![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiTekfir’e Mani Olan Şeyler O halde bir kimsenin küfrüne hüküm vermeden önce şu iki husus üzerinde dikkatle durulması gerekmektedir: 1- Yüce Allah’a karşı yalan iftirada bulunmamak için o işin küfre götürücü olduğuna kitab ve sünnetin delaleti var mı? 2- O hükmün muayyen kişi hakkındaki tekfir şartlarının tam olup, tekfire engel hususların da hiçbir şekilde bulunmayacak şekilde muayyen kişi hakkında uyup uymadığına bakmak ![]() En önemli şartlardan birisi de o kişinin kâfir olmasını gerektiren muhalefetini (aykırı davranışını) bilen birisi olmasıdır ![]() ”Kim kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra peygambere karşı gelir, mü’minlerin yolundan başkasına uyup giderse, onu döndüğü o yolda bırakır ve cehenneme atarız ![]() ![]() Görüldüğü gibi burada cehennem ateşiyle cezalandırılması için rasûle karşı ayrılıkçı tavır takınmanın o kimse için hidayetin apaçık ve besbelli oluşundan sonra şartına bağlanmıştır ![]() Ancak yaptığı muhalif hareketin sonucu olarak küfür yahut bir başka şey mi gerektiğini bilmesi şart mıdır yoksa bunun neyi gerektiğini bilmese dahi sadece aykırı hareket ettiğini bilmesi yeterli midir? Cevab ikincisidir, yani onun muhalif (aykırı) hareket ettiğini bilmesi bu muhalefetin gerektirdiği hükmü vermek için yeterlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kişinin kâfir olduğuna hükmetmenin engellerinden birisi de küfrü gerektiren hususu işlemeğe zorlanmasıdır ![]() “Kalbi imanla dolu olduğu halde zorlanan kimseler müstesna olmak üzere kim imandan sonra Allah’ı tanımaz ve küfre göğüs açarsa, işte Allah’ın gazabı onların üzerinedir ve onlar için çok büyük bir azab da vardır ![]() Kişinin aşırı sevinç, keder, kızgınlık, korku ya da buna benzer herhangi bir sebeb dolayısıyla ne söylediğini bilmeyecek kadar düşünce ve maksadının tamamıyla ortadan kalkması hali de tekfir hükmünü vermenin engellerindendir ![]() ”Hata etmenizden dolayı size bir günah yoktur ama kalblerinizin kastettiği müstesnadır ![]() ![]() Müslim’in, Sahih’inde (s ![]() ![]() ![]() “Allah’ın kulunun tevbesi dolayısıyla kulu tevbe edip kendisine dönüşünden ötürü sevinci bir çölde devesi üzerinde bulunan sonra da yiyeceği, içeceği üzerinde iken devesini elinden kaçırıp, ondan ümit kestiğinden ötürü bir ağaca varıp, gölgesinde bineğinden ümit kesmiş haliyle yatıp uzanmışken ansızın devesini yanıbaşında gören ve yularından tutarak aşırı sevincinden hata ve yanlışlıkla: Allah’ım sen benim kulumsun, ben de senin Rabbinim diyen ve (sevincinden ne dediğini bilemeyecek hale gelen) kimsenin sevincinden daha çok sevinir ![]() Küfre götürdüğü kabul edilen hususda kişinin hak üzere olduğunu zannedecek şekilde tevilde bulunması şeklinde bir şüphe olması da küfrüne hükmetmenin engellerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() el-Muğni (VIII, 131)’de (İbn Kudâme) şöyle demektedir: “Eğer günahsız kimselerin öldürülmesini, şüphe ve tevil sözkonusu olmaksızın mallarının alınmasını helal kabul ederse, yine aynı durumdadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye, İbn Kasım tarafından derlenen fetvalarında (XIII, 30) şöyle demektedir: “Haricilerin ortaya koydukları bid’atin tek sebebi Kur’ân-ı Kerim’i yanlış anlamalarıdır ![]() ![]() Yine aynı cilt, sahife 210’da da şunları söylemektedir: “Hariciler Kur’ân-ı Kerim’in kendisine uyulmasını emrettiği sünnete muhalefet ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine sözü geçen fetvalarında (XXVIII, 518) şunları söylemektedir: “Haricilerin yerileceğine ve sapık olduklarına ittifakla görüş belirten imamlar onların kâfir kabul edilip, edilmeyecekleri hususunda meşhur iki farklı görüş ortaya atmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XXVIII, 518’de de şöyle demektedir: “Şüphesiz ki bu Ahmed ve daha başka diğer imamlarda açıkça zikredilen ifadedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Allah ve Rasûlünün hitabının hükmü tebliğden önce kulların hakkında sabit olup olmayacağı hususunda ilim adamlarının -gerek İmam Ahmed’in mezhebinde, gerekse başkalarının kanaatine göre- üç farklı görüşü vardır ![]() ![]() ![]() ”Biz bir rasûl göndermedikçe de azab ediciler değiliz ![]() ”Müjdeleyici ve korkutucu peygamberler olarak (gönderdik) ki insanların peygamberlerden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın ![]() Buhari ve Müslim’de Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğu kaydedilmektedir: [size="4"]“Allah’tan daha çok (başkasını) mazur görmeyi seven hiçbir kimse yoktur ![]() ![]() Hulasa cahil küfür olan söz ya da yaptığı işlerden dolayı mazurdur ![]() ![]() ![]() Kişi bazan o sözü kendisini yüce Allah’a yakınlaştıracağı zannı ile de söyleyebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif iki husustan sakındırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylelikle onların Musa aleyhisselam’dan gördükleri kavmin bir tanrıları olduğu gibi kendilerine de bir tanrı yapmasını istemelerinin cahillikten ileri geldiğini açıklamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"] Buhari, Tevhid, Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in: “Allah’tan daha gayretli (kıskanç) bir şahıs yoktur” buyruğu; Müslim, Lian ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiPeygamberlerin Düşmanları Şunu bilelim ki yüce Allah’ın bu tevhid ile göndermiş olduğu herbir peygamberin karşısına mutlaka birtakım düşmanların dikilmiş olması, O’nun hikmetlerindendir ![]() “Biz her peygambere ins ve cin şeytanlarını böylece düşman kıldık ![]() ![]() Müellif bu sözleriyle oldukça önemli bir hususa dikkat çekmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ”Biz her peygambere ins ve cin şeytanlarını böylece düşman kıldık ![]() ![]() Bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır: ”İşte böylece biz her peygambere günahkarlardan düşmanlar kıldık ![]() ![]() Bu günahkarlar peygamberlere, onların izinden gidenlere ve getirdiklerine iki husus ile saldırıp, hücum ederler: 1- Şüpheler uyandırmak ![]() 2- Düşmanlık ederek saldırılar yapmak ![]() Şüpheler uyandırmak suretiyle yapılan saldırılara karşılık olarak yüce Allah peygamberlerin düşmanları tarafından saptırılmak istenen kimseler için “yol gösteren ![]() ![]() ![]() ![]() Haksızca yapılan saldırılar karşılığında da yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Peygamberin düşmanlarının yolundan alıkoymak istediği kimselere “yardım eden olarak Rabbin sana yeter” diye buyurmaktadır ![]() O halde yüce Allah peygamberlere, onlara uyanlara hidayet verir, düşmanlarına karşı onlara yardım eder ![]() ![]() ![]() “Hak yardıma mazhar olur, bununla birlikte sıkıntılarla sınanır ![]() Buna hayret etme o halde, işte bu Rahmanın sünnetidir ![]() O halde bizim ümitsizliğe kapılmamız caiz değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#18 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiTevhid Düşmanları’nın Şüpheleri Bazan tevhide düşman olanların pekçok ilimleri, kitabları ve delilleri de bulunabilir ![]() “Peygamberleri onlara apaçık deliller ile geldiğinde onlar yanlarındaki ilim dolayısı ile şımardılar ![]() Yani peygamberlerle mücadele edip, onları yalanlayan düşmanlarının pekçok ilimleri, kitabları ve delil diye adlandırıp, insanlara karşı gerçeği gizledikleri, hakkı batıla karıştırdıkları birtakım şüpheleri bulunabilir ![]() “Peygamberleri onlara apaçık deliller ile geldiğinde onlar yanlarındaki ilim dolayısı ile şımardılar ve alay edegeldikleri şey onları kuşatıverdi ![]() Böyle bir sevinmek (şımarmak) yerilmiş bir şeydir ![]() ![]() ![]() [size="4"]Müellif bu cümlesi ile şuna işaret etmektedir: Bu düşman kesimlerin sahib oldukları bilgi ve şüphelerin neler olduğunu onlara kendi silahlarıyla karşılık vermek üzere bilmemiz gerekir ![]() ![]() ![]() Buna sebeb ise onlar için gerektiği gibi hazırlanması ve getirdikleri ile onlara karşı cevab verebilmek için kendilerindeki kitabın bilgisini bilmesi, öğrenmesi içindi ![]() Bu gerçeği bildiğimize yüce Allah’a giden yolun başında duran, açık seçik konuşan, bilgi ve belge sahibi birtakım düşmanlarının varlığının kaçınılmaz olduğunu bildiğimize göre bize düşen görev Allah’ın dinini bu şeytanlara karşı kendisi ile savaşacağımız silahı teşkil edecek şekilde bilmek görevimiz olarak ortaya çıkmaktadır ![]() “Andolsun senin doğru yolunda onlara engel olacağım ![]() ![]() ![]() Bu gerçeği yani bu düşmanların kitablarının bilgilerinin ve delillerinin bulunduğunu, bunlarla hakkı batıla karıştırdıklarını bildiğimize göre onlara gereken şekilde hazırlanmak görevimizdir ![]() 1- Müellifin Allah ona rahmet etsin işaret ettiği şekilde onların bu tür delillerini ve batıllarını bertaraf edecek şer’î ve aklî delil ve belgeleri bilmek ![]() 2- Onlara karşılık vermek imkanını elde etmek maksadıyla sahib oldukları batılın ne olduğunu bilmek ![]() ![]() ![]() 1- Onlara karşılık verebilmek için sahib oldukları bilgiyi iyice kavraması ![]() 2- Bu gibi kimselere karşı kendileriyle cevab vereceği şer’î ve aklî delilleri iyice anlayıp kavraması ![]() Şu kadar var ki sen Allah’a yönelip, O’nun delil ve açıklamalarına iyice kulak verecek olursan, bunlardan korkma ve üzülme ![]() ![]() Müellif bu sözleriyle yüce Allah’a yönelip, hakkı bilen ve tanıyan kimseleri batıl ehlinin ileri süreceği delillerden korkmaması gerektiğini belirterek yüreklendirmek istemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() “Bunlar abuk sabuk iddialardır, tıpkı can gibi, Hak zannedersin onları fakat hepsi kırılır ve dökülür ![]() [size="4"] Ahmed, Müsned, II, 230; Ebu Davud, 1576 ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#19 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiMuvahhid Olan Kimse Galiptir Muvahhid olup avamdan olan bir kimse bu müşrik alimlerden bin kişiyi dahi yenik düşürür ![]() ”Muhakkak bizim ordumuz elbette onlar galib olanlardır ![]() Müellif şöyle demektedir: Avamdan olan muvahhid bir kimse bu müşriklerden bin tane alimi dahi yenik düşürür ![]() ![]() ![]() Avamdan olan muvahhid kimse tevhidi üç türüyle yani uluhiyet, rububiyet, isim ve sıfatları ile ikrar edip, kabul eden kimse demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Delil ile ve bu delili açıklamaları ile galib gelenler Allah’ın ordusudur ![]() ![]() Müellif Allah’ın ordusu olan, Allah’ın ve Rasûlünün dinine yardımcı olan mümin kullarının insanlara karşı şu iki husus ile cihad ettiklerine işaret etmektedir: 1- Delil ve açıklama: Bu müslümanlara açıkça düşmanlıklarını ortaya koymayan münafıklara karşıdır ![]() ![]() 2- Kendileriyle kılıç ve mızrakla savaşılanlar: Bunlarla açıktan açığa düşmanlıklarını ortaya koyan kimselerdir ![]() ![]() ”Ey peygamber! Kâfirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara karşı sert davran ![]() ![]() Küfürlerini açıkça ilan eden katıksız kâfirlere karşı önce delil ve açıklama yoluyla cihad edilir ![]() ![]() ![]() Müslüman ümmetine düşen görev İslama karşı yöneltilen herbir silaha uygun şekliyle karşılık vermektir ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü asıl beraberinde silah bulunmadığı halde yola koyulmaya çalışan muvahhid için korkmak gerekir ![]() Yani beraberinde silah bulunmadığı halde yolda yürümeye kalkışan muvahhid için ancak peygamber düşmanlarının zarar vereceğinden korkulur ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Görüşünün delilini ispatlamak ![]() 2- Hasmının delilini çürütmek ![]() Kendisinin sahib olduğu hakkı ve hasmının sahib olduğu batılı bilmedikçe buna imkan yoktur, düşmanın ileri süreceği delili çürütebilmeye imkan bulunamaz ![]() Yüce Allah da bize”herşeyi açıklayan bir hidayet, bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olmak üzere kitabı kısım kısım” (en-Nahl, 16/89) indirmiş olduğu kitabını bize lutfetmiş bulunmaktadır ![]() Yüce Allah”önünden ve arkasından da batılın kendisine erişemediği, hikmeti sonsuz, her hamde layık olan tarafından indirilmiş bulunan” (Fussilet, 41/42) özelliklerine sahib pek aziz kitabını bize lutfedip, indirmiş bulunmaktadır ![]() ![]() 1- Herhangi bir şeyi muayyen olarak açıklaması ![]() ”Leş, kan, domuz eti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Açıklamanın açıklama yapıldığı yere işarette bulunmak suretiyle gerçekleşmesi ![]() ”Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiştir ![]() Bu buyruğu ile yüce Allah sünnetin kendisi olan hikmete işaret etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu şunu açıklamaktadır: Biz her hususta o konunun zikir ehli olan yetkin kimselerine baş vururuz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorunuz ![]() Böylelikle yüce Allah bize eşyaya dair bilginin anahtarının o işin zikir ehline yani o işi bilenlerine sormak olduğunu açıklamaktadır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#20 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiKur’an-ı Kerim’in Batılı Yokedişi Batıl peşinde olan bir kimse delil diye bir şey ileri sürecek olursa, mutlaka Kur’ân-ı Kerim’de onu çürüten ve onun geçersiz olduğunu belirten bir buyruk vardır ![]() ”Onlar sana bir örnek getirdikleri her seferinde muhakkak ki sana hakkı ve daha güzel bir açıklamayı getirmişizdir ![]() Batıl peşinden giden bir kişi kendi batılına dair bir delil getirdi mi mutlaka Kur’ân-ı Kerim’de bu batıl delili çürüten bir açıklama vardır ![]() ![]() ![]() Bazı müfessirler bu âyet-i kerime kıyamet gününe kadar batıl ehlinin ileri süreceği herbir delil hakkında umumidir demişlerdir ![]() Müellif Allah ona rahmet etsin muvahhid kimsenin fesahat ve açıklaması ne kadar ileri derecede olursa olsun, muvahhid olmayan kimsenin getirdiği delilinden