ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Ülke & Şehirler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=413)
-   -   Kuzey Kafkas Cumhuriyetleri (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=917890)

Prof. Dr. Sinsi 10-14-2012 05:20 AM

Kuzey Kafkas Cumhuriyetleri
 

ABHAZYA CUMHURİYETİ

Coğrafi konum

Abhazya Cumhuriyeti, Kafkas dağlarının ana silsilesinden sahile uzanan, güneyden Karadeniz, batıdan Psov ve doğudan İngur nehirleri ve Gürcistan ile sınırlanmış bir ülkedir. Başkenti Sohum, yüzölçümü 8.600 km2''''dir. 1991''''de yapılan sayıma göre nüfusu, Abhaz 93.000, Gürcü 60.000, Migrel-Laz 155.000, Rus 76.000, Ermeni 77.000, Svan 25.000, Ukraynalı 15.000, Rum 14.000, Türk 10.000, Estonyalı 1.800 ve diğer uluslar ise 8.000 kadar olup, toplam 535.000 kişidir. Bu sayım Gürcistan'ın kontrolü altında yapıldığından uzmanlar tarafından şüpheyle karşılanmaktadır.

Eğitim ve kültür

Abhazya'da tamamen Abhazca olarak öğretim yapan Abhaz ilkokulları dört yıllıktır. Daha sonra gerek orta öğretimde, gerekse Sohum Abhaz Üniversitesi'nde Abhaz dil ve edebiyatı dersleri tamamen Abhazca olarak yapılmaktadır. Diğer dersler ise Rusça'dır. Bunlardan başka yine Abhazca olarak çalışan teknik araştırma kurulları ve okulları, konservatuar, tiyatro, devlet matbaası ve devlet yayınevleri vardır. Milli Şair-Edip Ulya Dimitri ile Milli Hikayeci-Edip Samson Çenba'nın eserleri bazı Avrupa dillerine çevrilmiştir. Bunların dışında müzik, folklor sahasında başarılı çalışmalarıyla tanınan bir Abhaz Milli Dans ve Şarkılar Ekibi de vardır.

Ekonomik potansiyel

Abhazya'da sanayiden çok, başlıca gelir kaynakları hayvancılık, meyvecilik, orman ürünler ve turizmdir. Bölgede ağır sanayiye yardımcı olarak kimya endüstrisi ve zengin maden kömürü işletmeleri gelişmiştir. Ülke bol manganez ocakları, çeşitli maden filizleri ve tabii inşaat malzemelerine sahiptir. Aynı zamanda nehirlerinden de elektrik enerjisi elde edilmektedir. Ülkenin dağlarını teşkil eden kayalar, granit, orfir ve sair oluşumların çeşitleri olmak üzere başlıca madenleri; altın, (pek az miktarda) gümüş, simli kurşun, anti-maun, demir, manganez, nikel, bakır, civa, çinko, zırnık, kibrit üretimine ait parlayıcı madeni maddeler, kükürt, maden kömürü, birkaç çeşit mermer, mutfak tuzu, alçı şap, amyant, yer sakızı, litograf taşı vs.'dir. Bunlardan ancak, neft, manganez, bakır, maden kömürü, kükürt önemli miktarda üretim ve ihraç edilmektedir. Aynı zamanda çok miktarda maden suyu ve kaplıca kaynakları bulunmaktadır. Deniz sahil şehirlerinde ve akarsularda yapılan balıkçılık ile deniz ticaret filosunun ekonomiye önemli katısı vardır. Gudawta, Sohum ve Ocamçıra''da çaycılık ve narenciye üretimi halkın başlıca kaynağıdır. Tütün ekimi bilhassa gelişmiştir. Abhazya'''nın Sohum limanı çıkartma iskelesi vazifesi görmekte ve İstanbul bir aracılık rolü oynamaktadır. Kafkas tütünlerinin türü, Türk tütünlerinin aynıdır. Başlıca ekim makileri dağların güney yamaçlarındadır. Güneyde zeytin, portakal, limon, okaliptüs, akasya, manolya, Liyaj meşesi ve palmiyelerin her çeşidine uygun bir toprak ve iklim vardır. Abhazya'da yakın zamana kadar, eski çağlardan beri yoğun olan ormanların geniş bir kısmını teşkil eden yabani meyve ağaçlarının ıslahına gidilmiş ve meyvecilik bölge ekonomisinde önemli bir yer almıştır. Yine bu ormanların değerlendirilmesi yönünden kerestecilik ve orman ürünleri sanayii gelişmiştir. Bundan başka Sohum ve civan tabii plaj özellikleri yanında çok sayıda tesislerle de donatılmıştır. Pisunda, Afgan ve Ritsa kasabaları da tabi güzellikleri, maden suları, ılıcaları ve dinlenme tesisleriyle bölgenin ekonomisine turizm yoluyla önemli katkıda bulunurlar.

Yüzey Şekilleri ve İklim

Abhazya, Kuzeybatı Kafkasya'da Karadeniz’in kuzey kıyılarında 8.600 km²’lik bir alanı kapsar. Kafkas Dağları Abhazya’yı kuzey ve kuzeydoğuda, Rusya Federasyonu içindeki Çerkesya topraklarından ayırır. Abhazya’nın doğusunda Gürcistan yer alır. Güney ve güneybatısı Karadeniz’le çevrelenmiştir.

Abhazya’nın büyük bölümü (yaklaşık % 75) dağlardan oluşur. Nüfusun büyük bölümü kıyı kesimlerinde, düz alanlarda ve alçak kesimlerde yerleşmiştir. Büyük Kafkas Dağları bölgeyi kuzeyden tamamen kuşatır. Dağların yüksekliği pek çok yerde 4.000 m civarındadır. İklimi genel olarak ılımandır.

Önemli Şehirleri

Başkent Sohum,Gagra, Gal, Gudauta, Oçamçira, Tukarçal

ADİGE CUMHURİYETİ(ADİGEYA)

Rusya Federasyonu'’nun üye cumhuriyetlerinden biridir.Kafkas Dağlarının kuzeyinde,Krasnodar Kray sınırları içinde yer alır. Cumhuriyetin translitarasyon olarak adı Respublika Adigeyadır. Cumhuriyet, Adigeya olarak da bilinir. Adıge Cumhuriyeti adını, günümüzde nüfusu cumhuriyette azınlık haline gelmiş olan (% 24.2) Adigelerden alır.Başkenti Maykop'tur.

Adige, yakın zamana kadar federasyonun Krasnodar bölgesine bağlı bir özerk bölge idi. Adige Özerk Bölge statüsünü 7 Ekim 1990'da kazandı. "Özerk Bölge" statüsüyle yetinmeyen Adigeler sürdürdükleri mücadele sonucu 1995 yılında "Özerk Cumhuriyet" kimliğini kazandı.

Yüzölçümü 7.800'km'dir. Toplam nüfusu 450.000'dir.Seçilmiş cumhurbaşkanı ve parlamentosu vardır.Yasama organı olan AC Devlet Parlamentosu-Khase (Хасэ) iki kanatlı ve toplam 54 üyelidir: Khase, Maykop ve Adıgeysk kentsel alanları ile birlikte, 9 rayonun (seçim çevresinin) her birinin üçer üye ile temsil edildiği ve daha çok Adıgece konuşan üyelerin seçildiği 27 üyeli bir (üst) kanat;rayonların nüfuslarına göre temsil edildiği ve daha çok Rusça konuşan üyelerden oluşan 27 üyeli ikinci bir kanattan oluşur (Alt kanat ya da temsiciler meclisi). Böylece çoğunluktaki Rus ve azınlıktaki Adıge nüfusun siyasal temsil eşitliği (paritet) korunur.

Adige Cumhuriyeti Devlet Başkanı 5 yıl görevde kalır,daha önce seçilmek için Adigece ile Rusça'yı,ikisini birlikte bilme koşulu aranırken,daha sonra,Adige Cumhuriyeti Anayasası'nda yapılan bir değişiklikle,sadece Rusça bilmek yeterli sayılmıştır.Ardından Rusya Fedarasyonu'nda yapılan başka bir yasal değişiklikle,RF Devlet Başkanına,bir prosedüre göre devlet başkanını atama yetkisi verilmiştir.Nitekim,daha önce Aslan Carım ve Hazret Sovmen seçimle iş başına gelmişlerdir.Ama 13 Ocak 2007 'de görev süresi sona eren Hazret Sovmen'in yerine,Aslan Thak'uşın (Adıgece:Тхьак1ущынэ Аслъанчэрый; Aslan Tkhakushinov,d.1947,Vılap köyü,Krasnogvardeysk rayonu,AC) RF Devlet Başkanı Vladamir Putin tarafından atanmış ve bu atama kararı 13.12.2006'da AC Devlet Parlamentosu-Khase tarafından da onanarak,13.01.2007 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiş ve böylece Maykop Devlet Teknoloji Üniversitesi rektörlüğünden gelen Prof.Dr.A.Thak'uşın, Adige Cumhuriyeti'nin atanmış Devlet Başkanı olarak göreve başlamıştır.

Bakanlar Kurulu, Parlamento (Khase) dışından Devlet Başkanı tarafından atanmakta ve görevden alınabilmektedir.Atamanın yürürlüğe girmesi için Khase onayı da zorunludur.Başbakan Vladimir Samojenkov başkanlığında yeni Bakanlar Kurulu oluşturulmuştur.Yerel idari birimler ve belediye kuruluşları da Başkan'a ve Khase'ye,görev alanları dahilinde bağlıdır.Yargı,yüksek (Adalet Divanı) ve alt kademe mahkemelerden oluşur.

Nüfus ve nüfus dağılışı

Nüfus toplamı:447.109 (2002)
Kentli:234.900 (% 52.5)
Köylü:212.209 (% 47.5)
Erkek:208.109 (% 46.5)
Kadın:239.090 (% 53.5)

Rus nüfusu, Adıge nüfusunun 2.6 katından fazla görünüyorsa da, aslında bu sayının yarıya yakını, 1990'larda Rus nüfusun çöküşünü önlemek için,Merkezi yönetimin desteğiyle getirilerek Adigey'e yerleştirilmiş ve büyük çoğunluğu emekli (1998'de 128 bin emekli) olan bir nüfustur;buna rağmen Rus nüfus,yine de,giderek azalmaktadır:1989'da 293.640 (% 68) olan Rus nüfus 2002'de 288.280'e (% 64.5'e) düşmüş, Adıge nüfusu ise 95.439 (% 22.1)'dan 108.115'e (% 24.2) yükselmiştir.
Adıge yerleşmeleri kuzeybatıdan başlayıp güneydoğuya doğru bir yay gibi uzanmak üzere,Orta Kuban ve Orta Laba ırmaklarının sol kıyılarında öbek öbek dağılmışlardır. 40'ın üzerinde bir Adıge yerleşimi (köy ve belde) vardır. Ayrıca Adıge nüfuslu Adıgeysk kenti (Адыгэкъалэ;12.2 bin) ve kentsel alanı (82.5 km.kare) dışında, Adıgeler başkent Maykop (2006'da 156.800) ile Krasnodar kenti yakınındaki Yablonovski (Кощхьабл; 2006'da 25.063) ve Enem (Инэм; 17.654) beldelerinde de yoğundurlar. Bir de Maykop kentsel alanı (53.6 km.kare) içinde Sırbistan'ın Kosova bölgesinden getirilen Adıgeler için,1999'da kurulan "Mafehable" köyü vardır.
Giaginski ve Maykopski rayonlarında nüfus çoğunluğu Adıge olan bir yerleşim birimi yoktur,Adıgeler,Adıge Sürgünü sırasında buralardan temizlenmişlerdir,daha sonra buralara yeniden yerleşen Adigeler şimdi dağınık ve azınlıktadırlar. 1989'a değin köylü karakterini (% 78) korumuş olan Adıgeler, artık kentlere göç yoluyla yerleşmeye başlamışlardır. Çoğunluğu kentli olan Rusların daha çok bölge dışına göç ettikleri, RF içlerine dağılmış olan Adıgelerin bir bölümünün de AC'ne döndükleri görülmektedir. Adıgeler içinde anadilini bilmeyenlerin sayısı azdır. Ama geçmişin olumsuz politikaları nedeniyle, Adıgelerin önemli bir bölümü halen anadilinde okuma yazma bilmemekte, Rusçadan yararlanmaktadır.

