![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiŞÜPHELERİ YOKEDEN TEVHİD GERÇEĞİ İbn ‘Useymîn Çeviren M ![]() Besmele’nin Şerhi Bismillahirrahmanirrahiym [size="3"]Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla Müellif Allah ona rahmet etsin besmele ile başlayan yüce Allah’ın kitabına uyarak ve Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın izinden giderek eserine besmele ile başlamıştır ![]() ![]() Burada “besmele”nin: Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile yazmaya başlarım, takdirinde olması uygundur ![]() 1- Yüce Allah’ın adı ile başlayarak, O’nun adının bereketinden faydalanmak ![]() 2- Münhasıran Allah’ın adıyla başlandığını anlatmak, çünkü taalluk eden lafzın burada” bismi: adıyla” öne alınması hasr ifade eder ![]() ![]() ![]() “Allah” lafza-i celâli şanı yüce ve mübarek yaratıcımızın özel adıdır ![]() ![]() ”Bu, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; yegane galib, hamde layık olan, göklerde ve yerde bulunan herşey kendisinin olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitabtır ![]() Bizler “Allah” lafza-i celâlinin bir sıfat olduğu görüşüne katılmıyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Rahmân: Yüce Allah’a has ve ondan başkası hakkında kullanılmayan isimlerden birisidir ![]() ![]() Rahîm: Yüce Allah hakkında da, başkası hakkında da kullanılabilen bir isimdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bil ki -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- tevhid; yalnızca yüce Allah’a ibadet etmek demektir ![]() İlim ve İdrak Bilmek (ilim), bir şeyi bulunduğu hal üzere kesin bir şekilde idrâk etmek demektir ![]() 1- İlim -tarifi az önce geçti- 2- Basit cahillik: Bütünüyle idrak edememek demektir ![]() 3- Mürekkeb cehalet: Bu da bir şeyi üzerinde bulunduğu halin dışında, ondan farklı bir şekilde idrâk etmektir ![]() ![]() 4- Vehim: Böyle olmadığını tercih etmeye sebep teşkil edecek şekilde bir ihtimal bulunmakla birlikte, bir şeyi (belirli bir şekilde) idrâk etmektir ![]() 5- Şek (şüphe): Eşit derecede zıt bir ihtimalin varlığı ile birlikte bir şeyin idrâk edilmesidir ![]() 6- Zan: Daha az tercih edilecek bir ihtimalin varlığı ile bir şeyi idrak etmektir ![]() İlim zaruri (zorunlu, kesin) ve nazarî olmak üzere iki kısma ayrılır ![]() ![]() ![]() Nazarî ilim ise abdeste niyetin vacib oluşunu bilmek halinde olduğu gibi, aklen düşünmeyi ve istidlâli gerektiren bilgidir ![]() Rahmet ve Mağfiret “Allah’ın rahmeti üzerine olsun” ifadesi istediğini kendisi ile elde edebileceğin ve çekindiğinden de sakınabileceğin Allah rahmetini senin üzerine bol bol indirsin demektir ![]() ![]() Bu anlamı “rahmet”i tek başına zikretmek halindedir ![]() ![]() [size="3"] Dar alana blok edilerek iri harflerle yazılan bölümler, İmam Muhammed b ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiTevhid’in Çeşitleri Tevhid: Sözlük anlamı itibariyle bir şeyi bir kılmak, bir bilmek demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Terim olarak da -müellif- tevhidi “tevhid yalnızca yüce Allah’a ibadet etmektir” diye tanımlamış bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Müellifin -Allah ona rahmet etsin- kastettiği tevhid, gerçekleştirmek için peygamberlerin gönderildiği tevhiddir ![]() ![]() Diğer taraftan tevhidin daha genel bir tanımı da vardır ![]() ![]() 1- Rubûbiyetin tevhidi: Yaratmak, malik olmak ve tedbir ve idare bakımlarından yüce Allah’ı bir ve tek kabul etmektir ![]() ”Allah herşeyin yaratıcısıdır ![]() “Gökten ve yerden size Allah’tan başka rızık veren herhangi bir yaratıcı var mıdır? O’ndan başka hiçbir ilah yoktur ![]() Yine yüce Allah şöyle buyurmaktadır: ”Bütün mülk elinde bulunanın şanı ne yücedir! O, herşeye kadirdir ![]() ”İyi bilin ki yaratmak da, emretmek de yalnız O’nundur ![]() 2- Ulûhiyetin tevhidi: Bu da yalnızca yüce Allah’a ibadet etmesi demektir ![]() ![]() 3- İsim ve sıfatların tevhidi: Allah’ın kitabı ve Rasûlünün sünnetinde vârid olmuş isim ve sıfatları ile Allah’ı birlemek demektir ![]() ![]() ![]() Dinin Maksadı O, Allah’ın rasûllerini kullarına kendisi ile gönderdiği dinidir ![]() Müellifin maksadı burada ulûhiyetin tevhididir ![]() ![]() “Andolsun ki biz her ümmet arasında: Allah’a ibadet edin ve tağuttan uzak durun diye bir peygamber göndermişizdir ![]() “Senden önce gönderdiğimiz her bir peygambere mutlaka şunu vahyederdik: Benden başka ilâh yoktur ![]() ![]() İşte Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in kendileriyle savaştığı, kanlarını, mallarını, topraklarını, yurtlarını, kadın ve çocuklarının esir alınmasını mübah kıldığı müşriklerin sapıklığa düştüğü tevhid çeşidi budur ![]() Bu tevhidi ihlâl eden bir kimse müşrik bir kâfirdir ![]() ![]() O halde yüce Allah’ın ibadette tevhidi, kullarına -müellifin de belirttiği gibi- rasûllerini kendisi ile göndermiş olduğu rasûllerin dinidir ![]() ”Andolsun biz Nuh’u kavmine göndermiştik: Şüphesiz ki ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım ![]() ![]() Yine yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Âd kavmine kardeşleri Hûd’u (gönderdik) ![]() ![]() ![]() ”Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i gönderdik ![]() ![]() “Medyene de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeğiİlk Rasul O rasûllerin ilki Nuh aleyhisselam’dır ![]() ![]() Nuh’un rasûllerin ilki olduğu bir gerçektir ![]() ![]() ![]() ”Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi muhakkak biz sana da vahyettik ![]() (Kıyamet arasat’ındaki) şefaat olayını anlatan sahih hadiste de şöyle denilmektedir: [size="4"]“İnsanlar Nuh aleyhisselam’a varırlar ve ona şöyle derler: Sen Allah’ın yeryüzünde rasûl olarak gönderdiği ilk rasûlsün ![]() O halde ilim adamlarının icmaı ile Nuh’tan sonra rasûl yoktur ![]() Buna göre kitab, sünnet ve icma ile ilk rasûl Nuh aleyhisselam’dır ![]() Nuh aleyhisselam ulu’l-azm (azim sahibi) olan beş rasûlden birisidir ![]() ![]() ![]() Dinde Aşırılık Kavminin bu salih kimseler hakkında aşırıya gitmiş olduklarına gelince: Yüce Allah Nuh aleyhisselam’ı kavmine salihler hakkında aşırıya gitmeleri üzerine peygamber olarak göndermiştir ![]() ![]() Aşırıya kaçmak (el-ğuluv): ibadet etmekte, amelde, övgüde yermek yahut övmekte haddi aşmak demektir ![]() 1- Akidede aşırılık: Kelâmcıların Allah’ın sıfatları hususunda aşırıya kaçmalarında olduğu gibi akidede aşırılık ![]() ![]() Orta yol ise Allah’ın kendi zatı için ya da rasûlünün onun hakkında sabit olduğunu belirttiği isim ve sıfatları herhangi bir tahrif ve ta’tile, keyfiyetlendirme ve temsile gitmeksizin kabul etmektir ![]() 2- İbadetlerde aşırıya kaçmak: Büyük günah işleyen kimsenin kâfir olduğunu kabul eden hariciler ile büyük günah işleyen bir kimse iki konum arasında bir yerdedir (el-menziletu beyne’l-menzileteyn) diyen mutezilenin aşırıya kaçmaları gibi ![]() ![]() ![]() Orta yol ise ehl-i sünnet ve’l-cemaatin benimsediği: masiyet işleyen bir kimsenin masiyeti oranında imanında bir eksilme sözkonusudur, şeklindeki görüşleridir ![]() 3- Muamelâtta aşırıya kaçış: Bu da herbir şeyi haram kılmak hususunda işi sıkı tutmaktır ![]() ![]() Bunun ortası, adalet ilkesine dayalı muamelâtın helâl olduğunu söylemektir ![]() ![]() 4- Geleneklerde (âdetlerde) aşırılık: Bu da eski geleneklere sarılmakta işi sıkı tutup, onlardan daha hayırlı olanlara geçmemektir ![]() Eğer gelenekler maslahatlar itibariyle birbirine eşit ise insanın bulunduğu halini sürdürmesi sonradan gelen gelenekleri kabullenmesinden iyidir ![]() Salih Zat Salih zat; hem yüce Allah’ın hem de Allah’ın kullarının haklarını gereği gibi yerine getiren kimse demektir ![]() Ved, suvâ’, yağûs, yeûk ve nesr ise Nuh aleyhisselam’ın kavmi arasında vaktiyle salih kimseler olan birtakım kimselerin putları idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yorumun açıklanmaya ihtiyacı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ”Nuh dedi ki: Rabbim gerçek şu ki bunlar bana isyan ettiler ![]() ![]() ![]() O halde âyetin zahiri Nuh kavminin bu putlara ibadet ettiklerini, onun da bu işten uzak durmalarını kendilerine telkin ettiğini göstermektedir ![]() ![]() ![]() [size="4"] Buharî, Tevhid, Babu Kelâmillahi Maa’l Enbiya; Müslim, Kitabu’l-İman, Bab-u Edna Ehli’l-Cenneti Menzilen ![]() [size="4"] Buhari, Tefsir, Suretu Nuh, Hadis no: 4636 ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiSon Rasul ve İsa Rasûllerin sonuncusu da Muhammed sallallahü aleyhi vesellem’dir Bunun delili yüce Allah’ın:”Muhammed sizin adamlarınızdan kimsenin babası değildir ![]() ![]() ![]() O halde Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’den sonra hiçbir peygamber gelmeyecektir ![]() Meryem oğlu İsa, âhir zamanda inecektir ve o bir rasûldur, denilecek olursa, cevabımız şudur: Bu doğrudur, ancak o önceki şeriatleri yenileyen bir rasûl olarak inmeyecektir ![]() ![]() ![]() ”Hani Allah peygamberlerden; size verdiğim kitab ve hikmetten sonra size beraberinizdekini doğrulayıcı bir peygamber gelince, ona mutlaka iman edecek ve yardım edeceksiniz diye söz aldığı zaman: Kabul ettiniz mi ve bu ağır yükünü alıp yüklendiniz mi, demişti ![]() ![]() ![]() İşte peygamberle birlikte olanları tasdik eden rasûl Muhammed sallallahü aleyhi vesellem’dir ![]() ![]() ![]() Ve o, (put edinilen) bu salihlerin suretlerini kırmıştır ![]() ![]() ![]() [size="4"]Yani Peygamber sallallahü aleyhi vesellem putları kırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlullah’ın Kendilerine Gönderildiği Kafirler Allah, Rasûlü Muhammed sallallahü aleyhi vesellem’i kendilerini ibadete veren bir kavme peygamber olarak gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar ancak bu putlara kendilerini yüce Allah’a daha bir yakınlaştırsınlar diye ibadet ediyorlardı ![]() ![]() ![]() ”Şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermeyecektir ![]() Buna sebeb ise yüce Allah’ın bu müşriklerin şirk koşmalarına razı olmayışı ve onlara (bu halleriyle) şefaat edilmesine izin vermesinin imkansız oluşudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah Muhammed sallallahü aleyhi vesellem’i ataları İbrahîm aleyhisselam’ın dinini onlar için yenilemek ve onlara böyle bir yakınlaşma çabası ile böyle bir inanışın katıksız olarak yüce Allah’ın hakkı olduğunu - başkaları şöyle dursun- mukarreb bir melek yahut mürsel bir nebi dahi olsa, Allah’tan başkasına bunun bir bölümünü dahi ayırmanın doğru olmadığını haber vermek üzere göndermiştir ![]() Müellif yüce Allah’ın rahmeti üzerine olsun şöyle demektedir: Onlar bu küfürleri üzere devam edip gittiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: ”Şüphesiz ki kim Allah’a ortak koşarsa, elbette Allah ona cenneti haram kılmıştır ![]() ![]() ![]() İbadetin ancak bir ve tek olarak Allah’ın hakkı olduğunu, ibadetin bir bölümünü dahi -başkaları şöyle dursun- mukarreb bir melek ya da mürsel bir peygambere yönelik kılmanın caiz olmadığını onlara açıkladı ![]() ”Ey Adem oğulları! Şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır ve bana ibadet edin, diye size emrimi açıklamadım mı? İşte dosdoğru yol budur ![]() Müellif: “Kendilerine ataları İbrahîm’in dinini yenilemek üzere ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Katıksız Allah’ın hakkıdır ![]() ![]() Yoksa bu müşrikler de Allah’ın bir ve tek olarak ve hiçbir ortağı bulunmaksızın yaratıcı olduğuna, O’ndan başka kimsenin rızık vermediğine, O’ndan başka hayat veren ve öldüren bulunmadığına, kâinatın işlerini yalnızca O’nun çekip çevirdiğine, göklerdekilerin ve oralarda bulunanların hepsinin, yedi arzın ve içinde bulunanların tamamının Allah’ın olup, O’nun tasarruf ve kahr-u galebesi altında bulunduğuna şahidlik ediyorlardı ![]() Müellif Allah ona ranmet etsin şunu söylemektedir: Yüce Allah’ın rasûlünün sallallahu aleyhi vesellem aralarında peygamber olarak gönderdiği bu müşrikler yüce Allah’ın tek başına yaratıcı olduğunu, gökleri ve yeri O’nun yarattığını, bütün işleri çekip çevirenin O olduğunu itiraf ve kabul ediyorlardı ![]() ![]() ”Andolsun ki onlara: Göklerle yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette: Onları hüküm ve emrinde galip, herşeyi en iyi bilen (Allah) yarattı derler ![]() ”Andolsun ki sen onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan, elbette: Allah diyeceklerdir ![]() Bu anlamdaki âyet-i kerimeler pek çoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Şunu bilelim ki rubûbiyeti kabul etmek, ulûhiyeti de kabul etmeyi gerektirir ![]() ![]() 1- Birincisi (yani rubûbiyetin kabul edilmesi) bağlayıcı