Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edebiyatı, eski, türk

Eski Türk Edebiyatı

Eski 07-26-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eski Türk Edebiyatı





İslamiyet'in Kabulüne Kadar Olan Türk Edebiyatı


a) Göktürk Edebiyatı: Türklerde yazılı edebiyat, mevcut bilgilerimize göre, Göktürkler zamanında, 7 yüzyılda başlamıştır İlk yazılı metinlere bu dönemde rastlanır Orhun Anıtları, Moğolistan'ın kuzeydoğusunda, Orhun ırmağının eski yatağı ile Koşuçaydan Gölü civarındadır Bu anıtlar, üç yazıttan oluşmuştur:


· Tonyukuk Yazıtı (miladi 720)

· Kültigin Yazıtı (miladi 732)

· Bilge Kağan Yazıtı (miladi 735)


b) Uygur Edebiyatı: Uygurların tarihine bağlı olarak 745-840 arası ve 840'dan sonrası olmak üzere iki bölümde incelenmektedir Dokuz Oğuzlar olarak da bilinen birinci döneme ait bilinen en önemli anıt, Uygurların 2 Kağan'ı Moyunçar adına dikilendir On Uygurlar olarak da bilinen ikinci dönem ise oldukça farklıdır Maniheizm dininin kabulü ile yeni bir alfabe kullanılmaya başlanmıştır





Tekerleme

• Sözlüklerde "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eşsesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelen tekerleme masal, hikaye, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir Çokluk çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak, oyunlarda eş ve ebe seçmek için bu yola başvurulur Masal tekerlemesi, oyun tekerlemesi gibi adlar alırlar En çok çocuk oyunlarında, masalların baş, orta ve sonunda söylenirler Yöreye göre değişik isimle de söylenirler Doğu Anadolu’da döşeme, Güney Anadolu’da sayışma denir Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine XI yüzyıldan itibaren rastlanır Divanü Lügati’t Türk’te bazı tekerlemeler yer alır


ÖRNEK TEKERLEME:


Yağ yağ yağmur

Tarlada çamur

Teknere hamur

Ver Allahım ver

Sellice yağmur


Evvel zaman içinde

Kalbur zaman içinde

Deve tellal iken

Sinek berber iken

Ben annemin babamın beşiğini

Tıngır mıngır sallar iken

O yalan bu yalan

Fili yuttu bir yılan

Bu da mı yalan

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski Türk Edebiyatı

Eski 07-26-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eski Türk Edebiyatı





İslami Dönem Türk Edebiyatı


11 Yüzyıl: İslami Dönem Türk Edebiyatı'na ait ilk eser 11Yüzyıl'a ait olan 'Kutadgu Bilig'dir Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış öğretici bir eserdir Siyaset-nâme niteliğindedir ve 6500 beyitten oluşur Bu döneme ait diğer bir önemli eser de 'Divânû Lügâtit Türk'tür Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçe'yi öğretmek amacıyla yazılmış bir lügâttır Bu döneme ait önemli bir eser de Edip Ahmet Yükneki'nin öğretici nitelikteki dini kitabı 'Atabetül Hakayık'tır


12 Yüzyıl: Bu yüzyılın en önemli ismi Hoca Ahmed Yesevi'dir, Türk tasavvuf tarihinin ilk önemli şairidir Hikmetleriyle büyük ün kazanmıştır Bu yüzyılın diğer önemli ismi ise Kitab-ı Meryem, Kitab-ı Bakırgen ve Kitab-ı Âhirzaman adlı eserlerin sahibi, aynı zamanda Hoca Ahmed Yesevi'nin öğrencisi olan Hakim Süleyman Ata'dır


13 Yüzyıl: Bu yüzyılda Anadolu'da edebiyat üçe ayrılır


1- Divan Edebiyatı (Yüksek Zümre Edebiyatı)

2- Tasavvuf Edebiyatı

3- Halk Edebiyatı

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski Türk Edebiyatı

Eski 07-26-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eski Türk Edebiyatı





Nasreddin Hoca (1208-1284)


Sivrihisar'ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi, İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlânâ Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır


Nasreddin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma Gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye sürükleme, Şeriat'ın katılıkları karşısında çok ince ve iğneli bir söyleyişle yumuşaklığı yeğlemedir O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin egemen öğesidir Bu öğeler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumun yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur Nasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan, bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır Söyletilen kişi, söyletenin ağzını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca'nın diliyle kendi sesini duyurur


Nasreddin Hoca, bütün gülmecelerinde, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar Olay karşısında duyulan tepkiyi ya da onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir Tanık olduğu olaylar, genellikle, halk arasında geçer Hoca soyluların, yüksek saray çevresinde bulunanların aralarına ya çok seyrek girer ya da hiç girmez Sözgelişi onun tanıştığı söylenen Selçuklu sultanlarıyla ilgili gülmecesi yoktur Timur'la ilgili "hamam, Timur ve peştemal" gülmecesi de, Timur'dan çok önce yaşadığı için, sonradan üretilmiştir Halk beğenisi Hoca'yı Timur gibi çevresine korku salan bir imparatorun karşısına hamamda çıkarak, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" türünden bir yergi yaratmıştır Burada yerilen, dolaylı olarak, kendi toplumun, halkın üstünde gören saray insanlarıdır


Nasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez, onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir Anadolu insanının yarattığı gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutar Bu konuda, başka bir çelişki sergilenir, gülmecede güldürücü öğe ile yerici öğe yanyana getirilir Bunun örneği de kendisinden eşeği isteyen köylüye, "eşek evde yok" deyince ahırda onun anırmasını duyan köylünün "işte eşek ahırda" diye diretmesi karşısında, Hocanın "eşeğin sözüne mi inanacaksın benimkine mi" demesidir


Onun gülmecelerinde, kaba sofuların "ahret" le ilgili inançları da önemli bir yer tutar "Fincancı Katırları", "Ben Sağlığımda Hep Burdan Geçerdim" başlıklı gülmeceler katı bir inanç karşısındaki duyguyu açığa vurur Toplumda neye önem verildiğini anlatan "Ye Kürküm Ye" gülmecesi, Hoca'nın dilinde, halkın tepkisini gösterir


Nasreddin Hoca'nın etkisi bütün toplum kesimlerine yayılmış, "İncili Çavuş", "Bekri Mustafa", "Bektaşi" gibi çok değişik yörelerin duygularını yansıtan gülmece türlerinin doğmasına olanak sağlamıştır Bunlardan ilk ikisi saray çevresinin oldukça kaba beğenisini, üçüncüsü de gene halkın Şeriat'ın katılığına karşı duyduğu tepkiyi dile getirir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.