Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çadırları, türk

Türk Çadırları

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Çadırları



Türklerin bundan bin beş yüz yıl önce Orta Asya'da, iklim ve coğrafi şartların icabı olarak, umumiyetle göçebe bir hayat yaşadıkları malûmdur Öyle göçebe bir hayat ki, bu hayatı yaşıyanlar yazı yazmasını biliyorlar ve kervan ticareti yapıyorlardı Göçebe hayatı yaşıyan Türkler, iyi ahlâklı olmayı, yoksullara yardım etmeyi seviyorlar ve bunu en büyük faziletler arasında sayıyorlardı

Ortaçağdaki göçebe Türk cemiyetlerinde, çok zengin bir asilzadeler sınıfı, her hususta hür olan halk tabakası ve nihayet kara halk denilen, esirlerden oluşan aşağı tabaka vardı, işaret edildiği üzere, Türk göçebe cemiyetinde medeni hayatın birliktelik manzarası ve birçok müesseseleri görülmektedir



Çadırda doğar Çadırda Ölürlerdi

İşte, birçok Avrupalı âlimlerin de belirtikleri üzere, doğuştan asker, teşkilâtçı ve idareci olan Türkler, hep çadırlarda doğmuşlar ve buralarda yaşayıp ölmüşlerdir Eski Türkler çadıra otak (otağ) adını veriyorlardı ki, bugünkü oda sözü buradan gelmektedir Otağ ismi, çadır mânasında olarak, Selçuklularda ve beyliklerde olduğu gibi, Osmanlılar'da da kullanılmıştır Çadır kelimesine gelince, bu da türkçe olup çatmak fiili ile ilgilidir



Orta çağda, Orta Asya'nın engin bozkırlarında yaşıyan Türklerin çadırları, keçeden yapılmıştı Şekli yuvarlak olup, sağlam kazıklarla yere bağlanmıştı Normal halk çadırları sekiz on kişi alacak büyüklükte idi Asilzadeler olan beylerin ve hanların muhtelif şekil ve büyüklükte otağ yâni çadırları vardı

Yağmalı Şölen

Bunlardan kırmızı atlas veya ipekten yapılmış büyük otağlar elli, yüz kişi alırdı ki, burada resmî toplantılar yapılır, ziyafetler verilirdi Renk renk kıymetli kumaşlar ve ipeklilerle süslenmiş olan bu otağlar, bâzı zamanlarda ziyafetten sonra içindeki kıymetli eşya ile birlikte ziyafeti veren han veya beyin müsaadesiyle yağmalanırdı

Yağma esnasında han veya bey, varsa oğulları ve hatunu ile beraber otağdan uzaklaşırdı Otağ-ı yağma edenler, yağmadan sonra han veya beyin huzuruna vararak onu selâmlarlar ve yağmaladıkları eşya ile birlikte kendi yerlerine giderlerdi İşte eski Türklerdeki yağmalı şölenin aslı budur

Çadır, Türkler tarafından o kadar sevilmiş ve ona o kadar alışılmıştı ki, yabancı ülkelerde bulunan ve evlerde oturan Türkler çadırda yaşamanın hasretini çekmişlerdir Şüphesiz ki, onlar çadıra, hür ve serbest yaşamanın bir timsali nazariyle bakıyorlardı

Yedinci asrın başlarında Çin'de bir müddet yaşıyan bir Gök Türk şehzadesi, kendisine tahsis edilen muhteşem bir binada kalmak istemiyerek, bu binanın bahçesine kurduğu bir çadırda oturmuştur

Eski Türklerin çadırları, elbiseleri gibi, umumiyetle ak idi Ancak köle ve cariyeleri, kara çadırlarda yaşarlardı Büyüklerin çadırlarından bâzıları al, kırmızı ve turuncu idi

Arap yazarlarına göre, Peygamberimiz, hayatının son zamanlarında Türk çadırında oturmuş ve bu çadırı çok sevmiştir

Otağ-ı Hümayun

Osmanlı Türklerinin çadırları da Orta Asyalı atalarınınkinden farksızdı Osmanlı hükümdarlarının büyük ve muhteşem çadırları vardı ki, buna Otağ-ı hümayun denilirdi Otağ-ı hümayun seferlerde, av ve gezintilerde kullanılırdı Çok güzel, işlemeli ve süslü olan Otağ-ı hümayunlar birçok kısımlara ayrılmıştı

Otağ-ı hümayunların rengi kırmızı idi ve Osmanlı ordusunda padişah, şehzadeler, vezir ve beylerbeyilerden başkası bu renkte çadır kullanamazlardı

Padişah otağlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın 1566 da yaptığı Zigetvar seferindeki Otağ-ı pek mükemmel olup, yedi direkli idi Bu hükümdarın nişancısı ve tarihçisi Celâlzade, bu Otağ-ı pek edibane bir surette tasvir etmiştir Onun bu tasvirinden anlaşılıyor ki, Kanuni'nin Otağ-ı, renkli şerit ve sırma saçaklarla süslenmişti

