Prof. Dr. Sinsi
|
Takva Kerametin (Değerli Olmanın) Sebebidir:
Takva Kerametin (değerli olmanın) Sebebidir:
Keramet olayı, yaygın olarak akaid kitaplarında, peygamberlerin mucizeleriyle beraber anılır Peygamberlere mucize verilmesi caiz olduğu gibi Allah'ın seçkin kullarının da keramet sahibi olmaları, keramet göstermeleri caizdir, denir Kerameti olağanüstü bir olay kabul eden bu açıklama biçimi, onu yalnızca veli sanılan insanların özellikleri olarak saymaktadır Buna göre keramet göstermek yalnızca evliyanın (veli kulların) hakkıdır, sıradan Müslümanlar keramet gösteremezler Veliler genellikle, diğer insanların yapamayacağı olağanüstü kerametleriyle bilinirler ve kendilerine bundan dolayı saygı duyulur
Halbuki Kur'an, keramete böyle yaklaşmıyor Kerameti takva bilincine bağlıyor ve insanların, kerem sahibi Allah'ın kerim kitabı ve yine ekrem olan sevgili elçisi ile sunduğu programa uyarak keramete ulaşmalarını, üstün ve değerli olmalarını tavsiye ediyor
Keramet, kerem kökünden gelir ve aşağılıktan ve zelil olmaktan arınmış olarak üstün, değerli, güzel olmak gibi anlamlara gelir (Kerim, üstün, değerli, kadri yüce ve cömert; ekrem, en yüce, en değerli, en güzel demektir )
Kur'an insanın keremli yaratıldığını söylüyor:
"Andolsun, biz Âdemoğlunu keremli (değerli) kıldık; onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz ve güzel şeylerden rızıklandırdık, yarattıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık "
Ayetin baş tarafı insan nefsinin keremli olduğuna, son tarafı ise insanın sonradan kazanabileceği üstünlüğe işaret etmektedir "  Yaratanların en güzeli olan Allah, ne yücedir " Buradaki övgü, ona, canlı olabilmesi için ilâhî ruh üflenmesi sebebiyledir Yoksa biyolojik yapısının diğer hayvan türleriyle fazla bir farkı yoktur Aslının toprak oluşu veya topraktan gelen gıdalarla şekillenmesi, onun kendi değerini çamur seviyesine düşürebileceğini, ona üflenen ilâhî ruh ise onun kendi keremini ilim (marifet) ve salih amelle yükseltebileceğini gösterir
İnsan kendi değerini hangi ilim ve amelle yükseltebilir?
Elbette kerim olan Rabbin öğrettiği ilimle ve O'nun razı olacağı amellerle "Yaratan Rabbinin adıyla oku, O, insanı bir alâkadan (asılıp tutunan birşeyden) yarattı Oku; kalemle öğreten Rabbin ekremdir (en üstündür) İnsana bilmediğini öğretmiştir "
Burada, insana bilmediğini öğreten öğretmen özel bir sıfatla belirtiliyor Bu da onun öğrettiği şeyden dolayıdır 'Bir tabip ders veriyor' denirse, onun tıp dersi verdiği anlaşılır "Oku, kalemle öğreten Rabbin 'ekrem'dir " buyurmuşsa, bundan ekrem olan Allah'ın, kerameti (üstünlüğü, yüceliği) öğrettiği ve insanı kerim kıldığı anlaşılır
Allah (cc) 'ekrem'dir ve insanı kerim kılmak istemektedir Keramet dersi okuma-yazma ile sınırlı değildir, insan her halde kerim olan Rabbinin keramet öğrencisi olmalıdır Peygamberler bu üstünlüğü aracısız olarak Rablerinden alırlar, insanlardan bazıları da peygamberlerin öğrettiklerini uygulayarak keremli olurlar
Peygamberimiz (s a v) buyuruyor ki: "Ben ahlâkın güzelliklerini (ahlâkın keremlerini) tamamlamak için gönderildim "
