemi vardı En büyük tanrıya "Tha" ("Тхьa" ya da "Тхьашхо"; Bütün tanrıları ve herşeyi o yönetirdi) derlerdi Daha sonra gök,yer,deniz,ırmak ve benzeri tanrılar gelirdi
Gök tanrıları içinde "Şıble" (Yıldırım Tanrısı; Şıble'den,cezalandırıcı sayıldığı için çok korkulur,yıldırım çarpmış ağaçlar ve kişiler kutsal sayılır,yıldırım çarpmış ağaç altına sığınan suçlulara bile ilişilmezdi Şıble,Tha'nın cezalandırıcısıydı,Şıble'yi yumuşatmak için annesi Şıç'e/Şimşek peşinden koşardı),"Zavatha" (Savaş Tanrısı; Savaşlardan önce adına ayinler düzenlenir,koruyuculuğu istenirdi),"Sozerıha" (Yolcular Tanrısı; Hayırlı ve esirgeyici bir yolculuk için,fırsat bulundukça durulup 'beliren' işaretleri karşısında dua edilirdi),"Zek'otha" (Зек1отхьэ; Sefere Çıkanlar Tanrısı),"Psatha" (Ruhları/псэ/pse'leri Yöneten Tanrı),"Vaşotha" (Ошъэтхьэ; Gökyüzü Tanrısı),vb bulunuyordu Adıge mitolojisine göre,Gök tanrıları yerde olup bitenleri görerek gökyüzünde oturuyorlardı
Yer tanrıları içinde "Kutıj" (Къутыжъ; Adalet Tanrısı,her köy ya da yöre için seçilmiş ulu bir Meşe ağacına ruhundan bir öz/псэ verirdi,Adıgeler de bu meşe ağacının kutsal bir ruh taşıdığına inanır,o ağacın etrafında toplanıp 1950'li yıllara değin Türkiye'de,özellikle yağmur duasında bulunurlardı; koruyucu ve yardım edici bir tanrı idi),"Mezıtha" (Orman ve Avcılar Tanrısı; Altın postlu erkek bir domuzun sırtında dolaşırdı; ormana sığınanları korur,yavrulama mevsiminde avlananları cezalandırır,onun buyruğuyla geyikler toplanır ve kızlar tarafından sağılırdı),Mez-guaşe (Orman tanrıçası),"Çıg-guaşe" (Ağaç Tanrıçası),"Thağelıg"-"Тхьэгъэлыдж" (Ekinler ve Bereket Tanrısı; Şk'ehuj-Шк1эхъужъ ve Çuhon-Цухъон adlı iki öküzü bir gecede Laba ile Kuban ırmakları arasındaki otları yiyebilir,bir seferinde katlamalı sekiz yüz araba yükünde buğday kaldırırdı,bereket saçan altın boynuzlu koçu da T'ıj/Т1ыжъ idi),"Amış" (Küçükbaş Hayvanların Koruyucu Tanrısı),"Akhın" (Ахын; Büyükbaş Hayvanlar Tanrısı; ilkbaharda sürüden bir beyaz düvenin,böğürme sesinden Akhın tarafından kurbanlık olarak seçildiği anlaşılır,düve sütle yıkanıp salınır,kurban alanı Thaç'eğ mez (Тхьaч1эгъ мэз) ormanına ulaşması beklenir,düve nerede çökerse,o yerin Akhın tarafından kurban yeri olarak belirlendiğine inanılır,düve o yerde büyük bir dini ayin düzenlenerek,Akhın için kurban edilirdi);"Tlepş" (Лъэпшъ; Demirci ve Ateş Tanrısı; bütün tarım ve çalışma aletlerini ilkin o yaptı;yaptığı kılıçlar sihirli özellikler taşırdı; bir haftalık yolu bir günde alır,ırmağı atlayarak,dağı sıçrayarak aşardı); Kodes (Къодэс; Deniz Tanrısı; Büyük bir balığın sırtında dolaşırdı);"Khıpeguaşe" (Хыпэгуащэ; Deniz Tanrıçası),"Psıhoguaşe" (Псыхъогуащэ-Irmaklar Tanrıçası),"Sevseres" (Denizlerden Haber Getiren Rüzgar Tanrıçası),"Blevıs" (Yılan Tanrıçası; ilk kez bir yılan görüp aynı yılanı öldüren bir kişi,o yılanın ağzına bir fasulye koyup gömer ve oradan yetişen fasulyeyi ağzına alırsa,o kişi,fasulye ağzında kaldığı sürece,Blevıs tarafından görünmez yapılırdı),"Merıse-guaşe" ya da "Meyrem" (Мерэм; Arıcılar Tanrıçası),"Kheteguaş" (Хэтэгуащ; Bahçelerin koruyucu tanrıçası),"Sozreş" (Ev halkını koruyan Doğurganlık Tanrıçası),vb tanrılar vardı Yer tanrıları,insan görünümünde olup,insanlarla senli benli konuşur,dahası insanlarla evlenir,ilişkilerde bulunabilirlerdi
Adıgeler "vıdı" (уды), "neğuç'ıtse" (нэгъуч1ыцэ; memesi sırtında bir kadın idi ve bakanı taşa çevirirdi,ama gizlice yanaşıp sırtındaki tek memeyi emmeyi başaranı da çocuğu imiş gibi görür ve yardımcı olurdu) ve "vıserej" (усэрэжъ) gibi olup biteni gören ve geleceği bilen kişilerin ve kahinlerin yaşadığına da inanırlardı Adıgelerin inandığı daha başka tanrı, peri ve mitolojik yaratıklar da vardı
