![]() |
Mersin'in Tarihçesi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mersin'in TarihçesiGİRİŞ 1 ![]() İlk, orta ve yeni çağlarda Küçük Asya’nın en eski meskun bölgelerinden birisi KİLİKYA (Cilicie)dır ![]() ![]() Birisi DAĞLIK KİLİKYA’dır ![]() ![]() İkincisi, OVALIK KİLİKYA (CILICIA PEDIAS)’dır ve Limonlu Çayı’ndan doğuya kadar kısmen İçel ve Adana İli’nin tamamı kaplayan bölgedir ![]() ![]() ![]() ![]() Bölgede yaşayan kavimlere geçmeden önce Kilikya’da yaşanan olaylardan ve burada yaşayan önemli kişilerden kısaca bahsedelim ![]() Hıristiyanlığın yayılmasında en büyük etken olan SAINT PAUL Tarsus’ta doğmuştur ![]() ![]() ![]() Anadolu kıtasının genel valisi olan ANTONIUS, Tarsus’u merkez yapmış ve KLEOPATRA ile burada evlenmiştir ![]() ![]() Arap hükümdarlarından Harun Reşit’in oğlu Me’mun Tarsus’ta ölmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün dinlerde yer alan ESHAB-I KEHF olayı da Tarsus’ta cereyan etmiştir ![]() Bölgemizde yapılan araştırmalar, bu yörede yerleşimin Taş Devri’ne kadar gittiğini göstermektedir ![]() Bölge ilk çağlardan yeni çağlara kadar çok değişik devletlerin ve beyliklerin yönetiminde olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mersin’de Yumuktepe’de yapılan kazılarda Hititlerin bu bölgedeki yaşamları açıklıkla belirlenmiştir ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Aşiret Adı mı? Evliya Çelebi 1670’li yıllarda bölgemizden geçmiştir ![]() Sait Uğur da kitabında “Mersin’e Mersin denilmesinin sebebi şimdiki Mersin şehrinin yakınlarında eskiden MERSİNLİ adında bir aşiret varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mersin Bitkisinden mi? Mersin adının Arapların HAMBELES dedikleri MYRTUS- MURT adı verilen MERSİN bitkisinden geldiği yolundaki iddialar daha yaygındır ![]() VİTAL CUINET, La Turquie D’Asi Nam eserinin 51’inci sahifesinde zamanında Mersin Zephırıum adını taşırdı “Bu günkü ismi, çevresinde bol miktarda bulunan Murt ağacından kaynaklanmaktadır” diyor ve ayrıca Mersin kelimesinin Yunanca’da da Murt anlamına geldiğini ilave ediyor ![]() VICTOR LANGLOİS de “Eski Kilikya” isimli eserinde, Yunanca olarak yazılan diğer bir eserde Mersin’in isminin “Mersin Ağaçlarından” aldığını yazmıştır ![]() Osmanlı Padişahı Abdülmecit’in annesi ve İkinci Mahmud’un kadınlarından Bezmi Alem Valide Sultan’ın da şehrin adının Mersin olmasının doğru olduğunu söylediğinden bahsedilir ![]() Mersin adı hakkında bir de efsane vardır: Mersin adı Kıbrıs Kralı’nın kızı MYRNA’dan gelmiş ![]() ![]() ![]() Mersin’in adı bu genç hanım nedeni ile MERSİN olmuştur ![]() 3 ![]() Mersin; doğusunda Deliçay, batısında Mezitli Deresi, kuzeyinde Yalınayak, Arpaç ve Dorukkent, güneyinde Akdeniz’le çevrili 34-38 doğu ve 34-47,50 kuzey enlemleri arasında bir kettir ![]() ![]() ![]() Sahil şeridinde arazi, birinci sınıf tarım arazisidir ![]() ![]() ![]() ![]() Sahilden 25 ile 50 km arasında MANİT, TOL, TURNAZ, SUNTRAS ŞAMLAR, BOZ TEPE, KIZILBAĞ, COCAKBAŞI ve MERSİN DAĞI gibi yükseklikleri 1500-150 metre olan tepeler mevcuttur ![]() ![]() ![]() Akarsular: Deliçay: Değirmendere civarının sularını toplayarak bir süre Değirmendere adını alır ve Mersin’in doğusunda DELİÇAY ismi ile Karaduvar, Kazanlı arasında denize dökülür ![]() ![]() Efenk Deresi: Beypınar ve Sadiye bölgesinde Efenk adı ile doğar ![]() ![]() Tece Deresi: Fındıkpınarı civarının suyunu