![]() |
18.Yy Da Divan Edebiyatı Hakkında Detaylı Konu Anlatımı İçerik |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 18.Yy Da Divan Edebiyatı Hakkında Detaylı Konu Anlatımı İçerikNEDİM ( 18 ![]() Malumdur benim sühanım mahlas istemez Fark eyler anı şehrimizin nükte-danları , diyen Nedim Istanbulludur ![]() ![]() 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nedim , bu devirde Sadrazam Nevşehirli Damat Ibrahim Paşa’nın yanından ayırmadığı yakın arkadaşıdır ![]() ![]() Hattın gelicek aşıkına buse mukarrer Helva gecesidir hatın ey lebleri sükker Helvalara söz yok hepisi nazük ü şirin Hoş cümlesi amma ki efendim leb-i dilber hatt:Yazı,mektup gelicek::Gelince buse mukarrer:Öpücükle bitirilmiş lebudak sükker:Şeker leb-i dilber: Dilber dudağı Bu arada devlet tarafından kendisine verilen rütbelere , hediyelere, makamlara, şiirleri ile teşekkür etmesini bilen şair , sevincini ve memnuniyetini şöyle dile getirir ![]() Bir iki gün dideden oldunsa pinhan bari gel Bir neşat-aver haberle hüdhüd-i bina gibi Söyle kim milk-i Seba’nın var mı bir pirayesi Kasr-ı zerrin-tak-ı Sadabad-ı nev-peyda gibi Bahusus aram ede sadrında bir mihr-i kemal Hazret-i Sultan Ahmed Han-ı milk-ara gibi Hem anın dahi ola pişinde bir bedr-i tamam Asaf Ibrahim Paşa’yı cihan-ara gibi dide:Göz pinhan:Gizli neşat-aver:Sevinç getiren hüdhüd:Süleyman Peygamber ile Seba melikesi Belkıs arasında haber getirip götüren kuş milk-i Seba:Seba ülkesi piraye:Süs Kasr-ı zerrin-tak-ı Sadabad-ı nev-peyda:Yeni yapılmış Sadabad takının süslü kasrı bahusus:Özellikle aram etmek:Eğlenme, dinlenme, istirahat etme sadr:Herşeyin önü, başı, ilerisi mihr-i kemal:Batmak üzere olan güneş milk-ara:Ülkeyi süsleyen, güzelleştiren pişinde:Peşinde bedr-i tamam: Dolunay cihan-araünyayı süsleyen, güzelleştiren 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan şiirinde çok verimli bir dönem olan bu günlerde bir çok şairler yetişmiş, hatta aralarında gizli bir rekabet oluşmuştur ![]() Osmanzade Taib adında o dönemde “ Reis-i Şairan” unvanını almış bir şair, devirinin şairlerini bir şiirle tanıtmış, ama Nedim’den hiç bahsetmemiştir ![]() ![]() Zahirde eğerçi cümleden ednayız Erbab-ı nazar yanında liyk a’layız Saymazsa hesaba n’ola ahbab bizi Biz zümre-i şairanda müstesnayız zahir:Açık, belli eğerçi:Her nekadar cümle:Herkes edna:Aşağı erbab-ı nazarüşünce ehli liyk :Ancak zümre-i şairan:Şairler zümresi ŞEYH GALİP (18 ![]() Zannetme ki şöyle böyle bir söz Gel sen dahi söyle böyle bir söz diyerek kendine ve sanatına olan güvenini ortaya koyan Şeyh Galip, 18 ![]() ![]() ![]() Devrin padişahı III ![]() ![]() Şeyh Galip de sık sık sarayda misafir edilmiş, padişah ve ailesi tarafından hep saygı, sevgi görmüştür ![]() ![]() ![]() Senden ey şuh ben ümmid-i visal eylemedim Tab’ıma hadşe verüp fikr-i muhal eylemedim Ruz-ı aşkı şeb-i tarik-i hayal eylemedim Zülf-i kafir gibi inkar-ı cemal eylemedim Kakülün ah ile berhemzede-hal eylemedim Havf edip gamzene bir harf sual eylemedim Kalmadı sabra mecalim bilemem isyanım Daha yetmez mi tegafüle garaz Sultanım diyerek dile getirmiştir ![]() ümmid-i visal:Kavuşma ümidi tab:Yaradılış, huy, tabiat hadşe:Vesvesi, merak, manevi rahatsızlık fikr-i muhal: Imkansız düşünce ruz-ı aşk:Aşk günü şeb-i tarik-i hayal:Hayal yolunun gecesi zülf-i kafir:Nankör zülf (görünen saç) inkar-ı cemal:Güzelliği gizleme berhemzede-hal:Karmakarışık hal havf etmek:Korkmak gamze:Yan bakış tegafül:Anlamamazlıktan gelme garaz:Kin, düşmanlık Galip, hocası Neş’et’ten ders alırken kendisine “ Es’ad “ mahlası verilir ![]() ![]() ![]() ![]() Bilmem ey menhus adın Es’ad mıdır Galib midir Zatını tarif kıl kimsin kime mensupsun Gerçi dersin şairane bir tegallüb eyledim Piş-i erbab-ı sühande Galib-i mağlubsun Halbuki bu mısraları yazan Sururi de iki mahlaslı idi ![]() ![]() ![]() ![]() Mağrurluğun olmada günden güne efzun Şayeste idi mahlasın olsaydı gururi Galip görünen Es’ad’a mağlub diyorsun Hüzni’yi unuttun mu ne yaptın a Sururi menhus:Uğursuz tegallüb:Üstünlük piş-i erbab-ı sühan:Söz erbabının önü mağrur:Gururlu efzun:Çok, yukarı, fazla şayeste:Yakışır KEÇECİZADE İZZET MOLLA (18 ![]() ![]() Mevlevi tarikatına bağlı , derviş ruhlu, olgun bir insan olan Izzet Molla, nüktedan bir şairdir ![]() ![]() ![]() ![]() Imam efendi, Keşan’a bir şairin sürgün edildiğini duyunca onu saz şairi sanmış ![]() ![]() Işitdik ki siz şair-i şahsız Maarif semavatına mahsız Değil haddimiz gerçi çaldırma saz Gönül bir iki nağme eyler niyaz Molla , imamın cahilliğini anlamış fakat kalbini kırmak istemediğinden Keşan’a sürülmesinin sebebini de izah eden şu mısraları söylemiş : Dedim bedce çıkmıştı avazımız Stanbul’da terk eyledik sazımız şair-i şahsız:Şairlerin şahısınız maarif:Bilgi semavat:Gökyüzü mahsız:Aysınız niyaz:Istek bed:Kötü avaz:Ses |
![]() |
![]() |
|