Yok Devenin Başı......okuyun mutlaka |
|
|
#1 |
|
tatia27
|
Yok Devenin Başı......okuyun mutlakaDevenin başı > > > > Evet, Deve'nin Başı! ![]() > > Türkçemizin geçtiğimiz yüzyılın dördüncü çeyreğinde kazandığı bir deyim var: > > "Yok devenin başı! ![]() " > > Bu deyim, 'Bu kadar da olmaz ki, bu kadarı da fazla' anlamına geliyor > > Oysa günümüzde, artık 'devenin başı' var > > Yani bu deyimi; 'Var devenin başı' şeklinde tashih etmemiz gerekiyor > > Aşağıdaki yazıyı okursanız, bu kanaati paylaşacaksınız ![]() > > Lider Kimdir? ![]() > > İngiliz gazeteci, Sina dağında karşılaştığı bir Bedevi'ye sorar: > > "Sence lider kimdir? ![]() " > > Bedevi; > > "Bir tanım yapmak yerine, bir öykü ile sorunuza cevap verebilir miyim" > der Gazeteci; "Elbette, anlat öykünü" diye yanıtlar > > Bedevi anlatır; > > "Benim gibi bir Bedevi, devesinin üstünde ve kızgın güneşin altında, > Sina Çölü'nde yol almaktadır Birden ufuk çizgisi kararır, gökyüzünde > nadiren tek tük görülen kuşlar, bu kez toplu halde, karanlığın aksi > istikametine doğru, telaşla kanat çırpmaktadır Çölün mutlak > sessizliği, daha da yoğunlaşır sanki Deneyimli Bedevi; bu > alemetlerin, şiddetli bir kum fırtınasının habercisi olduğunu hemen > anlar > > Devesini çökertir, üstünden iner Heybeden aldığı sağlam bir kazığı, > kızgın kumlara çakar ve devesini sıkıca bu kazığa bağlar Sonra yine > heybelerden, katlanmış parçalar halinde çıkardığı küçük çadırını > alelacele kurup, içine girer ve kapı örtüsünü her iliğinden düğümler > > Son düğümü henüz atmıştır ki; fırtına bulundukları bölgeye ulaşır > Küçük çadır havalanacakmış gibi sallanmakta, rügarın oluşturduğu kum > sağnağı, neredeyse delip geçecek bir hızda, çadır yüzeyine > çarpmaktadır Her kum tanesinin, boyları küçük fakat verdikleri acı > büyük oklar gibi bedenine saplandığı deve, dile gelir: > > 'Efendi, canım çok acıyor Hiç olmazsa başımı çadıra sokmama izin > verir misin' der Dışarıda olmanın ne kadar zor olduğunu iyi bilen > Bedevi, zavallı devenin bu dileğini kabul eder ve 'Pekii, başını > çadıra sokabilirsin' diyerek, kapıyı bağlayan düğümleri boşaltır > > Durmak bir yana, fırtına giderek daha da gemi azıya almaktadır Deve, > sahibine tekrar yalvarır; 'Efendi, derimin en ince olduğu yer > boynumdur ve şu an çok acıyor İzin ver, boynumu da çadıra sokayım ' > Biraz ikirciklenmeyle, bu isteğe de 'Pekii' der Bedevi > > Fırtına, sanki sonsuza dek sürecek gibidir Deve bu kez, ilk ikisinden > daha acıklı bir sesle yalvarır; 'Efendi, ne olur, hörgücümü de çadıra > sokmama izin ver ![]() ![]() ' Bedevi bu son isteği de kerhen kabul eder Ancak, > hörgücün de içeri girmesiyle, küçücük çadırda, artık kımıldayacak yer > kalmamıştır Bu duruma, Bedevi'den önce, deve tepki gösterir; 'Efendi, > bu çadır ikimize dar geliyor Sen dışarı çıkıp, başının çaresine > baksan ![]() ![]() ' > > 