Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harfi

N Harfi

Eski 09-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

N Harfi



N
nâ: olumsuz yapan ön ek
naarât: naralar, gürlemeler
naat: Peygamberimizi övmek için yazılan şiir
nabız: atardamarın vuruşu
nâbit: yerden biten
nâbüdü: biz ibadet ederiz
nâcî: kurtulan
nâçiz: değersiz
nâdân: cahil, haddini bilmez
nâdide: az bulunur, değerli
nâdim: pişman
nâdir: az bulunan
nâdirât: az bulunanlar
nâdire: nadir olan
nâdiren: nadir olarak
nâehil: işin adamı olmayan
nafaka: geçim için gereken para
nâfık: geçer akçe
nâfî: faydalı
nâfia: faydalı olan
nâfile: isteğe bağlı ibadet, boş
nâfiz: nüfuz eden, içe işleyen
nâgâh: birdenbire
nâğamât: nağmeler, ezgiler
nâğme: ezgi
nâhak: haksız
nahîf: cılız
nahîfe: cılız olan
nahiv: dilbilgisinin konusu cümle olan kısmı
nâhiye: belde
nahl: balarısı
nahnü: biz
nâhoş: hoş olmayan
nahr: boğazlama
nâhu: öyle ise, şöyle ki, işte
nahv: dilbilgisinin konusu cümle olan kısmı
nahvî: nahivle ilgili
nâib: vekil
nâil: erişen, kavuşan
nâiliyet: erişme
nâim: uyuyan
naîm: cennet, bolluk
nâk: "lı, li, lu, lü" mânâsında son ek
nâka: dişi deve
nakarât: tekrar
nakd: para
nâkıs: noksan, eksik
nakış: süs, bezek
nakızeyn: iki zıt
nâki: takva sahibi, günahtan arınmış
nakîb: vekil
nakil: nakletme, taşıma
nâkil: nakleden, taşıyan
nâkile: ileten
nâkise: noksanlık, eksiklik
nâkiz: nakzeden, çelişen
nâkize: zıt olan
nakkad: doğruyu yanlıştan ayıran kimse
nakkaş: nakış yapan
nakl: taşıma, nakil
nakliyât: taşımalar
nakliye: taşımayla ilgili olan
naks: noksanlık, eksiklik
nakş: nakış, bezek
nakşetmek: nakışlamak, bezemek
Nakşî: Nakşibendi tarikatına mensub olan
Nakş–bendî: bir tarikat, bu tarikatı kuran zat
nakz: bozmak, bir hükmü yok saymak
nâlân: inleyen, sızlayan
nâlâyık: lâyık olmayan
nâle: inilti
nâm: lâkap, ün, ad
nâmâdud: sayısız
nâmağlub: yenilmez
nâmahrem: mahrem olmayan, nikâh düşen
namaz: en mühim ibadet
namazgâh: namaz kılınan yer
nâmdâr: namlı, ünlü
nâme: mektup
nâmerd: korkak, alçak
nâmeşrû: dine uymayan, yasak
nâmi: büyüyüp gelişen
nâmiye: büyüyen
nâmus: ırz, ahlâklılık, kanun, melek
nâmuskâr: namuslu
nâmuskârâne: namusluca
nâmusşikenâne: namusu kırarcasına
nâmuvâfık: uygun olmayan
nâmüsâid: elverişsiz
nâmütenâhi: sonsuz
namzed: namzet, aday
nankör: iyilik bilmez
nâpâk: temiz değil, kirli
nâr: ateş, cehennem
nâra: bağırma
narh: resmî fiyat
nârin: ince
nâs: insanlar
Nasâra: Hıristiyanlar
nasâyih: nasihatlar, öğütler
nasb: atama, dikme
nâsezâ: lâyık olmayan
nâsır: yardım eden
nasib: nasip, kısmet
Nâsibe: Haricilerden olan sapkın bir zümre
nâsih: hükmünü kaldıran
nasîh: öğütçü, nasihat eden
nasihat: öğüt
nâsir: nesir yazarı
nasîr: zafere ulaştıran
nâsiye: alın, yüz
nasl: ok demiri
nasr: yardım
Nasrânî: Hıristiyan
Nasrâniyet: Hıristiyanlık
nass: kesin, tartışılmaz olan, âyet ve hadîs
nassen: kesin olarak
nasûh: kesin, halis
nâş: tabuttaki ölü
nâşâd: şâd olmayan, üzgün
nâşî: dolayı
nâşir: neşreden, yayan, yayıncı
nâşize: kocasına üstünlük taslayan kadın
natakte: söyledin
nâtaman: tamamlanmamış
nâtık: konuşan
nâtıka: konuşabilme
nâtuvan: kuvvetsiz, çaresiz
nâvâkıf: bilmeyen, anlamayan
nây: ney, ölüm haberi
nâz: kendini ağıra satma
nazâir: benzerler
nâzan: nazlı
nazar: bakış, görüş, göz değmesi
nazaran: göre, bakarak
nazarendaz: nazar eden, bakan
nazargâh: bakış yeri, bakılan yer
nazarî: henüz düşünce hâlinde olan
nazariyât: kitabî bilgiler, görüşler, ispatlanmamış düşünceler
nazariye: görüş, ileri sürülen fikir
nâzdâr: nazlı
nâzdârâne: naz edercesine
nâzen: nazik, ince
nâzenin: nazlı, ince, edalı
nâzeninâne: nazlı nazlı
nâzım: düzenleyen
nâzır: nazar eden, bakan
nazif: temiz
nâzik: ince, kibar
nâzikâne: nazikçe
nâzil: nüzul eden, inen
nazîr: eş, benzer
nazîre: eşi, benzeri
nazm: düzen, şiir, nazım
nazmşiken: düzeni bozan
nazzam: düzenleyen, dizen
neâm: evet, olur
neba: kaynak olma, fışkırma
nebat: bitki
nebatat: bitkiler
nebatî: bitki ile ilgili, bitki cinsinden
nebatiyet: bitki olma hâli
nebê: haber
nebeân: kaynayıp çıkma
nebevî: peygamberle ilgili
nebî: peygamber
nebiyy: nebi, peygamber
nebze: azıcık miktar
necâbet: soyluluk
necâset: pislik
Necaşî: Habeş hükümdarı
necât: kurtuluş
neccinâ: bizi kurtar
necib: soylu, asil, temiz
Necid: Arabistanda bir bölge adı
necim: yıldız
nec


