Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gereğidir, reddetmek, tagutu, tevhidin

Tagutu Reddetmek Tevhidin Gereğidir

Eski 08-02-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tagutu Reddetmek Tevhidin Gereğidir




4 – Onlara Düşman Olmak, Onlara Buğzetmek Onlardan ve Onlara Tapanlardan Beri Olmak

Her kim tagutu terkeder, onun batıllığına inanır fakat ona ve ona tapanlara buğzetmez ve hem ondan hem de ona tapanlardan beri olmazsa Allah (cc)’ın kendisine farz kıldığı ve onsuz müslüman olunamayan, “tagutu red” şartını yerine getirmemiş olur
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri ve aşiretleri olsa bile, Allah’a ve rasulüne karşı gelenlere sevgi gösterdiklerini göremezsin(Mücadele: 22)
Beydavi, bu ayet hakkında şöyle dedi:
“Allah (cc) bu ayette; Allah (cc)’a ve ahiret gününe gerçek manada iman eden bir kimsenin, en yakın akrabası bile olsa, Allah (cc)’a ve rasulüne karşı geldikleri anda onlarla dostluk ilişkisine giremeyeceğini haber veriyor Çünkü Allah (cc) ve rasulüne karşı gelenlere dostluk göstermek, Allah (cc)’a ve ahiret gününe imana zıddır Bu ikisinin birarada bulunması asla mümkün değildir Tıpkı su ile ateşin bir arada bulunamaması gibi(Beydavi Tefsiri)
Şeyh Süleyman b Abdullah bu ayet hakkında şöyle dedi:
“Allah (cc) bu ayette, Allah (cc)’a ve rasulüne karşı gelenlere, velevki bu kimseler; baba, kardeş, oğul ve onlar gibi yakın akraba olsun, dostluk gösteren kimselerin imanını reddetmiştir En yakın akrabalar için durum böyleyse, Allah (cc)’a ve rasulüne karşı gelen ve akraba dahi olmayan kimselere dostluk gösterenlerin durumu nasıl olur acaba? Elbette bundan daha kötüdür(Ed-Durerus Seniye kitabında geçer Evsak Ura’l iman risalesi)
El Muvala ve’l Muada (Dost ve Düşman) kitabının yazarı şöyle dedi:
“Sahabelerin, tabin ve tabei tabin alimlerinin hepsi ve (selef-halef) bütün müslümanlar; bir kimse, büyük şirki terketmediği, bu şirki işleyenlerden beri olmadığı ve gücü, imkanı nispetinde onlara buğzedip, düşmanlık göstermediği sürece o kimsenin müslüman olamayacağında ittifak etmişlerdir(El-Muvala ve’l Muvada Kitabı c: 1 s: 170)
Allah (cc)’a dostluk ancak; en yakın akraba bile olsalar, bütün kafirlerden beri olmakla gerçekleşir Allah (cc)’a ve ahiret gününe iman, Allah (cc)’a düşman olan kimselerle dost olmaya zıddır ve bu ikisi bir kulun kalbinde asla bir arada bulunamaz
İşte bu, Allah (cc)’ın hükmüdür Allah (cc)’a iman ancak, Allah (cc)’a dostluk göstermek ve müşriklerden beri olmakla gerçekleşir
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“İbrahim ve beraberinde olanlarda sizler için güzel bir örnek vardır Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: Biz sizden ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız Sizi reddettik Bizimle sizin aranızda, bir olan Allah’a iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve kin başlamıştır (Mumtahine: 4)
Ayette geçen “bede” lafzı “apaçık ortaya çıktı” manasındadır Bu kelimeyi dikkatle düşün! Ancak uzuvlarla belli olan düşmanlığın, sadece kalpte oluşan kinden önce zikredildiğini de dikkatle düşün! Bu gösteriyor ki, tagutlara ve bağlılarına buğzederek onlara zahirde sevgi göstermemekyeterli değildir Onlardan, uzuvlarla belli olan apaçık düşmanlıkla da uzak durmak gerekir
Ayette, taguttan önce taguta tapanlardan uzak olmak gerektiği bildirilmiştir Çünkü taguta tapanlardan uzak olmak, tagutu reddi gerektirir Bunun aksi ise böyle değildir Zira taguttan uzak olmak, tapanlardan da uzak olmayı gerektirmez Allah (cc) İbrahim (as) hakkında şöyle buyuruyor:
“İbrahim babasına ve milletine dedi ki: Beni yaratan hariç sizin taptığınız şeylerden uzağım Beni doğru yola iletecek şüphesiz O’dur (Zuhruf: 26-27)
“İbrahim şöyle demişti: “Şimdi, gerek siz ve gerekse daha evvelki atalarınız, nelere ibadet ettiğinizi görüyor musunuz? Alemlerin rabbi hariç onların hepsi benim düşmanımdır (Şuara: 75-77)
(İbrahim dedi ki) Size ve Allah’ı bırakıp da ibadet ettiğiniz şeylere yazıklar olsun! Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Enbiya: 67)
Örnek almamız gereken güzel örnek işte bu örnektir: İbrahim’in milleti Bu milletten yüz çeviren kimse ancak kendini bilmeyen kimsedir
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“İbrahim’in milletinden kendini bilmeyenden başka kim yüz çevirir?” (Bakara: 130)

