Deyimler Sözlüğü-T- |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-T-Kaynak:Türkceciler Deyimler Sözlüğü eyimler Sözlüğü-T-[/url] Tabana kuvvet: "Binecek bir şey yok yayan gitmekten başka çare de kalmadı" anlamında kullanılır "Haydi kalkın bakalım tabana kuvvet!"Tabanları kaldırmak: Çok hızlı yürümeye ya da çok hızlı koşarak kaçmaya başlamak "Polislerin geldiğini görünce tabanları kaldırdı "Tabanları yağlamak: 1 Uzak bir yere yayan olarak gitmek için hazırlanmak 2 Hızlıca koşarak kaçmak![]() Taban tabana zıt: Birbirinin tamamen karşıtı olmak birbirine çok aykırı "Taban tabana zıt düşüncelere sahiptiler "Taban tepmek (patlatmak): Yayan olarak çok uzun yol yürümek çok sık gidip gelmek "Kasaba ile köy arasında o iş için az taban tepmedim "Tabanvayla gitmek: Araçla değil de yürüyerek gitmek ![]() Taburcu olmak: İyileşen hasta bakıma gerek duymadığından hastaneden çıkmak "Taburcu olan arkadaşlarını karşılamaya gittiler "Tadı damağında kalmak: Tadını lezzetini bir türlü unutamamak "O kebabın tadı damağımda kaldı "Tadına bakmak: Küçük bir parçasını ağzına alarak lezzetini denemek nasıl olduğunu yoklamak "Yemeğin tadına baktın mı?"Tadına varamamak: Bir şeydeki ince güzelliği duyamamak hissedememek ya da kavrayamamak "Şu dostluğumuzun tadına varamadım daha "Tadında bırakmak: Ölçülü olup aşırılığa kaçmamak "Yeter çocuklar! Tadında bırakın havayı bozacaksınız yoksa "Tadını almak: 1 Bir şeyin lezzetini almak 2 Yaptığı işten zevk duymaya başlamak "O işin tadını aldı bir kez daha peşini bırakmaz "Tadını çıkarmak: Bir şeyin sağladığı güzelliklerden ya da imkânlardan istediği gibi yararlanmak "Şu tatilin tadını çıkarmaya çalışacağım "Tadını kaçırmak: Zevkine varılmaya çalışılan bir şeyde aşırılığa kaçarak olumsuz bir durum oluşturmak zevki bozmak![]() Tadı tuzu kalmamak: Eski zevk veren yanı kalmamak yavanlaşmak güzel ve çekici durumu ortadan kalkmak "İşlerimizin artık tadı tuzu kalmadı "Tahtalı köy: Mezarlık ![]() Tahtası eksik: Aklı noksan deli "O ne biçim hareketti tahtası eksik galiba!"Takım taklavat: Hepsi parçalarıyla birlikte![]() Takıp takıştırmak: Özenerek süslenmek "Takıp takıştırmış öyle çıkmıştı sokağa "Takke düştü kel göründü: Kusuru kabahati örten şey ortadan kalkınca bütün çirkinlikler hileler ayıplar ortaya çıktı![]() Tam adamını bulmak: 1 En uygun kişiyi seçmek 2 En uygunsuz kişiyi seçmek "Tam adamını bulmuşsunuz hani!"Tam takır kuru bakır: İçinde hiçbir şey yok bomboş "Tam takır kuru bakır bir ev bırakıp gitmişler "Tam üstüne basmak: İstenilen şeyi bulmak fikir ve davranışlarında isabet kaydetmek istenilen sözü söylemek![]() Tanrı misafiri: Eve kendiliğinden gelen konuk "O bir Tanrı misafiridir Nasıl kalk git diyebilirim "Taraf tutmak: Bir yanı desteklemek yan çıkmak "Ben sana taraf tutup da onların düşmanlığını kazanma demedim mi?"Tarihe karışmak: Yalnız adı anılır olmak veya etkisi yok olmak ![]() Tası tarağı toplamak: Gitmek üzere bütün eşyasını toplamak "Tası tarağı toplamış arabanın gelmesini bekliyorduk "Taş atmak: Birine dokunacak onu incitecek söz söylemek![]() Taş attı da kolu mu yoruldu?: "Bu kazancı sağlamak için hiç yoruldu mu emek verdi mi para harcadı mı?" anlamında kullanılır![]() Taşa tutmak: Üst üste taş atmak sürekli taşlamak "Çocuklar aşağı yoldan geçen karşı köylüleri taşa tuttular "Taş çatlasa: "Ne yapılsa ne denli zorlansa gerçekleşmesi imkânsız" anlamında kullanılır "Taş çatlasa bu elbise otuz binden fazla etmez "
