Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bende, gidişin, intihar

Gidişin Bir İntihar Bende

Eski 07-22-2008   #1
hayko26
Varsayılan

Gidişin Bir İntihar Bende




Bir gün söz bitti

Yorgun kuslar gelip gitti aramizdan

Hiç farketmedik

Gök de gitti

Kalakaldik

içimizde bulutlar

Çoktandir, kendime yorgunum

Bir de sana

Yagdi yagacak bir bulut gibi

Yüzümde hüzün

Ç
içeklere su ver

Disari çik

Dostlara merhaba de

gibi siradanliklar

bütün gün açik kalan bir kapi

Yüregim bir baska açilir Akdeniz’e

dellenir baliklar,martilar

pesinden gelir

-daha bir severim seni-

Duyarim
içimde, bir sarmasik gibi büyüdügünü

sen çocuktun

sevdamla ben büyüttüm seni

Oysa

Siradan seyler söylüyoruz artik

Bir suyun kugu boynunu vurmak gibi

Her aksam yeniden o hüznü duymak

Su ve hüzün

Hüzün ve yüzün

ak

Kagitlar kadar ak

Bir sevdanin

Kugu boynunu vurmak

Yüzünde zamansiz o açan nergis

Gecikmis zamanlarin telasi

Uçurum ellerinde açan günesler

Kaç kus sürüsü kaçirdi ellerim

Kaç bahar

Yüregim bir sevdaya düsük yapti

Yüzün

Yüzünde bir yediveren zulüm

Bir yaprak dökümüeylülsüz

Derin bir hüzün kokardi koynunda

Aska küsmüs kadinlar gibi

Kendi bedeninden utanirdi

Yarim kalan sevismelerde

Bir ölümün solgun alfebesiydi

Eski aliskanliklarina bagli bu kent gibi

Tutuksun kendine

Paramparça uçurum yüzüne düsen

(kendi geçmisin)

alip basini gidecektin

birikti durdu uzak kentlerin özlemi

-ne burda ne ordaydin-

(aldigin yaralarla kaldin)

