Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-kaynak:Türkceciler deyimler sözlüğü eyimler Sözlüğü-K-[/url] Kabak (birinin) başına (başında) patlamak: Birçok kimsenin ilgili olduğu olaydan yalnızca bir kimse zararlı çıkmak; beklenmediği hâlde bir işin zararlı sonucuna katlanmak![]() Kabak tadı vermek: Bıktırmak usanç vermek tatsız olmaya başlamak "Senin bu konuşmaların da artık kabak tadı vermeye başladı "Kabına sığmamak: Sevinç ve heyecanından taşkın hareketlerde bulunmak ![]() Kabir azabı çekmek: Çok sıkılmak eziyet çekmek "Kabir azabı çekmeye daha ne kadar devam edeceğiz "Kabuğuna çekilmek: Tek başına kalmak dış dünya ile ilgisini kesmek kimse ile görüşmemek "Geçirdiği kazadan sonra iyice kabuğuna çekildi "Kaçın kur`ası: Aldatılması güç kurnaz; gün görmüş geçirmiş; tecrübeli "O kaçın kur`ası boşuna uğraşma sen onu kandıramazsın "Kafadan atmak: Bir konu üzerinde inceleme yapmadan rast gele konuşmak "Derse hiç çalışmadığın belli öyle kafadan atıyorsun ki![]() ![]() "Kafadan kontak (sakat): Düşüncesiz delice işler yapan aklı kıt "Bırak şu elindeki baltayı kafadan kontak mısın nesin?"Kafa dengi: Davranışları anlayışları dünya görüşleri birbirine uymuş kimselerden her biri "Kafa dengi bir arkadaşa öylesine ihtiyacım var ki "Kafa patlatmak: Bir konu üzerinde pek çok düşünmek zihin yormak "Bu makine üzerinde az kafa yormamışsın öyle karışık ki "Kafa tutmak: Karşı gelmek direnmek boyun eğmemek "Her önüne gelene kafa tutmakla bir yere varacağını mı sanıyorsun?"Kafası almamak: 1 Anlayıp kavrayamamak 2 Zihin yorgunluğundan ötürü anlayamaz olmak 3 Olabileceğine inanmamak "Boşuna nefes tüketme kafası almaz onun "Kafası işlemek (çalışmak): Bir konu üzerinde kavrayışı çok iyi olmak ![]() Kafası kazan (gibi) olmak (veya kafası şişmek): 1 Zihni yorulmak 2 Gürültülü patırtılı şeyler dinlemekten rahatsız olmak yorgunluk duymak "Kesin artık şu makinenin sesini kafam kazan gibi oldu "Kafası kızmak: Çok öfkelenip sinirlenmek "Kafamı kızdırmadan çekip gidin buradan "Kafasına dank etmek (demek): Çoktandır anlayamadığı bir meseleyi bir olay sebebiyle birden bire kavramak doğruyu yakalamak![]() Kafasına koymak: Bir şeyi yapmaya kararlı olup zamanını beklemek "Yarın onunla görüşmeyi kafama koydum "Kafası yerinde olmamak: 1 O anda kafası çok yorgun olmak 2 Başka şeyler düşündüğünden o anda konuşulana hemen intibak edememek "Kusura bakmayın ne söylediğinizi anlayamadım kafam yerinde değildi de "Kafese girmek: 1 Hapse girmek 2 Aldatılmak hile yoluyla kendisinden çıkar sağlanmak oyuna gelmek "Zavallı kafese girmekten kurtulduğunu sanmıştı "Kafese koymak: Tuzağa düşürüp çıkar sağlamak ![]() Kâğıda dökmek: Düşüncelerini duygularını yazıya geçirmek
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Kâğıt üzerinde kalmak: Yapılması kararlaştırıldığı hùlde uygulanmamak; konuşulan kararlaştırılan yazıda kalmak "O kadar yol yapımı sulama kanalı hep kâğıt üzerinde kaldı "Kalbini kırmak: İncitmek küstürecek kadar üzmek gönlünü kırmak gücendirmek "Onu kalbini kırmadan uyarmaya çalış "Kalburla su taşımak: Verimsiz verim alınamayacak olmayacak bir işle uğraşmak![]() Kalbur üstü: Benzerleri arasında üstün seçkin görünür![]() Kaldırım mühendisi: İşsiz güçsüz sokaklarda dolaşan kimse![]() Kaale almamak: Önemsiz görmek sözünü etmeye değer bulmamak "O kaale alınacak bir insan değil "Kalem efendisi: Kalemde çalışan görevli yazman![]() Kalem oynatmak: 1 Yazı yazmak 2 Bir yazıyı düzeltmek 3 Bir yazıda değişiklik yapmak "Ben senin gibi kalem oynatmayı beceremiyorum "Kaleyi içinden fethetmek: Karşı taraftan birinin yardımını alarak davasını kazanmak ![]() Kalıbını basmak: Bir şeye bütün içtenliği ile güvenmek bir şeyi doğrulamak "Kalıbımı basarım ki o bu işi yapmamıştır "Kalıbının adamı olmamak: Görünüşünden