Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkında, misireski, mısır, sanatı

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında

Eski 07-30-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında



Zamandizinsel olarak bakıldığında, Nil vadisinde sanat adına olup bitenler, eski Mısır uygarlığını öne çıkarır O dönem dünyasının en güçlü iktidarı ve merkezi yönetimi, Nil�in suladığı bereketli topraklarda yaşamıştır
Mısır sanatının günümüzdeki sembolü olan piramitler, Eski İmparatorluk döneminde inşa edilmiştir MÖ 2600�lü yıllarda görülmeye başlayan piramitleri, 5 ve 4 bin yıllarını kapsayan Negade I ve Negade-II dönemleri öncelemiştir
Büyük mezar mimarisinin düşünsel kökenleri tartışmalıdır Piramitlerin sadece mezar işlevi gördüğü konusunda görüşler bulunmaktadır Bu mezarlar megalit mezarların ya da daha önceki prehistorik mezar tiplerinin görevini yaptığı öne sürülmüştür Yine de piramitlerin, kendinden sonrakilerde olduğu gibi, dini inançların mimariye yansımasının tipik örnekleri olarak görebiliriz
Mısır rölyef sanatı, 4 sülale zamanında, prenslerin ve asillerin mastabaları içinde bulunan tapınak hücrelerinde doğmuştur 5 Sülale zamanında önde gelenlerin yaşamlarını betimleyen zengin rölyef serileri gerçekleştirilmiştir
Orta imparatorluk döneminde, dikilitaş dediğimiz obelisk�ler mimari öğe olarak görülmeye başlar Bu dönemde piramitler sembolik mimari uygulamalar haline gelir
Birkaç not daha:
*Geometrik düzenlilikle, keskin doğa gözlemlerinin kaynaşımı, tüm Mısır sanatının özelliğidir
* Mısır sanatı, sanatçının belirli bir anda görebileceği şeye değil, belirli bir kişiye veya yere ait olduğunu bildiği şeye dayanıyordu
*Mısır üslubu, her sanatçının erginlik çağından itibaren öğrenmesi gereken, çok sıkı bir yasalar topluluğundan oluşuyordu
* Mısır sanatı, üç bin yıldan uzun süren bir zaman içinde, çok az değişmiştir
Not: Metinleri ve onlara eşlik eden görselleri bağlamında değerlendirmek için, genel tabloyu dikkate almanızı öneriyoruz

Eski Mısır

















İlkeleri değişmeyen bir sanat
Mısır sanatı öylesine özel bir olgudur ki, konunun uzmanı olmayan bir amatör bile, firavunlar dönemi sanat eserlerinin Mısır�a ait olduğunu söyleyebilir; ne var ki, bu sanatın çok sonraki dönemlerde de her şeye rağmen varlığını koruduğunu herkes bilmez Oysa Mısır sanatı, aşağı yukarı üç binyıl (MÖ 3000�den 300�e kadar) süren firavunlar dönemini kapsamakla kalmaz; Büyük İskender�in Mısır�ı fethettiği ve Mısır�ın da yabancı egemenliği altına girdiği MÖ 300 yılından pagan tapınakların kesin olarak kapatıldığı ve firavunlar uygarlığının son kalelerinin de düştüğü MS 392 yılına kadar devam eder
Elbette, bu çok uzun �sanatsal� üretim süresine çeşitli üsluplar damgasını vurmuştur Bu evrim, her zaman düz bir çizgiyi izlememiştir; çünkü zaman zaman en eski dönemlerin üslubu yeniden canlandırılmıştır Buna rağmen, V Sülale dönemine ait bir alçak kabartma (MÖ ykl 2450-2321), Ptolemaioslar dönemine ait (MÖ 332-30) bir alçak kabartmadan kolaylıkla ayırt edilebilir
Gene de bu üslup dalgalanmalarının dışında, aynı ilkeler ve aynı eğilimler süregelmiştir O kadar ki, MÖ ykl 3000�de yapılmış olan ve Kral Narmer�in paleti diye bilinen alçak kabartmada hangi ilke ve kurallara uyulmuşsa, MS 295 tarihinde, Diocletianus tarafından boğa Bukhis�e adanmış bir dikilitaşın kemerini süsleyen sahnede de aynı ilke ve kurallara bağlı kalınmıştır


Böylesine bir süreklilik, sanat tarihinde görülmemiş şeydir Üstelik, bugünkü sanat anlayışımıza da ters düşer; çünkü sanatta gelişme, kendini değişikliklerle ve hatta kopmalarla gösterir Yoksa, sanat sığ bir akademizm içinde kemikleşip, felce uğrar Bu durumda Mısır sanatının akademik bir sanat olduğu ileri sürülebilir mi?
Hayır, çünkü bu, Mısır sanatını diğer sanatlardan ayıran temel farkı hiçe saymak olurdu: Mısır sanatının amacı estetik coşkular yaratmak değildir �Sanat sanat içindir � anlayışı da Mısır sanatına yabancı, en azından uç bir kavramdır Sanat, Eski Mısır�da insan düşüncesinin dünyaya egemen olabilmek için onu yeniden şekillendirmesini amaçlayan bir araçtır Bu bakımdan, geleneklerle saptanmış olan ilke ve kurallara ne kadar uyarsa, etkisi o kadar büyük olur ve bu sayede gerçeği özü içinde yakalayabilir ve algılayabilir



