Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayetler, efendimizin, ile, ilgili, insani, peygamber, özellikleri

Peygamber Efendimizin İnsani Özellikleri İle İlgili Ayetler

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Efendimizin İnsani Özellikleri İle İlgili Ayetler



Peygamber Efendimizin Özellikleri
Peygamber Efendimizin İnsani Özellikleri İle İlgili Ayetler

peygamber efendimizin özellikleri
peygamber efendimizin ahlaki özellikleri
peygamber efendimizin dış görünüş özellikleri

Peygamber efendimiz Hz Muhammet (sav) 'in ahlaki ve dış görünüş özellikleri!!

Allahu Teala Hz Muhammed (sav) Efendimize öyle özellik ve hususiyetler vermiştir ki, onlar başka bir peygamberde yoktur Bunlarıdan bir kısmını özetle zikredeceğiz Bu konuda Rasulullah Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:

"Bana, benden evvel hiç kimseye verilmeyen beş şey verildi:

1-Bir aylık gibi uzun bir mesafeden düşman kalbine korku salmakla ilahi yardıma mazhar oldum

2-Yeryüzü benim için namaz kılma mahalli ve temizlik vasıtası yapıldı Ümmetimden kim bir namaz vaktine erişirse, hemen bulunduğu yerde namazını kılsın

3-Ganimet benden evvel kimseye helal yapılmadığı halde bana helal kılındı

4-Bana umumi şefaat yetkisi verildi

5-Benden önceki peygamberler sadece kendi kavmine gönderiliyordu, ben bütün insanlığa peygamber olarak gönderildim"( Buhari, Salat, 56 Bkz: Müslim, No: 523; Ahmed, Müsned, II, 411; ibnu Mace, No: 567; ibnu Hıbban, Sahih, No: 2313)

Allahu Teala, Rasulullah (sav) Efendimizin bütün insanlığa peygamber gönderildiğini şöyle haber vermektedir:

"Rasülüm biz seni bütün insanlar için müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik Fakat insanların çoğu bunu bilmiyorlar"( Sebe, 28)

"Rasülüm de ki: Ey insanlar! Gerçekten ben göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın sizin hepinize gönderdiği bir elçisiyim"( A'raf, 158)

Rasulullah (sav) Efendimiz, Allah katında kendisine peygamberlik veriliş bakımından ilk peygamberdir, ancak, gönderiliş bakımından son peygamberdir Hz Adem daha yaratılmadan önce Ruh ile ceset arasında iken Allahu Teala Hz Muhammed (sav) Efendimizi peygamber olarak tayin buyurmuştur Efendimiz'e (sav): "Siz ne zaman peygamber oldunuz?"diye sorulunca:

"Adem ruhu ile cesedi arasında olup henüz yaratılmamışken ben peygamberdim" cevabını vermiştir( Ahmed, Müsned, V, 59; Hakim, Müstedrek, II, 609)

Peygamberlik onunla tamamlanmış ve son bulmuştur Kur'an-ı Hakim'de, Efendimiz (sav) "Hâtemün-Nebiyyin" yani peygambelerin sonuncusu sıfatıyla tanıtılmıştır( Ahzab, 40)

Hz İsa'nın (as) ahir zamanda inmesi Onun bu sıfatını ortadan kaldırmayacaktır Çünkü Hz İsa (as), Hz Rasulullah (sav) Efendimizin getirdiği din ve hükümlerle amel edecek, Onun ümmeti olacak, yeni bir din getirmeyecek, kendisine indirilen incil ile amel etmeyecek, Hristiyan ve Yahudileri de İslam'a davet edecek; kabul etmeyeni kılıçtan geçirecektir( Nevevi, Şerhu Müslim, II, 190; ibnu Hacer, Fethu'l-Bari, VI, 491; Edib Keylani, Avnu'l-Mürid Şerhu Cevheretü't-Tevhid, II, 805)

Efendimize (sav) verilen "Kur'an mucizesi devamlıdır Bütün mucizeler bitmiş, arkası kesilmiştir Fakat Kur'an mucizesi kıyamete kadar devam edecektir Kıyamet günü en fazla ümmet (sav) Efendimizin olacaktır( Müslim, iman, 196; ibnu Mende, iman, 890; Acurri, eş-Şeriatu, 467 (93 Bab) )