Eğitim

Adıge yazısı,1927'den önce Arap, 1927-1937 arası Latin harflerini kullanmış,1937'den bu yana da Kiril (Rus) alfabesini kullanmaktadır .

Maykop'ta iki büyük müze,4 tiyatro,Adıge dilinde bir edebiyat dergisi (Zeqoşnığ,üç ayda bir) ve bir resmi gazete (Adıge maq,haftada 5 gün),RF merkezine bağlı Rusça ve Adıgece (birkaç dakika süreli,göstermelik) radyo ve tv yayını vardır.Diasporanın internetten Adıgece radyo ve tv yayınları da sürmektedir (İsrail Kfar-Kama'dan 24 saat yayın yapan "Nafna" internet radyosu,vd).
Başkent Maykop'taki çeşitli kültürel kurum ve kuruluşlar arasında Adıgey Devlet Üniversitesi, Maykop Devlet Teknoloji Üniversitesi ve AC Tembot K'eraş İnsanlık (Sosyal Bilimler) Araştırma Enstitüsü RF'de aranan eğitim kurumları arasındadır.Özellikle ilk üniversitenin Adıgey'in dışında,Şapsığ nüfusun (tahminen 12 bin) yoğun olduğu Soçi'nin Lazarevsk beldesinde 6 fakültesi, Novorossiysk'de üç, Azak Denizi kıyısındaki Yeysk kentinde de 1 fakültesi açılmış bulunuyordu.Ayrıca Maykop'taki AC Tembot K'eraş İnsanlık Enstitüsü de Adıge dili,edebiyatı,tarihi, folkloru,etnografyası, ekonomisi ve arkeolojisi konularındaki çalışmalarıyla tanınmıştır.Cumhuriyette 8 devlet ve 23 de yerel müze bulunmaktadır.Maykop'taki Adıge Ulusal Müzesi'nde önemli bir bölümü Milat öncesine ait 70 bin değişik arkeolojik yapıt (örnek) bulunmaktadır.Ayrıca Moskova'daki Doğu Halkları Müzesi'nin Maykop'taki şubesi olan Kuzey Kafkasya Müzesi de önemlidir.

AC'de,birkaç evlik olan çiftliklerde (khutor;mezra) okul yoktur,bazı küçük köylerde de 1-4 sınıflardan oluşan ilkokullar vardır.Bu nedenle taşımalı eğitim sistemi de uygulanmaktadır.
Resmi dil olmasına karşın Adıgece,Adıgeler arasında gündelik bir konuşma dili,kısıtlı bir eğitim ve yayın dili olmaktan öteye kullanılamamakta,Adıgecenin yerini giderek Rusça almaktadır.Resmi yazışmalar ise Rusça yapılmakta ve bu son dönemlerde hızlandırılan bir Rus asimilasyon politikası uygulanmaktadır.Adıgece artık kentlerde pek konuşlmayan,AC Devlet Parlamentosu-Khase'de (Хасэ) ve devlet işlerinde kullanılmayan ve giderek toplumsal işlevini yitiren bir dil olmak üzeredir.

2006 yılı başlarında,o zamanki AC Devlet Başkanı Hazret Sovmen'in (Шъэумэн Хьазрэт) Adıgece lehinde ağırlığını koymasıyla,AC Devlet Parlamentosu-Khase tarafından,RF'de örneği bulunmayan yeni bir "Eğitim yasası" çıkarıldı ve Adıgece de Adıge kökenli tüm öğrenciler için zorunlu bir eğitim dili yapıldı.Böylece AC'de Adıge kökenli toplam 14.441 öğrenciden 21'i dışında, kalanı Adıgece anadili eğitimi olanağına kavuşturuldu.Böylece,bir kazanım olarak,bazı çevrelerce desteklenen Rus asimilasyonu uygulamalarını kesintiye uğratıcı önemli bir karşı adım atılmış oldu.Ama,bazı çevreler,yaşadıkları yerin (AC'nin) iki resmi dilinden biri olan Adıgecenin,sadece Adıge kökenli öğrencilerle sınırlı da olsa, daha yaygın ve zorunlu bir eğitim dili yapılmasına karşı aşırı bir tepki göstermişlerdi.
2006'da çıkarılan bu "Eğitim yasası","Adıge maq" (Адыгэ мaкъ;internet) gazetesinin 29 Agustos 2006 tarihli bir haberine göre,28.08.2006'da,Adıgey Devlet Parlamentosu-"Khase"de,bazı AC milletvekilleri tarafından verilen bir değişiklik önergesi üzerine yeniden görüşülmüş;bazı milletvekilleri,Adıgecenin Rus dilli öğrencilere de dayatıldığını, öğrencilerin Rusça ders saatlerinin azaltıldığını,uygulamanın RF Anayasasına ve İnsan Haklarına "aykırı" olduğunu ve eski uygulamaya dönülmesi gerektiğini savunmuşlardı,ama sözkonusu değişiklik önergesi oylama sonucu reddedilmişti.

Din

Adıgeler arasında "Çok tanrılı" (Politeist) bir inanç sistemi vardı.En büyük tanrıya "Tha" ("Тхьa" ya da "Тхьашхо"; Bütün tanrıları ve herşeyi o yönetirdi) derlerdi.Daha sonra gök,yer,deniz,ırmak ve benzeri tanrılar gelirdi.
Gök tanrıları içinde "Şıble" (Yıldırım Tanrısı; Şıble'den,cezalandırıcı sayıldığı için çok korkulur,yıldırım çarpmış ağaçlar ve kişiler kutsal sayılır,yıldırım çarpmış ağaç altına sığınan suçlulara bile ilişilmezdi.Şıble,Tha'nın cezalandırıcısıydı,Şıble'yi yumuşatmak için annesi Şıç'e/Şimşek peşinden koşardı),"Zavatha" (Savaş Tanrısı; Savaşlardan önce adına ayinler düzenlenir,koruyuculuğu istenirdi),"Sozerıha" (Yolcular Tanrısı; Hayırlı ve esirgeyici bir yolculuk için,fırsat bulundukça durulup 'beliren' işaretleri karşısında dua edilirdi),"Zek'otha" (Зек1отхьэ; Sefere Çıkanlar Tanrısı),"Psatha" (Ruhları/псэ/pse'leri Yöneten Tanrı),"Vaşotha" (Ошъэтхьэ; Gökyüzü Tanrısı),vb bulunuyordu.Adıge mitolojisine göre,Gök tanrıları yerde olup bitenleri görerek gökyüzünde oturuyorlardı.
Yer tanrıları içinde "Kutıj" (Къутыжъ; Adalet Tanrısı,her köy ya da yöre için seçilmiş ulu bir Meşe ağacına ruhundan bir öz/псэ verirdi,Adıgeler de bu meşe ağacının kutsal bir ruh taşıdığına inanır,o ağacın etrafında toplanıp 1950'li yıllara değin Türkiye'de,özellikle yağmur duasında bulunurlardı; koruyucu ve yardım edici bir tanrı idi),"Mezıtha" (Orman ve Avcılar Tanrısı; Altın postlu erkek bir domuzun sırtında dolaşırdı; ormana sığınanları korur,yavrulama mevsiminde avlananları cezalandırır,onun buyruğuyla geyikler toplanır ve kızlar tarafından sağılırdı),Mez-guaşe (Orman tanrıçası),"Çıg-guaşe" (Ağaç Tanrıçası),"Thağelıg"-"Тхьэгъэлыдж" (Ekinler ve Bereket Tanrısı; Şk'ehuj-Шк1эхъужъ ve Çuhon-Цухъон adlı iki öküzü bir gecede Laba ile Kuban ırmakları arasındaki otları yiyebilir,bir seferinde katlamalı sekiz yüz araba yükünde buğday kaldırırdı,bereket saçan altın boynuzlu koçu da T'ıj/Т1ыжъ idi),"Amış" (Küçükbaş Hayvanların Koruyucu Tanrısı),"Akhın" (Ахын; Büyükbaş Hayvanlar Tanrısı; ilkbaharda sürüden bir beyaz düvenin,böğürme sesinden Akhın tarafından kurbanlık olarak seçildiği anlaşılır,düve sütle yıkanıp salınır,kurban alanı Thaç'eğ mez (Тхьaч1эгъ мэз) ormanına ulaşması beklenir,düve nerede çökerse,o yerin Akhın tarafından kurban yeri olarak belirlendiğine inanılır,düve o yerde büyük bir dini ayin düzenlenerek,Akhın için kurban edilirdi);"Tlepş" (Лъэпшъ; Demirci ve Ateş Tanrısı; bütün tarım ve çalışma aletlerini ilkin o yaptı;yaptığı kılıçlar sihirli özellikler taşırdı; bir haftalık yolu bir günde alır,ırmağı atlayarak,dağı sıçrayarak aşardı); Kodes (Къодэс; Deniz Tanrısı; Büyük bir balığın sırtında dolaşırdı);"Khıpeguaşe" (Хыпэгуащэ; Deniz Tanrıçası),"Psıhoguaşe" (Псыхъогуащэ-Irmaklar Tanrıçası),"Sevseres" (Denizlerden Haber Getiren Rüzgar Tanrıçası),"Blevıs" (Yılan Tanrıçası; ilk kez bir yılan görüp aynı yılanı öldüren bir kişi,o yılanın ağzına bir fasulye koyup gömer ve oradan yetişen fasulyeyi ağzına alırsa,o kişi,fasulye ağzında kaldığı sürece,Blevıs tarafından görünmez yapılırdı),"Merıse-guaşe" ya da "Meyrem" (Мерэм; Arıcılar Tanrıçası),"Kheteguaş" (Хэтэгуащ; Bahçelerin koruyucu tanrıçası),"Sozreş" (Ev halkını koruyan Doğurganlık Tanrıçası),vb tanrılar vardı.Yer tanrıları,insan görünümünde olup,insanlarla senli benli konuşur,dahası insanlarla evlenir,ilişkilerde bulunabilirlerdi.
Adıgeler "vıdı" (уды), "neğuç'ıtse" (нэгъуч1ыцэ; memesi sırtında bir kadın idi ve bakanı taşa çevirirdi,ama gizlice yanaşıp sırtındaki tek memeyi emmeyi başaranı da çocuğu imiş gibi görür ve yardımcı olurdu) ve "vıserej" (усэрэжъ) gibi olup biteni gören ve geleceği bilen kişilerin ve kahinlerin yaşadığına da inanırlardı.Adıgelerin inandığı daha başka tanrı, peri ve mitolojik yaratıklar da vardı.

