Osmanlıca - Türkçe Sözlük (C-D) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca - Türkçe Sözlük (C-D)CÂFÎ: Cefâ çektiren, eziyet eden ![]() C CÂH: İtibar, makam, mevki ![]() CÂHİLİYYE: Kelime olarak cahilliğe ait mânâsına gelir Terim olarak İslâmiyetten önceki putperest dönemi ifade eder![]() CAHÎM: Cehennem ![]() CÂİL: “Ceale” kökünden yaratıcı, yapıcı ![]() CÂİLU’N-NÛR: Nûr’un yaratıcısı ![]() CÂİZE: Armağan, övücü şiirleri için eskiden şairlere devlet büyükleri veya aşiret büyükleri tarafından verilen para veya mal ![]() CA’L: Yapma, meydana getirme, yaratma ![]() CA’LÎ: Sahte, yapmacıklı, düzme ![]() CÂLİB-İ DİKKAT: Dikkat çekici ![]() CÂMİ: 1 Toplayan, derleyen 2 İçerisinde namaz kılınan ve mescidden büyük olan ibadethane![]() CÂMİD: 1 Donmuş, hareketsiz 2 Gelişmeyen, gelişme kabiliyeti olmayan![]() CÂNİB: Cihet, yön, taraf, yan ![]() CÂRİYE: 1 Savaşta gayr-i müslimlerden esir olarak alınan kız ve kadınlar 2 Hizmetçi kız ![]() CÂY-İ İŞKÂL: Güçlük, zorluk, müşkülât noktası ![]() CÂZİBE: Cezbeden, çeken, yer çekimi ![]() CÂZİBE-İ FÂNİYE: Geçici güzellik, fânî güzellik ![]() CÂZİBE-İ MUTLAKA: 1 Mutlak çekici kuvvet 2 Yegane çekici kuvvet 3 Geçici güzelliğin zıddı olan ebedî güzellik![]() CÂZİBE-İ UMÛMİYYE KANUNU: Yerçekimi kanunu ![]() CEBÂBİRE: Cebredenler, zorbalar, zâlimler ![]() CEBBÂR: 1 İlâhî isimlerdendir Dilediğini yapan, kudret ve güç sahibi Allah 2 Zalim, müstebit kişi 3 Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi![]() CEBBÂRÂNE: Cebbârcasına, zorbalıkla ![]() CEBEL: Dağ ![]() CEBR U İKRAH: Zorlama ve baskı yapma ![]() CEBR-İ MAHZ: Sırf cebir, mutlak cebir ![]() CEBRİYYE: Cüz’î iradeyi inkâr eden mezhep ![]() CEDİD: Yeni ![]() CEHD: Çalışma, çabalama ![]() CEHELE: Cahiller ![]() CEHL U DALÂLET: Cehalet ve sapıklık ![]() CEHL: Bilmezlik, cehalet ![]() CEHR: Açıktan söyleme, açık olarak okuma ![]() CELÂDET: Kahramanlık, yiğitlik ![]() CELÂL: Büyüklük, ululuk Zü’l-celâl: Celâl sahibi Allah![]() CELÂL-İ KİBRİYÂ: Allah‘ın büyüklüğü ![]() CELB-İ MASLAHAT: İyilik, dirlik ve düzeni sağlayıcı, fayda getirici ![]() CELB-İ MENFAAT: Menfaat celbedici, çekici, fayda sağlayıcı ![]() CELDE: Kamçı ile vücuda vuruşlardan her bir vuruş (Fıkhî ıstılah)CELÎ: Aşikar, belli, parlak, açık ![]() CEM U TEVFİK: Toplama ve uygunlaştırma, uzlaştırma ![]() CEMAAT: Topluluk, imam arkasında namaz kılan topluluk ![]() CEMAAT-I NÂCİYE: 1 Cehennemden kurtulacak ehl-i sünnet cemaatı 2 Selâmete, kurtuluşa erecek cemaat![]() CEMÂDÂT: Cansızlar ![]() CEMÂL: 1 Allah‘ın lütf ve ihsan sıfatıyla tecellisi 2 Yüz güzelliği![]() CEMÂL-İ HAK: Allah‘ın güzelliği ki, müminler cennette onu temaşa edeceklerdir ![]() CEMÂLULLAH: 1 Allah‘ın cemâlı, Allah‘ın güzelliği 2 Allah‘ın lütfu ihsaniyle tecellisi![]() CEMEL: Deve ![]() CEM’-İ KILLET: Arapça’da türlü vezinlerde cemileri olan isimlerin, bu cemilerinden dokuzdan aşağı mahsus olanları ![]() CEM’İ MAHLUKÂT: Bütün yaratıklar ![]() CEMM-İ GAFÎR: Büyük cemaat, insan kalabalığı ![]() CENÂBET: 1 Gusül abdesti almayı gerektiren durum 2 Gusül gerektiği halde henüz gusül yapmamış kimse![]() CENAH: 1 Yan taraf, cihet 2 Kol, pazu 3 Kanat, kuş kanadı![]() CENNATU’N-NAÎM: Naîm Cennetleri, nimetlerle dolu olan cennetler ![]() CERAD: “Cerâde”nin çoğulu 1 Çekirgeler 2 Yağmacılar![]() CERH: Yaralama, yaralatma, çürütme ![]() CERİME: “Cürm”ün çoğulu Suçlar, günahlar![]() CESTE CESTE: Bölüm bölüm, yavaş yavaş ![]() CEVAD-I MUTLAK: Şarta bağlı olmaksızın çok ihsanda bulunan, cömertlik eden Cenab-ı Allah ![]() CEVAHİR: Cevherler, çok değerli olan şeyler ![]() CEVÂMİU’L-KELİM: Kelimeler topluluğu ![]() CEVÂRİH: “Cerh”den yaralayanlar, yırtıcı hayvanlar, yırtıcı kuşlar ![]() CEVAZ: İzin, müsaade, caiz olma ![]() CEVELAN: Dolaşma, gezme ![]() CEVF: 1 Boşluk, oyuk, çukur 2 Orta yarı![]() CEVHER: 1 Varlığı için başkasına muhtaç olmayan 2 Bir şeyin özü![]() CEVR Ü ZULM: Ezâ ve zulüm ![]() CEVR: Ezâ, eziyet, haksızlık, sitem ![]() CEYB: Yakanın göğüs üzerindeki açık yeri ![]() CEYŞ-İ USRET: Güçlük ordusu ![]() CEYYİD: İyi, güzel, hoş ![]() CEZÂLET: Rekaketsizlik, peltek kekeme veya pepe olmayış ![]() CEZÎRETÜ’L-ARAB: Arap yarımadası ![]() CEZM: 1 Kesin karar, niyet 2 Kesme, katı![]() CİBAYET: Câbîlik, vergi, gelir toplama ![]() CİBİLLİYET: Huy, yaratılış ![]() CİBRİL: Dört büyük melekten biri, vahiy meleği olan Cebrail ![]() CİBT VE TAGUT: Haç ve put Allah‘tan başka canlı cansız mabut edinilmiş şeyler![]() CÎD: Boyun ![]() CİDD: 1 Bir işi gerçekten çalışıp işleme 2 Ciddilik![]() CÎFE: Lâşe, leş ![]() CİHAD: 1 İslâm için düşmanla yapılan maddî, manevî savaş 2 Nefisle yapılan her türlü mücadele![]() CİHAD-I EKBER: 1 Büyük savaş 2 Benlikle savaş![]() CİHANŞÜMÛL: Cihânı içine alan ![]() CİHAZ: 1 Çeyiz ve avadanlık 2 Cenazenin kaldırılması için gerekli olan eşya![]() CİHET: Yön, taraf ![]() CİM SECÂVENDİ: Kur’ân-ı Kerim’deki durma yerlerinden biri Bu secâvendde durmak veya geçmek caizdir![]() CİMA: İnsanların cinsî münasebetleri ![]() CİNÂS: Münasebet, benzeyiş Birçok mânâlara yorulabilen söz İmalı, telmihli söz Telaffuzu aynı anlamı ayrı olan kelimelerin bir söz içinde kullanılması![]() CİNNET: Delilik, çılgınlık ![]() CİNS-İ KARÎB: Yakın cins ![]() CİRM: 1 Cisim 2 Büyüklük, hacim cirmi ne kadardır?CİSR: Köprü ![]() CİSR-İ Cehennem: Cehennem köprüsü ![]() CİZYE: Müslüman olmayan teb’a-dan alınan vergi ![]() CÛD: Cömertlik Karşılık beklemeden yapılan cömertlik![]() CÛDİ: Şırnak şehrinin 6 kilometre güney doğusunda bulunan büyük bir dağ ![]() CUHÛD: Çıfıt, yahudi ![]() CUMHÛR-İ MÜFESSİRÎN: Müfessirler topluluğu, müfessirlerin çoğunluğu ![]() CUMHÛR-İ UKALÂ: Akıllılar topluluğu Akıl sahiplerinin hepsi![]() CÜDERÎ: Çiçek hastalığı ![]() CÜMLE-İ İSMİYYE: İsim cümlesi ![]() CÜMLE-İ MU’TARIZA: Parantez içinde bulunan cümle, açıklayıcı mahiyetteki cümle Ara cümlecik![]() CÜMLE-İ VECÎZE: Kısa ve öz söz ![]() CÜNAH: Günah ![]() CÜND: Asker, asker topluluğu ![]() CÜNÛD: Askerler ![]() CÜNÜB: Gusül abdesti gerekmiş kimse ![]() CÜZ-İ MAKSÛM: Bölünmüş parça ![]() CÜZ’İ: Az miktar, bir parça ![]() ÇÂK: 1 Yarık, yırtık 2 Yırtmaç![]() D DÂB: 1 Adalet, doğruluk, 2 İhsan, vergi![]() DÂBBE: Yük ve binek hayvanı ![]() DÂBBETÜ’L-ARZ: Kıyâmet alametlerinden olup topraktan çıkan varlık ![]() DÂD-I HAKK: 1 Allah vergisi 2 Veriş, satış![]() DÂFİ’: 1 Def’ eden, savan, savuşturan, iten 2 Cenab-ı Hak![]() DÂĞ-DÂR: 1 Kızgın demirle nişanlanmış, dağlanmış 2 Pek müteessir, çok üzgün![]() DÂİN (DÂYİN): Borç veren, alacaklı ![]() DAKİK: 1 İnce, ufak, nâzik 2 Toz haline getirilmiş şey, un 3 Dikkatli ölçülü davranan titiz kimse![]() DALÂLÂT-I BEŞERİYYE: İnsanlığın sapıklığı, beşerî sapıklık ![]() DALÂLET: Hak yoldan sapma, sapıklık, azgınlık ![]() DALÂL-İ MUBÎN: Apaçık sapıklık ![]() DÂLL Bİ’L-İŞÂRE: İşaretle delâlet etme Sözün işaretle mânâya delâlet etmesi![]() DÂLL U MUDILLE : Doğru yoldan çıkanlar ve çıkaranlar, sapanlar ve saptıranlar ![]() DÂLLÎN GÜRÛHU: Sapıklar, azgınlar topluluğu ![]() DÂLLİN: Doğru yoldan sapmış olanlar, azgınlar ![]() DÂR: Ev, yer, yurt, dünya ![]() DARBE-İ AZÂB: Azap darbesi, azap verici vuruş ![]() DARB-I MESEL: Ata sözü ![]() DÂREYN: İki dünya: Dünya ve ahiret ![]() DÂR-I DÜNYA: Dünya ![]() DÂR-I HARP: Müslümanlarla savaş halinde olan gayri müslim ülke ![]() DÂR-I İSLÂM: İslâm ülkesi ![]() DÂR-I KÜFÜR: Gayr-i müslimlerin ülkesi ![]() DÂR-I SAADET: Mutluluk yeri ![]() DÂR-I UHRA: Ahiret yurdu ![]() DARÎRU’L-BASAR: Kör, âmâ ![]() DÂRU’N-NEDVE: Mekke şehir meclisi ![]() DÂRU’S-SELÂM: 