bekleneni yapamaz olmak umulanı ortaya koymamak![]() Kalıptan kalıba girmek: 1 Sık sık iş değiştirmek 2 Çıkar sağlamak için değişik kılıklara girmek![]() Kalp kazanmak: Güzel bir davranış ve sözle birilerinin sevgisini kazanmak ilgisini çekmek "Bir demet çiçekle annemizin kalbini kazanabiliriz "Kambersiz düğün olmaz (olur mu?): "Bir toplantı eğlence veya iş en çok ilgili kişiler bulunmadan yapılırsa tadı çıkmaz" anlamında alay yollu kullanılır![]() Kambur üstüne kambur (kambur kambur üstüne): "Sıkıntı üstüne sıkıntı terslik üstüne terslik borç üstüne borç aksilikler birbirini kovalıyor" anlamında kullanılır![]() Kanadı altına almak: Korumak gözetmek himayesi altına almak "Yeğenini kanadının altına aldı "Kan ağlamak: Büyük bir üzüntü içinde olup yakınmak "Dört çocuk tek başıma kaldım çaresizim içim kan ağlıyor ama kimseye açılamıyorum "Kana susamak: Birini öldürme hırsı içinde olmak "Bırak elindeki bıçağı dedim ama dinletemedim kana susamış gibiydi "Kanat germek: Birini korumak gözetimi altına almak![]() Kan başına sıçramak (beynine çıkmak): Çok sinirlenmek öfkelenmek "Kan başına sıçramıştı sağa sola bağırıp duruyordu "Kancayı takmak: Bir kimsenin zararı kötülüğü için uğraşmak![]() Kan çıkmak: Cinayet işlenmek kan dökülmek "Şu adamı götürün gözümün önünden yoksa kan çıkacak "
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Kandilli temenna: Eli yere kadar uzatarak yapılan selâmlama ![]() Kan dökmek: Ölüme yol açmak yaralanıp ölmek veya birini yaralayıp öldürmek![]() Kan gövdeyi götürmek: Çok kan akıtılmış olmak çok insan öldürülmek "Düşmanla göğüs göğüse gelmiştik biliyordum ki birazdan kan gövdeyi götürecek ve pek çoğumuz ölecekti "Kan gütmek: Kan dökerek öç almayı istemek ![]() Kanı ağır: Davranışları yavaş sevimsiz konuşması insana sıkıntı veren hoşa gitmeyen kimse![]() Kanı bozuk: Soysuz iğrenç işler yapmaktan geri durmayan "Toplum bu kanı bozuk insanlardan temizlenmelidir "Kanı kaynamak: 1 Hareketli coşkun olmak 2 Birine içten bir sevgi beslemek yakınlık duymak "Çocuğa ilk rastladığımda kanım kaynamıştı "Kanına girmek: 1 Birini öldürtmek veya öldürmek 2 Bir şeyi harcamak ziyan etmek![]() Kanına susamak: Belâsını aramak kendisinin öldürülmesine yol açacak bir davranışta bulunmak "Kanına mı susadın sen o katilin üstüne böyle gidilir mi hiç!"Kanını emmek: Hiç insaf etmeden sömürmek varını yoğunu elinden almak "Yıllardır kanımızı emiyor bu soysuz herifler!"Kanı pahasına: Yaralanmayı veya öldürülmeyi göze alarak "Kanım pahasına da olsa o adamlara buradan adımlarını attırmayacağım "Kanı sıcak: Sevimli kendisini sevdiren sempatik sıcakkanlı![]() Kanıyla ödemek: Yaptığı işin cezasını hayatıyla ödemek "Yaptığını kanıyla ödettiler zavallıya "Kan kusmak: Çok eziyet sıkıntı çekmek![]() Kan kusturmak: Çok büyük sıkıntı ve eziyet çektirmek "Bana kan kusturmaya yemin etmişler haydi görelim "Kanlı bıçaklı olmak: Birbirlerinin kanını dökecek birbirlerini öldürecek kadar birbirlerine düşman olmak "Küçücük bir tarla yüzünden kanlı bıçaklı olduk "Kanlı canlı: Sağlıklı sapasağlam dinç ve diri olduğu yüzünden belli olan "Kanlı canlı oluncaya kadar hastanede tutuldum "Kan ter içinde kalmak: Çok yorgun terli bitkin ve perişan durumda olmak "Elindeki kazmayı bırakmaya niyetli değildi kan ter içinde kalmış bedenini doğrultarak yüzüme baktı "Kan tutmak: 1 Kan görünce bayılmak 2 (Adam öldüren kimse korku ve heyecandan) şok geçirmek kaçamamak olduğu yere yığılıp kalmak![]() Kapağı atmak: Sıkıntılı bir yerden kurtulup rahat edeceği bir yere kavuşmak; uygun bir yere yerleşmek işe girmek "Evimize kapağı attık mı tamam gel keyfim gel o zaman "Kapalı kutu: İçinde ne sakladığını belli etmeyen niteliği gizli kalan![]() Kapı dışarı etmek: Kovmak dışarı atmak "Ben de bu evin insanıyım beni kapı