![]() |
Davud Kelimesindeki Hikmet-İ Vücudiyye |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Davud Kelimesindeki Hikmet-İ VücudiyyeDAVUD KELİMESİNDEKİ HİKMET-İ VÜCUDİYYE Bil ki, nübüvvet ve risalet, özel bir ilahi lütuf olduğundandır ki, şeriat getirici nübüvvette (kişisel çabayla) edinilmiş hiçbir şey yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nebilerin Allah’ın kendilerine bağışladığı ve hediye ettiği şeylere şükretmelerine gelince, Allah’ın bu yöndeki bir isteği üzerine değil, kendiliklerinden şükrettiler ![]() ![]() ![]() Allahu Teala’nın Davud’a verdiği ilk nimet, kendisine verdiği, içerisinde bitişen harfleri olmayan ismidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra Davud’a yönelik lütfuna ilişkin olarak, dağların onu yankılayarak onun tesbih edişiyle birlikte (Allah’ı) tesbih ettiklerini söyledi ![]() ![]() Ve (Allahu Teala) Davud’a kuvvet verdi ve onu bu kuvvete sahip olmaklıkla niteledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve eğer sen, “halifelik Âdem’e de özgü kılınmıştı” diyecek olursan, biz, Âdem’in halife olmaklığının Davud’unki kadar kesinlik taşımadığı karşılığını veririz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Davud Kelimesindeki Hikmet-İ Vücudiyye |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Davud Kelimesindeki Hikmet-İ VücudiyyeVe sonra halifelik doğrudan doğruya Davud için anıldığında ise, hükümde halife kılındı — ve (hükümde halifelik ancak bütün İsimleri muhit ve cami olan Allah İsmine mazhariyetle olduğundan) bu, ancak Allah’tan olabilecek bir şeydir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah’ın yeryüzünde, halifeliği Allah’tan olan halifeleri vardır ve bunlar resullerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Ve bizim aramızda hükmü Allah’tan alan kişiler vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Böylesi bir kişinin, doğrudan Allah’tan aldığıyla bildiği şey kendisine özgüdür ve (aldığı bu şey, Resul’ün aldığının aynı olduğundan) Resul’e aykırı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sen İsa’yı görmez misin ki, Yahudiler –bugün bizim Resul’e göre halifenin durumu hakkında söylediğimiz gibi– İsa’nın, Musa’nın şeriatı üzerine eklenti yapmayacağını zannederek, ona iman edip onu doğruladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kimi zaman bir halifenin (görünüşte) Hadis’e aykırı bir hüküm verdiği görülür ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Davud Kelimesindeki Hikmet-İ Vücudiyye |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Davud Kelimesindeki Hikmet-İ VücudiyyeBöylesi şeyler günümüzdeki bir halife için sözkonusudur — tıpkı İsa için sözkonusu olacağı gibi ![]() ![]() ![]() ![]() Ve Resulullah’ın (sav), “Eğer iki halifeye biat edilecek olursa, bunlardan birini öldürün” sözüne gelince; bu (hadis) elinde kılıç bulunan zahirdeki halifeye ilişkindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meşiyyetin hükümranlığı büyüktür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meşiyyet yönünden olan emir, hakikatte, fiilin onun eliyle zahir olduğu kişiye değil, (kulun kendi ezeli istidadının gerektirdiği) fiilin ayn’ının varedilmesine yöneliktir ![]() ![]() ![]() ![]() Ve iş bizim dediğimiz gibi olunca (yani, emr-i meşiyyet itibarıyla hiçbir kimsenin Hakk’a karşı gelmesi sözkonusu olmayınca), o halde bütün yaratılmış olanlar–birbirinden farklı türlerde olmak üzere– saadete yönelmişlerdir ![]() ![]() Anlayışlı kimse, söylediklerimizi müşahede eder Ve eğer anlayışsızsa, bizden alsın ![]() Ve iş bizim söylediğimizden başka değildir, öyleyse söylenene güven ![]() Ve bizim bulunduğumuz hal üzre ol Size açıkladığımız şey Hak’tan bizedir, Ve bizim size hediye ettiğimiz şey bizden sizedir ![]() Demirin (Davud tarafından) yumuşatılmasına gelince, bu, ateşin demiri yumuşatması gibi, katı kalplerin de sakındırma ve tehditle yumuşamasına benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmet Baydar |