toplayarak Fındık Deresi olarak güneye iner ![]() ![]() 4 ![]() Mersin’de Akdeniz iklimi hakimdir, bu nedenle de kışları ılık, yaz ayları da sıcak geçer ![]() ![]() 5 ![]() Mersin, 1830’lu yıllarda küçük bir köydür ![]() ![]() Bucak Merkezi: Mersin köyü 1852 yılında Bucak (Nahiye) olmuştur ![]() Mersin Kaza Oluyor: 1864 yıllında Mersin Nahiyelikten kurtulmuş ve Tarsus’tan ayrılarak kaza olmuştur ![]() Mersin Liva (Mutasarrıflık) oluyor: 1888 tarihinde Mersin Mutasarrıflık olmuştur ![]() ![]() Mersin Vilayeti: 1924 yıllında Mersin, Cumhuriyetle birlikte livalıktan kurtulmuş vilayet olmuştur ![]() ![]() Mersin ismi 9 yıl sürebilmiş 2197 sayılı kanunla Silifke Vilayeti ile Mersin vilayeti birleştirilmiş ve vilayetimizin adı (İÇEL) vilayeti olmuştur ![]() 6 ![]() Mersin Devlet Opera ve Balesi: Türkiye’nin dördüncü yerleşik Opera ve Balesi’dir ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() İçel Sanat Kulübü Mersin’de Camiî Şerif mahallesinde bir SANAT SOKAĞI vardır ![]() ![]() ![]() Bu salonlarda sergiler, konserler, konferanslar, panelle, sempozyumlar anma törenleri tertiplenir ![]() Flormani Derneği Mersin’de yurt çapında ulusal ve Evrensel Çok Sesli Sanat Müziği’ni yaymak gayesiyle faaliyet veren bir dernek vardır ![]() ![]() Türk Musikî Derneği Mersin’de aynı konuda faaliyet gösteren iki tane Türk Musiki Derneği de Sanat Müziği sevenleri bir araya toplanmıştır ![]() Kütüphaneler İl Halk kütüphanesi ve merkez çocuk kütüphanesi olmak üzere iki tane kütüphane bulunmaktadır ![]() Mersin’de Basın Mersin’de halen yayın hayatını sürdüren yerel gazete ve dergiler şunlardır: Son Haber, Yüksel, Hakimiyet, Katılım, Mersin Olay, Bulvar, Havadis Mersin- Ekonomi Politika Dergiler İçel Sanat Kulübü Dergisi, Deniz Ticaret Odası Dergisi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Dergisi, Yurdakul Dergisi ![]() Giriş kısmındaki bilgiler, Şinasi Develi, Akdeniz’de bir inci kent Mersin, 1998 adlı kitaptan alınmıştır ![]() 1 ![]() 1 ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Anonim Halk Edebiyatı mahsullerinin en yaysın olanlarından biri de masaldır ![]() ![]() Bir çok yazarlar tarafından “hikaye, efsane, menkabe, kısa, fabl, atalar sözü, tekerleme vb” karşılığında kullanılmış, düşünülmüş ve tespit edilmiş olan masal bazı Türk boylarındaki lehçe ve ağızlarda ayrı ayrı isimler almaktadır ![]() ![]() Masalları hakim vasıflarına göre “Bilinmeyen bir yerde bilinmeyen şahıslara ve varlıklara ait hadiselerin macerası, hikayesi” olarak tarif edebiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Masalların kahramanları: İnsanlar (padişah, tüccar, oduncu, keloğlan, Arap vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Masalcı bu kahramanları, zaman-zaman eski inanç din, kültür ve medeniyet unsurlarından gelen malzemenin kompozisyonu içinde dinleyicisi ile okuyucusuna “hikaye, dram, fıkra” biçimlerinde anlatır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Masalcı, masalını ona dili ile tabii Türkçe ile anlatır, o, dilin zevk ve şuuruna yükselmiş bir sanatçıdır ![]() Umumiyetle okumanın ve yazının gelişmediği devirlerde ve muhitlerde nesillerden nesillere intikal eden ve hususiyle geceleri söylenen masalların ilk yaratıcılarını bilemiyoruz ![]() ![]() ![]() İnsanlığın hayat içinde ve tabiat karşısındaki ortak duygu ve düşüncelerinin temelini işleyen masallar, söyledikleri dile