dışarı edemezsiniz!"Kapı kapı dolaşmak: 1 Ev ev gezmek her eve uğramak 2 Hemen her devlet dairesine başvurmak "Kapı kapı dolaştı ne var ki bir iş bulamadı "Kapı komşu: Bitişikte oturan komşu evleri yan yana olan ailelerden her biri "Kapı komşum öyle iyi bir insan ki![]() "Kapısında büyümek: Birinin evinde eğitim görüp yetişmek "Onun kapısında büyümüştü ona bu kötülüğü nasıl yapmıştı aklı almıyordu "Kapısını aşındırmak: İstediğini elde edinceye kadar birinin yanına çok sık gidip gelmek ![]() Kapı yoldaşı: Herhangi bir yerde aynı hizmette bulananlardan her biri ![]() Kapıyı açmak: 1 Başlama 2 Bir işte birilerine örnek olmak "Açık artırmada kapı bir milyon liradan açıldı "
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#4 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Karaborsa: Piyasada olmayan malın gizlice el altından yüksek fiyatla alınıp satılması "Karaborsacılar toplumun kanını emiyorlar "Kara cahil: Hiçbir şey bilmeyen çok bilgisiz "Onun kara cahil birisi olduğunu ilk konuşmamızda fark etmiştim "Kara çalı: İki kişi iki dost arasına girerek arayı bozan kimse![]() Kara çalmak: Birine iftira etmek leke sürmek haksız yere suçlamak "Kadıncağıza yok yere kara çaldılar "Kara gün: Sıkıntılı üzüntülü büyük bir yasa düşülen gün " kimseye kara gün göstermesin "Kara gün dostu: Yalnız iyi günlerde değil sıkıntılı üzücü düşkünlük günlerinde de insanın yardımına koşan dostunu yalnız bırakmayan kimse![]() Kara haber: Ölüm veya felâket haberi çok üzücü haber "Fatma kadına bu kara haberi vermeye kimse yanaşmadı "Karalar bağlamak (giymek): Bir felâket dolayısıyla yas tutmak siyah elbise giymek ya da siyah örtü bağlamak![]() Kara liste: Zararlı görülüp cezalandırılmaları öldürülmeleri düşünülen kimseler hakkında tutulan liste "Köy muhtarını da kara listeye almışlar "Karaman`ın koyunu sonra çıkar oyunu: "Dış görünüşe aldanmamalı bir kişi ya da iş olağan görünebilir ancak altından neler çıkabileceği hiç belli olmaz o sonra görünür " anlamında kullanılır![]() Karar kılmak: Dönüp dolaşıp o şeyin üstünde durmak onu tercih etmek birçok şeyi deneyip onu seçmek "Ben bu elbisede karar kıldım "Karda gezip izini belli etmemek: Kimsenin sezemeyeceği biçimde gizli bir iş çevirmek uygunsuz işler yapmak "Onun ne biçim bir insan olduğunu bana sorun; o karda gezer izini belli etmez biridir "Kargacık burgacık: Eğri büğrü kötü okunması güç çarpık düzensiz (yazı)![]() Kardeş payı yapmak: Eşit oranlarda bölmek taksim etmek paylaştırmak "Çok açtılar buldukları ekmeği oracıkta kardeş payı yaptılar "Karga tulumba etmek: Birkaç kişi birini kollarından bacaklarından tutup havaya kaldırmak "Hep birlikte babalarını karga tulumba edip havuzun başına getirdiler "Karınca duası gibi: Çok küçük sık ve okunaksız birbirine girmiş (yazı)![]() Karınca yuvası gibi kaynamak: Çok kalabalık ve hareketli olmak (bir yer) "Pasajın girişi âdeta karınca yuvası gibi kaynıyordu "Karınca kararınca: Az önemsiz ve küçük de olsa gücü yettiği kadar elinden geldiğince "Caminin yapımına karınca kararınca o da katkıda bulunmaya karar verdi "Karman çorman: Karmakarışık çok karışık düzensiz alt üst olup birbirine girmiş "Ortalık karman çormandı nereden işe başlayacağını bilemiyordu "Karnı geniş: Hiçbir şeyi tasa etmeyen titizlenmeyen gamsız umarsız![]() Karnı karnına geçmek: Çok acıkmak çok zayıflamış olmak "Günlerdir ağzına bir lokma koymamıştı karnı karnına geçmiş ve bitap düşmüştü "Karnım tok: "O sözlerine kanmıyorum önem vermiyorum" anlamında kullanılır "Geç babam geç bu sözleri karnımız tok bu sözlere paradan söz et sen verecek misin vermeyecek misin?"Karnı tok sırtı pek: Geçimi iyi hâli vakti yerinde para sıkıntısı olmayan birinin yardımına ihtiyaç duymayan (kimse) "Herkesin karnı tok sırtı pek olacaktır bize güvenin!"