Rasulullah (sav) Efendimizin ümmeti ve daveti hiç kesilmeden kıyamete kadar devam edecektir Onun getirdiği Kur'an ve din tahrif edilemeyecek, aslı hiç bozulmayacaktır Allahu Teala Kur'an-ı Hakim'i özel koruması altına almıştır Kur'an'ın korunması onun tefsiri olan sünnetin de korunması demektir Çünkü sünnet olmadan Yüce Kur'an'ın hakkıyla anlaşılması ve yaşanması mümkün değildir

Allahu Teala, Rasulullah (sav) Efendimizin getirdiği dini nesilden nesile taşıyacak raşid halifeler, rabbani alimler, gerçek varisler, kamil mürşidler yaratacak ve din kıyamete kadar bir gurup tarafından hakkıyla temsil, tebliğ ve tatbik edilecektir Allah Rasülü (sav) kendisine has bu durumu şöyle beyan buyurmuştur:

"İsrâiloğllarmı peygamberleri yönetip idare ederdi Bir peygamber vefat edince yerine başka bir peygamber gelirdi Benim ve ümmetimin durumu ise böyle değildir Benden sonra hiçbir peygamber gelmeyecek fakat, (benim adıma bu işi yürütecek) halifeler bulunacak, adedleri de çok olacak( Buhari, Enbiyâ, 50; Müslim, İmâre, 440 ibnu Mâce, Cihad, 42,

Ahmed, Müsned, II, 297)Şu hadisler de bu konudadır:

"Allah Teâlâ, her yüz senenin başında bu ümmete dinini yenileyen ve canlandıran bir kimse (müceddid) gönderecektir"( Ebû Dâvud, Melâhim, 1; Hâkim, Müstedrek, IV, 523)

"Kıyamete kadar ümmetimden bir taife hak üzere kalmaya ve Allah'ın emrini yerine getirmeye devam edecektir Onlara muhalif davrananlar kendilerine hiç bir zarar veremeyecek, onlar hakkı izhar ve isbatta muvaffak olacaklardır"( Buhari, i'tisâm, 10, Müslim, imaret, 53; Tirmizî Fiten, 27, İbnu Mâce, Mukaddime, 9)

Ebû Ya'lâ'nın rivayetinde, hadis "İsa b Meryem ininceye kadar" kısmıyla rivayet edilmiştir( Bkz: Ebû Ya'lâ, Müsned, VII, 59-60 (No: 2078))

Dış Görünüşüne ait özellikler:

1- O, dedesi Hz İbrahim’in duası, Hz İsa’nın müjdesiydi

2- O, kendisinden bahsederken “Ben Muhammedim” buyururdu

3- Diğer bir ismi Mahi’dir Zira Allah onunla batılı ve küfrün karanlığını gidermiştir Mahi; kötülüğü yok eden, gideren demektir

4- O, cahiliye dönemin de bile -Peygamber olmadan önce de- hiçbir puta tapmadı

5- Hayatında -Peygamberlikten önce de- hiç içki içmedi

6- Vahiy almadan önce, apaydınlık rüyalar görürdü Gördüğü rüyalar sonra çıkardı

7- İlk zamanlarda -Peygamberlikten önce- yalnızlığı severdi Hira’ya çekilir, orada kendince ibadet ederdi İlk vahyini (Alak’ı) orada aldı

8- Görenleri etkileyen bir görüntüsü vardı O’nu gören kendine çekidüzen verme ihtiyacı duyardı

9- Üzerinde daima parlak bir ışık yüzünü aydınlatırdı

10- Ne garipsenecek kadar uzun, ne de kısaydı Orta boyluydu

11- Başı büyükçeydi

12- Yüzü parlak beyazdı

13- Sakalı genişçeydi

14- Ağzı dengeli genişlikteydi Hitabet gücü çok fazlaydı

15- Yanakları yüzüne uygun yapıdaydı

16- Göğsü ve karnı aynı seviyedeydi Göbeği yoktu

17- Boynu uzun ve güzeldi

18- Sakal ve bıyıktaki beyaz tüylerin çekilip alınmasını hoş karşılamazdı

19- Saç ve sakalındaki beyaz tüyün sayısı 20 civarındaydı

20- Tatlı ve güzel bir yüzü vardı

21- Yüzü dikdörtgen değil, yuvarlak -dairemsi- bir yapıya daha yakındı

22- Göz uçları uzundu

23- Avuç içi uzundu Bu özelliği cömertliğine işaret sayılmıştır

24- Yürürken sakin, vakur yürürdü Dönerken bütün vücuduyla dönerdi

25- Daima bir murakabe -düşünce- halindeydi Gökten çok, yere bakardı

Ahlakına ait özellikleri:

