Bir Gencin Ata'ya Hitabesi |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Gencin Ata'ya HitabesiSevgili Atam! Bu hitabeyi gelecek güzel günlerden çoktan umut kesmiş, Temel eğitimini tamamlamış ve ancak şimdilerde seni tanıyabilmeye başlayan, Türk istikbalinin evlatlarından biri olarak yazıyorum Seni ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlarım İlkokul birdim Miniciktim Elimde beslenme çantam, önlüğümün cebinde annemin sevgisi, sınıfımda bilim öğrenecektim Karatahtanın dört parmak üzerine ortalanmış çerçevenin içinden bana bakıyordun Bakışların keskindi ABC'den sonra ilk öğrendiğimdin; Gazi Mustafa Kemal'din Çocuktum Bana, bize, tüm dünya çocuklarına bayram armağan etmiştin Armağanını, uygun adım sol-sağ-sol Sol-sağ-sol Kutladık Kaçımızın ayağı su toplamıştı, kaçımız bayılmıştık Biz bayramlarda ağlayan çocuklardık (Ne zaman salıncakta sallanan fotoğrafını görsem, geçen 23Nisan'lara yanarım) Ortaokul ve lisede hep seni anlattılar bana Dünyaya ancak yüz yılda bir gelen dahiydin Şahin bakışların vardı, hürriyete âşıktın En azılı düşmanlarına karşı bile merhametliydin, Ama savaş meydanlarında karşında kimse duramazdı Aslandın, kaplandın, kartaldın, panterdin Özgür geleceklere açılan pencereydin Sözün özü benim sevgili atam; Kodumu oturtan milli eğiticiler böyle anlatmışlardı Beni milli bir şekilde eğitenler, Failatün, failatün, failatün, failün ölçü sistemini, Niagara Şelalesi'nin yükseklik ve debisini, Yes, it is a pencil demesini, Deli İbrahim'in küpesini, Bir bir kafama yerleştirdiler de; Bana senin insan yönünü anlatmadılar Sigara tiryakisi olduğunu, Rakı içtiğini, Âşık olduğunu, Evlendiğini, Boşandığını anlattilar Kim bilir kaç geceler Savaş meydanlarında cesetlere bakıp için için ağladığını, Özlemlerini, hasretlerini, Geleceği kazanmaya dair fikirlerini, Anlatmadılar Bana, bize, tüm dünya gençlerine Bayram armağan etmiştin Armağanını, uygun adım sol-sağ-sol sol-sağ-sol Kutladık Kaçımızın ayağı su toplamıştı Kaçımız kıçına yediği sopa yüzünden altına işemişti Biz bayramlarda bunalan gençlerdik ( Ne zaman baloda smokinli fotoğrafını görsem, geçen 19 Mayıs'lara yanarım) Bir yandan; Heykellerini diktik, Dağa-taşa siluetlerini çizdik, Her kitaba, her yazıya Mutlaka senden alıntılar yerleştirdik Bir yandan; Her işin kolayına kaçtık, Ticarette kazık attık, Üretim yerine kopyaladık, Bilim adamlarını sindirdik, Aydınları yargıladık, Yoktan yere nice vatan hainleri ürettik, Çoktan yere nice amaçsız gençler yetiştirdik Zeki, çevik ve aynı zamanda düzenciydik Eğitimi siyasete kurban verdik, Ekonomiyi siyasete kurban verdik, Aydınlık olması gereken gelecekleri Siyasete kurban verdik Varlığımız siyasi emellere armağan oldu Benim biricik Atam; Biz Demokrasinin kılıcını sapından değil Keskin yanından tutmayı marifet bildik Sözün özü sevgili Atam ; Senin ruhunu gıdım gıdım içtik, Tükettik Tükettik Tükettik Dedemden babama, babamdan bana Politikacı tabiriyle "enkaz devralmış" bulunmaktayız Bu gidişle biz, çocuklarımıza devredecek Enkaz bile bulamayacağız Türk'tük, doğruyduk, çalışkanlığımız şüpheli; Birinci vazifemiz; Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti'ni İlelebet muhafaza ve müdafaa etmek, Ülkümüz; Yükselmek, ileri gitmekti Uzun bir yoldu Yorucu ve yıpratıcıydı Adidas'larımız eskidi, McDonalds’ta mola verdik Belki de "Bir Türk dünyaya bedeldir" deyişini Biz "Her Türk dünyaya bedeldir" anladığımız için emanetini, 1 milyon beş yüz seksen bin kat küçültmeyi becerdik Verdiğin en önemli görev: Bu ahval ve şeriat içinde dahi vazifem Türk istiklalini ve cumhuriyetini İlelebet muhafaza ve müdafaa etmektir, bilirim Muhtaç olduğum kudretin, Sana güvenimde mevcut olduğunu belirtir, ellerinden hasretle öperim [size="2"] |
Bir Gencin Ata'ya Hitabesi |
