Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
celaleddini, mevlana, rumi

Mevlana Celaleddin-i rumi H.Z

Eski 10-09-2008   #1
fatmanur
Varsayılan

Mevlana Celaleddin-i rumi H.Z



EĞER BİR YARASA GÜNEŞ'TEN BESLENMEYE BAŞLARSA BELLİ Kİ ARTIK O GÜNEŞ, GÜNEŞ DEĞİLDİR
EğER YARASA GÜNEŞ'TEN NEFRET EDERSE BELLİ Kİ GÜNEŞ PARLAYAN GERÇEK GÜNEŞ'TİR
(Mevlâna)
Geçen sayılarımızda Mevlâna Hazretlerinin Konya'ya yerleşmesini, mürşidi Şems Hazretleri ile karşılaşmasını, Onu kaybettikten sonra arka arkaya eserler yarattığını yazmıştık
Mevlâna bir gün Sultan İzzeddin Keykams'a;
- Ne diyeyim, sana çoban ol, demişler kurt oluyorsun Bekçilik et, demişler, hırsızlığa kalkıyorsun Allah seni padişah yapmış, sen şeytana uyuyorsun, diyerek hatalarını yüzüne vurmuştu
- Bize almayı değil, vermeyi öğrettiler diyerek eline ne geçerse dağıtıyordu
Müridlerine ellerinin emeği ile geçinmelerini "bir lokma, bir hırka" diyerek halka yük olmamalarını öğütlüyordu İnsanlar dünya ve ahiret için çalışmalıydılar Bu iki yönlü çalışmanın insanı mutlu kılacağını söylüyordu
Konya yakınlarındaki Elâtun manastırındaki papazlar da Mevlâna'nın sohbetlerini huşû içinde dinliyorlardı
Bir gün Konya çarşısından geçerken bir papazla karşılaştı Papaz Mevlâna'yı görünce eğilerek selâm verdi Mevlâna daha fazla eğilerek selâm verdi Papaz doğrulunca baktı ki Mevlâna hâlâ saygı duruşunda Sonunda görüşüp ayrıldılar Biraz ilerledikten sonra Mevlâna;
- Şükür Allah'a tevazuda da papazı yendik, demişti
Uğruna ömrünü bağışladığı, eşsiz sevgili dediği "Allah aşkı" ile yanan Mevlâna bütün ömrünü şu cümle ile özetliyor:
"Bütün ömrümün hülâsası şu üç sözden fazla değil; HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM"
Eğitim ve yetişme devrinin hamlığını mürşidi Şems-i Tebrizi ile pişirmiş, gerçeği öğrendikten sonra da Allah aşkı ile yanmıştı
Mevlâna herkesi seviyor, herkesi kabul ediyordu Bir rubaisinde;
Yine gel Yine gel
Her kim olursan ol yine gel
İster kâfir ol, ister mecusî, ister putperest
İster yüz kere bozmuş olsan tövbeni
Umutsuzluk kapısı değil bu kapı
Nasılsan öyle gel
der
Bir gün oğlu Sultan Veled'e şu nasihatte bulundu;
- Oğlum, eğer düşmanını seversen düşmanının da seni sevmesini istersen, kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle Göreceksin ki, o düşman senin en yakın dostun olacaktır Çünkü gönülden dile, dilden de gönüle yol vardır
Sevmek insana huzur verir, sevgi kapıları Allah sevgisi ile açılır Allah'ı seven kulluğunu herkesi severek gösterir Mevlâna coşkun aşkını müzikle ve sema ederek besliyordu "Sema âşıkların gıdasıdır Çünkü onda Cânân'a (Allah'a) vuslatın (kavuşmanın) hayali vardır" diyor, sema ediyor, cezbe halinde dünyadan ayrılıyordu
