Gerçek |
|
|
#1 |
|
mate
|
Gerçek Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki Söyler misin nedir gerçek Karşımdaki sen mi gerçek Gönlümdeki sen mi ? Aynadaki ben mi gerçek İçimdeki ben mi? Gördüğüm mü gerçek Hissettiğim mi? Dünya mı gerçek Yoksa ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ??? |
|
|
|
#2 |
|
angelesdream
|
GERÇEK: 1 Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakikî: "Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur " "Gerçekle ve gerçeğin kurallarıyla bağdaşmayan ancak bu adamdı " -T Buğra![]() 2 Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici: "Gerçek elmas Gerçek hikâye "3 Temel, başlıca, asıl: "Bir kişinin ahlâklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlâka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır " -N Ataç 4 Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan: "Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek "5 Gerçek durum, gerçeklik, realite: "Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti " -H E Adıvar "Bir gerçek içinde yaşıyoruz, duvarlarını yıkıp aşamadığımız bir gerçek içinde " -N Ataç![]() 6 Yalan olmayan, doğru olan şey: "Gerçekler inkâr edilemez ""Bu lâflarda gerçek payı ne kadar çoksa, duygu payı da ondan az değildir " -B Felek 7 fel Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olangünümüzde birde "gerçek ve doğru" sözcükleri neredeyse aynı anlamda kullanılıyor oysa anlam olarak birbirlerinden çok farklıdırlar![]() DOĞRU: 1 Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı: "Doğru yol " "Yol aşalım mutluluğa doğru, gel / Yorumlayalım bu aşkı doğru gel " -F Halıcı![]() 2 Gerçek, yalan olmayan: "Doğru cevap Doğru haber " 3 Akla, mantığa uygun: "Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur " -A Gündüz "Fakat suçlu da olsam bana bu kadar çullanmak doğru mu?" -R N Güntekin![]() 4 Yasa, yöntem ve ahlâka bağlı, dürüst, namuslu5 Gerçeğe veya kurala uygun: "Doğru hesap Doğru bir anlatım " "Her gönülde bir arslan yatar, derler, doğrudur " -M Ş Esendal![]() 6 Gerçek, hakikat: "Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlâklı olabileceğine inanmıyorsunuz " -N Ataç![]() "İşin doğrusunu anlayamadık "7 mat İki nokta arasındaki en kısa çizgi: "İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir "8 Yanlışsız, eksiksiz: "Adam doğru söyledi Çocuk doğru okudu "9 Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca10 Karşı yönünce: "Otobüs, ağaçlıklı bir dereye doğru ağır ağır bayırdan iniyor " -R N Güntekin![]() "Yüzü sapsarı bir kadın iskeleye doğru yürüdü " -S F Abasıyanık![]() 11 (zaman anlatan kelimelerden sonra) Yakın, yakınlarında: "Ellisine doğru ""Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu " -F R Atay anlamlarını taşımaktadır ![]() konu ve bilgilerin için teşekkür ederim sevgili mate
|
|
|
|
#3 |
|
mate
|
ben teşekkür ederim canım çünkü hiç doğru ve gerçeğin yakın kullanıldığını düşünmemiştim şimdiye kadar harika bi noktaya değinmişsin ;) |
|
|
|