Adıgeler kutsal meşe ağacı kültüne inanır,ulu meşe ağaçları altında toplanıp karar alır, ayin ve ritüeller düzenlerlerdi.Adıgelerin Thaç'eğ mez (Тхьaч1эгъ мэз; Tanrı korumasında olan orman) ve Çığeyej (Чъыгеэжъ; Kadim,kutsal meşe ağacı) gibi adlar taşıyan yöresel koruları ve seçilmiş meşesi bulunan seçilmiş dua yerleri vardı: Örneğin,Düzce ili Merkez ilçesinin Sarayyeri (Къоук1ьэхьаблэ/Kovk'ehable) köyünde "Kakırtama" (Къакъыртамэ) denilen seçilmiş dua yerinde ve dibinde bir kaynağı ve küçük göleti bulunan bir ulu meşe ağacı 1960'lı yıllara değin,özellikle yağmur duaları yapılan ve kurdeleler bağlanarak dileklerde bulunulan bir "kutsal ağaç" olarak,100 yıl kadar korunmuş,sonunda da köy muhtarlığı tarafından kestirilmiştir.Daha önceleri,sopalara takılı,insan (genç kız) görünümlü ve bezden yapılma temsili "Hantsi-guaşe" (Хьанцигуащэ; Yağmur tanrıçası) bebekleri taşıyan çocuk,kadın,genç kız ve henüz ergen olmamış genç erkekler,dua yerine yaklaştıklarında yoğunlaşmak üzere,çift sıra halinde,Arapça ve Adigece dua ve ilahiler okuyan köyden bir kadını,sık sık "amin" nakaratlarıyla izleyerek Kakırtama'ya varırlardı.Burada yapma bebekler ve ailelerin bereket ve doğurganlığı temsil eden ilk çocukları,yağmur yağması dilekleriyle suya daldırılarak ıslatılır,ergenlik çağına erişme dönemindeki delikanlılar, birbirlerini meşe dibindeki küçük göle atar, kızlar ve delikanlılar birbirlerini ıslatmaya çalışır,eğlenir,sonunda toplu bir dua edilir,ardından meşe dallarına dilek kurdeleleri bağlanır,hazırda getirilmiş olan kumanyalar,yani "halıjö" (хьалыжъо,yağda kızartılmış peynirli ince börek),"metaz" (içi peynirli,suda pişirilmiş buğday hamuru,Şapsığca: псыхьалыжъо/psıhalıjö),"halığuj" (хьалыгъужъ,içi üzüm,ezme soslu ceviz,vb konarak fırında pişirilmiş buğday ekmeği) yenirdi.Bu törene,sonraları yetişkin erkekler katılmaz olmuşlardı.Yetişkin erkekler,köy imamı ile birlikte ayrı bir yağmur duasına çıkıyorlardı.
Adıgeler,uğurlu saydıklarından bahçelerinde beyaz horoz bulundurur,beyaz horozun gökyüzündeki büyük beyaz horozun ötüşünü duyduğuna,küçük beyaz horozun da kendi sesini gökteki büyük beyaz horoza duyurduğuna,ondan yağmur ve bereket dilediğine inanırlardı.
Politik kararlar almak için,genellikle su kenarlarında ve meşe ağaçları altında toplanan halk meclislerine "Khase" (Хасэ) denirdi. Khase, yuvarlak bir daire biçiminde toplanır,orta yere bayrak ya da flama dikilir,sadece seçilmiş Khase üyeleri yere serilen minderlere oturur ve konuşur,oturuma da "Thamate" (Başkan) adı verilen biri başkanlık ederdi.Toplantılar halka açık yapılır,alınan kararlar sözcüler tarafından yüksek sesle duyurulurdu.Görüşme ve tartışma sonucu alınan kararlara,itirazsız uyulurdu.Yasa hükmünde geçerliği olan Khase kararlarına da "Khabze" (Хабзэ; yasa,adet) denirdi.Bütün bunlara ilişkin çok sayıda anlatı toplanmış ve birçoğu da yayınlanmıştır.
Adıgelerin 1864 öncesi bağımsızlık döneminden kalma Şapsığ ve Natuhay bayrakları halen Maykop'taki Adıge Ulusal Müzesi'nde korunmaktadır.Şimdiki AC bayrağı ise,19.yüzyılda bütün Çerkesya bölgelerini (eyaletleri) temsil etmek üzere kullanılmış olan,ama orijinali bulunamadığından,kitaplardaki resimlerden yararlanılarak ve kısmen de değiştirilerek çizilmiş bir bayraktır.
Adıgeler arasında Musevi ve Hristiyan inançları da izler bırakmıştır. Örneğin "Cumartesi" günü karşılığı "Mefezaqo" (Musevi: Tek Gün),"Pazar" günü karşılığı "Thavmafe" (Hıristiyan: Tanrının Dinlendiği Gün),"Hafta" karşılığı "Thamafe" (Büyük Tanrı Günü) gibi deyimler bunlardandır.
Adıgeler arasında 6.yüzyılda Bizans yoluyla Ortodoks daha sonra Venedik ve Ceneviz'liler yoluyla da Katolik inancı yayılmaya başladı ve kiliseler inşa edildi.Hıristiyanlık 10-11.yüzyıllarda Adıgeler arasında oldukça yayılmış bir durumdaydı.Adıgeler Hıristiyan dinine "Çelehstan" (Чэлэхъстан), "Çiristan" ya da "Kiristan",paskalyaya Ut'ıj (1ут1ыжъ),rahip ve papazlara da "Şevgen" diyorlardı.Bununla birlikte,Hıristiyanlık yanında, 17-18.yüzyıllarda politeist (мэджуси) inançlar da yaygındı.
Özellikle 15-16.yüzyıllarda Türkler ve Kırım Tatarları aracılığıyla yayılmaya başlayan Müslümanlık 17-19.yüzyıllarda güçlendi. Yine de eski inançlar bütünüyle silinmedi.Örneğin,19.yüzyıl başlarında, papazlar eşliğinde ve büyük haçlar karşısında sığır kurban ediliyordu.Ayrıca veba ya da başka bir salgın hastalık karşısında,Adigeler, köylerini ya da bölgelerini diktikleri çekiç görünümlü haçlarla ("Kaş" ya da "Пхъэзэкъупцэ") çevirip salgından korumaya çalışıyorlardı.Ayrıca evlerinin içlerini de,korunma amacıyla, çekiç biçimli haçlarla donatıyor, mumlar yakıyorlardı.7-9.yüzyıllarda Karadeniz kıyısında bulunmuş olan Grek yerleşimi Nikopsis başlıca dini merkezdi.Ayin ve dualar Grekçe yaptırılıyordu.

Adıgeler şimdi Sünni/Halefi'dirler,kendi bölgelerinde Maykop'taki "Adige Cumhuriyeti ve Krasnodar Krayı Müslümanları Müftülüğüne" bağlıdırlar.

Dil

Kuzeybatı Kafkas ya da Abhaz-Adıge dillerinden biri olan Adıgece,doğu (dağ) ve batı (ova) biçiminde iki kola ayrılmaktadır:
Doğu kolu "Kabartay"("Qeberdeyıbze" ya da "Adıgebze") adını taşır ve dört lehçeye ayrılır:1.Asıl Kabartay (Baksan),2.Mozdok Kabartay (Kuzey Osetya'da ve Stavropol Krayda yaşayan Ortodoks Hıristiyan Kabartaylar tarafından konuşulur),3.Besleney (Karaçay-Çerkesya ve Krasnodar krayında toplam 4 köyde konuşulur) ve 4.Kuban Kabartay (Adıgey'de 4 köyde konuşulur);edebiyat dili olanı asıl Kabartay lehçesinden (Baksan ağzı) geliştirilmiş olup Kabardey-Balkarya veKaraçay-Çerkesya'daki resmi dillerdendir.Asıl Kabartay lehçesinin,Baksan ağzı (Baksan Irmağı boyunda konuşulur) dışında üç ağzı daha bulunur:1.Terek ağzı (Terek Irmağı boyunda konuşulur),2.Malka ağzı (Malka Irmağı boyunda konuşulur) ve 3.Kuban-Zelençuk ağzı (Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nde konuşulur).2002'de RF'deki toplam Kabartay sayısı,519.958'i "asıl Kabartay" ve 60.517'si de Kabartayca konuşan "Çerkes" olmak üzere 580.475 idi.
Batı kolu "Adıgece" (Adıgabze) ya da eski deyimiyle "K'yah" dili (К1ах-Ova dili) adını taşır,kendi içinde kıyı ve bozkır lehçeleri biçiminde iki ayrı öbeğe ayrılır.Kıyı öbeğini (Хы1yшъо1усхэр-Deniz kıyısında oturanlar) oluşturan Şapsığ ve kısmen Hak'uç (Хьак1уцу; Thağepş-Kirova köyünde konuşulur) lehçeleri ile,daha doğuda iç bölgelerde konuşulan bozkır lehçelerinden Bjeduğ,K'emguy (К1эмгуй ) ve Abadzeh (Абдзах; Hakurınehable ve 1999'da Kosova'dan dönenlerce kurulan Mafehable köylerinde konuşulur) lehçeleri halen konuşulmakta olup,resmi Adıge (edebiyat) dili K'emguy (Rusça: Temirgoy) lehçesinden geliştirilmiştir .Kafkasya'da artık konuşulmayan birçok Adıge lehçesi ise (Natuhay,Hatukuay,Mahoş,Vıbıh Adıgecesi,Barakay,vb) halen Diaspora'da konuşulmaktadır.
Adıgece,bir eğitim dili olduğu Adıgey dışında, Krasnodar krayındaki ve İsrail'deki Adıgelerin devam ettiği devlet okullarında da bir seçmeli ders olarak devletçe okutulmakta;ayrıca Ürdün'de de bir özel okulda (Emir Hamza Okulu) seçimlik bir ders durumundadır.2002'de RF'de,Şapsığ nüfus (12 bin kadar) dışında,Adıge sayısı 131.769 idi;buna rağmen,Adıge dili,Maykop ve Soçi'deki (Lazarevsk) ilgili fakülte ve kurumlarda akademik ya da Adıgece dersi öğretmenlerini yetiştirme amaçlı olarak işlenmektedir.Adıgece,Kafkasya dışında Türkiye,Irak, Suriye,Ürdün,İsrail, Lübnan,Mısır, Libya,AB ülkeleri (Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya,Bulgaristan,vb),İsviçre,ABD (New Jersey,NewYork,California),Kanada,Avustralya'da ve toplam 40 kadar ülkeye dağılmış topluluklar arasında da konuşulmaktadır.

Sovyetler dönemindeki ve günümüzdeki durum:

İç savaş döneminde,özellikle 1918'de, Adıgeler beyaz ve kızıl birlikler arasında kalıp büyük bir nüfus kaybına uğradılar.
1922'de batılı ya da asıl Adıgeler için Krasnodar merkezli Adıge Özerk Oblastı (sancak) ile,1880'lerde Orta Laba boyundan, Karadeniz kıyısındaki eski yerlerine dönebilen Adıgeler için de 23 Eylül 1924'te Tuapse merkezli Şapsığ Ulusal Rayonu(ilçe) kuruldu, ama Şapsığ rayonu, 20 yıl sonra, 24 Mayıs 1945'te kaldırıldı.Rusya yönetimi, 55 yıl boyunca baskı altında tutulan ve yöresel-toplumsal özerklikleri geri verilmeyen Şapsığları,1999da bir tür "koruma altına" aldı ve onlara kısıtlı haklar ve küçük bir "yerli toplumu statüsü" verdi,ama Şapsığlara,bazı sürülmüş küçük RF toplulukları örneğinde (Karaçay,Balkar,Çeçen,İnguş,vb) olduğu gibi toprakları geri verilmedi,Şapsığların durumu,daha çok 1944'te Kırım'dan sürülmüş olan Kırım Tatarlarının durumuna benzemektedir.Adıge ÖO ise 2 Temmuz 1991de cumhuriyet (devlet) statüsüne yükseltildi ve böylece,İkinci Dünya Savaşı boyunca da iyice ezilmiş olan Adıgeler yeniden toparlanmaya başladılar.
Adıgelere Stalin döneminde,çalışma kamplarına sürülme,hapis ve idamlar biçiminde terör uygulandı.Özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş ve Almanlara karşı sürdürülen partizan direnişleri sonucu yetişkin Adıge erkek nüfusunun çoğu (15 binden çok Adıge) yokoldu ve uzun bir süre toparlanılamadı.Almanlara karşı savaşta,eski Sovyetler Birliği içinde,koca cumhuriyet ve krayları da aşarak, nüfusuna göre en fazla şehit veren ve en çok da Sovyetler Birliği Kahramanı çıkaran bölge,küçücük Adigey'dir,Adigelerdir.Özellikle SSCB Kahramanı ve Adıge şairi Hüseyin Andruhay'ın (Андрыхъое Хъусен;1921-1942) anıtı,RF ve Adigey (Şevgenovski rayonu merkezi Hakurınehable) dışında,bugün Ukrayna'da,şehit olduğu yerde de dikilidir.
AC Devlet Parlamentosu-Khase,Karadeniz kıyısında yaşayan Şapsığlar için bir özerk bölge yönetimi kurulması,ayrıca AC sınırlarında bir değişikliğe gidilerek,AC topraklarının doğuda Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'ne,güneyde de Karadeniz kıyısındaki Abhazya Cumhuriyeti'ne değin uzatılması taleplerinde bulundu.15 Nisan 1995'te Krasnodar krayı Valiliğince yapılan bir açıklamada,Şapsığlara özerklik verilmesinin Krasnodar krayına değil,RF üst makamlarına ait bir yetki olduğu açıklandı.AC'nin toprak talebi de,özellikle Krasnodar kraylı Kazakların tepkileriyle karşılaştı.AC'nin istemiş olduğu yerler Krasnodar Kray'a bağlı Mostovski rayonu ile, Soçi metropoliten alnının bir bölümünü kapsıyor olmalıydı.
AC'nin,tarihsel Adıge toprakları üzerinde doğal sınırlara kavuşma ve Krasnodar Kray kuşatmasından kurtulma isteği,AC'nin lağvedilmesi ve topraklarının Krasnodar Kray'a katılması içerikli karşı bir kampanya açılmasına yol açtı.Kampanya 2006'da durdurulabilmiştir.
Kabartayca konuşan doğu Adıgeleri de, 12 Ocak 1922'de kurulan "Karaçay-Çerkes Özerk Oblastı" ile 16 Ocak 1922'de oluşturulan "Kabartay-Balkar Özerk Oblastı" içinde yer aldılar.Kabartay-Balkar ÖO 5 Aralık 1936'da,Karaçay-Çerkes ÖO da 3 Temmuz 1991'de cumhuriyet oldu.
Temsil Edilmeyen Halklar ve Uluslar Örgütü-UNPO,15-19 Temmuz 1997'de,Estonya Otepaa'daki toplantısında,19.yüzyılda Çerkeslere soykırım yapıldığını,bu halkın %90 oranında Türkiye,Suriye ve Ürdün topraklarına sürüldüğünü,Rusya Federasyonu ve uluslararası topluluk tarafından Çerkeslere Sürgün Ulus Statüsü verilmesi gerektiğini,RF'nin Çerkeslere çifte vatandaşlık hakkını ve Çerkes halkının kendi tarihsel topraklarına dönebilme garantisini vermesi çağrısında bulundu.
23.12.2006 tarihli resmi "Adıge maq" (Адыгэ макъ) gazetesinden (internet yoluyla) verilen bir habere göre,RF Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından onaylanan ve RF'nin ülke dışında yaşayan soydaşlarının (Rus,Adıge,vb) dönüşü ve Rusya Federasyonu'na yerleştirilmesi içerikli bir hükümet kararı,bütün yerel birimlere gönderilmiş ve bu birimlerin kendi diasporalarına ilişkin programlarını hazırlayıp Rusya Bakanlar Kuruluna göndermeleri istenmişti.Bu çerçevede,Adige Cumhuriyeti de, kendi Diasporası ile ilgili bir "Devlet programı" hazırlayarak,22 Aralık 2006'da Parlamento (Khase) onayı ile kabul etmiştir.Program, Ocak 2007'de görüşülmek üzere Rusya Federasyonu Bakanlar Kuruluna gönderilmiştir (Ayrıca bk.Ajans Kafkas,"Adigey'in dönüş taslağı hazır",internet).Merkezden onanıp geldiğinde,Adige Cumhuriyeti'nde yeniden görüşülecek olan bu "Devlet programı" ile Diaspora Adıgelerine de, 1864'de deporte edildikleri eski anayurtlarına yeniden dönüş yolu,sembolik düzeyde de kalsa, yasal olarak,belki de ilk kez açılmış olacaktı.Ama,2007'de AC'nin Türkiye,Suriye,Ürdün,vb yerlerden olası dönüş beklentileri,RF yönetimince boşa çıkarılmış,RF'nin dönüş kotaları RF dışındaki Ruslara dağıtılmakla yetinilmiştir.
Ruslar 1998'de RF Hükümetinin iskan garantisi ile Sırbistan'ın Kosova bölgesinden savaş koşullarının dayatmasıyla,bir tür zorunlu olarak getirilip Maykop kentsel alanı içinde oluşturulan Mafehable köyüne yerleştirilen sembolik düzeydeki bir Adıge nüfus (hepsi 174 kişi idi,bazıları sonradan Kosova'ya geri dönmüştür) dışında,toplu Adıge dönüşlerini hoş karşılamamaktadırlar.Kosova'dan dönüşün de,1989-2003 yılları boyunca AC'ye yerleştirilen 155.400 tutarındaki Rus yerleşimci için belirecek olası tepkileri perdeleme (gizleme) amacıyla yaptırıldığı anlaşılmaktadır.Ayrıca,RF Hükümeti,Kosovalı Adıgelere verdiği iskan garantisi sözünü bile tutmamıştır,çünkü halen,10 yıldan beri yurtlarda barınmaya çalışan ve süründürülen evsiz Kosovalı aileler bulunmaktadır.

Dönüş içerikli sözkonusu RF Devlet programı 2007'de yasalaşmıştır.RF'nin dışarıda yaşayan soydaşlarının dönüşüne ilişkin olarak yeni kabul edilmiş olan bu federal yasa gereğince dağıtılan 50 kota içinden birinin bile Adıgey'li birine olsun verilmediği,1860'larda topraklarından etnik temizlik yoluyla çıkarılmış,soykırım uygulanmış ve topraklarına el konulmuş olan 2 milyonluk Adıge ya da Çerkes nüfusunun şimdiki torunlarının yok sayıldığı,yani 1864 yılı Adıge etnik temizlik,soykırım ve sürgünü olayı için "olmamış" olduğu izlenimi yaratılmak istendiği,Yasa'nın sadece,1991'de SSCB'nin dağılmış olması sonucu RF dışında kalmış olan Rus,vb gibi eski bir Sovyet nüfusunu kapsadığı anlaşılmıştır.Bu bakımdan Adıgelerin istediği gibi yeni bir demokratik yasal düzenleme ya da düzeltme yapılmadığı sürece, Adıgelere tarihi ülkelerine dönüş yolu,1864'ten beri olduğu gibi,şimdi de kapalı tutulmuş olacaktır. Demokratik Adıge kuruluşları,sürgündeki nüfusa,yani tüm Adıge ya da Çerkes Diasporasına,1997 Unpo kararına da uygun olarak,ilkesel düzeyde, "RF'ye yerleşme hakkı ve çifte vatandaşlık verilmesini" talep etmektedirler.

Rusların ise,Adıgelerin dönüşlerini istemedikleri, dönüş sorununu da,Diasporadan gelip Kafkasya'ya yerleşmiş olan küçük bir Çerkes nüfusu (birkaç yüz kişi) ile kapatmayı planladıkları söylenmektedir.Bu arada AC'ne dönüş içerikli Çerkes örgütlenmelerinin bir çoğunun da RF servislerinin hizmetinde oldukları,bunların politik Rus nüfus yerleştirmelerini gizledikleri,şimdiki yoğun Ruslaştırma politikalarını da,iç ve dış kamuoyundan sakladıkları söylenmektedir. Bu arada,Adigece yayınlanan ciddi ve resmi "Adıge maq" (Адыгэ макъ) gazetesinin internet yayını 26.10.2007 gününden sonra,20.11.2007 gününe değin durdurulmuş,ardından politik ve eleştirel nitelikli yazılarına son verilmiş,magazin gazetesi biçimine dönüştürülerek,yeniden bir internet yayını "başlatılmış",ama bu yayın da,25.12.2007 tarihinde yeniden kesilmiş,10.01.2008'de de,yeniden "başlatılmıştır".

Maykop'ta yayınlanan Адыгэ макъ (Adıge maq) gazetesi dışında,Nalçik'te Kabartayca yayınlanan Адыгэ псалъэ (Adıge psatle) gazetesi de benzeri bir darbe yemiş,Çerkessk'te Kabartayca yayınlanan Чэркэс пэж (Çerkes pej) gazetesinin akıbeti bilinmezliğe karışmış,Soçi'de (Lazarevsk) 10 yıldan daha uzun bir süre yayınlanmış olan Шапсугия (Şapsugiya) gazetesi ise,Ruslarca kendini kapatmak zorunda bırakılmıştır.

KARAÇAY-ÇERKES CUMHURİYETİ

Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti Kuzey Kafkasya'da bulunan, Rusya Federasyonu üyesi bir cumhuriyettir.Kuzey Kafkasya'da , Kafkas sıradağlarının orta bölgesinde yer almaktadır. Güneyinde Karaçaylı'ların "Tav ardı-Dağ arkası" adını verdikleri Kafkas ötesi ülkelerinden Abaza ve Gürcistan Cumhuriyetleri, Batı ve kuzeyinde Rusya Federasyonu, Doğusunda Kabardey-Balkar Cumhuriyeti yer almaktadır.

Başkenti Çerkessk olup, ikinci büyük kenti de Karaçayevsk'dir.Diğer önemli şehirleri Uçkalan,Teberde ve Zelençuktur.

Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti'nin yüz ölçümü 14.100 km2dir. Cumhuriyetin güneyi baştan başa Büyük Kafkas sıradağları ile kaplıdır. Kuzey bölge ise yayla ve geniş düzlükler halinde uzanmaktadır. Büyük Kafkas sıradağları ve Avrupa'nın en yüksek tepesi olan Elbruz Dağı (Mingi Tav) 5633m. yükseklikte Kabardey-Balkar Cumhuriyeti ile güneydoğu sınırını teşkil etmektedir. Bu dağlar 3000 m. den sonra buzullarla kaplıdır.

Cumhuriyetin orta bölgesi Büyük Kafkas sıradağlarının eteklerini ihtiva etmekte olup geniş yaylalarla kaplıdır. Karaçay şehrinin kuzeyindeki Biyçe Sın yaylası en önemli yayladır. Kuzeyde yer alan düzlükler, Büyük Kafkas sıradağlarından doğan Hurzuk, Ulu Kam, Uçkalan nehirleri ve bunların birleşmesinden meydana gelen Kuban Nehri ile, daha sonra Karaçay Dağlarından doğan ve Kuban Nehrine katılan Duvut, teberdi, Arhız, Maruka, Zelencuk, Urup ve Lapa nehirleri ile sulanmaktadır. Göl yönünden fakir olan ülkede sadece tuz gölü bulunmaktadır.Kuzeyde step, güneyde çam, ladin, köknar ormanları ülkeye hakimdir. Büyük Kafkaslar'ın 2500m'den sonrası alp tipi otlaklarla kaplanmıştır.

Nüfusu 415.000 olan Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti'nin %31'i Karaçaylı Türk, %42'si Rus, %10'u Adıge, %7 Abazin, %3'ü Nogay Türkü, % 7'si ise diğer topluluklardır. Türkler güneyde özellikle Kuban havzasında yaşamaktadır. Ayrıca 30-35 bin civarında Orta Asya'da yirmi bin civarında Türkiye'de yaşayan Karaçaylı bulunmaktadır.

