Prof. Dr. Sinsi
|
Ümmetin Hâli Ve İslah Çağrıları
İslam ümmeti ıslah metodunu ve araçlarını ararken, düşmanların elinde eğitilen ve ıslah iddiasında bulunanlardan mutlaka sakınmalıdır Çünkü ümmet onların çabalarından acı meyvelerden, fikirlerinden de dikenler ve helaktan başka bir şey devşirmemiştir İslam ümmetine düşen görev, felakete sebep olmasından korkulmayan güvenilir alimlerin görüşlerine başvurmaktır Onlar ümmetin kalbidir Ümmetin akidesinin koruyucularıdır Böylece çözüm meşru olur Söylemler, peşinden gidilen bir görüş üzerinde toplanır
Allah azze ve celle, Belkıs Melikesi'ni anlatarak şöyle buyurur: (Dedi ki: "Ey ileri gelenler! Benim bu işim hakkında bana görüş belirtin Ben, sizler yanımda olmadıkça hiçbir işe kesin karar vermiş değilim ) (27/en-Neml/32) Sahih-i Buhari'de de şu eser rivayet edilir: "Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra, mubah olan konularda en kolayını almak için imamlar (idareciler), ilim ehlinden güvenilir insanlarla istişare ederdi Eğer konu, Kur'an ve Sünnet tarafından açıklanmışsa, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e uyar, o görüşü atlayıp başka bir görüşe geçmezlerdi " Ömer ibnu'l Hattâb radıyallahu anh şöyle der: "Bir kişinin görüşü bir ip gibidir İki kişinin görüşü, bükülmemiş iki ip gibidir Üç kişinin görüşü ise sicim gibidir "
Ey Müslümanlar! Hastalığın sırrını, hatalara ve boşvermişliğe yolaçan nedenleri bilmekle birlikte bunları gidermeye ve önlemeye çalışmak, ıslah araçlarının en önemlilerindendir Yeterli bilgiye sahip olmayan, güvenilmez ve güçsüz kimselerle çalışmak; eğiliminden, düşüncelerinden ve bağlılığından emin olunmayan insanlara işleri sunmak bozulmanın kaynağıdır; insanların ve ülkelerin yıkımıdır Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: "Emanet kaybolunca Kıyamet'i bekle!" Denilir ki: "Ey Allah'ın Rasulü! Emanetin kayboluşu nasıl olur?" Şöyle buyurur: "İş, ehlinden başkasına havale edilirse Kıyamet'i bekle!" Bu hadisi, Buhari rivayet eder
İbni Battal şöyle der: "İşi ehlinden başkasına havale etmenin anlamı şudur: Allah, imamları (devlet başkanlarını) kulları üzerine emanetçi kılmış ve kullarına, onlara nasihatı farz kılmıştır Bu nedenle imamların da, din ehlini idareci yapmaları gerekir Din ehlinden başkasını göreve getirirlerse, Allah Teâlâ'nın kendilerine verdiği emaneti kaybetmiş olurlar "
Allah'ın; halifelik, bakanlık, valilik, hakimlik, başkanlık ya da komutanlık gibi Müslümanların işlerinden birine idareci kıldığı her bir kimsenin salih yardımcılar ve nasihat eden bir çevre edinmesi gerekir Onu iyiliğe ve doğruluğa teşvik eder, azgınlıktan ve kötülükten sakındırırlar Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: "Allah'ın gönderdiği her nebinin ve ondan sonraki her halifenin mutlaka iki çevresi vardır: Ona iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran bir çevre ve onun durumunu bozmaktan hiç geri kalmayan bir çevre Onların şerrinden korunan korunmuştur " Bu hadisi, Buhari ve Nesai rivayet eder nesai'nin rivayetinde şu ziyade vardır: "O, o ikisinden hangisi kendisi üzerinde üstünlük sağlarsa ona meyleder "
Ey Müslümanlar! İslam ümmeti çareler ve çıkış yolları ararken, fasıkların ve bilgisiz insanların önemli konularda konuşmasını engellemelidir Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: "İnsanların üzerine aldatıcı seneler gelecek Onda; yalancı doğrulanacak ve doğru söyleyen yalanlanacak, haine güvenilecek ve güvenilir insan hain ilan edilecek, "ruveybıza" konuşacak " Denilir ki: "Ruveybıza nedir?" Şöyle buyurur: "Umumun işi hakkında konuşan değersiz kişidir " Bu hadisi, İbni Mâce rivayet eder
Ey Müslümanlar! İslam ümmetine düşen görev; bütün işlerinde, her türlü ilişkide ve konumda akidenin ve şeriatın gereğini, dinin çıkarını, Allah ve Rasulü'nün sevgisini her türlü akrabalık bağının, dünya makamlarının ve lezzetlerinin üzerinde tutmaktır Şuna hiç şüphe duymadan inanmalıdır ki; bu, dünyasının ıslah olmasının ve sıkıntısının ortadan kalkmasının tek yoludur Şayet bunu yapmazsa Allah azze ve celle'nin şu kavlinde zikredilen ve ciğerleri parçalayan tehdit kendisine isabet eder: (De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elinize geçirdiğiniz mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler size Allah'tan, Rasulü'nden ve O'nun yolundaki cihattan daha sevimli ise, o halde Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez ") (9/et-Tevbe/24) Ve, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şu hadisinde bildirilen başına gelir: "Kimin arzusu ahiret olursa; Allah onun zenginliğini kalbinde kılar ve işlerini bir araya toplar, dünya istemeyerek de olsa onun ayağına gelir Kimin arzusu da dünya olursa; Allah onun fakirliğini gözlerinin arasına (alnının ortasına) koyar ve işlerini dağıtır, dünyadan ancak kendisine takdir edilen ona gelir " Bu hadisi, Tirmizi rivayet eder
