ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Serbest Forum (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=151)
-   -   Eşlerin Birbiri Üzerinde Olan Hakları... (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=134703)

Prof. Dr. Sinsi 06-22-2012 11:23 AM

Eşlerin Birbiri Üzerinde Olan Hakları...
 

> >HANIMIN ERKEĞİ ÜZERİNDEKİ HAKLARI
> >
> >
> >Erkek ;
> >
> >Eve gelince hanımına selam verip hatırını sormalı, üzüntü ve sevincine
> >ortak olmalıdır. Çünkü, o başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış
> >bulunan dostu, dert ortağı, kendini neşelendiricisi, çocuklarının
> >yetiştiricisi ve çeşitli ihtiyaçlarının gidericisidir.
> >
> >Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Haksız olarak hanımını dövenin,
> >Kıyamette hasmı ben olurum. Hanımını döven, Allah ve Resulüne asi olur.)
> >[R.Nasıhin] (Kadınlarınıza eziyet etmeyin! Onlar, Allahü teâlânın sizlere
> >emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim] (Hanımına güler
> >yüzle bakan erkeğin defterine bir köle azat etmiş sevabı yazılır.)
> >[R.Nasıhin] (Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü teâlâ sever,
> >rızklarını artırır.) [İ.Lâl] Erkek, hep kendini kusurlu görmeli, (Ben iyi
> >olsaydım, o böyle olmazdı) diye düşünmelidir. Hanımının iyiliğini, iffetini
> >Allahü teâlânın büyük nimeti bilmelidir. Onun huysuzluklarına iyilikle
> >muamele etmeli, iyiliği çoğalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli
> >ve Allahü teâlâya şükretmelidir. Çünkü, saliha bir kadın büyük bir
> >nimettir. İyi davranmak, sadece hanımı üzmemek değildir. Onun verdiği
> >sıkıntılara da katlanmak demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Hanımının
> >kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Hz. Eyyüb gibi mükafatlara
> >kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Asiye gibi sevaba
> >kavuşur.) [İ.Gazali] İyi müslüman olmak için hanım ile iyi geçinmek
> >şarttır. Kur'an-ı kerimde de mealen, (Onlarla iyi, güzel geçinin!)
> >buyuruluyor. (Nisa 19) Aklı olan karı-koca, birbirini üzmez. Hayat
> >arkadaşını üzmek, incitmek, ahmaklık alametidir. Zalim, huysuz kimsenin
> >hayat arkadaşı devamlı üzülerek sinirleri bozulur. Sinir hastası olur.
> >Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar hasıl olur. Hayat arkadaşı hasta
> >olan bir eş, mahvolmuş, saadeti sona ermiş demektir. Eşinin hizmetinden,
> >yardımlarından mahrum kalmıştır. Ömrü, onun dertlerini dinlemekle, ona
> >doktor aramakla, ona, alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla geçer. Bütün bu
> >felaketlere, bitmeyen sıkıntılara kendi huysuzluğu sebep olmuştur.
> >Dizlerini dövse de, ne yazık ki, bu pişmanlığının faydası olmaz. O halde,
> >hayat arkadaşına yapılacak huysuzluğun, işkencenin zararı kendine olur. Ona
> >karşı, hep güler yüzlü, tatlı dilli olmaya çalışmalıdır! Bunu yapabilen,
> >rahat ve huzur içinde yaşar, Allahü teâlânın rızasını da kazanır!
> >Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Ey iman edenler, kendinizi ve
> >çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla
> >taşlardır.) [Tahrim 6] (Erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da
> >erkekler üzerinde hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece
> >üstünlüğe sahiptir.) [Bekara 228] (Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir.
> >Çünkü Allahü teâlâ, bazı kullarını bazısından üstün yaratmıştır.) [Nisâ 34]
> >Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kadınları, Allahü teâlânın emaneti olarak
> >aldınız ve onlara yaklaşmanız Allah’ın emri ile helal kılındı. Sizin
> >onların üzerinde hakkınız olduğu gibi, onların da sizin üzerinizde hakları
> >vardır. Yatağınızı kimseye çiğnetmemeleri ve maruf olan hususlarda size baş
> >kaldırmamaları, onlar üzerindeki haklarınızdandır. Onlar, bu haklarınıza
> >riayet ederlerse, maruf üzere rızıklandırılıp giydirilmeleri onların
> >hakkıdır.) [İbni Cerir] (Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Hiç bir
> >şekilde doğru olamaz. Onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın. Kadının
> >kırılması boşanması demektir.) [Buhari] (Kadın zayıf yaratılmış ve
> >avrettir. Kadınların avretlerini evde tutarak örtün!) [İbni Lâl] Huzurun
> >anahtarı tebessümdür
> >
> >Kusursuz kul olmaz. Kusursuz arkadaş arayan, arkadaşsız kalır, kusursuz eş
> >arayan bulamaz. Yiğitlik, kusurlu insanla iyi geçinmektedir. Evde hiçbir
> >şeyi kusurlu bulmamalıdır! Tenkit, münakaşa, bir yuvanın yıkılmasına veya
> >huzursuz hale gelmesine sebep olur. Şunu iyi bilmeli ki, yalnız karı-koca
> >değil, hiç kimse tenkitten hoşlanmaz. Herkes takdir bekler. Genel olarak
> >kadınlar, süse düşkündür, giyimlerine dikkat ederler. Aldığı bir elbise
> >için, (Bu elbise, sana ne kadar da güzel yakışmış) dersek, bir şey
> >kaybetmeyiz. Çünkü dinimiz, hanımla iyi geçinmek için yalan söylemeyi bile
> >caiz görmüştür. Hele haklı bir takdiri esirgemek ahmaklıktır. Bir kadın
> >için en büyük mutluluk, kocasının kendisini takdir etmesidir. Bilhassa
> >kadınlar, basit şeylere dikkat ederler. Bayramlarda, mübarek gecelerde,
> >evlenme yıldönümlerinde ufak da olsa bir hediye vermeyi ihmal etmemelidir!
