Prof. Dr. Sinsi
|
Tekammül Aşamaları Ve İnsan
Ruhsal durumumuz, enerjimiz, bir nedeni olmadan zaman zaman yükseliş ve alçalış devrelerinden geçer Bu durumda, bireyin Yukarı'dan yardım istemesi, samimi olarak basladığı bir işi bitirebilmek için yardım istemesi doğaldır Kendimizin halledemediği bir iş için yardım şarttır Ancak, ne istediğini bilmek kaydıyla  
Kendi kendine, ya da kendi içindeki şeylerin gidişine egemen olamayan bir kimse, hiçbir seye egemen olamaz Bir şeyler mi istiyorsun? Kendi şuur altına, yapmak istediğin şeyleri empoze edeceksin
Haz duymayan insanda, titreşimler düşer Bu yüzden, kişi kendi kendine şok vermelidir Bu amatörlük ruhudur Plan program yapıp, “Ben bu işi halledeceğim ” deyip kendini zorlayacaksm
Bu konuda en büyük ölçü, lezzet aldığını anlamaktır Her zaman aynı zevkle o işi yapmak Yapılan her sey Allah' ın işidir Gerçek ibadet, her seyi "Allah" için yapmaktır, Kulluk budur Emir altında olana "Kul" denir Biz yapılacak olan seye araçlarız 
ŞOKLAR :
Diyelim ki, bir şok yaşadınız Şok neticesi gelen enerji, kisinin davranışına göre pozitif ya da negatif olabilir Her şokun sonunda iradeniz serbesttir O serbestiyeti uzatmak ya da kısaltmak sizin elinizdedir O aradaki bosluk ve beklemede enerji ortaya çıkar, siz o enerjiyi kullanırsınız İste kendini hatırlama budur
Her şey tesirlerle aaaahür eder Özel şekilde yetiştirilmeyen kişi, gelen soklarla olumsuz yönünü kullanır İnisiyasyonun önemi budur Bizler "Kul" uz, yani tesirlere bağlı varlıklarız Bütün değer yargılarını "sıfır"a indirmek en büyük "şok"tur
Şoklardan birtanesi de, dinsel ifade ile "Tövbe kapılarının kapanması " şeklinde açıklanmıştır
Sana sürekli şoklar gelir, eline vururlar, ayağına vururlar, olaylar yaşatırlar, yoluna girmen için ugraşırlar Bakılır ki, artık yaşatılanı anlamıyorsun, o zaman bırakırlar, kendi haline kalırsın Aynen bir koyun olursun İşte, "tövbe kapısının kapanması" budur Bir başka deyişle plan, mekanizma seni geçici bir süre kendi haline bırakır
KENDİMİZİ NE KADAR TANIYORUZ
İnsan'ın kendisi üzerindeki çalışması, kendisinin iki ayrı kişiliği olduğunu kabul etmesiyle baslar Nüfus kağıdının sahibi olan "ben" ve "gerçek ben"
Bu ayrımı yapmak demek; "Ruh" enerjisiyle, "Fizik" enerjiyi ayırmak demektir
Tekamül denen olgu, kendi kendini bilme mertebeleridir Kişi kendisini, başkasının gördüğü gibi görmeye çalışmalıdır "72 Milleti aynı gözle görmek" demek, iyisiyle kötüsüyle kendisini tümüyle görmek demektir
Örneğin, bir olay yaşıyorsun; o anda, sinirlerini ne kadar kontrol edebiliyorsun? O andaki tepkilerinin fotoğrafınıçekebilmek Kendisinde görebildigi duyguların, düsüncelerin, arzuların fotoğrafını çekebilmek  Gerçeği, icadedilmiş olanlardan ayırmalısınız "Ben" ve "o" ayrımını yapabilmek, kendini ikiye ayırmak  Gerçek olanla sun'i olanı ayırıp, ortadan kaldırmalısınız
İNSAN-I KAMİL
Dünya'ya bir daha doğmayacak insandır
"İnce olanı, kaba alandan ayırmayı ögrenin "
Bu, içsel bir gelişmedir Gelişmek için bedeni iyi tanımak gerekir Hangi merkezimizin, hangi işi yaptığını bilmek zorundayız Hz Muhammed, tüm merkezlerini kullanarak yaşamıştır (tüm beşeriyete hitab ettiği için)
Hz İsa hep yüksek merkezini kullanmıştır Kozmik enerjiyi kullanmak, yüksek merkezi kullanmaktır
BEDENİ AŞMAK
Bireyin bedenini asabilmesi için, ona değer kıymet türlerinin bilinmesi, anlaşılması gerek Kıymet ifade ettiği sürece zaten terk edemezsiniz Değerli gördügünüz ruh hali sizden gitmediği sürece hiçbir şeyi terk edemezsiniz