5 – Tagutlara ve Onlara Tapanlara, İmkan Dahilinde Düşmanlık Göstermek, Onlarla Dil ve Elle Cihad Etmek


İslam akidesinin, “Allah (cc) için sevmek, Allah (cc) için buğzetmek” ifadesi üzerine bina ettiği en büyük kaide olan “dostluk ve düşmanlık” kaidesi, imanın şartı ve tevhidin rüknudur
Bunun, imanın şartı olduğunu Allah (cc)’ın şu ayeti ifade etmektedir:
“Eğer onlar Allah’a, nebiye ve ona inene iman etmiş olsalardı onları dost edinmezlerdi(Maide: 81)
Tevhidin rüknü olduğunu ise Allah (cc)’ın şu ayeti göstermektedir:
“Kim tagutu inkar edip Allah’a iman ederse kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa tutunmuş olur Allah işitendir, bilendir(Bakara: 256)
Vela ve bera (Allah (cc) için sevmek, Allah (cc) için buğzetmek) kaidesi, la ilahe illallah’ın gerektirdiği şeylerin en önemlisidir Kafirlere karşı düşmanlık göstermek ve onlara buğzetmek, tevhidin rüknu olan tagutu reddin pratik göstergesidir Aynı şekilde İbrahim (as)’ in milleti ve bütün nebilerin dininin pratik tercümanıdır
Zaten, İslam ümmeti bu meseleyi ihmal ettiği için zelil olmuş, onlara kafirler tarafından hükmedilmiş, İslam dini zayıflamış ve bu sebeble tevhid yok olmaya yaklaşmıştır İşte, bu asılın ihmal edilmesinden dolayı kopmak bilmeyen sağlam kulp kopmuştur
Nebilerin babası ve muvahhidlerin imamı İbrahim (as), sadece la ilahe illallah’ın söylenmesini yeterli görmemiş ve Allah (cc)’a olan sevginin, ancak kafir ve müşriklere düşmanlık ve kin göstermekle tamamlanacağını, vela ve beranın Allah (cc) için olması gerektiğini bizzat pratik hayatında yaşayarak göstermiştir
Allah (cc) onun hakkında şöyle buyuruyor:
“İbrahim şöyle demişti: “Şimdi, gerek siz ve gerekse daha evvelki atalarınız, nelere ibadet ettiğinizi görüyor musunuz? Alemlerin rabbi hariç onların hepsi benim düşmanımdır (Şuara: 75-77)
İşte bu la ilahe illallah’ın manasıdır
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“İbrahim babasına ve milletine demişti ki: “Beni yaratan hariç sizin taptığınız şeylerden uzağım Beni doğru yola iletecek muhakkak ki O’dur Böylece (İbrahim) belki dönerler diye ardından gelenlere bu kelimeyi devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı(Zuhruf: 26-27)
İbrahim (as), Allah (cc)’a dostluk göstermeyi ve Allah (cc)’tan başkasına ibadet etmekten kaçınıp ona düşmanlık göstermeyi, kendisinden sonra gelenlere bir miras olarak bırakmıştır İşte onun bıraktığı kelime budur!
Muvahhidlerin imamı İbrahim (as)’den sonra kendisine tabi olanların ve ondan sonra gelen bütün nebilerin miras olarak bırakmaları gereken yine; “sadece Allah (cc)’a dostluk göstermek ve Allah (cc)’tan başka iba-det edilenleri reddetmek” idi Miras bırakılacak şey, an-cak işte bu kelimedir
Allah (cc), Rasulullah (sas)’ı son rasul olarak gönderdiği zaman, babası İbrahim (as)’in söylediği kelimeyi söylemesini ona emretti ve bu kelimeyi açıklayan tam bir sure indirdi İşte bu, Kafirun suresidir
“De ki: Ey kafirler! Ben sizin taptığınıza tapmam Siz de benim taptığıma tapmazsınız Ben sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim Sizler de benim taptığıma tapacak değilsiniz Sizin dininiz sizin, benim dinim benimdir(Kafirun: 1-6)
İşte bu sure, la ilahe illallah şehadet kelimesini açıklamaktadır Aynı zamanda İbrahim (as)’in miras olarak bıraktığı kelimenin manasının da açıklamasıdır
İmam İbni Teymiye şöyle dedi:
“La ilahe illallah’ı söylemek”; manasını bilmeden ve gerekleriyle amel etmeden sadece dille söylemek değildir Münafıklar bu kelimeyi söylemelerine, sadaka vermelerine ve namaz kılmalarına rağmen cehennemde kafirlerden daha aşağıda, cehennemin en dibinde olacaklardır “La ilahe illallah’ı söylemek”; “bu sözü söylemekle beraber kalbin bu kelimenin manasını bilmesi, inanması, sevmesi ve bu kelimeye bağlı olanları sevmesi, bu kelimeye muhalefet edenleri ise sevmemesi, onlara buğzetmesi ve düşmanlık göstermesidir(Mecmuatut Tevhid s: 108)
Şeyh Hamed b Atik şöyle dedi:
“Müslüman ve müminlere düşen en önemli görev; Allah (cc)’ı ve O’nun sevdiği gizli aşikar bütün söz ve amelleri, O’nun sevdiği kulları (melekler ve Adem oğullarının salih kullarını) sevmek, onlara dost olmak, Allah (cc)’ın buğzettiği gizli veya aleni bütün söz ve amellere ve bunları işleyenlere buğzetmektir
İşte bu temel, müminin kalbine tam olarak yerleşirse Allah (cc)’ın düşmanına karşı asla mutmain olmaz, onlarla oturmaz, haşir neşir olmaz ve onlara devamlı kötü gözle bakar Fakat bu asıl, insanların çoğunun kal-binde zayıflar veya azalırsa Allah (cc)’ın düşmanlarına karşı gösterdikleri tavır, Allah (cc)’ın dostlarına gösterdikleri tavıra eşit olur, her iki topluluğa da güler yüz gösterirler Böylece harp diyarı, İslam diyarı gibi olur Böyle bir duruma düştükleri zaman artık Allah (cc)’ın gazabından çekinmez olurlar
Oysa Allah (cc)’ın gazabına gökler, yerler ve dağlar bile dayanamaz Onların kalplerinde dünya metaının çok önemli bir yeri vardır Bu sebeble dünya metaını elde etmeye çok önem verir ve bütün çabalarını buna göre harcarlar Hatta, Allah (cc)’a karşı gelmek söz konusu olsa bile, dünya metaını elde etmek için bütün güçleriyle çalışırlar(Eddurerüs Seniye 7 bölüm s: 196)
Şeyh Hamed b Atik bir başka yerde şöyle dedi:
“Bütün rasullerin dininin aslı; “tevhidi yerine getirmek, onu ve ona bağlı olanları sevmek, onlara dost olmak, şirki reddetmek, şirk ehlini tekfir etmek, onlara buğzetmek ve onlara düşmanlık göstermektir
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“İbrahim ve beraberinde olanlarda sizler için güzel bir örnek vardır Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: Biz, sizden ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız Sizi reddettik Bizimle sizin aranızda, bir olan Allah’a iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve kin başlamıştır(Mumtahine: 4)
Allah (cc)’ın bu ayette buyurduğu “Bede” (başladı) sözü; “apaçık bir şekilde belli oldu” demektir ve bu söz, Allah (cc)’ı birlemeyenlere (tevhid etmeyenlere) karşı kin ve düşmanlığın devam ettiğini ifade eder
Her kim bu şartları bilir, ameliyle uygular ve bulunduğu yerdeki insanlara bunu açıkça söyleyebilirse, bulunduğu yerden hicret etmesi üzerine farz olmaz Fakat kim de bu söylenenleri yapamaz, buna rağmen o beldede namaza, oruca, haccetmeğe izin verilmesine bakarak hicret etmesinin üzerine farz olmadığını zannederse aslında o, İslam dininden haberi olmayan, rasullerin risaletinin mahiyetini bilmeyen, bu konuda gaflete düşmüş cahil bir kimsedir(Eddurerüs Seniye 7 bölüm s: 199)
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Küfrün önde gelenleriyle savaşın! Zira onların yeminleri yoktur(Tevbe: 12)
Ayetteki “küfrün önde gelenleri” tagutlardır
“Onlarla savaşın ki Allah, sizin elinizle onlara azab etsin, onları zelil etsin ve onlara karşı size yardımda bulunsun(Tevbe: 14)

