Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hikayeleri, hızır

Hızır Hikayeleri

Eski 06-25-2009   #1
TiFus
Varsayılan

Hızır Hikayeleri



Hızır ve Gelin

1930lu yıllar Rize Anzer, halkın kendi tabiri ile Ancer Dünyaca balı ile meşhur olan Ancer Binlerce poleni ve şifayı içinde barındıran balıyla meşhur Ancer Kış Yaylacılık yapan Ancerlilerin bir kısmı aşağıya Rizeye şehre inmemiş, kışlamışlar Yazdan yığdıkları otlarıyla, mallarını kışdan çıkarıp, bahara eriştirmenin çabası içindeler Evet hepsinin mal tabir ettiği koyunları, sığırları var, tektük birkaç tanesinin de kara kovanı var Şifa niyetine ilaç niyetine küçük bir kavanozu dolduracak kadar balları olurdu çoğunun O da kış bitmeden tükenir giderdi Meryem Lezgilerin kızı Meryem Yeni gelin, beyini gurbete Samsuna göndermiş O da o kış yaylada kışlamış Sabaha kadar kar yağmıştır Tam kürekle yolu açayım deyip, kapıya yönelmekte iken, kapısı çalınır Kapıyı açari İhtiyar bir adam selam verir ve: - Kızım, ben Aşağı Ancerdenim, gelinim aş eriyor, canı bal çekti, Allah rızası için, bir iki kaşık bal verirmisin? Meryem gelin düşünmez bile, Allah rızası değil mi der, dibinde üç dört kaşık bal kalmış olan kavonozu getirir , onun da yarısını ihtiyara verir İhtiyar: - Allah razı olsun kızım, artsın eksilmesin der Meryem, kavanozu koymak için geri döner Kavanozun ağzını kapatayım derken birde ne görsün, kavanoz ağzına kadar bal ile dolu Meseleyi anlar, kapıya koşar, kar ile dolu yaylanın uçsuzluklarına bakar Ne bir insan vardır ne de kar da bir iz Gelen Hızırdır Aradan üç dört ay geçer, her gün bal yediği halde kavanoz her seferinde ağzına kadar bal ile doludur Sırrını hiç kimseye açmaz Yaza doğru beyi gurbetten gelir Beyine her öğün bal verir Bal bitmez, hem ancer balı olacak, bütün kış kalacak birde her öğün kaşık kaşık yenecek, bal bitmeyecek Beyini merak sarar, sorar, cevap alamaz Beyi en sonunda: - Ne olur beni seviyorsan söyle ne oluyor bunda bir iş var Meryem dayanamaz ve ağzı kapalı kavonozu da alır ve olayı anlatır Kavanozu açıp işte bak ağzına kadar dolu demek istediğinde bir de ne görsün? Kavonozun dibinde iki kaşık bal kalmış Evet, gerçek yaşanmış bir olay Belki sizin başınıza da geldi, belki gelebilir Meryemin kavonozundaki bal bitmeyecekti Sizin de belki cebinizdeki araba parasını verdiğiniz bir ihtiyar ardından elinizi her cebinizdeki cüzdana attığınızda tükenmeyecek para Ama sakın ha Sakın ha Hızır ile karşılaştığınızı ve sırrınızı kimseye söylemeyin

