06-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamiyet
İslamiyet
Temel Britannica
Tektanrılı dinlerin sonuncusu olan İslam, Tanrı'nın elçisi (resul) olarak anılan Hz Muhammed tarafından insanlara bildiril*miştir İslam dininin ilkeleri Tanrı'nın melek*lerinden Cebrail aracılığıyla indirilen kutsal kitap Kur'an'da belirlenmiştir
İslam inancının temelini amentü (inandım) olarak da bilinen altı ilke oluşturur Bunlar;
- bir tek Tanrı olduğuna,
- meleklerine,
- gönder*diği kitaplara (Tevrat, İncil, Zebur ve Kuran),
- peygamberlerine,
- ahirete (ölümden sonraki sonsuz âleme ve ölmüş bütün canlıların kıya*met günü yeniden dirileceğine),
- kadere (bü*tün iyiliklerin ve kötülüklerin Tanrı tarafın*dan verildiğine)
inanmaktır Bu inancını dile getiren kişi kulluk yükümlülükleri altına gir*miş olur İbadet olarak da bilinen bu görevler;
- Allah'tan başka Tanrı olmadığına, Hz
Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık (kelime-i şahadet),
- namaz kılmak,
- zekât vermek (her yıl mallarının 40'ta l'ini yoksullara dağıtmak),
- oruç tutmak (her yıl Ramazan ayı boyunca)
- mali gücü yeterliy*se hacca (Kabe'yi ziyarete) gitmektir
Ancak bu görevleri yerine getiren kişi tam bir Müslü*man sayılır İslam dini ibadet görevlerinin ahlaka uyarak yerine getirilmesini de öngör*müştür Yani bütün bunlar kişisel çıkar ya da gösteriş için değil yalnızca Tann'nın hoşnutlu*ğunu kazanmak için yapılırsa anlam kazanır
İslam insanlar arasındaki ilişkileri düzenle*yen birçok ilke de getirmiştir Temelini Kur'an'dan ve Sünnet'ten (Hz Muhammed'in sözleri ve davranışları) alan bu ilkeler daha sonra çeşitli bölümlere ayrılarak yorumlanıp zenginleştirilmiştir
Yayılması
İslam dini 7 yüzyılın başlarında Arabistan Yarımadası'nda doğduktan sonra hızla yayıl*maya başladı Dört Halife döneminde (632-661) Arabistan Yarımadasının dışına taştı Emevi Devleti'nin kuruluşuna kadar Suriye, Irak, İran, Mısır, Libya ve Kafkas*ya'ya yayılmıştı Emeviler İslam dinini Akde*niz'deki adalara, Tunus, Cezayir, İspanya, Horasan, Afganistan ve Maveraünnehir'e ka*dar yaydılar Abbasiler bura*larda İslam'ı kökleştirdiler Aynı zamanda bilim ve düşünce bakımından da çok canlı bir dönem yarattılar Ama bu kadar geniş bir alanda tek siyasal güç olma durumlarını zamanla yitirdiler ve ortaya bir*çok devlet çıktı
10 yüzyıldan başlayarak Türkler, İslam dünyasında yeni bir güç olarak belirmeye başladı 14 yüzyıldan sonra Osmanlılar İslam dünyasının büyük bölümünü denetimle*ri altına aldı Osmanlılar, İslam'ı Avrupa ve Afrika içlerine yaydılar 18 yüzyıldan başlayarak Osmanlı Devleti'nin siyasal ve askeri alanda gerilemesi İslam dünyasını da etkiledi Gittikçe güçlenen batı dünyasının baskısı 19 yüzyılda sömürge*ciliğe dönüştü Kuzey Afrika tümüyle batının sömürgesi oldu Asya'daki küçük hanlıklar da Çarlık Rusya'sının eline geçti Osmanlı Dev*leti de bir yarı sömürge durumuna düştü Bu gelişmeler Müslümanlar arasında yeni akım*ların doğmasına yol açtı
Bunlar arasında İslamcılık önemli bir yer tutar 20 yüzyıl ise bütün dünyada olduğu gibi İslam dünyasında da sö*mürgeciliğe karşı mücadelenin yoğunlaştığı, milliyetçiliğin güçlendiği ve milli devletlerin doğduğu bir dönem oldu
İslam Fırkaları ve Mezhepleri
İslam'ın yayılmasıyla birlikte ortaya çıkan siyasal çekişmeler özellikle halifelik sorunun*da odaklanmıştı Bunun sonucunda Müslümanlar birbirlerine düşman topluluklara ayrıldılar Fırka (bölük, parti) olarak adlandırılan bu toplulukların başlıcalaRI Sünniler, Şiiler ve Hariciler'di Bu ayrılık aynı zamanda İslam'ın temel ilkelerini yorum*lama konusunda da farklılıklara yol açtı Bu farklı yorumlardan da mezhepler doğdu Za*manla bu ana kolların içinden de yeni mez*hepler çıktı Bunların çoğu kısa sürede yan*daşlarını yitirip ortadan kalktı Bir bölümü de küçük topluluklar halinde varlığını günümüze kadar sürdürdü Bugün İslam dünyasında yaşayan en büyük mezhepler Sünnilik ve Şiilik'tir
|
|
|