Ülkede 130 adet göl vardır.Ülkenin en büyük dağı Elbrus dağıdır.Bu dağ Avrupa'daki en büyük dağdır.Ülkeden ayrıca altın, kömür ve kil çıkmaktadır.Ülkede Ocak ayında hava -3.2°C'dır.Temmuz ayında ülkede sıcaklık +20.6°C'dır.

Bölgenin asıl yerlileri Karaçaylar olup, diğerleri daha sonra bu bölgeye yerleşmiştir. Yaklaşık 1830-1833 yılları arasında, bölgede, büyük ölçüde Rus istila ve denetimi gerçekleşmiştir. Kuban ve Laba ırmakları arasında bulunan ve Çerkeslerce Base Ovası (Base Gubğo) denilen büyük bir alan Çerkes ve Abaza nüfusundan temizlenmiştir. Ancak bu nüfusun küçük bir kısmı, Kabardiya'dan getirilen göçmenlerle de takviye edilerek, Ruslarca Büyük ve Küçük Zelençuk ırmakları vadilerine, yani şimdiki yerlerine yerleştirilmişlerdir.

Çerkesler Kabartay ve Besleney lehçelerinde konuşmaktadırlar.Karaçaylar,Nogayca'ya ve Balkarca'ya yakın bir Türk lehçesi konuşurlar.Karaçayca ile Balkarca aynı yazı dilini paylaşır, bu nedenle bu dile Karaçay-Balkar dili de denmektedir. Ruslar,1830'dan sonra, 1860'larda yoğunlaşmak üzere bölgeye yerleştirilmişlerdir. Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nin güneyi dağlık bir turistik bölgedir. Kuzey düzlüklerindeki verimli vadilerde ise sulama ile bolca tarım yapılmaktadır.

12 Ocak 1922'de Rus SFSC'ne bağlı "Karaçay-Çerkes Özerk Oblastı" (K-ÇÖO ya da kısaca "Karaçay-Çerkesya") adıyla kuruldu. 26 Nisan 1926'da merkezi Karaçayevsk kenti olan "Karaçay Özerk Oblastı" (KÖO) ve Çerkessk merkezli "Çerkes Ulusal Okrugu" (ÇUO) biçiminde bölünmüşdür. ÇUO, 30 Nisan 1930'da "Çerkes Özerk Oblastı" (ÇÖO) adını almışdır. 1943 yılında Çerkesler Kızıl Ordu saldırılarına uğramıştır. Karaçaylar ise, güneydeki dağlık kesim vadilerinde yaşıyor iken, 1944'te Kazakistan'a sürülüp 1957 yılı ile birlikte geri getirilmişler ve eski yerleri dışında, Çerkessk kentine, Adıge, Rus ve Abaza köylerine ve çevrelerindeki yerlere de yerleştirilmişlerdir.

İÇKERYA ÇEÇEN CUMHURİYETİ(Çeçenya,Çeçenistan)

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg

Çeçenya,Rusya'ya bağlı özerk bir cumhuriyettir.Çeçenistan olarak da bilinir.Doğusunda ve güneydoğusunda Rusya Federasyonu'na bağlı Dağıstan Cumhuriyeti, güneyinde Gürcistan, batısında İnguşetya Cumhuriyeti, kuzeyinde Stavropol Kray ve Kalmukya Cumhuriyetleri bulunmaktadır.Çeçenistan'ın başkenti Caharkala'dir. Bu ad Dudayev'in şehadetinden sonra verildi. Kentin tarihi adı Sölc-ghala (Sölca-kale)'dır. Sovyet döneminde Ruslarca verilen ad "korkunç" anlamına gelen ve Çar İvan Grozni'nin adına izafe edilen Grozni idi. Diğer kentler ise Şali (Çeçence Tela, 1990'da kent oldu), Gudermes (1941'de kent oldu), Argun (1967'de kent oldu), Urus-Martan (1990'da kent oldu)'dır.

Ulusal motifleri çevreleyen çember içerisindeki Kurt, özgürlüğün simgesidir. Kurt sembolü, 18.yy'dan itibaren kullanılmaya başlanmış ve Çeçenler de gücün simgesi olmuştur. Çemberde bulunan 9 köşeli 9 yıldız, Çeçen kabilelerini (tuxum) temsil eder.

Çeçenya'nın güneyi tamamen dağlıktır. Bu dağlar batıdaki Nazrani'den başlayıp doğudaki Gerzel-dola kadar uzanır. En batı uçta bulunan Stolovaya dağından İtumgalla'ya kadar uzanan sıradağlar Taşlır Dağları (Thulgandagghaş) adını alır. Taşlık sıradağlarının kuzeyinde Sunzha (Sunja) sıradağları adı verilen dağlar vardır. Onunda kuzeyinde Terek sıradağları bulunur. Sunzha sıradağlarının arasından dikine Terek Nehrinin Sunzha koluna bağlı büyük çaylar akar. Dağlardan daha çok sözü edilmesi gerekenler Çeçenya'nın güney sınırını oluşturanlardır. Batıdan doğuya doğru sınır boyunca uzanan büyük dağlar, Kafkas sıradağlarının birer tepeleri olarak kabul edilebilir:

Stovolaya Dağı 2993 m Şan Dağı 4451 m Hahalgi (Xaxalgi) 3032 m Tebulosynta (Tiebuolt lam) 4493 m Diklosmta (Dikaluoy lam) 4285 m Cobolgo dağı 2725 m
Çeçenya'nın en önemli nehri Terek'tir. Bu step tipli nehir tipine girmektedir. Bu nehir Kafkas sıradağlarının buzluklarından kaynaklıdır. Kuzey Otesya'nın Mozdak nehrinden Çeçenya'nın Bienon-Yurt istikametinde ülkeye girer. Batıdan doğuya doğru hafif bir kavisle uzanır. Dağıstan'a yakın kuzeye dönerek Kızıldiyar istikametinde akar, Kaspi Denizine (Hazar Denizi) dökülür. Uzunluğu 590 km'dir.

Terek'ten sonra Çeçenya'nın en önemli nehri Sunzha (Sunca) Nehri'dir. Bu nehir Terek Nehri'nin en büyük kollarındandır. Sunzha Nehri Çeçenya'nın güneyindeki Taşlık sıradağlarından kaynaklanır. Güneyde kuzeye doğru dikine akan Assa, Argun, Hulahula çaylarıyla beslenir. Kuzey Otesya'nın doğu sınırlarını dikine kesip Nazran'a (İnguşya'nın Baş nehri) ulaşır ve oradan Marbulak'a (Erıthoy) doğru döner, Caharkala'ya varır. Buradan Gudermes'e, Gudermes'ten kuzeye döner ve Telkovski rayonunun güneyinden Terek Nehrine dökülür.Sunzha (Sunca) nehrini, batıdan doğuya doğru sayarsak Assa, Argun, Hulahulo gibi büyük çaylar besler.

Çeçenistan'da yüzey şekillerinin çeşitliliği toprağa ve bitki örtüsüne de yansır. Büyük ölçüde yarı-çöl özelliği gösteren Nogay Bozkırı kum tepeleri ve çalılıklarla kaplıdır. Güney ve güneydoğoya doğru, Terek Irmağı yakınlarında, kara toprak ve kestane toprakları üzerinde sorguçotu bozkırlarına geçilir. Nogay Bozkırı, Terek ve Sunja vadilerini de içine alır 1.950 m yüksekliğine kadar dağ yamaçları sık kayın, gürgen ve meşe ormanlarıyla kaplıdır. Daha yükseklerde iğneyapraklı ormanlar, onların üzerinde Alp tipi çayırlar, daha sonra çıplak kayalıklar ve kar-buz tabakaları bulunur. İklim değişkendir ama genellikle kara iklimi hakimdir.

Çeçenistan'da bitki örtüsü denince ilk akla gelen, asırlık ormanlardır. Ülkenin güneyi ise keşfedilmeyi bekleyen botanik bahçeleriyle kaplıdır. Çeçenistan, ovadaki suları bol, arazileri son derece verimli bir ülkedir. Asırlık ağaçların gölgelediği geniş ormanların seyreldiği yerlerde bahçeli evler kuruludur. Ormanlar arasındaki açıklıklarda mısır, tahıl ve her çeşit meyva yetiştirilir, oldukça iyi sonuç alınır. Bu ormanlar Çeçenlerin hayat kaynağıdır. Zira ormanları kendilerine siper edinerek amansız düşmanlarına karşı asırlarca karşı koymuşlardır.

Çeçenistan Ruslar için şiir ve rüya alemidir. Ülke, yeşil ovaları, meyveli ağaçları, çağlayan suları, karlı ovaları ile tatsız hayatından usanmış ruhlar için tek sığınılacak yerdir.

Çeçenistan'daki ormanlar Rus istilasından evvel gayet sık ve zengindi, hatta memleketin savunma duvarları statüsündeydi.

700 m'den yüksek kısımlarda, gürgen ağaçlarına rastlanır. Ovalarda, vadilerde, dağların yamaçlarında bol çayır ve her çeşit bitki vardır. Dağların ördüğü muhteşem dekor, kar bölgeleri, çamlıklar, yeşil yamaçlar, coşkun sular, köpüklü şelâleler, heybet ve güzelliği aynı anda yaşamak, turizm için eşi ve benzeri bulunmayan hususlardır. Bir de buna Sernovodak şehrindeki kaplıcayı da eklersek şahane dekoru bir parça göz önüne getirmiş oluruz.

Kafkasya'da aynı dönemde üç mevsimin yaşanması çok görülür. Bu durum Kafkasya'nın doğal yapısının önemli bir özelliğidir. Kafkasya'nın iklimi, yazları ılık, kışları soğuktur. Senenin büyük bir kısmında dağlar, karla örtülü kalır. Dünyanın hiçbir bölgesinde, tabiat zenginliği açısından eşi ve benzerine rastlanmayan Kafkasya, hali hazırdaki sıkıntılardan kurtulursa geleceğin turizm patlamasına aday bir bölge olabilir. Kafkasya'nın en önemli nehirleri Çeçenistandan geçerek Hazar denizine dökülen Terek nehri ile, Çerkes bölgesinden akıp Karadenize dökülen Kuban nehridir.

ÇEÇEN DİLİ (ÇEÇENCE)

Kafkas dil grubu içerisinde Nakh bölümünde yer alır. Çeçen dilinde genellikle iki ağızdan bahsedilebilir. Biri düzlükte (şehirlerde), Biri dağlık bölgelerde konuşur. Çeçen yazı dili daha çok düzlükte konuşulan Çeçence ağızlarına dayanmaktadır.

Nakh Dil Grubu:
- Çeçen (Nohçi)
- İnguş (Äžalğay)
- Tuş-Kist (Batsoy)

Çağdaş Çeçen Dilinin fonetik bakımdan en büyük özelliği vokal ve konsonların zenginliğidir. Konsonlar arasında kısa ve uzun sesler yanında basit ve bileşik (diftong) fonemler de vardır.

Çeçen dilinin morfolojik yapısında 6 gramatikal cins vardır. Erkek ve dişi cinslerinden başka, hayvan adları, eşya adları, soyut kavramları kapsayan 4 gramatikal cins daha kullanılır.

Çeçen dilinde çekim halleride pek zengindir. Bu bakımdan, Çeçence, Diğer Kafkas Dillerinden ayrılmaktadır. Çeçen dilinin sentaksındaki başlıca özellik, ergatif kuruluşların varlığıdır.

Çeçen yazı dili son yıllarda gelişme göstermiş olup 49 harfden oluşan kiril alfabesi kullanılmaktadır.17 MART 1992 yılında kabul edilen Çeçen Parlementosu tarafından kabul edilen Latin Köekenli alfabe süregelen savaşlar nedeniyle kullanılamamıştır.