Padişah otağlarının nezaretine hayme mehterleri adı verilen bir cemaat bakardı Bu cemaat oda tâbir edilen dört kısma ayrılmıştı Padişahlar sefere veya her hangi uzakça bir mahalle gidecekleri vakit Davutpaşa, Çırpıcı çayırı ve Üsküdar'daki Doğancılar meydanına hayme mehterleri daha önce hareket ederek otağlar kurarlardı

Seferlerde iki otağ bulundurulması âdet idi Bunlardan birisinde bizzat hükümdar oturur, diğeri de tuğlarla beraber daha ilerdeki menzilde kurulurdu Tuğlarla Otağ-ı hümayunu nakle memur edilenlerin başlarına, konakçıbaşı denilirdi ki, bunlardan bâzıları beylerbeyi rütbesini haizdi

Asker çadırlarına gelince, bunlar koni şekilde olup, pamuktan yapılmıştı Renkleri beyazdı

ProfDrFaruk Sümer

Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Çadırları

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Çadırları



Türklerin Kullandığı Çadırlar

ALTAY ÇADIRLARI

Şalaş Çadırlar: Göçebe Güney Altaylılar tarafından kullanılan bu çadır tipinin gayet basit bir yapısı vardır Çubuklardan yapılan bu çadırın iki tipi vardır Birincisi halka şeklinde ki keregele(duvar) bükülerek yerleştirilen uzun ağaç çubukların(uık -uh) üzerinin ağaç kabuklarıyla veya keçe ile örtülmesi sonucu elde edilen barınak türüdür Bu tip çadıra Altay Türkleri'nin "Sooltı" veya "Alançik" olarak ifade ettikleri de olur



Altay Türkleri'nde Kırgız Türkleri'nin çadırlarına benzer çadırlarda bulunmaktadır Keçeli çadır türüne örnek olan bu çadırlara "upke" veya "pükme" denir Görünüş olarak güzel olmasının yanında ağaç kabukları ile korunan tiplere nazaran doğa şartlarına çok daha dayanıklıdır

Güney Altay Türkleri geniş alanlarda yaşamayı sevdikleri için kalabalık yerlerde bulunmazlardı Bundan dolayı da "aıllar-köyler" üç ile beş çadırdan fazla olmaz Akrabalardan oluşur bu aıllar Bu şekilde yaşayan Altay Türkleri'nin çadırları da ağaç kabuklarından yapılmış olup, sadece kapıları hayvan derisinden olur

Çadırın tam ortasında bulunan ocaklar hem ısınmayı hem de yemek pişirmeyi sağlar Bu ocağın hemen üst kısmında çadırın üzerinde bir açıklık bulunur Ocağın hemen arkasında, kapının tam karşısında büyük ve parlak gözleri olan totem bulunur Bununla beraber dokuz parça bez "somo" bağlanan ip bulunur Bu ipin ortasındaki bezde bir hayvan resmi vardır Bu resimler çadırdan çadıra farklılık gösterebilirler

Altaylarda yaşayan bir diğer Türk boyu ise Teleütler'dir Teleütler'in çadırları yazlıktır Koni şeklinde ve çalı çırpıdan oluşan bu çadırın üzeri ağaç kabuklarıyla kapalıdır Çadırın çapı 3 sajen (1 Sajen=2,13m)'dir Kapıları da doğuya bakmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Çadırları

Eski 10-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Çadırları



TUVA ÇADIRLARI

Sibirya bölgesinde olan Tuva Türkleri'nin kullandığı çadırlar Altay Türkleri'nin çadırlarından farklıdır Daha çok Moğol çadırlarına benzeyen Tuva çadırları Sibirya bölgesinin en görkemli çadırlarıdır Tuva Türkleri zorlu doğa koşullarına rağmen hem göçebe Türk Kültürü'nden gelen alışkanlık hem de doğaya olan bağlılık ile çadırlarda yaşamışlardır Ayrıca çadırların kolay kurulumu, gereçlerinin kolay bulunabilmesi gibi nedenler de çadırları göçebe hayatın temsilcisi haline getirmiştir



Tuva Türkleri'nin yerleşim yerleri olan "aıllar", kış aylarında iki ile beş çadırdan, yaz aylarında onbeş civarında çadırdan oluşmaktadır Batı Tuva'nın geleneksel barınağı keçeli çadırlardır Bu çadır Moğol çadırı tipindedir Doğu Tuva bölgesinde ise "Çum" adı verilen, iskeleti "uık" adı verilen ağaç çubuklardan oluşan çadır kullanımı yaygındır Bu tip çadırlar yaz aylardan ağaç kabukları ile örtülüdür Kış aylarında ise boğa derisiyle üzeri örtülüdür Moğol tipi çadırlarda olsun, Çum'da olsun, bütün Türk çadırlarında olduğu gibi kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı yerler vardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.