ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Serbest Forum (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=151)
-   -   Yok Devenin Başı......okuyun mutlaka (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=26940)

tatia27 09-14-2007 06:53 PM

Yok Devenin Başı......okuyun mutlaka
 
Devenin başı
>
>
>
> Evet, Deve'nin Başı!..
>
> Türkçemizin geçtiğimiz yüzyılın dördüncü çeyreğinde kazandığı bir deyim var:
>
> "Yok devenin başı!.."
>
> Bu deyim, 'Bu kadar da olmaz ki, bu kadarı da fazla' anlamına geliyor.
>
> Oysa günümüzde, artık 'devenin başı' var.
>
> Yani bu deyimi; 'Var devenin başı' şeklinde tashih etmemiz gerekiyor.
>
> Aşağıdaki yazıyı okursanız, bu kanaati paylaşacaksınız. ..
>
> Lider Kimdir?..
>
> İngiliz gazeteci, Sina dağında karşılaştığı bir Bedevi'ye sorar:
>
> "Sence lider kimdir?.."
>
>
Bedevi;
>
> "Bir tanım yapmak yerine, bir öykü ile sorunuza cevap verebilir miyim"
> der Gazeteci; "Elbette, anlat öykünü" diye yanıtlar.
>
> Bedevi anlatır;
>
> "Benim gibi bir Bedevi, devesinin üstünde ve kızgın güneşin altında,
> Sina Çölü'nde yol almaktadır. Birden ufuk çizgisi kararır, gökyüzünde
> nadiren tek tük görülen kuşlar, bu kez toplu halde, karanlığın aksi
> istikametine doğru, telaşla kanat çırpmaktadır. Çölün mutlak
> sessizliği, daha da yoğunlaşır sanki. Deneyimli Bedevi; bu
> alemetlerin, şiddetli bir kum fırtınasının habercisi olduğunu hemen
> anlar.
>
> Devesini çökertir, üstünden iner. Heybeden aldığı sağlam bir kazığı,
> kızgın kumlara çakar ve devesini sıkıca bu kazığa bağlar. Sonra yine
> heybelerden, katlanmış parçalar halinde çıkardığı küçük çadırını
>
alelacele kurup, içine girer ve kapı örtüsünü her iliğinden düğümler.
>
> Son düğümü henüz atmıştır ki; fırtına bulundukları bölgeye ulaşır.
> Küçük çadır havalanacakmış gibi sallanmakta, rügarın oluşturduğu kum
> sağnağı, neredeyse delip geçecek bir hızda, çadır yüzeyine
> çarpmaktadır. Her kum tanesinin, boyları küçük fakat verdikleri acı
> büyük oklar gibi bedenine saplandığı deve, dile gelir:
>
> 'Efendi, canım çok acıyor. Hiç olmazsa başımı çadıra sokmama izin
> verir misin' der. Dışarıda olmanın ne kadar zor olduğunu iyi bilen
> Bedevi, zavallı devenin bu dileğini kabul eder ve 'Pekii, başını
> çadıra sokabilirsin' diyerek, kapıyı bağlayan düğümleri boşaltır.
>
> Durmak bir yana, fırtına giderek daha da gemi azıya almaktadır. Deve,
> sahibine tekrar yalvarır; 'Efendi, derimin en ince olduğu
yer
> boynumdur ve şu an çok acıyor. İzin ver, boynumu da çadıra sokayım.'
> Biraz ikirciklenmeyle, bu isteğe de 'Pekii' der Bedevi.
>
> Fırtına, sanki sonsuza dek sürecek gibidir. Deve bu kez, ilk ikisinden
> daha acıklı bir sesle yalvarır; 'Efendi, ne olur, hörgücümü de çadıra
> sokmama izin ver...' Bedevi bu son isteği de kerhen kabul eder. Ancak,
> hörgücün de içeri girmesiyle, küçücük çadırda, artık kımıldayacak yer
> kalmamıştır. Bu duruma, Bedevi'den önce, deve tepki gösterir; 'Efendi,