Adıgeler kutsal meşe ağacı kültüne inanır,ulu meşe ağaçları altında toplanıp karar alır, ayin ve ritüeller düzenlerlerdi Adıgelerin Thaç'eğ mez (Тхьaч1эгъ мэз; Tanrı korumasında olan orman) ve Çığeyej (Чъыгеэжъ; Kadim,kutsal meşe ağacı) gibi adlar taşıyan yöresel koruları ve seçilmiş meşesi bulunan seçilmiş dua yerleri vardı: Örneğin,Düzce ili Merkez ilçesinin Sarayyeri (Къоук1ьэхьаблэ/Kovk'ehable) köyünde "Kakırtama" (Къакъыртамэ) denilen seçilmiş dua yerinde ve dibinde bir kaynağı ve küçük göleti bulunan bir ulu meşe ağacı 1960'lı yıllara değin,özellikle yağmur duaları yapılan ve kurdeleler bağlanarak dileklerde bulunulan bir "kutsal ağaç" olarak,100 yıl kadar korunmuş,sonunda da köy muhtarlığı tarafından kestirilmiştir Daha önceleri,sopalara takılı,insan (genç kız) görünümlü ve bezden yapılma temsili "Hantsi-guaşe" (Хьанцигуащэ; Yağmur tanrıçası) bebekleri taşıyan çocuk,kadın,genç kız ve henüz ergen olmamış genç erkekler,dua yerine yaklaştıklarında yoğunlaşmak üzere,çift sıra halinde,Arapça ve Adigece dua ve ilahiler okuyan köyden bir kadını,sık sık "amin" nakaratlarıyla izleyerek Kakırtama'ya varırlardı Burada yapma bebekler ve ailelerin bereket ve doğurganlığı temsil eden ilk çocukları,yağmur yağması dilekleriyle suya daldırılarak ıslatılır,ergenlik çağına erişme dönemindeki delikanlılar, birbirlerini meşe dibindeki küçük göle atar, kızlar ve delikanlılar birbirlerini ıslatmaya çalışır,eğlenir,sonunda toplu bir dua edilir,ardından meşe dallarına dilek kurdeleleri bağlanır,hazırda getirilmiş olan kumanyalar,yani "halıjö" (хьалыжъо,yağda kızartılmış peynirli ince börek),"metaz" (içi peynirli,suda pişirilmiş buğday hamuru,Şapsığca: псыхьалыжъо/psıhalıjö),"halığuj" (хьалыгъужъ,içi üzüm,ezme soslu ceviz,vb konarak fırında pişirilmiş buğday ekmeği) yenirdi Bu törene,sonraları yetişkin erkekler katılmaz olmuşlardı Yetişkin erkekler,köy imamı ile birlikte ayrı bir yağmur duasına çıkıyorlardı
Adıgeler,uğurlu saydıklarından bahçelerinde beyaz horoz bulundurur,beyaz horozun gökyüzündeki büyük beyaz horozun ötüşünü duyduğuna,küçük beyaz horozun da kendi sesini gökteki büyük beyaz horoza duyurduğuna,ondan yağmur ve bereket dilediğine inanırlardı
Politik kararlar almak için,genellikle su kenarlarında ve meşe ağaçları altında toplanan halk meclislerine "Khase" (Хасэ) denirdi Khase, yuvarlak bir daire biçiminde toplanır,orta yere bayrak ya da flama dikilir,sadece seçilmiş Khase üyeleri yere serilen minderlere oturur ve konuşur,oturuma da "Thamate" (Başkan) adı verilen biri başkanlık ederdi Toplantılar halka açık yapılır,alınan kararlar sözcüler tarafından yüksek sesle duyurulurdu Görüşme ve tartışma sonucu alınan kararlara,itirazsız uyulurdu Yasa hükmünde geçerliği olan Khase kararlarına da "Khabze" (Хабзэ; yasa,adet) denirdi Bütün bunlara ilişkin çok sayıda anlatı toplanmış ve birçoğu da yayınlanmıştır
Adıgelerin 1864 öncesi bağımsızlık döneminden kalma Şapsığ ve Natuhay bayrakları halen Maykop'taki Adıge Ulusal Müzesi'nde korunmaktadır Şimdiki AC bayrağı ise,19 yüzyılda bütün Çerkesya bölgelerini (eyaletleri) temsil etmek üzere kullanılmış olan,ama orijinali bulunamadığından,kitaplardaki resimlerden yararlanılarak ve kısmen de değiştirilerek çizilmiş bir bayraktır
Adıgeler arasında Musevi ve Hristiyan inançları da izler bırakmıştır Örneğin "Cumartesi" günü karşılığı "Mefezaqo" (Musevi: Tek Gün),"Pazar" günü karşılığı "Thavmafe" (Hıristiyan: Tanrının Dinlendiği Gün),"Hafta" karşılığı "Thamafe" (Büyük Tanrı Günü) gibi deyimler bunlardandır
Adıgeler arasında 6 yüzyılda Bizans yoluyla Ortodoks daha sonra Venedik ve Ceneviz'liler yoluyla da Katolik inancı yayılmaya başladı ve kiliseler inşa edildi Hıristiyanlık 10-11 yüzyıllarda Adıgeler arasında oldukça yayılmış bir durumdaydı Adıgeler Hıristiyan dinine "Çelehstan" (Чэлэхъстан), "Çiristan" ya da "Kiristan",paskalyaya Ut'ıj (1ут1ыжъ),rahip ve papazlara da "Şevgen" diyorlardı Bununla birlikte,Hıristiyanlık yanında, 17-18 yüzyıllarda politeist (мэджуси) inançlar da yaygındı