Alıntı Yaparak Cevapla

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında

Eski 07-30-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında



Mısır sanatı, gerçeği olduğu gibi yansıtmaz, o simgesel değeri yüklü özgünlükten yoksun bir bütüne dönüştürür
Geleneklerin ve kuralların yüklediği ağır zorlayıcı koşullar altında, Mısır sanatı, elbette �gerçekçi� olamazdı, Bir kere, işleyebileceği konular sanatçının ilhamına bırakılmamış, eserin veya yer alacağı anıtın yerine getirmesi istenilen görevin gereklerine göre saptanmıştır İşlenmesine izin verilen temalar çoğunlukla geleneksel temalarla sınırlıdır
Şüphe yok ki, yeni gerçekler sanata girmeyi başarmıştır, Mesela Yeni İmparatorluk döneminin başında atın ve savaş arabasının ortaya çıkışı, bunların mezarlarda tasvir edilen sahnelere girmesini sağlamıştır Aynı şekilde, sömürgeci ve yayılmacı politikaların izlendiği bu dönemlerde firavunların savaş zaferlerini anlatan ikonografik hikayeler tapınakların duvarlarında yer almıştır Ancak, bu yeni konular da ortaya çıkar çıkmaz belli kurallara bağlanmış ve geçerli geleneksel temaları ancak dar bir ölçüde yenileyebilmiştir
Ayrıca, geleneksel olarak işlenen bütün temalar, doğayı gerçeğe en yakın bir şekilde temsil etmek yerine, o gerçeğe önceden kabul edilmiş bir anlam yükleyecek şekilde işlenmiştir Mesela, zavallı Libyalıları kırıp geçiren açlık mı anlatılmak isteniyor? Alçak kabartma sanatçısı birkaç çizgiyle, yetersiz beslenmenin simgesi olan çıkık kaburga kemiklerini andıran bir şekil çizer Açlıktan bir deri bir kemik kalmış çobanlar da aynı yöntemle çizilir Arp çalarak dini şiirler okuyan şarkıcı �çok sık rastlanılan bir tema� müzik yeteneğinin yanı sıra engin bir hayat deneyimi de varsa, daha çok takdir edileceğinden, birkaç yuvarlak çizgiyle şişman olarak gösterilir Çünkü şişmanlık Mısır�da yaşlılığın ve bunun getirdiği bilgeliğin simgesi sayılırdı İyi bir kulağı, yani müzik duygusu olduğunu göstermek için de gözbebekleri yapılmaz ve böylece körlük vurgulanırdı
Kuşkusuz bütün bunlar, şarkıcının gerçekten şişman ve kör olmasını gerektirmezdi Mısır sanatının zengin eserleri içinde zaman zaman bir gerçekçilik kaygısının yer aldığı sanılabilecek örneklere de rastlanır Bu bazen gerçekten doğrudur (mesela Akhenaton�un tasvirleri ve geç dönemlerdeki heykel portreleri), ama çoğu zaman bu görünürdeki gerçekçilik, aslında gerçek değildir ve simgesel bir anlam taşımaktadır Mesela, Nefertiti�nin genellikle çok cömertçe yontulmuş vücudu bazı uzmanlarca Nefertiti�nin gerçek ölçülerine uyan « patolojik bir olgu » diye yorumlanmıştır Ama başka ünlü uzmanlar, bu çok gelişmiş kalça ve bacakları ana kraliçe rolünün dini bir simgesi olarak yorumlamayı tercih etmişlerdir TL