hep unutmak istediklerindi hatirladiklarin

gözgöze gelmekten

kaçtigin

çilginligin

aykiriligin

kaçinci senfonisi

ironik

oysa senin dilinde unutulmus bir nihavent sarki

kedehinde delilige davetkar rakin

geceye sigmiyorsun

yüregin isyan

yüregin tekbasina

tekbasina kalabaligin

artik

bir dili geçmis zamansin

hangi isyani yazacaksin,

kediler senfonisine

af bekleme kendi sürgününden

bir nebze dur

kendi infazinin seyircisi ol

o yalnizlik katarina

ilk bindigin yerdesin hala

hala sevdalisin

anlamin çok ötesine düstü söz

gücenik

ken

di

ne

eskimis bunca yorgunlugu sevmelerin

-bir sevgi nasil asildi boydan boya-

gün mü gece mi hangisini

vurusun sirtina

yalnizligin kiyilarinda

kendimi giyindim

atesler yaktim

dagbaslarima

korkularima Akdeniz’i örtündüm

korkuya konustum

sonra sustum

Ölümüme

yoksun isteyoklugun yanginlarimi suluyor

ve eskiyor alnim bir martinin telasli gölgesinde

sarkilarim simdi yarali yilgin beklemelerde

ki kapilar kapanali çok oldu soluksuz iklimleimize

hep yargiliyor, o uzak kalabaliklar

"müebbed hükümlü" kiliyor bizi

kaçmak daha bir tutsakligim oluyor

infazimiz

ki aci zehir bir yesil

yesiller de tutsak gayri

yanlis nisan alislarda, tetik çekislerden

gün sayilmamali gidenin ardindan

eger vakit incelmisse

ve karar gitmekse

ayriliklarda yüzün bir uçurum

siste bir gemibatarsin , gitme

yüzün okyanuslara açilma sevasinda

çekip gitme

yürü gityürü git

kendimden yeni bir eylül çikaririm belki

uçurumsuz

nasil olsa gidisin de intihar bende





Zaman nasılda bölüyor bizi
eksiklerimizi çıkarıyor
kalanlarımızı toplayarak
hatırlıyorum
soğuktu denize karşı bir yerdeydik
seninde benim gibi nefesinde buğu izleri vardı
fincan tütüyordu gözlerinde
sütlü çayının şeker kıvamını anlatıyordu soğuk üşümelerimiz
gözlerin büyüyordu
gidişin yüksek sesli bir intihar bende diyordun
gidişin kuğuların boynuna ihanet
oysa çarşılarda poşete sarılı tahrip gücü yüksek bir bomba gibi
sebeblerimi söyleyemedim sana
çünki korunaklı bir alanda fünyeyle imha edilmiş yanlarımdı onlar az evvel
bir yerlerde adresini unuttuğum evleri aramak gibi bir şeydi
çekip gitmek
yürümek
yine olanlar oldu
yazdığım yazıdan aklımda kalanlar iki mısrayı geçmedi
yine olanlar oldu ve ben yazdıklarımı kolu dokunmuş bir gömleğin kahve lekesi gibi kaybettim
kaybettim
kaybetmeyi göze almışken
kaybetmeye alışkın yanlarımda isyana çıkıyor şimdi
bölüneceğiz korkusu içimde
tiktakları şarşörlü bir asker zaman
zaman
nasılda böldü bizi
eksiklerimizi çıkararak
kalanımızı sağa sola dağıtarak
sen hala benden sende kalan yanlarımı istiyorsun
ikimizi ikiyle çarparak
yüksek sayılarla eşitliyorsun bizi
aklım öyle karışıkki
ayağa kalksam hangi şarkıyı söyleyeceğim acaba?
bilmiyorum
sen telefon ettiğinde yoldaydım ben
alışverişten döndüğümü söylüyordum sana
eve doğru gideceğimi
tutuk kelimlerim incitmişti seni
zamanın bir cinayet olması incitmişti
kırılmıştın
beklemiştin beni
ama benden çok uzakta biryerlerdeydin
beklemiştin beni
hiç girmediğim sokak aralarında
siyahla beyaz birbirine karışırmı bilinmez
sen geceyi sabah,a çalmıştın
ellerinde renklerden arta kalanlar
sen telefon ettiğinde ben yoldaydım
sen incindiğini söylediğinde, kırıldığını anlatmaya çalıştığında ve uzak bir yerlerdeyken
bir daha çağırırsam geleceğini söylüyordun
söz
gücenikti
kendine
sen incinmiştin
beklemiştin beni
ben tutuktum
söz gücenmişti kendine
ben bir yerlere kedilerin senfonisine hazırlanıyordum
kendi isyanımı yazmaya alıştırıyordum kendimi
oysa sen telefon ettiğinde yoldaydım ben
kendi infazımı seyrediyordum sokakta cellatın gözlerine bakarak
af bekliyordum kendi sürgünümden kendime, yalnızlık katarına bindiğim yerdeydim hala ve
kalabalıklar müebbet hükümlü kılıyor beni
kalbimde bir çarpıntı
gecenin insan yüzünde oynaşan sesi
korkuya batan adamlar
adres değiştiren silah kaçakçıları
bir telefondan bir telefona kırmızı ihbarlarla tetik üstündeki yeraltı gölgeleri
kalabalıklar müebbet kılıyor BİZİ
artık sen sen değilsin bende ben değilim
hala sen ben,miyim bilmiyorum
ve hala ben sen,misin
hala bizi koruyabiliyormuyum yoksa çoktan ihbar ettimmi onuda bilmiyorum
aklımdaki her kelime şişenin içinden çıkıyor bulanık
aklımdaki her söz kendisiyle çarpışıyor savaşıyor
kendimde bir savaş
oysa ben senin gözlerinde yorgun bir general olmak isterdim
sen beni kendi rejimimden olmayanlarla bıraktın
asacaklarını bile bile
gelme;