daha açık ve beliğ bir delil sahibi olacağını belirterek buna yüce Allah’ın: ”Onlar sana bir örnek getirdikleri her seferinde muhakkak ki sana hakkı ve daha güzel bir açıklama getirmişizdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır ki o da şudur: Bir kimse karşı tarafın delilini bilmeden ve o delili çürütmeye, ona karşılık cevab vermeye hazır olmadan hiçbir kimseyle tartışmaya girişmemelidir ![]() ![]() ![]() Daha sonra merhum müellif bu kitabında müşriklerin delil diye ileri sürdükleri herbir hususu sözkonusu edeceğini ve bu şüphelerin üzerindeki kapalılığı giderip, açıklığa kavuşturacağını belirtmektedir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#21 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiBatıl Ehline Cevap Diyoruz ki: Batıl ehline iki yoldan cevab verilebilir ![]() ![]() ![]() “Sana kitabı indiren O’dur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif bu tür şüphelere iki şekilde cevab vereceğini belirtmektedir: Birincisi bütün şüphelere cevab olmaya elverişli genel ve özlü bir cevabtır ![]() İkincisi ise etraflı, tafsilatlı bir cevabtır ![]() ![]() ![]() ![]() ”Bu âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da hikmeti sonsuz ve herşeyden haberdar olan Allah tarafından geniş geniş açıklanmış bir kitabtır ![]() Merhum müellif özet ve kapsamlı cevabında müteşabihin peşinden giden bu gibi kimselerin kalblerinde eğrilik bulunan kimseler olduklarını belirtmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan dolayı sapık kimselerin -bundan Allah’a sığınırız- kendi batıllarının batılını gizlemek amacıyla müteşabih âyetleri ileri sürerek mesela: Yüce Allah şöyle buyururken bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır, peki bu nasıl olur? derler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın da şöyle buyurduğu sahih rivayette sabittir: “Sizler Kur’ân’ın müteşabih olanına uyan kimseleri gördüğünüz vakit işte (bilin ki) Allah’ın kendilerinden söz ettiği kimseler onlardır, onlardan sakınınız ![]() Müellifin de dediği gibi Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın şöyle buyurduğu sahih rivayetle sabittir: [size="4"]“Sizler Kur’ân’ın müteşabih olanına uyan kimseleri gördüğünüz vakit (biliniz ki) işte onlar Allah’ın kendilerinden söz ettiği kimselerdir, onlardan sakınınız ![]() Müellif bu hadisi Kur’ân ya da sünnetten müteşabih olan buyruklara uyarak kendi batılını hak gibi göstermeye çalışan kimselerin yüce Allah’ın ”ama kalblerinde eğrilik bulunanlar” âyeti ile niteliklerini belirtip, kendilerinden söz ettiği bu kimseler olduklarına delil göstermektedir ![]() ![]() ![]() Buna örnek: Müşriklerden biri sana: ”Haberiniz olsun ki Allah’ın velilerine hiçbir korku yoktur ![]() ![]() ![]() Daha sonra müellif bu gibi kimselere şöylece bir örnek vermektedir: Müşrik olan bir kimse sana şöyle der: Yüce Allah: ”Haberiniz olsun ki Allah’ın velilerine hiçbir korku yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sana sözünü ettiğim yüce Allah’ın müşriklerin rububiyeti kabul ettiklerini ve onların kâfir oluşları, meleklere, peygamberlere ve velilere sarılmaktan ve aynı zamanda “bunlar Allah’ın nezdinde bizim şefaatçilerimizdir ![]() ![]() ![]() Müellif müteşabih olan buyrukları, muhkem buyruklara nasıl havale edeceğimizi (onların ışığında müteşabihleri nasıl anlayacağımızı) belirtmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve ey müşrik senin bana Kur’ân-ı Kerim’den ya da Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in sözlerinden aktardığına gelince, ben onun anlamını bilmiyorum ![]() ![]() ![]() Müellifin ifadesi olan “ey müşrik bana Allah’ın kelamı ve Rasûlünün kelamından sözünü ettiklerinin anlamını bilmiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ”Hala onlar Kur’ân’ı gereği gibi düşünmeyeceklerini, eğer o Allah’tan başkasından gelseydi, elbette içinde birbirini tutmayan birçok şeyler bulurlardı ![]() ”Ve biz sana bu kitabı herşeyi açıklayan ![]() ![]() ![]() ![]() ”Ve onlarda iyice düşünsünler diye sana da bu zikri (Kur’ân’ı) indirdik ![]() [size="4"]Allah Rasûlünün sözü de Allah’ın kelamına aykırı olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bütün bunlar biri diğerini destekleyen buyruklardır ![]() ![]() Bu elbetteki çok güzel ve dosdoğru bir cevabtır ![]() ![]() ![]() ”Buna ancak sabredenler kavuşturulur, buna ancak büyük bir pay sahibi olanlar kavuşturulur ![]() Müellifin “bu güzel ve dosdoğru bir cevabtır” ifadesi şu demektir: İnsanın kendisiyle tartışan şahsa Allah’ın buyruğu birbiriyle çelişmez, Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in sözleri de Allah’ın kelamına aykırı düşmez ve yapılması gereken müteşabih olanın muhkeme havale edilmesi (onun ışığında anlaşılması)dır şeklindeki sözleri söyleyen bir kimse oldukça doğru bir cevab vermiş olur ![]() ![]() ![]() ![]() “Fakat onu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"] Buhari, Tefsir, Âl-i İmran suresi; Müslim, İlm, Babu’n-Nehyi ani’t-Tibai Müteşabihi’l-Kur’ân ![]() [size="4"] Buhari, İman, Bab-u Kavli’n-Nebiyyi: Bunyani İslamu ala Hams; Müslim, İman, Bab-u Beyani Erkani’l-İslam ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#22 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği“Biz Allah’a Ortak Koşmuyoruz, Salihleri Aracı Kılıyoruz ![]() ![]() ![]() Etraflı cevaba gelince, şüphesiz Allah düşmanlarının rasûllerin dinlerine karşı kendileriyle insanları bu dinden alıkoydukları çokça itirazları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin: Etraflı cevaba gelince ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sözü edilen Abdu’l-Kadir Musa oğlu Abdu’l-Kadir el-Ceylani’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Onlara yüce Allah’ın kitabında zikrettiği buyrukları oku ve açıkla” ifadeleri ile şunları kastetmektedir: Sen onlara yüce Allah’ın uluhiyetin tevhidine dair sözünü ettiği buyrukları oku, çünkü şanı yüce Allah bu hususu defalarca ele almış, tekrarlayıp durmuştur ![]() ![]() “Senden önce gönderdiğimiz herbir peygambere mutlaka şunu vahyederdik: Benden başka ilâh yoktur ![]() ![]() ”Ben cinleri de insanları da ancak bana ibadet etsinler diye yarattım ![]() ”Allah kendisinden başka hiçbir ilâh olmadığını adaleti ayakta tutarak açıkladı ![]() ![]() ”İlahınız tek bir ilâhtır ![]() ![]() ![]() ”O halde yalnız Bana ibadet edin ![]() Ve buna benzer yüce Allah’ın ibadetinde tevhid edilmesinin ve kendisinden başkasına ibadet edilmemesinin gereğine delalet eden daha birçok âyet-i kerime ![]() ![]() ”Kalbleri onlara inandığı halde zulüm ve büyüklenme sebebiyle onları inkar ettiler ![]() ![]() Şâyet: Bu âyet-i kerimeler putlara ibadet eden kimseler hakkında inmiştir ![]() ![]() ![]() Şâyet kâfirlerin rububiyetin tümüyle Allah’ın olduğuna şahitlik ettiklerine ve onların bu yaptıkları ile şefaattan başka