26- Her karşılaştığıyla selamlaşırdı

27- Az ve öz konuşurdu Gerekmedikçe konuşmazdı

28- Boş vakit geçirmezdi Mutlaka bir şeyle meşgul olur, daha çok ibadet ederdi

29- Çok sabırlıydı Son derece yumuşak karakterliydi

30- Her türlü nimeti önemserdi

31- Hak uğruna gazaplanırdı Kendi şahsı için hiç hesap sormamıştır

32- Yüzü güleçti Daimi olarak tebessüm ederdi

33- Geceyi üçe bölerdi Birisini Rabbine ibadet için ayırırdı Diğer bölümünü ailesine ayırırdı Son bölümünü ise dinlenmekle geçirirdi

34- Evinden çıktığında, dönünceye kadar kendisini (dini hususları) ilgilendirmeyen sözlerden uzak kalırdı

35- Birleştirir, insanları kaynaştırırdı Ayrılıktan, ayırmaktan uzak dururdu

36- Bir kavmin ileri gelenine ikramda bulunurdu

37- Arkadaşlarının durumunu sıkça sorardı

38- Her probleme karşı hazırlıklıydı Mutlaka çözüm üretirdi

39- En değer verdiği insan, başkalarının yükünü hafifleten ve sürekli hayra vesile olan kişilerdi

40- Oturuş ve kalkışında sürekli Allah’ı anardı Hatırlatırdı

41- Bir meclise girdiğinde en uygun olan boşluğa otururdu Ashabına da böyle hareket etmelerini emrederdi

42- Cemaatindeki herkesin yararlanacağı şeyler konuşur, her bir insanla özel ilgilenirdi Kimseyi diğerlerinden ayırmazdı

43- Biri kendisine soru sorduğunda mutlaka -yürüyor olsa bile- duraksar ve cevabını gülümseyerek verirdi Sözlerin en yumuşağıyla hareket ederdi

44- O’nun oturduğu meclise, yumuşaklık, hayâ, sabır ve ölçü hâkimdi

45- Sokakta, mecliste veya çarşıda sesini yükselttiği görülmemiştir

46- İnsanların mahremini ve özel hayatını hiç sorgulamazdı Merak etmezdi

47- Konuştuğunda insanlar başlarına konmuş olan bir kuşu ürkütmek istemezcesine sessizce dinlerlerdi O susunca insanlar konuşurlardı

48- Arkadaşlarının gülüştükleri şeylere O da gülerdi Arkadaşlarının hayret ettiği şeylere O da hayret ederdi (Kendini onlardan farklı bir konuma sokmazdı)

49- Uzaktan gelmiş ve kitle içinde nasıl konuşacağını veya Peygamber’e nasıl muamele edeceğini bilmeyen kişiye anlayacağı dille konuşur ve onu rahatlatırdı

50- Konuşanın sözünü asla kesmezdi

51- Her kelimesini üç defa tekrar ederdi İnsanlar söylediği sözü bir daha asla unutmazlardı

52- Konuştuğunda O’nu dinleyen herkes ne demek istediğini anlardı Halkın diliyle konuşurdu Ağır, ağdalı, şaşaalı, süslü, yaldızlı konuşmalardan hoşlanmazdı

53- Argo olan, sokak dili olan gayriciddi hiçbir kelime konuşmazdı Her sözü ciddiydi İnsanlar O’nun hafif sayılacak hiçbir sözünü duymamışlardı

54- Düşünerek, ağır ağır ve tartarak konuşurdu Kelime ve cümleleri birbiri ardınca yuvarlamazdı

55- Sesi güzeldi

56- Gömlek giymeyi severdi Beyaz rengi daha çok tercih ederdi Ancak kırmızı, yeşil gibi renkleri de seçerdi

57- Yeni bir elbise aldığında cuma günü giyinmeyi isterdi

58- Tırnaklarını kısa tutardı Bıyıklarını dudaklarının üzerine kadar uzatmazdı

59- Vücudundaki fazla tüyleri sık sık giderirdi Haftada bir, mutlaka belli bölgelerin temizliğini yapardı

60- Yola çıktığında, aynasını, tarağını, saç yağını, misvakını, göz sürmesini yanına alırdı Son derece temiz dolaşırdı Günde onlarca defa dişini misvakla temizlerdi Saçını yıkar ve temiz yağla bakım yapardı Aynaya bakarak saç, sakal ve bıyığını düzene koyardı Dağınık hali görülmemiştir

61- Yastığının içinde hurma dalı ve yaprakları vardı

62- Tevhidi sarsacak, putperestliği anımsatacak bütün görüntü, gelenek ve âdetlere karşı hassas davranırdı

