Prof. Dr. Sinsi
|
Canım Anam

Anamı kaybettiğimde beş-altı yaşlarındaydım Sokakta gülle (misket)oynarken babam eve geldi bisikletle Neredeyse bisikletten düşercesine indi Evde bir ağıttır koptu  Ne olduğunu anlayamamış, merak da etmemiştim Sonra mahalleli toplanmaya başladı bizim evde Her gelenden sonra feryat,figan biraz daha yükseliyordu Ben yine de ne olduğuna dair bir bilgi sahibi değildim  Gülle oynamaya devam ediyordum ama garip bir his de dolmuştu içime  
Biri geldi yanıma "Annen ölmüş,gülle oynanır mı?"dedi Ben de -Verin gülleleri annem ölmüş,dedim Dedim ama anne nedir,ölüm nedir bilmeden Feryat,figanların çoğaldığı bir anda komşumuz olan bir teyze beni ve iki küçük kardeşimi aldı evlerine götürdü En küçük kardeşim ikibuçuk, ,onun büyüğü dört yaşındaydı Teyze bize sofra hazırlamıştı Biz birşeyler yerken onlar kendi aralarında konuşuyordu
-Yazık oldu kadıncağıza tam gün görecekken öldü  
-Sekiz tane öksüz nolacak şimdi?
-Åžu masumlara bak anam, can dayanmaz vallaha   
-Kele bacım en büyüğü onyedi yaşında sekiz çocuk,Allah Hoca amcaya yardım etsin
-Hoca amcaya nolacak bacım,Allah bu çocuklara yardım etsin
-Mahallenin bilmişleri kanına girdi kadının,doğursaydı nolurdu ki?
Bir yandan kahvaltımızı yaparken,bir yandan da konuşmaları değerlendirmeye çalışıyordum  Konuşmalardan çıkardığım sonuç:durumun vehametiydi İçime bir ürperti düştü ama, hala ağlamamıştım Küçük kardeşlerim de bilmiyordu ölümü  
Eve tekrar döndüğümüzde büyük bir kalabalık orada toplanmıştı Kimi başımızı okşuyor,kimi sarılıp ağlıyor,kimi bize para veriyordu Bir siyah taksi ve zencimsi uzun boylu bir şoför geldi Bizi gösterdiler Bizi arabaya bindirdi Şoför bize bazı sorular soruyor,aldığı cevaplar hoşuna gidiyor Aferin diyerek bizi onore ediyordu Ya da hoşuna gitmiş gibi yapıyordu teselli kabilinden
Cenaze köyümüze gömülecekti Köydeki evimize geldiğimizde sanki bütün köy orda toplanmıştı Ağıtlar arşa yükseliyor,kimse kimseyi teselli edemiyordu
-Vah EÅŸe’m vah sözleri deÄŸiÅŸik ağızlardan sürekli duyuluyordu
Mezarlığa geldiğimizde daha da büyük bir kalabalığın olduğunu gördük Biri: -Açın çocuklar annelerinin yüzünü görsün ,dedi Bazıları karşı çıksa da bizi tabutun başına getirdiler Tabutun kapağını kaldırıp kefeni açtılar Parlayan iki altın dişiyle,yarı açık gözleriyle tebessüm eder bir haldeydi Bu tablo yine birçoğunun feryadına sebep olurken ben yine ağlayamamıştım Ne kaybettiğimi,neler kaybettiğimi bilmediğimden olsa gerek  
Ağlayanların,feryat edenlerin ağıtları,her geçen gün azaldı Benimse ağıtlarım yeni başlıyordu Çünkü iyiye gitmediğini anlar olmuştum Farkında olmadan yaşadığım huzur ortamını yitirmiştim Her geçen gün de bu huzursuzluğun artacağını hissediyordum 
O yaşlarda bir çocuğun annesini daha iyi hatırlaması gerekirken ben niye hatırlamıyordum Bu soru zihnimi megul eder olmuştu Sorunun cevabı annemin ölümünde gizliydi
Anacağzım yaşayan sekiz çocuk, ölen iki çocuktan sonra onbirinci çocuğunu düşük yapıp kan kaybından ölmüştü Otuzbeş yaşındayken Yolun yarısında Otuzbeş yaş ve onbir çocuk Bugün rastlanabilinir mi acaba böyle bir örneğe?