Kim Allah'a verdiği sözü ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e bağlılığını bozarsa, Allah da onun üzerine düşmanını musallat ederek onu aşağılar ve elindekinin bir kısmını alır Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: "Ey muhacirler topluluğu! Beş şey var ki; onlarla imtihan olursanız ve onlar başınıza gelirse, onlara ulaşmanızdan Allah'a sığınırım: Fuhuşun yayılıp açıkça ilan edildiği her kavimde mutlaka veba ve kendilerinden öncekilerde görülmemiş hastalıklar ortaya çıkar Ölçü ve tartıda hile yapanlar mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve sultanın zulmünü yaşar Zekatı vermeyenler mutlaka yağmurdan mahrum bırakılır Şayet hayvanlar olmasa, hiç yağmur yağmaz Allah'ın ahdini ve Rasulü'nün ahdini bozanların üzerine Allah, mutlaka kendilerinden olmayan bir düşman musallat eder ve onların elinde olanların bir kısmını alır İmamları, Allah'ın Kitabı'yla hükmetmeyenlerin arasına Allah mutlaka düşmanlık atar " Bu hadisi, Hâkim ve Beyhaki rivayet eder
Ey Allah'ın kulları! Allah'tan hakkıyla korkun Rabbine hakkıyla iman eden ve Müslüman olan, işini Allah'a havale eden ve emirlerine boyun eğip teslim olan kimselerden olun! O, sizin üzerinize nimetlerden bolca yağdırmış ve zararlı şeyleri sizden gidermiştir Sizleri en güzel örtüyle örtmüş ve en zengin bağışlarla kuşatmıştır
Allah beni ve sizleri Yüce Kur'an ile mübarek kılsın Beni ve sizleri ondaki ayetler ve hikmetli zikirle faydalandırsın İşittiklerinizi söyler, Allah'tan bağışlanma dilerim
ihsanı için Allah'a hamdolsun başarılı kılması ve nimetlendirmesi dolayısıyla O'na şükürler olsun Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur O, tektir ve ortağı yoktur Şanı yücedir Ve şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve rasulüdür O'nun rızasına davet edendir Allah O'na, ailesine, ashabına ve din kardeşlerine salât ve selam eylesin
Bundan sonra  Ey Müslümanlar! Allah'tan hakkıyla korkun ve O'nu gözetin! O'na itaat edin ve asla O'na isyan etmeyin (Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla birlikte olun!") (9/et-Tevbe/119)
Ey Müslümanlar! İslam ümmetinin yaşam şeklini, terbiye ve ahlak ölçülerini kendisinden daha aşağı seviyede olan değersiz insanlarınkiyle kıyaslaması caiz değildir Bu konudaki kusurlarına gerekçe bulmaya çalışması da caiz değildir Bilakis mevcut durumunu ve yaşantısını, Kur'an ve Sünnet ölçülerine sunması gerekir Çünkü bu, ümmetin ilerlemesinin veya gerilemesinin, iyi ya da kötü durumda olmasının gerçek ölçüsüdür Alimlerden biri şöyle der: "Davranışlarını ve konumunu her an Kur'an ve Sünnet ile tartmayanı adamlar listesinde saymayın!" Berâ b Âzib radıyallahu anh'tan şu rivayet edilir: Bir adam ayağa kalkar ve "Ey Allah'ın Rasulü! Benim övdüğüm güzel, yerdiğim kötüdür" der Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurur: "Bu, Allah azze ve celle'dir (yani O'nun sıfatıdır) " Bu hadisi, Tirmizi ve diğer bazı hadis alimleri rivayet eder
Ey Müslümanlar! Ümmet; mübarek bir ıslah girişiminde bulunurken, kötülüğe götüren yolları ve vasıtaları engelleme kuralını mutlaka gözetmelidir Bu vasıtalar; kötülüğe götürmek üzere konulmuş olsun, mubah için konulmuş fakat onunla kötülüğe ulaşmak istenmiş olsun ya da mubah için konulmuş ve onunla kötülüğe ulaşmak istenmemiş fakat çoğunlukla kötülüğe götüren ve zarar yönü fayda yönünden ağır basan vasıtalar olsun durum aynıdır; engellenmesi gerekir
Ey Müslümanlar! Ümmeti ıslah yolunda her biriniz kendini düzelterek üzerine düşen görevi yerine getirsin! Çünkü ıslah, kişinin kendini ıslah etmesiyle başlar Sonra ailenin ve akrabaların, oradan da diğer grupların ve tabakaların ıslahına uzanır Alimlere, davetçilere ve ıslah görevini üstlenenlere düşen; ilmi yaymada, iyiliği emretme ve kötülükten sakındırmada; durmak bilmeyen bir gayretle, acizlik bilmeyen bir kararlılıkla, zayıflık bilmeyen bir kuvvetle ve sorumsuzluk bilmeyen bir hikmetle rollerini yerine getirmeleridir
(De ki: "Haydi amel edin! Allah, Rasulü ve mü'minler de işlediğinizi görecektir Siz, görüneni de görünmeyeni de bilene (Allah'a) döndürüleceksiniz O da size, yaptıklarınızı haber verecektir ) (9/et-Tevbe/105)
|