'Lider kimdir?' demiştiniz; bu hikayeyi mesnet alarak cevap vereyim; > Lider; devenin başını dahi, çadıra sokmasına izin vermeyen insandır ![]() ![]() > " > > Atatürk'ten sonraki lider İsmet İnönü; Köy Enstitüleri'ni kapatarak, > cumhuriyet devrimlerinin kırsala uzanan kollarını kopardı > > Sonraki lider Menderes, dini politik bir enstürman olarak kullanma > geleneğini başlattı Dini; hurafelerden, siyasi spekülasyonlardan > arınmış bir şekilde halka öğretecek aydın din adamları yetiştirmek > üzere kurulan İmam Hatip liselerinin misyonunu ters çevirdi > > Sonraki lider Demirel; Menderes'ten de baskın çıktı Tarikatlar > üzerinden siyasi ikbal aramaktan çekinmedi > > Arada gelen ve çoğumuz tarafından, Cumhuriyet devrimlerinin, laisizmin > ve demokrasinin seçkin temsilcisi olarak gördüğümüz bir başka lider, > Fethullah Gülen ile muhabbetli olmaktan sonuç bekledi > > Sonraki lider Sayın Özal; zaten muhibban-ı tarikat olduğunu, gizlemeye > gerek bile duymadı > > Sonraki lider Erbakan döneminde, tarikat şeyhleri, başbakanlık > protokülünün liste başındaydılar > > Modern Türk Kadını imajını güçlü bir rüzgar gibi arkasına ve oy > portföyüne alıp, Başbakan olan Çiller, nabzını tarikatlara tutturdu > > Ecevit, Bahçeli, Yılmaz'lı hükümet, tarikatların ve dipten gelen > dalganın sırtını sıvazlamaya devam etti > > Özetle; > > Atatürk'ten sonra gelen bütün liderler; devenin çadıra girmesine izin > verdiler İzin vermenin ötesinde, teşvik ettiler > > Özetle; > > Biz de Bedevi'nin öyküsünü mesnet alırsak; ortaya şu sonuçlar çıkıyor: > > 1) Türkiye; '10 Kasım 1938'den beri, varlık nedeni olan Cumhuriyeti, > gerçek anlamda savunan bir liderden yoksun olarak, 69 yıl geçirmiştir > > 2) Bu dönemde gelen istisnasız tüm liderler, kendi siyasi > pazarlamaları nı, Cumhuriyete ve Cumhuriyet Devrimlerine 'vurmak' > üstüne kurulmuş stratejilerle yapmışlardır > > 3) Yaklaşık üç kuşağa tekabül eden bu zaman zarfında, Türkiye'nin > milli eğitim politası 'teokratikleş tirilmiştir' ve 'teokratikleş > tirilmekte' dir > > 4) 29 Ekim 1923'te gerçekleştirilen 'devrim', bila fasıla tam 84 yıl > süren bir 'karşı devrim' ile tasfiyenin son aşamasına gelmiştir > > Son söz: "Başını rica ile çadıra sokan deve, artık sahibini dışarı > davet etmektedir ![]() > > 'Deve' deyip geçmeyin; kini çok derindir Sizi çadırın dışına atacak kadar![]() ![]() > > Fikri Nazif AYYILDIZ
__________________
|
|
|
|
#2 |
|
Ergenekon
|
ilginç ve güzel bir yazı bazı bölümleri tartışmaya açık olsa da,hikaye ile bağdaştırılması gayet güzel yapılmış, teşekkürler ![]()
|
|
|
|
#4 |
|
ERen
|
gerçekten çok güzel olmuş hem sürekleyici hemde etkileyici bir hikaye ![]() ![]() teşekkürler
|
|
|
|
#5 |
|
TEMUR38
|
tartışmaya açık güzel bir yazı hikaye gayet hoş ![]()
__________________
İLLEDE BÜŞŞŞRAAAA :)) :43:43BLACKROSE <3
|
|
|
|