Babam köyün hocası ama aynı zamanda hocalık yaptığı köyden olunca hem hoca hem köylü gibi yaşıyordu Yüz kadar davarımız,bahçelerimiz,köpeÄŸimiz,tavuklarımÄ ±z vardı Babam onbeÅŸ kardeÅŸin en küçüğü,nenemin yedi kızından sonra olan tek oÄŸluydu Kendisinden büyük yeÄŸenleri vardı Bize akran olabilecek bir amcaoÄŸlu veya halaoÄŸlu yoktu
Babam sesi çok güzel, zeki biriydi Yedi kızın üstüne olunca bu özellikleri de eklenince elüstünde tutulurdu Köyün üçte biri nerdeyse yeğeniydi Herkes çok severdi Sohbetini dinlemeye,sesini dinlemeye bayılırlardı Annem de bu özelliklerinin meftunu olmuştu  Askerdeyken ilk çocuğu olmuştu Sonraki çocukların arası bir-birbuçuk yaş devam etmişti
Annem ilk çocuğundan sekizinci çocuğuna kadar,yüz tane davara bakmış,,bahçe ile ilgilenmiş ve babamın özel hizmetine koşmuştu Hatta eşeğin,köpeğin yiyeceğini içeceğini anacağzım düşünürmüş
Çok çalışkan,çok saf bir kadınmış anam Çok da cesurmuş ayrıca Zifiri karanlıkta kimsenin gitmeye cesaret edemiyeceği yerlere gidermiş Yılanı kuyruğundan tuttuğu gibi silkeler,belini kırar atarmış
Bu kadar yükün altında hiç şikayet etmezmiş Kocasını çocuklarını çok severmiş Onun haline acırmış kimileri,kimileri gıpta edermiş Babamı taparcasına seven bacılarından bazıları acımasızca kardeşlerine iyi bakmadığından,ona iyi hizmet etmediğinden yakınırlarmış Babama aşık olan bir dul kadını babama iyi baksın diye yapmaya çalışırlarmış
Bu iş babamın da aklına yatınca:Anama:"Hatun sen çok yoruluyorsun,sana bir yardımcı getireyim,yükün hafiflesin"demiş Zaten canına tak eden kadıncağız iyi olur düşüncesiyle bunu kabul etmiş Gelen kadın gerçekten babamı ve bizleri çok severmiş Bizlere annemden daha çok o bakmış
Çocuklar da biraz büyüyünce anamın biraz yükü hafiflemiş ama kadınlık duyguları da kabarmaya başlamış Rahat edeyim derken huzuru kaçar olmuş Sık sık kuma kavgası yaşanır olmuş evde Babamın da huzuru iyice kaçmış Babamın kuma olarak aldığı kadının akrabaları da bu işe sıcak bakmamışlar Köyde de huzuru kaçmış
Bir çözüm olur düşüncesiyle şehre tayin istemiş Hanımın biri köyde biri şehirde kalır diye Hatta ilk başta çocukların da hepsini götürmemiş Köydeki bahçe,davarlar,mal-malel için İlk giden ekipte ben de vardım Yani anamın yanında Buna rağmen yine de anamı net hatırlamıyorum 
Benden küçük iki kardeşim daha olunca doğal olarak küçüklerle daha çok ilgilenmiş kadıncağız Belki ben de çocuksu bir tepkiyle uzak durmuşumdur
Önce dört çocuk şehire gelmiş dördü köyde kalmış Mahalleli hoca hanımına hoşgeldine geldiğinde sohbet çocuk sayısına gelince anam sekiz diye cevap verdiğinde afallarmış gelenler
-Abooov Bacım bu kadar çocuk bu genç yaşta,nasıl büyüttün,canına yazık değil mi? Aman ha bir daha çocuk yapma hayatını yaşa eleştiri ve telkinleri Anacağzım:Ne yapayım Allah veriyor bacım dermiş  
-Kız deli olma bunun çaresi var, tedbiri var dikkat et derken,anam gebe olduğunu anlamış
-Düşür bunu, şu ilaç,bu ilaç,derken Çocuk meğer düşük evresini geçmiş Bu gün için bir çaresi olur muydu bilemem ama, o gün doktorlar birşey yapamamış 
Daha hayatının baharında,hiçbir çocuğunun mürüvvetini görmeden,Bilinçsiz telkinlere safça kanarak kendi sonunu hazırlamış
Hatırladığım tek suretin tabuttaki gülen yüzün anam Gözünün yarı açık olmasıyla ,gülen simanla ne demek istediğini şimdi çok iyi anlıyorum anam Öldüğünde bilemedim,kıymetini,değerini ağlayamadım Ama bu yaşıma gelene kadar hergün ağladım anam Çünkü hergün yeniden öldün yüreyimde  Ruhun şad,mekanın cenet olsun anam Her geçen gün hasretin biteceği düşüncesi tek tesellim Gelirim yakında anam  İnşallah beni affedersin  Bahtsız anam  Canım anam   
Alıntı
|