> >Kadının biri, senelerce güzel yemekler yapar. Buna rağmen, beyinden en ufak
> >bir takdir, bir teşekkür görmez. Bir gün kapalı bir sahan içinde saman
> >koyup yemeklerle birlikte sofraya koyar. Beyi kabı açıp samanı görünce,
> >şaşırır, kızarak; - "Bu ne, saman yenir mi? Ben hayvan mıyım?" diye
> >çıkışır. Hanımı der ki: - Yıllardır nefis yemekler yapıyorum. "Beyim galiba
> >iyiyi, kötüyü ayıramıyor. Önüne ne konsa yer" diye düşünmüştüm. Şimdi,
> >yalnız kötüyü anladığın, iyiyi hiç anlamadığın meydana çıktı. Kötüyü tenkit
> >etmesini bilen, iyiyi de takdir etmekten aciz olmamalıdır! Takdirden aciz
> >olan da, tenkitten vazgeçmelidir! Beğendiği yemekler ve hizmetler için
> >teşekkür etmek gerektiği gibi, beğenmedikleri için de teşekkür etmek
> >gerekir. Çünkü, beğenilmeyen yemekler için de aynı hizmeti yapmış, aynı
> >gayreti göstermiştir. Onun için atalarımız, "An beni bir kozla da, varsın
> >çürük çıksın!" derler. Biri, bize bir ceviz ikram etse, o da çürük çıksa,
> >arkadaşa kızmak mı gerekir? Yabancıya gösterilen nezaketin hiç değilse onda
> >birini, evde karı-koca birbirine göstermelidir! Kabalık, sevgiyi köreltir,
> >huzursuzluğa yol açar. Mesela yabancı birine (Hep aynı şeyi anlatıyorsun)
> >diyemediğimiz halde, evimizde de hiç duymamış gibi dinleyemiyorsak, mesela
> >(Yine aynı şeyleri mi anlatıyorsun) diyorsak, nezaketten ne kadar uzak
> >olduğumuz anlaşılmış olur. Evdeki mutluluk, iş yerindeki nezaketten daha
> >mühimdir. Huzur, milyarları kazanmaktan daha önemlidir. O halde, takdir
> >edici, nazik ve güler yüzlü olanın evinde geçimsizlik olmaz. Peygamber
> >efendimiz, eve gülümseyerek girer, selam verirdi. Üzüntülü de olunsa,
> >tebessüm ihmal edilmemelidir! Çünkü "Lisan-i hal, lisan-ı kalden entaktır",
> >yani, hareketlerimiz, sözlerimizden daha fazla tesir eder. Evet, tebessüm
> >ateşinde erimeyen maden bulunmaz. Kalblerin fethi gülümsemekten geçer. Bir
> >tebessüme esir olan genç, bir kızın hiçbir meziyetini dikkate almadan
> >onunla evlenmek hatasına kurban gidebilir. Müslüman güler yüzlü, münafık
> >asık suratlı olur. Tebessüm, bedavadır, alanı mutlu eder, vereni üzmez.
> >Bazen bir tebessümün hatırası ömür boyu unutulmaz. Huzurun anahtarı
> >tebessümdür. Tebessüm edemeyen zavallıdır. Gülümsemesini bilmek, dünya ve
> >ahiret saadetine sebep olur.
> >
> >
> >Erkeğin de hanımı üzerinde hakkı çoktur.
> >
> >Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kadının
> >cihadı, kocası ile iyi geçinmektir.) [Taberani] Bir kadın, kocasını güzel
> >karşılar, güzel sözler söyleyerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışırdı.