Yine bir rubaisinde;
Yaşadığım sürece Kur'ân'ın kuluyum ben
Hz MUHAMMED'in yolunun tozuyum ben
diyordu
Allah'a kul olmanın büyüklük olduğunu, tevazunun en büyük teslimiyet olduğunu da şu cümlelerle anlatıyordu:
KUL OL DA, AT GİBİ YÜRÜ YERYÜZÜNDE, CENAZE GİBİ HALKIN OMUZUNA BİNİP DE YÜKSELMEYE ÇALIŞMA
Yıllar birbirini kovalamış, geceli gündüzlü yazılan Mesnevî bitmişti Görevini tamamlamış insanların huzuru içinde olan Mevlâna hasta yatağında "düğün günü" dediği ölüm gününü bekliyordu 17 Aralık 1273 Pazar günü vefat etti
Mevlâna hamken pişmiş, yanmış, ama onun tutuşturduğu ocak, ondan sonra da yanmaya devam ediyordu
Mevlâna'nın büyük ve ölümsüz eseri Mesnevî, Farsça, manzum yazı ve altı ciltliktir, ibret verici hikâyelerle süslenmiştir Bunlardan küçük bir bölümünü aşağıda sizlere veriyoruz:
Fakir çoban kırlarda koyunları ile dolaşırken çevreyi inceliyor ve her gördüğü bitkide, hayvanda Allah'ı hissediyordu Öylesine Allah'ı SEVİYORDU ki, O'na HİZMET etmek istiyordu Çok fakirdi, üstündeki giyeceklerden başka hiçbir şeyi yoktu Herkesten uzak dağlarda yaşadığı için, başka bir yaşam tarzı olduğunu da düşünemiyordu Herkesi kendi gibi zannediyordu ALLAH'I DA Aklına Allah'ın elbiselerini yıkayıp, saçlarındaki bitleri kırmak geldi! Başladı Allah'la konuşmaya;
- Ey Allah'ım! Ne olur bana elbiselerini ver yıkayayım Getir saçlarındaki bitleri kırayım
O sırada bu konuşmayı oradan geçmekte olan Hz Musa duydu Fakir çobana çıkıştı;
- Ey çoban! Hiç Allah'ın elbisesi, saçları olur mu? Ne biçim konuşuyorsun sen?
Çoban mahçup, sustu Hz Musa da ilerledi Tam yola koyulmuştu ki, Allah'tan gelen bir vahiyle durakladı:
- EY MUSA! ARAMIZDAN ÇIKSANA! NE GÜZEL KONUŞUYORDUK ÇOBANLA
****
Mevlâna'ya göre dünyaya aşırı sevgi duyanlar, yer altında yaşayan kurtçuğa benzerler O karanlık ortamı beğenir, onunla yetinirler Kulakları ve gözleri sadece maddeye ve maddî hazlara yönelmiştir Bu durumda kalp gözüne, kalp kulağına ihtiyaçları olmadığı için İNSAN-I HAYVAN olarak kalmışlardır
****
Orucu Allah sevgisi ile tutmak gerekir Allah'tan çekinirim ve cömerdim Bu zekâtla oruç ikisine de şahittir Oruç der ki: "Bu helâlden (helâli yemekten bile) çekindi, bil ki harama ulaşmasına artık imkân yok!"
Zekât der ki: "Kendi malını bile veriyor artık, kendisiyle aynı yolda olandan nasıl çalar?"
Fakat (kul) bu işleri (bu ibadetleri) riya ile yaparsa o iki tanık Allah'ın adalet mahkemesine kabul edilmezler
****
Mevlâna, kâinatı sanki at gözlükleri takmış gibi dar bir açıdan görme yetersizliğinden kurtulup KUR'ÂN'I KONUŞTURABİLEN ÂLİMLERE SEVGİ duymaktadır
Kur'ân'ın mânâsını ancak Kur'ân'dan, yahut da heva ve hevesini ateşe vurmuş, Kur'ân'ın huzurunda alçalmış, kurban olmuş, ruhu Kur'ân kesilmiş adamdan sor, der