bir şeyi kastetmediklerini kabul etseler, ancak diğer taraftan kendi yaptıkları ile müşriklerin yaptıkları arasında -sözünü ettiği gerekçe sebebiyle- fark gözetilmesini isterse ![]() ![]() ![]() Müellifin: “Bunlar” sözleri ile kastettiği şudur: Eğer müşrikler bu âyetler daha önce putlara ibadet eden müşrikler hakkında inmiştir bu veliler ise put değildirler diyecek olurlarsa, sen de daha önce geçen şekilde ona cevab ver ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sözleri söyleyen kimse müşriklerin rububiyeti kabul ettiklerini yüce Allah’ın herşeyin Rabbi, yaratıcısı ve maliki olduğunu kabul ettiklerini biliyor ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#23 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği“Onların Yalvardıkları da Rablerine Yakın Olmak İçin Yol Ararlar” Böyle diyen kimseye sen de şunu hatırlat: Kâfirlerden kimisi putlara dua (ve ibadet) ediyor, kimisi de Allah’ın dostlarına (velilere) dua ediyordu ![]() ”Onların o yalvardıkları da Rablerine hangisi daha yakın olacak diye yol ararlar ![]() Aynı şekilde o kâfirlerin kimisi Meryem oğlu İsa’ya ve onun annesine dua (ve ibadet) ediyordu ![]() “Meryem oğlu Mesih bir rasûlden başka bir şey değildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin “ona şunu hatırlat” sözleri daha önce geçen: “Şâyet kâfirlerin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar aynı şekilde hristiyanların Meryem oğlu Mesih’e ibadet ettikleri gibi peygamberlere ibadet ediyorlardı ![]() “O günde onların hepsini haşredecek, sonra da meleklere şöyle diyecek: Bunlar mı size ibadet ederlerdi ![]() Böylelikle müşriklerin putlara ibadet ettikleri gerekçesi ile kendisinin putlara ve salih kimselere ibadet etmesi şeklindeki yanlış benzetmesine verilen cevab iki yönüyle açıklık kazanmış olmaktadır: 1- Böyle bir benzetme doğru olamaz ![]() ![]() 2- Bu müşriklerin o putlardan başka kimseye ibadet etmediklerini kabul etsek dahi böyle diyen bir kimse ile o müşrikler arasında hiçbir fark kalmaz ![]() ![]() Ve o kimseye yüce Allah’ın şu buyruğunu da hatırlat: “O günde onların hepsini haşredecek, sonra da meleklere şöyle diyecek: Bunlar mı size ibadet ederlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah’ın şu buyruğunu da hatırlat: “Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara Allah’ı bırakıp da beni ve anamı iki ilâh edinin diye sen mi söyledin diyeceği zaman (İsa) şöyle diyecek: Seni tenzih ederim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin: “Sen ona yüce Allah’ın:”O günde onların hepsini haşredecek, sonra da meleklere şöyle diyecek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah’ın:”Allah: Ey Meryem oğlu İsa ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ona de ki: Sen yüce Allah’ın putlara yönelen kimselerin kâfir olduklarını belirttiği gibi, salihlere (ibadet kastıyla) yönelen kimselerin de kâfir olduklarını belirttiğini ve Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın da onlarla savaşmış olduğunu bilmiyor musun? Müellifin “ona deki ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#24 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği“ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dese ki: Kâfirler o tapındıkları varlıklardan dileklerde bulunuyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Buna cevab şudur: Bu kâfirlerin söyledikleri sözler ile aynıdır ![]() “O’ndan başka veliler edinenler: Biz bunlara ancak bizleri Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz (derler) ![]() ”Bir de: Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir derler ![]() “Dese ki ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle diyene şu şekilde cevab ver: Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın aralarında peygamber olarak gönderildiği müşrikler de böyle idiler ![]() ![]() ![]() ![]() ”Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir derler ![]() Buna göre böyle diyen birisinin hali o müşrikler ile aynı olmaktadır ![]() Şunu bil ki bu üç şüphe onların sahib oldukları en büyük gerekçelerdir ![]() ![]() Müellif: “İşte bu üç şüphe” derken sözü edilen şüpheler şunlardır: Birincisi onların: Biz putlara ibadet etmiyoruz, ancak Allah’ın dostlarına (evliyaya) ibadet ediyoruz şeklindeki sözleridir ![]() İkincisi onların: “Bizler ibadette onlara yönelmiyoruz, onları kastetmiyoruz ![]() ![]() ![]() Üçüncüsü de: “Bizler onlara bize bir fayda sağlasınlar yahut bize zarar versinler diye ibadet etmiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu şüphelerin gerçek yüzü açıkça ortaya çıkmış olduğuna göre bundan sonraki şüphelerin gerçek yüzünün ortaya çıkması daha basit, daha kolaydır ![]() ![]() “Salihlere Sığınmak Onlara Dua Etmek İbadet Değildir!?” Şüphesi Şâyet: Ben Allah’tan başkasına ibadet etmiyorum ![]() Yüce Allah’ın ibadeti yalnız Allah için ihlasla yapmayı farz kıldığını, bunun Allah’ın senin üzerindeki hakkı olduğunu sen de kabul ediyorsun ![]() ![]() Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin ![]() ![]() Bunu kendisine bildirdikten sonra ona şöyle de: Sen bunun Allah’a ibadet olduğunu öğrenmiş oldun mu? Kaçınılmaz olarak evet diyecektir ![]() ![]() Şüpheler uyandıran bu kişi ben Allah’a ibadet ettiğim gibi onlara ibadet etmiyorum, onlara sığınmak ve onlara dua etmek ise bir ibadet değildir diyecek olursa, bu iddiası bir şüphedir ![]() Allah sana ibadeti yalnızca kendisine ihlasla yapmayı farz kılmıştır ![]() ![]() ![]() Müellifin “ona ibadeti açıkla” sözleri şu demektir: Ona ibadetin çeşitlerini açıklayarak şöyle de: Şüphesiz yüce Allah: ”Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ona de ki: Sen bunun bir ibadet olduğunu kabul etmekle birlikte korku ve ümit ile gece gündüz Allah’a dua etsen, sonra da belli bir ihtiyaç için bir peygambere yahutta bir başkasına dua edecek olursan, Allah’a ibadetinde başkasını ortak koşmuş olur musun? Kaçınılmaz olarak: Evet diyecektir ![]() ![]() ![]() ![]() Sen de ona şunu sor: İster bir peygamber, ister bir cin, ister başka herhangi bir yaratılmış için kurban kesecek olursan, sen bu ibadette Allah’tan başkasını ortak koşmuş olur musun? Ortak koşmuş olacağını kabul etmesi ve: Evet demesi kaçınılmaz bir şeydir ![]() “Ona de ki ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra müellif bir başka ibadet çeşidine geçmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine ona de ki: Haklarında Kur’ân’ın indiği müşrikler meleklere, salihlere, lat’a ve başka şeylere ibadet ediyorlar mıydı? Kesinlikle: evet diyecektir ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif “yine ona de ki: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#25 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiRasûlullah’ın Şefaati Şâyet: Sen Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın şefaatini inkar ediyor ve böyle