Özellikle 15-16 yüzyıllarda Türkler ve Kırım Tatarları aracılığıyla yayılmaya başlayan Müslümanlık 17-19 yüzyıllarda güçlendi Yine de eski inançlar bütünüyle silinmedi Örneğin,19 yüzyıl başlarında, papazlar eşliğinde ve büyük haçlar karşısında sığır kurban ediliyordu Ayrıca veba ya da başka bir salgın hastalık karşısında,Adigeler, köylerini ya da bölgelerini diktikleri çekiç görünümlü haçlarla ("Kaş" ya da "Пхъэзэкъупцэ") çevirip salgından korumaya çalışıyorlardı Ayrıca evlerinin içlerini de,korunma amacıyla, çekiç biçimli haçlarla donatıyor, mumlar yakıyorlardı 7-9 yüzyıllarda Karadeniz kıyısında bulunmuş olan Grek yerleşimi Nikopsis başlıca dini merkezdi Ayin ve dualar Grekçe yaptırılıyordu
Adıgeler şimdi Sünni/Halefi'dirler,kendi bölgelerinde Maykop'taki "Adige Cumhuriyeti ve Krasnodar Krayı Müslümanları Müftülüğüne" bağlıdırlar
Dil
Kuzeybatı Kafkas ya da Abhaz-Adıge dillerinden biri olan Adıgece,doğu (dağ) ve batı (ova) biçiminde iki kola ayrılmaktadır:
Doğu kolu "Kabartay"("Qeberdeyıbze" ya da "Adıgebze") adını taşır ve dört lehçeye ayrılır:1 Asıl Kabartay (Baksan),2 Mozdok Kabartay (Kuzey Osetya'da ve Stavropol Krayda yaşayan Ortodoks Hıristiyan Kabartaylar tarafından konuşulur),3 Besleney (Karaçay-Çerkesya ve Krasnodar krayında toplam 4 köyde konuşulur) ve 4 Kuban Kabartay (Adıgey'de 4 köyde konuşulur);edebiyat dili olanı asıl Kabartay lehçesinden (Baksan ağzı) geliştirilmiş olup Kabardey-Balkarya veKaraçay-Çerkesya'daki resmi dillerdendir Asıl Kabartay lehçesinin,Baksan ağzı (Baksan Irmağı boyunda konuşulur) dışında üç ağzı daha bulunur:1 Terek ağzı (Terek Irmağı boyunda konuşulur),2 Malka ağzı (Malka Irmağı boyunda konuşulur) ve 3 Kuban-Zelençuk ağzı (Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nde konuşulur) 2002'de RF'deki toplam Kabartay sayısı,519 958'i "asıl Kabartay" ve 60 517'si de Kabartayca konuşan "Çerkes" olmak üzere 580 475 idi
Batı kolu "Adıgece" (Adıgabze) ya da eski deyimiyle "K'yah" dili (К1ах-Ova dili) adını taşır,kendi içinde kıyı ve bozkır lehçeleri biçiminde iki ayrı öbeğe ayrılır Kıyı öbeğini (Хы1yшъо1усхэр-Deniz kıyısında oturanlar) oluşturan Şapsığ ve kısmen Hak'uç (Хьак1уцу; Thağepş-Kirova köyünde konuşulur) lehçeleri ile,daha doğuda iç bölgelerde konuşulan bozkır lehçelerinden Bjeduğ,K'emguy (К1эмгуй ) ve Abadzeh (Абдзах; Hakurınehable ve 1999'da Kosova'dan dönenlerce kurulan Mafehable köylerinde konuşulur) lehçeleri halen konuşulmakta olup,resmi Adıge (edebiyat) dili K'emguy (Rusça: Temirgoy) lehçesinden geliştirilmiştir Kafkasya'da artık konuşulmayan birçok Adıge lehçesi ise (Natuhay,Hatukuay,Mahoş,Vıbıh Adıgecesi,Barakay,vb) halen Diaspora'da konuşulmaktadır
Adıgece,bir eğitim dili olduğu Adıgey dışında, Krasnodar krayındaki ve İsrail'deki Adıgelerin devam ettiği devlet okullarında da bir seçmeli ders olarak devletçe okutulmakta;ayrıca Ürdün'de de bir özel okulda (Emir Hamza Okulu) seçimlik bir ders durumundadır 2002'de RF'de,Şapsığ nüfus (12 bin kadar) dışında,Adıge sayısı 131 769 idi;buna rağmen,Adıge dili,Maykop ve Soçi'deki (Lazarevsk) ilgili fakülte ve kurumlarda akademik ya da Adıgece dersi öğretmenlerini yetiştirme amaçlı olarak işlenmektedir Adıgece,Kafkasya dışında Türkiye,Irak, Suriye,Ürdün,İsrail, Lübnan,Mısır, Libya,AB ülkeleri (Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya,Bulgaristan,vb),İsviçre,ABD (New Jersey,NewYork,California),Kanada,Avustralya'da ve toplam 40 kadar ülkeye dağılmış topluluklar arasında da konuşulmaktadır
Sovyetler dönemindeki ve günümüzdeki durum:
İç savaş döneminde,özellikle 1918'de, Adıgeler beyaz ve kızıl birlikler arasında kalıp büyük bir nüfus kaybına uğradılar