Sanat ve mimari Yeni İmparatorluk
Yeni İmparatorluk�un sanatı ve mimarisi çeşitlenmiştir ve karakteristiktir Bazı tapınaklar bütünüyle ayakta kalmıştır; taştan yapılan bu yapılar çok büyük boyutlu olabiliyordu Teb�deki (Karnak) Amon-Ra Tapınağı 3,2 ha�lık bir alanı kaplıyordu Her tapınak, Mısır�ı dini olarak evrenle bütünleştirmek üzere tasarlanıyordu Firavunun kazandığı zaferleri anlatan dıştaki sahneler içeride saklanan tanrı tasvirini koruyordu; avluların ve odaların iç duvarlarında halk şenliklerinin ve gizli ayinlerinin tasvirleriyle bezenmiştiTaşıdıkları kozmolojik anlamı tapınağın biçimi gösteriyordu: sunak, yaradılışın gerçekleştiği ilk yüksekliği anımsatıyordu; dev bitkileri betimleyen sütunların taşıdığı tavan resimleri gökküreyi andırıyordu; girişteki iki kapıkule, güneş tanrının Evren�i yeniden doğurmak için içinden çıktığı ufuktaki gediği simgeliyordu Kral saraylarının mimarisinde yapı malzemesi olarak tuğla kullanılmakla birlikte, firavunun tanrısal doğasını vurgulamak amacıyla bilinçli olarak tapınakların mimarisi taklit ediliyordu; yerdeki freskler doğanın yenilenişini betimliyordu
Tel el-Amarna ve Deyr ül-Medine, konut mimarisine ilişkin en fazla öğenin bulunduğu merkezlerdir Tel el-Amarna�da çok sayıda odası, atölyeleri ve bahçeleri olan soylu evleri bulunmuştur; bu iki sit alanında, toplumsal hiyerarşinin diğer ucu, beş odalı ve çoğunlukla düzdamlı olan küçük konutlarla belli olmaktadır Genel olarak, konutlar duvar resimleri ve halılarla gösterişli bir biçimde bezenmiyordu; bu eksiklik, ikincil sanatların yüksek gelişme düzeyiyle telafi edilmiştir Tutanhamon�un uzak diyarlardan getirilen ağaçlarla yapılmış ve üzerlerine olağanüstü değerli taşlar kakılmış tahtları ve koltukları iyi bir işçiliğe sahiptir; taş, maden veya diğer malzemelerden yapılan kaplar sıradan eşyalardı Sanat bu alanda bile önemli işlevler yerine getiriyordu; mesela, çoğu mobilya, kötü ruhları uzaklaştıran Bes adlı devin tasvirlerini taşıyordu Bazı durumlarda, lahitler ve Ölüler Kitabı (papirüs üzerine
kaydedilmiş büyü tasvir ve metinleri denemesi) gibi mezar eşyaları da sanat eseri olabiliyordu
Bu dönemde yeraltı kral mezarları köklü bir değişime uğradı Piramit terk edildi ve özel mezar mimarisinde daha küçük ölçekte yeniden ele alındı Yeni İmparatorluk�un, duvarları, tanrıların ve şeytanların dolup taştığı cehennemleri temsil eden, canlı renklerde resimlerle bezeli yeraltı kral mezarlarının hemen hemen hepsi uzak Krallar Vadisi�nin duvarlarına oyulmuş tünellerdir Kral cenazeleriyle bağlantılı dini ayinler, mezarların uzağında, Vadi�nin kenarında dimdik yükselen yarların eteğinde bulunan tapınaklarda gerçekleştiriliyordu
Tel el-Amarna�nın sanatı ve mimarisi birçok bakımdan tuhaftır Ahenaton, içerinin ışığa boğulması için çatıları, kapı ve pencere kirişlerini çıkartıp gereksiz görülen sunağı kaldırtarak geleneksel tapınak modelini değiştirdi Şu anda çok kötü bir durumda olan kral mezarı, soylu mezarları gibi Tel el-Amarna�da bulunuyordu Soylu mezarlarında bezemelerin ağırlığı, armağanları ve geleneksel günlük yaşam sahnelerini betimleyen resimlerden, Mısır sanatında benzeri olmayan bir ayrıntı zenginliğine sahip kraliyet törenlerine ve şehir resimlerine kayar Tel el-Amarna üslubu, çok sayıda eski geleneğe bağlı kalırken, insan ve hayvan resimlerinde daha esnek ve gerçekçi din: önemli kişiler daha büyük boydadır ve perspektif bilinçli olarak göz ardı edilir


Eski Mısır da kullanılan en önemli iki yapı malzemesi kerpiç ile taştır Taş daha çok mezarlarda ve tapınaklarda, kerpiç ise ev, hatta saray gibi konut mimarlığında ve savunma yapılarında kullanılmıştır Mezar, içine yalnızca ölü yerleştirilen bir yer değil, ölümden sonraki yaşamın sürdürüleceği kutsal mekândır Bu nedenle ölülerin yanına, işlerine yarayacağı düşünülen eşya da yerleştirilir, duvarlara dünyadaki yaşamlarını anlatan resimler yapılır

Mısırlılar cenaze anıtlarına sonsuzluk yerleri" derlerdi Bu oldukça anlamlı bir tanımdır Anıtın kalıcı olması istenmiş ve taş bunun için en uygun malzeme olarak seçilmiştir Mezarlar çok çeşitlidir Firavun adına yapılan piramitler en ünlüleridir Önceleri, firavunun göğe çıkmak için tırmanacağı merdiveni temsil eden ve mastaba (mezar çukurunu örten kütle) denilen yamuk piramitler yaygındı

İlk sülaleler döneminde firavun mezarlarıyla soylular için yapılanları ayırt etmek zordur Günümüzde genellikle Abydos takilerin firavun, Sakkara dakilerin soylu mezarları olduğu düşünülür
Piramitler; hiç bir kral ve topluluk,yalnızca bir anıt dikmek için bunca masrafı ve eziyeti göze alamazdınitekim kralların ve kullarının gözünde piramitlerin pratik bir işlevi vardı Kral, halkı üstünde egemenlik süren kutsal bir varlık sayılıyordubu dünyadan ayrıldığı zaman da yanlarından geldiği tanrıların arasına yükselecektiO, gökyüzüne yükselirken, piramitler, olasılıkla onun çıkışını kolaylaştıracaklardı Ama herşeyden önce onun bedeninin korunmasını sağlayacaklardı





Piramid kralın mumyası için dikiliyor, ceset ise bu koskoca taş dağının tam ortasına, yine taştan bir gömüt içine yerleştiriliyorduölü odasının duvarlarına , tüm çevreye, dünya ötesi yolculuğunda krala yardımcı olacağına inanılan büyüsel işaretler çiziliyordu
Sanatın Öyküsü, Gombrich


Alıntı Yaparak Cevapla

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında

Eski 07-30-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında





Daha iyi korunmuş olan Sakkara�daki mastaba yeraltı mezar odaları üstüne kurulmuş yapılardır 3 sülalenin ikinci firavunu Coser�in basamaklı piramidi mastaba�dan türemiştir Burada yukarıya doğru gittikçe küçülen altı tane çok büyük mastaba üst üste yerleştirilmiş gibidir Sakkara�daki bu piramit, taşın kullanıldığı ilk anıtsal yapı olması nedeniyle de önem taşır 544 m x 277 m�lik bir alanı kaplayan ve ölüler kenti görünümündeki bu yapılar kümesinin mimarının İmhotep olduğu kabul edilir
Eski Krallık döneminin mezar yapısı olan piramitlerin en iyi örneği Firavun Keops�un (Hufu) el-Gize�de yaptırdığıdır Bu mezarda, her biri 2,5 tonluk yaklaşık 2 300 000 bloktan oluşan inanılmaz boyutlarda ve büyüklükteki piramidiyle mezar mimarisinin doruğuna ulaşıldı
Keops�un oğlu Kefren de (Hafre), babasınınkinin yanına bir başka piramit yaptırmıştır Daha sonraları, özellikle de Orta Krallık döneminde yapılan piramitler daha küçük tutulmuştur


