Kısa Öyküler |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kısa ÖykülerKısa Öyküler Öykü Örnekleri BİR ÖYKÜ Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşlı çift, Boston treninden inip utangaç bir tavırla rektör'ün bürosundan içeri girer girmez, sekreter masasından fırlayarak önlerini kesti ![]() ![]() Öyle ya, bunlar gibi ne idüğü belirsiz taşralılarınHarvard gibi üniversitede ne işleri olabilirdi? Adam, yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi İşte bu imkansızdı![]() ![]() Rektörün o gün onlara ayıracak saniyesi yoktu ![]() Yaşlı kadın, çekingen bir tavırla; "Bekleriz" diye mırıldandı ![]() ![]() ![]() Nasıl olsa bir süre sonra sıkılıp gideceklerdi ![]() Sekreter sesini çıkarmadanmasasına döndü ![]() Saatler geçti, yaşlı çift pes etmedi![]() Sonunda sekreter,dayanamayarak yerinden kalktı "Sadece birkaç dakika görüşseniz, yoksagidecekleri yok" diyerek rektörü iknaya çalıştı Anlaşılan çare yoktu![]() ![]() Genç rektör, isteksiz bir biçimde kapıyı açtı Sekreterin anlattığı tablo içinibulandırmıştı Zaten taşralılardan, kaba saba köylülerden nefret ederdi Onun gibi bir adamın ofisine gelmeye cesaret etmek, olacak şey miydi bu? Suratı asılmış, sinirleri gerilmişti ![]() Yaşlı kadın hemen söze başladı Harvard'da okuyan oğullarını bir yıl öncebir kazada kabetmişlerdi Oğulları, burada öyle mutlu olmuştu ki, onunanısına okul sınırları içinde bir yere, bir anıt dikmek istiyorlardı ![]() Rektör, bu dokunaklı öyküden duygulanmak yerine öfkelendi "Madam" dedi, sert bir sesle, "Biz Harvard'da okuyan ve sonra ölen herkes için bir anıt dikecek olsak, burası mezarlığa döner ![]() ![]() ""Hayır, hayır" diyerek haykırdı yaşlı kadın ![]() "Anıt değil![]() ![]() Belki, Harvard'abir bina yaptırabiliriz" Rektör, yıpranmış giysilere nefret dolu bir nazar fırlatarak, "Bina mı?" diyerek tekrarladı, "Siz bir binanın kaça mal olduğunu biliyor musunuz? Sadece son yaptığımız bölüm yedi buçuk milyon dolardan fazlasına çıktı ![]() ![]() "Tartışmayı noktaladığını düşünüyordu Artık bu ihtiyar bunaklardan kurtulabilirdi ![]() Yaşlı kadın, sessizce kocasına döndü: "Üniversite inşaatına başlamak için gereken para bu muymuş? Peki, biz niçin kendi üniversitemizi kurmuyoruz, o halde?" Rektör'ün yüzü karmakarışıktı ![]() Yaşlı adam başıyla onayladı Bay ve bayan Leland Stanford dışarı çıktılar Doğu California'ya,Palo Alto'ya geldiler Ve Harvard'ın artık umursamadığı oğulları içinonun adını ebediyyen yaşatacak üniversiteyi kurdular ![]() Amerika'nın en önemli üniversitelerinden birini STANFORD'u ![]() ========= Ayağınıza kadar gelip, sizinle görüşmek isteyen insanlara, yaklaşmadan önce bir kez daha düşünmeniz dileğiyle ![]() ![]() ![]() Kelebeğin Hikayesi Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenara oturduğu otlardan birinin dalında , küçük bir kozanın varlığını fark etti Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi Adam , bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü; ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi Dakikalar dakikaları kovaladı , saatler geçmeye başladı , ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı Sanki , kelebeğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü Sanki kelebek elinden gelen her şeyi yapmış da , artık yapabileceği bir şey kalmamış gibi geldi ona Bu yüzden , kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi: cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı Böylece , bir-iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi Fakat bedeni kuru ve küçücük , kanatları buruş buruştu Adam kelebeği izlemeye devam etti; çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyeceğini ve narin bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu Ama bunlardan hiçbiri olmadı Kelebek , hayatinin geri kalanını , kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi Ne kadar denese de , asla uçamadı Adamın bütün iyi niyetine ve yardımseverliğine rağmen anlayamadığı şey , kozanın kisitlayiciliginin ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten dışarı çıkmak için gereken çabanın , Allah’ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kanatlarına göndermek ve bu sayede kozanın kisitlayiciligindan kurtulduğu anda onun uçmasını sağlamak için seçtiği bir yol olduğuydu Bu gerçeği öğrendiğinde , hayat boyu unutamayacağı bir şey de öğrenmişti: Bazen , hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey , çabalardır Eğer Allah , hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi , o zaman , bir anlamda sakat kalırdık Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik o zaman Ve asla uçamazdık![]()
|
|
Kısa Öyküler |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kısa ÖykülerBIRAKIP DA GİDENE ![]() ![]() ![]() Burnu bir karış havada, gözü yükseklerdeydi ben onu sevdiğimde Hele hele benim aşkımı yerden yere vurup, nasıl kırmıştı kalbimi zalim Dudaklarından dökülen acı sözleri; öyle ki, bugün bile unutamadım Ne tebessümdü o , zehirden beter Her olayda içim paramparça, gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olurdu Yorgun düşerdim onsuz geçen, onunla dolu, koyu siyah gecelerden Pişmanlıktan kendime lanetler eder, sevgimi söylediğim günü düşündükçe, kaleme sarılıp yazardım ona nefretin aşkla kucaklaştığı o uzun mısralarımı Derdim ki; alın yazımdı, onbeşimin çocuksu aşkıydı Nasıl da gülerdi canı istedi mi ![]() ![]() En anlamlı bakışlarıyla önce ümitlendirir, ardından bir uçurumun kenarına yapayalnız bırakır giderdi Ben çaresiz, ben yorgun, ben bıkkın bu sevdadan Ah bilirdi o insafsız, diri diri yanardım o böyle yaptıkça ![]() ![]() Şubatın buz gibi kasvetli soğuğunda; onda ne bulduğumu bugün bile bilemem Ama o günlerde hayatımın amacı, varolma gibi gelirdi bana Çocukluk mu, yoksa gençliğimin safça tutkusu muydu bu kölesiye bağlanış, içten içe kopan fırtınalar, bu delice yakarış? Kimbilir, belki de sevilmeye muhtaç bir kalbin bitmek bilmeyen kaprisi ![]() ![]() Ondan hiçbir şey istememiştim ![]() Sadece sevgi ![]() ![]() Evet, şimdi yıllar sonra ben, onu düşünüyorum ilk defa kucağımda resimler, hatıralarla Hava yine soğuk, yine kasvetli gözleri gözlerimde yine sevgi, derin yüreğimde Unuttum sanırdım, meğer aldanmışım, ağladım saatlerce Bu onun "ölüm yıldönümü"dür 17'sinde toprakla kucaklaşan, o zalimin hikayesidir anlatılan Bir melodidir kırık, umutsuz ![]() ![]() ![]() Doldururken sensizlik o an odayı gönlüm hala boş, kafam yine dumanlı ![]() Bir feryat yankılanmıştı acı dolu tam 15 yıl önce bugün bomboş kırlarda ![]() Deli gibi koştum sınıfa, sırası boştu Benim kadar çaresizdi her köşe Kendi kendime konuşarak yaklaştım sırasına; "Sen ölemezsin; canımsın, sevgimsin, emelimsin Dileğince nefret et, alay et duygularımla Kızmam sana Ama ne olur bir yalan olsun, acı bir şaka ![]() Evet, evet beni üzmek için yapıyorsun ![]() Herşeyini özledim ![]() ![]() Allahım son defa göreyim yeter bana" Bu sensiz yakarış defalarca sürmüştü ta ki, ölümün o sinsi kokusunu içimde duyana kadar Hıçkıra hıçkıra ağladım, sıraya kazıdığın ismini öptüm Sonra, ona ait birşeyler bulmak için aradım her köşeyi ![]() ![]() ![]() Yalnızca buruşturulmuş bir sayfa, rengi solmuş Yazı, onun yazısı Bir mektuptu, özenilerek yazılmış, belki de çok emek verilmiş her satırına ![]() ![]() Çok şaşırdım, mektup bana hitabendi Korkakça, kaybolmasından korkarak, acıyla okudum her cümleyi kalbimde büyüyen bir özlemle ![]() ![]() ![]() Hele hele o ilk satırı ![]() ![]() Öyle ki, bugün bile unutamam, okudukça ağlarım "İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş bir tanem, AFFET BENİ !!! ![]() ![]() " |
|
|
|