bir kabuldür ![]() ![]() ![]() 2- İkincisi (ulûhiyetin kabulü) birincisini de ihtiva eder ![]() ![]() ![]() [size="4"] Buhari, Tefsir, Suretu’l-İsrâ ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiMüşrikler Rububiyyeti Kabul Ediyorlardı Şâyet Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın kendileriyle savaştığı bu kimselerin Allah’ın rubûbiyetine tanıklık ettiklerine dair delil istiyorsan, yüce Allah’ın şu buyruklarını oku: “De ki: Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Yahut o gözlere ve kulaklara malik olan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ve diriden ölüyü çıkaran kimdir? İşleri yerli yerince kim yönetiyor? Hemen: Allah diyeceklerdir ![]() “De ki Yer ve oradakiler kimindir? Eğer biliyorsanız (söyleyin) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif Allah ona ranmet etsin burada daha önce belirttiği “bunlar rububiyetin tevhidini kabul ediyorlardı” şeklindeki sözlerinin delilini zikretmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “O halde korkmaz mısınız?” buyruğu şu demektir: Sizler bunları kabul ettiğinize göre eksiksiz mülk ve egemenin, eksiksiz şekilde kâinatın işlerini çekip ve çevirenin O olduğuna, biricik yaratıcının, rızık verenin, kulaklara ve gözlere mutlak malik olanın O olduğuna, ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkartanın, bütün işleri yönetenin O olduğuna dair itirafta bulunduğunuz Allah’tan sakınmaz mısınız? Böyle bir soru azar ve söylediklerinin bağlayıcılığını onlara hatırlatmak içindir ![]() ![]() Müellif Allah ona ranmet etsin bizden “De ki yer ve ordakiler kimindir” âyetlerini de okumamızı istemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in aralarından gönderildiği müşriklerin rubûbiyetin tevhidini ikrar ettiklerini belirten âyet-i kerimeler de pek çoktur ![]() [size="4"]Onların bu hususları (yani rubûbiyetin tevhidini) kabul ettiklerini ve bununla birlikte Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın onları kendisine davet ettiği tevhidin kapsamına almadığını kesinlikle anlayıp, onların inkâr ettikleri tevhidin günümüzdeki müşriklerin “itikad” diye adını verdikleri ibadet tevhidi olduğunu bildiğine göre ![]() ![]() ![]() Yani Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın kendi aralarında gönderilmiş olduğu müşrikler rubûbiyet tevhidini kabul ediyorlardı ![]() ![]() ![]() İşte onların inkâr ettikleri tevhidin -müellifin belirttiği gibi- çağımızın müşrikleri tarafından “itikad” diye adlandırılan ibadetin tevhidi olduğunu öğrenmiş olduğuna göre onların kabul ettikleri bu (rububiyet tevhidi)nın tevhidde yeterli olmadığını, hatta İslamın çerçevesi içerisinde de yeterli olmadığını açıkça görmüş oluyorsun ![]() ![]() ![]() [size="4"] Açıklamadan da anlaşılacağı üzere; cümle; “tek başına bu tevhidin yeterli olmadığını da anlamış bulunuyorsun” diye ya da benzeri bir mana ile tamamlanır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiMüşriklerin Meleklere, Salihlere ve İsa’ya İbadeti Nitekim o müşrikler gece gündüz yüce Allah’a dua ediyorlardı ![]() ![]() Yani bu müşrikler Allah’a ibadet hususunda çaresiz kaldıklarında yüce Allah’a dua ederlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aralarından Lat’a dua edenler de vardı ![]() ![]() ![]() ![]() Aralarından kimisi Allah’ın delil ve belgelerinden bir mucize olduğundan ötürü İsa Mesih’e de ibadet ediyordu ![]() ![]() ![]() ”De ki: Amelleri açısından en çok ziyana uğrayanları size haber verelim mi? Onlar o kimselerdir ki dünya hayatında yaptıkları boşa gitmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Şunu da bil ki; Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem bu şirkten ötürü onlarla savaşmış, onları bir ve tek olarak Allah’a ibadeti halis kılmaya çağırmıştır ![]() “Onun için Allah ile birlikte başka hiç bir kimseye dua (ve ibadet) etmeyin ![]() Yine yüce Allah şöyle buyurmaktadır: ”Hak olan davet (dua ve ibadet) yalnız O’nadır ![]() ![]() Yani Allah ile birlikte Allah’tan başkasına ibadet ettiklerinden, ibadette O’na şirk koştuklarını bilmiş oluyorsun ![]() ![]() ![]() Peygamber sallallahü aleyhi vesellem ibadet hususunda Allah’ı tevhidi kabul