Piramit
Piramit, mimarlıkta dörtgen tabanlı duvarları tepede sivri bir uç oluşturacak gibi içe eğik üçgen biçimli anıtsal yapı, Genellikle taş ya da tuğladan yapılır Çeşitli zamanlar da Mısır�da, Sudan�da, Etiyopya�da, Asya�nın batısındaki ülkelerde, Yunanistan�da, Kıbrıs�ta, İtalya�da, Hindistan�da Tayland�da, Meksika�da Güney Amerika�da ve bazı Büyük Okyanus adalarında piramitler yapılmıştır En tanınmışları Mısır ile Orta ve Güney Amerika�da olanlardır
Mısır piramitleri mezar yapılarıydı Yaklaşık 2700 yıl boyunca uygulandılar En çok üçüncü, dördüncü ve beşinci sülaleler döneminde (MÖ y 2686-2345) görüldüler Bu dönemde piramitler firavunlara özgü mezarlar durumuna geldi
Piramitler hiçbir zaman tek olarak yapılmamıştır; içinde başka yapıların da bulunduğu bir yapılar bütününün parçasıdırlar Çöldeki piramit mezar odasını içerir, yanında da bir mezar tapınağı bulunur Çevresi duvarla çevrili bu yapılardan çıkan bir yol, verimli toprağın sınırında ya da Nil Irmağının kıyısında bulunan vadi tapınağına bağlanır Mısır�da yaklaşık olarak 80 kadar piramit bulunmuştur Bunların büyük bir bölümü küçük birer kümbet büyüklüğündedir İçlerindeki hazineler ise yağmalanmıştır
Mısır piramitlerinin öncüsü dikdörtgen bir tabana oturan ve eğik duvarlarıyla kesik bir piramidi anımsatan mastabadır Üçüncü sülalenin ikinci firavunu olan C�oser verici Imhotep�e tümüyle taştan bir mastaba yapmak görevini vermişti O da taban kenarları 63 m, yüksekliği de 8 m olan bir mastaba yaptı Bittikten sonra onu dört yönde eklerle genişletti ve taban gibi kullanarak üstüne yukarı çıktıkça küçülen beş mastaba daha yerleştirdi Böylece Coser�in mastabası 120 mx108 m boyutlarında bir tabana oturan, 60 m yüksekliğinde altı basamaklı bir piramit görünümü kazandı Eski Mısır�ın en önemli taş yapılarından biri olan bu piramidin çevresinde bir kentteki yönetim yapılarını simgeleyen, ama içine girilemeyen yapılar yer alıyordu Bunların hepsi duvarla çevrili, uzun kenarı 544m, kısa kenarı da 277m uzunluğunda bir alanın içindeydi
Sakkara�daki basamaklı piramide yakın bir yerde, Dehşur�da da ünlü bir piramit bulunur 4 sülalenin firavunu Snefru için yapılmış olan bu yapı gerçek piramit biçiminin gelişmesindeki aşamalardan biridir Kenarları 118 m uzunluğundaki bir kareye oturan yapının yüksekliği 98 m�dir Özelliği ise eğik yüzlerinin eğiminin yapının yaklaşık olarak yarı yüksekliğinde değişmesi üst bölümün alta göre daha az hireğimi olmasıdır Bu da piramide kırılmış gibi bir görünüm verir Gene aynı firavun döneminde bu kez; Meydum�da yapılmış bir yapı piramide bir adım daha yaklaşır Burada sekiz basamaklı bir piramit yapılmış basamakların üstü daha sonra doldurularak yapıya son biçim verilmiş, bu dolguların üstü de kireçtaşı ile kaplanmıştır En büyük Mısır piramitleri ise el-Gize�de 4 sülale firavunlarından Keops Kefren ve Mikerinos�un yaptırdıklarıdır



Alıntı Yaparak Cevapla

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında

Eski 07-30-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında



Yeni Krallık (İmparatorluk) döneminde ise yağmadan korunmak amacıyla kaya mezarları yapımına geçilmiştir Bunlar Teb�de Bibanü�l-Mülük adı verilen yerdedir (Krallar Vadisi�ndeki yeraltı mezarları) En iyi örneklerinden biri 19 sülalenin ikinci firavunu olan 1 Seti�ninkidir 100 m derindeki mezar odasının tavanı, Cennet�in göğünü simgelemek üzere tonoz biçiminde oyulmuştur Bibanü�l-Mülük�un 20 sülale tarafından terk edilmesinden sonraki iki sülale döneminde firavunlar bir delta kenti olan Tanis�te bulunan gösterişsiz yapılara gömülmüşler, bunlardan başka kral mezarı da bulunmamıştır
Sıradan Mısırlılar, yerine göre çeşitli mezarlara gömülürlerdi: mastabalar, yeraltı mezarları, tuğla veya kagir yapılar veya basit çukurlar gibi Yalnız hepsinin ortak bir noktası vardı: mezarın, yani lahdin kendi genellikle içinde mumyalanmış ceset ve yanında öbür dünya için gerekli eşyalar olduğu halde yeraltına konur ve bu bölüme kimse giremezdi; genellikle buna bitişik bir yerde de ziyaretçilere ve bakım kültünü yerine getirecek din görevlilerine açık bir bölüm bulunurdu Ama bazen bu iki bölüm aynı mimari bütün içinde değil de, ayrı ve bazen birbirlerine oldukça uzak yerlerde olurdu Mesela, Yeni İmparatorluk döneminde Firavunların lahitleri mühürlenir ve Krallar Vadisi�nin yeraltı yapılarında kimsenin giremeyeceği bir yerde korunurdu
Tapınaklar
Mısır�da dinsel yapılar günlük tapınaklar ve mezar tapınakları olarak ikiye ayrılır Eski Krallık döneminden kalan az sayıdaki tapınaktan biri 5 sülaleye alt Ebu Cirab�daki tapınaktır