Allah (cc) insanları keramete davet ediyor İlâhî memurlar olan elçiler ise onlara keramet dersi veriyorlar Ahlâkî kerametlerin hepsini insanlığa göstermek için de Hz Muhammed (s a v) görevlendiriliyor Buna göre ilâhî davet, insanları kerim olmaya (keramete) bir çağrıdır
Yüce ve aşağılıktan uzak olan ruha kerim denir Buna göre değersiz ve geçici olan yeryüzü hayatı dünyadır ve kerametin karşıtı olarak denidir, yani değersiz ve aşağıdır İnsanın kerameti, bu deni olan dünya lezzetleriyle, ya da dünyaya ait ölçülerle ortaya çıkmaz Onun değeri, kerim olan Allah'ın davetine uyarak, kemale ermekle, eksikliklerden ve yanlış olan şeylerden uzaklaşma ile mümkündür
Kişi, benliğine ilham edilen takvayı tanıdığı oranda keramete yönelir Benliğinde saklı olan takva yönüne adım atan herkes kerim (kerametli) olur En çok takvalı olan da en kerim (yüce) olur Keramete ulaşmanın yolu işte bu takva anlayışıdır
Kur'an, 'kerim' bir kitaptır Bunun anlamı şudur: Kur'an şerefli ve üstün bir kitap olduğu gibi, insanın keramete nasıl ulaşacağını, nasıl keremli olabileceğini de gösteren, kerim olmanın programını sunan bir kitaptır Kur'an'ın insanlara sunduğu hayat programını takip etmeyenler, keramete ulaşamazlar
Kur'an, takvayı kerametin tek ekseni olarak saymaktadır Takvanın kendisi, bilginin (marifetin) ve salih amelin ürünüdür Bir kimse hakkın ve batılın, helâl ve haramın farkında değilse, hakka uymuyor, haram olan işlerle uğraşıyorsa kerim olamaz Yine ilâhî hükümleri bildiği halde onlarla amel etmeyenin durumu da aynıdır Dolayısıyla ilâhî ölçülerin bilincinde olarak kötülüklerden uzaklaşıp güzelliklerle donanan kişi kerim olur, keramete ulaşır Kerametin varlığı ve yokluğu takvanın varlığına ve yokluğuna bağlıdır Kerametin azlığı veya çokluğu da takvanın zayıflığına ve kuvvetli oluşuna göre belirlenir
Keramet, bir başka açıdan Allah'ın kullarına bir ikramıdır, bir hediyesidir Günlük hayatımızda bu türlü ikramlara her zaman tanık olmaktayız Birçok insan zaman zaman olağanüstü olaylarla karşılaşır, beklenmeyen yardımlara ve iyiliklere kavuşabilir Hiç umulmayan bir anda sıkıntıdan kurtulmamız, zor durumlarda birdenbire çıkış yolları bulmamız, ummadığımız bir yerde iyi bir başarı göstermemiz ve bunlara benzer yüzlerce olağanüstü durumlarla karşılaşmamız Allah'ın ikramlanndandır Bir tehlikeden kurtulan için 'mucize eseri kurtuldu' denilir
Aslında o, Allah'ın o insana bir kerameti, bir ikramıdır Ancak çoğu insan bunun farkında değildir
Allah, Kur'an'da kimlerin 'veli' olduğunu anlatmaktadır Kur'an'm anlattığına göre, Allah'ın koyduğu sınırlara uyan takva sahibi bütün Müslümanlar Allah'ın velisidirler Böyle bir veli olmak için de sanıldığı gibi olağanüstü sayılan özelliklere sahip olmak gerekmez Muttakiler, takva bilinci ile Rablerine kulluk yaparak keramete (ikrama ve değere) kavuşurlar
Semüra (r a) Peygamberimiz (s a v)'in şöyle dediğini rivayet ediyor:
"Haseb (insanlara göre asalet) maldır, kerem (keramet) ise takvadır "
Hz Ömer (r a) de takva hakkında şöyle demiştir: "Mü'minin keremi, takvasıdır  "
H Kerim Ece
|