ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Sözlük Ağı (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=515)
-   -   Yemek - Yemek Anlamı - Yemek Tanımı - Yemek Ne Demek (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=157319)

Prof. Dr. Sinsi 06-25-2012 11:54 AM

Yemek - Yemek Anlamı - Yemek Tanımı - Yemek Ne Demek
 
Yemek -ği

- 1 -
isim
1 . Yemek yeme, karın doyurma işi:

"Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni."- N. Cumalı.

2 . Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.
3 . Günün belli saatlerinde yenilen besin:

"Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez."- H. Taner.

4 . Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama:

"Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu."- F. R. Atay.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
[*]yemek çıkarmak [*]yemek seçmek [*]yemek vermek [*]yemek yemek
Birleşik Sözler
  • yemekaltı
  • yemek borusu
  • yemek dolabı
  • yemek duası
  • yemekhane
  • yemek hizmeti
  • yemek listesi
  • yemek masası
  • yemek odası
  • yemek salonu
  • yemek tablası
  • yemek takımı
  • alaminüt yemek
  • başyemek
  • hazır yemek
  • seçmeli yemek
  • seçmesiz yemek
  • sulu yemek
  • ev yemeği
  • güveyi yemeği
  • iftar yemeği



Yemek -r

- 2 -

(-i)
1 . Ağızda çiğneyerek yutmak:

"Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor."- B. Felek.

2 . Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek:

"Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor."- H. Taner.

3 . Isırmak:

"Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş."- .

4 . Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.
5 . Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak:

"Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım..."- M. Ş. Esendal.

6 . (nsz) Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek:

"Haram yemek. Rüşvet yemek."- .

7 . Harcamak, tüketmek, bitirmek:

"Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum diye latife ediyordu."- M. Ş. Esendal.

8 . Yasal yoldan cezalandırılmak.
9 . Birine alacağını vermemek, ödememek:

"Bu adam benim yüz bin liramı yedi."- .

10 . Başkasının parasını harcamak:

"Dalkavuklar çok parasını yemişler."- .

11 . (nsz) Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek:

"Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor."- .

12 . Sürekli üzmek, tedirgin etmek:

"Bu dert beni yiyor."- .

13 . (mecaz) Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek.



Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • yediği naneye bak!
  • yediği önünde, yemediği ardında
  • yedikleri içtikleri ayrı gitmemek
  • yedirip içirmek
  • ye kürküm ye!
  • yemeden içmeden
  • yeme de yanında yat
  • yiyip bitirmek
  • yiyip içmek
Birleşik Sözler
  • mirasyedi
  • otyiyenler
  • balyemez
  • etyemez
  • hüryemez
  • varyemez
  • karıncayiyen
Kaynak






Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.