Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayasofya, sirlari

Ayasofya Sirlari

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ayasofya Sirlari



Sultanahmet meydaninin ortasinda
pembe elbiseli gelin gibi boy gosterir Ayasofya,
Dunya kuruldugundan bu yana boylesi bir mabet
daha gorulmus degildi,
ta ki Mimar Sinan usta ortaliga cikip
Selimiye'yi ihya edinceye kadar
iste o, zaman icinde gurur ile basi dimdik
magrur bakardi hep etrafina
Kendisini islam'in kollarina terk etmeye hazir
bir gelin gibi hasretle, mahzunca beklerdi kendince
Guzel ve alimliydi
Aslinda kendinden kaynaklanan bir guzelligi de
yoktu onun
O, Allahin ilhami ile sekillenmis,
Allah'in bildirimi ile planlari cizilmis
buyulu bir guzellige sahip ilahi bir mekândi
Allahin Hikmeti anlamina gelirdi ismi

Bizans hukumdari buyuk Konstantin olurken
ogluna gorkemli bir ibadethane yapmasi icin
vasiyette bulunmustu
Sehrin tam orta yerine tahtadan insa edilmisti kilise
12 Mayis 360 da acilan bu ibadethaneye Bizanslar
"Buyuk Kilise" adini vermislerdi
Fazla uzun surmeyen bu gorkem bir yangin gecirip
harabeye donmesi ile yerini huzne birakiverir
Tekrar 415 de Theodosius tarafindan onarilip
ibatede acilmasi da pek uzun surmez
Bu sefer "Kutsal Bilgelik" anlamina gelen
"Hagia Sophia" ismi verilir ona
Yine kaderinde yok olmak vardir ama
o mutlaka ayakta kalabilmek,
Osmanliyi beklemek icin direnir

Bir asir sonra Bizans imparatoru Justinyanus
tekrar bu yapiyi ihya edip adini olumsuzlestirmek ister
Bu tapinak icin elinden gelenin en iyisini yapmaktir dilegi

