06-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yemek - Yemek Anlamı - Yemek Tanımı - Yemek Ne Demek
Yemek -ği
- 1 -
isim
1 Yemek yeme, karın doyurma işi:
"Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni "- N Cumalı
2 Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam
3 Günün belli saatlerinde yenilen besin:
"Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir Arada bir şey yenmez "- H Taner
4 Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama:
"Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu "- F R Atay
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
[*]yemek çıkarmak [*]yemek seçmek [*]yemek vermek [*]yemek yemek
Birleşik Sözler- yemekaltı
- yemek borusu
- yemek dolabı
- yemek duası
- yemekhane
- yemek hizmeti
- yemek listesi
- yemek masası
- yemek odası
- yemek salonu
- yemek tablası
- yemek takımı
- alaminüt yemek
- başyemek
- hazır yemek
- seçmeli yemek
- seçmesiz yemek
- sulu yemek
- ev yemeği
- güveyi yemeği
- iftar yemeği
Yemek -r
- 2 -
(-i)
1 Ağızda çiğneyerek yutmak:
"Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor "- B Felek
2 Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek:
"Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor "- H Taner
3 Isırmak:
"Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş "- 
4 Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak
5 Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak:
"Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım  "- M Ş Esendal
6 (nsz) Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek:
"Haram yemek Rüşvet yemek "- 
7 Harcamak, tüketmek, bitirmek:
"Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum diye latife ediyordu "- M Ş Esendal
8 Yasal yoldan cezalandırılmak
9 Birine alacağını vermemek, ödememek:
"Bu adam benim yüz bin liramı yedi "- 
10 Başkasının parasını harcamak:
"Dalkavuklar çok parasını yemişler "- 
11 (nsz) Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek:
"Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor "- 
12 Sürekli üzmek, tedirgin etmek:
"Bu dert beni yiyor "- 
13 (mecaz) Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller- yediği naneye bak!
- yediği önünde, yemediği ardında
- yedikleri içtikleri ayrı gitmemek
- yedirip içirmek
- ye kürküm ye!
- yemeden içmeden
- yeme de yanında yat
- yiyip bitirmek
- yiyip içmek
Birleşik Sözler- mirasyedi
- otyiyenler
- balyemez
- etyemez
- hüryemez
- varyemez
- karıncayiyen
Kaynak
|
|
|