1922'de batılı ya da asıl Adıgeler için Krasnodar merkezli Adıge Özerk Oblastı (sancak) ile,1880'lerde Orta Laba boyundan, Karadeniz kıyısındaki eski yerlerine dönebilen Adıgeler için de 23 Eylül 1924'te Tuapse merkezli Şapsığ Ulusal Rayonu(ilçe) kuruldu, ama Şapsığ rayonu, 20 yıl sonra, 24 Mayıs 1945'te kaldırıldı Rusya yönetimi, 55 yıl boyunca baskı altında tutulan ve yöresel-toplumsal özerklikleri geri verilmeyen Şapsığları,1999da bir tür "koruma altına" aldı ve onlara kısıtlı haklar ve küçük bir "yerli toplumu statüsü" verdi,ama Şapsığlara,bazı sürülmüş küçük RF toplulukları örneğinde (Karaçay,Balkar,Çeçen,İnguş,vb) olduğu gibi toprakları geri verilmedi,Şapsığların durumu,daha çok 1944'te Kırım'dan sürülmüş olan Kırım Tatarlarının durumuna benzemektedir Adıge ÖO ise 2 Temmuz 1991de cumhuriyet (devlet) statüsüne yükseltildi ve böylece,İkinci Dünya Savaşı boyunca da iyice ezilmiş olan Adıgeler yeniden toparlanmaya başladılar
Adıgelere Stalin döneminde,çalışma kamplarına sürülme,hapis ve idamlar biçiminde terör uygulandı Özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş ve Almanlara karşı sürdürülen partizan direnişleri sonucu yetişkin Adıge erkek nüfusunun çoğu (15 binden çok Adıge) yokoldu ve uzun bir süre toparlanılamadı Almanlara karşı savaşta,eski Sovyetler Birliği içinde,koca cumhuriyet ve krayları da aşarak, nüfusuna göre en fazla şehit veren ve en çok da Sovyetler Birliği Kahramanı çıkaran bölge,küçücük Adigey'dir,Adigelerdir Özellikle SSCB Kahramanı ve Adıge şairi Hüseyin Andruhay'ın (Андрыхъое Хъусен;1921-1942) anıtı,RF ve Adigey (Şevgenovski rayonu merkezi Hakurınehable) dışında,bugün Ukrayna'da,şehit olduğu yerde de dikilidir
AC Devlet Parlamentosu-Khase,Karadeniz kıyısında yaşayan Şapsığlar için bir özerk bölge yönetimi kurulması,ayrıca AC sınırlarında bir değişikliğe gidilerek,AC topraklarının doğuda Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'ne,güneyde de Karadeniz kıyısındaki Abhazya Cumhuriyeti'ne değin uzatılması taleplerinde bulundu 15 Nisan 1995'te Krasnodar krayı Valiliğince yapılan bir açıklamada,Şapsığlara özerklik verilmesinin Krasnodar krayına değil,RF üst makamlarına ait bir yetki olduğu açıklandı AC'nin toprak talebi de,özellikle Krasnodar kraylı Kazakların tepkileriyle karşılaştı AC'nin istemiş olduğu yerler Krasnodar Kray'a bağlı Mostovski rayonu ile, Soçi metropoliten alnının bir bölümünü kapsıyor olmalıydı
AC'nin,tarihsel Adıge toprakları üzerinde doğal sınırlara kavuşma ve Krasnodar Kray kuşatmasından kurtulma isteği,AC'nin lağvedilmesi ve topraklarının Krasnodar Kray'a katılması içerikli karşı bir kampanya açılmasına yol açtı Kampanya 2006'da durdurulabilmiştir
Kabartayca konuşan doğu Adıgeleri de, 12 Ocak 1922'de kurulan "Karaçay-Çerkes Özerk Oblastı" ile 16 Ocak 1922'de oluşturulan "Kabartay-Balkar Özerk Oblastı" içinde yer aldılar Kabartay-Balkar ÖO 5 Aralık 1936'da,Karaçay-Çerkes ÖO da 3 Temmuz 1991'de cumhuriyet oldu
Temsil Edilmeyen Halklar ve Uluslar Örgütü-UNPO,15-19 Temmuz 1997'de,Estonya Otepaa'daki toplantısında,19 yüzyılda Çerkeslere soykırım yapıldığını,bu halkın %90 oranında Türkiye,Suriye ve Ürdün topraklarına sürüldüğünü,Rusya Federasyonu ve uluslararası topluluk tarafından Çerkeslere Sürgün Ulus Statüsü verilmesi gerektiğini,RF'nin Çerkeslere çifte vatandaşlık hakkını ve Çerkes halkının kendi tarihsel topraklarına dönebilme garantisini vermesi çağrısında bulundu
23 12 2006 tarihli resmi "Adıge maq" (Адыгэ макъ) gazetesinden (internet yoluyla) verilen bir habere göre,RF Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından onaylanan ve RF'nin ülke dışında yaşayan soydaşlarının (Rus,Adıge,vb) dönüşü ve Rusya Federasyonu'na yerleştirilmesi içerikli bir hükümet kararı,bütün yerel birimlere gönderilmiş ve bu birimlerin kendi diasporalarına ilişkin programlarını hazırlayıp Rusya Bakanlar Kuruluna göndermeleri istenmişti Bu çerçevede,Adige Cumhuriyeti de, kendi Diasporası ile ilgili bir "Devlet programı" hazırlayarak,22 Aralık 2006'da Parlamento (Khase) onayı ile kabul etmiştir Program, Ocak 2007'de görüşülmek üzere Rusya Federasyonu Bakanlar Kuruluna gönderilmiştir (Ayrıca bk Ajans Kafkas,"Adigey'in dönüş taslağı hazır",internet) Merkezden onanıp geldiğinde,Adige Cumhuriyeti'nde yeniden görüşülecek olan bu "Devlet programı" ile Diaspora Adıgelerine de, 1864'de deporte edildikleri eski anayurtlarına yeniden dönüş yolu,sembolik düzeyde de kalsa, yasal olarak,belki de ilk kez açılmış olacaktı Ama,2007'de AC'nin Türkiye,Suriye,Ürdün,vb yerlerden olası dönüş beklentileri,RF yönetimince boşa çıkarılmış,RF'nin dönüş kotaları RF dışındaki Ruslara dağıtılmakla yetinilmiştir