6 – Onlardan Uzak Durmak ve Onlarla Haşir Neşir Olmamak

Allah şöyle buyuruyor:
“Taguta kulluk etmekten kaçınarak Allah’a yönelenlere müjde vardır O kulları müjdele!” (Zümer: 17)
“Şüphesiz biz her ümmete, Allah’a ibadet edip taguttan kaçınmaları için rasuller gönderdik (Nahl: 36)
İbrahim (as) hakkında Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Sizden ve Allah’tan başka yalvardıklarınızdan uzaklaşıyorum(Meryem: 48)
(İbrahim) onlardan ve Allah’tan başka ibadet ettiklerinden uzaklaşınca, ona İshak ve Yakub’u bağışladık Ve her ikisini de nebi yaptık(Meryem: 49)
İbrahim (as), tagutlardan ve onlara tapanlardan uzak durduktan sonra Allah (cc) ona mükafat olarak, her birisi salih ve nebi olan İshak ve Yakub’u verdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Tagutu Reddetmek Tevhidin Gereğidir

Eski 08-02-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tagutu Reddetmek Tevhidin Gereğidir




7 – Onlara Karşı Yumuşak Değil Sert Davranmak

Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Sizde bir sertlik bulsunlar(Tevbe: 123)
“Allah’ın rasulü Muhammed ve beraberindekiler kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında ise yumuşaktırlar (Fetih: 29)