bir şeyin olmadığını mı söylüyorsun? dersen, sen de: Hayır ben onu inkar etmiyor ve onunla ilişkimin olmadığını söylemiyorum ![]() ![]() ![]() “De ki: Bütün şefaat Allah’ındır ![]() Müellif: “Eğer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ”De ki: Bütün şefaat Allah’ındır ![]() ![]() Şefaat yüce Allah’ın: “Onun izni olmaksızın nezdinde kim şefaat edebilir?” (el-Bakara, 2/255) buyruğunda belirtildiği gibi Allah izin vermedikçe gerçekleşmez ![]() ![]() “Onun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ![]() Yüce Allah da tevhidden başkasına razı değildir ![]() “Kim İslam’dan başka bir din ararsa, ondan asla kabul olunmaz ![]() “Şefaat ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci şart yüce Allah’ın şefaate dair izin vermesidir ![]() ![]() İkinci şart ise yüce Allah’ın hem şefaat edecek olandan, hem kendisine şefaat edilecek olandan razı olmasıdır ![]() “O günde rahmanın izin vereceği ve sözünden razı olacağı kimseninki müstesna şefaatin hiçbir faydası olmayacaktır ![]() ”Onun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ![]() ![]() Bilindiği gibi yüce Allah ise bir kimseden ancak tevhid ile razı olabilir, onun küfre razı olmasına imkân yoktur ![]() “Eğer kâfir olursanız, şüphesiz Allah size muhtaç değildir ![]() ![]() ![]() Yüce Allah küfre razı olmadığına göre kâfire şefaat edilmesine de izin vermeyecektir ![]() Şefaat bütünüyle Allah’ın olduğuna, O izin vermeden gerçekleşmeyeceğine, Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in da, başkasının da o kimse hakkında izin vermedikçe kimseye şefaat etmeyeceklerine, yüce Allah da ancak tevhid ehli olan kimselere şefaat yapılmasına izin vereceğine göre açıkça şu anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() “Şefaat tümü ile Allah’ın olduğuna göre ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer: Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’e şefaat verilmiş, ben de ondan Allah’ın verdiğinden istiyorum diyecek olursa, şöyle cevab verilir: Allah şefaati peygamberine vermiş, bununla birlikte sana böyle bir istekte bulunmayı yasaklayarak: “Onun için Allah ile birlikte hiçbir kimseye dua etmeyin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer böyle bir şey söylüyor isen şüphesiz ki yüce Allah’ın kitabında sözünü ettiği salihlere ibadete dönmüş oluyorsun ![]() ![]() Eğer Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’a dua eden müşrik kimse: Allah Muhammed sallallahü aleyhi vesellem’e şefaatte bulunmayı vermiştir ![]() 1- Yüce Allah ona şefaat etmeyi vermiş fakat sana da Allah’a dua ederken O’na şirk koşmayı yasaklayarak: ”Onun için Allah ile birlikte hiçbir kimseye dua etmeyin ![]() ![]() 2- Yüce Allah ona şefaatte bulunmayı vermiş olmakla birlikte o sallallahü aleyhi vesellem Allah izin vermedikçe şefaat de etmez, Allah’ın razı olacağı kimselerden başkasına da şefaat etmez ![]() ![]() 3- Yüce Allah Muhammed sallallahü aleyhi vesellem’den başkasına da şefaat etme imkanını vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan bu şekilde şüpheci müşrik aslında Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’tan kendisine şefaat etmesini istememektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif “melekler şefaat edecektir, evliya şefaat edecektir” şeklindeki sözlerinin dayanağına gelince, Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh ![]() “Melekler şefaat etti, peygamberler şefaat etti ve müminler şefaat etti ![]() ![]() ![]() Müellifin “küçük yaşta ölen çocuklar da şefaat ederler” sözlerinde geçen “el-efrad: küçük yaşta ölen çocuklar” ergenlik yaşına ulaşmadan önce ölen çocuklar demektir ![]() ![]() “Üç tane çocuğu ölen hiçbir müslüman -(yüce Allah’ın bu husustaki) kasemi gereği müstesna- asla cehenneme girmez ![]() Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"] Müslim, İman, Bab-u Marifet-i Tarikı’r-Ru’ya ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#26 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiSalihlere Sığınmak Şirktir Eğer: Ben Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmuyorum, asla ![]() Allah’ın şirk koşmayı, zinayı haram kıldığından daha ağır bir şekilde haram kıldığını kabul ettiğine Allah’ın şirki bağışlamayacağını kabul ettiğine göre peki Allah’ın haram kılmış olduğu ve bağışlamayacağını belirttiği bu husus nedir? Bu (senin açıklamana göre) bilinmeyen bir şeydir ![]() ![]() ![]() Şirk koşan bu şahıs: Ben Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmuyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin “ona: ![]() ![]() ![]() 1- Sen şirki bilmediğin halde, şirkten uzak olduğunu nasıl söyleyebilirsin? Bir şey hakkında hüküm vermeden önce onun ne olduğunun bilinmesi anlaşılması gerekmez mi? Şirki bilmediğin halde ondan uzak olduğuna dair hüküm vermen bilgisizce hüküm vermek olduğundan bu red edilir ![]() 2- Niçin diye sorulur ![]() ![]() ![]() Şirki; Putlara Tapınmaktan İbaret Zannetmenin Yanlışlığı Şâyet: Şirk putlara ibadet etmektir ![]() ![]() Yani bu şüpheci müşrik sana: Şirk putlara ibadet etmektir ![]() Putlara ibadet etmenin mahiyeti nedir? diye sor ![]() ![]() Şâyet: Şirk bir tahtaya, bir taşa yahut bir kabir üzerindeki bir binaya ya da başka bir şeye yönelmek ve ona dua edip, ona kurban kesip, bu yüce Allah’a bizi yakınlaştırır, bereketiyle Allah ondan belaları def eder, bereketiyle Allah ona bize bir şeyler verir demeleridir diyecek olursa, ona şöyle denilir: Evet doğru söyledin ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin “şâyet ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine bu kimseye şöyle denilir: Sen şirk putlara ibadet etmektir derken, maksadın şirkin bundan ibaret olduğunu anlatmak ve salihlere güvenip, onlara dua etmenin bunun kapsamına girmediğini söylemek midir? Böyle bir iddiayı yüce Allah’ın kitabında sözünü ettiği meleklere, İsa’ya ya da salihlere güvenen kimselerin kâfir olduğuna dair açıklamaları reddetmektedir ![]() Bu durumda Allah’a ibadette salih kimselerden herhangi bir kimseyi ortak koşanların yaptıkları bu işin Kur’ân-ı Kerim’de sözü geçen şirkin kendisi olduğunu kaçınılmaz olarak kabul edecektir ![]() ![]() Müellifin: “Yine ona sen şirk putlara ibadet etmekten ibarettir” sözlerinden itibaren “zaten istenen budur” sözlerine kadarki ifadeleri bu tür şüphelere verilen ikinci cevabtır ![]() ![]() ![]() Meselenin özü şudur: O: Ben Allah’a ortak koşmuyorum diyecek olursa, ona peki Allah’a ortak koşmak nedir? Onu bize açıkla denilir ![]() ![]() “Meselenin özü şudur” sözleri şu demektir: Meselenin özü: bu şahıs ben Allah’a ortak koşmuyorum diyecek olursa, sen de ona Allah’a ortak koşmanın anlamı nedir diye sor ![]() ![]() Şâyet o “ortak koşmak, putlara ibadet etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() 1- İbadeti Kur’ân-ı Kerim’in delalet ettiği şekliyle