Değer verdiğiniz şeyin aslı ne? Bu sizin için ne ifade ediyor? Öyle bir zaman gelir ki, şuurunuzda onun değerini anlarsınız O, gene değerlidir, ancak siz onu artık yerinde kullanabilir hale gelmişsinizdir Artık onu tanır, kullandığınız yeri ve zamanı bilirsiniz, sizi rahatsız etmez olur Ruhen değişmek kolay iş değildir
İNSAN'IN EGOSU
Beşeri egonun hangi motiflerden oluştuğunu anlayamayız EGO, varlığın madde dışı kimliğidir Madde içinde kimlik bulması, ego'nun belli yüzlerle ortaya çıkmasına neden olur Benlikler arasında çatışma başlar "Ben" grupları arasında çatışma başladığında, Ruh'un arzusu devreye girer Benim sigara arzum, benim içki arzum, benim dostluk arzum Bunlar çatışmaya başladığında çatışmanın sonunda birbirine benzeyecek ve bilgi isteyecektir Bir tamburdaki ya da bir kabın içindeki malzeme (tas ya da demir), sürekli döndürülürse, zamanla birbirine benzeyecektir Deniz kenarındaki taşlar  İste bu ben grupları arasındaki çatışmadır Eşyadaki "NİCELİK" Öz' deki "NİTELİĞİ" bozar
Ben grupları arasındaki çatismaya bir örnek verelim: Hava soğuk, sobanın yanması gerek ve sen kitap okumak istiyorsun Soba yoksa, ya da soba var, odun yoksa, işte bir ben' e karşı üç ben çarpışıyor
SOBA SICAK KİTAP OKUMAK
(1) (2) (3)
Bu çarpışma sonucu, kişi belli bir tepki verecek ve ben grupları, bir yöne kanalize olacak Bir kap içerisindeki küçük parçaların döndükçe birbirlerine benzemesi gibi Sivri yanlarımiz yuvarlak, yani uyumlu hale gelecek
Ben'lerin birbirine benzemesiyle, psişik yetenekler gelişir, sakralar açılır Sen artık titreşimleri yüksek enerjiler kullanmaya başlarsın Vicdani tesirler kullanmaya başlarsın Halk arasında bir söz vardir: "Vicdan' lı insan ya da Vicdan' ı gelişmiş insan" derler Vicdan gelişmesi diye birşey yoktur, vicdanın serbest kalması vardır O zaman, nefsani dediğimiz negatif enerjileri, engelleri kendi iradenizle yönetmeye baslarsanız, vicdanınız serbest kalır Bu da olay yasamakla oluyor Kozmik sistemde hata yoktur Kişi, madde enerjisini kullanmayı becerebildiği zaman, madde tekamülünde istenilen yere gelmiş demektir Özetle; mücadeleyi bedende yapmamız gerekir
"DİN' de ZORLAMA YOKTUR " Bilgi'de de zorlama yoktur Herkes kendine, kendi gereksinimine göre alıp anlayacaktır Bir söz vardır: "SEN NE KADAR BİLİRSEN BİL, TÜM SÖYLEDİĞİN, KARŞI TARAFIN ANLADIĞI KADARDIR" Örneklerle konuyu anlamaya çalışalım:
OLAYLAR YARATILAN DUYGU
Fizik Planda oldu Hafıza mekaniği Bilinçaltı
Şuur İDRAK Deneyimi
Bir olay yaşanıyor Yaşanan bu olayı, ŞUUR değişik şekillerde def ediyor, fakat hepsini atamaz/defedemez Bir kısmını fiziksel olarak dışarı atar Her ne kadar fiziksel reaksiyonlarla dışarı atarsa da; yine de olayın enerjisi fazla gelebilir İste, kalan kısmını da BİLİNÇALTINA atar
Örneğin, fiziksel atması, AĞLAMA ve ISTlRAPLARLA olabilir Bunlar, bilinçaltında duygusal birikimler olarak kalır Bilinçaltında bastırdığımız bu olaylar, duyguların zamanı gelince, yani olaya eş bir olay gelince, dışarı yansır ve gereğini yerine getirir Bilgi; bilinçaltındaki duygularin, sırasıyla dışarı çıkmasını sağlar Hafıza mekaniğine, bilgi gelir ki; bilinçaltındaki duygular idrake dönüssün Varlığın, idrakı geliştikçe, şuuraltına erişim çoğalır Şu noktayı da dikkate alalım Şuurda, olayları bilinçaltına atmak yerine, bilgilendikçe oradan da çekebiliriz Su halde, gelişmiş bir kişi, şuuraltından bilgi çekebilir (icatlar, buluşlar vb ) Söyle özetleyelim: Gelen bir etki (olay) bizde karşıtını bulabiliyorsa; zamanında atılan o biliçaltından çıkar ve gereğini yerine getirir İki eşit dalga boyunun birbirini yok etmesi gibi! Denizde iki dalga birlesirse, sütliman olur, derler