8 – Onlarla Dost Olmamak, İşbirliği Yapmamak Onlara Meyletmemek
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“O küfredenler, beni bırakıp da kullarımı kendilerine dost edinebileceklerini mi sanmaktadırlar?”(Kehf: 102)
İşte! Allah (cc)’ın kulları, Allah (cc)’tan başka hiç kimseyi dost edinmezler Ancak imanlarını kaybettiklerinde Allah (cc)’tan başkalarını dost edinirler
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Kafirleri dostlar edinmeyin!” (Nisa: 144)
“Onları kim dost edinirse, muhakkakki o da onlardandır(Maide: 51)
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kavmin, Allah’a ve rasulüne karşı gelip düşmanlık edenlere sevgi beslediklerini göremezsin(Mücadele: 22)
“Benim de sizinde düşmanınız olan kimseleri dostlar edinmeyin! Onlara sevgiyle yaklaşıyorsunuz(Mümtahine: 1)
“Zulmedenlere (la terkenu) meyletmeyin! Yoksa size ateş dokunur Sizin için Allah’tan başka dost yoktur Sonra yardım da görmezsiniz(Hud: 113)
Ayette geçen “terkenu” hafif bir meyil, manasındadır
İbni Abbas (ra) ayetteki “la terkenu” lafzını “meyletmeyin” olarak açıklamıştır
İmam Sevri şöyle dedi:
“Kim onlara bir mürekkeb veya bir kağıt verir veya bir kalem açarsa onlara meyletmiş ve bu ayetin hükmüne muhatab olmuş olur
İbni Mes’ud (ra) şöyle dedi:
“Kafir ve münafıklara karşı cihad et!” (Tevbe: 73)
Bu ayette Allah (cc), elle cihad yapmayı, buna güç yetirilemezse dille cihad yapmayı, buna da güç yetirilemezse kable cihad yapmayı, ayrıca kafir ve münafıklara karşı kinli, kızgın ve sert mizaçlı olmayı emretmiştir(Mecmuatit Tevhid, Evsuk Uri’l İman Risalesi)
Tagutu reddetmek işte böyledir ve böyle olmalıdır! Tagutlara dost olan, sevgi gösteren, meyleden, onları savunan, insanlara onları müslüman göstermek için sapık teviller yapan ve bu tagutlara düşman olan tevhid ehline karşı onlara yardım eden bir kimsenin bütün bunlara rağmen tagutu reddettiğini zannetmesi gerçekten gülünç bir haldir Çünkü böyle yapan bir kişi, tagutu gerçek manada asla reddetmiş sayılmaz ve bu sebeple mümin de olamaz
Maalesef zamanımızda çok hayret verici bir durum vardır O da; insanların, kendilerini İslam alimi olarak tanıdıkları kimselerin, gerek korkmaları, gerek bir takım menfaatler elde etmek istemeleri ve gerekse bir takım menfaatlerin ellerinden gitmesi endişesiyle, zamanımızdaki tagutlara, özellikle de hüküm konusundaki tagutlara düşman olma, buğzetme, onlara karşı savaşma meselesini, uzak durulması gereken bir fitne olarak göstermeleridir
Hatta onlar bununla da yetinmeyerek, müslümanlar ve müslümanların imamları hakkında zikredilen nasların, bütün küfür ve nifak sıfatlarını üzerlerinde bulunduran bu hüküm tagutları hakkında zikredildiğini söyleyerek nasları tahrif ederler ve insanları kandırırlar
Onlara ve onları destekleyenlere diyorum ki:
“Her nebi bir taguta mübtala olmuştur O tagut, ona eziyet etmiş, nebi ve ona bağlı olanlar da ona karşı çıkmış, onu tekfir etmiş, şirk ve küfürlerini ona açıkça haykırmışlardır İşte! Tagutlara karşı takınılması gereken bu tavır; gerçek imanlı ve sabırlı mücahid ile cihad yapmayan münafığı birbirinden ayırır Allah (cc)’ın şu ayetlerde buyurduğu gibi:
“İçinizden cihada çıkanları ve sabredenleri bilmek ve imanınızı denemek için sizi mutlaka deneyeceğiz (Muhammed: 31)
“İnsanlar: “İman ettik” deyip imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sanıyorlar?” (Ankebut: 2)
Ey nebilere bağlanılması ve onların örnek alınması gerektiğini söyleyenler! Bunu söylediğiniz halde, sizlerin de kendisiyle imtihan edileceğiniz, kendilerine karşı çıkarak tevhidi açıklayacağınız tagutlar neden olmasın?
Kendisiyle imtihan edileceğiniz, onlara karşı cihad yapmanız gereken tagutlar konusunda nebilerden ve onlara bağlı olanlardan neden kendinizi ayrı tutuyorsunuz? Oysa zamanımızda, Allah (cc)’tan başka ibadet edilen tagutlarla yeryüzünün dolu olduğu açıkça görülmektedir
Siz tagutlara karşı çıkmanın, onları tekfir etmenin ve onları yok etmeye çalışmanın fitne olduğunu söylüyorsunuz Maalesef, gerek farkında olarak gerek farkında olmayarak bu fitneye düşen bizzat sizlersiniz! Zira böyle söylemekle siz, fitnenin en geniş kapısından girmişsiniz de farkında değilsiniz Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Onlardan: “Bana izin ver, beni fitneye düşürme” diyenler vardır Bilesin ki, onlar zaten fitnenin içindedirler (Tevbe: 49)