göre milli karakter kazanırlar ![]() Hint ve Türk masalı deyişimiz bundandır ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Bir varmış bir yokmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kedi bir gün bir yere gider ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bugün ben bir rüya gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kedi adamı uyutunca karısı gider bir çadıra varır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bunu aslı varsa benimsin, yoksa seni öldürürüm” der ![]() Kedi içkiyi içer ve yatar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “İşte, altın dağını gördün mü?” Bayağı bir yol aldıktan sonra bakır dağına da varırlar ![]() “İşte, bakır dağını da gördün mü?” “Gördüm” Bakır dağına ,gümüş dağına yani üç tane dağa varırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Kızgın katır mı istersin, kesin satır mı?”der ![]() Kadını katırın kuyruğuna bağlar ![]() ![]() ![]() EMİNE BULUT 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Bir padişahın kızı, babasının yanında devamlı olarak evi ev yapan kadındır dermiş ![]() ![]() ![]() “Kızım ben insan değil miyim? Evi ev yapan kadındır diyorsun erkek insan değil mi?”demiş Padişah bir gün baş vezirine: “Git dolaş, benim ülkemdeki en tembel delikanlıyı bul getir” der ![]() ![]() ![]() ![]() “Üşenmesem de şu düşeni alsam yesem” der ![]() Yatan öbür genç: “Bu sözü üşenmeden nasıl söyledin?”der ![]() Baş vezir bu konuşmaları duyar ![]() ![]() ![]() “ Padişahım durum bundan ibaret” Padişah: “ Nasıl?” Vezir: “İki genç armut ağacının altında yatıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah: “Tam ![]() ![]() ![]() ![]() “Allah’ın emriyle kızımı sana verdim ![]() ![]() Adam tabii itiraz eder mi? Yiyeceği yok, giyeceği yok ![]() ![]() ![]() ![]() “Kızım Evi ev yapan kadın mı, erkek mi? Sen bir kadınsın bir ev yap da göreyim ![]() ![]() Kız ile oğlan uzak bir ülkeye yerleşirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişahın kızı, babasına bir mektup göndererek ülkesine davet eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Babacığım, sizin bir kızınız varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Doğru olmaya doğru ama, siz bunu noksansız olarak kimden öğrendiniz? Nasıl biliyorsunuz böyle olduğunu?” Bu arada padişahın kızı ve tembel damadı, tanımamak için giydikleri giysileri çıkarırlar ![]() “Baba benim ![]() ![]() ![]() Padişah: “Haklıymışsın kızım ![]() Sarılır, öpüşürler ve mutlu olurlar ![]() ![]() ARİF ZEKİ DEMİRCİOĞLU 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Evvel bir kadıncağızın hiç çocuğu olmazmış ![]() ![]() ![]() “Ey Allah’ım bir çöp ver” demiş ![]() Aradan zaman geçer ![]() ![]() ![]() ![]() Kadın kocasına çocuğun yüzünü göstermezmiş ![]() ![]() ![]() “Hanım git bunu bakkaldan tarttır gel ![]() ![]() ![]() Kadıncağız saf bir kadın olduğu için buna kanar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Sen serseri misin? Beni de kandırdın ![]() ![]() O sırada bir padişahın oğlu evleniyormuş ![]() ![]() ![]() Ağacın dibine gelip bir çadır kurdurur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Dikkat edin” der ![]() Onlar yattıktan sonra ağaç yarılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Gelin bakalım ![]() “Evet ![]() “Bunları kim koydu?” “Ne bilelim” “Allah Allah!” “Gene aynı yerde bekleyin