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#5 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Karnı zil çalmak: Çok acıkmış olmak "Bugün hiçbir şey yiyemedim karnım zil çalıyor!"Karşı çıkmak: 1 Gelenleri karşılamak üzere yola ya da kapı önüne çıkmak 2 İleri sürülen fikrin tutulan yolun yanlış olduğunu söylemek "Her fikrime karşı çıkmak zorunda mısın?"Karşı durmak: Bir güce boyun eğmemek direnmek "Düşmana karşı durmak boynumuzun borcudur "Karşı koymak: Engel olmaya çalışmak direnmek güç kullanarak dayanmak boyun eğmemek "Hırsızlar polise silâhla karşı koymaya çalıştılar "Kasıp kavurmak: 1 Bir afet çok zarar vermek mahvetmek 2 Baskı yaparak kıyıcı davranışlarda bulunarak bir topluluğu ezmek; zulmetmek ortalığı korku ve dehşet içinde bırakmak "Eşkıyalar ortalığı kasıp kavurmaya başladılar!"Kaş göz etmek: Kaş ve göz hareketleriyle bir işaret vermeye istediğini bu yolla anlatmaya çalışmak "Kalabalıkta kaş göz ederek Hasan`ı çağırmayı düşündü "Kaşıkla yedirip sapıyla göz çıkarmak: Bir iyilik yaptıktan sonra bu iyiliği hiçe indirecek bir kötülük yapmak![]() Kaşla göz arasında: Çok çabuk kimsenin sezmesine fırsat vermeyecek kadar az bir zaman içinde "Kaşla göz arasında kapıverdi mendili "Kaşlarını çatmak: Kızgın öfkeli ve sinirli olduğunu kaşlarını birbirine yaklaştırarak göstermeye çalışmak "Bana öyle kaşlarını çatıp durma!"Kaş yapayım derken göz çıkarmak: İşi düzelteyim bir iyilik yapayım derken büsbütün bozmak ve büyük bir zarar vermek![]() Katı yürekli: Acımasız merhametsiz acı veren şeylere aldırmayan "Onun gibi katı yürekli bir insan daha görmedim desem yeridir "Kayıtsız kalmak: Umursamamak önem vermemek ilgi göstermemek "Onun bu kötülüklerine kayıtsız kalmak mümkün mü?"Kazan kaldırmak: Yönetime karşı topluca karşı gelmek baş kaldırmak "Maden işçileri kazan kaldırmış diyorlar "Kazık yutmuş gibi: Dimdik (duran oturan yürüyen)![]() Kazın ayağı öyle değil: "Durum mesele senin sandığın gibi değil" anlamında kullanılır![]() Keçileri kaçırmak: Düşünme yeteneğini kaybetmek aklını oynatmak delirmek bunalım içinde olmak "Doktor keçileri kaçırmış diyorlar!"Kedi ciğere bakar gibi (bakmak): İmrenerek iştahla ele geçirme isteği ile bakmak![]() Kedi gibi dört ayak üstüne düşmek: En zor en tehlikeli durumdan zarar görmeden kurtulmak![]() Kedi olalı bir fare tuttu: İlk defa neden sonra kendisinden beklenen bir iş yapabildi "Temsilcimiz nihayet kedi olalı bir fare tuttu yüklü bir iş yakaladı "Kefeni yırtmak: Ağır bir hasta ölüm tehlikesini atlamak "Üzülmeyin kefeni yırttı büyük anneniz "Kel başa şimşir tarak: Pek çok ihtiyaç giderilmeyi beklerken gereksiz özenti ve gösterişi belirtmek için kullanılır ![]() Keli görünmek: Bir kabahati kusuru ortaya çıkmak "Kelinin görünmeyeceğini sanıyordu şapşal!"Kel kâhya: Bilgisi olsun olmasın her işe karışan burnunu sokan![]() Kelle götürür gibi: Gerekli olmayan bir acelecilikle bir şey ulaştıracakmış gibi çok hızlı koşarak![]() Kelleyi koltuğuna almak: Ölümü göze alarak bir işe kalkışmak "Kelleyi koltuğuna alıp düşman karşısına çıkmak her babayiğidin harcı değil "Kemerleri sıkmak: Tutumlu davranmak açlığa ve susuzluğa katlanmak "Kemerleri sıktıra sıktıra millette hâl bırakmadılar "
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#6 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Kem küm etmek: Anlatmak istediğini açık seçik ifade edememek bir soru karşısında bocalayıp cevap bulamayarak anlamsız sözler söylemek "Kem küm etme de ne söyleyeceksen söyle çabuk!"Kendi hâlinde: Sessiz hiçbir şeye karışmayan karışmak istemeyen sakin (kimse) "Yazık olmuş kendi hâlinde biriydi kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazdı "Kendi göbeğini kendi kesmek: İstediği yardım gelmeyince kendi işini kendi yapmak durumunda kalmak "O her zaman kendi göbeğini kendisi kesmiş kimseden yardım beklememiştir "Kendi kendine gelin güvey olmak: Başkalarının ne diyeceğini hesaba katmadan bir işi sadece kendi başına tasarlayıp olmuş sayarak sevinmek "Kendi kendine gelin güvey olmayı bırak bakalım kız ne diyecek bu işe "Kendi kendini yemek: İstediği iş olmadı diye gizli gizli üzülmek kaygı duymak "Kendi kendimi yedim bitirdim bu iş yüzünden "Kendinden geçmek: 1 Kendini kaybetmek bayılmak bilinci işlemez olmak 2 Sevindirici bir olay