Ruslar 1998'de RF Hükümetinin iskan garantisi ile Sırbistan'ın Kosova bölgesinden savaş koşullarının dayatmasıyla,bir tür zorunlu olarak getirilip Maykop kentsel alanı içinde oluşturulan Mafehable köyüne yerleştirilen sembolik düzeydeki bir Adıge nüfus (hepsi 174 kişi idi,bazıları sonradan Kosova'ya geri dönmüştür) dışında,toplu Adıge dönüşlerini hoş karşılamamaktadırlar Kosova'dan dönüşün de,1989-2003 yılları boyunca AC'ye yerleştirilen 155 400 tutarındaki Rus yerleşimci için belirecek olası tepkileri perdeleme (gizleme) amacıyla yaptırıldığı anlaşılmaktadır Ayrıca,RF Hükümeti,Kosovalı Adıgelere verdiği iskan garantisi sözünü bile tutmamıştır,çünkü halen,10 yıldan beri yurtlarda barınmaya çalışan ve süründürülen evsiz Kosovalı aileler bulunmaktadır
Dönüş içerikli sözkonusu RF Devlet programı 2007'de yasalaşmıştır RF'nin dışarıda yaşayan soydaşlarının dönüşüne ilişkin olarak yeni kabul edilmiş olan bu federal yasa gereğince dağıtılan 50 kota içinden birinin bile Adıgey'li birine olsun verilmediği,1860'larda topraklarından etnik temizlik yoluyla çıkarılmış,soykırım uygulanmış ve topraklarına el konulmuş olan 2 milyonluk Adıge ya da Çerkes nüfusunun şimdiki torunlarının yok sayıldığı,yani 1864 yılı Adıge etnik temizlik,soykırım ve sürgünü olayı için "olmamış" olduğu izlenimi yaratılmak istendiği,Yasa'nın sadece,1991'de SSCB'nin dağılmış olması sonucu RF dışında kalmış olan Rus,vb gibi eski bir Sovyet nüfusunu kapsadığı anlaşılmıştır Bu bakımdan Adıgelerin istediği gibi yeni bir demokratik yasal düzenleme ya da düzeltme yapılmadığı sürece, Adıgelere tarihi ülkelerine dönüş yolu,1864'ten beri olduğu gibi,şimdi de kapalı tutulmuş olacaktır Demokratik Adıge kuruluşları,sürgündeki nüfusa,yani tüm Adıge ya da Çerkes Diasporasına,1997 Unpo kararına da uygun olarak,ilkesel düzeyde, "RF'ye yerleşme hakkı ve çifte vatandaşlık verilmesini" talep etmektedirler
Rusların ise,Adıgelerin dönüşlerini istemedikleri, dönüş sorununu da,Diasporadan gelip Kafkasya'ya yerleşmiş olan küçük bir Çerkes nüfusu (birkaç yüz kişi) ile kapatmayı planladıkları söylenmektedir Bu arada AC'ne dönüş içerikli Çerkes örgütlenmelerinin bir çoğunun da RF servislerinin hizmetinde oldukları,bunların politik Rus nüfus yerleştirmelerini gizledikleri,şimdiki yoğun Ruslaştırma politikalarını da,iç ve dış kamuoyundan sakladıkları söylenmektedir Bu arada,Adigece yayınlanan ciddi ve resmi "Adıge maq" (Адыгэ макъ) gazetesinin internet yayını 26 10 2007 gününden sonra,20 11 2007 gününe değin durdurulmuş,ardından politik ve eleştirel nitelikli yazılarına son verilmiş,magazin gazetesi biçimine dönüştürülerek,yeniden bir internet yayını "başlatılmış",ama bu yayın da,25 12 2007 tarihinde yeniden kesilmiş,10 01 2008'de de,yeniden "başlatılmıştır"
Maykop'ta yayınlanan Адыгэ макъ (Adıge maq) gazetesi dışında,Nalçik'te Kabartayca yayınlanan Адыгэ псалъэ (Adıge psatle) gazetesi de benzeri bir darbe yemiş,Çerkessk'te Kabartayca yayınlanan Чэркэс пэж (Çerkes pej) gazetesinin akıbeti bilinmezliğe karışmış,Soçi'de (Lazarevsk) 10 yıldan daha uzun bir süre yayınlanmış olan Шапсугия (Şapsugiya) gazetesi ise,Ruslarca kendini kapatmak zorunda bırakılmıştır
KARAÇAY-ÇERKES CUMHURİYETİ
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti Kuzey Kafkasya'da bulunan, Rusya Federasyonu üyesi bir cumhuriyettir Kuzey Kafkasya'da , Kafkas sıradağlarının orta bölgesinde yer almaktadır Güneyinde Karaçaylı'ların "Tav ardı-Dağ arkası" adını verdikleri Kafkas ötesi ülkelerinden Abaza ve Gürcistan Cumhuriyetleri, Batı ve kuzeyinde Rusya Federasyonu, Doğusunda Kabardey-Balkar Cumhuriyeti yer almaktadır