|
|
Deyimler Sözlüğü-T- |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-T-Taş çıkartmak: Biri ötekinden niteliğiyle üstün olmak "Nezaketiyle akranlarına taş çıkartıyor "Taşı gediğine koymak: Zekice bir hareketle gerekli bir sözü tam zamanında ve yerinde söylemek ![]() Taşı sıksa suyunu çıkarmak: Bedence çok kuvvetli dinç kimse "Taşı sıksa suyunu çıkarır bir adamdı hastalık onu ne hâle getirmiş!"Taş kesilmek: Çok şaşırıp ne yapacağını ne söyleyeceğini bilemez olmak; sesini çıkaramamak hareket edememek "Çocuk sanki taş kesilmişti "Taş üstünde taş bırakmamak (koymamak): Her şeyi yıkıp yerle bir etmek "Belediye araçları gecekonduları yerle bir ettiler taş üstünde taş koymadılar "Taş yürekli: Hiç acıma hissi taşımayan merhametsiz "Taş yürekli herifler çocukları hiç acımadan kurşuna dizdiler "Tatlı dil: Gönül alıcı hoşa giden kırmayan konuşma biçimi ya da söz "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır "Tatlı sert: Kırmamakla birlikte yumuşak da olmayan söz ya da davranış ![]() Tatlı su firengi: Batılılık taslayan Batılı gibi davranan Doğulu Hristiyan![]() Tatlıya bağlamak: Bir anlaşmazlığı tarafları memnun edecek biçimde bir çözüme ulaştırmak "Nihayet işi tatlıya bağladık "Tava getirmek: Gereği kadar ısıtmak ![]() Tavına getirmek: Bir işi en uygun duruma getirmek "Tavına getirip söyle "Tava gelmek: 1 Yumuşamak kanmak 2 Süzülecek duruma gelmek "Söylediğim sözlerle tava geldi; tamam yapalım dedi "Tavır almak (takınmak): Belli bir durum ve davranış almak "Ağabeyim bana niçin karşı tavır aldı bilmiyorum"Tavşana kaç tazıya tut: Birbirine karşı olan tarafları çatışma için kışkırtma davranışlarında yüreklendirme![]() Tavşanın suyunu suyu: İki şey arasında çok uzak bir ilgi olduğunu anlatmak için kullanılır ![]() Tavşan yürekli: Korkak ürkek çekingen "Amma da tavşan yürekli bir adammışsın "Tazıya dönmek: 1 Oldukça zayıflamış olmak 2 Sırılsıklam çok ıslanmış olmak![]() Tebelleş olmak: Kancayı takmak musallat olmak istediğini yaptırıncaya kadar yakasını bırakmamak "Başıma iyice tebelleş oldu nereye gitsem oraya geliyor "Tebdil gezmek: Tanınmamak için kılık değiştirerek gezmek ![]() Tefe koymak: Biriyle ilgili olarak alaylı dedikodu yapmak "Bunlar adamı tefe koyarlar sakın ağzından bir şey kaçırma "Tekbir getirmek: "-ü ekber" diyerek `ın adını yüceltmek ![]() Tekerine çomak sokmak: Birinin yolunda giden işini engellemek aksatmak gibi davranışlarda bulunmak "Adamın tekerine çomak soktular düzenini altüst ettiler "Tekin değil: 1 İçinde cinlerin olduğu kabul edilen bina ya da yer 2 Kendisinde bazı gizli güçlerin olduğu sanılan tehlikeli kabul edilen kimse "O eski ev tekin değil diyorlar "Telâşa düşmek: Heyecanlanmak aceleci olmak![]() Tel çekmek: 1 Telgraf çekmek 2 Telle sınırlandırmak telle çevirmek![]() Telleyif pullanmak: Kimi