karşısında coşkuya kapılmak duygulanmak "Dün gece bizim adam yine kendinden geçti hastaneye zor yetiştirdik "Kendinden pay (paha) biçmek: Bir durumu kendi durumu ile ölçüştürmek ![]() Kendine gelmek: 1 Sarhoşluktan bayıldıktan sonra ayılmak 2 Aklı başına gelmek 3 Bozuk olan durumu düzelmek "Oh nihayet kendine geldi bizim adam!"Kendine yedirememek: Yapılan bir işi onur kırıcı görüp kişiliğine dokunmuş sayarak tepki göstermek; kendisinin başkasına yapması söz konusu olan işi kişiliği için uygun görmeyip yapmamak![]() Kendine yontmak: Ortaya çıkan fırsattan yararlanıp başkalarını düşünmeyerek hep kendi çıkarını sağlayacak yönde hareket etmek "Hep kendine yontma biraz da bizi düşün biz de insanız!"Kendini ağır satmak: Kendisinden yapılması istenen işi birçok ricadan birçok ısrardan sonra yapmayı kabul etmek "Kendini ağır satmakla adam olduğunu mu kanıtlayacak?"Kendini alamamak: İstemeyerek bir işi yapmak durumunda kalmak yapmamayı edememek kendini tutamayıp yapmak "Ona bir tokat atmaktan kendimi alamadım işte!"Kendini ateşe atmak: Bilerek zor ve tehlikeli bir işe girişmek "Kendisini ateşe atmasına izin mi vereceksiniz?"Kendini bulmak: 1 İyi bir duruma kavuşmak 2 Kişilik kazanıp olgunluğa erişmek 3 Farkında olmadan bir yere ulaşmış olmak "Nihayet kendimi buldum bundan böyle ekonomik sıkıntı çekmeyeceğim "Kendini dev aynasında görmek: Kendisini olduğundan büyük bir adam sanmak; üstün yetenekli güçlü görmek "Kendini dev aynasında görmekten ne zaman vaz geçeceksin ha!![]() "Kendini dinlemek: 1 Önemsiz küçük rahatsızlıkları büyütmek; hastalık kuruntusu içinde bulunmak 2 Yalnız sakin kalmak "Uzun bir süre kendimi dinledim olup biteni tekrar tekrar gözden geçirdim "Kendini göstermek: 1 Ortaya çıkmak belirmek 2 Beğenilecek takdir edilecek niteliklerini ortaya koymak; gücünü göstermek "Uzun bir aradan sonra sergi açmaya kendini göstermeye karar verdi "
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#7 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Kendini kaptırmak: Bir şeyin etkisinden kendini kurtaramamak "Bu yaştan sonra kendimi sigaraya kaptıracağım hiç aklıma gelmezdi doğrusu "Kendini kaybetmek: 1 Düşüp bayılmak 2 Kızgınlık öfke yüzünden ne yaptığını bilmeyecek hâle gelmek "Bir iki söz söyledikten sonra kendini kaybetti oraya yığılıverdi "Kendini toplamak: 1 Kötü bozuk olan durumunu düzeltmek 2 Bir konu üzerinde dikkatini yoğunlaştırmak 3 Şişmanlamak "Bizim oğlan kendini iyice toparladı şimdi ev almayı düşünüyor "Kendini tutamamak: Bir durum karşısında sessiz ve heyecana kapılmadan durmayı başaramamak kendine hâkim olamamak "Kendimi tutamadım ben de ağlamaya başladım "Kendini vermek: Bir şeye bütün varlığıyla bağlanmak başka şeylerle ilgisini kesip yalnızca onunla ilgilenmek bir şeyi tüm gücüyle yapmaya çalışmak "İşe henüz kendini vermiş sayılmaz "Kendi payıma: "Bana gelince bana kalırsa fikrime göre bana sorarsanız" anlamlarında kullanılır![]() Kendi yağıyla kavrulmak: Elindekiyle yetinmeye kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışmak; ihtiyaçlarını kendi karşılayarak kimseden yardım istememek "Nasıl olalım kendi yağımızla kavrulup gidiyoruz işte![]() ![]() "Kene gibi yapışmak: Yakasını bir türlü bırakmamak; istenmediği hâlde çıkar sağladığı için birinin peşini bırakmamak "Kene gibi yapışmıştı adamın yakasına peşini bir türlü bırakmıyordu "Kesenin ağzını açmak: Bol para harcamaya başlamak "Babam kesenin ağzını açtı nihayet "Keyfinin kâhyası (olmamak): Birisine karışmaya hakkı olmamak istediği gibi yaşamasına engel olmamak "O benim keyfimin kâhyası olamaz ben dilediğim gibi yaşarım karışamaz bana!"Keyif çatmak: Neşeli olmak hoş ve eğlenceli zaman geçirmek "İşi nihayet bitirmiştik sıra şimdi keyif çatmaya gelmişti "Keyif ehli: Rahatına düşkün kimse zevkinden bol bol yararlanan "Oldukça rahat keyif ehli bir insandı "Kılı kırk yarmak: Titizlenmek çok dikkat ederek en ince ayrıntılarına kadar incelemek önemle üstünde durmak "Bir malı almadan önce kılı kırk yararcasına evirir çevirir ve öyle alırdı "Kılına dokunmamak: Bir kimseye zarar verebilecek en ufak davranıştan bile kaçınmak "İnan anne kılına bile dokunmadım kardeşimin!"Kılını bile kıpırdatmamak (veya oynatmamak): Bir durum karşısında en küçük bir tepki bile göstermemek ilgisiz kalmak