1 Selamet yurdu, cennet 2 Bağdat şehrinin ünvanı![]() DÂRÜ’L-HİLAFET: İstanbul ![]() DE’B-İ KADÎM: Eski gelenek, eski usûl, eski âdet ![]() DEBÛR: Batı rüzgarı, batı taraftan esen yel ![]() DECCÂL: Kıyametten az önce çıkacak, insanlardan bir kısmını sapıtacak ve daha sonra Hz İsa tarafından öldürülecek olan şahıs![]() DEF’: Öteye itme, savma, savulma ![]() DEF-İ İHTİYAÇ: İhtiyacın giderilmesi, ihtiyacın karşılanması ![]() DEF-İ MAZARRAT: Zararı giderme ![]() DEF-İ MEFSEDET: Fesadı ortadan kaldırma ![]() DEFTER-İ A’MÂL: Amel defteri, insanların dünyadaki hayır ve kötülüklerin kaydedildiği defter ![]() DEHA: 1 Olağanüstü zeka ve anlayış kabiliyeti 2 Olağanüstü zeka sahibi kimse![]() DEHLİZ: Hol, koridor ![]() DEHRİ: Dünyanın sonsuzluğuna inanıp ahireti inkâr eden kimse Materyalist ![]() DELÂLET: Yol gösterme, kılavuzluk etme ![]() DELÂLET-İ AKLİYYE VE MANTIKIYYE: Akıl ve mantık yardımıyla, akıl ve mantığın yola göstermesiyle ![]() DELİL: 1 Kılavuz, yol gösterme 2 Kanıt![]() DELİL-İ NAKLÎ: Naklî delil, Kitabî delil Kur’ân-ı Kerim ve Hadis-i şeriflere istinad eden delil![]() DELÎL-İ ŞUÛDÎ: Görgüye dayanan delil ![]() DEM: 1 Kan, 2 Soluk, nefes 3 Zaman, an![]() DEM’: Göz yaşı, göz yaşı dökme, ağlama ![]() DEM-İ MESFUH: Dökülmüş kan ![]() DENÂNET: Alçaklık, zillet ![]() DENÎ: Alçak ![]() DERMİYÂN: Ortada ![]() DERPİŞ: Göz önünde, en önde ![]() DERS-İ İNTİBAH: Uyandırma dersi ![]() DERÛN: İç taraf, dahil, kalp ![]() DEVR-İ CÂHİLİYYE: Cahiliyye devri, İslâm’dan önceki devir ![]() DEVR-İ SABAVET: Çocukluk çağı ![]() DEYN: Borç ![]() DEYYÂN: Mükâfatlandıran veya cezalandıran, hâkim Allah![]() DEYYÂR: 1 Manastır sahibi 2 Biri, bir kimse, fert![]() DÎBÂCE: Başlangıç, önsöz, mukaddime ![]() DİĞERGÂM: Başkalarını düşünen, bencil olmayan ![]() DİL-ÂVÎZ: Gönül çeken, câzip ![]() DİL-NİŞÎN: Hoşa giden, kalpte yerleşen ![]() DÎN U DİYÂNET: Din dindarlık, din ve din duygusu ![]() DÎNÂR: Bir altın liranın dörtte bir değerinde olan eski bir para ![]() DÎN-İ HAK: Hak din İslâmiyet ![]() DİRAYET: Zekâ, iktidar, beceriklilik Akıl ve ilim yoluyla yapılan çözüm![]() DİRHEM: 1 Okkanın dörtyüzde biri olan eski ağırlık ölçüsü 2 Gümüş para![]() DİVAN: Arap şiiri, Divan-ı Arab, Arab’ın şiir külliyatı ![]() DÛN: 1 Alçak, aşağılık 2 Aşağı 3 Altta![]() DÜBB-İ ASGAR: Küçük ayı (yedili yıldız grubu) ![]() DÜBB-İ EKBER: Büyük ayı (yedili yıldız grubu) ![]() DÜLDÜL: Hz Muhammed (s a v )’in Hz Ali’ye verdiği beyaz at![]() DÜSTÛR: Kânun, kaide, kural, esas
|
|
|
|