Başkenti Çerkessk olup, ikinci büyük kenti de Karaçayevsk'dir Diğer önemli şehirleri Uçkalan,Teberde ve Zelençuktur
Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti'nin yüz ölçümü 14 100 km2dir Cumhuriyetin güneyi baştan başa Büyük Kafkas sıradağları ile kaplıdır Kuzey bölge ise yayla ve geniş düzlükler halinde uzanmaktadır Büyük Kafkas sıradağları ve Avrupa'nın en yüksek tepesi olan Elbruz Dağı (Mingi Tav) 5633m yükseklikte Kabardey-Balkar Cumhuriyeti ile güneydoğu sınırını teşkil etmektedir Bu dağlar 3000 m den sonra buzullarla kaplıdır
Cumhuriyetin orta bölgesi Büyük Kafkas sıradağlarının eteklerini ihtiva etmekte olup geniş yaylalarla kaplıdır Karaçay şehrinin kuzeyindeki Biyçe Sın yaylası en önemli yayladır Kuzeyde yer alan düzlükler, Büyük Kafkas sıradağlarından doğan Hurzuk, Ulu Kam, Uçkalan nehirleri ve bunların birleşmesinden meydana gelen Kuban Nehri ile, daha sonra Karaçay Dağlarından doğan ve Kuban Nehrine katılan Duvut, teberdi, Arhız, Maruka, Zelencuk, Urup ve Lapa nehirleri ile sulanmaktadır Göl yönünden fakir olan ülkede sadece tuz gölü bulunmaktadır Kuzeyde step, güneyde çam, ladin, köknar ormanları ülkeye hakimdir Büyük Kafkaslar'ın 2500m'den sonrası alp tipi otlaklarla kaplanmıştır
Nüfusu 415 000 olan Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti'nin %31'i Karaçaylı Türk, %42'si Rus, %10'u Adıge, %7 Abazin, %3'ü Nogay Türkü, % 7'si ise diğer topluluklardır Türkler güneyde özellikle Kuban havzasında yaşamaktadır Ayrıca 30-35 bin civarında Orta Asya'da yirmi bin civarında Türkiye'de yaşayan Karaçaylı bulunmaktadır
Ülkede 130 adet göl vardır Ülkenin en büyük dağı Elbrus dağıdır Bu dağ Avrupa'daki en büyük dağdır Ülkeden ayrıca altın, kömür ve kil çıkmaktadır Ülkede Ocak ayında hava -3 2°C'dır Temmuz ayında ülkede sıcaklık +20 6°C'dır
Bölgenin asıl yerlileri Karaçaylar olup, diğerleri daha sonra bu bölgeye yerleşmiştir Yaklaşık 1830-1833 yılları arasında, bölgede, büyük ölçüde Rus istila ve denetimi gerçekleşmiştir Kuban ve Laba ırmakları arasında bulunan ve Çerkeslerce Base Ovası (Base Gubğo) denilen büyük bir alan Çerkes ve Abaza nüfusundan temizlenmiştir Ancak bu nüfusun küçük bir kısmı, Kabardiya'dan getirilen göçmenlerle de takviye edilerek, Ruslarca Büyük ve Küçük Zelençuk ırmakları vadilerine, yani şimdiki yerlerine yerleştirilmişlerdir
Çerkesler Kabartay ve Besleney lehçelerinde konuşmaktadırlar Karaçaylar,Nogayca'ya ve Balkarca'ya yakın bir Türk lehçesi konuşurlar Karaçayca ile Balkarca aynı yazı dilini paylaşır, bu nedenle bu dile Karaçay-Balkar dili de denmektedir Ruslar,1830'dan sonra, 1860'larda yoğunlaşmak üzere bölgeye yerleştirilmişlerdir Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nin güneyi dağlık bir turistik bölgedir Kuzey düzlüklerindeki verimli vadilerde ise sulama ile bolca tarım yapılmaktadır
12 Ocak 1922'de Rus SFSC'ne bağlı "Karaçay-Çerkes Özerk Oblastı" (K-ÇÖO ya da kısaca "Karaçay-Çerkesya") adıyla kuruldu 26 Nisan 1926'da merkezi Karaçayevsk kenti olan "Karaçay Özerk Oblastı" (KÖO) ve Çerkessk merkezli "Çerkes Ulusal Okrugu" (ÇUO) biçiminde bölünmüşdür ÇUO, 30 Nisan 1930'da "Çerkes Özerk Oblastı" (ÇÖO) adını almışdır 1943 yılında Çerkesler Kızıl Ordu saldırılarına uğramıştır Karaçaylar ise, güneydeki dağlık kesim vadilerinde yaşıyor iken, 1944'te Kazakistan'a sürülüp 1957 yılı ile birlikte geri getirilmişler ve eski yerleri dışında, Çerkessk kentine, Adıge, Rus ve Abaza köylerine ve çevrelerindeki yerlere de yerleştirilmişlerdir
İÇKERYA ÇEÇEN CUMHURİYETİ(Çeçenya,Çeçenistan)

