![]() |
Yemek - Yemek Anlamı - Yemek Tanımı - Yemek Ne Demek
Yemek -ği
- 1 - isim 1 . Yemek yeme, karın doyurma işi: "Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni."- N. Cumalı. 2 . Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam. 3 . Günün belli saatlerinde yenilen besin: "Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez."- H. Taner. 4 . Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama: "Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu."- F. R. Atay. Atasözü, deyim ve birleşik fiiller [*]yemek çıkarmak [*]yemek seçmek [*]yemek vermek [*]yemek yemek Birleşik Sözler
Yemek -r - 2 - (-i) 1 . Ağızda çiğneyerek yutmak: "Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor."- B. Felek. 2 . Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek: "Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor."- H. Taner. 3 . Isırmak: "Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş."- . 4 . Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. 5 . Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak: "Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım..."- M. Ş. Esendal. 6 . (nsz) Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek: "Haram yemek. Rüşvet yemek."- . 7 . Harcamak, tüketmek, bitirmek: "Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum diye latife ediyordu."- M. Ş. Esendal. 8 . Yasal yoldan cezalandırılmak. 9 . Birine alacağını vermemek, ödememek: "Bu adam benim yüz bin liramı yedi."- . 10 . Başkasının parasını harcamak: "Dalkavuklar çok parasını yemişler."- . 11 . (nsz) Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek: "Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor."- . 12 . Sürekli üzmek, tedirgin etmek: "Bu dert beni yiyor."- . 13 . (mecaz) Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek. Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.