|  | Karadeniz Türkülerinde Kadın |  | 
|  05-06-2009 | #1 | 
| 
GöKKuŞaĞı   |   Karadeniz Türkülerinde KadınEtkileyicidirler, genelde yeşil - ela gözlü ve deniz kokulu kadınlardır  Ama bütün hayatı da sırtlarında taşıyıp çoğu insanın altında ezileceği günlük yaşamı kaldıran insanlardır   Ruhuna Karadeniz işlemiş kadındır Karadeniz kadını  Rize'den geleni bellerde silah, Giresun’dan gelen yarım kalan dalgalar, Samsun'lusu konuşurken gülümseteni, Sinoplusu güneşin sıcaklığı, Zonguldak'tan geleni kömür karası, kömür sıcaklığı, vazgeçilmezliğidir   “karadeniz hırçın kız  al bizi kollaruna çalkala dalga dalga köpük köpük yakamoz ” Anaerkil aile düzenini yaşatmayı başarmış kadındır  Samsun'dan itibaren doğuya doğru gittikçe görülen Karadeniz kadını daha bir has özellikler sunar  Çalışkan, zeki, sorumluluk sahibi, düşünceli ve anaçtırlar  Anadolu’nun diğer bölgelerinin aksine Karadeniz’de ozanlık geleneğini daha çok kadınlar üstlenir  Çok güzel türkü söylerler   “Yüreğum dert dolidur,  Perdelidur görinmez   Etsam halumi tarif, Tarif etmeye gelmez” Karadeniz kadını çok çalışmasına ve çalışmaya kendilerini adamalarına rağmen erkeklerden çok daha uzun yaşarlar  Tabi bunlar bilimsel araştırma sonuçları değil; uzun deneyimler ve kişisel gözlemler  Fakat Karadeniz’i gören, bilen, yaşayan herkes bilir ki Karadeniz köyleri dul kalmış yaşlı kadınlarla doludur  Sevecendirler ve konuşmayı severler  Espri anlayışları da gelişmiştir Genelde ailede çalışan kişi onlardır dolayısıyla ailenin kontrolü de ellerinde olur  Her şeyi onlar yapmak ister  Diktatörlükleri biraz da buradan gelir  Karadeniz erkeğini yoğuran, tımarlayan peştamallı amazon tipidir Karadeniz kadını   “Güneş vurdi çatlatti  Yarumun ellerini Peştamal gizleyidi Köyün güzellerini”  Çok rahat adam dövebilen, bu noktada erkeklerin önlerinde saygıyla eğildikleri tiplerdir  Sizi onlara çeken güzelliklerinden ziyade taşıdığı az rastlanan türden ruh halleridir  Kıskançlığın hası da onlardadır, sevginin hası da   “Çiktum dağa oturdum  Mavi yelek dokudum Kaybana sevdaluğun Mektebini okudum” Onlar sayesinde arayıp da bulamadığınız birçok değeri tek bir vücut altında kolaylıkla bulabilirsiniz  Engebeli arazinin, değişken iklimin veya yörenin diğer getirilerinin haricinde onlara bu özellikleri katan başka bir hadise vardır  Lakin bu hadise nedir veya ne değildir bilinmez     Evine ve ailesine canı pahasına bağlı hatun tipidir  "sadakatli kadın" olgusunun canlı örneğidir  Vefalıdır, vefalı olduğu kadar aldatılmaya da müsamahasızdır  Kahveye girip kendisini Rus kadınlarıyla aldatan kocasını utandırmak adına hiç çekinmeden " ula Yaşar, bu bendeki   değil mi?" diyebilen ve de edep yerini gösterebilen bir kadın modelidir Karadeniz kadını  Bu noktada kocaları tarafından "içişleri bakanı" olarak adlandırılan dişilerdir   Yaylaya giderken peşine takılan erkeğin;  kendisine attığı türküye; “Gideyiken yaylaya da  Buldum bakır parası Uşak gelma peşume da Yersun biçak yarasi” diyerek cevap veren delikanlı kadındır   Kadın olması demek ekstradan bir de kendini yakıp yıkması, parçalaması anlamına gelir ki bunu kimseler fark etmez     Tarlayı kazan kocasına acıyıp kinayeli bir şekilde;  “oldun altmiş yaşina  Sen saban tutamassun” diye atma türkü atarken;  “oyle saban tutarum  Arkini aşamassun” Şeklinde cevap alınca cinleri tepesine çıkan ve  “saçlaruna ak düşti  Sen fazla yaşamazsun” diyerek