Günümüze en iyi biçimde kalmış, aynı zamanda en güzel tapınaklardan biri ise Luksor�dadır Yapımını 18 sülale firavunlarından III Amenofis�in (Amenhotep) başlattığı tapınak Tutanhamon ve Horemheb dönemlerinde tamamlanmıştır Son olarak II Ramses önüne geniş bir avlu yaptırmıştır
Karnak�ta bulunan büyük tapınağa da 18 sülale döneminde başlanmıştır
Alışılmışın dışındaki bir tapmak da 19 sülale firavunlarından 1 Seti�nin Abydos�ta Osiris�e adadığı tapınaktır
II Ramses�in Abu Simbel�de yaptırdığı tapınak kayadan oyulmuş olmasına karşın, Mısır tapınaklarının yerleşim düzenini korur Önünde firavunu simgeleyen, kayadan oyulmuş dört büyük heykel vardır
Yeni İmparatorluk döneminde yapılan mezar tapınaklarının çoğu Teb�in batısında, çöl sınırındadır Yalnızca Kraliçe Hatşepsut�unki bunlardan ayrılır Kraliçenin hizmetindeki Senenmut tarafından tasarlanıp uygulanan bu tapınak, Deyrü�l-Bahri Firavun II Mentuhotep�in mezarı yanındadır
Mezar tapınaklarının en büyüklerinden birini de III Amenofis yaptırmıştır Bu yapının taşlarının bir bölümü daha sonra II Ramses�in yaptırdığı tapınakta kullanılmıştır III Ramses�in Medinet Habu bulunan mezar tapınağı, çevresindeki yapılarla birlikte en iyi korunmuş olanlardan biridir
Mısır sivil mimarlığında daha çok kerpiç ve ahşap kullanılmış, sütun altlığı, lento gibi yerlerde uygulanan taşa çok az yer verilmiştir En iyi korunmuş konutlar Deyrü�l Medine�deki işçi evleridir Taştan yapılmış olmalarıyla da kuraldışı olan bu evlerde bir yatak odası, bir konuk ağırlama odası, erzak depoları ve üstü açık mutfak vardır Yüksek düzeydeki görevlilerin evleri daha büyüktür Firavun Ahenaton�un kurduğu Tel el Amarna kentindeki konutlar arasında 30 odalı olanlar vardır Duvarları resimlerie süslü bu evlerde ayrıca banyo ve tuvalet de bulunmaktadır Büyük odaların tavanını taşıtmak için ahşap dikmeler kullanılmıştır Bir bölümünün üst katının da bulunduğu sanılmaktadır Oldukça küçük olan pencereler aydınlatmadan çok, hava akımı sağlamaya yararlar



Alıntı Yaparak Cevapla

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında

Eski 07-30-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında



Katı Kurallara Bağlı Tasvir Sanatı
Mısır sanatı, özellikle insan tasvirlerinde, son derece zorlayıcı bir kurallar bütününe uymak zorundadır
Mısırlı sanatçıların yaptıkları iki boyutlu insan tasvirleri son derece sıkı kurallara bağlanmıştır: yüz � bazı seyrek durumlar dışında� profilden çizilir, ama göz ve omuzlar cepheden görünür; ancak vücudun diğer kısımları göbek dışında göğüs, kalçalar, bacaklar, ayaklar� gene profilden çizilir Yani, farklı bakış açıları tek bir insanın görünüşünde çelişkili bir şekilde yan yana getirilerek kullanılır
Mısırlılar, bu çelişkiyi bilerek ve kararlı bir biçimde kabul etmişlerdir; çünkü bu durum onlara, insan vücudunu, kendilerine göre en karakteristik şekilde yakalama fırsatını vermiştir
TL


