![]() |
Bir Yusuf, Bir Leylâ, Bir Ben ... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Bir Yusuf, Bir Leylâ, Bir Ben ...Bir Yusuf, Bir Leylâ, Bir Ben ![]() Bir Mecnun’ um, bir Leylâ Bir Yusuf’ um, bir Züleyhâ Aşk benim, Âşık ben, Mâşuk ben Yâr benim, Yaren ben Yara benim, Yaralı ben, Yaralayan ben, Yanan benim, Yakan ben Can benim, Canan ben, Gül benim, Bülbül ben Benim işte, benden öte Sen olan ben! ![]() ![]() ![]() Söyleyen benim, Dinleyen ben Konuşan benim, Lâl ü Ebkem ben Söz benim, Sükût ben Nokta benim, Virgül ben Kelime benim, Cümle ben Yazan benim, Yazılan ben Okuyan benim, Okunan ben, Benim işte, bunca yalanı söyleyen! ![]() ![]() ![]() Pay benim, Paye ben Pare Pare olan benim, Paralayan ben Kördüğüm olan benim, Çözen ben Gönül benim, bir gönül arayan ben Yalnız benim, Yalnızlık ben Vuslat benim, Hicran ben Sevinç benim, Hüzün ben Ölü benim, Yaşayan ben Ölüm benim, Ölecek olan ben Leyl benim, Neharen ben Giz benim, Sır ben, Aşikâr ben Doludizgin koşan benim, Yürüyen ben Aynada gördüğün benim, Yansıyan ben Destur isteyen benim, Destursuz buyur eden ben Benim işte, benim Ben’ de kalan Ben! ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Bir Yusuf, Bir Leylâ, Bir Ben ... |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Bir Yusuf, Bir Leylâ, Bir Ben ...Sonu “kaf”la biten, “aşk”ta kalb vardır ![]() ![]() ![]() Mecnun’un aşkına özenip de yürüdüğümüz yollar, çöl değil ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ask ne hamsoz ne atestir Ask ne mecnun ne leyla Ask ne huzun ne Sevinctir Ask dedigin yuce MEVLA ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Bir Yusuf, Bir Leylâ, Bir Ben ... |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Bir Yusuf, Bir Leylâ, Bir Ben ...Gaflet devam etmektedir ![]() ![]() Gaflet içinde gaflet; “Gel ey Leyla, gel ey candan yakın canan uzaklaşma, Senin derdinle canlardan geçen Mecnun’la uğraşma” yazdırmıştır defterin sırlı bir yerine ![]() Yalnız deftere değil, “Kalmasın bir nokta-i muzlim bu sevda yolunda” dercesine, halka arz edilen paçavralara da… Çile mevsimidir lâleler için… Soğuk, lâlenin kalbini yakmalı ki, içinde gizlenen esmâ aşkını nazarlara döksün… Çilesiz ruhlar ham yapılıdır, gelene sevinmez, gidene de üzülmez ![]() ![]() ![]() bir yandan karı, diğer yandan donmuş toprağı eşeleyip içine tohum yerleştirenler, gözyaşı dökerken bunu mırıldanırlar ![]() ![]() ![]() Toprağın altındaki lâleler, üstündekilerin açılmasını beklerken bilinmez bir hisle kavrulmaktadır ![]() ![]() “Bir yâr olsun, bize Mevla’nın yolunu göstersin, ‘çile ile gel’ değeri bilinsin ![]() ![]() ![]() Cemre beklenirken kırağı düşmüştür lâlelere ![]() Demek ki; çile noksan kaldı, bize düşen gayrı sabırdır, sonu şeker şerbet olan, ama kendisi zehir olan sabır… bazen bahar bazen kıştır yaşanan; ama görülen duyulan hep aynı şeydir ![]() ![]() ![]() ![]() Beyaz lâle, ortada sarı ve kırmızı gül tomurcukları, çiğdemler, mor menekşeler en sonunda Leyla’ya ulaştırılır ![]() Zaman başkalaşır, mevsim değişir, çile dolmaya doğru gider ![]() “Derman arardım derdime / Derdim bana derman imiş ![]() Gönül yangını silip atmıştır nahoş şeyleri ![]() ![]() Evvelden hissedilemeyenler yaşanmaya başlanmışır: Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım!” hali tercüme eden tefsir gibidir ![]() Güneşin lâleleri bitirdiği mevsim gelir ![]() ![]() ![]() Milimetrik oturan bir zaman tevafuku beyinleri zorlar, ye’sin yerleşeceği yerde; “Vazgeçmiş olaydı aramaktan ne bulurdu? Elbet biri candan, biri canandan olurdu ![]() ![]() Ateşe su Leyla… Filiz Gül |
![]() |
![]() |
|