Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
odabaşi, yılmaz, şiirleri

Yılmaz Odabaşi Şiirleri

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yılmaz Odabaşi Şiirleri





YENİK SERÇE

Yaban ve asi,

Dağlara dağılan taylar gibi

Ve yangın gençliğinin alazında

Işıltılı bıçaklar gibi

Adana’da yollara dizilmiş garlarda,

Çığlık çığlığa peronlarda

Çocuklar gibiydi gözleri

Adı Nevin,

Şarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin

O, kanadı kırık bir kuştu,

Beyaza vurulmuştu;

Kimseler görmnedi bir başka renk sevdiğini

Kimseler…

Görmedi kimseler kirlendiğini

Adı Nevin,

Hüzün kokar ve korkardı geceleyin

“Kendini martılarla bir tutma” derdim;

"Senin kanatların yok düşersin,

Yorulursun,

Beni koyup koyup gitme ne olursun"

O, kanadı kırık bir kuştu,

Gülümserken vurulmuştu

Kimseler görmedi uçtuğunu

Kimseler

Görmedi kimseler öpüştüğünü

Adı Nevin,

Özlem tüter ve çağlardı geceleyin

“Işığın” diyordu; "kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum"

Karanlık kördü ve acımasız

"Ellerimle kırdım ben de kalan kanatlarımı;

Kanatlarımı kanatmaktan geliyorum "

O bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı

Sonra da çift çıkardık; kar yağardı,

Biz dinlemez, çıkardık!

O kentte bütün sokaklar

Biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı,

İnsanlar dar yapılmıştı,

Çıkardık!

Kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına

Ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda

Avurtlarına çarpan kar taneleri,

Gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp erirdi

Erirdi

Biz yan yana, yana yana

Yana yana!

O bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı,

Ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı

Gitti

Kanatları yüreğimdeydi

Kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi

Yitirdim o aşkın kimliğini;

H ü k ü m s ü z d ü r

Adı Nevin,

İhaneti tutuşturduk bir sabahleyin!

Yılmaz ODABAŞI

Alıntı Yaparak Cevapla

Yılmaz Odabaşi Şiirleri

Eski 10-09-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yılmaz Odabaşi Şiirleri





Kendine Benim İçin Gül Ver

Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin

ellerinden tut!

Çok ağrımış kendinin, siyah

ve ayaz kendinin

Hep avuttuğum düşler için bana bir gül ver

Bak, Palandöken dağlarında karlar erimiş,

teknelerle kol kola bir bahar sulara inmiş;

dağlar için, sular için bana bir gül ver

Bir gül ver söküldüğüm günler için

-ve önce kendinin ellerinden tut-

Kendimin ellerinden tutunca,

içimden nehirler gibi akmak geliyor;

yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor

Geberesiye içip salaş meyhanelerde,

buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor…

Tutunca kendimin ellerinden,

pusulasız gemilerde yatmak;

yaşlı ve şefkatli bir azizenin koynunda

sabaha dek kıpırtısız susmak geliyor…

Sevgilim, iyi insan, tutunca ellerimden,

ömrümün içinden akmak geliyor

Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin

ellerinden tut;

sonra bana aşkı öğretmeyen kendimin

ellerinden

Bak, yıllarım sırılsıklam/ yağmurlar giymiş,

günlerin avlusuna yeni yeni çocuklar inmiş;

dağlar için, sular için bana bir gül ver

Avuttuğum düşler için bana bir gül

Bir

gül

pusulasız gemiler, sökülmüş günler için

(Ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım;

sen kendinin ellerinden tut

ve kendine benim için bir gül ver)

Kendine

bir

gül(ü) ver

Alıntı Yaparak Cevapla

Yılmaz Odabaşi Şiirleri

Eski 10-09-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yılmaz Odabaşi Şiirleri



Ask Tek kisiliktir

tek kisilik kalabaliktir ask

ask tek kisiliktir; ikinci bir kisiye bilet yoktur

kendinin yayasidir askta ikinci kisi,

kendinin mayasi; herkes sevgisini sever

ask nedir incil'e göre? nedir tevrat'a, zebur'a, kurân'a göre?

bu kitaplardaki asklar küfürler neyin rengine göre?

insandir, insan aslolan, insana göre

bir bedeni o kiyisizliga birakma saati geldiginde gitmek bir yalnizliktir

bütün gitmeler bir yalnizliktir kalmaya göre

sevginin ve cesaretin cesetleriyle günler agir ve kirli tortusunu birakirken ömrümüze; günler, düslerimize, özlemlerimizeuzakligin sakaginda kaç namlu kimbilir yakin olmasin diye?