Bağımsızlık Süreci

Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasından sonra İçkerya Çeçen Cumhuriyeti adıyla bağımısızlığını ilan etmesine rağmen sadece dönemin Taliban yönetimindeki Afganistan tarafindan ocak 2000'de tanındı.1991'de yapılan seçimde ilk cumhurbaşkanı General Cahar Dudayev oldu.Boris Yeltsin sıkıyönetim ilan ederek savaşa devam etti.Temmuz 1992'de Çeçen-İnguş parlamentosu Latin alfabesini kabul etti. 1927'de Arap alfabesi kullanmak yerine çeçen alfabesine geçtiler, Çeçenler Rusya ile federasyon anlaşmasını imzalamayı reddettiler. 1996'da çatışmalara son vermek amacıyla Zelimhan Yandabiyev Ruslarla barış anlaşması imzaladı. O yıl geçici başbakan olarak Aslan Mashadov atandı. Ardından 1997'de rakibi Şamil Basayev'i geride bırakarak Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti'nin 2. cumhurbaşkanı oldu fakat 2005'te öldürüldü. Ölümünden sonra Argun'lu Abdul-Halim Sadulaev cumhurbaşkanı oldu fakat o da 17 Haziran 2006'da öldürüldü.Çeçen-İçkeriya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı ve Genel Kurmay Başkanı Abdullah Şamil Ebu-İdris (Şamil Basayev) 10 Temmuz 2006'da şehit edildi. Çeçen Cumhuriyeti İçkerya anayasasına göre şu andaki devlet başkanı Dokka Umarov'dur. Uluslararası kanunlara aykırı olarak Rus ordusunun işgali altında bulunan İçkerya'da eski bir boksör olan Ramzan Kadirov'da Rusya tarafından, Rus yanlısı kukla hükümetin başına getirilmiştir. Meşru İçkerya güçleri ile Rus kuvvetleri ve bunların desteğinde ki kukla yönetim güçleri arasında ki savaş halen devam etmektedir.



Prof. Dr. Sinsi 10-14-2012 05:20 AM

Kuzey Kafkas Cumhuriyetleri
 

KUZEY OSETYA CUMHURİYETİ

Yüzölçümü

Kuzey Osetya 8000 km2.
Başkent Vladıkavkaz.
*****hurıyetın 6 kasaba ve 7 beldesı vardır.
Güney Osetya 3900 km2.
Başkent Tshınvalı.
*****hurıyetın 1 kasaba ve 4 yerleşım bırımı vardır.

Nüfus

Kuzey Osetya yaklaşık 750.000
Güney Osetya yaklaşık 130.000

Sanayı

Kurşun ve &ccedıl;ınko hammaddelerının ışlenmesı, makıne üretımı ve madencılık, kereste, el dokumacılığı, halıcılık, gıda ve dığer hafıf endüstrıler. (Söz konusu sanayı her ıkı bölgede de vardır. Benzer alanlarda faalıyet gösterılmektedır)

Tarım

&Ccedıl;oğunlukla tahıl &ccedıl;ıft&ccedıl;ılığı (mısır, buğday, arpa), şeker kamışı, meyve ve sebze yetıştırıcılığı, süt, süt ürünlerı ve sığır besıcılığı (Güney bölgesınde ağırlıklı olarak tahıl &ccedıl;ıft&ccedıl;ılığı ve koyun besıcılığı yapılmaktadır).

Dıl

Ulusal dıl Oset&ccedıl;e’dır (Asetınce). İran dıllerının kuzey-doğu grubuna bağlıdır ve bır İskıt-Sarmatıan dılı olan Alanca’nın gelışmesını temsıl eder. İkı leh&ccedıl;e grubu vardır, İron ve Dıgor. Dıgor leh&ccedıl;esı daha eskıdır ve yalnız Kuzey Osetya’nın kuzey ve batı bölümlerınde bır ka&ccedıl; yerde konuşulur. İkı leh&ccedıl;e arasında hem fonetık, hem morfolojık ayrılıklar vardır.

1920 ve 1930’larda her ıkısıde yazın dılı olarak kullanılıyordu ancak sonra Dıgor leh&ccedıl;esı terkedıldı. Günümüzde Dıgor leh&ccedıl;esının yazılı şeklı yoktur.
Asetın dılı üzerıne yazılan ılk yapıt 1844'te St.Petersburg'da yayınlanan A.Şegren'ın Ossetıan Grammar'ıydı. Bunu Rus dılbılımcı V.F. Mıller'ın 19.ve 20 yüzyıl başlarındakı bır &ccedıl;ok önemlı &ccedıl;alışması ızledı. Sovyet dönemınde de Oset dılı araştırma konusu oldu bunların en önemlısı V.ı.Abaev tarafından yürütülen &ccedıl;alışmalardır.

Yönetım, hukuk ve dığer resmı prosedürlerde Rus&ccedıl;a kullanılır ancak teorık olarak gerekırse Oset&ccedıl;e'de kullanılabılmektedır.

Eğıtım

1958'de bazı okullarda 1-4 .sınıflarda Oset&ccedıl;e eğıtım dılı olarak kullanılmaktaydı.1972’de hı&ccedıl; bır eğıtım düzeyınde Oset&ccedıl;e kullanılmaz olmuştur. Yalnız 1-10.sınıflarda se&ccedıl;melı ders olarak okutulmaktadır. Güney Osetya’dakı durum hakkında pek fazla bılgı olmamakla bırlıkte büyük olasılıkla 1.4.sınıflarda yerlı dılde, dığer sınıflarda ıse Rus&ccedıl;a eğıtım verılmektedır.

Kuzey Osetya’da madencılık, metalürjı ve tıp ünıversıtelerı ıle enstıtülerı; Güney Osetya’da ıse bır pedagojı enstıtüsü bulunuyor. Bu kuruluşlarda pedagojı enstıtüsü dışında Oset dılınde eğıtım verılmıyor.

Kuzey Osetya’da Oset dılınde radyo ve televızyon yayınları, gazete ve sürelı yayınlar bulunmaktadır.İlk önemlı gazete 1923'te Rastdzınad (gr&ccedıl;ek) &ccedıl;ıktı. Güney Osetya’da ıse ılk yerel gazete 1924'te &ccedıl;ıktı. Soveton İrıston (Sovyet Osetya). Kuzey Osetya’da sürelı yayınlardan bırı olan Ma&ccedıl; Dug (Bızım Dönem)1934'te &ccedıl;ıkmaya başladı.

İlk Oset sürelı yayını 1906-1912 yılları arasında &ccedıl;ıktı. İlk &ccedıl;ıkan İron gazetesının 1917’de yenıden yayınlanma gırışımı dışında dığerlerının yayın yaşamı kısa sürdü. Oset basını asıl yayına ı&ccedıl; savaşın bıtımınden sonra başladı. Dıgor basını ıse 1930’larda kayboldu. 90’lı yılların başlarında yaklaşık 150.000 kıtap yayınlanmıştır. Ancak 1930 yılından sonra Dıgor leh&ccedıl;esınde hı&ccedıl; kıtap basılmadı.

Harfler ve alfabeler

Oset dılınde ılk yapıt olarak 10.yüzyılda Yunan karakterlerı ıle yazılmış Alan dılındekı Zelen&ccedıl;uk yazıtı kabul edılır. Alan/Oset dılının Yunan alfabesı ıle yazılmasının bundan sonra devam etmedığı kabul edılırı. Zıra bundan sonra hı&ccedıl; bır örnek bulunabılmış değıldır. Oset dılınde yazı gırışımlerı 18.ve 19.yüzyılda Rus ve Gürcü mısyonerlerı tarafından yapılmıştır. 19.yüzyıl ortalarında A.Şegren Kırıl alfabesınden esınlenerek Oset&ccedıl;e ı&ccedıl;ınde bır alfabe oluşturdu ve F.Mıller'ın yaptığı bazı değışıklıklerle bu alfabe Rus devrımıne kadar kullanıldı.
19.yüzyıl ortaları, 1923 Kırıl harflerı
1923-1938 Latın harflerı
1938 Kırıl harflerı (Kuzey Osetya ı&ccedıl;ın)
1938-1954 Gürcü harflerı (Güney Osetya ı&ccedıl;ın)
1954 Kırıl harflerı bütün Osetler ı&ccedıl;ın.

Dın
Osetler Ortodoks Hırıstıyan'dır.

Nüfus ve Dağılımı

Nüfusun %55.2’sı Kuzey Osetyada, %12’sı Güney Osetya’da, %17’sı Gürcıstan’ın dığer bölgelerınde, %18’ı Kabardey-Balkar'da, %1.2’sı Tacıkıstan’da, %11’ı ıse eskı SSCB’nın dığer bölgelerınde yerleşık bulunmaktadır.

Etnık kompozısyon Kuzey Osetya:
% 55.3 Oset ,
% 20 İnguş,
% 30 Rus,
% 2 Ukraynalı,
% 9.8 dığerlerı.
Güney Osetya;
% 65.7 Osetler,
%28 Gürcüler,
% 4.7 dığerlerı)

Kent, kırsal kesım dağılımı
Kentler:
Kuzel Osetya
Osetler % 39.8,
İnguşlar % 1.8,
Ruslar % 45.2,
Ukraynalılar % 1.7,
dığerlerı % 10.9
Güney Osetya
Osetler %69.4,
Gürcüler % 18.1,
dığerlerı % 12.6

Köyler:
Kuzey Osetya
Osetler % 65.0,
İnguşlar 11.8,
Ruslar 21.0,
Ukraynalılar 0.3,
dığerlerı 7.3
Güney Osetya
Osetler % 64.8,
Gürcüler 34.2,
dığerlerı % 1.0

Okuma yazma oranı

Bu konuda yenı dönemı yansıtan kesın rakamlar olmamakla bırlıkte okuma yazma oranı %99’dur (1970 sayımlarına göre her 1000 kışıden 52'sı yüksekokul, 509'u lıse, 253'ü ılkokul mezunudur (Güney osetya ı&ccedıl;ın: her 1000 kışıden 62'sı yüksekokul , 445'sı lıse ve 267'sı ılkokul mezunudur.

Sovyet ıktıdarının son dönemındekı bır sayıma göre Anadılını Oset&ccedıl olarak kabul eden Osetlerın sayısı %88.2, Rus&ccedıl’yı ıyı bılenlerın sayısı ıse % 64.9 dur.

DAĞISTAN CUMHURİYETİ

Dağıstan Kafkasya''nın kuzeydoğusunda, Hazar Denizi''nin kuzeybatı sahilinde yer almaktadır. Dağınık halde yaşamakta olan Dağlılar, 20 Ocak 1921''de bağımsız bir devlet yönetimi altında toplanmış, ancak bu devlet kısa bir süre sonra Bolşevizm tarafından yıkılmıştır.

Dağıstan''da otuzu aşkın halk yaşamakta; ülkede, bunların sayısından daha fazla, hatta yüzlerle ifade edilen sayıda dil konuşulmaktadır. Anlaşma dili olarak ise ülke genelinde Rusça kullanılır. Dağıstan''da nüfusun yaklaşık bir çeyreğini teşkil eden Kumuk, Nogay ve Azeriler başta olmak üzere Türk kökenli kavimler, Dağlı diğer kavimlerle sosyo-kültürel bakımdan bütünleşmiş bulunmaktadır. Nüfusun 1 milyon 210 bini (%58) dağ ve köylerde, 870 bini de (%42) şehirlerde yaşamaktadır.

Dağıstan, bir dağlar ülkesidir. Avrupa''nın Güneydoğu ucundaki bu küçük ülkenin doğu sınırları boyunca Hazar (Kaspi) Denizi uzanır. Batısında Çeçenistan Cumhuriyeti yer alır. Kuzeyindeki Rusya ile sınırlarını Kuma nehri belirler. Ülkeyi sulayan sayısız ırmaklardan bazıları Terek, Samur, Sulak, Kurak vb.dir.