Çeçenya,Rusya'ya bağlı özerk bir cumhuriyettir Çeçenistan olarak da bilinir Doğusunda ve güneydoğusunda Rusya Federasyonu'na bağlı Dağıstan Cumhuriyeti, güneyinde Gürcistan, batısında İnguşetya Cumhuriyeti, kuzeyinde Stavropol Kray ve Kalmukya Cumhuriyetleri bulunmaktadır Çeçenistan'ın başkenti Caharkala'dir Bu ad Dudayev'in şehadetinden sonra verildi Kentin tarihi adı Sölc-ghala (Sölca-kale)'dır Sovyet döneminde Ruslarca verilen ad "korkunç" anlamına gelen ve Çar İvan Grozni'nin adına izafe edilen Grozni idi Diğer kentler ise Şali (Çeçence Tela, 1990'da kent oldu), Gudermes (1941'de kent oldu), Argun (1967'de kent oldu), Urus-Martan (1990'da kent oldu)'dır
Ulusal motifleri çevreleyen çember içerisindeki Kurt, özgürlüğün simgesidir Kurt sembolü, 18 yy'dan itibaren kullanılmaya başlanmış ve Çeçenler de gücün simgesi olmuştur Çemberde bulunan 9 köşeli 9 yıldız, Çeçen kabilelerini (tuxum) temsil eder
Çeçenya'nın güneyi tamamen dağlıktır Bu dağlar batıdaki Nazrani'den başlayıp doğudaki Gerzel-dola kadar uzanır En batı uçta bulunan Stolovaya dağından İtumgalla'ya kadar uzanan sıradağlar Taşlır Dağları (Thulgandagghaş) adını alır Taşlık sıradağlarının kuzeyinde Sunzha (Sunja) sıradağları adı verilen dağlar vardır Onunda kuzeyinde Terek sıradağları bulunur Sunzha sıradağlarının arasından dikine Terek Nehrinin Sunzha koluna bağlı büyük çaylar akar Dağlardan daha çok sözü edilmesi gerekenler Çeçenya'nın güney sınırını oluşturanlardır Batıdan doğuya doğru sınır boyunca uzanan büyük dağlar, Kafkas sıradağlarının birer tepeleri olarak kabul edilebilir:
Stovolaya Dağı 2993 m Şan Dağı 4451 m Hahalgi (Xaxalgi) 3032 m Tebulosynta (Tiebuolt lam) 4493 m Diklosmta (Dikaluoy lam) 4285 m Cobolgo dağı 2725 m
Çeçenya'nın en önemli nehri Terek'tir Bu step tipli nehir tipine girmektedir Bu nehir Kafkas sıradağlarının buzluklarından kaynaklıdır Kuzey Otesya'nın Mozdak nehrinden Çeçenya'nın Bienon-Yurt istikametinde ülkeye girer Batıdan doğuya doğru hafif bir kavisle uzanır Dağıstan'a yakın kuzeye dönerek Kızıldiyar istikametinde akar, Kaspi Denizine (Hazar Denizi) dökülür Uzunluğu 590 km'dir
Terek'ten sonra Çeçenya'nın en önemli nehri Sunzha (Sunca) Nehri'dir Bu nehir Terek Nehri'nin en büyük kollarındandır Sunzha Nehri Çeçenya'nın güneyindeki Taşlık sıradağlarından kaynaklanır Güneyde kuzeye doğru dikine akan Assa, Argun, Hulahula çaylarıyla beslenir Kuzey Otesya'nın doğu sınırlarını dikine kesip Nazran'a (İnguşya'nın Baş nehri) ulaşır ve oradan Marbulak'a (Erıthoy) doğru döner, Caharkala'ya varır Buradan Gudermes'e, Gudermes'ten kuzeye döner ve Telkovski rayonunun güneyinden Terek Nehrine dökülür Sunzha (Sunca) nehrini, batıdan doğuya doğru sayarsak Assa, Argun, Hulahulo gibi büyük çaylar besler
Çeçenistan'da yüzey şekillerinin çeşitliliği toprağa ve bitki örtüsüne de yansır Büyük ölçüde yarı-çöl özelliği gösteren Nogay Bozkırı kum tepeleri ve çalılıklarla kaplıdır Güney ve güneydoğoya doğru, Terek Irmağı yakınlarında, kara toprak ve kestane toprakları üzerinde sorguçotu bozkırlarına geçilir Nogay Bozkırı, Terek ve Sunja vadilerini de içine alır 1 950 m yüksekliğine kadar dağ yamaçları sık kayın, gürgen ve meşe ormanlarıyla kaplıdır Daha yükseklerde iğneyapraklı ormanlar, onların üzerinde Alp tipi çayırlar, daha sonra çıplak kayalıklar ve kar-buz tabakaları bulunur İklim değişkendir ama genellikle kara iklimi hakimdir
Çeçenistan'da bitki örtüsü denince ilk akla gelen, asırlık ormanlardır Ülkenin güneyi ise keşfedilmeyi bekleyen botanik bahçeleriyle kaplıdır Çeçenistan, ovadaki suları bol, arazileri son derece verimli bir ülkedir Asırlık ağaçların gölgelediği geniş ormanların seyreldiği yerlerde bahçeli evler kuruludur Ormanlar arasındaki açıklıklarda mısır, tahıl ve her çeşit meyva yetiştirilir, oldukça iyi sonuç alınır Bu ormanlar Çeçenlerin hayat kaynağıdır Zira ormanları kendilerine siper edinerek amansız düşmanlarına karşı asırlarca karşı koymuşlardır
Çeçenistan Ruslar için şiir ve rüya alemidir Ülke, yeşil ovaları, meyveli ağaçları, çağlayan suları, karlı ovaları ile tatsız hayatından usanmış ruhlar için tek sığınılacak yerdir
