![]() |
H Harfi 1 |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() H Harfi 1H hâb: uyku ![]() habâ ![]() pislikler, kötülükler ![]() habâset: pislik, pislik, kötülük ![]() habb: tohum, dane ![]() habbe: tohum, dane ![]() habbecik: tohumcuk ![]() haber: yeni duyulan bilgi ![]() haberdâr: haberli ![]() Habeş: Afrikada bir ülke ![]() Habeşî: Habeşli ![]() habîb: sevgili, sevilen ![]() habîbiyet: sevgililik ![]() Habîbullah: Allahın sevgili kulu ![]() Habîr: her şeyden haberi olan Allah ![]() habîr: haberli ![]() habîs: pis, kötü ![]() habîsât: pisler, kötüler ![]() hablullah: Allahın ipi ![]() hablülmetîn: sağlam ip ![]() hablülverîd: şahdamarı ![]() habr: âlim, bilgili ![]() habrülümmet: ümmetin âlimi ![]() habt: şiddetli vurma, battal etme, unutma ![]() hacâlet: utanma ![]() hacâletâver: utandırıcı ![]() hacamat: kan aldırma ![]() hâcât: ihtiyaçlar ![]() hacc: Kâbeyi ziyaret ibadeti ![]() hâce: hoca ![]() hâcegân: Nakşîlerin bir ünvanı ![]() hacel: utanma ![]() hacer: taş, kaya ![]() Hacerülesved: Kâbede bulunan ünlü kara taş ![]() hâcet: ihtiyaç, lüzum ![]() hacil: utanmış ![]() hacim: oylum, bir cismin uzayda doldurduğu boşluk ![]() hacz: engelleme, el koyma, ayırma ![]() hâç: Hıristiyanların sembolü olan şekil ![]() Haço: Ermeni isimlerinden biri ![]() had: bir nevi ceza ![]() hadâret: gençlik, tazelik ![]() hadd: sınır, çizgi ![]() haddibülûğ: ergenlik sınırı ![]() haddizât: aslı, kendisi ![]() hadeka: gözbebeği ![]() hademât: hademeler ![]() hademe: hizmetçi ![]() hades: yeni, sonradan, abdest bozan bir hâl ![]() Hâdî: hidayet veren Allah ![]() hâdî: hidayete ermiş, mürşit ![]() hadîd: demir ![]() hadika: bahçe ![]() hâdim: hizmet eden ![]() hâdim: yıkan, mahveden ![]() hâdimüllezzât: lezzetleri bozan ![]() hadîs: Peygamberimizin sözü ![]() hâd ![]() sonradan var olan ![]() hâdisât: olaylar ![]() hâdise: olay ![]() hadîsibilmânâ: anlam bakımından doğru hadîs ![]() hadîsikudsî: mânâsı ilâhî sözü peygamberî olan hadîs ![]() hadîsişerîf: Peygamberimizin şerefli sözü ![]() hadra: yeşillik, yeşil ![]() hadravat: yeşillikler ![]() hads: birdenbire sezilen bilgi ![]() hadsen: birdenbire sezmekle ![]() hadsî: birdenbire sezilen ![]() hadsiz: sınırsız ![]() hafâ: gizlilik ![]() hafakan: yürek oynaması, sıkıntı ![]() hafâyâ: sırlar ![]() hafaza: koruyucu ![]() haffâr: kazıcı ![]() hâfız: Kurânı ezberlemiş kimse ![]() hâfıza: ezberleme yeteneği ![]() hafî: gizli, saklı ![]() hafîd: torun, oğul ![]() hafiye: biri hakkında gizlice bilgi toplayan kimse ![]() Hafîz: her şeyi koruyan ve saklayan Allah ![]() hafîz: koruyan ![]() hafîzâne: hafîzce ![]() hafîziyet: hafîzlik, koruyuculuk ![]() hafriyât: kazılar ![]() hahambaşı: Musevîlerin dinî lideri ![]() hâhem: isterim ![]() hâhiş: fazla arzu ![]() hâhişger: arzulayan ![]() hâib: nasipsiz, ümitsiz, utanan ![]() hâif: korkan, korkak ![]() hâil: perde ![]() hâin: emanete hıyanet eden ![]() hâinâne: haince ![]() hâiz: sahip, içine alan ![]() hâize: sahip olan ![]() hak: adalet, pay, doğruluk, emek, ücret, doğru ![]() hâk: toprak ![]() hakâik: hakikatlar, gerçekler ![]() hakâikâşinâ: hakikatlere alışık ![]() hakâiknümâ: hakikatları gösteren ![]() hakaret: küçüklük, küçük görme ![]() hakaretâmiz: hakaretle karışık ![]() hakaretkârâne: hakaret edercesine ![]() hakbîn: hakkı gören ![]() Hakem: haklı ile haksızı ayıran Allah ![]() hakendiş: hak için kaygılanan ![]() hakeza: bunun gibi ![]() hâkî: toprakla ilgili ![]() hakîkat: öz, asıl, gerçek ![]() hakîkatbîn: hakikatı gören ![]() hakîkatfeşân: hakikat saçan ![]() hakîkatmedâr: hakikatın kaynağı ![]() hakîkatperest: hakikata pek düşkün ![]() hakîkatperestâne: hakikata düşküncesine ![]() hakîkatşiken: hakikatı kıran ![]() hakîkatdâr: hakikatlı ![]() hakîkî: gerçek, asıl, öz ![]() Hakîm: her fiilinde hikmet ve gayeleri gözeten Allah ![]() Hâkim: "hüküm veren, hak ve adalet üzere hükmeden, başkasını müdahale ettirmeden idare eden" mânâsında ilâhî isim ![]() hakîmâne: hikmetlice ![]() hâkimâne: hükmedercesine ![]() hakîmiyet: hakîmlik ![]() hâkimiyet: hâkimlik ![]() hakîr: aşağı, küçük, önemsiz ![]() Hakk: Allah ![]() hakk: doğru, gerçek, pay, adalet, din ![]() hâkk: kazma, oyma ![]() hakkalyakîn: kendisi yaşamışcasına en yüksek seviyede bilme ![]() hakkan: gerçekten, doğrusu ![]() hakkaniyet: gerçeklik ve doğruluk ![]() haknümâ: hakkı gösteren ![]() hakperest: hakka pek düşkün ![]() hakperestâne: hakka pek düşkün biri gibi ![]() hakşinas: hakkı tanıyan ![]() hâl: durum, görünüş, nitelik, şimdi, tâkat ![]() hal: yapıp bitirme, indirme ![]() hâlâ: şimdi, henüz ![]() halâs: kurtuluş ![]() halâskâr: kurtarıcı ![]() hâlât: hâller ![]() halâvet: tatlılık, şirinlik ![]() halâyık: hizmetçi ![]() hâle: ay çevresinde görülen parlak daire, ayla ![]() halecân: kalbin çarpıntısı ![]() hâledâr: hâleli ![]() halef: birinin yerine geçen ![]() halel: bozukluk, zarar ![]() haleldâr: bozulmuş, zarar görmüş ![]() hâlen: durumca, şimdi de ![]() hâlet: hâl, durum ![]() hâletinezi: can çekişme ![]() half: arka ![]() Hâlık: yaratıcı ![]() Hâlıkıyet: yaratıcılık ![]() hâlî: boş, tenha ![]() hâlî: hâlle ilgili ![]() halîc: liman, koy ![]() haliçe: küçük halı ![]() hâlid: sonsuz ![]() hâlif: yeminli, sözleşen ![]() halîfe: öncekinin yerine geçen, Peygamberimizin vekili ![]() hâlihâzır: şimdiki durum ![]() hâlik: helâk olan, yıkılan, bozulan, silinen ![]() halîl: samimi dost ![]() halîliye: dostane münasebet ve samimi kardeşlik ![]() Halîlullah: "Allahın dostu" mânâsında ibrahim aleyhisselâmın namı ![]() halîm: yumuşak huylu, kızmayan ![]() halîme: yumuşak huylu kadın, Peygamberimizin süt annesi ![]() hâl ![]() saf, duru, katışıksız ![]() hâlisâne: halisçe ![]() hâlisen: halis olarak ![]() hâlisiyet: halislik, saflık, duruluk ![]() halita: karışık olan, karma ![]() hâliyet: hâl oluş ![]() halk: insan topluluğu ![]() halk: yaratma ![]() halka: daire, çember ![]() halkışer: kötüyü yaratma ![]() hallâc: pamuğu didik didik eden ![]() Hallâk: yaratan ![]() hallâkiyet: yaratıcılık ![]() hallisnâ: bizi kurtar ![]() hallüakd: çözme ve düğümleme ![]() hallüfasl: çözme ve ayırma ![]() hallüsinasyon: olmayanı varmış gibi hissetme ![]() halt: karıştırma, hata ![]() halûk: iyi huylu ![]() halvet: tenha yerde yalnız kalmak ![]() halvethâne: yalnız kalınan yer ![]() Halvetî: gizliliğe önem veren bir tarikatın mensubu ![]() hamâkat: ahmaklık, bönlük ![]() Hâmân: Firavunun veziri ![]() hamâset: kahramanlık ![]() hamd: medih ve şükür ![]() hamdele: Elhamdülillah sözü ![]() hamdüsenâ: medih, şükür ve övgü ![]() hâme: kalem ![]() hamele: taşıyanlar, yüklenenler ![]() hâmızıkarbon: karbondioksit ![]() hâmî: himaye