63- Kendisine ait eşyalarına isim verirdi Atının adı Murtecez, devesinin adı Düldül, kılıcının adı Zülfikâr, zırhının adı Zü’l fudul’du Böylece hayvanlara bile bir kişilik -mecazi anlamda- kazandırırdı

64- Atları severdi

65- Yumuşak ve toleranslı hareket ederdi

66- Hiçbir konuda aşırılığı kabul etmezdi

Dua ve işleriyle ilgili hassasiyetleri:

67- Meyve yemeyi severdi Meyve yerken şöyle dua ederdi: “Allah’ım! bu meyvemizi bereketli kıl”

68- Medine şehrini severdi Şöyle derdi Medine için: “Allah’ım! bu şehri bize bereketli kıl”

69- Tuvalet ihtiyacı için girdiğinde şöyle dua ederdi giriş kapısında: “Allah’ım! Her türlü şeytanın şerrinden ve kötülüğünden Sana sığınırım”

70- Tuvalet ihtiyacından sonra çıktığında şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Bizleri her türlü günah ve hatadan dolayı bağışla”

71- Oturup küçük abdest gidermeye dikkat ederdi Ama zaman zaman -yer müsait olmadığında- ayakta küçük su ihtiyacını giderdiği olmuştur

72- Dişini temizlemek için sık sık misvak kullanırdı

73- Abdestte yıkadığı organlarını üçer kez yıkamayı alışkanlık haline getirmişti

74- Abdestten sonra bir havlu -mendil- ile kurulanırdı

75- Abdest aldıktan sonra şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Günahımı bağışla Evimdeki geçimim ve esenliğimi genişlet”

76- Bazen 5 vakit namazı tek bir abdestle kılardı

77- Yıkanması gerekirken -cünüplükten sonra- yıkanmadan uyumak isterse namaz abdesti gibi abdest alır ve uyurdu Uyanınca yıkanırdı

78- Cuma günü boy abdesti alırdı

Günlük ibadetleri:

79- Öğle namazını sıcaklığın hafiflediği saate bırakırdı

80- İkindi namazını güneş sararmaya başlamadan kılardı (Yani öğleyi biraz geciktirir, ikindiyi ise geciktirmezdi)

81- Akşam namazını güneş batı ufkunda tamamen kaybolduktan sonra kılardı

82- Bazen yatsı namazını geciktirirdi

83- Sahabesine ezanı öğrenmelerini söylerdi

84- Bazen namaz için ezanı kendisi okurdu

85- Sabah namazında “Kaf” suresi gibi sureleri okurdu

86- Akşam namazında “Mürselat” suresini okudu

87- Yatsı namazında “Tin” suresini okurdu

88- Rukudan kalktığında tam doğrulurdu

89- Rukuda baş ile belini aynı hizada tutar ve ellerini dizlerinin üzerine koyardı

90- Secdede iken kollarını -pazularını- böğründen uzak tutardı

91- Bazen namazda ağlardı

92- Namaz için tekbir alacağında şöyle derdi:

“Allah’ım! Beyaz elbiseyi kirlerden arındırdığımız gibi, Sen de beni hatalarımdan arındır Allah’ım! Beni hatalarımdan kar, dolu ve temiz suyla yıkayarak arındır

93- Rukuda şöyle derdi: “Subbuhun (Yani; Allah’ı her türlü eksiklikten uzak tutarım) Kuddusun (Allah bütün ayıplardan arınmıştır) Ey meleklerin ve ruhun Rabbi

94- Secdede şöyle dua ederdi: “Allah’ım Sana secde ettim Sana iman ettim Sana teslim oldum Sen benim Rabbimsin Şüphesiz benim yüzüm ancak kendisini yaratıp güzelleştiren, O’na duyma ve görme özelliklerini veren tek Allah’a secde eder Allah ne kadar yücedir O yaradanların en güzelidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Peygamber Efendimizin İnsani Özellikleri İle İlgili Ayetler

Eski 09-08-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Efendimizin İnsani Özellikleri İle İlgili Ayetler



Peygamberimizin insani yönü ilgili bir hadisler

Peygamberimizin insani yönü ilgili bir hadisler diyanet

Sevgili Peygamberimiz örnek aile reisi idi Hanımlarına ve çocuklarına karşı görevlerini en iyi şekilde yerine getirirdi O’nun evi örnek bir evdi hanesinde her zaman burcu burcu mutluluk kokardı Aile fertlerine karşı gayet şefkatli ve merhametli idi

