02-18-2015
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Alım -satım/ Alım - Satım Sözleşmesi
ALIM - SATIM
Alım-satım, satıcının malı,alıcının yüklediği bedel karşılığında alıcıya teslim etmek ve malın mülkiyetini ona geçirmek borcunu yüklendiği sözleşme Alım-satım iki tarafa da boç yükleyen sözleşmelerdendir Alım-satım sözleşmesini oluşturan üç öğeden ilki,değişim taahhüdünü taşıyan bir anlaşmanın varlığıdır tarafların borçlarını aynı anda yerine getirmeleri gerekir Sözleşmenin ikinci öğesi satılan,yani sözleşmenin konusunu oluşturan nesnedir Bu sözleşmenin yapılması sırasında var olan herhangi bir nesne olabileceği gibi,henüz var olmayan bir nesnede olabilir Satılan nesne belirli olabileceği gibi,yalnızca cins olarak da belirlenmiş olabilir ve sözleşmenin yapılması sırasında satıcının mülkiyeti altında olması zorunlu değildir Satım mutlaka para karşılığında yapılan bir mal değişimidir Satış sözleşmesinin son öğesi satış parasıdır (semen) Kurala göre,satış bedeli olarak kararlaştırılan para,sözleşmede tersine hüküm yoksa alacaklının yasa gereği kabul etmek zorunda olduğu ülke parası olmalıdır Sözleşmede yabancı parayla ödeme öngürülmüşse ,borcun vadesinde ödenmemesi durumunda alacaklı ,bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parasıyla ödenmesini isteyebilir ( Borçlar Kanunu m 83) Taraflar satış bedelini serbestçe belirleyebilir ler
Satış sözleşmesi,konusu bakımından taşınır ve taşınmaz satımı olarak iki türdür Mülkiyet,taşınır satımında teslim,taşınmaz satımında ise tapu kütüğüne tescil yoluyla devredilir
Satım,örnek üzerine yapılabileceği gibi ,deneme ve muayene koşuluyla da yapılabilir
Satış sözleşmesinde zarar ve hasarın alıcıya geçiş zamanı çeşitli sistemlerde farklılık göstermektedir Fransız ve Anglosakson hukukunda mülkiyet ile hasarın alıcıya geçişi birbirine bağlı tutulmuştur Bu durumda sözleşmenin kuruluşuyla gerek mülkiyet,gerekse hasar alıcıya geçmektedir Türk -İsviçre hukukunda ise Roma hukukundaki sistem benimsenerek hasar sözleşmenin kuruluşuyla alcıya geçerken,mülkiyetin geçebilmesi için teslim ya da tescil koşulu aranmıştır
Satıcı teslim anına değin satılan malı muhafaza etmelidir teslim için bir gün kararlaştırılmışsa,satıcı satılan şeyi o gün teslim etmemekle temerrüde düşer Teslim günü kararlaştırılmamışsa satıcının temerrüde düşmesi için alıcının ihtarı zorunlu koşuldur
Satıcı ,maldaki maddi ve hukuki ayıplara karşı tekeffül borcu altındadır Satıcının borcunu tam anlamıyla yerine getirmiş sayılabilmesi için,satılanı yalnızca hukuki değil,maddi ayıplardan da arınmış olarak alıcıya teslim etmiş olması gerekir Alıcı satılanın durumunu incelemek ve maddi ayıpları derhal satıcıya bildirmekle yükümlüdür Alıcı bu durumda da sözleşmenin bozulmasını ya satış parasının indirilmesini ya da (misli eşya satışında) satılanın ayıpsız olan misli ile değiştirilmesini isteyebilir
Alıcının iki asli borcundan birincisi,satılan şeyi teslim almalıdır Sözleşmede ya da örf ve adet gereği bir tarih saptanmamışsa ,satılan teslim alabilmesi için satılanın alıcıya kararlaştırılan koşullarla sunulmuş olması gerekir Alıcı tüm hukuki koşulların yerine getirilmiş olmasına karşın satılanı teslim almaktan kaçınırsa temerrüde düşer
Alıcının ikinci borcu,satış parasını ödemektir Satış parası iki taraf arasında kararlaştırılmış olan bedeldir ve bu sözleşmede saptanan yer ve zamanda ödenmelidir Bu konuda sözleşmede bir açıklık yoksa,satılan şey alıcıya verilince satış bedeli ödenmelidir Bu konuda sözleşmede bir açıklık yoksa,satılan şey alıcıya verilince satış bedeli ödenmelidir Alıcının satış bedelini ödemekten kaçındığı durumlarda satıcı cebri icra yoluna başvurabilir ya da sözleşmenin feshini isteyebilir Peşin satışlarda satıcı alıcıyı durumdan haberdar ederek sözleşmeyi feshedebilir veresiye satışlarda ise satıcının sözleşmeyi feshe yetkili olabilmesi için bu yetkinin sözleşmeye açıkça yazılmış olması gerekir Tersi durumlarda satıcı ancak satış bedelinin ödenmesi için alıcı aleyhine takipte bulunabilir
Kaynak;AnaBritannica cilt 1 sayfa 380 frmsinsi net için yazılmıştır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|