bakalım” Beklerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Hadi bakalım gidelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişahın oğlu saraya gelir ![]() ![]() “Oğlum ne düşünüyorsun?” “Hiç” Adam vezirlerine sorar, “Bu oğlan neden böyle düşünüyor?” diye ![]() “Böyle böyle oldu ![]() Padişah kızı bulmak amacıyla ne kadar insan varsa evin önünden geçsin emrini verir ![]() ![]() ![]() “Üstündeki giysilerini bana ver ![]() ![]() ![]() ![]() Çoban kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yollarda ne gördün”der ![]() Çoban: Meydanlıkta bir kız: “Yeşil çadır kurulu gördüm Altın maden yanılı gördüm Ne ettim,ne ettim Ben yarimi ne ettim” diyerek ağlıyor der ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “ Kaçacaksın ![]() Oğlan: “Yok ya!” Oğlan ibriğe bir ip bağlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Beni bırakıp gidersen kendimi öldürürüm” der ![]() Oğlan bakar ki, kendini öldürecek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “İşte benim alacağım kız” der ![]() Amcasının kızını da çeyiziyle birlikte evine gönderir ![]() ![]() ![]() MEHMET AKDAĞ 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kadının bir oğlu varmış ![]() ![]() Annesi söylememiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bana yüz lira ver de pirinç alayım, geleyim” der ![]() Annesi de verir ![]() ![]() ![]() “Niye dövüyorsunuz?” “Bizim yüz liralık etimizi yedi ![]() “Alın size yüz lire” der ve köpeği alır, gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Aman yakmayın, niye yakıyorsunuz?” Eline bir taş alır ![]() ![]() ![]() “Benim arkama düş insanoğlu ![]() ![]() ![]() “Şimdi ne kadar yılan varsa sana hücum eder ![]() ![]() ![]() “Altın vereyim, para vereyim” der ![]() “Parmağındaki yüzüğünü dilerim ![]() ![]() “Olur ![]() Deliğe giderler ![]() ![]() ![]() “Oğlum kızımı kurtarmışsın ![]() ![]() Yok bir şey istemem ![]() ![]() “Oğlum parmağımdaki yüzüğü ne yapacaksın? Sana bir terkep altın vereyim götür evinde kullan” “Yok” Mecbur olur, yüzüğü verir ![]() ![]() ![]() “Nereye gidiyorsun kızım?” “Baba yolu tarif edeyim ![]() ![]() ![]() “Bu yüzüğü yaladığın zaman bir Arap gelir ![]() ![]() “Sen ne emredersen getirir ![]() ![]() ![]() “Hani pirinç?” “Gelecek anne ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Emret Ağa!” “Hiçbir şey emretmeyeceğim ![]() ![]() ![]() “Anne padişahın üç tane kızı var ![]() ![]() “Oğlum padişah bize kız verir mi? Bir kel ahırımızdan başka hiçbir varlığımız yok” “ Ya! Sen git bir dünür ol” Annesi saraya verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yavrum böyle böyle ![]() “Ana bir daha git” ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ana bir daha git ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ne o, teyze ![]() “Allah’ın emriyle, küçük kızına dünürüm padişahım” “Olur olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kadın, “Biz bunu nasıl yaparız?” diye ağlayarak ve söylenerek eve gelir ![]() “Ne dedi?” “Böyle böyle” “Hiç korkma ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Şu meydanlık yer var ya ![]() ![]() ![]() “Tamam” Padişah: “Hanım, hanım! Kalk hele kalk” “Ne var?” “Yahu, namazı geçirdik ![]() ![]() Kalkar bakarlar ki, saat daha namaz zamanı değil ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Tamam oğlum ![]() ![]() Oğlan, kırk gün kırk gece düğün yapar ve kızı alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “İncir