harekete geçmemek "Onca insan üstüme yürüdü ama o kılını bile kıpırdatmadı "Kıl payı (kalmak): Çok az az bir fark (kalmak) "Araba o hızla virajı alamadı uçuruma yuvarlanmasına kıl payı kalmıştı "Kıran girmek: 1 Daha önce bulunan şey bulunmaz olmak 2 Hayvanlar ya da insanlar arasında öldürücü bir hastalık yayılmak "Kıran girdi bütün koyunlar telef oldu "Kırık dökük: 1 Eski çürük sağlam olmayan değersiz (şey) 2 Düzgün olmayan parça parça dağınık (söz) "Şu kırık dökük eşyaları ortadan kaldırın hemen!"Kırıp geçirmek: 1 Yakıp yıkarak baskı yaparak öldürerek büyük zarar vermek 2 Çok sert davranarak darıltmak 3 Garip olan söz ve davranışlarıyla herkesi güldürmekten katıltmak![]() Kırk dereden su getirmek: Birini kandırmak için çok dolambaçlı gerekçeler ileri sürmek ikna edebilmek için çok uğraşmak "Ne inatçı adammış bir evet demek için kırk dereden su getirtti bana "Kırklara kırışmak: Bir kimse artık ortalıkta görünmez olmak ![]() Kırk tarakta bezi bulunmak: Birbirinden farklı birçok işle uğraşmak birçok ilişkisi bulunmak gizli ilişkileri olmak "Ne iş yaptığı belli değil kırk tarakta bezi var adamın "Kısmeti açılmak: 1 Kazancı artıp bolluğa erişmek 2 Bir kızı isteyenlerin çoğalması "Bu miras kızın kısmetini de açtı hani!"Kısmetini (nimetini) ayağıyla tepmek: Kavuşacağı iyi bir durumu kıymetini bilmeyerek reddetmek; istememek değerlendirememek![]() Kıssadan hisse almak: Bir olaydan anlatılan bir hikâyeden ders almak![]() Kıt kanaat (geçinmek): Yoksulluk içinde zar zor ve güçlükle (geçinmek) "Bir zamanlar biz de kıt kanaat geçiniyorduk "
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#8 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Kıvamına gelmek (bulmak): En uygun zamanında olmak gerekli ve istenilen şartlar yerine gelmek istenilen duruma gelmek![]() Kıyamet kopmak: 1 Kıyamet günü gelmek 2 Bir yerde çok gürültü ve patırtı kavga telâş olmak "Kıyamet günü gelecek ve insanlar sonunda hesaba çekilecekler "Kızarıp bozarmak: Utanarak renkten renge girmek kimi duyguların etkisiyle yüzünün rengi değişmek "Pot kırdığını anlayınca ne yapacağını şaşırdı kızarıp bozaran yüzünü kapatmaya çalıştı "Kızıl (kızılca) kıyamet kopmak: Bir meselede büyük aşırı gürültülü bir kavgaya yol açmak; yüksek sesli tartışma başlatmak "Sizin bostanlara su vermeyeceğim deyince kızılca kıyamet koptu "Kilit noktası: Bütün işlerin çözümlenmesi ona bağlı olan önemli unsur üzerinde durulması gereken en önemli nokta makam veya yer![]() Kimseye eyvallah etmemek: Kimseden yardım ve iyilik beklememek kimsenin minneti altına girmemek "Bu yaşa kadar kimseye eyvallah etmedim bundan sonra da edecek değilim "Kim vurduya gitmek: Bir kargaşa anında ve kalabalık arasında kimin tarafından vurulduğu veya dövüldüğü belli olmamak ![]() Kirişi kırmak: Kaçıp gitmek bulunduğu yerden gizlice ve çabucak ayrılmak "Kavga başlayınca kirişi kırarım diye düşündü "Kirli çamaşırlarını ortaya dökmek: Ayıp suç ve kusurlarını gizli kalmış yolsuzluklarını açığa çıkarmak; açıklamak söylemek "Kirli çamaşırları ortaya dökülünce ne yapacağını şaşırdı "Kitaba el basmak: Elini kutsal kitap olan Kur`ân-ı Kerim üzerine koyarak yemin etmek ![]() Kitabına uydurmak: Kanunî olmayan bir işi kimi boşluklardan yararlanarak kanunî imiş gibi göstermek "İşi kitabına uydurmuşlar çok zengin olmuşlardı "Kof çıkmak: İşe yaramadığı sanıldığı gibi olmadığı boş ve değersiz bir kişi olduğu anlaşılmak![]() Kokusu çıkmak: Gizli yapılmış bir iş daha sonra herkes tarafından bilinir olmaya başlamak "Bu işin kokusu çıkar diye korkuyorum "Kolaçan etmek: Çevresini ya da kendisinden istenilen yeri dolaşıp ne var ne yok diye bakmak olup biteni anlamak amacıyla dolaşmak "Bir kişi etrafı şöyle bir kolaçan etsin de gelsin "Kol kanat olmak: Yardım etmek gözetmek bir kimseyi koruyuculuğu altına almak![]() Koltukları kabarmak: Kendisine ya da yakınlarına yapılan övgüden ötürü kıvanç duyup büyüklenmek böbürlenmek "Oğlun oldukça becerikli dedikleri zaman koltuklarım kabardı doğrusu "Kolu kanadı kırılmak: Çaresiz duruma düşmek bir şey yapamaz hâle gelmek "Kolu kanadı kırılmış bir vaziyette dolaşıyordu "Korktuğu başına gelmek: Endişe duyduğu kaygılandığı olmasını istemediği şeyle karşı karşıya gelmek "Korktuğum başıma geldi ne yapacağım şimdi ben!"Koyun kaval dinler gibi: Düşünmeden hiçbir şeyi anlamadan ne denildiğini kavramadan dinlemek "Beni koyun dinler gibi dinleyip çekip gittiler "Kozunu paylaşmak: Aradaki anlaşmazlığı zora başvurarak üstün olan güce dayandırarak çözümlemek sona erdirmek "Onunla kozunu paylaşmaya can atıyordu "Kök salmak: 1 Bir yere iyice ayrılmamacasına yerleşmek 2 İyice tutunmak köklenmek sağlamlaşmak yayılmak "Onun sevgisi içine iyice kök salmıştı "Kök söktürmek: Uğraştırmak güçlük çıkarmak engel olmak "O takıma kök söktürmeye yemin ettik "Köküne kibrit suyu dökmek: Bir daha belirmeyecek ortaya çıkmayacak biçimde yok etmek ortadan kaldırmak