pis
necisülayn: pisliğin ta kendisi
necm: yıldız
necmisakıb: karanlığı delen parlak yıldız
nedâmet: pişmanlık
nedâmetkârâne: pişman olurcasına
nef: fayda
nefaset: hoşluk, güzellik
nefer: er, asker
neferât: neferler, erler
nefes: soluk
neffâs: üfleyen
nefh: üfleme
nefha: esme, esinti, üfürük
nef


can, maddî arzuların kaynağı olup sınır tanımayan bir duygu
nefisperest: nefsine aşırı düşkün olan
nefisperver: nefsini seven
nefisperverâne: nefsini severcesine
nefiy: olumsuzluk, yok sayma, sürme, sürgün
nefret: tiksinme
nefretkârâne: nefret ederek, tiksintiyle
nefrin: lânet
nefs: can, kendi, istek duygusu, nefis
nefsanî: nefsin hoşuna giden
nefsaniyet: nefsine düşkünlük
nefsî: nefisle ilgili, nefsim!
nefsiemmâre: insanı kötülüğe sürükleyen nefis
nefsülemir: işin kendisi, hakikatı
nefy: nefiy, yok sayma, sürme, sürgün
nefyetmek: yok saymak, sürgün etmek
nehâr: gündüz
nehârî: gündüzcü
nehiy: yasaklama
nehr: nehir, ırmak
nehrüssema: samanyolu da denilen yıldızlar kümesi
nehy: nehiy, yasaklama
nehyianilmünker: kötülükten sakındırma
nekahet: hastalıktan sonraki zayıflık
neka