etmeyen bu müşriklerle savaşmıştır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeğiİhlâs İhlâs “kişinin ibadetinde yalnızca yüce Allah’a yakınlaşma ve O’nun lutuf ve ihsan yurduna kavuşma kastını gütmesi demektir ![]() Onların Allah’ı bırakıp, dua edip tapındıkları putlar hiçbir şekilde onların dualarını kabul etmiyorlardı ![]() ”Allah’tan başka kendisine kıyamete kadar (dua etse dahi) cevab veremeyecek olan ve kendilerine yaptıkları duadan habersiz olan kimselere dua (ve ibadet) eden kişiden daha sapık kim olabilir? İnsanlar bir araya toplatıldıklarında onlar kendilerine düşman kesilir ve onların ibadetlerini inkâr edenler olurlar ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiDua ve Türleri Duanın (ve ibadetin) tümüyle yalnızca Allah’ın, hayvan kesmenin tümüyle yalnızca Allah’ın, adakta bulunmanın tümüyle yalnızca Allah için yapılması ve başkasından değil yalnızcıa O’ndan yardım ve imdat dilemeleri için onlarla savaştıklarını da kesin olarak anlamış olursun ![]() ![]() Dua iki türlüdür: 1- Sevabı ümit edilerek, cezasından korkularak kendisine dua edilene ibadette bulunmak suretiyle yapılan “ibâdet duası” ![]() ![]() ![]() ![]() 2- İstekte bulunmak duası: Bu da istek için ya da ihtiyaçların karşılanması için yapılan duadır ![]() a- Şanı yüce Allah’a ancak kendisinin güç yetirebileceği hususları bildirerek dua etmek ![]() ![]() ![]() b- Hayatta olan bir kimseye güç yetirebileceği şeyleri söyleyerek dua etmek: Ey filan bana su ver, demek gibi ![]() ![]() c- Ölü ya da huzurda bulunmayan bir kimseye bu gibi istekleri sunmak: Bu da bir şirktir, çünkü ölü ya da huzurda bulunmayan bir kimsenin bu gibi işleri yerine getirmesine imkân yoktur ![]() ![]() ![]() Kurban Keserek İbadet Hayvan kesmek (zebh) özel bir şekilde kanın akıtılması suretiyle canın çıkmasını sağlamaktır ![]() 1- Kendisi için hayvanın kesildiği şahsı tazim etmek, onun önünde zilletini arzetmek ve ona yakınlaşmak maksadını güderek yapılan kesim ![]() ![]() ![]() ”De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim (kurban kesmem), hayatım ve ölümüm âlemlerin rabbı olan Allah içindir ![]() 2- Misafire ikram yahut bir düğün ziyafeti ve buna benzer maksatlarla hayvan kesmek: Bu kimi zaman vacib, kimi zaman müstehab olmak üzere emrolunmuş bir şeydir ![]() [size="4"]“Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kimse misafirine ikramda bulunsun ![]() Yine Abdu’r-Rahman b ![]() [size="4"]“Bir koyun ile dahi olsa düğün ziyafeti ver ![]() 3- Yemek suretiyle yahut ticaret yapmak ve buna benzer faydalanmak kastı ile kesmek: Bu da mübah bir kesimdir ![]() ”Görmezler mi ki biz onların faydasına kendi ellerimizle var ettiğimiz davarlar yarattık ![]() ![]() ![]() Bu, vesile olduğu şeye göre bazan istenen bir kesim olur, bazan da yasaklanan bir kesme işlemi olur ![]() Adak Adak (nezir) genel olarak farz kılınmış, bütün ibadetler hakkında kullanıldığı gibi özel anlamıyla adak (nezir) hakkında da kullanılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"] Buhari, Edeb, Babu men kâne yu’minu billahi ve’l-yevmi’l-âhir; Müslim, İman, Babu’l-hassi alâ ikrami’l-câri ve’d-dayf ![]() [size="4"] Buhari, Buyû’ ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeğiİstiğase (Yardım Dileği) İstiğâse (yardım dileği) ise zorluktan ve ölümden kurtulmak ve yardım istemektir ![]() 1- Yüce Allah’tan yardım isteme (istiğâse): Bu, amellerin en faziletlilerinden, en mükemmellerindendir ![]() ![]() ”Hani siz Rabbinizden imdat istiyordunuz da: Muhakkak ben size birbiri ardınca bin melek ile yardım ediyorum, diye duanıza karşılık vermişti ![]() 2- Ölülerle ya da huzurda bulunmayan (uzaktaki) ve yardıma gücü yetmeyen canlılardan yardım istemek (istiğâse): Bu da bir şirktir, çünkü bunu ancak böylelerinin kâinatta gizli bir tasarruf sahibi olduğuna inanan kimseler yapar ![]() ![]() ”Yoksa bunalmış olana kendisine dua ettiğinde duasını kabul edip, o kötülüğü gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan mı? Allah ile birlikte ilâh mı vardır? Ne kadar az düşünüyorsunuz ![]() 3- İmdada yetişmeye gücü yeten, bilen, canlılardan yardım dilemek (istiğâse): Bu onlardan yardım istemek gibi caizdir ![]() ”Taraftarlarından olan, düşmanından olana karşı kendisinden yardım istedi (istiğâse) ![]() 4- Gizli bir gücü bulunduğuna inanmaksızın gücü yetmeyen canlı birisinden yardım ve imdat istemek (isteğâsede bulunmak): Mesela kendisine hücum eden bir düşmanı savmak maksadıyla felçli birisinden yardım istemek gibi ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiRububiyyeti Kabul Yetmez Bütün ibadet çeşitleri de yalnızca Allah’ındır ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif Allah’ın rahmeti üzerine olsun rasûllerin Allah’tan alıp getirdikleri tevhidin ulûhiyyetin tevhidi olduğunu ortaya koymaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ”Ondan başka veliler edinenler: ‘Biz bunlara ancak bizleri Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz’ derler ![]() O halde onlar yüce Allah’ın asıl maksad olduğunu kabul ediyorlar, ancak meleklerin ve başkalarının kendilerini yüce Allah’a yakınlaştırmasını maksad olarak gözetiyorlardı ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiTevhid “Lâ İlâhe İllallah” Sözünün Anlamıdır İşte bu tevhid, “lâ ilâhe illallah” sözünün anlamını ifade eder ![]() “İşte bu tevhid, la ilâhe illallah sözünün anlamını ifade eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ”Acaba o bunca ilâhlar tek bir ilâh mı yaptı? Muhakkak bu çok şaşılacak br şeydir ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü onlara göre ilâh ister kral, ister peygamber, ister veli, ister bir ağaç, ister bir kabir ya da bir cin olsun, bu maksatlar için kendisine yönelinilen kimsedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellif müşriklerin “la ilâhe illallah” sözleri ile Allah’tan başka bir yaratıcı ve işleri çekip çeviren yoktur, demek istenmediğini bildiklerini söylemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aslolan Şehadet Kelimesinin Anlamıdır Burada bu sözden kasıt onun manasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müellifin “bu söz” ile kastettiği “lâ ilâhe illallah” sözüdür ![]() ![]() ![]() Kafirlerin En Cahilleri Bile “Lâ İlâhe İllallah”ın Manasını Kavrıyorlardı Kâfirlerin, cahillerinin bu hususu bildiklerini gördüğümüze göre, müslüman olduğunu ileri sürmekle birlikte kâfirlerin, cahillerinin bildiği anlamı ile bu sözün açıklamasını bilmeyen kimseye gerçekten hayret edilir ![]() ![]() ![]() ![]() Kâfirler, Allah’tan başka ilâh yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Kimileri de bundan maksadın rubûbiyetin tevhidi olduğunu yani Allah’tan başka yaratıcı, Allah’tan başka rızık verici olmadığına inanmak olduğunu zannederler ![]() Kimi insanlar da bunu bu kelimeden kasıt şudur diye şöylece açıklarlar: Eşyanın zatına dair kesin yakîni çıkartıp, Allah’ın zatı hakkında doğru ve kesin yakîni yerleştirmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiAllah Şirk’i Bağışlamaz Benim sözünü ettiğim bu hususları kalbinle bilip anladığın takdirde, yüce Allah’ın hakkında “Şüphesiz Allah kendisine eş koşulmasını mağfiret etmez ![]() ![]() ![]() ![]() Yani sen “lâ ilâhe illallah”ın gerçek anlamını ve bu gerçek anlamının “Allah’tan başka, ibadet olunmayı gerçekte hak eden hiçbir ilah (ibadet edilen) yoktur ![]() ![]() Müellifin Allah ona ranmet etsin kaydettiği âyet-i kerimenin, her türlü şirki mi kapsadığı, yoksa sadece en büyük şirke mi mahsus olduğu? hususunda ilim adamlarının farklı görüşleri vardır ![]() Kimisi, isterse bu Allah’tan başkası adına yemin etmek gibi küçük şirk dahi olsun, bütün şirk çeşitlerini kapsar ![]() ![]() Kimisi de bu büyük şirke hastır, Allah’ın asla bağışlamayacağı şirk budur, demiştir ![]() Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye Allah’ın rahmeti üzerine olsun ’nin bu husustaki ifadeleri farklıdır ![]() ![]() Durum her ne olursa olsun, kesinlikle şirkten sakınmak icap eder ![]() ![]() ![]() Yüce Allah’ın hiç kimseden başkasını kabul etmeyeceği din ise şu buyruklarda dile getirdiği gibi yalnızca Allah’a ibadet etmekten ibarettir: ”Senden önce gönderdiğimiz herbir peygambere mutlaka şunu vahyederdik: Benden başka ilâh yoktur ![]() ![]() İşte yüce Allah’ın hakkında:”Kim İslam’dan başka din ararsa, ondan asla kabul olunmaz ![]() ![]() İşte bu kelimenin daha önce sözü geçen şekilde anlaşılmaması gereği ile -müellifin az önce söylediği- “bu sözün ne anlama geldiğini bilmediği halde müslüman olduğunu iddia eden kimseye hayret edilir ![]() ![]() ![]() ![]() (Bunları bilecek olursan) bunun sana iki faydası olur: Birincisi, yüce Allah’ın lutuf ve rahmeti ile sevinmek ![]() ”De ki: Allah’ın lutfu ile ve rahmeti ile ve yalnız bunlar ile sevinsinler ![]() ![]() Aynı şekilde bununla ileri derecede (Allah’tan) korkmak faydasını da elde edersin ![]() Bu iki fayda iki şekilde elde edilir: Birincisi yüce Allah sana bu büyük söz olan “la ilâhe illallah” sözünün doğru anlamını bilme lutfunu ihsan etmiş olmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"]“Oruç tutanın iki sevinci vardır ![]() ![]() Kişinin sağladığı diğer fayda ise büyük korkudur ![]() ![]() Şüphesiz ki sen insanın dilinden çıkacak bir söz ile kâfir olabileceğini görmüş bulunuyorsun ![]() ![]() Müellifin Allah ona ranmet etsin bu cümlesi ile ilgili açıklamalarımız: [size="4"] Buhari, Savm, Babu hel yekulu inni saimun iza şeteme; Müslim, Sıyam, Babu fadli’s-sıyam ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiMazeret Olmayan Cehalet Evvela ben müellifin bilgisizliğin mazeret olmayacağı görüşünde olduğunu sanmıyorum ![]() ![]() ![]() Benim müellif hakkında onun bu kanaatta olmadığını zannedişimin sebebi de şudur: Onun bilgisizliği mazeret kabul ettiğine delalet eden başka sözleri bulunmaktadır ![]() İslamın esasları (rükünleri) beştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı şekilde biz böyle bir kimseyi gerekli tarifi yaptıktan sonra tekfir ederiz ![]() ![]() Birinci tür: Tevhidin Allah’ın ve Rasûlünün bizim insanlara açıkladığımız dini olduğunu bilip, aynı şekilde insanların çoğunun benimsediği taşlar, ağaçlar ve beşer hakkındaki bu batıl inanışların Allah’a şirk olduğunu, Allah’ın Rasûlünü bunu yasaklamak, bu itikadları benimseyenlerle savaşmak üzere gönderdiğini ve dinin tümüyle yalnızca Allah’ın olmasını sağlamak üzere gönderdiğini kabul etmekle birlikte tevhide hiç iltifat etmeyip, tevhidi öğrenmez, tevhide girmez, şirki terkmetmezse böyle bir kimse kâfirdir ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci tür: Bunu bilmekle birlikte rasûlün dini gereğince amel etmekte olduğunu iddia etmekle beraber onun dinine sövmekle temayüz etmiş, Yusuf’a ibadet edenleri el-Eşkar’a, Ebu Ali’ye, Kuveyt ahalisinden el-Hadır’a ibadet edenleri övmekle tanınır olmuş, bunların Allah’ı tevhid edip, şirki terkedenlerden üstün gören kimseler birincisinden daha beterdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü tür: Tevhidi bilmek, onu sevmek, ona uymak, şirki bilip tanımak ve terketmekle birlikte tevhide giren kimselerden hoşlanmayıp, şirk üzere kalanları seven kimseler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dördüncü tür: Bütün bunlardan uzak kalmakla birlikte yaşadığı ülkenin insanları açıktan açığa tevhid ehline düşmanlık etmekte, şirke uymaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Bize) yapılan iftiralara ve hakkımızda uydurulan yalanlara gelince, böylelerinin (hakkımızda) söyledikleri sözler olan: Biz genel olarak herkesi tekfir ederiz ve dinini açığa vurabilen kimselerin bizlere hicret etmelerini farz kabul ederiz, kâfir olmayanı ve bizimle savaşmayanı tekfir ederiz gibi iddialara gelince, bu ve benzeri daha pek çok iddialar vardır ki bunların hepsi söylenen yalan ve yapılan iftiralardır ![]() ![]() Bizler Abdu’l-Kadir Geylâni’nin üzerindeki puta ibadet edenleri, Ahmed el-Bedevi’nin kabri üzerindeki puta ve benzerlerine ibadet edenleri dahi cahillikleri ve onların dikkatlerini çekecek ve uyaracak kimse bulunmadığından dolayı tekfir etmediğimize göre Allah’a şirk koşmayıp, bize hicret etmeyen yahutta kâfir de olmayan, müslümanlara karşı da savaşmayan kimseleri nasıl tekfir ederiz ![]() ”Seni tenzih ederiz ![]() ![]() Bizler Allah’a ve Rasûlüne karşı sınır mücadelesine girdikleri için bu dört tür kimseleri tekfir ediyoruz ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiMazeret Olan Cehalet Cahilliğin mazaret teşkil etmesi meselesindeki görüş ayrılığı fıkhi ve içtihadi