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#9 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Köprüleri atmak: Girişilen başlanılan bir işten vazgeçmeye ya da geri dönmeye imkânı kalmayacak şekilde kesin bir davranış göstermek; ilişkileri bir daha kurulamayacak biçimde bozmak![]() Kör değneğini beller gibi: Bir değişiklik yenilik düşünmeden hep aynı biçimde davrananların durumunu anlatmak için kullanılır![]() Kör dövüşü: Sonuç alınamayacak ve birbirini engelleyecek biçimde bir birinden habersiz düzensiz ve uyumsuz çabalama![]() Kör kadı: Sözünü esirgemeyen; doğru bildiğini hatır gönül dinlemeden her yerde herkesin yüzüne karşı söyleyen![]() Köstek olmak: Engel olmak "Sen köstek olma yeter "Körü körüne: Düşünüp taşınmadan nasıl sonuçlanacağını hesaplamadan dikkat etmeden "Bu işe öyle körü körüne giremem anladın mı?"Köşe bucak: Göze çarpmayan önemsiz yer![]() Kötüye kullanmak: Suiistimal etmek yetkisini yanlış bir yolda kullanmak istenilmeyen yolda yararlanmak "Benim yumuşaklığımı kötüye kullandı "Kraldan çok kralcı olmak: Birinin davasını ondan daha çok savunur olmak ![]() Kucak açmak: İhtiyaç sahibi birine sığınacak yer vermek onu korumak "Muhtaçlara kucak açmak insanlık görevidir "Kumkumav gibi: Yapayalnız tek başına![]() Kulağı delik: Olup bitenleri çabuk haber alan hemen her şeyden haberi olan "Hasan mı ne kulağı delik adamdır o ne öğreneceksen ona sor "Kulağı kirişte (olmak): Söylenecek sözü gelecek haberi dikkatlice (beklemek) "Kulağınız kirişte olsun ne duyarsanız iletin hemen "Kulağına çalınmak: Bir söz bir haber başkasına söylenirken kendisi de şöyle böyle duymak o"Senin şehre gideceğin kulağıma çalındı ne diyorsun?"Kulağına kar suyu kaçmak: Rahatını bozan bir haber işitmek sıkışık bir duruma düşmek![]() Kulağına küpe olmak: Başına gelen bir işten gördüğü olaydan ders alıp hiç unutmamak "Umarım bu iş senin kulağına küpe olur da aynı hataya bir daha düşmezsin "Kulağını açmak: Bütün dikkatini vererek dinlemek söylenenlere dikkat etmek "Kulağını aç da beni iyi dinle!"Kulağını bükmek: Dikkatli olması için uyarıda bulanmak ![]() Kulağını çekmek: 1 Uyarmak için hafif bir ceza vermek 2 Ceza olarak kulağını büküp çekmek "Şimdi bana kulağınızı çektireceksiniz!"Kulak asmamak: Aldırıp önemsememek dinlememek "Kulak asma sen onun söylediklerine "Kulak dolgunluğu: Duya duya elde edinilen yarı buçuk bilgi ![]() Kulak kabartmak: Çaktırmadan belli etmemeye çalışarak dinlemek "Dayanamayıp yanındakilerin konuşmalarına kulak kabarttı "Kulak kesilmek: Çok iyi bütün dikkatini vererek dinlemek; dikkatini toplayarak duymaya çalışmak "Ne konuştuklarını merak ediyordum yanlarına yaklaşarak kulak kesildim "Kulaklarını çınlatmak: Birini iyi duygularla anmak ![]() Kul hakkı: İslâm dinine göre insanların birbirleri üzerindeki hakları "Öte dünyaya kul hakkıyla gitmem inşallah "Kul köle (veya kurban) olmak: Tam bir doğruluk içinde gönülden bağlanmak bağlılığın gerektirdiği fedakârlığı yapmaya hazır olmak![]() Kulp takmak: Bir kusur bir bahane bulmak![]() Kumpas kurmak: Birini aldatmak için tuzak kurmak gizli bir iş düzenlemek![]() Kundak sokmak: 1 Yangın çıkarmak için bir yere tutuşmuş yağlı bez parçası koymak 2 Ara bozacak bir söz ya da davranışta bulunmak![]() Kurban olayım: 1 Aşırı sevgi ve hayranlık anlatmak için kullanılır 2 Yalvarmak için söylenir "Kurban olayım yavruma dokunmayın!"Kurşuna dizmek: Ölüm cezasını askerî bir birliğin attığı kurşunlarla yerine getirmek sıkılan kurşunlarla öldürmek "Bütün köy halkını kurşuna dizdiler!"Kurtlarını dökmek: Öteden beri yapmak istediği şeyi bol bol yapıp hevesini almak "Bu akşam biraz kurtlarımızı dökelim ne dersin?"