noksanlıklar
nekâl: şiddetli azap
Nekîr: kabirdeki sual meleklerinden biri
nekkad: iyiyi kötüden ayıran
nekre: belirsiz
nema: artma, çoğalma, büyüme, uzama
nemîme: söz taşıma
neml: karınca
nemmam: söz taşıyıcı
Nemrud: dinsiz ve zâlim bir hükümdar, ülkesinin "ulu önder"i
Nemrudane: Nemrut gibi
nerg


bir çiçek
nesc: dokuma, örme
neseb: soy, sülale
neseben: soyca, soy bakımından
nesebî: soy yönünden, neseble ilgili olarak
nesh: kaldırma, hükümsüz bırakma
nesîm: hoşa giden rüzgâr
nesir: düz yazı
nesl: nesil, soy, kuşak
neslen: nesil bakımından, soyca
nesne: şey, tamlayıcı, tümleç
Nesr: arş ve sema ile ilgili meleklerden biri
nesr: nesir, düz yazı
nessac: dokuyucu
neşat: sevinç
neşe: aaaif, sevinç
neşê: yeniden meydana gelme, dirilme
neşebem: gece değilim
neşêt: meydana gelme, çıkma
neşîde: şiir
neşir: yayım, dağıtım
neşr: yayma, dağıtma, ölülerin mahşerde dirilip toplanmasından sonra yayılması
neşretme: yayımlama
neşriyât: yayınlar, yayıncılık
neşter: ameliyat bıçağı
neşv: yeşerme
neşve: sevinç
neşvünemâ: büyüme ve gelişme
netâic: neticeler, sonuçlar
netice: sonuç
neûzübillah: Allaha sığınırız
nev: çeşit, tür, yeni
nevâ: ses, nağme, çekirdek
nevâbit: bitkiler
nevadir: az bulunanlar
nevafil: isteğe bağlı ibadetler, nafileler
nevahi: nahiyeler, taraflar, yanlar
nevahî: nehiyler, yasaklar
nevakıs: noksanlıklar, eksiklikler
nevale: yiyecek içecek
nevâm