> bu çadır ikimize dar geliyor. Sen dışarı çıkıp, başının çaresine
> baksan...'
>
> 'Lider kimdir?' demiştiniz; bu hikayeyi mesnet alarak cevap vereyim;
> Lider; devenin başını dahi, çadıra sokmasına izin vermeyen insandır...
> "
>
> Atatürk'ten sonraki lider İsmet İnönü; Köy Enstitüleri'ni
kapatarak,
> cumhuriyet devrimlerinin kırsala uzanan kollarını kopardı.
>
> Sonraki lider Menderes, dini politik bir enstürman olarak kullanma
> geleneğini başlattı. Dini; hurafelerden, siyasi spekülasyonlardan
> arınmış bir şekilde halka öğretecek aydın din adamları yetiştirmek
> üzere kurulan İmam Hatip liselerinin misyonunu ters çevirdi.
>
> Sonraki lider Demirel; Menderes'ten de baskın çıktı. Tarikatlar
> üzerinden siyasi ikbal aramaktan çekinmedi.
>
> Arada gelen ve çoğumuz tarafından, Cumhuriyet devrimlerinin, laisizmin
> ve demokrasinin seçkin temsilcisi olarak gördüğümüz bir başka lider,
> Fethullah Gülen ile muhabbetli olmaktan sonuç bekledi.
>
> Sonraki lider Sayın Özal; zaten muhibban-ı tarikat olduğunu, gizlemeye
> gerek bile duymadı.
>
> Sonraki lider Erbakan
döneminde, tarikat şeyhleri, başbakanlık
> protokülünün liste başındaydılar.
>
> Modern Türk Kadını imajını güçlü bir rüzgar gibi arkasına ve oy
> portföyüne alıp, Başbakan olan Çiller, nabzını tarikatlara tutturdu.
>
> Ecevit, Bahçeli, Yılmaz'lı hükümet, tarikatların ve dipten gelen
> dalganın sırtını sıvazlamaya devam etti.
>
> Özetle;
>
> Atatürk'ten sonra gelen bütün liderler; devenin çadıra girmesine izin
> verdiler. İzin vermenin ötesinde, teşvik ettiler.
>
> Özetle;
>
> Biz de Bedevi'nin öyküsünü mesnet alırsak; ortaya şu sonuçlar çıkıyor:
>
> 1). Türkiye; '10 Kasım 1938'den beri, varlık nedeni olan Cumhuriyeti,
> gerçek anlamda savunan bir liderden yoksun olarak, 69 yıl geçirmiştir.
>
> 2) Bu dönemde gelen istisnasız tüm liderler, kendi
siyasi
> pazarlamaları nı, Cumhuriyete ve Cumhuriyet Devrimlerine 'vurmak'
> üstüne kurulmuş stratejilerle yapmışlardır.
>
> 3) Yaklaşık üç kuşağa tekabül eden bu zaman zarfında, Türkiye'nin
> milli eğitim politası 'teokratikleş tirilmiştir' ve 'teokratikleş
> tirilmekte' dir.
>
> 4) 29 Ekim 1923'te gerçekleştirilen 'devrim', bila fasıla tam 84 yıl
> süren bir 'karşı devrim' ile tasfiyenin son aşamasına gelmiştir.
>
> Son söz: "Başını rica ile çadıra sokan deve, artık sahibini dışarı
> davet etmektedir..
>
> 'Deve' deyip geçmeyin; kini çok derindir. Sizi çadırın dışına atacak kadar...
> > Fikri Nazif AYYILDIZ

Ergenekon 09-14-2007 07:12 PM

ilginç ve güzel bir yazı bazı bölümleri tartışmaya açık olsa da,hikaye ile bağdaştırılması gayet güzel yapılmış, teşekkürler..

tatia27 09-14-2007 07:22 PM

zaman ayırıp okudugun için ben teşekkür ederim

ERen 09-14-2007 11:30 PM

gerçekten çok güzel olmuş hem sürekleyici hemde etkileyici bir hikaye ...teşekkürler

TEMUR38 09-15-2007 08:21 PM

tartışmaya açık güzel bir yazı hikaye gayet hoş..


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.