edici, koruyucu ![]() hâmîd: hamdeden ![]() hâmie: çamurlu, dumanlı ![]() hâmil: yüklenen ![]() hâmile: yüklü, gebe ![]() hâmisen: beşinci olarak ![]() hamiyet: din ve millet gibi önemli değerleri koruma ve bunlara hizmet etme duygusu ![]() hamiyetfurûş: hamiyetlilik taslayan ![]() hamiyetkâr: hamiyetli ![]() hamiyetperver: hamiyetsever ![]() haml: yük, yüklenme, yükleme ![]() hamle: yüklenme, saldırma ![]() hamletme: yükleme ![]() hamr: şarap ![]() hamrâ: kırmızı ![]() hamse: beş ![]() hamûle: yük ![]() hamûş: susmuş ![]() han: eski zaman oteli ![]() hân: hükümdar ![]() han: "okuyan" mânâsında son ek ![]() hân: sofra ![]() Hanbelî: bir mezhep, bu mezhepten olan kimse ![]() hançere: gırtlak ![]() handân: gülen ![]() hande: gülüş ![]() hâne: ev ![]() hânedân: asil ve köklü aile ![]() Hanefî: bir mezhep, bu mezhepten olan kimse ![]() hânende: şarkıcı ![]() hangâh: tekke ![]() hanîf: islâmdan önce eski dinlerin kalıntılarıyla kulluk eden kimse ![]() hanîn: arzudan gelen inleme, sızlanma ![]() hanîs: yemini bozan ![]() hankâh: tekke ![]() Hannân: "çok acıyan, pek acıyıcı" mânâsında ilâhî isim ![]() hannâs: şeytan ![]() hanumân: ev, ocak ![]() hanzale: meyvesi acı bir bitki ![]() haps: hapis ![]() har: diken ![]() harâb: harap, yıkık ![]() harâbe: yıkıntı ![]() harâbegâh: yıkıntı yeri ![]() harâbezâr: yıkılmış yer ![]() harâbiyet: haraplık ![]() harac: müslüman olmayanlardan alınan vergi ![]() harâm: dince yasak edilmiş şey ![]() harâmî: haydut, yolkesen ![]() harâmiyet: haramlık, yasaklık ![]() harârât: hararetler, sıcaklıklar ![]() harâret: sıcaklık, ısı ![]() harb: savaş ![]() harbî: düşman ![]() harbiye: harble ilgili, askeri okul ![]() harc: gider, vergi ![]() hardal: tohumları küçük bir bitki ![]() hardale: hardal tanesi ![]() harec: zorluk, sıkıntı ![]() harekât: hareketler ![]() hareke: Kurân harflerinin okunuşunu belirleyen işaretler ![]() hareket: kımıldanma, davranma ![]() harem: herkesin giremeyeceği yer, aile, eş ![]() Haremeyn: Mekke ve Medine ![]() Haremişerîf: kâfirlerin giremeyeceği Kâbe ve civarı ![]() harf: alfabenin kendi başına bir mânâsı olmayan her işareti ![]() harfiye: harf gibi olan şeyler ![]() hârık: yakıcı, yakan ![]() hâric: dış, dışarı, dışarıdan ![]() haricen: dışarıdan ![]() Haricî: Haricîler denilen asiler hareketine mensub kimse ![]() haricî: dışa ait, dış ile ilgili ![]() Haricîler: islâm tarihindeki asi ve sapık topluluklardan biri ![]() hariciye: dışişleri ![]() hârika: normalin üstünde olup hayret uyandıran şey ![]() hârikanümâ: harika gösteren ![]() hârikapîşe: harika eserler yapan ![]() harikıyet: harikalık ![]() hârikulâde: olağanüstü ![]() harîm: herkesin girmesi yasak yer, harem ![]() Harîrî: Makamât adlı eseri yazan ünlü edibin ünvanı ![]() hâr ![]() ekici ![]() hâr ![]() hırslı, açgözlü ![]() harîs: aşırı hırslı ![]() harita: bir yerin coğrafî durumunu bildiren çizgiler ![]() hark: yakma ![]() hârre: çok sıcak ![]() hars: sürme, koruma, ekme, kazanma ![]() Hârûn: Musa aleyhisselâmın kardeşi olan peygamber ![]() Hârût: sihir belleten iki melekten birinin ismi ![]() hâs: özel ![]() hasâd: hasat, ürün kaldırma ![]() hasâil: hasletler, huylar, nitelikler ![]() hasâ ![]() hasseler, nitelikler ![]() Hasan: Peygamber Efendimizin büyük torunu ![]() hasârât: zararlar ![]() |
![]() |
![]() |
|