![]() |
Lokman Kelimesindeki Hikmet-İ İhsaniyye |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Lokman Kelimesindeki Hikmet-İ İhsaniyyeLOKMAN KELİMESİNDEKİ HİKMET-İ İHSANİYYE İlah, (Kendisi için) rızık irade etmeye meylettiğinde Varoluşun bütünü onun gıdasıdır Ve eğer ilahi meşiyyet bizim için rızık irade etmeye yönelirse Meşiyyetin gereğince, O bizim (değişmez aynlarımız) için gıdadır O’nun meşiyyeti iradesidir Öyleyse deyin ki: meşiyyetle iradeyi diledi Böylece irade, meşiyyetin dilediğidir ![]() Meşiyyet artmayı (varetmeyi) ve azalmayı (yok etmeyi) irade eder Ama, O’nun meşiyyetinden başka meşiyyet yoktur İşte bu, ikisi (meşiyyet ve irade) arasındaki farktır, iyi anla Ve bir yönden bakıldığında her ikisinin de ayn’ı birdir ![]() Allahu Teala, “Biz Lokman’a hikmeti verdik” [Lokman Suresi, 31/12] ve “Hikmet verilen kimseye hiç kuşkusuz büyük hayır bağışlandı” [Bakara Suresi, 2/269] buyurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve dile getirilmemiş [meskûtün anha] hikmete gelince, hal karinesi ile bilinen bu hikmet, tanenin kim için ortaya çıkarıldığının (Lokman tarafından) Lokman, dile getirdiği veya dile getirmekten geri durduğu şeyle, Hakk’ın (her şeyin değil de) her bilinen’in ayn’ı olduğunu haber verdi; çünkü “bilinen,” “şey”den daha kapsamlıdır ![]() ![]() Bundan sonra, Lokman, kendi oluşumu bu hikmetle kâmil olabilsin diye, bu hikmeti eksiksiz kıldı ve onu eksiksiz bir şekilde aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra Lokman, Hakk’ı “O, Habîr’dir” [Lokman Suresi, 31/16] –yani, deneme [ihtibar] yoluyla ortaya çıkan ilimle bilir– diyerek nitelendirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Lokman Kelimesindeki Hikmet-İ İhsaniyye |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Lokman Kelimesindeki Hikmet-İ İhsaniyyeVe Allahu Teala, Kendi nefsinin, o kulun yetilerinin ta kendisi [ayn] olduğunu bildirdi: “Ben onun işitmesi olurum” dedi — ki bu, kula ilişkin bir yetidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lokman’ın, oğluna öğüt verirken, Allah’ı “Latif” ve “Habîr” İsimleri’yle adlandırması, Lokman’ın hikmetinin kemalat derecesini gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() Lokman’ın, “Hardal tanesi ağırlığınca olsa bile ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lokman’ın, oğluna küçültme kipiyle (“oğulcuğum” biçiminde) seslenmesine gelince: Bu küçültme, rahmettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki şeyin ortaklığı sözkonusu olduğunda, iyi bilinir ki, bir şeyi ortak kılındığı diğer şeyden ayıran; ortak kılındığı diğer şeyi, onun kendisinden ayıranın aynı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmet Baydar |
![]() |
![]() |
|