açıklayacaktır, istenen ve kabul edilen budur ![]() ![]() ![]() 2- O ibadetin anlamını bilmemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Allah’a ibadet etmeyi başka bir anlamla açıklaması sözkonusu olabilir ![]() ![]() ![]() Şâyet: Ben Allah’tan başkasına ibadet etmiyorum derse, ona şöyle denilir: Allah’a ibadet etmenin anlamı nedir? Onu bana açıklar mısın? Eğer Allah’a ibadeti Kur’ân’ın açıkladığı şekilde açıklarsa, istenen açıklama şekli budur ![]() ![]() Eğer bunu anlamından başka türlü açıklayacak olursa, sen de Allah’a ortak koşmak ve putlara ibadet etmeye dair açık ve anlaşılır olan âyetlerin ne anlama geldiğini ve onların o yaptıkları ile günümüzde bunların yaptıkları şeylerin aynısı olduğu ifade edilir ![]() Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın, bir ve tek olarak ibadet etmenin onların bize karşı tepki göstermelerine ve tıpkı önceki kardeşlerinin bağırıp çağırdıkları gibi bize karşı bağırıp, çağırmalarına sebeb olduğu anlatılır ![]() “Acaba o bunca ilâhı tek bir ilâh mı yaptı ![]() ![]() Yani yine bu kimseye bir ve tek olarak Allah’a ibadet etmenin, onların bize karşı kendisi sebebiyle tepki gösterip, geçmişlerinin yaptığı gibi bağırıp çağırarak başımıza kıyametleri kopardıkları konum ile aynı olduğu anlatılır ![]() “Acaba o bunca ilâhı tek bir ilâh mı yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#27 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiEskilerin Şirki Şimdikilerden Hafifti Müşriklerin günümüzde “inancın büyüğü” diye ad verdikleri bu hususun Kur’ân-ı Kerim’de belirtilen ve Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın kendisine karşı savaş verdiği şirk ile aynı şey olduğunu bildiğimize göre şunu da belirtelim ki öncekilerin şirki günümüzün şirkine göre iki sebebten dolayı daha hafiftir ![]() ![]() ![]() “Denizde size bir sıkıntı dokunduğu zaman ondan başka taptığınız herkes kaybolur ![]() ![]() ![]() Müellifin “günümüzde müşriklerin ![]() ![]() ![]() ![]() Evvela bunlar hem rahatlık ve bolluk zamanlarında, hem de sıkıntılı zamanlarında Allah’a ortak koşmaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah bir başka yerde şöyle buyurmaktadır: “Sen de ki: Eğer size Allah’ın azabı gelirse yahut size kıyamet gelip çatarsa, Allah’tan başkasını mı çağıracaksınız ![]() ![]() ![]() “İnsana bir zarar isabet etse, o Rabbine dönerek O’na dua eder ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır: “Onları dağlar gibi bir dalga kapladığında dinlerini yalnız Allah’a halis kılanlar olarak O’na dua ederler ![]() Bu da aynı şekilde o müşriklerin rahat ve bolluk zamanlarında Allah’a ortak koştuklarını, azab yahut kıyamet gelip kendilerini bulduğunda Allah’tan başkasına dua etmediklerini göstermektedir ![]() ”Hayır, yalnız O’na yalvarırsınız ![]() ![]() O müşrikler bu hallerinde ortak koştukları varlıkları unuturlar ve Allah’tan başkasına dua etmezlerdi ![]() Bir sonraki âyet (ez-Zümer, 39/8) de önceki iki âyet gibi insanın bir sıkıntı ile karşılaştığında Allah’a yönelerek O’na dua ettiğini fakat Allah’tan bir nimet ile karşılaştığında daha önce dua ettiğini unutup, Allah’a -Allah’ın yolundan saptırmak için- birtakım ortaklar koştuğunu göstermektedir ![]() ![]() Bir sonraki âyette aynı şekilde önceki âyetler gibi bu müşriklerin bolluk ve rahat zamanlarında Allah’a ortak koştuklarını, darlık ve sıkıntılı zamanlarda ise yalnızca Allah’a sığındıklarını göstermektedir ![]() Yüce Allah’ın kitabında açıkladığı bu meseleyi kavrayan bir kimse ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif şunu açıklamaktadır: Kendi dönemindeki müşriklerin şirki Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın döneminin şirkinden daha ağırdı ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu meseleyi kavrayan kimse her iki şirk arasındaki farkı da açıkça anlamış olur ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci hususa gelince, öncekiler Allah ile birlikte peygamber, evliya, melek gibi ya Allah’a yakın kimselere dua ederlerdi yahutta herhangi bir şekilde isyan etmeleri sözkonusu olmayan, Allah’a itaat eden ağaçlara, taşlara dua ederlerdi ![]() ![]() ![]() “İkinci hususa gelince” sözleri şu demektir: Öncekilerin şirk koşmalarının günümüzün insanlarının şirklerinden daha hafif olduğunu açıklamaya dair ikinci husus şudur: Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem dönemindeki müşrikler ya evliyaullah gibi Allah’a yakın kimselere yahutta taş, ağaç gibi Allah’a itaat eden ve O’nun önünde zilletle boyun eğen varlıklara dua ederlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#28 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiBiz Allah’a, Rasûlullah’a ve Ahiret’e İnanıyoruz Diyerek Müşriklikten Sıyrılmak İsteyenlerin Şüphesi Salih kişi yahutta tahta ve taş gibi isyan etmesi sözkonusu olmayan bir varlığa inanan kimse fasıklığı, fesadı tanık olunan ve görülen kimseye inanan şahıstan daha ehvendir ![]() Böylelikle Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın kendileri ile savaşmış olduğu kimselerin bunlara göre daha sağlıklı bir akla sahib oldukları, şirklerinin de daha hafif olduğu açıkça anlaşıldığına göre şunu bilmek gerekir ki bu gibi kimselerin bizim sözünü ettiğimiz hususlara karşılık olarak ileri sürdükleri bir şüpheleri vardır ![]() ![]() ![]() Onlar diyorlar ki: Haklarında Kur’ân-ı Kerim’in nazil olduğu kimseler Allah’tan başka hiçbir ilâhın bulunmadığına şahitlik etmeyen kimselerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif bu ifadeleri ile bu gibi kimselerin ortaya attıkları şüphelerinin en büyüklerinden birisini dile getirmekte ve ona cevab vererek şöyle demektedir: Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in dönemindeki müşriklerin bunlara göre akıl itibariyle daha sağlam, şirkleri itibari ile de daha hafif olduğu açıkça anlaşıldığına göre şunu bilmek gerekir ki onlar şu sözleri ile bir şüpheyi ortaya koymaktadırlar: Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın dönemindeki müşrikler Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik etmiyor ![]() ![]() Gerçekten bu büyük bir şüphedir ![]() Buna verilecek cevab şudur: Bir kimse Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ı herhangi bir hususta tasdik edip de bir başka hususta onu yalanlayacak olursa, o kişinin kâfir olup, İslama girmemiş bir kimse olarak değerlendirileceği hususunda bütün ilim adamları arasında hiçbir görüş ayrılığı yoktur ![]() ![]() ![]() “Oraya bir yol bulabilenlerin o evi haccetmesi Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır ![]() ![]() Müellif şunları söylemektedir: Bu gibi kimseler bu sözü söyleyecek olsalar yani Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna ![]() ![]() ![]() İlim adamları Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın getirdiklerinin bir bölümünü inkar edip, onu