Mumtahine: 4 Ayetinin Açıklaması

“İbrahim ve beraberinde olanlarda sizler için güzel bir örnek vardır Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: Biz, sizden ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız Sizi reddettik Bizimle sizin aranız-da, bir olan Allah’a iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve kin başlamıştır(Mumtahine: 4)
Şimdi, Mumtahine: 4 ayeti üzerinde biraz duralım ve düşünelim Çünkü bu ayet, tagutun pratik olarak nasıl reddedileceğini ve Allah (cc)’ın gönderdiği bütün nebi ve rasullerin dini ve milleti olan tevhidin nasıl sağlanacağını çok açık olarak göstermektedir
“İbrahim ve beraberinde olanlarda sizler için güzel bir örnek vardır
Ayette zikredilen “güzel bir örnek”ten kasıt; farz olan yani; uyulması her müslümanın üzerine farz olan güzel bir örnek demektir
Bunun delili:
1 – İbrahim (as)’in milletini açıklayan surenin sonunda Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Andolsun, onlarda sizler için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar için güzel bir örnek vardır Kim yüz çevirecek olursa Şüphesiz Allah, Ganiy’dir, Hamid’dir (Mümtahine: 6)
2 – Allah (cc) bir başka ayette bu konuyla alakalı olarak şöyle buyuruyor:
“İbrahim’in milletinden, kendini bilmeyenden başka kim yüz çevirir?” (Bakara: 130)
3 - Bir başka ayette şöyle buyuruyor:
“Sonra sana, Hanif olan İbrahim’in milletine uymanı vahyettik O, müşriklerden değildi(Nahl: 123)
Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi
Allah (cc), İbrahim (as) ve beraberindeki muvahhidlere, babaları, oğulları, aşiretleri, akrabaları ve bunlar gibi kan ve akrabalık bağı olan kimselerden oluşan ve şirk üzere bulunan kavimlerine ne söylemeleri gerektiğini emirle bildirmiştir Yakın akrabalara böyle söylenebiliyorsa bu kimselerden daha uzak olan ve akrabalık bağı olmayan kimselere de muhakkak aynı şeyi söylemek gerekir
Biz sizden ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız
Allah (cc) ayette, önce putlara tapanlardan beri olmayı ziretmiştir Çünkü bir kimse taguttan beri olabilir, fakat ona tabi olan ve ona yardım edenlerden beri olmayabilir İşte böyle bir durumda taguttan gerçek manada beri olunamaz Zira bu ayet apaçık göstermektedir ki, taguta tapan ve yardım eden kimselerden uzak olunmadığı müddetçe taguttan beri olunamaz
“Bizimle sizin aranızda, bir olan Allah’a iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve kin başlamıştır
Ayette “düşmanlık” sözü “kin” sözünden önce zikredilmiştir Çünkü düşmanlık göstermek, kin beslemekten daha önemlidir Zira insan kalben müşriklere buğzedebilir fakat onlara düşmanlık göstermeyebilir Böyle bir durumda, Allah’ın farz kıldığını yerine getirmemiş olur Taguta ve taguta tapanlara karşı düşmanlık göstermedikçe tagut reddedilmiş sayılmaz Ayrıca taguta gösterilmesi gereken düşmanlık ve kinin çok açık olması gerekir
Bil ki! Kin sadece kalpte kalır, etkisi ve alametleri belli olmaz ve düşmanlıkla beraber olmazsa, daha açıkçası kafirlerle olan ilişki kesilmezse işte o zaman düşmanlık ve kin belli olmamış olur Böylece ayetteki “başlamıştır” şartı yerine getirilmemiş olur Çünkü ayette “bede” lafzı; “başladı”, “apaçık belli oldu” manasındadır
Ayrıca normalde kin, düşmanlıktan önce zikredilmesi gerekir Çünkü önce kin, sonra düşmanlık olur Kin beslemek, kalbin amelidir Düşmanlık yapmak ise bedenin amelidir Bedenin ameli de kalbin ameline bağlıdır Fakat Allah (cc), hikmeti gereği bu ayette düşmanlığı kinden önce zikretmiştir
Şeyh İshak b Abdurrahman şöyle dedi:
“Kafirlere kalple kin beslemek yeterli değildir Zira düşmanlık ve kin açıkça belli olmalıdır” Sonra Mümtahine: 4 ayetini zikrederek sözlerine şöyle devam etti:
“Allah’ın bu ayetteki beyanını açıklayışına dikkatle bak! Çünkü bundan daha açık bir açıklama yoktur Allah ayette: başlamıştır buyuruyor Bu ise; “ortaya çıktı, göründü” manasındadır Dini açıkça ortaya koymak işte budur Düşmanlığı açık bir şekilde yapmak ise; kafirleri açık bir şekilde tekfir etmek ve onlardan bedenen ayrılmakla olur (Eddureris Seniye cüz 7 s: 141 cihad bölümü)
Şeyh Süleyman b Sehman, Mumtahine ayeti hakkında şöyle dedi:
“İşte bu, İbrahim (as)’in milletidir Allah (cc), İbrahim (as)’in milleti hakkında şöyle buyuruyor:
“İbrahim’in milletinden, kendini bilmeyenden başka kim yüz çevirir?” (Bakara: 130)
Allah (cc)’ın düşmanlarına düşmanlık göstermek, bu düşmanlığı apaçık bir şekilde ortaya koymak, onlardan çok uzak durmak, onlarla dost ve haşir neşir olmamak her müslümana farzı ayn olan amellerdir(Durerus Seniye 7 bölüm cihad bölümü s: 121)
Bu ayetin delalet ettiği üzere, tagutu reddin şekli ve sıfatı şu üç şekilde özetlenebilir:
1 - Müşriklerden, mürtedlerden ve tagutlardan beri olmayı ilan etmek
Allah (cc) şöyle buyuruyor
“Biz sizden ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız
2 - Onların ve tagutlarının düşüncelerini, bütün müesseselerini, kanunlarını ve anayasalarını reddettiğini ilan etmek, onların kanun ve sistemlerini kabul edenleri tekfir etmektir
“Sizi reddettik
3 - Onlara, sistemlerine ve içinde bulundukları durumlarına karşı düşmanlık ve kin gösermek ve onlarla mümkün olduğu kadar el ve dille cihad etmektir
“Bizimle sizin aranızda, bir olan Allah’a iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve kin başlamıştır
Bu cihad, bu düşmanlık ve bu kin, onlar tamamen Allah’a iman edip teslim oluncaya yani, tagutları tekfir edip onlardan uzaklaşıncaya kadar sürecektir Arada, kesinlikle hiç bir anlaşma ve uzlaşma noktası yoktur