10-10-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Gencin Ata'ya HitabesiBİR TÜRK GENCİNİN ATA'YA HİTABESİ Sevgili Atam; Sana bu hitabeyi 33 yaşına girmiş Gelecek güzel günlerden çoktan umut kesmiş Temel eğitimini tamamlamış Ve ancak şimdilerde seni tanıyabilmeye başlayan Türk istikbalinin evlatlarından biri olarak yazıyorum Seni ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlarım İlkokul birdim Miniciktim Elimde beslenme çantam önlüğümün cebinde annemin sevgisi sınıfımda bilim öğrenecektim Karatahtanın dört parmak üzerine ortalanmış çerçevenin içinden bana bakıyordun Bakışların keskindi ABC'den sonra ilk öğrendiğimdin; Mustafa Kemal'din Çocuktum Bana bize tüm dünya çocuklarına bayram armağan etmiştin Armağanını uygun adım sol-sağ-sol Sol-sağ-sol Kutladık Kaçımızın ayağı su toplamıştı kaçımız bayılmıştık Biz bayramlarda ağlayan çocuklardık (Ne zaman salıncakta sallanan fotoğrafını görsem geçen 23 Nisan'lara yanarım) Ortaokul ve lisede hep seni anlattılar bana Dünyaya ancak yüz yılda bir gelen dahiydin Şahin bakışların vardıhürriyete aşıktın En azılı düşmanlarına karşı bile merhametliydin Ama savaş meydanlarında karşında kimse duramazdı Aslandın kaplandın kartaldın panterdin Özgür geleceklere açılan pencereydin Sözün özü benim sevgili atam; Kodumu oturtan milli eğiticiler böyle anlatmışlardı Beni milli bir şekilde eğitenler Failatün failatün failatün failün ölçü sistemini Niagara Şelalesi'nin yükseklik ve debisini Yes it is a pencil demesini Deli İbrahim'in küpesini; Bir bir kafama yerleştirdiler de; Bana senin insan yönünü anlatmadılar Sigara tiryakisi olduğunu Rakı içtiğini Aşık olduğunu Evlendiğini Boşandığını Kim bilir kaç geceler savaş meydanlarında cesetlere bakıp için için ağladığını Özlemlerini hasretlerini Geleceği kazanmaya dair fikirlerini Anlatmadılar Bana bize tüm dünya gençlerine bayram armağan etmiştin Armağanını uygun adım sol-sağ-sol sol-sağ-sol Kutladık Kaçımızın ayağı su toplamıştı Kaçımız kıçına yediği sopa yüzünden altına işemiştik Biz bayramlarda bunalan gençlerdik (Ne zaman baloda smokinli fotoğrafını görsem 19MMayıs'lara yanarım) Bir yandan; Heykellerini diktik Dağa-taşa siluetlerini çizdik Her kitaba her yazıya Mutlaka senden alıntılar yerleştirdik Bir yandan; Her işin kolayına kaçtık Ticarette kazık attık Üretim yerine kopyaladık Bilim adamlarını sindirdik Aydınları yargıladık Yoktan yere nice vatan hainleri ürettik Çoktan yere nice amaçsız gençler yetiştirdik Zeki çevik ve aynı zamanda düzenciydik Eğitimi siyasete kurban verdik Ekonomiyi siyasete kurban verdik Aydınlık olması gereken gelecekleri siyasete kurban verdik Varlığımız siyasi emellere armağan oldu Benim biricik Atam; Biz Demokles'in kılıcını sapından değil Keskin yanından tutmayı marifet bildik Senin ruhunu gıdım gıdım içtik Tükettik Tükettik Tükettik Dedemden babama babamdan bana Politikacı tabiriyle 'enkaz devralmış' bulunmaktayız Bu gidişle biz çocuklarımıza devredecek Enkaz bile bulamayacağız Türk'tük doğruyduk çalışkanlığımız şüpheli; Birinci vazifemiz; Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti'ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek Ülkümüz; Yükselmek ileri gitmekti Uzun bir yoldu Yorucu ve yıpratıcıydı Adidas'larımız eskidi McDonalds'ta mola verdik Belki de 'Bir Türk dünyaya bedeldir' deyişini Biz 'Her Türk dünyaya bedeldir' anladığımız için emanetini 1 milyon beş yüzseksen bin kat küçültmeyi becerdik Verdiğin en önemli görev: Bu ahval ve şeriat içinde dahi vazifem Türk istiklalini ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektirbilirim Muhtaç olduğum kudretin Sana güvenimde mevcut olduğunu belirtir ellerinden hasretle öperim Baştan sonuna kadar okuyanlara teşekkürler sizler gerçek bir Atatürkçüsünüz bence YER: TÜRKİYE YIL: 1938 SAAT: 0905 ATATÜRK ÖLÜYOR ARADAN ONLARCA YIL GEÇİYOR YIL: 2007 ATATÜRK TEKRAR DÜNYAYA GELİYOR DOĞRUCA MECLİSE GİDİYOR MEMLEKET NASIL YÖNETİLİYOR GÖRMEK İÇİN MECLİS KAPISINDA CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN DEVLET BAKANLARI KARŞILIYORLAR SALONDA EN ÖNE OTURTUYORLAR VE O GÜNKÜ ÜLKE SORULARI TARTIŞILIYOR OTURUM BİTİYOR ATATÜRK'Ü MECLİS LOKANTASINA GÖTÜRÜYORLAR YEMEKTEN SONRA OTELE GÖTÜRÜP YATIRIYORLAR ERTESİ SABAH OTELDEN ALMAYA GİDİYORLAR ATATÜRK'ÜN ODASI BOMBOŞ!! VE MASANIN ÜZERİNDE BİR KAĞIDA YAZILMIŞ ŞU SÖZLER VAR: 'EFENDİLER BEN İSTANBULA GİDİYORUM ORDAN BİR VAPURA BİNİP TEKRAR SAMSUNA ÇIKACAĞIM ÇÜNKÜ BU ÜLKENİN BİR KURTULUŞ SAVAŞINA DAHA İHTİYACI VAR' BU KADAR ANLAMLI BİRŞEY DAHA YOKTUR SANIRIM BU ÜLKEMİZ İÇİN UNUTMA; sen bir TÜRK evladısın VE MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR! NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE! |
|