bezeme teli ve süslerle iyice süslemek "Gelini bir güzel telleyip pulladılar "Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp koymak: Bir meseleyi sürekli anlatmak yeni bir şeymiş gibi birçok defa söz konusu etmek![]() Temel atmak: 1 Bir yapının temellerini yapmaya başlamak 2 Bir işe başlamak ilk davranışta bulunmak girişmek "Evin temelini yarın atacağız inşallah "Temel taşı: 1 Bir yapının temeline konan taş 2 Bir şeye temel olan öğe kişi bir şeyin aslî unsuru en güçlü dayanağı "Bu şiir onun şiir anlayışının temel taşıdır "Temize çekmek: Karalama hâlindeki bir yazıyı yeniden silintisiz ve kazıntısız bir şekilde kâğıda yazmak "Ödevlerinizi temize çekin "Temize çıkmak: Bir kimsenin suçsuz olduğu anlaşılmak "O yapmadı temize çıkacak göreceksin!"Temiz para: 1 Kesintiden sonra elde kalan para miktarı 2 Doğru yoldan kazanılmış para![]() Tencerede pişirip kapağında yemek: Kıt kanat geçinmek olanıyla yetinmek![]() Tencere dibin kara seninki benden kara: "Kötülükte kusur yönünde sen benden daha betersin" anlamında kullanılır![]() Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş: İki değersiz kişi bir araya gelmiş birleşmiş yakışmışlar birbirlerine![]() Tepeden bakmak: Küçümsemek kendini üstün görmek "İnsanlara tepeden bakmayı bırak artık aciz bir varlık olduğunu düşün "Tepeden inme: 1 Beklenmedik şaşırtıcı ansızın gelen 2 Yüksek bir makamdan çıkan buyruk emir "Tepeden inmeyle bir sürü ehliyetsiz adam geçti işin başına "Tepeden tırnağa (kadar): Her yanı baştan aşağı bütün vücudu "Tepeden tırnağa gözden geçirdi ihtiyarı "Tepesi atmak: Çok sinirlenmek birden öfkelenmek "Tepesi atar atmaz salondakileri dışarı çıkardı "Tepesinde havan dövmek: Üst kattakiler gürültü yaparak alt kattakileri rahatsız etmek ![]() Tepesinden (başından) kaynar su dökülmek: Hiç ummadığı bir durumla karşılaşıp derin bir üzüntüye kapılmak sıkıntı içinde kalmak "Hayır cevabını alınca tepesinden kaynar su döküldü "Tepesine binmek: 1 Şımarıklığı sebebiyle her istediğini yapmak yaptırmak 2 Kendinden güçsüzleri ezmek onlara kötü davranmak "Düşmanların tepesine binmek boynumuza borç oldu "Tepesi üstü: Tepe taklak başı yere gelmek üzere "Çocuk sandalyeden tepesi üstü düşmüştü "Tepe tepe kullanmak: Yıpranacağını eskiyeceğini düşünmeden sakınmadan istediği gibi kullanmak "Bu kadar istiyorsan al senin olsun tepe tepe kullan!"Terbiyesini vermek: Yaptığı kırıcı hareketler kullandığı kötü sözler için kendisini sertçe uyarmak azarlamak gerekirse dövmek![]() Tercüman olmak: Başkasının duygusunu düşüncesini dile getirmek anlatmak![]() Ter dökmek: 1 Bir işi yapmak için çok zahmet zorluk çekmek 2 Çok terlemek "Bu işi başarmak için az ter dökmedi "Tereciye tere satmak: Birine çok iyi bildiği bir konuda bilgi vermeye çalışmak ![]() Tere yağından kıl çeker gibi: Hiç kimseye zarar vermeden çok kolaylıkla kimseye hissettirmeden kimi sorumluluklardan kurtularak "Merak etme sen tereyağından kıl çeker gibi halledecektir işi "Tersi dönmek: Şaşkınlıktan bulunduğu ve gideceği yeri kestirememek ![]() Ters tarafından kalkmak: Aksi huysuz ve ters olmak "Ters tarafından kalktın galiba ne dersem tersini yapıyorsun " |