Hz Peygamber’in örnek alınması gereken yönlerinden biri de O’nun insana verdiği değerdir O’nun çok büyük bir dikkatle
koruduğu yegane varlık insandı O her şeyi insan için insanın mutluluğu için yapardı

Hz Peygamber’in örnek alınması gereken bir yönü de beşerî ilişkileridir O’nun bu yönü kişiliğini ve ahlâkî karakterini
yansıtır O’nun diğer insanlara karşı olan davranışlarında bütün devirler boyu insanlığın örnek alabileceği mükemmellikler
görürüz O en iyi müslümanı; "Ahlâkı en güzel olanıdır" (1) diye tarif etmiştir O hiçbir zaman insanların kusurlarını
araştırmazdı Tecessüsü başkalarının kusurlarını ve gizli hallerini merak etmeyi bile yasaklamıştı (2) Ağzından asla kötü
söz çıkmazdı Kimsenin hatasını yüzüne vurmazdı Kimseye ismiyle ihtar etmez gördüğü hataları "Halk şöyle yapıyor"
diyerek kimsenin ismini vermeden tenkit eder hatayı düzeltirdi
O çok merhametli idi Uhud Savaşında tepesine kılıçlar yağarken bile; "Ya Rabbi! Bu insanları affet çünkü onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar" diye dua ediyordu (3) O kendi nefsi için hiç kimseden intikam almamıştır Hiçbir köle ve câriyeye vurmamıştır (4) Hatta bir hayvana bile dokunmamıştır
Allah Rasulü bütün insan soyuna küçüklere ve yaşlılara karşı şefkat ve merhamet doluydu Birgün torunlarını öpüp
okşarken bir bedevî huzuruna gelmişti Evlat şefkatinden mahrum olan bu adam gördüğü manzaraya duyduğu hayretini
gizleyemedi ve "Benim on çocuğum var bunlardan hiçbirini öpmüş değilim" dedi Hz Peygamber: "Cenab-ı Hak senin
kalbinden merhameti söküp atmışsa ben ne yapayım?" buyurdu ve ilâve etti: "Merhamet etmeyene merhamet edilmez (5)
Bir defasında ashab-ı kirâm Hz Peygamber’in va’z u nasihatını pürdikkat dinlerken O’nunla görüşmek isteyen yaşlıca bir
zat kalabalık arasından Rasulüllah’a yaklaşmaya çabalıyordu Peygamberimizin sohbetini bölen bu ihtiyara yol açmada biraz
ağır davranan ashâbın bu tavrı gözünden kaçmayan rahmet ve merhamet peygamberi derhal onları îkaz etti: "Küçüklerimize
şefkat büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir" (6)
Mekke’nin fethi gerçekleştikten sonra Hz Peygamber Safâ tepesine çıkarak yüksekçe bir yerde durdu Yeni müslüman
olanlar oraya gelip biat ettiler Hz Ebû Bekir’in babası Ebû Kuhâfe pîr-i fâni olduğu halde henüz müslüman olmamıştı
Gözlerinin feri kalmamış yolunu göremiyordu Oğlu Ebu Bekir ihtiyar babasının elinden tutarak Peygamber’in huzuruna
getirdi Herkese karşı saygı gösteren büyük Peygamber: "İhtiyarı niçin buralara kadar zahmete koştun? O’nu kendi halinde
bıraksaydın biz onun ayağına giderdik" dedi Onu önüne oturttu Elini göğsünün üzerine koyarak ona İslâm’ı telkin etti (7)
İşte O yaşlılara böyle muâmele ederdi
O çok alçak gönüllü idi Bir gün huzurunda korkudan titreyen bir adama şöyle demişti: "Arkadaş titreme! Ben kral değilim
Kureyş’ten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum" (8) Tevâzû ve sâdelik O’nun ahlâkının özüydü Ashabına şöyle derdi:
"Hristiyanların Hz İsa’yı aşırı derecede methettikleri gibi siz de beni medihte ileri gitmeyin Ben Allah’ın bir kuluyum
Benim hakkımda Allah’ın kulu ve Rasûlü deyin"
Bir defa asâsına dayanarak ashâbının yanına geldi Ashâb hemen ayağa kalktılar O bu hareketten memnun kalmadı ve şu
nasihatte bulundu: "Yabancıların birbirini ta’zim için yaptıkları gibi yapmayın ve bana ayağa kalkmayın"
Ashabıyla oturup konuşur tatlı tatlı sohbet ederdi Hatta onlarla şakalaştığı olurdu Gördüğü çocukları sever onları
okşar küçükleri kucağına alırdı Hür köle zengin yoksul her kim olursa olsun bütün insanlar O’nun nazarında müsâvî idi
Herkesin hatırını güder gönlünü alırdı Medine’nin kenar mahallelerindeki hastaları ziyaret ederdi Rastladığı kimsenin
ona selâm vermesini beklemez ondan önce selâm verirdi "Aranızda selâmı yayın ki birbirinizi seversiniz" derdi Ashâbına
elini uzatıp musâfaha yapar ellerini sıkar hâl ve hatırlarını sorardı Namazda bulunduğu sırada bile birisi yanına gelecek
olursa onu bekletmemek için namazını kısa keser selâm verip onun ihtiyacını sorar dileğini öğrenirdi Herkese tatlı söz