sonra biz buradan uçurumlara teslim olan gençligimizle!

en rezili belki parayla insan arasindaki yalnizliktir; hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir ask, hiçbir kitap bu yalnizligin kurallarini bozamiyor

bu da bir yalnizliktir

'yalnizlik bir yagmura benzer'

yagmurdan önce biz, bütün çilginliklari bir bir bölüstük, bir bir Türküleri, telasli kosuslari, bir bir silahlari, tabulari, ayriliklari; çogaltip yalnizligimizi feodal tekkelerde ellerimizin üstünde bir el bile yokken bölüstük vuruslari

sonra bir geceydi ve yalnizdik; çogalttik sususlari

yagmura yakalandigimiz geceye çarptik; geceye olmadi

ama biz paramparçaydik!

ve hayat gaspetti o magrur duruslari

hâlâ daglarin üstünde, zambaklarin içinde iste su hayat; destan ve yalniz hayat!

yalnizliga halay halay ellerim;

kirilasi kirilasi ellerim!

benim ellerim, yuh ellerim, sair ellerim

kalemimi silahiyla koruyan, kalemi de silahi da yalniz ellerim;

'yalnizlik bir yagmura benzer'

yagmurda sirilsiklam ellerim

daha birileri biryerlerde yaralardan söz ediyor; sonra binlerce ses o bir sesin üstüne, belki de yüzbinlerce

ama kime anlatilir ki yara, orada yara olarak yalniz

yarayi anlatan, anlatirken; yara ise orada yara olarak yalniz!

destan ve yalnizdir hayat kirilasi ellerim!

herkes kendine göre bir yalnizliktir!

Iyi ki dogmadiniz hiç dogmayanlar ya da dogmasi olasilik kalanlar, dogarken biz de spermdeki olasilik kadardik; o olasilikla dogmak veya dogmamak üzere yalnizdik

simdi de yasamak ve ölmek hâlâ bir olasiliktir

hep mengenede, kaderde en çok da yasamak bir olasiliktir

sevismek ey, yasamak bir olasiliktir!

yalnizligi sevisirken eksiltiyor, eskitiyor ve eskiyoruz

sevistigim gece emzirdigim gecedir,

özümü katarim ona;

geceyi kanatirim gece beni kanatir

gece insanligimiz

insanligimiz ise yalnizliktir

giderek insanlasiyor, uygarlasiyor ve insansizlasiyoruz

'görgü taniklarinin ifadelerine göre'

günlerin daginik yüzü ter ve keder içinde;

zanlilari her sabah o resmi geçitlerde

iste hayatlarimiz intiharlarin ve cesaretlerin sustugu yerde;

hayatlarimiz diger hayatlarin da cesetleriyle

hayatlarimizda kimselerin bilmedigi yalnizliklar;

ama kimseler bilse de bilmese de yalnizlik var ey bütün yalnizliklar!

Yilmaz Odabasi

Alıntı Yaparak Cevapla

Yılmaz Odabaşi Şiirleri

Eski 10-09-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yılmaz Odabaşi Şiirleri



Bir Liseli Silüeti

Hayat hattında acemi tayfalardık

Ne avunduk sevinç müsveddeleriyle;

aşktan ikmale kaldık

Bak her sabah bağıran yeni sabaha,

artık iklimler değişmiş, kuşlar da gitmiş,

tenimde eski ateş, gözlerimde fer bitmiş;

heybetli dağlar arasında

göğümde yıldız yitmiş

Sen

hâlâ

anılarımın

en

beyaz

yanısın

Sen, buğulu bir camın ardından izlediğim hayatın

yarısısın

Sen, sağanakla gelen sabahlarda çok eski…

Çok eski bir şarkının adısın

Daha adamlar şehirlere otomobillerle,

geceler anılarla birlikte gelir

Silûetin giderek uzaklaşır, düşler de kilitlenir

ve efkârım bir yaralı ayrılıktan beslenir

Kimse bilmez,

yıllar yılı hep aynı beyazla gezmek nedendi?

Olsun,

yirmi yıl seni özleyerek yaşlanmak da güzeldi!

Çünkü sen, buğulu bir camın ardından izlediğim hayatın

yarısısın

Sen sağanakla gelen sabahlarda çok eski…

Çok eski bir şarkının adısın

Yılmaz Odabaşı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.