Ve bir gun imparator ruyasinda
Ayasofya'nin bulundugu yerde aksakalli,
nur yuzlu bir ihtiyar gorur
Bu nur yuzlu pir elinde gumusten bir levha
tutmaktadir
Tuttugu bu levhanin uzerinde yapmak istedigi
Ayasofya'nin sekli naksolunmustur
Jutinyanus seyrine doyamadigi bu resmi gorur gormez
ona sahip olmak icin Allah'a yalvarir
Bunun uzerine pir elindeki levhayi ona uzatarak
"Al senin olsun" der
Justinyenus cok sevinir ve hemen aklindan gecen
soruyu soruverir
"Peki ismini ne koyayim" dediginde
"Ayasofya olsun" der aksakalli pir
Sabahi zor eder Justinyanus
Hemen sabahin erken saatlerinde
bas mimarini huzura cagirip ruyasini anlatmaya baslar
Mimar hayretten acilmis gozleri ile
elinde karaladigi taslagi imparatora uzatir
Mimarin cizdigi resimle imparatorun ruyasinda gordugu
mabet birebir aynidir
Cunku o da o gece ayni ruyayi gorup gorduklerini
kagida karalayivermistir
iste Allah'in modelini kalplere ilham ettigi mabet
slam'a hizmet ve cihan padisahi
Fatih Sultan Mehmet'in ilk fetih namazini kilacagi
mubarek mekân olmak icin tasarlanmaya hazirdir
artik
Ve orada nice Allah dostlarina sohbetler ve
hizmetler nasip olacaktir
Evliya celebi yazdigi hatiralarinda
hep buranin tilsimindan bahseder
Nedir Ayasofya'nin tisimi?
Nedir orayi boylesine cazip kilan gizem
Ayasofya gecmis ve gelecekle boy olcusen
bir mihenk tasimidir?
Yoksa Islam Alemi ile Hiristiyan Aleminin
birbiri ile hesaplasmasi midir?
Kutsaldir, kutsal kisiler tarafindan ilham edilmistir,
Mubarektir, mubarek kisileri sinesinde barindiracaktir
O aslinda yillar oncesinden hazirlanmis bir fetih abidesidir
Asirlar boyunca Truvali Helen gibi ugrunda
nice savaslar verilecektir
Kilisenin en mukemmel sekilde insa edilmesi icin
imparator hicbir fedakârliktan kacinmaz
Efes'teki Diana tapinagindan 8 sutun sokturup getirtir,
Atina, Delphi, Delos ve Misir'in tapinaklarindan
diger sutunlari temin edilir
Donemin en buyuk matematikcisi
Trallesli Anthemios bas mimar olarak goreve getirilir
Adem (as)'den bu yana yapilanlarin en buyugu,
en gorkemlisi olacaktir bu ibadethane
imparatorluk onunla adeta kudretini, gucunu
butun cihana ispatlayacaktir
55 metre yuksekligi ve 3031 m capi ile
bu gune kadar insa edilmis hicbir kubbe olmamistir
Ve bu kubbeyi hicbir kubbenin gecemeyecegi konusunda
kesin hukum vardir
27 Aralik 537 de ibadethanenin acilisi
inanilmaz bir gorkem ile yapilir
Justinyanus 14 atin kostugu arabasi ile
Kral Kapisindan iceri girer
Onu kapida patrik karsilar ve mihraba birlikte giderler
Ellerini acarak"Allah'a hamd ve senalar olsun ki
beni boyle bir esere ikrama layik gordu
""Ey Suleyman sana galebe ettim" diyerek
kudretini dunyaya haykirir
Artik Suleyman tapinagini geride birakan
bir eser yaptigini dusunur imparator
Ne var ki kisa bir zaman sonra
buyuk bir zelzele ile yapi hasar gorur
Kubbeden dusen parcalar mihrabi,
mukaddes sarap ve ekmek dolabini,
ayin masasini paramparca eder
Yine buyuk bir tamir gorur ve
bu sefer kubbe 20 kadem daha yukseltilir
Buyuk Kilisenin onune genis bir avlu,
avlunun etrafinda ise revaklar vardir
Ortada agzindan su akan aslanli bir cesme bulunur
Binanin alti sarniclarla donatilir,
bunlarin iclerine pilpayeler dikilerek
depreme dayaniklilik ve esneklik saglanir
Kubbe kasnaginda 40 pencere vardir
40 sutun asagi 67 sutun yukari olmak uzere
107 sutun binanin butun yukunu yuklenmistir
ibadethanenin 361kapisi oldugu soylense de
bu sayi giderek degisir
Bati kapisinda bulunan "Terleyen Direk" ise
her ne kadar rutubeti cektigi soylense de
bir suru sirlara sahiptir
Yapinin en etkileyici goruntusu ile
ic alemindeki mekanin genisligi ve
kubbenin buyuklugudur
icinde cesitli suslemeler,
altin mozaikten resimler ve
kubbede 4 melegin cizilmis tasvirleri vardir
Kubbenin tam ortasindan ise altin bir top sallandirilmistir
Zamanin en buyuk kubbesine sahip olan Ayasofya
defalarca coker ve yeniden onarilir
Cok buyuk olan kubbenin agirligi
her ne kadar yan duvarlara yuklense de
yine bu agirliga dayanamaz

Yil 1453, 29 Mayis Sali gunu
Fatih Sultan Mehmet istanbul'u alir
Fethettigi sehrin en gorkemli ibadethanesinde
ilk namazini kilmak uzere Ayasofya'nin onune gelir
Kapinin onunde beyaz atindan iner ve
arkasindakilerle birlikte kapidan iceri girer
iste o anda mekanin hasiyetinden
inanilmaz bir hu$uya kapilir ve hemen secdeye kapanir
Daha sonraki gunde ilk Cuma namazini burada kilar
Cunku Osmanli fethettigi sehirlere girdigi zaman
sehrin en buyuk kilisesinde ilk namazini kilar ve
orayi camiye cevirir digerlerine hic dokunmazdi
Ayasofya'nin da camiye cevrilip ibadete acilmasi icin
ferman buyurur