alan, incir alan” kış günü incir olur mu? Bunu bir yerden bulmuş satacak ![]() ![]() “Kardeş, inciri koca veriyorsun?” “Ya, kolay abla ![]() Oğlan bakkal dükkanındadır ![]() ![]() ![]() “Kolay, senden belki para bile almam ![]() “Olur ![]() Tabii kadın bunun kötü biri olduğunu bilmez ![]() “Ne vereceğiz incire?” “Şu masanın üstünde yüzük var ya ![]() “Evet ![]() “O yüzüğü ver ![]() ![]() “Yahu, ne yapacaksın yüzüğü? Para iste para vereyim ![]() “Yok ![]() ![]() Kadın yüzüğü verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eve gelse baksa ki, masanın üstünde yüzük yok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Emret Ağa! Yakalım mı, yıkalım mı bu dünyayı? Sen emret ![]() “Bak, sana bir şey diyeyim Arap ![]() ![]() Sıçan Adası da dünyanın bir ucuymuş ![]() “İçinde hanım ile beraber o evi öylece alacaksın, Sıçan Adası’na götüreceksin ![]() Akşam adam eve gelir ![]() ![]() ![]() “Oğlum sen daha dün evlendin ![]() Oğlan hiç seslenmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yahu, kedi kardeş ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada padişah, kızıyla sarayın gittiğini anlar ve damadını hapse atar ![]() “Her tarafı arayalım ![]() ![]() “Olur ![]() Köpek, kasabın önüne varır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kedi: “Nereyi aradın?” “Filan yeri aradım ![]() “Nere kaldı?” “Bir hapishane kaldı ![]() “Orayı da arayalım ![]() Kedi hapishanenin kapısına gelir ve miyavlamaya başlar ![]() ![]() “Arkadaş, şu miyavlayan kedi var ya ![]() “Heye ![]() “Onu getir buraya bir göreyim ![]() ![]() ![]() “Olur ![]() Kedi gelir ![]() “Ne oldu ağa ![]() “Böyle böyle ![]() “Olur ![]() ![]() O arada bir sıçan gidiyormuş ![]() ![]() “Dur ağa dur ![]() ![]() ![]() ![]() “Senin aradığın Sıçan Adası’nda” Kedi köpeğin yanına verir ![]() ![]() Sıçanı da olarak, denizin kenarına varırlar ![]() ![]() ![]() ![]() “Bana üç gün izin ver ![]() ![]() “Olur ![]() ![]() ![]() Sıçan yola koyulur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ağabey, bana bir gün daha izin vereceksin ![]() ![]() Bir gün daha izin verirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Al kardeş ![]() ![]() “Tamam ağa ![]() Köpek: “Ağayı sen buldun ![]() ![]() ![]() “Yahu, senin ağzın, büyük bir balık, malık tutar ![]() ![]() ![]() ![]() “Olmaz ![]() ![]() Kedi kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() Kedi: Köpek kardeş ![]() ![]() “Balık ayağım tuttu ![]() ![]() Orada dövüşür ve ayrılırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Köpek kardeş, köpek kardeş ![]() ![]() “Aman, aman ![]() ![]() Hapishanenin oraya varırlar ![]() ![]() ![]() ![]() “Hadi gidin ![]() ![]() Adam, hapishanede altı sene yatmış, gülmemiş ![]() ![]() ![]() “Yahu, niye güldün? ![]() ![]() ![]() “Hadi ![]() Akşam olur ![]() ![]() ![]() “Emret ağa! Yakalım mı, yıkalım mı?” “Beni buradan çıkarı ver ![]() ![]() ![]() “Hapishaneyi yık ![]() ![]() ![]() “Sıçan Adası’nda evi de getir bakalım ![]() Arap evi de getirir ![]() ![]() ![]() “Hapishaneden nasıl çıktın? Tutun şunu öldürün” “Gel, gel ![]() Padişah baksa ki, Yahudi oğlanla kızı yatıyor ![]() “Senin kızın bana bunu yaptı ![]() Adam onları kaldırır ![]() “Kırk katır isteriz” derler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MEHMET AKTAĞ 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Zamanın birinde bir padişahın