namuslar, kanunlar
nevân: tür bakımından
nevâz: okşayıcı, hoş ses
nevâziş: okşayış
nevbet: nöbet, sıra
nevcivan: delikanlı
nevha: ölüye sesli ağlamak, güvercin ötmesi
nevi: tür, çeşit
nevî: türle ilgili
nevibeşer: insan cinsi, insanlık
neviyet: aynı türden olma
nevm: uyku
nevmâlûd: uyku ile karışık
nevmîd: ümitsiz, üzgün
nevmiye: uyku ile ilgili
nevnihâl: taze fidan
nevresîde: genç, taze
nevrûz: bahar başlangıcı
nevvar: nurlu, aydınlık
nevvare: aydınlatan
nevzad: yeni doğmuş bebek
ney: üflemeli bir çalgı
neyyir: nurlu, parlak
neyyirat: nurlular
nez: can çekişme
nezâfet: temizlik
nezâhet: temizlik, incelik
nezâir: benzerler
nezâket: naziklik, incelik, zariflik
nezaret: bakma, gözetme
nezih: temiz, pak, hoş
nezîr: korkutan, adak
nezr: adak
nezzâre: gözcü, seyirci
nıkmet: şiddetli ceza, intikam alma
nısf: yarı
nısfıarz: yeryüzünün yarısı
nısfıkutr: yarı çap
nısfiyet: yarı olma, yarılık
niâm: nimetler
niâmât: nimetler
nidâ: seslenme, ünleme, ünlem
nidd: eş, misil, aynı
nifak: içi dışı başka olma, inanır görünüp inanmama
nifâs: lohusalık
nigâh: bakış
nigâr: resim, sevgili
nihâd: huy, yaradılış
nihaî: sona ait, sonuncu
nihâl: fidan, taze
nihân: gizli, saklı
nihâyât: nihayetler, sonlar
nihâyet: son
nihâyetpezir: sona erme
nihâyetsiz: sonsuz
nikab: perde
nikâh: meşru evlenme
nikal: şiddetli işkence
nikât: nükteler, incelikler
nikbîn: iyimser
Nil: Mısırda bulunan büyük bir nehir
nîm: yarı
nîmbedevî: yarı bedevi, yarı medeni
nîmelvekil: ne iyi vekil!
nîmet: iyilik, ihsan, rızık
nîmetdîde: nimet gören
nîmetiyet: nimet oluş, nimetlik
nîmetperverâne: nimet vermeyi severcesine
nîmmanzum: yarı şiir
nîmnurânî: yarı nurlu
nîmresmî: yarı resmî
nîmşeffaf: yarı saydam
nîran: nurlar, ateşler
nisâ: kadın, hanım
nisab: zekat ölçüsü
nisâen: kadın olarak
nisâr: saçmak
nisbet: ilgi, bağlantı, oran
nisbeten: nisbetle, oranla, göre
nisbî: diğerine göre
niseb: nisbetler, oranlar, ölçüler
nisyan: unutma
nişân: iz, bellik
nişâne: iz, alâmet, bellik
nişîn: oturan
niyâz: yalvarma, yakarış
niyâzdâr: yalvaran
niyet: kalbin bir işe yönelmesi
niyeten: niyetçe
nizâ: çekişme, kavga
nizam: düzen, düzenlilik
nizamât: nizamlar, düzenler, sistemler
nizamnâme: düzen yazısı, düzenleme ile ilgili belge
noksan: eksik
noksaniyet: noksanlık, eksiklik
nokta: benek, konu
noktainazar: bakış açısı, görüş
nota: özlü düşünce, not
nöbetdâr: nöbetçi
Nuh: tufan için gemi yapan büyük bir peygamber
nukat: noktalar
nukûd: nakitler, paralar
nukuş: nakışlar, bezekler
nur: ışık, aydınlık
nurânî: nurlu, ışıklı
nurâniyet: nurluluk, aydınlık
Nurcu: Nur Risalelerini okuyan, yaşayan ve yayan kimse
nurefşân: nur saçan
nuristân: nur ülkesi, cennet
Nurulenvar: nurlara nur veren Allah
nurunâlânur: nur üstüne nur
nush: nasihat, öğüt
nusret: zafer için yardım
nusûs: nasslar, kesin hükümler, âyet ve hadîsler
nûş: içici, şerbet
nûşe: şerbet içen, sevinçli
nutfe: döl suyu, meni
nutk: konuşma
nutukhân: konuşmacı
nübüvvet: nebilik, peygamberlik
nübüvvetdârâne: peygamberlik şeklinde
nübüvvetkârâne: peygamberce
nücûm: yıldızlar
nücûmperest: yıldızlara tapan
nüfûs: nefesler
nüfûs: nefisler
nüfûz: içe geçme, sözü geçer olma
nühas: bakır
nühûset: uğursuzluk
nüket: nükteler, ince mânâlar
nükhet: koku
nüks: geri dönme
nükte: dikkat edilince anlaşılabilen ince mânâ
nümâ: "gösteren, gözüken" mânâsında son ek
nümâyan: görünen
nümayiş: gösteri
nümûne: örnek, model
nümûnegâh: örneklerin bulunduğu yer
nümüvv: büyüyüp gelişme
nüsah: nüshalar, sayfalar
nüsha: dualı kağıt, sahife, yazılı şey
nüsûc: dokumalar
nüşûr: yaymalar, dağıtmalar
nüşûz: kadının kocasına itaat etmemesi
nüşûze: asi kadın
nüvat: nüveler, çekirdekler
nüvaz: okşayıcı
nüve: çekirdek
nüvid: müjde
nüv


yazıcı
nüzhet: neşe, eğlence, ferahlık
nüzhetgâh: seyir ve eğlence yeri
nüzûl: inme, iniş
nüzûr: nezirler, adaklar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.