|
Deyimler Sözlüğü-T- |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-T-Ters yüz etmek: İçini dışına altını üstüne getirmek ya da çevirmek "Gömleğin yakasını ters yüzü edip diktim "Ters yüz geri dönmek: İstediğini elde edemeden eli boş dönmek![]() Teselli etmek: Avundurmak acısını gidermeye onu rahatlatmaya çalışmak "Arkadaşını en iyi şekilde teselli ettiğine eminim "Teselli bulmak: Avunmak ![]() Teslim bayrağı çekmek: 1 Yenilgiyi kabullenmek teslim olmak 2 Bir çekişme sonunda karşısındakinin istediğini yapmaya razı olmak "Yakında teslim bayrağını çekerler endişeye kapılmayın "Teslim olmak: 1 Kendinden üstün bir güç karşısında yenilgiyi kabul etmek mücadeleden vazgeçmek 2 Kendini teslim etmek birtakım ellere bırakmak "Teslim olursan kılına dokunulmayacaktır!"Teşrif etmek: Onurlandırmak şereflendirmek![]() Tetikte olmak: Her an uyanık ve hazır bulunmak "Ben size tetikte olun gözünüzü dört açın demedim mi?"Tez canlı: Aceleci sabırsız beklemeye dayanamayan "Bu kadar tez canlı olma!"Tez elden: Çabucak bir an önce çarçabuk "Tez elden hastaneye gitmeli bu yaralı!"Tezgâhı kurmak: İşe başlamak üzere tüm araç ve gereçleri hazırlamak çalışmaya başlamak "Hemen tezgâhı kurup gittiler "Tezkeresini eline vermek: Kovmak işten atmak işine son vermek![]() Tıka basa doldurmak: Doldururken çok bastırıp sıkıştırmak hiç boş yer bırakmamak "Çuvalı tıka basa doldurun ne alırsa kârdır "Tıka basa yemek: Haddinden fazla yemek çok yemek mideyi rahatsız edecek kadar çok yemek "Doymaz çocuk tıka basa doldurdu karnını "Tımarhane kaçkını: Delice işler yapan kimse ![]() Tıpış tıpış yürümek: 1 Kısa adımlarla çabuk yürümek 2 İster istemez bir yere gitmek![]() Tıraş etmek: 1 (Saç sakal) benzeri tıraş işini yapmak 2 Bıkkınlık verecek kadar uzun ve gereksiz konuşmak "Yeni berber iyi tıraş yapamıyor "Tırnak göstermek: Gözdağı vermek korkutmak![]() Tırpan atmak: 1 İstemediği kişilerin bir yerdeki görevlerine son vermek 2 Kırıp geçirmek topluca öldürmek kıyıma uğratmak "Genel müdür olunca ilk işi yardımcılarına tırpan atmak oldu "Tohuma kaçmak: Yaşlanmak evlenme çağı geçip kartlaşmak![]() Tok evin aç kedisi: Varlıklı olduğu hâlde doymayan ihtiyacı olmadığı hâlde aç gözlülük eden her gördüğüne sahip olmak isteyen (kimse) "Bu çocuk da tok evin aç kedisi "Tokat aşketmek: Ansızın el içi ile vurmak ![]() Tok gözlü: Mala paraya yiyeceğe düşkün olmayan; cömert![]() Tok sözlü: Sözünü esirgemeden çekinmeden hatır gönül dinlemeden söyleyen "Rahmetli tok sözlü bir insandı "Tongaya basmak: Tuzağa düşmek "Çok kötü bastı tongaya "Top atmak: İflas etmek "Bu kadar kısa zamanda top atacağımızı sanmazdım "Topa tutmak: 1 Bir yeri top ateşi altında bulundurmak 2 Bir kimseye kırıcı ağır sözler söylemek![]() Topun ağzında: Tehlikeye saldırıya en yakın yerde olmak![]() Toprağı bol olsun: Müslüman olmayan ölülerin anılması sırasında kullanılır Müslüman ölüler için " rahmet eylesin" denir![]() Topu topu: (Azımsanan şeyler için) olup olacağı yalnızca hepsi "Topu topu beş elma almış "Toz kondurmamak: Bir şeyi kusursuz göstermek onda bir kusurun olabileceğini kabul etmemek "Kızına da