Mısır Tasvir Sanatı
Mısır sanatı perspektifi bile bile bir kenara bırakır ve dünyanın parçalarını belirgin özelliklerine göre yeniden düzenler
Bağımız vardır ve bu teknik sayesinde bir sahnenin çeşitli öğelerini onlara belirli bir açıdan bakan bir kimsenin gerçekte gördüğü gibi görürüz Mısır sanatıysa, aksine, tasvirleri belirli
bir bakış açısına bağlı kılmaya yanaşmaz Aynı bütünün içine birçok figürü sanki aynı uzaklıktan görünüyormuş gibi yan yana veya üst üste yerleştirir ve temel özelliklerinin bütünlük içindeki durumlarından bağımsız olarak algılanmasını sağlar; bakan bir öznenin önceliğini reddederek gerçeği yapay bir biçimde yeniden yaratır
Böylece, bizi şaşırtan tasvirler ortaya çıkar Mesela, karşı sayfadaki sahnede ağaçlarla çevrili ve içinde balıklar yüzen, üstünde kuşlar uçan bir havuz var, ama ufuk çizgisi ve kaçış noktası yoktur; ağaçların boyu, bunlar ister ön planda ister arka planda olsun, eşittir; oysa perspektif olsaydı, boylarının giderek küçülmesi gerekirdi Soldaki üç ağaç da dahil olmak üzere, hepsi cepheden görünmektedir; hem de diğerlerine göre dik açıda yatar durumda! Resimlerin birbirine geçmesine meydan vermeden bu ağaçların manzaranın bütünü içindeki durumlarını belirtmenin tek yolu buydu Havuz tam bir dikdörtgen biçimindedir; tıpkı yukarıdan bakıldığında görüleceği gibi Oysa, bu yalnız ağaçların değil, yamaçlarda yetişen ve tıpkı ağaçlar gibi çizilmiş olan bitkilerin görünüşüne de ters düşmektedir



Geometrik düzenlilikle keskin doğa gözleminin bu kaynaşımı, tüm Mısır sanatının özelliğidir Bu özelliği, gömütlerin duvarlarını süsleyen kabartmalar ve resimlerde çok daha iyi izleyebiliriz Ölünün ruhundan başka hiç kimsenin görmemesi gereken bir sanata, �süslemek� sözcüğü pek yakışmıyor Nitekim bu yapıtlar haz kaynağı olsun diye yapılmamıştır Görevleri, �yaşamı korumak�tı Bir vakitler, acımasız bir geçmişte, güçlü biri öldüğünde, öte dünyada kendine yaraşır bir hizmetçi topluluğuna sahip olsun diye, o güçlüyü, öldürülen uşakları ve tutsaklarıyla birlikte gömme geleneği vardı Bu tür gelenekler daha sonraları, ya çok acımasız ya da pek pahalı sayıldıklarından olacak, sanata baş vuruldu Yeryüzü büyüklerinin alayını, gerçek uşaklar yerine, resim ve imgeler oluşturmaya başladı Mısır mezarlarında bulunan resim ve araçlar, öte dünyada yardımı dokunabilecek dostlar sağlama amacına bağlıdır
Bu kabartmalar ve duvar resimleri, Mısır�da binlerce yıl önce nasıl yaşanıldığına değgin dipdiri bir imge sunarlar bize Yine ilk bakıldığında biraz şaşırtıcı bulabiliriz onları Bunun nedeni, olasılıkla, Mısırlı ressamların, sanatlarının değişik yöntemlerine bağlı olarak, gerçek yaşamı, bizim imgeleştirme yöntemimizden tümden değişik bir yolla imgeleştirmiş olmalarıdır Onlar için önemli olan güzellik değil, belginliktir Sanatçının görevi, her şeyi, en açık ve kalırlıklı bir biçimde korumaktı Bu nedenle sanatçı, rastgele seçilmiş bir görüş açısından doğaya öykünmüyor, resmedilmesi gereken her şeyin kesin bir açılıkla ifadesini bulmasına yarayan katı kurallara uyarak, her şeyi belleğinden çıkarıyordu Nitekim bu ürünler bize, bir ressamınkinden çok, harita çizimcilerinin üslubunu anımsatırlar Böyle bir konuyu imgeleştirmek istediğimizde, ona hangi görüş açısından yaklaşmamız gerektiğini sorarız kendimize Ağaçların biçimi ve özellikleri yalnızca yanlardan iyi görülüyor Gölcük ise yüksekten Mısırlılar bu sorunla pek ilgilenmiyorlar Yukardan görünen gölcükle yandan görünen ağaçlar çizmekle yetiniyorlar Öte yandan, balıklar ve kuşlar, yüksekten bakıldığında güçlükle seçildiklerinden, yandan çizilmişler
Böylesine basit bir resim türünde, sanatçının hangi yolu izlediğini anlamak kolaydır Bu yol, çocuk resimlerinin hemen hemen çoğunda uygulanan bir yöntemdir Ne var ki Mısırlılar, bu yöntemi uygularken, çocukların beceremedikleri bir tutarlılığa sahiptiler Her şey, en özgül görüş açısına göre sunulmalıydı �R 35�, bu yöntemi insan figürüne uygulanışını gösteriyor Baş, yandan daha iyi göründüğü için, ressamlar başı yandan çiziyordu Oysa insan gözü karşıdan düşünülür İşte o zaman, yandan görünen yüz üzerine, karşıdan görünen bir göz eklerlerdi Vücudun üst bölümünü, omuzları ve göğsü, karşıdan yakalamak daha uygundur, çünkü böylece kolların bedene nasıl bağlandığını görebiliriz Fakat kolların ve bacakların hareketi, yandan görüldüğünde daha belirginleşir Mısırlıları, bu figürlerde böylesine basık ve çarpık gösteren nedenler bunlardır Mısırlı sanatçılar ayrıca, ayakları dıştan göstermekte güçlük çekiyorlardı Bu yüzden, ayakları, başparmaktan başlayarak yukarıya doğru, yandan çiziyorlardı Bunun sonucu olarak, her iki ayak da içten görünüyor ve kabartmadaki adamın sanki iki sol ayağı varmış gibi geliyor İnsan görünümünün, Mısırlı sanatçılara göre, tam böyle olduğuna inanmamalı Onlar, bir kuralı izlemekten öte bir şey yapmıyorlardı Bu kural sayesinde, insan figüründe önemli saydıkları her şeyi imgeye sokabilirlerdi Dediğim gibi, belki de, kurala böylesine katıca bağlılığın yanında, büyüsel nitelikte bir endişe de vardı Yoksa, kolu güdük veya kesik bir adam, ölülere sunulması gelenekleşmiş şeyleri nasıl taşıyabilir veya alabilirdi?
Gerçek şu ki, Mısır sanatı, sanatçının belirli bir anda görebileceği şeye değil, belirli bir kişiye veya yere ait olduğunu bildiği şeye dayanıyordu İlkel sanatçının, figürlerini, iyi bildiği biçimlerle kurmaya çalışması gibi, Mısırlı sanatçı da figürlerini, ona öğretilmiş, bildiği örneklerden çıkarıyordu Ama sanatçı, yaptığı resimde, yalnızca biçim bilgisini kullanmakla kalmayıp, bu biçimlerin neyi temsil ettiğini de dikkate alıyordu Kimi zaman birisine �Büyük patron� dediğimiz olur Mısırlı bir sanatçı, böyle bir adamı, uşaklarından veya karısından daha büyük çizmek zorundaydı
Bu kuralları ve gelenekleri öğrendikten sonra, Mısır yaşamını yansıtan resimlerin dili de anlaşılmış olur