gerçek duygularını bir türlü açığa vuramayan kadındır Karadeniz kadını  Bu noktada tüm Karadenizliler gibi ani parlar, yıkar geçer ama alacağı son cevaptan sonra: “O Allah’un işidur  Ona karişamazsun” Hemen söner    dalaaar gider      Çok güçlü ve cesur kadındır  100 kiloluk cay terisi (toplandıktan sonra çayın konulduğu bez) ya da kendi ağırlığından daha fazla çeken odunu taşıyabilir, çocuğunu doğurmadan önceki gün tarlada yağmur altında çalışmaya devam eder    Her birinin sarsıcı bir yasam hikâyesi vardır kesinlikle  Neşeli görünen yüzlerinin aksine üzgündürler, ağıtları yürek burkar  Kaynanalarından çok çekerler: “Dağda belimde odun beni ne hale koydun  Tarlada ırgat avrat hanede hazır hatun Bir uşak göbeğimde altısı eteğimde Yedi bitirdi beni anandaki o çene” “Danalari satupta  Yedurdum kaynanaya Gene gönli olmadi Hep bakayi havaya” Ama daha da beter kaynana olurlar   “Ormanda gezeyisun  Maymuna benzeyisun Oldun yaban domuzi Oğlumi ezeyisun” Çocuğu olanlara anne, kocası olanlara eş, evde oturanlarına ev hanımı, komşuluk yapanlara komşu, iyi olanlarına iyi, kötü olanlarına kötü,güzel olanlarına güzel denilen kadınlardır  Yani her kadın gibi kadındır ama yine de her kadından yaşam tarzı olarak farklıdır kadını Karadeniz’in   Burunları dik, gözünü budaktan sakınmayan gururlu kadınlardır ama ayni oranda da baba otoritesini her zaman hisseden kadınlardır  Evin gerçek reisidir aslında ama dışarıya her zaman kocam ne derse o olur havasını vermeyi de çok iyi başarır   “Dumanda kaybolursun  Peşume gel peşume Anan babana derdi Rastlamadum eşune  ” Genel olarak evin bütün işlerini kadın yüklenmiş, erkek sadece bir sembolden öteye gidememişken yine de dışarıya sanki erkeğin sözünden çıkmayan bir görüntü yansıtması da tam bu baba korkusuna dayanır   “Dere akıyor dere  Dert olmadığı yere Bağladiler başumi İstemeduğum yere”  Erkekten korkması değildir onu böyle yapan  Taşıyacağından fazlası omuzlarına yüklenmiş sorumluluklarının ağırlığıdır belki    Güvensizlikleridir belki ya da sadece kadın olmasıdır  Sıfatlardan arındırılıp yalnızca kadın denebilirse daha iyi anlaşılabilecek kadındır Karadeniz kadını   “Geç koyunun önüne  fınduklugi yemesun sevupta alamayan ben evlendum demesun” Karadeniz kadını, denizin ve zor bir coğrafyanın tüm özelliklerini taşıyan, diğer yörelerin kadını gibi cefakâr ve vekafar fakat diğer kadınlarımızdan farklı olarak, töre, yasak nedir bilmeyen, tuttuğunu koparan, çay bahçesinden fındıklığa, mısır tarlalarından kiraz bahçelerine koşturan, cana yakın, samimi    Sabahın üçünde tütün dizmeye başlayabilirler  Biraz deli olup ateş alan bir öfkeye sahip olabilir bazıları  Genelleme yapmaktan kaçınmak lazım tabi ama engebeli coğrafya koşullarından da etkilenen bu kadınlar bazen dünyaya bedel olabilir   “Çarşida pineklerum  Çift oldi köpeklerum Çok afkurma (havlama) karşimda Ben kendumi beklerum” Karadeniz gibi doğal güzelliği olan kadınlardır  Karalâhana, hamsi ve mısır ekmeği üçlüsünü sofrasının olamazsa olmazı yapan insandır  Hamsili pilavları ile parmaklarını yiyebilir insan  Yine bazılarının en imrenilecek şeyleri hayata karşı duruşlarıdır  Hiç yılmazlar, sonuna kadar yaşarlar  Vazgeçmezler, çok güçlü kadınlardır  Bunu erken yaşta anlamlandırmayabilir insan ama bir zaman sonra hayran kalır kendilerine  Etkileyicidirler, genelde yeşil - ela gözlü ve deniz kokulu kadınlardır  Ama bütün