yalanlayan kimselerin bütün getirdiklerini yalanlayarak inkar eden kimse gibi olduğunu, peygamberlerden birisinin peygamberliğini inkar edenin bütün peygamberlerini inkar eden kimse gibi olduğunu icma ile ifade etmişlerdir ![]() ”Şüphe yok ki Allah’ı ve peygamberlerini inkar ederek kâfir olanlar bir de Allah ve peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler ve: Kimine inanırız, kimini inkar ederiz diyenler, böylece bunun arasında bir yol tutmaya yeltenenler, işte onlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir ![]() Yüce Allah’ın İsrailoğulları hakkındaki şu buyruğu da bunu gerektirmektedir: “Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıyorsunuz da, bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? İçinizden böyle yapanların cezası dünyada horlanmaktan başka bir şey değildir ![]() ![]() ![]() Daha sonra müellif bunlara birtakım misaller vermektedir: Birinci örnek namazdır ![]() ![]() “Yahut tevhidi kabul edip ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü örnek sözü edilen hususların farz olduğunu kabul etmekle birlikte, namazın farz olduğunu inkar eden kimsedir, bu da kâfirdir ![]() Dördüncü örnek ise bütün bunları kabul etmekle birlikte haccın farziyetini inkar eden kimsedir, böyle birisi de kâfirdir ![]() ”Oraya bir yol bulabilenlerin o evi haccetmesi Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır ![]() ![]() Müellifin: “Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in dönemindeki birtakım insanlar haccın farziyeti emrini kabul etmeyince ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kim bütün bunları kabul eder ve öldükten sonra dirilişi inkar ederse, yine icma ile kâfir olur, onun kanı ve malı da helal olur ![]() Müellifin: “Kim bütün bunları kabul ederse” sözleri şu demektir: Yani Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna namazın, zekatın, orucun ve haccın farz olduğuna tanıklık etmekle birlikte öldükten sonra dirilişi yalanlayacak olursa, yüce Allah’ın şu buyruğu dolayısı ile kâfir olur: “Kâfir olanlar öldükten sonra asla diriltilmeyeceklerini iddia ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif ayrıca bu hususta icma bulunduğunu da belirtmektedir ![]() Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Şüphe yok ki Allah’ı ve peygamberlerini inkar ederek kâfir olanlar bir de Allah ve peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler ve: Kimine inanırız, kimini inkar ederiz diyenler, böylece bunun arasında bir yol tutmaya yeltenenler, işte onlar gerçek kâfirlerin ta kendileridirler ![]() ![]() Müellifin: “Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: ”Şüphe yok ki Allah’ı ve peygamberlerini inkar ederek kâfir olanlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah Kitab-ı Keriminde Kitabın bir bölümüne iman edip, bir bölümünü inkar edenin gerçekten kâfir olduğunu açıkça ifade etmiş olduğuna göre bu husustaki şüphe de ortadan kalkmış olmaktadır ![]() ![]() Ben bu mektuba dair herhangi bir şey bilemiyorum ![]() ![]() Yine şöyle denilmektedir: Sen Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ı her hususta tasdik edip, namazın farz olduğunu inkar eden kimsenin icma ile kanı ve malı helal bir kâfir olduğunu kabul ettiğine göre aynı şekilde ölümden sonra diriliş dışında herbir şeyi kabul edenin de bu durumda olduğuna yine ramazan ayı orucunun farz olduğunu inkar etmekle birlikte, diğer bütün hususları tasdik etmesi halinde de bu durumda olduğunu ve bu hususta mezheb alimlerinin herhangi bir görüş ayrılıkları bulunmadığını kabul ettiğine göre -daha önce sözünü ettiğimiz gibi- Kur’ân-ı Kerim de bunu böylece ifade ettiğine göre; anlaşılmaktadır ki: Tevhid Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in getirdiği en büyük bir farzdır ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin: “Yine şöyle denilir: Sen ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ”Senden önce gönderdiğimiz her bir peygambere mutlaka şunu vahyederdik: Benden başka ilâh yoktur ![]() ![]() Üstelik tevhid farziyetlerini inkar eden kimsenin kâfir olmasını gerektiren bütün bu farzların esasıdır ![]() ![]() “Andolsun sana ve senden öncekilere vahyolundu ki: Eğer şirk koşarsan, andolsun ki amelin boşa çıkar ve muhakkak zarar edenlerden olursun ![]() ![]() Namazın, zekatın, orucun ya da haccın farz olduğunu inkar eden ya da ölümden sonra dirilişi inkar eden bir kimse kâfir olduğuna göre tevhidi inkar edenin daha ileri derecede, daha açık ve seçik bir şekilde kâfir olacağı ortadadır ![]() Yine şöyle denilir: İşte Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın ashabı onlar halife oğulları ile savaştılar ![]() ![]() Eğer (şüphe sahibi kişi) onlar: Müseylime de bir peygamberdir diyorlardı diyecek olursa, sen de onlara şu cevabı ver: Herhangi bir kimseyi peygamber mertebesine yükselten kişi kâfir olup, malı ve kanı helal olduğuna, getirdiği şehadet kelimesinin, kıldığı namazın kendisine faydası olmadığına göre, Şemsan’ı, Yusuf’u yahutta bir sahabiyi ya da bir peygamberi göklerin ve yerin yaratıcısı mertebesine yükseltenin hali ne olur? Allah her türlü eksiklikten münezzehtir ![]() ![]() ”İşte bilmeyenlerin kalbleri üzerine Allah böyle mühür vurur ![]() Müellifin “yine şöyle denilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “İşte bilmeyenlerin kalbleri üzerine Allah böyle mühür vurur ![]() Yine şöyle denilir: Ali b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin: “Yine şöyle denilir: Ali b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peki ashab-ı kiram bunların öldürülmeleri üzerinde nasıl icma etmişlerdi ![]() ![]() Yine şöyle denilir: Abbasiler döneminde mağrib ve Mısır’ı ele geçiren Ubeyd el-Kaddah oğullarının hepsi Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin “yine şöyle denilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine şöyle denilir: Bundan öncekiler ancak şirk ve rasûlü, Kur’ân’ı yalanlamayı, öldükten sonra dirilişi inkar etmeyi ve buna benzer hususları birlikte yaptıkları için ancak kâfir oldukları söylenecek olursa, o halde her mezhebteki ilim adamlarının “mürtedin hükmü bahsi” diye sözünü ettikleri açıklamalar ne anlama gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin: “Yine şöyle denilir: Öncekiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif şunu söylemek istiyor: Bu kimselerin ileri sürdükleri şüpheleri bertaraf eden hususlardan birisi de her mezhebin fıkıh alimlerinin kitablarında “mürtedin hükmü bahsi”ni sözkonusu etmiş olmaları ve burada pekçok türden hususları zikretmiş olmalarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Yine şöyle denilir: Yüce Allah’ın haklarında: “Onlar (o sözü) söylemediklerine dair Allah’a yemin ederler ![]() ![]() ![]() “De ki: Allah ile O’nun âyetleriyle ve Rasûlü ile mi eğleniyordunuz? Özür