Bazı Şüpheler Ve Onlara Reddiye

Tagutların alimlerinin saptırdığı ve insanları aldatmak için ileri sürdükleri şöyle bir mesele vardır:
“Müslüman olabilmek için la ilahe illallah şehadetini telaffuz etmek yeterlidir Bu yüzden her kim, la ilahe illallahı telaffuz ederse, ne yaparsa yapsın mümindir ve cennete girecektir
Bu meseleye, sahih olan “Bitaka” hadisinin ve benzeri bazı hadislerin zahirini delil olarak gösterirler
Bazı hadislerin zahirinden; la ilahe illallahı söyleyen kimsenin mümin ve cennet ehlinden olduğu anlaşılmaktadır Fakat, şehadetin manasını, bir kimsenin ne zaman müslüman olacağını, cennete girecek kimsenin vasıflarını açıklayan bu konuyla ilgili başka hadisler de vardır Buna rağmen onlar, bu hadislere bakmadan, sadece bir kaç hadisin zahiri manasıyla meseleye hüküm vermişlerdir Böyle yapan kimse ancak, İslam’ın hükmünü istemeyen bir kimsedir
Bir meselede hakkı isteyen, o mesele hakkındaki Kur-an ve hadiste bildirilen bütün delillere bakarak hüküm verir Çünkü naslar birbirini tefsir eder Ve en doğru tefsir, nasların birbirini tefsir etmesidir Bu nedenle tagutların alimlerine kanarak, onların kurdukları tuzağa ve sapıklığa düşmemen için sana bu meseleyi açıklıyorum:
Rasulullah (sas) sahih bir hadiste şöyle dedi:
“İslam beş şey üzerine bina edilmiştir: La ilahe illallah Muhammedun rasululaha şehedat etmek, namazı ikame etmek, zekat vermek, beyti haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır (Buhari, Müslim)
Tagutların alimleri bu hadisi delil göstererek şöyle derler:
“İşte bu hadis, la ilahe illallah Muhammedun rasulullah şehadetini ikrar eden bir kimseden nelerin istendiğini ve Allah (cc)’ın kendisine neleri farz kıldığını, neleri yerine getirmesi gerektiğini göstermektedir Bu nedenle insanları İslam’a davet ederken sadece buna davet etmeliyiz
Onlara cevaben şöyle diyorum:
“Hüküm vermede acele etmeyin!
Zira İslami hükümler böyle verilmez Bu meseleyle ilgili diğer nasları da göz önünde bulundurmak gerekir Bir konuda nefsin hoşuna giden nasları delil alıp, heva ve hevese ters düştüğü için diğer naslara göz yumarak onları terketmek doğru değildir Şayet bu konuda doğru hüküm vermek isteniyorsa, o zaman la ilahe illallah Muhammedun rasululah şehadetini açıklayan diğer hadislere de bakmak gerekir
Rasulullah (sas) sahih senedle şöyle dedi:
“İslam beş şey üzerine bina edilmiştir: Allah (cc)’ı tevhid etmek, namazı ikame etmek, zekat vermek, ramazan orucu tutmak, haccetmek (Müslim)
Bu hadise dikkatle bakıldığında, hadiste “la ilahe illalah’a şehadet etmek” yerine la ilahe illallah şehade-tinin manasını veren “Allah (cc)’ı tevhid etmek” lafzının geçtiği görülür Bu ise; yalnızca Allah (cc)’a ibadet etmek, sadece O’nun emrine tabi olmak ve Allah (cc)’tan başka bütün ibadet edilenleri reddetmek, manasına gelir Hadiste zikredilen tevhidin gerekleri işte bunlardır Aşağıdaki hadis de bunu açıklar
Rasulullah (sas) şöyle dedi:
“İslam beş şey üzerine bina edilmiştir: Yalnız Allah (cc)’a ibadet etmek ve ondan başka ibadet edilenleri reddetmek Namazı ikame etmek, zekatı vermek, beyti haccetmek ve ramazan orucu tutmak (Müslim)
Rasulullah (sas)’ın diğer hadislerde la ilahe illallah Muhammedun rasulullah şehadetinin manasını nasıl açıkladığına dikkat et! Önce Allah (cc)’ı tevhid etmek olarak, sonra da yalnız Allah (cc)’a ibadet etmek ve Allah (cc)’tan başka ibadet edilen bütün tagutları reddetmek olarak açıklamıştır
İşte bu hadislere göre diyorum ki: “Her kim hadiste açıklandığı şekilde la ilahe illallah Muhammedun rasulullah’a şehadet eder yani; bütün ibadetleri yalnız Allah (cc)’a yapar ve Allah (cc)’tan başka ibadet edilen bütün tagutları reddederse işte o zaman ancak Allah (cc)’ ın kendisinden istediğini yerine getirmiş sayılır ve bu şekildeki şehadeti ona fayda vererek cehennem azabından onu korur Bu manayla söylenmeyen şehadetin hiç bir kıymeti yoktur ve şehadeti bu manayla söylemeyen kişiyi bu şehadetin bizzat kendisi yalanlamaktadır
Ayrıca tagutların alimleri Rasulullah (sas)’ın:
“Kim la ilahe illallah Muhammedun rasulullaha şehadet ederse Allah (cc) ona cehennemi haram kılar (Müslim) hadisini zikrederek şöyle derler: “Bu delil gösteriyor ki, kim iki şehadeti telaffuz ederek ilan ederse muhakkak cennete girer ve cehennem ona haram olur, asla oraya girmez
Onlara şöyle diyorum:
“La ilahe illallah şehadetinin geçerli olabilmesinin şartları vardır Bu şartlar diğer naslarda bildirilmiştir Bu sebeble bu şartları bildiren diğer naslara riayet edilmeli ve onlarla amel edilmelidir La ilahe illallah’ı söyleyen kimse, ancak bu şartlara riayet ettiği müddetçe cennete girer Bu şartlardan bazıları şunlardır:
Rasulullah (sas) şöyle dedi:
“Kim la ilahe illallah der ve Allah (cc)’tan başka ibadet edilenleri reddederse malı, kanı haram olmuş olur ve sonra onun hesabı Allah (cc)’a aittir (Müslim)
İşte bu hadis gösteriyor ki tagutu tekfir etmek la ilahe illallah’ın geçerli olmasının şartlarındandır
Rasulullah (sas) şöyle dedi:
“Kim la ilahe illallah’ın manasını bilerek ölürse cennete girer(Müslim)
Bu hadis, la ilahe illallahı söyleyen kişinin manasını bilmesini şart koşmuştur
Rasulullah (sas) şöyle dedi:
“Her kim la ilahe illallah Muhammedun rasulullah’ı kalbiyle tasdik ederek şehadet ederse Allah (cc) ona cehennemi haram kılar (Müslim)
Başka bir rivayette şöyle dedi:
“Müjdelenin ve müjdeleyin! Her kim la ilahe illallah’ı doğru söyleyerek şehadet ederse cennete girer(Buhari)
Bu hadislerde ise yalanın tersi olan doğruluk, nifağın zıddı olan ihlas şart koşulmuştur
Rasulullah (sas) şöyle dedi:
“La ilahe illalah’a ve benim Allah (cc)’ın rasulü olduğuma şehadet ederim Her kim bu iki şehadeti şeksiz şüphesiz söyleyerek Allah (cc)’a kavuşursa muhakkak cennete girer (Müslim)
Rasulullah (sas) şöyle dedi:
“Herhangi bir kul, la ilahe illallah der ve bunun üzerine ölürse muhakkak cennete girer (Ahmed, İbni Mace)
Bu hadis ise tevhid üzerinde ölmeyi şart koşar
La ilahe illallah kelimesi ve onu söyleyen kimsenin vasıfları hakkında konuştuğumuzda işte bu hadislerde zikredilen şartları göz ardı edemeyiz ve gizleyemeyiz Şayet hakkı istiyorsak, la ilahe illallah’ı söyleyen kişiye bu kelimenin fayda verebilmesi için bütün şartları ona bildirmemiz gerekir Aksi taktirde İslam ilmini gizlemiş oluruz