hayatı da sırtlarında taşıyıp çoğu insanın altında ezileceği günlük yaşamı kaldıran insanlardır   “Bazen de yanar yürek  Nasıl desen sönemez Acıyı çeken bilir Çekmeyenler bilemez” Bir de ellerinden anlaşılan kadınlardır  Avuç içlerine bakın, emekleri avuç içlerindeki ve ellerindeki yıpranmışlıkta yatar  Gerçek kadındır çoğu, güzellikleri emekleriyle ellerine yansıyan    Hayatı görmüş geçirmiştir, bir kısım şehirdekiler gibi kadını bakımlı tırnak olarak geçmez köydeki kadınlar, hayatlarındaki sorunları da kırık tırnakları değildir  Gerçi artık Karadeniz de iyice şehirleşmiş, köylerinin yerine kasabalar, müstakil evlerinin yerine apartmanlar dikilmiştir  Ama hala küçüklüğünde ağaçlara tırmanan büyüdüğünde ise sırtına yükünü alıp tepeyi aşan kadınlar vardır    Gereğinde hem erkek hem kadın olabilen, ataerkil gözüken toplumda anaerkil düzeni kurmuş olan cesur, kendinden emin, tuttuğunu koparan, gencecik yaşında dul kalıp aslanlar gibi evlatlar yetiştiren, yetmişinden sonra İstanbul’daki evini satıp, Karadeniz’in çetin yamaçlarında kendi evini yapabilen, kar, kış, tipi, sel demeden İstanbul-Karadeniz arası mekik dokuyabilen bundan gocunmayan, çayını, fındığını toplayan, gerekirse ticaret erbabı olan, evinin hanımı, eşinin en büyük desteği, çocuklarının canı, anası olup gereğinde eline korkmadan silah alan, ava çıkan, çeşanı sırtında en hareketli türküleri dilinde, Karadeniz gibi her daim hareketli, yerinde duramayan - kilolu olsalar da değişmez bu- hamsiden, muhlamadan, yoğurt doğramasından, lahanadan, mısır ekmeğinden vazgeçmeyen, içi kan ağlasa da hayatta kalanları hayata tutundurabilmek için her daim neşeli görünebilen kadındır   Karadeniz’de bilinenin aksine annenin onayı olmadan bir adım dahi atılmaz  Böylesine güç sahibidir Karadeniz kadını    Saçlarının fırtınasında gemiler yüzdüren, kocaman dünyasını sırtındaki sepete sığdıramayıp göz bebeğinde taşıyan, denizi görünce içinde bulunduğu taşıtın camına yapışan kadındır  Karadeniz kadınında artık sert dalgalarından, şiddetli, bitmek bilmez yağmurundan mı desek, farklıdır  Karadeniz kadını erkekle eşittir  Hatta çoğu kez ondan üstündür  Bu nedenle çok horlanan itileni de vardır  Karadeniz kadını ağlamaz yine, yüzü güleç, yine dimdik ayakta… 
				__________________ Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar  Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK  GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali  GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Karadeniz Türkülerinde Kadın |  | 
|  05-06-2009 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Karadeniz Türkülerinde Kadın Süper arkadaşım  Emeğine sağlık   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Karadeniz Türkülerinde Kadın |  | 
|  05-08-2009 | #3 | 
| 
JOKER
 |   Cevap : Karadeniz Türkülerinde Kadıngüzel paylaşımmış evet bizim kadınlarımız bir tanedir gerçekten    
				__________________  Why so serious? JOKER    | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Karadeniz Türkülerinde Kadın |  | 
|  05-08-2009 | #4 | 
| 
bonsoir
 |   Cevap : Karadeniz Türkülerinde Kadınçok güzel bir araştırma olmuş   Paylaşımın için teşekkürler   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Karadeniz Türkülerinde Kadın |  | 
|  05-08-2009 | #5 | 
| 
KRDNZ   |   Cevap : Karadeniz Türkülerinde KadınEvet kesinlikle katılıyorum biz bitaneyiz   | 
|   | 
|  | 
|  |