Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çiftler, çocuksuz

Çocuksuz Çiftler:

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuksuz Çiftler:




Çocuksuz çiftler: Seçenek yasam biçimlerinden biri de çocuksuz
çiftlerle ilgilidir Bu grup istemedigi ya da sahip olamadigi
için çocuksuz olan çiftleri içerir Bu grup da tipki bekarlar, dullar ya
da evlenmeden birlikte yasayanlar gibi toplumsal baski altindadir;
çünkü toplum evliligi ancak çocukla birlikte düsünmektedir Çiftler
çocuk sahibi olmamaya çesitli nedenlerle karar vermis olabilirler Eslerden
her ikisi de çocukla kesintiye ugramasini istemedigi islere sahip
olabilir; çocuk yetistirmenin sorumlulugunu istemeyebilir; çocuklarina
geçirmek istemedikleri genetik bir özürleri olabilir; anababalik
rolüyle ilgilenmiyor ya da bu role uygun olmadiklarini düsünüyor
olabilirler vb
D Escinseller: Freud bir escinselin annesine yazdigi mektupta
söyle demektedir: "Escinsellik elbette bir avantaj degildir, ama utanilacak
bir kusur, bir asagilanma da degildir, bir hastalik olarak da
siniflanamaz Eskilerde ve günümüzde pek çok saygideger kisi escinseldi,
aralarinda (Platon, Michelangelo, Leonardo da Vinci, vb) sayisiz
büyük adam vardi Escinselligi bir suç gibi cezalandirmak çok büyük

bir adaletsizliktir ve de zalimlik
Kamuoyunda, karsicinseller ve escinseller olmak üzere iki tür insan
oldugu kanisi yaygindir Gerçekte ise, karsicinselligi ve escinselligi
ayni süreklilik üzerinde kutuplar olarak görmek daha dogrudur
Çogu bilim adami, karsicinsel ya da escinsel "bireyler" degil, karsicinsel
ya da escinsel "uygulamalar" oldugunu kabul etme egilimindedir
Psikanalizci Irving Bieber'e göre, escinsellik raydan çikmis
karsicinselliktir, temelinde de babanin etkisiz, annenin egemen oldugu aile
yapisi vardir Buna karsilik Michael Schofield, bu çok yaygin varsayimin
dogru olmadigini, escinsellerin geçmisinin çok büyük bir
farklilik gösterdigini söylemektedir Schofield'e göre, escinseller
arasindaki farklilik, escinsellerle karsicinseller arasindaki farkliliktan
çok daha büyüktür Escinselligi açiklamaya çalisan diger kuramlar da
(fiziksel yapi ve mizaç kuramlari, biyolojik ve hormonal yapi kuramlari,
ögrenme kuramlari) basarili bir sonuca ulasabilmis degildir Sonuç
olarak, uzmanlarin hepsi simdilik en iyi yolun escinsellik karsisinda
açik görüslü olmak ve gelecekteki arastirmalari beklemek oldugunda
birlesmektedir
Bu bölümün sonuna biraktigimiz temel bir tartisma konusu da,
tekeslilik, (monogamy) sorunudur Kimmel'in (1974) dedigi gibi, "Hemen
hemen bütün insanlar görünüste aile denemesine girismekle birlikte,
çogu eger olanaklari olsaydi ailenin degerli bir kurum olup olmadigini
ve bu denemeye giriserek, degisimlere ugramaya ve ölmeye

degip degmedigini tartisirlardi"
Murdock'a göre, tekeslilik bütün toplumlarda var görünüyorsa
da, onun inceledigi 238 toplumdan asagi yukari sadece beste biri tam
anlamiyla tekeslidir Dolayisiyla tekesli yasamin bütün insanlar için
en uygun yasam biçimi oldugu söylenemez Günümüzde nüfus patlamasiyla
birlikte "deneysel" yasam biçimlerine duyulan ilgi ve hosgörünün
de arttigi görülmektedir Üstelik, evlilige uygun olup olmadigina
bakilmaksizin, herkesin evlenmesi için yapilan toplumsal baski
azalirsa bosanma oraninin da büyük ölçüde düsecegi söylenebilir
Insanlar genellikle evlilige girerken de, evliligi bozarken de tekesliligi
tartismaktansa kisileri tartismayi yeglemektedirler Evliligin
kurulmasinda ve yikilmasinda bireysel etkenlerin varligi ve rolü kusku
götürmez, evlilikte ortaya çikan mutlulugu ya da mutsuzlugu kendi
psikolojik gelisimimiz ölçüsünde biz yaratiriz Ancak öte yandan, evlilik
ve aile toplumsal kurumlardir ve bizi bireysel irademiz disinda
yönetmektedirler Kurumlasmis tekeslilik bireysel sevgi temeline dayaniyor
gibi görünse de, aslinda cinsel içgüdüyü denetim altinda tutmak,
üretim güçlerini güvence altina almak, kadini erkege bagimli
kilmak türünden toplumsal gerekçelere dayandigi düsünülmektedir
Ancak bu tür yorumlarin somut degisimlere dönüsemedigi de açiktir
Amerika Birlesik Devletleri Nüfus Bürosu'nun belirttigine göre,
bu ülkede 1960'da kadinlarin yüzde 72'si ve erkeklerin yüzde 47'si 20-24

yaslar arasinda evleniyordu; 1990'da ise kadinlarin yüzde 34'ü ve
erkeklerin yüzde 21'i ayni yaslar arasinda evlenmektedir Bu durum
günümüzde evliligi erteleme konusunda güçlü bir egilim oldugunu
göstermektedir Evliligi erteleme egilimi kismen üniversiteye gitme
oranindaki artisla ilgilidir Gclismis ülkelerde evlilik olmadan birlikte
yasama olanagi da evlenmeyi ertelemeye yol açmaktadir Bosanma
oraninin artmasi ve tek yasamanin gitgide kabul görmesi de evlenmeyi
geciktiren nedenler arasindadir (seçenek yasam biçimleri burada
animsanabilir) Sonuç olarak, günümüzde evlilige daha gerçekçi ve
akilci nedenlerle yaklasildigi söylenebilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.