Alıntı Yaparak Cevapla

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında

Eski 07-30-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misir(Eski Mısır Sanatı) / Misir(Eski Mısır Sanatı) Hakkında



Firavunlar dönemi Mısır ı için, bir heykel hareketli bir varlık kadar canlıdır İlahi bir varlık, bir kralın veya daha başka bir kişinin görüntüsü biçiminde yontulan heykel fazla değer taşırdı Heykel, temsil ettiği kişinin canlı bir varlığıydı Bu yüzden kimin heykeli olduğunu ve o kişinin özelliklerini heykel üzerine yazmak önemliydi Hiyeroglifle yeterli açıklamalardan yoksun anonim bir heykel gücünü yitirirdi Canlılığını kaybeder, madde boyutuna indirgenirdi JL



Mısırlı heykelciler genelde granit veya porfir gibi sert taşlarla çalışırlardı Tutkuyla ortaya konulan biçimlerdeki amaç, sonsuzluğa ulaşmaktı 3 000 yıl boyunca üslup hiç değişmedi Cepheden görüntü kuralına sıkı sıkıya bağlı kalındı Baş, gövdenin üst bölümünün ekseninde, kollar bedene yapışık konumdaydı Bu da kişiliklere kutsal bir boyut kazandırıyordu
Mısır sanatı çoğu zaman bir alçak kabartma sanatı olarak karşımıza çıkar Çıkıntılar azdır Yılan-Kral Steli�nde olduğu gibi (MÖ 2900�e doğru) kişiler profilden resimlenir Bu eserdeki şahin-yılan karışımı figür, boş bir fon üzerinde en sade haliyle belirir Tahta, seramik veya cam hamurundan yapılmış heykelciklerin yanı sıra dev heykeller de bulunmuştur Büyük kaya parçalarına oyulmuş sfenksleri bu dev heykellerin en güzel örneğidir Akıl almaz büyüklükte bir kayadan yontulmuş insan başlı dev aslan heykeli Gize Sfenksi (MÖ 2500�e doğru, Kahire yakınlarında) hem kültesellik, hem de bütünlük görüntüsü açısından değer taşır Pençeler ise taşınıp getirilen ekleme taşlarla yapılmıştır
Katı kurallar üzerine kurulmuş olsa da, Mısır heykelciliği gerçekçilikten uzaklaşmaz Louvre Müzesi�nde bulunan Bağdaş Kurmuş Yazıcı (MÖ 2700�e doğru) bu açıdan çarpıcı bir eserdir Duruştaki simetri yüzdeki güçlü ifadeyi etkilemez Gövdeye uygulanan renkler ve göz çukurlarına kakılan siyah beyaz mine, figürden taşan canlılığı daha da vurgular
Heykel
Günümüze ulaşan heykellerin büyük bölümü mezarlara, geri kalanların çoğu da tapınaklara konmak üzere hazırlanmıştır Firavunların büyük boy heykelini yapmak, onların gücünü simgelemek açısından önem taşımıştır Bunların hangi firavuna alt olduğu üstlerindeki hiyeroglif yazılardan anlaşılır Mısır heykellerinde bir adımı ileri atıp ayakta durmak ya da kolları dizler üstüne koyup oturmak gibi sürekli kullanılan duruşlar vardır En eski oturan firavun heykelleri 2 sülaleden Hasekhemui�ninkilerdir (Mısır Müzesi, Kahire ve Ashmolean Müzesi, Oxford) Bunlar küçük olmalarına karşın daha ilerideki anıtsallığın ilk belirtilerini taşır
Mısır heykeli çok hızlı gelişmiştir Firavun Coser�in gerçek boydaki ilkel, ama çok etkileyici heykeli (Mısır Müzesi) 4 sülalenin el-Gize piramitlerindeki anıtsal heykellerinin habercisi olmuştur Firavun Kefren�in diyoritten yapılmış heykeli (Mısır Müzesi) ince işçiliği ve ağırbaşlı havasıyla en başarılı örneklerden biridir Mikerinos ile karısını gösteren heykel ise (Boston Güzel Sanatlar Müzesi) Mısırlıların arduvaz gibi sert taşları işlemedeki büyük ustalıklarını gösteren bir başka örnektir
Eski Krallık döneminde firavun heykellerinde ulaşılan bu düzey, o dönemde başka kişilerin heykellerinde ve ahşap ya da kireçtaşından yapılıp üstlerinin boyandığı heykel örneklerinde de sürmüştür Prens Rahotep ile karısı Nofret�in oturan heykelleri (Mısır Müzesi) ve yönetici Kaaper�in Şeyhü�l-Beled adıyla bilinen heykeli (Mısır Müzesi) bunlar arasındadır Louvre ya da öteki müzelerde örnekleri bulunan katip heykelleri de bir elinde fırça, ötekinde bir yaprak papirüs tutarak söylenenleri dikkatle izleyen bürokrat tipini canlandırır Bunlar portre olmamakla birlikte, belli bir kişilik taşıyan heykellerdir