güler yüz gösterirdi Dudaklarında dâimâ tatlı bir tebessüm dolaşırdı (9) Sevgili Peygamberimiz örnek aile reisi idi Hanımlarına ve çocuklarına karşı görevlerini en iyi şekilde yerine getirirdi O’nun evi örnek bir evdi hanesinde her zaman burcu burcu mutluluk kokardı Aile fertlerine karşı gayet şefkatli ve merhametli idi
Nitekim Hz Peygamber’e Medine hayatı boyunca on yıl hizmet eden ve O’nun aile hayatını en iyi bilenlerden biri olan Enes
b Mâlik (RA) şöyle der: "Aile fertlerine karşı Hz Muhammed’den daha şefkatlisini görmedim" (10)
Peygamber Efendimiz kadınlara karşı güzel davranılmasını emrederdi Bir hadislerinde: "Sizin en hayırlınız kadınlarına
karşı iyi davranınızdır" (11) buyurmuşlardır Kendisi de hanımlarına karşı gayet güzel ve nâzik davranırdı
Sevgi ve şefkat duyguları O’nun bütün varlığını kaplamıştı Muhtaç bir kimse gördü mü içi sızlardı Onu kendi nefsine ve
ailesine tercih ederdi Her muhtaç olanı gözetip ihtiyacını karşılamaya çalıştığından evinde birikmiş saklanmış bir şey
bulunmazdı İsteyene verirdi Evinde yoksa ödünç alıp verir muhtaçları boş çevirmezdi Vefat ettiği zaman zırhı bir
yahûdide rehin olarak bulunuyordu
O son derece tevâzu sahibiydi Hizmetçisiyle yemek yer onlarla oturup sohbet ederdi Gelen misafirlerine kendisi hizmet
ederdi Habeş kralı tarafından bir heyet gönderilmişti Onlara bizzat hizmet etmeye başladığını gören ashâbı:
-Ey Allah’ın Rasulü siz bırakın biz hizmet edelim dediler O şu cevabı verdi: "Bunlar bizim ashabımıza ikram ettiler İlk
muhâcirleri hoş karşıladılar Ben onlara bunun karşılığını bizzat vermek isterim" O işte böyle vefâlı idi Ve herkesi de
daima hayırla anardı
Beşeriyetin şefkat ve merhamete daha muhtaç olan sınıfına yoksullara zavallılara karşı kalbi son derece yumuşaktı
Onların kırık ve mahzun gönüllerini almayı en büyük fazilet bilirdi Hele mâsûm yavrucukları küçük çocukları dâima sever
okşardı Kızlarının çocukları namaz kılarken üstüne tırmanırlar O bunlara bir şey demezdi
Onun sevgisi yalnız insanları kucaklayan bir sevgi değildi Bu hudutsuz sevgi hayvanları bile şefkatından mahrum
bırakmıyordu O hayvanlara bütün canlılara karşı son derece şefkatliydi İçeri girmek için kapısında seslenen bir kediye
kapısını kendi eliyle açıp onu içeri alırdı Hastalığa yakalanmış bir horozun tedâvisiyle canla başla uğraşmıştı Atını
kendisi tımarlayıp okşardı Susuz kalmış bir köpeğe ayakkabıyla kuyudan su çekip veren kimseyi Cennet’le müjdelemişti
Bir kediyi aç bırakan kadının bu yüzden azâba dûçâr olacağını bildirmişti Bitki ve ağaç sevgisini ehemmiyetle tavsiye
ederdi Susuz kalmış bir ağacı sulayan kimseye Yüce Allah’ın ecir ve mükâfat vereceğini haber vermiştir Her can taşıyana
şefkat ne güzel bir şeydir İşte bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz bilumum âlemleri kucaklayan
bir sevgi ve şefkatle insanlığa yepyeni bir ders vermiştir Yeni bir medeniyet ruhu getirmiştir Ve O âlemlere rahmet olarak
gönderildiğini bilfiil isbât etmiştir O’nun tebliğ ettiği İslâm Dini’nin nurları insanlığın yolunu aydınlatan bir meş’ale hâlinde
dünyanın her tarafına saçılmıştır (12)
O asla kaba ve ufku dar değildi O’nun gönlü hep iyilik için çarpardı Taif’te uğradığı ağır hakaretlerden sonra sığındığı
bir üzüm bağında "Ya Rabbi beni kime emânet ediyorsun?" diye hayatının en dokunaklı duasını yaptığında; "Eğer
isterse o insanların üzerine dağları yıkabileceğini" söyleyen Cebrail’e; yaşlı gözlerle şöyle demişti: "Hayır! Ben bunu
istemem Bunun yerine Allah onların sulbünden sadece Allah’a ibâdet eden ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayan bir nesil
çıkarabilir Ben Rabbimden onu isterim" (13)
O hep güler yüzlü idi Karşısındakine daima güven telkin ederdi Meşhur yahudî âlimi Abdullah b Selâm O’nun mübârek
yüzünü gördüğünde; "Bu yüz yalancı yüzü olamaz" diyerek müslüman olmuştu Bir müminin din kardeşini güler yüzle
karşılamasını dahi ibâdet ve hayır telâkki etmiştir (14)
O son derece doğru sözlü ve güvenilir biriydi Daha Peygamber olmadan "el-Emin" ünvanını almıştı Müşrikler O’na
inanmadıkları halde O’nun doğruluğunu bildikleri için en kıymetli şeylerini O’na emânet ederlerdi O da Mekke’den hicret
ederken bu emanetleri sâhiplerine vermek üzere Hz Ali’yi geride bırakmıştı
Düşmanın şâhitliği şahitliklerin en makbulüdür denir Hz Peygamber’e bütün ömrü boyunca düşmanlıktan geri kalmayan Ebû