****
Mevlâna Mesnevî'de bir devenin yularını ele alıp kurula kurula onu güden bir farecikten bahseder Derin bir ırmağın kenarına gelince duran fareciğe deve;
- Bu duraklama ne? Niye şaşırdın? Irmağa değercesine ayak bas, gir suya Sen kılavuzsun, benim önümsün, der
Sonra da kendisi suya girip de "Su diz boyu imiş" diyerek, fareciği cesaretlendirmek isteyince, fare der ki;
- Sana diz boyu ama benim tepemden yüz arşın geçer
Hak etmeden idarecilik mevkiine gelen kişi bir güçlükle karşılaştı mı, emrinde çalışandan yardım ister
****
Mevlâna Fi Hî Mafih adlı eserinde şöyle belirtir:
Hz İsa çok gülerdi, HzYahya çok ağlardıHz Yahya Hz İsa'ya;
- Sen Allah'ın ince hilelerinden güven içinde bulunduğun için mi böyle gülüyorsun? deyince Hz İsa;
- Sen de Allah'ın ince, lâtif ve garip LÜTÛF'larından haberin olmadığı için mi bu kadar ağlıyorsun? dedi
Allah dostu bir kişi bu konuşmaya şahit oldu Allah'a sordu:
-Bu ikisinden hangisinin makamı yücedir?
El-cevap:
BANA İYİ NİYET BESLEYEN DAHA ÜSTÜNDÜR
****
Mevlâna, müridin manevî midesi olan aklını ve gönlünü hakiki şeyhin sohbetinden gıdalandırması gerektiğini Mesnevî'de şöyle belirtiyor:
Mideni şu ottan (yavan sözlerden) vazgeçir Reyhan ve gül yemeye başla Ot ve arpa yiyen kurban olur NUR'a ULAŞMIŞ ŞEYH, insana yol bildirir, sözünü nurla yoldaş eder Çalış, çabala da NUR'a ulaş, sözünden Allah nuru aksın
****
Ey kardeşim, sen tepeden tırnağa kadar düşüncesin!
Gerisi kemikten ve dokudan ibarettir
Eğer düşüncelerin gül gibiyse sen gül bahçesisin
Eğer dikenler gibiyse, sen diken bahçesisin
****
Uyanık görünen kişi aslında derin uykudadır
Uyanıklığı uykudan da beterdir
Varlığın Allah ile uyanık değilse,
Uyanıklığın, hapishanedeki uyanıklık gibidir
****
Kibirli kişi başkalarının günahını gördüğünde,
Cehennem ateşi gibi alevlenir, kendinden geçer
Kibirliliğini dîn koruculuğu olarak algılar
Kendi kötü nefsine bakmaz, kibri seçer
****
Bir damla akıl verdin bana huzurundan,
Denizlerine ulaştır, kurtar beni bu damlalıktan
****
Kadın Allah'ın nurudur, sadece sevgili değil,
O, yaratıcı olduğundan, yalnızca yaratılmış değil
****
Ey oğul, bağları kır hür olmaya bak!
Ne zamana kadar altın ve gümüşün esiri kalacaksın?
Denizi bir kovaya boşaltmaya çalışsan da,
Kova bir günlük ihtiyacını alır ancak
****
OLGUN KİŞİNİN HALİNDEN ANLAYAMAZ HAM,
ÖYLEYSE SÖZÜ KISA KESMEK GEREK VESSELÂM (Mesnevî'den)

__________________
Ya Rahman!
Sen öyle rahmet edersin ki rahmetinin bir cilvesi cennetim olur
Rahmetinden bir parıltı sonsuz mutluluğumdur
Rahmetinin bir damlası herkesin rızkına kefil olur
Su çorak gönlüme merhametini indir
Su fani ömrümü sonsuzluğa eriştir
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.