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Hızır Hikayeleri

Eski 06-25-2009   #2
TiFus
Varsayılan

Cevap : Hızır Hikayeleri



Hızıra Söyle

Bediüzzaman Saidi Nursi Emirdağ veya Afyon hapishanesi de yatarken, bir gece Konya ın Ladik kasabasına Ahmed Ağa ın yanına geldi Ahmed Ağa ın yanında o anda sadece oğlu Zekeriya vardı Bediüzzaman tayy-i mekan ederek gelmişti Ahmed Ağa ın odasının eşiğinde, ellerindeki kelepçeyi ve ayaklarındaki zincirleri çözdü, içeri girdi: -Bu çıksın, dedi, Zekeriyadan ötürü, konuşacaklarım var Ahmed Ağa: -Mahzuru yok kardeşim, yabancımız değildir, oda duysun , dedi Bediüzzaman: -Ahmed Ağa, üstada Hızıra söyle, tahammülüm kalmadı, dedi Ahmed Ağa: -Olur, söyleyelim kardeşim Said, dedi Bediüzzaman tekrar anında kelepçeyi ellerine zincirleri ayaklarına takarak geri döndü Bir müddet sonra aynı şekilde Bediüzzaman yine geldi ve: -Söyledin mi Ahmed Ağa? Ne oldu netice? diye sordu Ahmed Ağa: - Söyledim kardeşim Said, söyledim, dedi Bediüzzaman: -Ne dedi Üstad? diye sordu Ahmed Ağa: -Sabretmeni söyledi, dedi Bediüzzaman bu cevabı alınca, bu defa kapıdan değil, pencereden çıkıp gitti Yine elleri kelepçeli, ayakları zincirli idi Şimdi söyle bir sorulsa, hem tayy-i mekan edebiliyor, hapishaneye girip çıkabiliyor, kelepçelerini çözüp takıyor Hemde hapishaneden çıkmak için Hazreti Hızırdan yardım istiyor Bu nasıl oluyor diye bir soru akla gelebilir Evliyalar bu güce sahiptirler o kuvvet ve o tasarruf ellerinde var ama, izin almadan kullanamazlar İşte Bediüzzamanda o tasarruf kendisinde olduğu halde üstadı Hızırdan izin almadan kullanamamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Hızır Hikayeleri

Eski 06-25-2009   #3
TiFus
Varsayılan

Cevap : Hızır Hikayeleri



Hızır Olduğunu Söylerim

Ramazan Cuma günü Cuma vakti Cami Cemaat tek tük camiye girmekte İmam kürsüde Girenlerin arasında O Hızır Hızır as da genç ihtiyar arasında onlardan biri gibi gidiyor bir köşeye oturuyor Kürsüde imam sohbete başlıyor Hızırın yanına kırklarında bir adam gelip oturuyor Cami yavaş yavaş dolmakta Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak Hızır as adamı dürtüklüyor: - Uyuyacaksın, der Adam: - Uyumam, beni rahat bırak Hızır as ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek: - Uyuyacaksın dedim, der Adam: - Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim Rahat bırak beni Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim Buradan çıkamazsın Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz Hızır as susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allaha yönelerek: - Ya Rabbim! Bu nasıl iştir Bu kulun benim kim olduğumu bildi Bu nasıl iştirki bendeki listede bunun ismi yok Cevap gelir: - Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var O ise benim sevdiklerimden Allah sevdiklerinden etsin Sevmek, seviyorum demek bir iddia İş sevilenlerden olmak

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Hızır Hikayeleri

Eski 06-25-2009   #4
TiFus
Varsayılan

Cevap : Hızır Hikayeleri



Her Gördüğünü Hızır Bil

Bir gün annesi tarladan kaldırdığı buğdayları, biriyle Ubeydullah-ı Ahrâra gönderdi Ubeydullah-ı Ahrâr buğdayları ambara koymakla meşgûlken, buğdayları getiren kimse, boş çuvallarını alıp gitti Nereye gittiği ve hangi yoldan gittiği belli değildi Ubeydullah-ı Ahrâr o anda neden bu zavallı ve garib kimseden duâ almadığına üzüldü İçine garib bir ızdırap çöktü Buğdayı olduğu gibi bırakıp koşarak o kimsenin peşine düştü Yanına vararak tevâzu ile kendisine duâ etmesini istedi ve; -Beni gönlünüze alın Hâlime biraz inâyet nazarıyla bakın Belki duânız ve himmetiniz bereketiyle Allahü teâlâ beni bağışlar, merhâmet eder de yolum açılır, dedi Onun yüzüne şaşkın ve hayret dolu ifâdelerle bakan zât; -Zannediyorum ki Türk şeyhlerinin söyledikleri; "Her geleni Hızır bil, her geceyi Kadir bil" sözüne göre hareket ediyorsun Fakat ben hiçbir özelliği olmayan kendi hâline yaşayan bir kimseyim Elimi yüzümü bile lâyıkı ile yıkamayı bilmem Senin istediğin şeyden ben haberdâr değilim O bende yoktur" dedi Ubeydullah-ıAhrâr duâ etmesi için yalvarmaya devâm etti O kimse, Ubeydullah-ı Ahrârın yalvarışına dayanamayarak ellerini kaldırdı ve; -Allahü teâlâ senin kalb gözünü açsın, diye duâ etti Bu duâ bereketiyle Ubeydullah-ı Ahrârın kalbinde açılmalar oldu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.