Cehil O’nun doğruluğunu itiraf etmekten kendini alamamış ve şöyle demiştir: "Biz sana asla yalancı demiyoruz Çünkü senin
ne kadar doğru sözlü ve güvenilir olduğunu biliyoruz Fakat biz; Allah’tan getirdiğin âyetleri inkâr ediyoruz" Bunun üzerine
Yüce Allah; "O’nlar seni yalanlayamıyorlar fakat o zâlimler Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar" (15) âyetini indirmişti
İşte bu vasıflarıyla O dost ve düşman herkesin sevgi ve güvenini kazanmıştı Hz Hamza (RA)ın ciğerlerini söküp
boynuna gerdanlık yapan Ebû Süfyan’ın karısı Hind’in şu sözleri ne kadar mânidârdır "Ey Muhammed! Bugüne kadar
yeryüzünde en çok nefret ettiğim yer senin yanındı Fakat bugün yeryüzünde en çok sevdiğim yer senin yanında olmaktır
(16)
Hz Peygamber’in örnek alınması gereken yönlerinden biri de O’nun insana verdiği değerdir O’nun çok büyük bir dikkatle
koruduğu yegane varlık insandı O her şeyi insan için insanın mutluluğu için yapardı Bunun içindir ki O savaşa düşmanı
imha etmek için değil onları ihyâ etmek hidâyete ulaştırmak için giderdi Önce psikolojik savaşlarla düşmanı yıpratır
mukavemet gücünü kırar sonra da kan dökmeden teslim alırdı Çünkü O aynı zamanda "Rahmet Peygamberi" idi (17)
O’nun harp esirlerine karşı tutumu ise ayrı bir güzellik arzeder Bedir’de esir alınan Ebû Aziz daha sonra esâret günlerini
şöyle anlatır: "Müslümanlar bana öyle iyi davranıyorlardı ki bundan utanç duyuyordum Yemek zamanı gelince bütün
ekmek ve katıklarını bana verirler kendileri su ve hurma ile yetinirlerdi Doğru dürüst elbiseleri yoktu ama en iyi elbiselerini
bana verirlerdi Çünkü Peygamber onlara esirlere iyi muamele edilmesini emretmişti
İnsanlık 14 asırdan bu yana hayli mesafe katetti Düşüncesi kültürü medeniyeti son derece gelişti Ama Hz Peygamberin
koyduğu esasların ve yaşadığı hayatın bir örneğini henüz vücuda getiremedi O’nun esirlere yaptığı insânî muâmele ile
günümüz siyasî ve askerî güçlerinin hem de birçok uluslar arası antlaşmalara rağmen onlara yaptığı muâmeleyi mukayese
edersek Hz Peygamber’in insanî yönü ile günümüzde hümanist geçinenlerin insanlığı arasındaki farkı açık bir şekilde
görmek mümkündür Günümüzde esirlere yürekler ürperten işkenceler yapılır kolkemik kırılırken Hz Muhammed
Uhud’da aldığı 6000 esiri karşılıksız serbest bırakıyor üstelik herbirine birer de elbiselik veriyordu
O savaşta bile haddi aşmamayı kimseye zulmetmemeyi çocuklara yaşlılara ve kadınlara asla dokunmamayı düşmana ait
dahi olsa hayvanları telef etmemeyi meyveli ağaçları kesmemeyi emreden bir Rahmet Peygamberi idi O’nun savaşı bile imhâ
değil ihyâ gayesini taşırdı O savaşı bile rahmete dönüştüren bir Allah elçisiydi Bunun içindir ki O her yönüyle insanlığın
en büyük mürşidi ve insanca hayatın ideal örneğidir (18)
Hz Peygamber hem fakirler için ve hem de zenginler için çok güzel bir örnektir O fakirliği hiçbir zaman isyan sebebi görmez
hele hele başkasının malına ve hakkına tecâvüz için asla bir gerekçe saymazdı Bu itibârla O’nun durumu fakirler için güzel
bir örnek teşkil eder
Hz Peygamber aynı zamanda zenginler için de eşsiz bir örnektir O hayatında bir defa olsun "Yok" ve "Hayır" dememiştir
(19) Yokluğuna rağmen bulup buluşturur eline geçen her şeyi muhtaçlara dağıtırdı Şöyle buyururdu: "Fakirleri arayınız
onları görüp gözetiniz Zira siz ancak fakirler sayesinde yardım görüyor ve rızıklandırılıyorsunuz" (20)
Beşerî münasebetlerinden ve hayatının çeşitli yönlerinden kısa çizgiler sunduğumuz Hz Peygamber’in hayatı etraflı bir
şekilde incelendiğinde görülecektir ki O herkes için en mükemmel rehber en güvenilir örnektir Hangi işin ehli olursa olsun her
insan O’nun hayatında kendisi için mükemmel örnekler bulacaktır
Tarih boyunca pek çok insanlar gelip geçmiştir Ama onların çeşitli sahalardaki büyüklüklerine rağmen mutlaka bir tarafları
eksiktir Büyüklüklerine rağmen çoğu kere zâlim ahlâksız ve adâletsiz olabilmişlerdir İşte hiçbir sahada küçülmeyen eksiği
kusuru bulunmayan ve bütün müsbet vasıfları ile insanî kıymetleri şahsında toplayan yegane insan Hz Muhammed
(sas)’dir Şâir ne güzel söyler:
"Hiçbir göz senden güzelini görmedi
Hiçbir kadın senden mükemmelini doğurmadı
Sen her türlü kusurdan uzak yaratıldın
Sanki sen kendin nasıl istedi isen öyle yaratıldın" (21)