Fatih Sultan Mehmet ibadethaneye
oylesine hayran kalir ki buraya yuklu bir bedel odeyerek
tapusunu uzerine gecirir ve
bir vakif kurarak burayi vakfeder
Ve Ayasofya'nin kiyamete kadar ibadethane olmasi
icinde bir de vasiyet birakir
Yapiya 4 minare ilave edilerek islami huviyete burundurulur
16 yy Mimar Sinan binaya payandalar ekleyerek
yapiyi saglamlastirir ve
gunumuze kadar ayakta kalmasini saglar
Aslinda Bizans eserlerinin aksine
battal bir govdeye sahip olan Ayasofya,
ic alemindeki zarafet ile kendini mahcup bir sekilde
ic alemline surukler
100 ustanin emrinde 10000 isci calisarak
6 yilda tamamlanan ibadethaneye daha sonra
minare, minber, mihrap eklenerek camiye cevrilir
icinde Allah, Muhammet, Ebu- Bekir, Omer,
Osman, Ali, Hasan, Huseyin levhalari asilmistir
Kubbesinde ise unlu Turk hattati Kazasker
Mustafa izzet Efendi'nin Kurandan sureleri yer alir
Daha sonra Sokullu Mehmet Pasa kubbeye
buyuk bir Alem kondurarak dis gorunusunu
islami bir huviyete sokar
IV Murat han yaptirdigi mermer mahfiler
minber ve tas kursu ise gorulesi,
seyredilesi bir sanat eseridir

Ayasofya'nin Sirlari

imparator Justinianus Ayasofya'nin ruyasinda gordugu
kubbesinin aynisini yapmak ister ama
bir turlu kubbeyi ayakta tutamazlar
Bir gece yine ruyasina yine nur yuzlu pir girer ve
" Eger bu kubbeyi ayakta tutmak ister isen
son nebinin tukurugunu zemzem suyu ile karistirip
bir harc yapilip, ancak bu harc ile
kubbeyi tutturabilirsiniz" diye bir sir verir
imparator hemen tayin ettigi bir gorevliyi Mekke'ye yollar
Ebu-Talip araciligi ile son Nebi
Muhammet (sav) Efendimizin tukurugunu ve
Zemzemi alip Ayasofya'ya gelirler
Terleyen Diregin dibinde karilan harc ile
kubbeyi insa edilir
Ve kubbenin tam altina da bunu belirtmek icin
altintop bir kandil asilir
Daha sonra III Ahmet bu altintopun yerine
bir top kandil yaptirarak camiye vakfe eder

Ayasofya'nin Kibleye bakan kapisinin kanatlari
Nuh Peygamberin gemisinin tahtasindan yapildigi
rivayet edilir
Bu sebepten sefere cikacak tuccarlar buraya gelip
kapiya ellerini surup dua ettikten sonra
denize acildiklari soylenir

Ayasofya'nin icinde bir kuyu vardi ki,
nefes darligi cekenler sabahin erken saatlerinde
buraya ac karnina gelip bu sudan icerlerse
hemen sifa bulup iyilestikleri yolunda rivayetler vardir

Evliya Celebi "Seyahatname" sinde unutkan olanlarin
bu kubbe altina gelip Altintopun altinda 7 kere
namaz kilip dua ettiklerini ve
7 adet siyah uzum yiyerek sifa bulduklarindan bahseder

Aksemseddin Hazretlerinin ilk ders verdigi yer olan
"Serin Pencere" ve bu pencereden soguk soguk esen
ruzgarin ilahiyat tahsil edecek
talebelerde zihin acikligina sebep oldugu sebebi ile
buraya gelip zihin acikligi icin
Allah'a dua ettikleri soylenir

Ayasofya'nin Guney Kapisindaki dehlizde bulunan
bir oyuk ise Hz isa'nin besigidir diye soylenir
Hasta olan cocuklar buraya yatirilip iyilesmeleri icin
Allah'tan sifa dilenirmis

Ayni zamanda Hz isa'nin dogdugu zaman
yikandigi tas teknede yine buradaymis




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.