Orta Krallık döneminden kalan III Sesostris ve III Amenemhet heykelleri (British Museum, Londra) neredeyse portre sayılacak kadar gerçekçi biçimde işlenmiştir Et-Gize�deki Sfenks sayılmazsa, tapınaklarda firavunların büyük boyutlu heykellerine ilk kez 12 sülale döneminde rastlanır


İnsan figürünü elden geldiğince yalın bir biçime indirme çalışmaları tümüyle Mısır�a özgü bir oturan insan heykelinin ortaya çıkmasına yol açmıştır Dizlerini göğsüne doğru çekmiş ve kollarıyla da onları sarmış olan bu heykellerde insan figürü, başı dışında neredeyse bir küp biçimini alır 12 sülale döneminden kalan Sihathor heykeli (British Museum) bu türün tarihlenmiş en eski örneğidir
Yeni Krallık, özellikle de 18 sülale döneminde heykel sanatının yeniden canlandığı gözlenir Kraliçe Hatşepsut ile Firavun III Tutmosis�in son derece duyumsal heykelleri vardır


II Ramses�le yeniden canlanan büyük boyutlu heykel geleneği III Amenofis zamanında en yetkin düzeyine ulaşmıştır II Amenofis�in mezar tapınağı için yapılan dev heykeller aynı adı taşıyan yapı ustası tarafından tasarlanmıştır Çok olağandışı bir uygulamayla önemli, ama halktan biri olan bu ustanın da bir mezar tapınağı ve onu bazen otoriter bir yönetici, bazen de uysal bir katip olarak gösteren heykelleri vardır
III Amenofis�in heykellerinde gözlenen gerçekçi yaklaşım onu izleyen Ahenaton döneminde geliştirilmiş ve onun Orta Mısır�da kurduğu yeni başkentin adıyla �Amarna üslubu� diye anılmıştır Mısır Müzesi�ndeki bazı heykellerde Ahenaton uzun yüzlü, iri göğüslü, yuvarlak kalçalı olarak gösterilir Karısı Nefertiti�nin heykelleri de, Louvre Müzesi�ndeki bir örneğinde olduğu gibi, büyük bir duyumsallık taşır Nefertiti�nin üstü boyalı ünlü büstü ise Kahire�deki Mısır Müzesi�ndedir IIRamses döneminden sonra heykelde sürekli denebilecek bir gerileme yaşanmıştırBununla birlikte 25 sülale heykelde bir yenilenme dönemi olmuştur


Kabartma Mısır�da mezar ya da tapınak duvarlarının resimlerle, kabartmalarla bezenmesi törelerin ve dinsel törenlerin sonsuza değin yaşaması amacıyla yapılan bir uygulamadır Sülaleler döneminden en eski örnekler 3 sülaleye değin iner


Sakkara�daki Hesire mezarında duvar resimleri ile ahşap üstüne yapılmış alçak kabartmalar (Mısır Müzesi) bulunmuştur Bu tür süslemeler, kerpiç ya da niteliksiz bir taştan yapılmış duvarlarda resim, nitelikli taştan yapılmış duvarlarda kabartma olarak işlenirdi Kabartmalar önce çizilir, sonra boyanır, ondan sonra da alçak ya da yüksek kabartma biçimine getirilirdi Mezarlarda bu tür işlerin bitirilmediği de olurdu Böyle yarım kalmış çalışmalar yöntem
konusunda bilgi verir Bu tür çalışmalardan, önce duvarın üstüne kırmızı kılavuz çizgileri çekildiği, önemli kişileri anlatacak figürler için kareler hazırlandığı, resimlere dış çizgilerden başlanıp düzeltmelerin de boyama sırasında yapıldığı öğrenilmiştir
Eski Krallık döneminin en iyi resimleri 4 sülale zamanından kalan ve Meydum�da, Nefermaat ile Atet�in mezannda bulunan Karlı sahnedir 5 ve 6 sülale dönemlerinden de çok başarılı alçak kabartmalar kalmıştır Ebu Cirab�da Firavun Neuserre�nin yaptırdığı Güneş Tapınağı�ndaki kabartmalar ile (Mısır Müzesi, Doğu ve Batı Beriin) Sakkara�da Ptahhotep ve Ti�nin mezarlarında günlük yaşamı konu alan kabartmalar en iyi örnekler arasındadır Orta Krallık döneminde de iyi resim yapma geleneği sürmüştür Beni Hasan mezar odalarında pek çok duvar resmi bulunmuştur Teb�de Deyrü�l-Bahri�deki II Mentuhotep mezarında, Karnak�ta 1 Sesostris�in yaptırdığı sunakta yüksek düzeyli kabartmalar vardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.