![]() |
Devasa Yardımlaşma Toplumu: Osmanlı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Devasa Yardımlaşma Toplumu: OsmanlıYavuz Bahadıroğlu DEVASA YARDIMLAŞMA TOPLUMU: OSMANLI Osmanlı insanı, “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olan, malın en hayırlısı Allah yolunda harcanan, Allah yolunda harcananın da en hayırlısı halkın en çok ihtiyaç duyduğu şeyi karşılayandır” anlayışı çerçevesinde, hayatını yaradılış hikmetine, hizmete vakfetmişti ![]() ![]() ![]() Malum; hem dinî, hem de millî kültürümüzün temelinde “eşref-i mahlûkat” olarak “insan” var ![]() Medeniyet anlayışımıza, “Her şey insan için” görüşü hâkim ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı’da vakıf müesseselerin bolluğu ve yaygınlığı “hayır”da yarışın ne denli büyük bir toplumsal heyecan dalgası oluşturduğunu gösteriyor ![]() Rahatlıkla diyebiliriz ki, Osmanlı insanı, “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olan, malın en hayırlısı Allah yolunda harcanan, Allah yolunda harcananın da en hayırlısı halkın en çok ihtiyaç duyduğu şeyi karşılayandır” anlayışı çerçevesinde, hayatını yaradılış hikmetine, hizmete vakfetmişti ![]() Devlet, insanının bu ulvî çabasından öylesine etkilendi ki, (belki birazcık abartıyorum) bizatihi kendisi devasa bir vakfa dönüşüp din, dil, renk, ırk, kıyafet farkı gözetmeksizin, tüm gücünü, yönettiği insanların hizmetine sundu ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle müesseseler düşünebilmek için, insanın yaradılış hikmetini kavraması gerekirdi ![]() ![]() ![]() Bir kişinin malını-mülkünü hiç tanımadığı insanların hizmetine sunması, insanı tüm teferruatı ve kıymetiyle kavramakla mümkündür ![]() Belli ki bu idrak Osmanlı insanında mevcuttu ![]() ![]() ![]() Yabancılar ne diyor? Meşhur Fransız gezgin Du Loir 1654’te Paris’te yayınladığı değerli seyahatnamesinin 191 ![]() “Türkiye’de dilenci nadir görülür ![]() ![]() Bunun sebebini de Corneille Le Bruyn isimli yurttaşı açıklıyor: “Türklerin hayrat ve hasenata çok düşkün olduklarını ve hatta Hıristiyanlar’dan çok fazla hayrat vücuda getirdiklerini inkâra imkân yoktur ![]() ![]() Gezgin Loir, Osmanlı toplumunun içinde yaşayarak yaptığı gözlemleri şöyle aktarıyor: “İnsan cinsine ait olan Türk hayratı, cemiyetle ferde ve ölülerle dirilere şamildir ![]() ![]() Zenginler, hapishanelere gidip borç yüzünden hapsedilmiş olanları kurtarırlar ![]() ![]() ![]() “Kaçık Türkler!” Elisee Recus'un, 1880'lerde yayınladığı "Küçük Asya" isimli eserinde Osmanlı’nın yardımlaşma duygusu hakkında şu bilgiler verilmektedir: "Osmanlılar’daki iyilik duygusu hayvanları dahi kucaklamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Leylekleri rahatsız etmemek için ateş bile yakmayan hayvan sevgisinin kaynağını düşünmek gerekiyor ![]() ![]() "Şunu da itiraf etmeliyim ki, Müslüman Türkler, bu dindarane hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler ![]() ![]() Bu tespiti İslâm ve Türk düşmanı Avukat Guer, şu itiraflarıyla misallendiriyor: "İstanbul’da, sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Türkler’e bile rastlamak mümkündür ![]() ![]() ![]() Onlar hayatın tümünü ibadet duygusuyla kucaklayan insanlardı Peygamber-i Âlişan’ın “Kıyamet koparken bile fidan dikiniz” şeklindeki hükmüne ram olmuşlardı ![]() Toplumda kötü örnek yok ![]() Meşhur İngiliz gezgin ve yazar Thornton, Osmanlı insanının insana ve çevreye duyarlı yetişmesindeki temel etkenden söz ederek diyor ki: “Türkler’in ahlakı, çocuklukta iyilik telkini alarak değil, toplumda kötü örnek görmeyerek gelişir ![]() Üzüm üzüme baka baka kararır Şimdi anlaşıldı mı, “hayır ve hasenat insanı” yetiştiremememizin sebebi? Meğer çocuklarımıza sadece öğüt veriyor, kendimiz bizzat örnek olamıyormuşuz ![]() Eski Türkler ise öğüt vermekle kalmıyor, öğütlerini bizzat yaşayarak çocuklara örnek oluyorlardı ![]() ![]() ![]() Savaş halinde bile insanlara saygısız davranılmazdı ![]() ![]() Bir insanın Osmanlı toplumundan saygı görmesi için, Müslüman’ca inanması, Müslüman’ca giyinmesi, Müslüman’ca yaşaması şart değildi ![]() ![]() ![]() Kısacası, Osmanlı insanının insanı, hayatı ve kâinatı sevmesinin özünde “Allah sevgisi” ile Allah’ın sanatına duyulan saygının ifadesi vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Hayat muavenettir” Osmanlı asırlarında “hayat muavenet”ti (yardımlaşma) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müthiş bir benlik ve bencillikle kuşatılmış durumdayız ![]() ![]() ![]() Osmanlı insanı, tam anlamıyla bir “hayır ve hasenat insanı”ydı ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı insanı lüks, ihtişam, gösteriş, tantana, tepeden bakma gibi dünyevî zaaflardan sıyrılmış, “mahkeme-i kübrada hesap verme” inancı içinde “kul”a dönüşmüştü ![]() Yüreği fanî lezzetlere değil, ebedî saadete dönüktü ![]() ![]() ![]() Başta zekât ve fi*tre ol*mak üzere, yaygın yardım kurumları to*plum*sal barışın da di*nam*o*suy*du ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Devasa Yardımlaşma Toplumu: Osmanlı |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Devasa Yardımlaşma Toplumu: Osmanlı“Türkler’in ahlakı, çocuklukta iyilik telkini alarak değil, toplumda kötü örnek görmeyerek gelişir ![]() Şimdi anlaşıldı mı, “hayır ve hasenat insanı” yetiştiremememizin sebebi? Meğer çocuklarımıza sadece öğüt veriyor, kendimiz bizzat örnek olamıyormuşuz ![]() Eski Türkler ise öğüt vermekle kalmıyor, öğütlerini bizzat yaşayarak çocuklara örnek oluyorlardı ![]() ![]() ![]() Savaş halinde bile insanlara saygısız davranılmazdı ![]() ![]() Bir insanın Osmanlı toplumundan saygı görmesi için, Müslüman’ca inanması, Müslüman’ca giyinmesi, Müslüman’ca yaşaması şart değildi ![]() ![]() ![]() Nerdesin Ey Şanlı Ecdad ![]() |
![]() |
![]() |
|