|
|
Deyimler Sözlüğü-K- |
|
|
#10 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-K-Kurt masalı okumak: İnandırıcı gereksiz asılsız sözler (söylemek)![]() Kuru iftira: Hiçbir kanıtı olmayan suçlama " kuru iftiradan korusun hepimizi!"Kuru kalabalık: 1 Yararsız kırık dökük eşya 2 Hiçbir işe yaramayan insan topluluğu "Bu kuru kalabalığa güvenip de sakın yola çıkma "Kuru kuruya: Boşuna boş yere![]() Kuru sıkı: 1 Korkutmak amacıyla söylenen sözler blöf 2 Yalnız barutla sıkılanmış tüfek veya fişek dolgusu![]() Kuş beyinli: Akılsız aptal ahmak![]() Kuş kadar canı olmak: Küçük cılız zayıf çelimsiz bir vücuda sahip olmak![]() Kuş sütüyle beslemek: En pahalı değerli az bulunur besinlerle yiyip içirmek![]() Kuş uçmaz kervan geçmez: Çok ıssız sapa kır insanın uğramadığı yer "Başını alıp kuş uçmaz kervan geçmez bir diyara gitti "Kuş uçurmamak: Hiç kimsenin geçmesine kaçmasına izin vermemek; imkân tanımamak bunun için çok dikkatli davranmak "Sıkı gözcülerdir kuş uçurtmazlar merak etme!"Kuvvetten düşmek (kesilmek): Gücü iyice azalmak ![]() Kuyruğuna basmak: Birini tahrik etmek incitip saldırmasına yol açmak![]() Kuyruklu yalan: İnsanın kanması için süslenmiş büyük yalan "İnanmayın ona söyledikleri kuyruklu yalandan başka bir şey değil!"Kuyruk sallamak: Yaltaklanmak birisine yaranmak için yapmacık davranışlarda bulunup şirin görünmeye çalışmak "Bütün gece boyunca şirket müdürüne kuyruk sallayıp durdu "Kuyusunu kazmak: Birinin kötü duruma düşmesi felâkete uğraması zarar görmesini sağlamak için zemin hazırlamak tuzak kurmak "Adamın kuyusunu kazıp da elinize ne geçecek "Küçük dilini yutmak: Çok şaşmak hayrete düşmek donakalmak hiçbir şey söyleyemez hâle gelmek "Ne o dostum küçük dilini mi yuttun?"Küçük düşürmek: Onurunu kırmak birilerinin yanında itibarını sarsmak ve değerini düşürmek "Dikkatli ol bir pot kırıp da kendini küçük düşürme sakın "Küçük görmek: Önemsememek değer vermemek "Hasmınızı sakın küçük görmeyin çocuklar!"Külâhıma anlat: "Söylediklerin hiç de inandırıcı değil sana inanmıyorum" anlamında kullanılır![]() Külâhını ters giydirmek: Çok kurnaz olmak; oyuna getirmek kendisine iyi davranmayanları bir hile ile yaptıklarına pişman etmek![]() Külâhları değişmek: "Araları bozulmak bozuşmak" anlamında tehdit olarak kullanılır "Hareketlerini düzeltmezsen külâhları değişiriz ona göre!"Kül kedisi: 1 Çok üşüyen ateşin yanından ayrılmayan (kimse) 2 Uyuşuk miskin rahatına düşkün tembel![]() Kül kesilmek: Heyecan ve korkudan yüzünün rengi atmak solmak "Katili karşısında görünce yüzü kül kesildi "Kül olmak: 1 Bir şey bütünüyle yanmak 2 Varını yoğunu yitirmek elinde bulunanlar yok olmak 3 Büyük bir felâkete uğrayıp çok üzülmek![]() Külünü (göğe) savurmak: Bir şeyi tamamiyle bitirip yok etmek harcayıp tüketmek telef edip bir şey bırakmamak![]() Kül yutmamak: Oyuna gelmemek tuzağa düşmemek kurnazca yapılan bir hileye aldanmamak "Bana kül yutturamazsınız diyemem ama yeterince dikkatli olduğumu söyleyebilirim "Künyesi bozuk: Eskiden kötü durumları görülmüş olan kötü işlere girmiş bulunan "Künyesi bozuk diye bu adama hiç kimse iş vermeyecek mi?"Küplere binmek: Haddinden fazla öfkelenme kızmak sağa sola ateş saçmak "Yeni saatimi kırdığımı öğrenen annem küplere bindi "Küpünü doldurmak: Eline geçen fırsatları değerlendirerek çok para biriktirmek "Küpünü doldurmayı becerebilenlerden olamadım hiç "Kürek kadar (pabuç kadar) dili olmak: Hemen her söze cevap yetiştirmek büyüklerine karşı saygısızca karşılıklar verir olmak
|
|
|
|