hiç toz kondurmuyor "Toz olmak: Ortadan kaybolmak kaçmak uzaklaşmak "Çabuk toz olun buradan "Toz pembe görmek: Aşırı iyimser olmak; hemen her aksaklığı üzücü durumları iyimserlikle karşılamak "Hayatı hep toz pembe görmüştür "Tozu dumana katmak: 1 Ortalığı altüst etmek karışıklığa yol açmak gürültü patırtı çıkarmak 2 Çok fazla toz kaldırarak koşmak veya kaçmak "Başıboş sığırlar tozu dumana katarak yokuştan aşağı iniyorlardı "Tur atmak: Dolaşmak dolaşıp gelmek "Evin etrafında iki tur atıp yanıma gelsin "Turnayı gözünden vurmak: Hiç beklenmedik bir kazanç sağlama imkânını ele geçirmek ![]() Turp gibi: Çok sağlıklı sağlam rahatı yerinde "Merak etme turp gibi o "
|
|
Deyimler Sözlüğü-T- |
|
|
#4 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-T-Turşu gibi olmak: Çok yorgun bitkin düşmek "Üç gündür çalışıyoruz turşu gibi oldum hiç hâlim kalmadı "Turşusu çıkmak: 1 Çok yorulmak 2 İyice ezilmek parçalanmak "Armutların turşusu çıkmış yenecek hâlleri kalmamış "Turşusunu kurmak: Bir şeyi kullanmak harcamak gerekirken kıyamamak durumunda söylenir "Kullanmadığı sandalyeyi vermiyor turşusunu kuracak sanki "Tut kelin perçeminden: Güç bir durumda çözümün zor olduğunu anlatmak için kullanılır ![]() Tuttuğu dal elinde kalmak: Dayandığı güvendiği şey önemini kaybederek işe yaramaz hâle gelmek fayda temin edemez olmak![]() Tuttuğunu koparmak: Her girişiminden başarıyla çıkmak her işi becermek "O tuttuğunu koparır bir delikanlıdır güvenin ona "Tutunacak dalı olmamak: Güveneceği dayanacağı kimse bulunmamak "Küçüktüm tutunacak dalım yoktu tek başımaydım "Tuz biber ekmek: 1 Bir yemeğe tuz ya da biber dökmek 2 Bir üzüntünün acısını bir kusurun ağırlığını daha da artırmak "İyi yaptın sanki o günleri hatırlatarak tuz biber ektin kadının yüreğine "Tuz (la) buz olmak: Kırılıp parçalanmak çok küçük parçalara ayrılmak paramparça olmak "Masadan düşen vazo tuzla buz oldu "Tuzlayayım da kokma: Bilip bilmeden konuşanlar yüksekten atanlar düşüncesinde aldananlar için küçümseme sözü olarak kullanılır![]() Tuzluya mal olmak: Oldukça çok para harcanarak sağlanmış olmak "Arabayı tamir ettirdik ama tuzluya mal oldu "Tuzu kuru: Hiçbir derdi sıkıntısı olmayan; kazancı yerinde olduğu için kaygılanmayan "Sana göre hava hoş gülersin oynarsın tuzun kuru nasıl olsa "Tükürdüğünü yalamak: Verdiği sözden geri dönerek benliğini küçültmek "Ben tükürdüğünü yalayan bir insan değilim gideceğim oraya!"Tümen tümen: Pek çok ![]() Türküsünü çağırmak: Birinin hoşuna gidecek davranış ortaya koymak söz söylemek onun tarafını tutmak "Ömrümce onun bunun türküsünü çağırıp durdum yeter artık!"Türkü yakmak: Bir türküye ezgi uydurmak "Sevdiği kıza yanık bir türkü yakmış diyorlar "Tütünü tepesinden çıkmak: Bir acının ateşiyle yanıp tutuşmak çok üzülmek![]() Tüy dikmek: Kötü bir işi ortaya konan bir söz ya da davranışla daha da kötüleştirmek![]() Tüyleri diken diken olmak: Korku heyecan endişe veya üşümekten vücuttaki tüyler kıllar kabarmak dikilmek "Hava buz gibiydi tüylerim diken diken olmuştu "Tüyü düzmek: Önceleri kötü olan kılık kıyafetini düzeltmek iyi yaşama kavuşmuş gibi güzel giyinir olmak
|
|
|
|