dilemeyin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin “yine şöyle denilir: yüce Allah’ın haklarında: ”(O sözü) söylemediklerine dair Allah’a yemin ederler ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci olay, yüce Allah Peygamber sallallahü aleyhi vesellem ile birlikte namaz kılan, zekat veren, hacceden, cihad eden ve Allah’ı tevhid eden kimseler olmalarına rağmen küfür(ü gerektiren) sözü söyleyen münafıkların kâfir olduklarına hüküm vermiştir ![]() İkinci olay yüce Allah, Allah ile âyetleri ve rasûlü ile alay ederek: “Biz şu bizim Kur’ân okuyanlarımız gibi midelerine daha düşkün, dilleri daha yalancı ve düşmanla karşılaşılması halinde daha korkak kimseler görmedik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"] İbn Cerir et-Taberî, X, 172; İbn Kesir, II, 381 ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#29 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği“Bize Bir İlah Yap Diyenler Kafir Olmadıklarına Göre ![]() ![]() ![]() Yine buna dair delillerden birisi de yüce Allah’ın müslüman olmalarına, bilgilerine ve salih kimseler olmalarına rağmen Musa aleyhisselam’a: “Onların nasıl ilahları varsa, sen de bize böyle bir ilah yap ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna cevab şudur: İsrailoğulları bu işi yapmadılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"]Müellifin: “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu Musa ve Muhammed (ikisine de selam olsun)’in böyle bir teklifi son derece büyük bir tepkiyle karşıladıklarını göstermektedir ![]() ![]() ![]() Bazı müşrikler bu delile dair şüpheler ortaya koyarak şöyle demişlerdir: Ashab da, İsrailoğulları da bu teklifleri dolayısıyla kâfir olmamışlardı ![]() ![]() Şu kadar var ki bu kıssa şunu ortaya koymaktadır: Müslüman -hatta ilim adamı olan bir kimse- bazan farkında olmaksızın bazı şirk çeşitleri içerisine düşebilir ![]() ![]() Müellif bu ifadeleriyle bu kıssanın ifade ettiği birtakım hususları açıklamaya geçmektedir ![]() ![]() Evvela insan ilim adamı olsa dahi şirkin bazı türlerini farkedemeyebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine bu olay şunu anlatmaktadır: Gayret gösteren bir müslüman eğer küfrü gerektiren bir sözü bilmeksizin söyleyecek olur da bunu farkeder ve derhal tevbe edecek olursa, bundan dolayı kâfir olmaz ![]() ![]() “Yine bu iki olay şunu ifade eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Bu olayların) ifade ettikleri diğer bir husus da şudur: Bir kimse böyle küfrü gerektiren bir söz söyleyecek olursa, Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın yaptığı gibi ona oldukça ağır sözlerle karşılık verilir ![]() Müellifin: “İfade ettiği diğer husus da şudur: Bir kimse ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müşriklerin bir şüphesi daha vardır ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"]Müellifin: “Müşriklerin bir diğer şüphesi daha vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu cahil müşriklere şöyle denilir: Bilindiği gibi Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem la ilâhe illallah dedikleri halde yahudilerle savaşmış ve onları esir almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin: “Bu cahil müşriklere şöyle denilir ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Peygamber sallallahü aleyhi vesellem la ilâhe illallah demelerine rağmen yahudilerle savaşmış ve onları esir almıştır ![]() 2- Ashab-ı kiram la ilâhe Muhammedu’r-Rasûlullah demelerine, namaz kılmalarına ve müslüman olduklarını ileri sürmelerine rağmen Hanife oğullarıyla savaşmışlardır ![]() 3- Ali b ![]() ![]() ![]() Bu cahiller de şunu kabul etmektedir ki: Öldükten sonra dirilişi inkar eden kâfir olur ve öldürülür, isterse la ilâhe illallah desin ![]() ![]() ![]() Müellifin: “Bu cahiller de şunu kabul etmektedir: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat Allah’ın düşmanları hadislerin manasını anlayamamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin: “Fakat Allah’ın düşmanları bu hadisin ne anlama geldiklerini kavrayamamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Durum her ne olursa olsun Üsame radıyallahu anh ![]() ![]() Aynı şekilde diğer hadisin ve benzerlerinin de anlamı belirttiğimiz üzere şöyledir: Tevhidi ve İslamı izhar eden kimseye buna aykırı bir hal ortaya çıkıncaya kadar el uzatmamak gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"]Müellifin: “Diğer hadis ve benzerlerinin anlamı da ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"]Aynı şekilde yahudilerle savaşmak ve Halife oğulları ile ashabın savaşmaları ile ilgili sözünü ettiğimiz hususlar da böyledir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu da ‘la ilâhe illallah’ sözünü mücerred söylemenin öldürülmekten alıkoymaya yeterli sebeb olmadığı, aksine eğer onunla savaşmayı gerektiren bir sebeb bulunacak olursa, bu sözü söyleyen kimse ile savaşmanın caiz olduğudur ![]() [size="4"] Tirmizi, 1771 nolu hadis, Tirmizi: Hasen, sahih bir hadistir demiştir ![]() [size="4"] Buhari, 3269; Müslim, 96 nolu hadisler ![]() [size="4"] Buhari, 1399; Müslim, 20 nolu hadisler ![]() [size="4"] Buhari, 6930 ve Müslim 1068 nolu hadisler ![]() [size="4"] Hadisi İbn Cerir et-Taberi, XXVI, 123’te, İbn Kesir, IV, 187’de rivayet etmiş ve şunları söylemiştir: “Bu hadisin değişik rivayet yolları vardır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#30 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği“Kıyamet Gününde Rasullerden Yardım Dilenecek” Şüphesi Bu gibi kimselerin bir diğer şüphesi daha vardır ![]() ![]() ![]() Buna şu sözlerimizle cevab verebiliriz: Düşmanlarının kalblerini mühürleyen Allah’ı her türlü eksiklikten tenzih ederiz ![]() ![]() “Taraftarlarından olan kişi düşmanından olana karşı kendisinden yardım (istiğase) istedi ![]() Nitekim bir kimse savaş ya da başka hallerde yaratılmışın güç yetirebileceği şeyler hususunda arkadaşlarından yardım ister (istiğasede bulunur) ![]() ![]() Müellifin: “Onların bir diğer şüphesi daha vardır” sözleri ile kastettiği şudur: Allah’tan başkasından yardım istemenin şirk olmadığına dair şüphelerini kastetmektedir ![]() Evvela bu yaratılmış birisinden güç yetirebileceği bir hususta yardım dilemek (istiğase)dir ![]() “Taraftarlarından olan şahıs düşmanından olana karşı kendisinden yardım (istiğase) istedi ![]() İkinci cevab: İnsanlar bu şerefli peygamberlerden içinde bulundukları sıkıntılı hali bizzat kendileri açıp gidersinler diye yardım istemeyeceklerdir ![]() ![]() ![]() Bu husus böylece sabit olduğuna göre insanların kıyamet gününde peygamberlerden yardım istemeleri (istiğase) ve onlardan yüce Allah’a insanları hesaba çekmesi için dua etmelerini sonunda cennete gidecek olanların hesab yerindeki sıkıntılardan rahata kavuşmalarını istemeleri maksadı ile olacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|