İklimi karasal sayılabilir. Yazları sıcak ve kuraktır. Temmuz ayında sıcaklık 23 derece civarındadır. Dağlarda yaz geceleri bile oldukça soğuktur.

Dağlık bölgenin bitki örtüsü yüksek tepelerde çam ve huş ağacından, kanyon ve vadilerde ise yaprak döken ağaçlı ormanlardan oluşur. Ağaç sınırının üzerinde Alp çayırları bulunur. Hazar denizi sahillerinde genellikle tuzlu bataklıklar ve yer yer kumsallar bulunmaktadır. Ülkenin Rusya sınırına yakın bölgesi yarı çöl yarı bozkır özellikleri gösterir.

Tarih boyunca çeşitli ulusların göç yolları üzerinde bulunan Dağıstan önemli bir geçit yeri olması sebebiyle muhtelif sebeplerle yurtlarını terk eden insanların bir kısmı buraya yerleşmiş, böylece ülke nüfusunun çeşitlenmesini sağlamışlardır. 1897''de Çarlık Rusya''nın bir vilayeti durumunda iken 571 bin nüfusa sahip olan, 1926''da 1 milyon 300 bin nüfusa ulaşan Dağıstan''ın 1916 yılı sayımına göre nüfusu 81 ayrı ulustan oluşuyordu. Bunlardan 32''si Dağıstan''ın yerli halkıydı. Yani diyebiliriz ki Dağıstan büyüklüğüne kıyasla dünyanın en çok etnik nüfusuna sahip bölgedir. Dağıstan nüfusunu oluşturan bu etnik grupların çoğunluğu Kafkas, Türk ve İranlıdır. Yerli 32 halk içinde 11''i nüfusça diğerlerinden üstündür: Avarlar, Kumuklar, Darginler, Lezgiler, Laklar, Tabasaranlar, Nogaylar, Rutullar, Sakurlar, Agullar ve Tatlar.

Etnik grupların nüfusa oranları şu şekilde açıklanabilir: Avarlar-500 bin(%25.7), Darginler-247 bin, Kumuklar-240 bin, Lezgiler-190 bin, Tabasaranlar-85 bin, Laklar-84 bin, Nogaylar-70 bin, Çeçenler-60 bin, Rutullar-20 bin, Agullar-10 bin, Tatlar-10 bin, Sakurlar-7 bin, Ruslar-250 bin. Tatça konuşan Yahudiler ve Ermeniler nüfusun kalanını oluşturur. Müslüman olmayan son dört etnik grup nüfusun %15''ini teşkil etmektedir.

Dağıstan, 7.yüzyılda Emeviler döneminde İslamiyet''i tanımıştır. İmam Şamil''in Ruslar''a karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşı ile 1990''larda cereyan eden Azeri-Lezgi anlaşmazlığı örneğinde olduğu gibi, din birliği en zor anlarda Dağıstan halklarını bir araya getirmeye yetmiştir. Dağıstan nüfusunun çoğunluğu Sünni Müslüman''dır. Komünizmin dini kurumları henüz yıkmaya başlamadığı 1928 yılında 810 medrese ve camilere bağlı 400 okul bulunmaktaydı. Çar ordularının 19.yüzyılın başlarında Dağıstan''a yaptığı hücumlara tek başına karşı koyamayan hanlık ve beyliklere karşılık; Gazi Muhammed, Hamzat Bek ve İmam Şamil gibi din adamları Ruslara karşı başarıyla karşı koymuşlar; Dağıstan, Çeçenistan ve Batı Kafkasya halklarını açtıkları İslam

bayrağı altında bir dönem toplamayı başarmışlardır.

Bunun yanı sıra geçmişten günümüze gelen geleneksel el sanatları; süs eşya yapımcılığı, silah yapımcılığı, kama ve kılıç kabza ve kıllıf süslemeciliği, bayan takı eşyaları yapımcılığı, at takımları süslemeciliği alanında Dağıstan zanaatkarlarının büyük bir ünü vardır. Tarihte Dağıstan en iyi silahların yapıldığı, en iyi süslemelerin bulunabileceği bir yer konumundaydı. Günümüzde hızla yokolması ile birlikte halen bu alanda faliyet gösteren insanlar mevcuttur. Dağıstan''da taş heykelciliği, demircilik ve halıcılık geleneksel el sanatları arasındadır. Tabasaranlar dokudukları halı ve kilimlerle dünyaca ünlüdürler. Petrol ve doğalgaz yönünden zengin topraklara sahip Dağıstan''da kömür cevheri, azrak metal ve demir içermeyen metal yatakları da vardır. Diğer önemli sanayiler makine yapımı, inşaat malzemeleri yapımı, kereste işleme, cam, şarap ve gıda işleme alanlarındandır. Ülke ekonomisinde Hazar Denizinde balık ve havyar üretimi de önemli yer tutar.

Eğitim ve öğretim ilk üç yıl mahalli dillerde, üçüncü sınıftan itibaren Rusça yapılmaktadır. Ülkenin her yerinde kullanma serbestisi olan on bir dilden dokuzunda kitaplar basılabilmekte ve radyo yayını yapılmaktadır. Başlıca endüstri kaynakları petrol, doğalgaz ve kömür olan Dağıstan''da petrol ve gaz sondaj makineleri üretimi, gıda ve hafif endüstriler ile hububat tarımı ve hayvan besiciliği yoğun olarak yapılmaktadır.

Dağıstan''ın doğu sınırlarını kuşatan Hazar (Kaspi) Denizi sahilleri geniş kumsallara sahip olması nedeniyle, su sporları bakımından potansiyel oluşturmaktadır. Ayrıca yılın 12 ayı zirveleri karla kaplı dağlar dağcılık ve kayak turizmini olası kılmaktadır.

KABERDEY-BALKAR(Malkar) CUMHURİYETİ

Kuzey Kafkasya'da , Büyük Kafkas sıradağlarının kuzey eteklerinde Rusya Federasyonu'na bağlı özerk bir cumhuriyettir. Kuzeyinde Rusya federasyonu, doğusunda Kuzey Osetya, güneyinde Gürcistan, batısında Karaçay-Çerkes Cumhuriyetleri yer almaktadır.

Kuzey Kafkasya'da yaşayan Türk unsurunun en önemli bölümü olan Karaçay ve Malkarlılar'ı birbirinden ayırmak mümkün değildir. Karaçay ve Malkarlılar'ın esas unsurunu, Bulgar Türkleri, Hazarlar ve Kıpçak Türkleri meydana getirmiştir.Türkler'in Orta Asya'dan başlayan Büyük Göçleri sırasında İdil boylarına oradan Kuzey Kafkasya'ya gelen bu Türkler yüzyıllar boyu bölgede büyük imparatorluklar kurmuş, bir kısmı bölgeye yerleşirken diğer bir kısmı ise Balkanlar ve Avrupa içlerine doğru gitmişlerdir. Bölgede kalan Hun, Bulgar, Hazar, Kıpçak, Avar ve Peçenek Türkleri'nin bugünkü Kafkas Türkleri'nin ataları olduğu yapılan tarihî, antropolojik, arkeolojik ve sosyo-linguistik araştırmalarda ortaya çıkmıştır.

Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nin yüz ölçümü 12.500 km2dir. Büyük Kafkas sıradağlarının orta bölgesini güney sınırları içerisine almaktadır. Bunun için güneyi dağlık, kuzeye doğru gidildikçe ovalık bir görünüm arz etmektedir. Büyük Kafkas sıradağlarının en yüksek tepesi olan Elbruz (Kabartayca 'Oşhamafe',Balkarca 'Mingi Tav')dağı Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti ile hudut teşkil etmektedir. 5.633m. yüksekliğindeki Elbruz dağı en büyük yükseltidir. Bu sıradağlar 3.000 m.'den sonra buzullarla kaplıdır. Kuzeye doğru alçalan arazi orta bölgede 1000-3000 m. yüksekliğinde yaylalara, daha kuzeyde Terek Nehri ve kollarının meydana getirdiği geniş ovalara dönüşmektedir.En önemli nehri Terek nehridir. Terek nehri Büyük Kafkas sıradağlarının buzulları ile beslenmektedir. Malkadere, Guzdelendere, Baksav-dere, Cbeyan dere, Çerek dere hep bu buzullardan beslenmektedir.

Cumhuriyetin nüfusu 1969'da 674.000'di.2002'de 901.494, 2005'te biraz düşmüştür:898.900.2002'de nüfusun % 56.6'sı (510.346) kentli,% 43.4'ü (478.774) köylü idi.Yine nüfusun % 46.9'u erkek (422.720),% 53.1' de (478.774) kadın idi.Kabardey-Balkar ekonomisinin temelini sanayi sektörü oluşturmaktadır.

GSMH'nin % 60'ından fazlasını sanayi sektörü oluşturur. Ağır sanayi, elektrik enerjisi üretimi ve metalurji önemlidir. Makine yapımı da gelişmiştir. Bu cumhuriyette tarım gelişmiştir. Kabardey düzlüğünde buğday, mısır, darı ve ayçiçeği yetiştirilir. Dağların eteklerinde de sebze ve meyve ve üzüm yetiştirilmektedir. Ayrıca hayvancılık da yapılmaktadır. Dağ köylerinde zengin otlaklar vardır. Ülke dağ turizminde ilerlemektedir.

Kabardey-Balkarya'da konuşulan dil Kabardeyce (Baksan lehçesi),Rusça ve Balkarca'dır.Balkarca va Karaçayca aynı edebiyat dilini kullanır.Cumhuriyette Kabartay,Balkar ve Rus dilleri birlikte resmi dil statülerindedir.

Cumhuriyette Rusya Federasyonu (RF) örneğinde olduğu gibi yarı parlamenter bir sistem geçerlidir. İdari bir başkanlığa ve iki meclisli bir yasama organına sahiptir. Başkan yani Prezident halk tarafından seçilir ya da Rusya Federasyonu başkanı tarafından atanır ve Parlamento tarafından da onaylanır. Prezident (Devlet Başkanı) dışarıdan bakanlar kurulunu atamaya ve görevden almaya yetkilidir. Yasama Meclisi, Cumhuriyet Sovyeti olarak bilinen bir üst kurum ve Temsilciler Sovyeti denilen bir alt kurumdan oluşmaktadır. Eski yönetici sınıf, yetkilerin federal hükümet ve komünist parti arasında bölünmesine rağmen kontrolü elinde tutmaktadır.

Tarihi

Kuban Irmağı kuzeyindeki düzlülerde,Azak Denizi doğusunda ve Kırım'da yaşamış olan Kabardeyler,Moğol-Tatar baskıları karşısında,13-15.yüzyıllarda şimdiki yerlerine çekilerek Kabardiya'yı oluşturmuşlardır."Pşı" adı verilen derebeylerince yönetilen Kabardeyler,Tatarlar'dan korunmak için 1557'de Rus korumasını benimsediler.1739 Belgrad Antlaşması sonucu,Büyük Kabardey ve Küçük Kabardey ya da Cılahsteney bölgeleri,Rus ve Osmanlı devletleri arasında "tarafsız bölge" statüsü kazandı ve bu bölgelerin bağımsız oldukları her iki devlet tarafından da tanındı.

1768-1774 Osmanlı-Savaşı'nda Osmanlıları yenen ve Daryal Geçiti'ni geçip Karadeniz kıyısındaki Poti Kalesi'ne değin ilerlemiş olan Ruslar,1774'te Kabardiya ve Osetya'yı ilhak ettiler.Bu arada Osetlerin çoğu Ruslarca Hıristiyanlaştırıldı.25 yıl sonra,1799'da ve özellikle 1804 yılından başlamak üzere,Rus kolonizasyon politikalarının yoğunlaştırılması,özellikle bazı derebeylerinin topraklarına el konulması,buralarda Rus askeri kale ve karakollarının kurulmaya ve Kazak nüfusun getirilip buralara yerleştirilmeye başlanması üzerine, Rus-Kabardey ilişkileri gerginleşti.

