Eşlerin Birbiri Üzerinde Olan Hakları... |
06-22-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Eşlerin Birbiri Üzerinde Olan Hakları...> >HANIMIN ERKEĞİ ÜZERİNDEKİ HAKLARI > > > > > >Erkek ; > > > >Eve gelince hanımına selam verip hatırını sormalı, üzüntü ve sevincine > >ortak olmalıdır Çünkü, o başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış > >bulunan dostu, dert ortağı, kendini neşelendiricisi, çocuklarının > >yetiştiricisi ve çeşitli ihtiyaçlarının gidericisidir > > > >Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Haksız olarak hanımını dövenin, > >Kıyamette hasmı ben olurum Hanımını döven, Allah ve Resulüne asi olur) > >[RNasıhin] (Kadınlarınıza eziyet etmeyin! Onlar, Allahü teâlânın sizlere > >emanetidir Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim] (Hanımına güler > >yüzle bakan erkeğin defterine bir köle azat etmiş sevabı yazılır) > >[RNasıhin] (Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü teâlâ sever, > >rızklarını artırır) [İLâl] Erkek, hep kendini kusurlu görmeli, (Ben iyi > >olsaydım, o böyle olmazdı) diye düşünmelidir Hanımının iyiliğini, iffetini > >Allahü teâlânın büyük nimeti bilmelidir Onun huysuzluklarına iyilikle > >muamele etmeli, iyiliği çoğalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli > >ve Allahü teâlâya şükretmelidir Çünkü, saliha bir kadın büyük bir > >nimettir İyi davranmak, sadece hanımı üzmemek değildir Onun verdiği > >sıkıntılara da katlanmak demektir Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Hanımının > >kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Hz Eyyüb gibi mükafatlara > >kavuşur Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz Asiye gibi sevaba > >kavuşur) [İGazali] İyi müslüman olmak için hanım ile iyi geçinmek > >şarttır Kur'an-ı kerimde de mealen, (Onlarla iyi, güzel geçinin!) > >buyuruluyor (Nisa 19) Aklı olan karı-koca, birbirini üzmez Hayat > >arkadaşını üzmek, incitmek, ahmaklık alametidir Zalim, huysuz kimsenin > >hayat arkadaşı devamlı üzülerek sinirleri bozulur Sinir hastası olur > >Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar hasıl olur Hayat arkadaşı hasta > >olan bir eş, mahvolmuş, saadeti sona ermiş demektir Eşinin hizmetinden, > >yardımlarından mahrum kalmıştır Ömrü, onun dertlerini dinlemekle, ona > >doktor aramakla, ona, alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla geçer Bütün bu > >felaketlere, bitmeyen sıkıntılara kendi huysuzluğu sebep olmuştur > >Dizlerini dövse de, ne yazık ki, bu pişmanlığının faydası olmaz O halde, > >hayat arkadaşına yapılacak huysuzluğun, işkencenin zararı kendine olur Ona > >karşı, hep güler yüzlü, tatlı dilli olmaya çalışmalıdır! Bunu yapabilen, > >rahat ve huzur içinde yaşar, Allahü teâlânın rızasını da kazanır! > >Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Ey iman edenler, kendinizi ve > >çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla > >taşlardır) [Tahrim 6] (Erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da > >erkekler üzerinde hakları vardır Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece > >üstünlüğe sahiptir) [Bekara 228] (Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir > >Çünkü Allahü teâlâ, bazı kullarını bazısından üstün yaratmıştır) [Nisâ 34] > >Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kadınları, Allahü teâlânın emaneti olarak > >aldınız ve onlara yaklaşmanız Allah’ın emri ile helal kılındı Sizin > >onların üzerinde hakkınız olduğu gibi, onların da sizin üzerinizde hakları > >vardır Yatağınızı kimseye çiğnetmemeleri ve maruf olan hususlarda size baş > >kaldırmamaları, onlar üzerindeki haklarınızdandır Onlar, bu haklarınıza > >riayet ederlerse, maruf üzere rızıklandırılıp giydirilmeleri onların > >hakkıdır) [İbni Cerir] (Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır Hiç bir > >şekilde doğru olamaz Onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın Kadının > >kırılması boşanması demektir) [Buhari] (Kadın zayıf yaratılmış ve > >avrettir Kadınların avretlerini evde tutarak örtün!) [İbni Lâl] Huzurun > >anahtarı tebessümdür > > > >Kusursuz kul olmaz Kusursuz arkadaş arayan, arkadaşsız kalır, kusursuz eş > >arayan bulamaz Yiğitlik, kusurlu insanla iyi geçinmektedir Evde hiçbir > >şeyi kusurlu bulmamalıdır! Tenkit, münakaşa, bir yuvanın yıkılmasına veya > >huzursuz hale gelmesine sebep olur Şunu iyi bilmeli ki, yalnız karı-koca > >değil, hiç kimse tenkitten hoşlanmaz Herkes takdir bekler Genel olarak > >kadınlar, süse düşkündür, giyimlerine dikkat ederler Aldığı bir elbise > >için, (Bu elbise, sana ne kadar da güzel yakışmış) dersek, bir şey > >kaybetmeyiz Çünkü dinimiz, hanımla iyi geçinmek için yalan söylemeyi bile > >caiz görmüştür Hele haklı bir takdiri esirgemek ahmaklıktır Bir kadın > >için en büyük mutluluk, kocasının kendisini takdir etmesidir Bilhassa > >kadınlar, basit şeylere dikkat ederler Bayramlarda, mübarek gecelerde, > >evlenme yıldönümlerinde ufak da olsa bir hediye vermeyi ihmal etmemelidir! > >Kadının biri, senelerce güzel yemekler yapar Buna rağmen, beyinden en ufak > >bir takdir, bir teşekkür görmez Bir gün kapalı bir sahan içinde saman > >koyup yemeklerle birlikte sofraya koyar Beyi kabı açıp samanı görünce, > >şaşırır, kızarak; - "Bu ne, saman yenir mi? Ben hayvan mıyım?" diye > >çıkışır Hanımı der ki: - Yıllardır nefis yemekler yapıyorum "Beyim galiba > >iyiyi, kötüyü ayıramıyor Önüne ne konsa yer" diye düşünmüştüm Şimdi, > >yalnız kötüyü anladığın, iyiyi hiç anlamadığın meydana çıktı Kötüyü tenkit > >etmesini bilen, iyiyi de takdir etmekten aciz olmamalıdır! Takdirden aciz > >olan da, tenkitten vazgeçmelidir! Beğendiği yemekler ve hizmetler için > >teşekkür etmek gerektiği gibi, beğenmedikleri için de teşekkür etmek > >gerekir Çünkü, beğenilmeyen yemekler için de aynı hizmeti yapmış, aynı > >gayreti göstermiştir Onun için atalarımız, "An beni bir kozla da, varsın > >çürük çıksın!" derler Biri, bize bir ceviz ikram etse, o da çürük çıksa, > >arkadaşa kızmak mı gerekir? Yabancıya gösterilen nezaketin hiç değilse onda > >birini, evde karı-koca birbirine göstermelidir! Kabalık, sevgiyi köreltir, > >huzursuzluğa yol açar Mesela yabancı birine (Hep aynı şeyi anlatıyorsun) > >diyemediğimiz halde, evimizde de hiç duymamış gibi dinleyemiyorsak, mesela > >(Yine aynı şeyleri mi anlatıyorsun) diyorsak, nezaketten ne kadar uzak > >olduğumuz anlaşılmış olur Evdeki mutluluk, iş yerindeki nezaketten daha > >mühimdir Huzur, milyarları kazanmaktan daha önemlidir O halde, takdir > >edici, nazik ve güler yüzlü olanın evinde geçimsizlik olmaz Peygamber > >efendimiz, eve gülümseyerek girer, selam verirdi Üzüntülü de olunsa, > >tebessüm ihmal edilmemelidir! Çünkü "Lisan-i hal, lisan-ı kalden entaktır", > >yani, hareketlerimiz, sözlerimizden daha fazla tesir eder Evet, tebessüm > >ateşinde erimeyen maden bulunmaz Kalblerin fethi gülümsemekten geçer Bir > >tebessüme esir olan genç, bir kızın hiçbir meziyetini dikkate almadan > >onunla evlenmek hatasına kurban gidebilir Müslüman güler yüzlü, münafık > >asık suratlı olur Tebessüm, bedavadır, alanı mutlu eder, vereni üzmez > >Bazen bir tebessümün hatırası ömür boyu unutulmaz Huzurun anahtarı > >tebessümdür Tebessüm edemeyen zavallıdır Gülümsemesini bilmek, dünya ve > >ahiret saadetine sebep olur > > > > > >Erkeğin de hanımı üzerinde hakkı çoktur > > > >Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kadının > >cihadı, kocası ile iyi geçinmektir) [Taberani] Bir kadın, kocasını güzel > >karşılar, güzel sözler söyleyerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışırdı > >Peygamber efendimiz aleyhisselam, kadının bu hareketinden dolayı kocasına > >buyurdu ki: (Hanımına selam söyle, yarı şehid sevabına kavuştuğunu haber > >ver!) [Şir’a] Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır: > >(Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur > >ve kocasına muti olursa, Cennete girer) [İbni Hibban] Erkeğini razı eden > >kadın için korku yoktur: (Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete > >girer) [Tirmizi] (Kocasına muhabbet gösteren, çocuk doğuran, öfkelendiği > >an veya kocası kendine kızdığı zaman, kocasını razı edinceye kadar