(1) Ahmed b Hanbel Müsned II469-481
(2) Buhari; Nikâh 45; Müslim Birr 28
(3) Doç Dr Kemal Sandıkçı; Hz Peygamber’in Örnek Şahsiyeti (1990 Yılı Kutlu Doğum Haftasında Sunduğu Tebliği)
TDV Yayını Ankara 1992
(4) Cami’u-l-Usûl C11Sh249
(5) Buhârî Edeb 18; Müslim Fedâil 65
(6) Buhârî Edeb 18; Müslim Fedâil 65
(7) AHBerki O Keskioğlu Hz Muhammed ve Hayatı DİB Yayını Ankara 1972 Sh 330
(8) Doç Dr Hüseyin Algül; Âlemlere Rahmet Hz Muhammed TDV Yayını Ankara 1994 S:198
(9) Berki Keskioğlu; age Sh 192
(10) Müslim Fedâil 63; Ahmed b Hanbel; Müsned III 112
(11) Ahmed b Hanbel; Müsned III 472
(12) Berki Keskioğlu age Sh 193
(13) Buhârî Bed’ul-Halk 7; Müslim Cihâd III
(14) Tirmizî Birr 36
(15) En’am; 6Ğ33
(16) Buharî Menâkıbu’l-Ensar 23
(17) Müslim Fedâil 26
(18) Sandıkçı; age tebliğ
(19) Buharî Edeb 39
(20) Buhârî Cihad 76; Ebû Dâvûd Cihad 70
(21) Sandıkçı age tebliğ


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.