Sonuç
Ey ihlaslı okuyucu!
Bu kitabın sonunda şu kelimelerle sana veda ediyoruz Bu kelimeler sende emanet olsun!
Vallahi ben, senin maslahatını isteyen, senin için üzülen bir nasihatçıyım Bu kitabın başından sonuna kadar sana söylediğim bazı sözleri tekrar hatırlatmak istiyorum:
Bil ki! Temellerin temeli, amaçların en yücesi; ibadette Allah (cc)’ı birlemen, ibadetlerin her çeşidini bütün yönleriyle yalnızca Allah (cc)’a yapman ve tagutun her türlüsünü reddetmendir
Bu temel olmaksızın yapılan hiçbir amel sahih değildir ve asla kabul edilmez Zira bu temel, rabbin için gerçekleştirmen gereken ilk iştir ve hayata veda ettiğinde üzerinde bulunman gereken en son şeydir
Allah (cc) bu temel için halkı yarattı, rasuller gönderdi, kitaplar indirdi, gök ve yerleri yarattı Dostluk ve düşmanlık, bu temel doğrultusunda yapılır Cihad, bu temeli gerçekleştirmek için meşru kılınmış, kanlar ve mallar, bu temel için feda edilmiştir
Dünya ve ahirette senin kurtuluşun ancak bu temel ile olur Bu temelde senin azizliğin, kıymetin, hürriyetin vardır Tagutlara bağlanarak bu temeli sakın kaybetme! Bu temelden daha basit şeylerle kendini meşgul etme! Bu temeli anlamadan ve onunla amel etmeden sakın başka şeylere geçme!
Alim geçinen bir takım kimselerin bu temeli bırakıp teferruatla uğraşmaları seni aldatmasın Zira bu ilmi tam olarak öğrenmeden İslam’ın tefferruatıyla uğraşmak, şeytanın kandırmacasından başka birşey değildir Çünkü şeytan bu şekilde onları, en büyük zulüm ve günah olan şirke kolaylıkla sevkeder
Zamanımızda ünü, şöhreti yayılmış, diploma sahibi olan ve alim (!) olarak bilinen nice insanlar vardır ki bunlar, temel ilmini bilmemeleri sebebiyle gerek bilerek ve gerekse bilmeyerek şirke düşmüş, şirki desteklemiş, şirke davet etmiş, insanları kendilerine ibadet ettiren tagutların varlığından rahatsız olmamış ve hatta bu tagutlara ibadet eder olmuşlardır
Bütün bunların sebebi; tevhide ve gereklerine önem vermemeleridir
Tagutlara ibadetin, hayatın her yönünde çok zararlı etkileri vardır Taguta ibadet edenlerin bu ibadeti, onlara çok pahalıya mal olmaktadır Zira tagut için nefisler, ırzlar, mallar, çocuklar feda edilmekte buna rağmen tagut bununla yetinmeyerek, onlardan daha fazlasını istemektedir Bu kimseler ahirette de büyük bir hüsrana uğrayacaktır Çünkü taguta ibadet edenler için ahirette cehennem vardır Bu ise ne kötü bir sondur Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Kafirlerin dostları, tagutlardır Onları nurdan karanlıklara sokarlar (Bakara: 257)
Tagutların soktuğu karanlık bir değil, bir çok karanlıklardır Bu karanlık; şirkin karanlığıdır, taguta ibadet ve boyun eğmenin karanlığıdır, nefsi ve göğsü daraltan karanlıktır, mutsuz hayatın karanlığıdır Ahirette ise cehennem azabı ve karanlıklarıdır
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“De ki: “Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah’ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar, domuzlar ve taguta tapanlar kıldığı kimselerdir İşte bunlar, yerleri kötü olan ve doğru yoldan sapan kimselerdir(Maide: 60)
“Allah’a ortak koşan kimse, sanki gökten düşmüş de onu bir kuş kapmış veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir (Hac: 31)
Allah (cc)’a eş koşanların cezası işte budur!
Fakat, Allah (cc)’ı birleyip bütün ibadetleri sadece O’na yapan, O’na hiçbir şeyi eş koşmayan ve bütün tagutları reddeden kişi için iki şey vardır: Hem dünyada hem de ahirette mutluluk ve müjde
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Taguta kulluk etmekten kaçınarak Allah’a yönelenlere müjde vardır O kulları müjdele! Onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir!” (Zümer: 17-18)
“Allah, içinizden iman edenlere ve salih amel işleyenlere vadetmiştir Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yer-yüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, onlar için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıklardır (Nur: 55)
İşte ayetlerde zikredilen mükafatların hepsi:
“Bana ibadet ederler ve bana hiçbir şeyi eş koşmazlar” ifadesinin karşılığıdır Acaba bu şartı nefsimizde, hayatımızda ve ailemizde gerçekleştirdik mi?
Bu meseleyi, nefsimizde, ailemizde ve hayatımızda gerçekleştirmediğimiz sürece Allah (cc)’tan bizi zafere ulaştırmasını, yeryüzüne hakim kılmasını ve korkularımızı güvene çevirmesini ne kadar istersek isteyelim şüphesiz Allah (cc) bunu bize vermez ve yapmış olduğ-muz dualar boşa çıkar
Allah (cc)’ın bu amelimi kabul etmesini, bütün günahlarımı affetmesini, tevhid üzerinde beni sabit kılmasını, tevhid üzere ölmemi nasib etmesini ve bu kitabımı gerek bana ve gerekse bütün kullara faydalı kılmasını temenni ederim Zira O, duaya icabet eden, çok merhametli olan ve affedendir
Ümmi olan Nebimiz Muhammed (as)’e, onun ehline ve sahabelerine selam olsun!
Son duamız:
“Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun!”

Ziyaeddin El-Kudsi


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.