Aslında AKIL, İRADE, VİCDAN gibi kavramlar, İDRAK ve ŞUUR arasında sıkışmış kavramlardır Tüm kavramlar, parçalardır Biz herseyi parçalara bölmüsüzdür Gerçekte bir bütüne bağlıyız Günah- sevap bir bütündür Izdırap, mutluluk; mutluluk da ızdıraptır Eğer yaşamın kendisi sana mutluluk vermeye başlarsa, bilinçaltındaki duygularinla anlaşıyorsun demektir Bu çok tatlı bir duygudur Onun için "DOSTLUĞU BİRAZ DA KENDİNDE ARA!" derler Kişinin kendi kendiyle dost olması çok önemlidir O zaman problem kalmaz İnsanin bilgi yükünü zorlamasına izin verilmez Dünyada bir korunganlık vardır Hiç kimse, kimsenin sınıfını işgal edemez Herkesin beynine basınç yapılır (aynı basınç, tesir) fakat esneme katsayısı farklı farklıdır Biz hep dışarıda etkinlik ararız, oysa varlık içeride etkin durumdadır İç'in dış'la birleşmesi, BEŞER olmaktan kurtulmaktir
İstanbul halkını bir hafta elektrikten mahrum bırakalım Video yok, radyo yok, ışık yok Tüm maddesel dünyanın onlara yansıttığı şuur hallerinden yoksun yaşarlar Asıl zat'a enerji ulaşmıyor, arızalıçalışan bir makine düsünün Varlık eksilmeye başlar Ben grupları bağdaşmaya baslar Benlikler sönüme ugrar Benliğin söndürülmesi, birbirine bağdaşmasıdır (Ayrıntılardan kurtulmak, yasaların azaltılması) İste gene döndük dolaştık; kendini tanımak, kendini yönetmek olayına geldik Son günlerde hepimizin sıkça duydugu bir söz var:
"İnsanlar çığrından çıkti" deriz, "Toplum dejenerasyonda" "İnsanlar DİN' den, İMAN' dan çıktı " gibi sözler var Aslında Din' den, İman' dan çıkan yok, Otomatizma' dan çıkan var "İçler" nasıl "dış" olacak? İnsan'ın içindeki nefsaniyetin yüzleri mikroorganizmalar gibidir Sakladıkça çoğalır, saklamayıp, yüz yüze geleceksin "Uygulama içeridedir"
Biz diyoruz ki, her enerjinin bir frekansı var Var olan herşeyin, genel skalada bir titreşimi vardır Buna yoğunlaşma faktörü diyoruz Enerji' nin skalasi, integrali, sıfırla sonsuz arasıdır Var olan herşeyin skalası sonsuza kadar gider Tüm varlıkların tekamülünde frekans yükselmesi vardır Frekans yükselmesi demek, enerjinin yükselmesi demektir Enerjinin yükselmesi, algılama hızının yükselmesi demektir Algılama hızının yükselmesi, daha çok bilginin kullanım sahasına sokulması demektir Varlık bilgilendikçe, idrak düzeyi de yükselip, olaylar içindeki çok boyutlu trafiği de görüp, yasadığı zamana sahip olmaya başlayacaktır Bu durumda işi de zorlaşacaktır Aldığı ders sayısı yükselecektir, çoğalacaktır Fizik alırken, Matematik, Kimya da almaya başlayacaktır Zaman'ın gerçek sahibi olacaktır Zaman'ı kullanacaktır (Kendinin farkına varmak)
Üstat Dr Bedri Ruhselman, "Her 10 saniye'de bir kendinizi hatırlayın " demiştir Bilerek yapmak, zamanı kullanmak demektir Var olmak, zamanı kullanmak demektir
EGO'lar, farklı şekilde düzenlenmiş koltuklardır Her biri farklı bir doyum olusturur Bunlar, ŞUUR'un uykuda oldugu anlardır Zaman enerjisinin kullanılmadığı anlardır Var olmak ikili enerjinin tekte birleşmesidir Su bir varlıktır İçindeki elementlere rağmen, H20 'ya su diyoruz İşte bizler, bir anlık var olan titreşimlerin, bir bölümünü algıladığımız için, var olusun yalnız kendimize ait bölümünü anlayabiliyoruz, ötesini hissedemiyoruz bile
Ruhsal Güç bedende yansıma gücüdür Tanıdığın bedenin ne kadarı sana ait? İnsan, imajinasyonlarının esiridir Kendini hatırlamaktan yoksundur Bir bilginin aktarılabilecek düzeye gelmesi gerçek anlamda çok zordur Senin için bilinen, karşıdaki için bilinmiyorsa, bilinen ile bilinmeyen arasında, köprü oluyorsun Köprüden o kadar çok sey geçiyor ki; bunları hazırlayip, o sevgiyi, o sükuneti bulabilmek, paylasabilmek Heyecan'ın ötesinde salt bilgiyi bulabilmek, öyle verebilmek önemlidir
"Bilgi ve tecrübe şuurda yapılan bir bestedir "
|