uyumayan > >kadın Cennetliktir) [Taberani] Kadına ziynet eşyası mubahtır Ziynet almak > >için kocasını müşkül duruma düşürmemeli, yabancılara ziynetlerini > >göstermemelidir! Böyle olunca ziynetleri Cennete girmelerine mani olmaz: > >(Cennette kadınların az olduğunu gördüm Sebebini sordum "Onları altın ve > >ziynet eşyası meşgul etti" dediler) [İ Ahmed] Kocasına, elinden geldiği > >kadar güler yüzlü davranıp, sevgi göstermeli, dili ile de onu > >incitmemelidir: (Kıyamette Allahü teâlâ, kocasına dili ile eziyet eden > >kadının dilini 70 arşın uzun yapıp, boynuna dolar Kocasına kötü gözle > >bakan kadını da başı kesik ve bedeni parçalanmış hale çevirir) [Şir’a] > >(Senden ne gördüm) diyerek küfran-ı nimette bulunmamalıdır! (Eğer > >kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunmasalar, namaz kılanlar hemen > >Cennete girerdi) [Şir’a] (Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil > >ettiğini gördüm Sebebi de, çok lanet ederler ve kocalarına karşı küfran-ı > >nimette bulunurlar) [Buhari] Kocasına bir iyilik yapmışsa, başına > >kakmamalıdır Yeme ve giyme gibi hususlarda kocasını üzmemeli, yapamayacağı > >şeyi ondan istememelidir! Kocasının şerefini korumalı, her işte onun > >rızasını kazanıp gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır! (Kocanın hanımı > >üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir O halde > >kocasının hakkını gözetmeyen, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş olur) > >[Şir’a] Kadın, kocasını üzmemelidir Bir gün Hz Fatıma, ağlayarak > >babasının huzuruna geldi Resulullah buyurdu ki: - Ya Fatıma, niçin > >ağlıyorsun? - Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı Özür diledim > >Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum - Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın > >rızası kocanın rızasına bağlıdır Ne mutlu o kadına ki daima kocasının > >rızasını arar, kocası ondan razı olur Kadınlar için en üstün ibadet, > >kocasına itaattir Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan > >Cennete girmeye hak kazanır Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, > >Allahü teâlânın lanetinde olur) [R Nasıhin] Koca hakkına riayet, kadına > >cihad etmiş gibi sevap kazandırır Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Koca > >hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir) [Taberani] (Kadın, > >kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutamaz Eğer tutarsa, aç ve susuz > >kalmış olur, sevap kazanamaz Kocasından izinsiz evinden dışarı çıkamaz > >Çıkarsa, gökteki melekler, geri evine dönünceye kadar ona lanet eder) > >[Taberani] (Bir erkek, ihtiyacı için hanımını çağırsa, kadın tandır başında > >olsa da, hemen ihtiyacına cevap versin!) [Tirmizi] (Kocası çağırdığı halde > >yatağa gelmeyen kadına melekler sabaha kadar lanet eder) [Buhari] (Kadının > >üzerinde en büyük hak sahibi kocasıdır, erkeğin de anasıdır) [Hakim] > >(Kadın, kocasının izni olmadan kendi malını da harcayamaz) [Taberani] > >(İzinsiz evden çıkan kadına, kocası razı oluncaya kadar, güneşin ve ayın > >doğduğu her şey lanet eder) [Deylemi] (Kadın, kocasının hakkını > >ödemedikçe, Allahü teâlânın hakkını ödemiş olmaz) [Taberani] (Benden sonra > >erkeklere kadınlardan daha zararlı fitne bırakmadım) [Buhari] (Kadın, > >kocasından izinsiz [ana, baba, kardeşleri dahil] hiç kimseyi evine alamaz, > >nafile namaz kılamaz) [Taberani] (Kadınlarınızı süslü giyinmekten men > >ediniz! Beni İsrail kadınları süslü giyinip camiye gururlanarak yürüdükleri > >için lanetlenmişlerdir) [İbni Mace] (Kocası razı oluncaya kadar, kadının > >namazları ve hiçbir iyiliği kabul olmaz) [Taberani] (Kadının namazları > >kabul olmaz) demek, namaz borcundan kurtulur, fakat namaz kılmakla meydana > >gelecek büyük sevaba kavuşamaz demektir Namazı boşa gider demek değildir > >Bir kadından kocası razı olmazsa, kadın, günahının cezasını çektikten > >sonra, Cennete girer Cennete sadece kâfirler girmez Müslümanın günahı çok > >olsa da, sonunda mutlaka Cennete girer Karı koca iyi geçinip, > >birbirlerinin rızalarını almaya çalışmalıdır |
|