gelme bana hırsızların işe gitmek için kadınlarını her gece son defa öpüp gittikleri saatlerde
gelme elindeki fincanla
çalma zilimi
bir tutam tuz daha isteme benden içimdeki yarayı güzelleştiremiyorum
belki herşey anlamıyla kalmalı
tıpkı kırılan bir kolun içinde kalan kemik gibi
koşarken düşüp dizleri kanayan kan sızan haylaz bir çoçuk gibi bırak sadece kabuk tutsun
yoldan geçen bir kadın ağladığımı duyup öpsün yaramı geçer desin
ve ben daha sonra bu kabuğu koparıp atabileyim yara hiç acımadan
ve yara hiç bir iz bırakmasın bacağımda
sadece aklımın bir köşesinde ince bir çizik
el yordamıyla bulunan bir sızı olarak kalsın
senden gitmeni ben istemiyorum
istemesemde zamanı gelince gideceksin sen
hiç olmazsa zaman hala iyilikle bakarken gözlerime
hiç olmazsa diyorum hala zamanım varken
kendi bacağıma kendim sürteyim bu kırık cam parçalarını
kendim kanatayım
yoldaki kadınlar öpsün yaramı güzelleştirsin
tutunmasın gözyaşlarına yağmur damlalarının çatıdaki raksedişleri
yıpranmış nevresimler gibi terastaki rüzgarlı havaların bir çamaşır ipiyle
düşüncelerimin yalpalanışı hırpalanışı bu hiç bilmeyeceğin
denizlerin şarkısını dinlemek istiyorum tek başıma
boşluklarımı tekmelemek
kendime olanımda yitti sen giderken
artık aynalar yumruklarını sıkarak bakacak gözlerimin içine
sen aklındakileri bana söyleyememiş olmanın
daha söyleyecek çok şeyinin olduğunu hatırlatacaksın sürekli
ben savaşın ortasında gözlerini bir bez parçasıyla kapatıp kurşuna dizdireceğim
kendi askerlerimi kendi tüfekleriyle
ben gözlerimi kapayacağım
gözlerime denizler girecek
aralıklı nefeslerimden denizin müzikleri
bir çoçuğun elindeki kırılmış oyuncak neyse
sende öylesin şimdi bende
asla yatağıma almayacağım seni
gittiğim her yere almayacağım
artık bir sevdanın esmer tenli göğüsleri hangi ağlayışları emzirir bilmem
suskunluklarımızı
sarhoşluklarımızı
yaşadıkça anlamsızlıklarımızı??
sen bir başkasının koltuk altına sıkıştırdığı bir gazete gibi yürürken caddede
sen bir başkasıylayken
ben kendime ucuz intiharlar seçeceğim
sen kendini akdenize sevdirme çabalarında olacaksın
pencerelerinden içeriye alma çabası çırpanacak içinde
oysa
ikimizde biliyoruzki sahil kenarındaki tüm martılar komalık oldu
sen kendini akdenize sevdirme çabalarında olacaksın
benim gözlerime girecek deniz
boğulacağım
garip tasarılarını kurduğum intiharlardan bir gerdanlıkmış gibi
bilirsin tasarlanmışıda olur intiharların
kendi sürgünlerinde
kendi esirleri kendi darbeleri kendi ayaklanmaları kendileri
oysa ben senin gözlerinde ihtilalden yeni çıkmış sakalı isyan büyümüş genç bir general gibi yorgun olmak isterdim
sen beni benimle olmayanlara teslim ediyorsun
öldüreceklerini bile bile
sorgucular yerine sen giriyorsun gözleri kapalı penceresiz odalara
sorgularımda sen varsın
sigaralar söndürmüyorsun yüzümde
ben içiyorum içerdeki dumanları
ne tuhaf değilmi??
bir kuğunun cinayeti bu
benim işlediğim
bir telefonla faaliyetlerini üstlenen örgütler gibi telefonda söylüyorum bunu sana
sen siyah atlarını kamçılıyorsun rüzgara karşı
acelesin, telaş, az evvel şişenin içinden çıkan gibi bulanık bir görüntüsün
sesinden bir kaç mısra
sesinde bir şarkının kısa alıntısı
hangisi bahar ilkmi? sonmu?
hangisi ortası başlangıcın yazmı?kışmı?
tırnaklarımın içinde birikecek kan sızıntıları kan pıhtıları
ne kötü birini daha yüreğinden tırnaklarınla kazımak
insan ne yapıyorsa kendine yapıyor derdi annem ne haklıymış
ne doğruymuş babam susunca konuşulması gerekene gerek kalmaz demeleriyle
öyle biçimlendiki herşey terkedişlerimmiş gibi sevdaları
en anlamlı yerlerinde en sevdalı
tüm kapılar açıktı
öyle üşüdümki
ciğerlerim buz tuttu ve kırıklarıyla acıtıyor canımı nefes alışlarım
sen en karanlık köşelerimdesin hala
gözlerimin girdiği karanlık köşelerde
şimdi git mutlu bir hayatın olsun
gideceksin
ben git demesemde birgün gideceksin
o gidiş bugün olsun
"çünki bugün söz bitti
dileklerin anlamların kendine kendinle barışık ol
bende kendimi
kendime susturacağım
düşüncelerimi astıracağım
düşüncelerimin gölgelerini
yakasız beyaz gömlekler dikeceğim kendi infazlarıma
bilirsin
kolalı yakalı gömleklerle çıkılmaz idam sehpasına
sen aradığında ben uzaktaydım
sen uzaktaydın
birgün söz bitti
gidiyorsun
camlar buğu yapmayacak bil her yerine yazılar yazacağım
-ki çoktan taşındım kendi penceresiz odalarıma
git
çekip gitme
yürü gityürü git
kendimden yeni mevsimler çıkarırım belki
nasılsa gidişin

Bilinmiyor

__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.