1822-25 yıllarına değin süren Kabartay başkaldırıları,sonunda, sert bir biçimde bastırıldı.Artan baskılar nedeniyle nüfusun önemli bir kesimi Batı Çerkesya'ya ya da Adigey'e göç etti.Bunlara "Kuban Kabartayları" (Kabartayca: Hajret Qeberdey) denmektedir (Bunların kalıntıları halen Adigey'de 4 köy oluşturmaktadır: Vılap,Koşhabl,Leşepsın ya da Blaçepsın ve Fedz ya da Hodz).Bazı Kabartay grupları da doğudaki Çeçenya ve Dağıstan'a göç ettiler.Bu ayaklanma ve bölgeden ayrılmalar sonucu 200.000 dolayında olduğu söylenen bölge nüfusunun 30-35 bine düştüğü yazılmaktadır (bk.Ali Kasumov-Hasan Kasumov,"Çerkes Soykırımı",Ankara,1995,s.20).

Kabartaylarla aynı sıralarda,Kabartayların güneyine yerleşmiş olmaları gereken Balkarlar ise, uzun bir süre,Rus istilasına direnmiş,Ruslar Balkarlara ancak 1827'de boyun eğdirmişlerdir. Rus yönetimi,1860'larda hem Müslüman nüfusu azaltmak ve hem de batıdaki 1864 Adige sürgünü olayına yönelik olası tepkileri azaltmak,bu sürgün olayını sıradan bir göç olayı imiş gibi geçiştirmek için,Osmanlılarla bir anlaşma içinde Kabartay ve Kuzey Osetya'dan Müslüman nüfusu,baskı ve entrika ile göç ettirmeye başladı (bk."Jineps",Ocak 2007,s.4).

Göçler 1900'lü yıllara değin ara ara devam etti.Kabartaylar,Diaspora'da Kayseri,Tokat,Sıvas,Adana,Mersin,K.Maraş,Ankara, Eskişehir,Balıkesir (Bandırma 1 köy) vb illerde,Suriye ve Ürdün'de bulunmaktadırlar.

Ocak 1921'de kuruluşu onanan Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ne (RSFSC) bağlı "Dağlı Özerk SS Cumhuriyeti" içinde Kabartay ve Balkar ulusal okrugları da yer aldılar.Bu iki okrug (ilçe),daha sonra ayrılıp birleşerek 16 Ocak 1922'de RSFSC'ye bağlı Kabartay-Balkar Özerk Oblastı'nı (sancak) oluşturdu.Statü,5 Aralık 1936'da özerk cumhuriyete yükseltildi. Özerk cumhuriyet toprakları Temmuz 1942 - Ocak 1943 arası Alman işgaline uğradı. 1943'te Cumhuriyetin Balkar bölümü kaldırıldı,Balkar topraklarının bir bölümü Gürcistan SSC'ne bağlandı ve Balkarlardan boşaltılan bu yerlere bir Gürcü topluluğu olan Svanlar yerleştirildi.Balkarlar ise,Almanlarla işbirliği yapmak suçlamasıyla topluca Kırgızistan SSC topraklarına sürüldüler. 1956'da Balkarların saygınlığı geri verildi ve 9 Ocak 1957'de iki etnik ünvanlı Kabartay-Balkar Özerk SSC yeniden kuruldu,Svanlar da,Gürcistan'a geri gönderildi; Balkarların çoğu kısa bir süre içinde sürgünden döndü.

Cumhuriyetteki Balkar nüfusunun seyri:1926:33.197 (% 16.3),1939:40.747 (% 11.3),1959:34.088 (% 8.1),2002:104.951 (% 11.6). Aralık 1991'de SSCB'nin dağılması üzerine Kabartay-Balkar ÖSSC,bir üye cumhuriyet olarak RF içinde kaldı.Seçilmiş Devlet Başkanı Valeri K'ok'o (Kokov) sonrası,V.Putin tarafından atanan Arsen Kanoko KBC Parlamentosu'nun da onayı ile Eylül 2005'te yeni Devlet Başkanı oldu.

Bir başka kaynağa göre ise:

Kuzey Kafkasya'da Kuban Nehri Boylarına yerleşen bu Türkler, 1223 yılında Cengiz Han ordularının taarruzu ile Büyük Kafkas sıradağlarının yüksek zirvelerine çekilerek bugünkü Karaçaylı ve Malkarlılar'ı meydana getirmişlerdir. Yapılan araştırmalar Kıpçak Türkleri'nin Karaçay ve Malkar halkının esas unsurunu teşkil ettiğini ortaya çıkarmıştır. Başlangıçta Elbruz Dağı'nın doğusunda Bashan, Çerek bölgelerinde Karaçaylılar'la birlikte yaşayan Malkarlar, XVI ncı yüzyılda bölgede Kabar Çerkezleri ile yaptıkları savaş sonrası büyük bir kısmı Elbruz Dağı'nın batısına, Kuban Nehri vadisine göç ederek ana kitleden ayrılmışlardır. Başlangıçta birlikte yaşayan iki toplum böylece ikiye ayrılmış, Elbruz Dağının doğusunda yaşayan Türkler'e Bashan vadisinden dolayı Balkarlı, Batısına göç edenlere de bulundukları yer itibariyle Karaçaylı denmiştir. Bölgede Karaçaylı Türkler'le bitişik bölgede yaşayan Balkarlı (Malkarlı) ve Karaçaylı Türkler, bu defa da SSCB'nin Türkler'i birbirinden ayırma politikasının kurbanı olmuşlardır. Bu iki Türk boyu Ruslar tarafından birbirinden ayrılmaya zorlanarak Balkarlı Türkler Kabardeyler'le, Karaçaylı Türkler ise Çerkesler'le devlet kurmaya zorlanmışlardır. Bunun sonucu bölgede iki ayrı devlet ortaya çıkmış, Balkarlılar'ın Kabardeyler'le kurduğu devlet ise muhtar bölge olarak günümüze kadar gelmiştir.Kendi aralarında Mezengi, Bezingil, Hulamlı, Çezimli, Baksamlı gibi kollara ayrılan Balkarlılar Müslüman olup, Türk dil grubunun Altay koluna bağlıdırlar. Kendilerine Dağlı "Tavlu" da diyen Balkarlılar İkinci Dünya Savaşı'nda Stalin'in kanlı sürgününe tabi tutulmuşlar, sürgün yıllarında binlerce şehit vermişler, 1950'li yıllarda affedilerek ülkelerine dönebilmişlerdir.

Sosyal ve Kültürel Hayat

Kabardeyler ve Balkarlar Sünni Müslümandırlar. Kabardeylerin ana dili Kafkas Dillerinin Abhaz-Adige grubuna girer. Balkarlar Ural-Altay dil ailesinin, Türk kolu olan Kıpçak grubunun bir boyu olan Karaçaylılara çok yakın bir dili konuşurlar. İki halk da hemen hemen istisnasız ve ilk dil olarak kendi anadillerini kullanırlar.Yetişkin nüfus Rusça'yı da konuşur ve kullanır.Kabardey dilinde iki dergi,bir gazete, Balkar dilinde de bir gazete basılmaktadır. Kabardeyler 13-15.yüzyıllarda muhtemelen Karaçay ve Balkarlarla aynı sıralarda Kuban Irmağının kuzeyinde,Taman Yarımadası,Azak Denizi doğusu ve kuzeyi ile Kırım'da yaşarlarken,Tatar (en son Kırım Hanlığı) baskıları nedeniyle şimdiki yerlerine çekilmişlerdir. Kabardeyler tarım ve hayvancılıkla,Balkarlar ise hayvancılıkla geçinirlerdi. Kabardeyler 1774'te,Balkarlar ise 1827'de Rus yönetimi altına girdiler.Ancak,Ruslar feodal yapıya dokunmadılar.Derebeylerinin (Kabardey "pşı",Balkar "tavbıy") geniş arazileri,köyleri,büyük hayvan sürüleri,kalabalık köleleri (Kabardey "pşıtl",Balkar "kul") vardı.Derebeylik düzeni ve kölelik (serflik) Rusya'da 1861'de kaldırıldı,ama Kafkasya'nın çoğu yerinde 1868-1869 yıllarına değin sürdü ve ancak o tarihlerde kaldırıldı,ama özgürlüğe kavuşan eski kölelere devletçe toprak verilmedi.Bu da yoksul köylü ve eski kölelerin toprak taleplerinin karşılanacağı umuduyla 1917 devrimini desteklemelerini kolaylaştırdı.

19.yüzyılda başlayan modern değişimler,beraberinde kültürel alanda da gelişmelere yol açtı.Kabardey ve Balkar aydınları belirmeye başladı. Ocak 1922'de RSFSC'ne bağlı Kabardey-Balkar Özerk Oblastı'nın (il) kurulmasıyla resmen yazılı yaşama geçildi.İlkin Arap alfabesi,1924'te Latin alfabesi,1936'da da şimdiki Kiril (Rus) alfabesi kabul edildi.Kısa bir dönemde,sırasıyla üç alfabe değiştirilmiş olması,1960 yılından 1990 yılına değin Büyük Ülkü programı kapsamında Ruslaştırma politikalarının uygulanmış olması sonucu,din,gelenek ve ulusal adlardan bir kopuş süreci yaşandı. Kabardey ve Balkarların kendi dillerinde söyledikleri Nartlar destanı ünlüdür.Destan,masal,menkıbe,şarkı ve öykü biçimlerindeki halk söylentileri çoktur.Bunların önemli bir bölümü kayıt altına alınmış ve yayınlanmıştır.Bu söylentiler,Kabardeyler arasında "geguak'o-vısak'o kuph'er" adı verilen şarkıcı ve çalgıcılardan oluşan gezici topluluklar tarafından yaşatılmış ve günümüze getirilmiştir.Bu topluluk üyeleri çok saygınlanırdı. İlk Kabardey yazar Şore Negume'dir (1794-1844),Rusça olarak,el yazması ilk "Adıge Grameri" ile "Adıge Halkının Tarihi" adlı yapıtları bıraktı. Daha sonra halk ozanı Beçmırze Paşe (1854-936),Ali Şogentsuk (1900-1941)yetişti.A.Şogentsuk'un "Kambot ile Latse" adlı manzum romanı ünlüdür.Bunları Alim Kişoko,Betal Kuaş,Askerbıy Şorten gibi şair ve yazarlar izledi.Zavır Nalo ve Zıramuk Kardenguş da Nart destanı parçalarının derlenmesinde ve eleştiri alanlarında çalıştılar. Balkar edebiyatının ünlü kişileri arasında 1945'te Orta Asya'da sürgünde ölen ve ölümüne değin halkına moral veren Kazım Meçiyev (1859-1945)ile şair Kaysın Kuliyev (1917-1985) sayılabilir.

Kabardeyce ve Balkarca,resmi diller olarak,Rusça yanında ilk ve orta dereceli okullarda,dil ve edebiyat dersleri ile sınırlanmış olarak okutulmakta,Nalçik'teki Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesi'nde incelenmekte ve öğretilmektedir.Ancak,politik bir değişiklik olarak, 2007-2008 eğitim-öğretim yılında bir pilot uygulama olarak,Kabartayca ve Balkarcanın 20 kadar okulun birinci sınıflarında okutulması,4 eğitim yılı sonunda bütünüyle anadili eğitimi geçiş sürecinin tamamlanması kararı alınmıştır.Nalçik'te,ayrıca çok sayıda kültürel kurum ve kuruluşlar da bulunmaktadır.



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.