Prof. Dr. Sinsi
|
Ahsen-İ Takvîm, Alâ-Yi İlliyyîn, Esfel-İ Sâfilîn
Ahsen-i takvîm, Alâ-yi illiyyîn, Esfel-i sâfilîn
Hakkında Ahsen-i takvîm, Alâ-yi illiyyîn, Esfel-i sâfilîn
Ahsen-i takvîm, “kivama koymanin, biçimlendirmenin, mânen ve maddeten dogrultmanin en güzeli” demetir Alâ-yi illiyyîn; “yücelerin en yücesi; en ileri nokta ; cennetteki üstün makam”, esfel-i sâfilîn ise “asagilarin asagisi, sefillerin en sefili, cehennemin en derin azap mahalli” seklinde tarif edilmis
Âlemlerin Rabbi, “Muhakkak biz insani ahsen-i takvîmde yarattik” buyuruyor Ve insan, bu üstün yaratilisiyla, nice güzelliklerin tohumunu sakliyor Anlamaga, inanmaga, amel etmege, sevmege, sefkat etmege, feyz almaga aday
Peygamberlik bu ulvî mahiyetten çikiyor Evliya, asfiya bu mahiyetin meyveleri Âlimler, ârifler, muttakiler, sâlihler, cömert simalar, âdil hükümdarlar hep bu ulvî mahiyetin degisik sahalardaki farkli meyveleri
Yine Nur Külliyatinda, “küfür, mahiyet-i insaniyyeyi yikar, elmastan kömüre kalbeder” denilerek, büyük bir hakikat dersi verilir Demek ki, insan ahsen-i takvim ile ifade buyrulan bir elmas mahiyetinde yaratilmis Kendisini riza çizgisinden, istikamet hattindan disari çikarirsa, ceza alarak asagilarin asagisina atiliyor Bu çöküs “kömür” olmakla sembolize edilmis
Buna göre,
Ahsen-i takvim, “ömür sayfasina en güzeli yazabilecek kivamda, kabiliyette yaratilmis olma ”
Alâ-yi illiyyîn, “bunu basarabilenlerin yüksek makami ”
Esfel-i safilîn, ise “yanlis yazanlarin büyük düsüs ve çöküsüdür,” diyebiliriz
Nur Külliyatinda insanin iman nuruyla alâ-yi illiyîne çikacagi, küfür zulmetiyle de esfel-i safilîne düsecegi kaydedilir O halde, insan bu iki makama da bu dünyada eriyor yahut düsüyor Dünya ahiretin tarlasi oldugu için de, ahirette de buna göre cennetin en yüce mertebelerine çikiyor, yahut cehennemin en derinliklerine iniyorterimlerini açiklar misiniz?
Ahsen-i takvîm, “kivama koymanin, biçimlendirmenin, mânen ve maddeten dogrultmanin en güzeli” demetir Alâ-yi illiyyîn; “yücelerin en yücesi; en ileri nokta ; cennetteki üstün makam”, esfel-i sâfilîn ise “asagilarin asagisi, sefillerin en sefili, cehennemin en derin azap mahalli” seklinde tarif edilmis
Âlemlerin Rabbi, “Muhakkak biz insani ahsen-i takvîmde yarattik” buyuruyor Ve insan, bu üstün yaratilisiyla, nice güzelliklerin tohumunu sakliyor Anlamaga, inanmaga, amel etmege, sevmege, sefkat etmege, feyz almaga aday
Peygamberlik bu ulvî mahiyetten çikiyor Evliya, asfiya bu mahiyetin meyveleri Âlimler, ârifler, muttakiler, sâlihler, cömert simalar, âdil hükümdarlar hep bu ulvî mahiyetin degisik sahalardaki farkli meyveleri
Yine Nur Külliyatinda, “küfür, mahiyet-i insaniyyeyi yikar, elmastan kömüre kalbeder” denilerek, büyük bir hakikat dersi verilir Demek ki, insan ahsen-i takvim ile ifade buyrulan bir elmas mahiyetinde yaratilmis Kendisini riza çizgisinden, istikamet hattindan disari çikarirsa, ceza alarak asagilarin asagisina atiliyor Bu çöküs “kömür” olmakla sembolize edilmis
Buna göre,
Ahsen-i takvim, “ömür sayfasina en güzeli yazabilecek kivamda, kabiliyette yaratilmis olma ”
Alâ-yi illiyyîn, “bunu basarabilenlerin yüksek makami ”
Esfel-i safilîn, ise “yanlis yazanlarin büyük düsüs ve çöküsüdür,” diyebiliriz
Nur Külliyatinda insanin iman nuruyla alâ-yi illiyîne çikacagi, küfür zulmetiyle de esfel-i safilîne düsecegi kaydedilir O halde, insan bu iki makama da bu dünyada eriyor yahut düsüyor Dünya ahiretin tarlasi oldugu için de, ahirette de buna göre cennetin en yüce mertebelerine çikiyor, yahut cehennemin en derinliklerine iniyor
Ahsen-i takvîm, “kivama koymanin, biçimlendirmenin, mânen ve maddeten dogrultmanin en güzeli” demetir Alâ-yi illiyyîn; “yücelerin en yücesi; en ileri nokta ; cennetteki üstün makam”, esfel-i sâfilîn ise “asagilarin asagisi, sefillerin en sefili, cehennemin en derin azap mahalli” seklinde tarif edilmis
Âlemlerin Rabbi, “Muhakkak biz insani ahsen-i takvîmde yarattik” buyuruyor Ve insan, bu üstün yaratilisiyla, nice güzelliklerin tohumunu sakliyor Anlamaga, inanmaga, amel etmege, sevmege, sefkat etmege, feyz almaga aday
Peygamberlik bu ulvî mahiyetten çikiyor Evliya, asfiya bu mahiyetin meyveleri Âlimler, ârifler, muttakiler, sâlihler, cömert simalar, âdil hükümdarlar hep bu ulvî mahiyetin degisik sahalardaki farkli meyveleri
Yine Nur Külliyatinda, “küfür, mahiyet-i insaniyyeyi yikar, elmastan kömüre kalbeder” denilerek, büyük bir hakikat dersi verilir Demek ki, insan ahsen-i takvim ile ifade buyrulan bir elmas mahiyetinde yaratilmis Kendisini riza çizgisinden, istikamet hattindan disari çikarirsa, ceza alarak asagilarin asagisina atiliyor Bu çöküs “kömür” olmakla sembolize edilmis
Buna göre,
Ahsen-i takvim, “ömür sayfasina en güzeli yazabilecek kivamda, kabiliyette yaratilmis olma ”
Alâ-yi illiyyîn, “bunu basarabilenlerin yüksek makami ”
Esfel-i safilîn, ise “yanlis yazanlarin büyük düsüs ve çöküsüdür,” diyebiliriz
Nur Külliyatinda insanin iman nuruyla alâ-yi illiyîne çikacagi, küfür zulmetiyle de esfel-i safilîne düsecegi kaydedilir O halde, insan bu iki makama da bu dünyada eriyor yahut düsüyor Dünya ahiretin tarlasi oldugu için de, ahirette de buna göre cennetin en yüce mertebelerine çikiyor, yahut cehennemin en derinliklerine iniyor
|