> >Peygamber efendimiz aleyhisselam, kadının bu hareketinden dolayı kocasına
> >buyurdu ki: (Hanımına selam söyle, yarı şehid sevabına kavuştuğunu haber
> >ver!) [Şir’a] Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır:
> >(Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur
> >ve kocasına muti olursa, Cennete girer.) [İbni Hibban] Erkeğini razı eden
> >kadın için korku yoktur: (Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete
> >girer.) [Tirmizi] (Kocasına muhabbet gösteren, çocuk doğuran, öfkelendiği
> >an veya kocası kendine kızdığı zaman, kocasını razı edinceye kadar uyumayan
> >kadın Cennetliktir.) [Taberani] Kadına ziynet eşyası mubahtır. Ziynet almak
> >için kocasını müşkül duruma düşürmemeli, yabancılara ziynetlerini
> >göstermemelidir! Böyle olunca ziynetleri Cennete girmelerine mani olmaz:
> >(Cennette kadınların az olduğunu gördüm. Sebebini sordum. "Onları altın ve
> >ziynet eşyası meşgul etti" dediler.) [İ. Ahmed] Kocasına, elinden geldiği
> >kadar güler yüzlü davranıp, sevgi göstermeli, dili ile de onu
> >incitmemelidir: (Kıyamette Allahü teâlâ, kocasına dili ile eziyet eden
> >kadının dilini 70 arşın uzun yapıp, boynuna dolar. Kocasına kötü gözle
> >bakan kadını da başı kesik ve bedeni parçalanmış hale çevirir.) [Şir’a]
> >(Senden ne gördüm) diyerek küfran-ı nimette bulunmamalıdır! (Eğer
> >kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunmasalar, namaz kılanlar hemen
> >Cennete girerdi.) [Şir’a] (Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil
> >ettiğini gördüm. Sebebi de, çok lanet ederler ve kocalarına karşı küfran-ı
> >nimette bulunurlar.) [Buhari] Kocasına bir iyilik yapmışsa, başına
> >kakmamalıdır. Yeme ve giyme gibi hususlarda kocasını üzmemeli, yapamayacağı
> >şeyi ondan istememelidir! Kocasının şerefini korumalı, her işte onun
> >rızasını kazanıp gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır! (Kocanın hanımı
> >üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O halde
> >kocasının hakkını gözetmeyen, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş olur.)
> >[Şir’a] Kadın, kocasını üzmemelidir. Bir gün Hz. Fatıma, ağlayarak
> >babasının huzuruna geldi. Resulullah buyurdu ki: - Ya Fatıma, niçin
> >ağlıyorsun? - Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim.
> >Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum. - Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın
> >rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının
> >rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet,
> >kocasına itaattir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan
> >Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar,
> >Allahü teâlânın lanetinde olur.) [R. Nasıhin] Koca hakkına riayet, kadına
> >cihad etmiş gibi sevap kazandırır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Koca
> >hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir.) [Taberani] (Kadın,
> >kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutamaz. Eğer tutarsa, aç ve susuz
> >kalmış olur, sevap kazanamaz. Kocasından izinsiz evinden dışarı çıkamaz.
> >Çıkarsa, gökteki melekler, geri evine dönünceye kadar ona lanet eder.)
> >[Taberani] (Bir erkek, ihtiyacı için hanımını çağırsa, kadın tandır başında
> >olsa da, hemen ihtiyacına cevap versin!) [Tirmizi] (Kocası çağırdığı halde
> >yatağa gelmeyen kadına melekler sabaha kadar lanet eder.) [Buhari] (Kadının
> >üzerinde en büyük hak sahibi kocasıdır, erkeğin de anasıdır.) [Hakim]
> >(Kadın, kocasının izni olmadan kendi malını da harcayamaz.) [Taberani]
> >(İzinsiz evden çıkan kadına, kocası razı oluncaya kadar, güneşin ve ayın
> >doğduğu her şey lanet eder.) [Deylemi] (Kadın, kocasının hakkını
> >ödemedikçe, Allahü teâlânın hakkını ödemiş olmaz.) [Taberani] (Benden sonra
> >erkeklere kadınlardan daha zararlı fitne bırakmadım.) [Buhari] (Kadın,
> >kocasından izinsiz [ana, baba, kardeşleri dahil] hiç kimseyi evine alamaz,
> >nafile namaz kılamaz.) [Taberani] (Kadınlarınızı süslü giyinmekten men
> >ediniz! Beni İsrail kadınları süslü giyinip camiye gururlanarak yürüdükleri
> >için lanetlenmişlerdir.) [İbni Mace] (Kocası razı oluncaya kadar, kadının
> >namazları ve hiçbir iyiliği kabul olmaz.) [Taberani] (Kadının namazları
> >kabul olmaz) demek, namaz borcundan kurtulur, fakat namaz kılmakla meydana
> >gelecek büyük sevaba kavuşamaz demektir. Namazı boşa gider demek değildir.
> >Bir kadından kocası razı olmazsa, kadın, günahının cezasını çektikten
> >sonra, Cennete girer. Cennete sadece kâfirler girmez. Müslümanın günahı çok
> >olsa da, sonunda mutlaka Cennete girer. Karı koca iyi geçinip,
> >birbirlerinin rızalarını almaya çalışmalıdır.




Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.