Çeçenistan'daki ormanlar Rus istilasından evvel gayet sık ve zengindi, hatta memleketin savunma duvarları statüsündeydi
700 m'den yüksek kısımlarda, gürgen ağaçlarına rastlanır Ovalarda, vadilerde, dağların yamaçlarında bol çayır ve her çeşit bitki vardır Dağların ördüğü muhteşem dekor, kar bölgeleri, çamlıklar, yeşil yamaçlar, coşkun sular, köpüklü şelâleler, heybet ve güzelliği aynı anda yaşamak, turizm için eşi ve benzeri bulunmayan hususlardır Bir de buna Sernovodak şehrindeki kaplıcayı da eklersek şahane dekoru bir parça göz önüne getirmiş oluruz
Kafkasya'da aynı dönemde üç mevsimin yaşanması çok görülür Bu durum Kafkasya'nın doğal yapısının önemli bir özelliğidir Kafkasya'nın iklimi, yazları ılık, kışları soğuktur Senenin büyük bir kısmında dağlar, karla örtülü kalır Dünyanın hiçbir bölgesinde, tabiat zenginliği açısından eşi ve benzerine rastlanmayan Kafkasya, hali hazırdaki sıkıntılardan kurtulursa geleceğin turizm patlamasına aday bir bölge olabilir Kafkasya'nın en önemli nehirleri Çeçenistandan geçerek Hazar denizine dökülen Terek nehri ile, Çerkes bölgesinden akıp Karadenize dökülen Kuban nehridir
ÇEÇEN DİLİ (ÇEÇENCE)
Kafkas dil grubu içerisinde Nakh bölümünde yer alır Çeçen dilinde genellikle iki ağızdan bahsedilebilir Biri düzlükte (şehirlerde), Biri dağlık bölgelerde konuşur Çeçen yazı dili daha çok düzlükte konuşulan Çeçence ağızlarına dayanmaktadır
Nakh Dil Grubu:
- Çeçen (Nohçi)
- İnguş (Äžalğay)
- Tuş-Kist (Batsoy)
Çağdaş Çeçen Dilinin fonetik bakımdan en büyük özelliği vokal ve konsonların zenginliğidir Konsonlar arasında kısa ve uzun sesler yanında basit ve bileşik (diftong) fonemler de vardır
Çeçen dilinin morfolojik yapısında 6 gramatikal cins vardır Erkek ve dişi cinslerinden başka, hayvan adları, eşya adları, soyut kavramları kapsayan 4 gramatikal cins daha kullanılır
Çeçen dilinde çekim halleride pek zengindir Bu bakımdan, Çeçence, Diğer Kafkas Dillerinden ayrılmaktadır Çeçen dilinin sentaksındaki başlıca özellik, ergatif kuruluşların varlığıdır
Çeçen yazı dili son yıllarda gelişme göstermiş olup 49 harfden oluşan kiril alfabesi kullanılmaktadır 17 MART 1992 yılında kabul edilen Çeçen Parlementosu tarafından kabul edilen Latin Köekenli alfabe süregelen savaşlar nedeniyle kullanılamamıştır
Bağımsızlık Süreci
Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasından sonra İçkerya Çeçen Cumhuriyeti adıyla bağımısızlığını ilan etmesine rağmen sadece dönemin Taliban yönetimindeki Afganistan tarafindan ocak 2000'de tanındı 1991'de yapılan seçimde ilk cumhurbaşkanı General Cahar Dudayev oldu Boris Yeltsin sıkıyönetim ilan ederek savaşa devam etti Temmuz 1992'de Çeçen-İnguş parlamentosu Latin alfabesini kabul etti 1927'de Arap alfabesi kullanmak yerine çeçen alfabesine geçtiler, Çeçenler Rusya ile federasyon anlaşmasını imzalamayı reddettiler 1996'da çatışmalara son vermek amacıyla Zelimhan Yandabiyev Ruslarla barış anlaşması imzaladı O yıl geçici başbakan olarak Aslan Mashadov atandı Ardından 1997'de rakibi Şamil Basayev'i geride bırakarak Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti'nin 2 cumhurbaşkanı oldu fakat 2005'te öldürüldü Ölümünden sonra Argun'lu Abdul-Halim Sadulaev cumhurbaşkanı oldu fakat o da 17 Haziran 2006'da öldürüldü Çeçen-İçkeriya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı ve Genel Kurmay Başkanı Abdullah Şamil Ebu-İdris (Şamil Basayev) 10 Temmuz 2006'da şehit edildi Çeçen Cumhuriyeti İçkerya anayasasına göre şu andaki devlet başkanı Dokka Umarov'dur Uluslararası kanunlara aykırı olarak Rus ordusunun işgali altında bulunan İçkerya'da eski bir boksör olan Ramzan Kadirov'da Rusya tarafından, Rus yanlısı kukla hükümetin başına getirilmiştir Meşru İçkerya güçleri ile Rus kuvvetleri ve bunların desteğinde ki kukla yönetim güçleri arasında ki savaş halen devam etmektedir
|