diğer ihtilaflar gibidir ![]() ![]() ![]() 1- Bu cehalet İslamdan başka bir dine mensub yahutta hiçbir dine mensub olmayan bir kişinin hatırına izlemekte olduğu yola muhalif bir dinin bulunduğunun gelmemesi halidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle birisine dünyada zahir olan ahkam uygulanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Bu bilgisizlik İslam dinini kabul eden bir kimse tarafından olmakla ve o küfre götüren bu hal üzere yaşamakla birlikte bunun İslama muhalif olduğu hatırına gelmez, hiçbir kimse de bu hususta onun dikkatini çekmemiş ise böyle birisine zahiren İslam ahkamı uygalanır ![]() ![]() ![]() Buna dair kitabın delillerinden bazıları: ”Biz bir rasûl göndermedikçe, azab ediciler değiliz ![]() ”Rabbin ana şehirlerine kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamber göndermedikçe ülkeleri helak edici değildir ve biz ahalisi zalimler olmadıkça ülkeler helak edenler değiliz ![]() “Müjdeleyici ve korkutucu peygamberler olarak (gönderdik) ki insanların peygamberlerden sonra Allah’a karşı ileri sürecekleri bir delilleri olmasın ![]() ”Biz gönderdiğimiz herbir peygamberi kendilerine apaçık anlatsın diye ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ![]() ![]() ”Allah bir kavme hidayet verdikten sonra sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirmedikçe onları saptırmaz ![]() ”İşte bu indirdiğimiz mübarek bir kitabtır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sünnetten delile gelince, Sahih-i Müslim’de (I, 134) Ebu Hureyre radıyallahu anh ![]() “Muhammed’in canı elinde bulunana yemin olsun ki bu ümmetten -davet ümmetini kastediyor- yahudi olsun, hristiyan olsun beni (peygamberliğimi) işitir de kendisi ile gönderildiğim şeye iman etmeksizin ölürse, mutlaka cehennemliklerden olur ![]() İlim ehlinin bu husustaki ifadelerine gelince: el-Muğni (VIII, 131)’de şöyle demektedir: “Eğer bu kişi İslama yeni girmiş yahut dar-ı İslam’dan başka bir yerde yetişen ya da şehirlerden ve ilim ehlinden uzak çölde yaşayan bir kimse gibi farziyeti bilmeyen birisi ise onun küfrüne hükmedilmez ![]() Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye fetvalarında (III, 229, İbnu’l-Kasım’ın derlediği fetvalarında) şöyle demektedir: “Her zaman için ben -benimle oturup kalkan, benim bu durumumu bilir- insanlar arasında muayyen bir kimsenin küfre, fasıklığa veya masiyete nisbet edilmesini en çok yasaklayanlardan birisiyim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyhu’l-İslam Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kitabın ve sünnetin naslarının ilim ehlinin sözlerinin gereği bu olduğuna göre Allah’ın hikmetinin lutuf ve merhametinin gereği de Allah’ın ileri sürecek bir mazareti kalmadıkça kimseyi asla azab etmeyeceğidir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şüpheleri Yokeden Tevhid GerçeğiAksine Delil Olmadıkça Kişinin Müslümanlığı Devam Eder O halde İslama intisab eden kimsede aslolan şer’î delil gereği bunun ortadan kalktığı tahakkuk etmedikçe müslümanlığının devam etmesidir ![]() ![]() 1- Gerek hüküm vermekte, gerekse hakkında hüküm verilen kimse hakkında -kendisini tenzih ettiğimiz niteliği hususunda- yalan ve iftirada bulunmak ![]() Bunun Allah’a yalan ve iftira olduğu açıktır ![]() ![]() ![]() 2- İkinci sakıncaya gelince, bu müslüman bir kimseyi zıt bir vasıf ile nitelendirmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bir kimse birisini kâfir diye çağırır yahut ona Allah’ın düşmanı diyecek olur da böyle olmazsa mutlaka o sözü gelip onu bulur ![]() ![]() İbn Ömer’in rivayet ettiği hadisteki “eğer dediği gibi ise” ifadesi yüce Allah’ın hükmünde böyle ise demektir ![]() ![]() Bu ikinci sakınca yani eğer hakkında kâfir dediği şahıs bundan uzak ise küfür vasfının diyene geri dönmesi gerçekten büyük bir mahzurdur ve kişiyi böyle bir tehlikeye düşmekle karşı karşıya bırakır ![]() ![]() ![]() ![]() [size="4"]“Yüce Allah buyurdu ki kibriya (büyüklük ve azamet) benim ridamdır, azamet izarımdır ![]() ![]() [size="4"] İmam Ahmed, el-Müsned, II, 376; Ebu Davud, Libas, Bab-u ma cae fi’l-kibr, İbn Mace, Zühd, Babu’l-beraeti mine’l-kibr ![]() |
![]() |
![]() |
|