![]() |
![]() |
![]() |
Davud Kelimesindeki Hikmet-İ Vücudiyye |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Davud Kelimesindeki Hikmet-İ VücudiyyeEnes b ![]() "Niçin Mikâil (as)'i hiçbir vakit gülerken görmüyorum?" ![]() "Ateş yaratıldığı günden beri Mikâil hiç gülmemiştir ki ![]() ![]() İsmaîl b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hasan'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Allahım Peygamberi Dâvûd (as) şöyle demiştir: 'Ya Rabbi! Vücudumdaki kıllardan her birinin ikişer tane dili olsa, gece ve gündüz, bütün zamanlarda Seni zikretseler, yine de bana verdiğin bir nimetin hakkını edâ etmiş olamam ![]() Muğîre b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Bekir el-Ca'd'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Duyduğuma göre Dâvûd (as) şöyle demiştir: Ya Rabbi! Sırf Senin rızan için kederli birini taziye edenin mükâfaatı nedir?' Cenâb-ı Hak: 'Ona Takva elbisesi giydirmemdir' ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malik şöyle demiştir: "Dâvûd (as); 'Ey Allahım! Muhabbetini bana canımdan, kulağımdan, gözümden, ehlimden ve buz gibi soğuk sudan daha sevimli kıl' demiştir ![]() el-Cerîrî şöyle demiştir: "Duyduğuma göre, Dâvûd (as) Cebrail'e (as); 'Ey Cebrail, en faziletli gece hangi gecedir?' diye sormuş ![]() ![]() ![]() Ubeyd b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömer b ![]() ![]() ![]() Ömer b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömer b ![]() ![]() Ca'fer Ebû İmrân el-Cevnî'nin şöyle dediğine şahit olduğunu haber vermiştir: "Ebû İmran: 'Sana davacıların haberi ulaştı mı? Ma'bedin duvarına tırmanıp, Davud'un yanına girmişlerdi de Dâvûd onlardan korkmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman b ![]() ![]() Hasan, Dâvûd (as)'un; "Ya Rabbi! En güzel rızık hangisidir?' diye sorduğu, onun da: 'Elinin emeği olan, ey Dâvûd!' diye cevap verdiğini rivayet etmiştir ![]() Atâ b ![]() ![]() ![]() ![]() Mesleme'den şöyle rivayet edilmiştir: "Dâvûd (as) Allah Teâlâ'ya: Ya Rabbi! Senin şükrüne ancak, yine Senin nimetinle erişip dururken, ben Sana nasıl şükredeceğim?' demiş, Allah Teâlâ da ona vahyederek, 'Elindeki nimetlerin benim tarafımdan verildiğini biliyor musun?' demiş ![]() ![]() Ebû'l-Celed'den Allah Teâlâ'nın Dâvûd (as)la şöyle vahyettiği yolunda bir rivayette bulunulmuştur: "Ey Dâvûd! Sıdk (mertebesine erişen) kullarıma söyle, kendilerini beğenip te amellerine fazla güvenmesinler ![]() ![]() ![]() Ebû'l-Celed'den şöyle bir rivayette bulunulmuştur: "Dâvûd (as), (bir gün) birisine emrederek insanları cemaatle namaza çağırmasını istemişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hâlid b ![]() ![]() ![]() Ebû's-Selûl'ün şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Dâvûd (as), mescide gelir ve İsrailoğull arından en köhne halka hangisi ise onların yanma gider otururdu ![]() ![]() İbn Abbas (ra), Allah Teâla'nın Dâvûd (as)'a vahyederek: "Zâlimlere söyle Beni anmasınlar ![]() ![]() ![]() Eyyûb el-Filistînî şöyle demiştir: "Dâvûd (as)'un Mezmûr'unda (yani Zebur'da) Allah Teâla'nın, 'Biliyor musun, kullarımdan kimleri bağışladım?' diye Davud'a (as) sorduğu, onun da: 'Kimler, ya Rabbi?' diye karşılık vermesi üzerine Allah Teâlâ'nın, 'Bir günah işlediği zaman, mafsalları çatırdayan (son derece pişman olan) kimselerdir, işte böyle olan kimseler üzerine gü*nah yazmamalarını meleklerime emrederim' buyurduğu, yazmaktadır ![]() Urve, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Dâvûd (as), hurma yaprağından sepet imal eder, sonra onları çarşıya gönderip satarak elde ettiği para ile geçimini temin ederdi ![]() KİTABU'Z-ZÜHD İMAM AHMED B ![]() |
![]() |
![]() |
|