oğlu, benim kısmetim kime çıkacak demiş ve oranın ileri gelen falcılarından birine kısmetini öğrenmek amacıyla fal baktırmış ![]() “Oğlum senin kısmetin, falan yerde bulunan çingene obasındaki yeni doğmuş bir kız çocuğu” Padişahın oğlu buna çok içerler ve der ki: “Nasıl bir çingene çocuğu benim kısmetim olur?” Atına atlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bu iz neden oldu?” der ![]() “Zamanın birinde bize bir misafir gelmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişahın oğlu demek ki, kısmetinden kaçamamış ![]() HAMZA UÇAR 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Çoban, Ağanın koyunlarını sürekli otlatmaya götürürmüş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yağmur yağdı gök çatladı Yetmiş ikisinin ödü patladı Onunu da koyma hesaba Kurt kaptı birisini Birinin aldım derisini” Masada oturup yoğurt yiyen ağa çok sinirlenir ![]() ![]() ![]() ![]() “Hesabı doğru verenin yüzü böyle ak çıkar” der ![]() YILMAZ GÖKSAL 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Bir padişahın üç tane kız evladı varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “ Baban bir tarafa gittiği zaman sizin dileklerinizi yerine getirmek isteyebilir ![]() ![]() Kız kafasında bunu tutar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “ Yahu Ahmet Ağa ![]() “Padişahım hiç sorma ![]() ![]() ![]() Padişah buna çok sevinir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Babam Süleyman Mührü’nü aldıysa aldı ![]() ![]() Babası bunu duyunca hüzünlenir ve üzülür ![]() ![]() ![]() “Yahu bu Süleyman Mührü nereden bulunur?” “Padişahım, senin bu dediğin deniz padişahı ![]() ![]() “Bunu biz kazdırsak olmaz mı?” “Olmaz ![]() Padişah dönüş yapar ![]() ![]() ![]() ![]() “Bugün fırtına yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah ile kaptan der ki: “Meteorolojide böyle bir fırtına yoktu ![]() ![]() “Burada bir elemirci kadın var ![]() ![]() ![]() “Bu fırtınanın sebebini bize açıklayacaksın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önüne bir tas su koyar ve elemire bakar ![]() “İçinizde büyük bir zat var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gemidekiler, “Onun narına biz de gideceğiz” derler ![]() ![]() “Hiçbiriniz ölmesin ![]() ![]() ![]() ![]() “Durma ![]() Padişahı palas pandıras yukarı güverteye çıkarırlar ![]() ![]() “Atmayın ben kendim atlarım ![]() Onlar gere dönerler ve güverteden aşağıya inerler ![]() ![]() ![]() ![]() “Söyle Şevketlim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yok, yok ![]() ![]() Padişah anlatır der ki: “Sayın Arap benim isteğim senden şu; Benim üç tane kız evladım var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Padişahım, seninle bir pazarlığa girelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah, kara askeri harbe girecek deyince kabullenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ne oldu padişahım? Sen buraya geldin ![]() ![]() “Ben Allah’a dilek diledim ![]() ![]() ![]() “Oh! İyi” derler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Baba, bizim siparişlerimizi aldın mı?” “Kızım, hepinizinki tamam ![]() Üçü de güler, oynar ve sevinirler ![]() ![]() ![]() ![]() “Herif, bugün seninle yatmayacağım ![]() “Ne yapacaksın?” “Küçük kızla yatacağım ![]() ![]() ![]() Akşam olur ![]() “Kızım, bugün benle beraber yatacaksın ![]() ![]() “Olur anne ![]() Yatarlar ![]() ![]() ![]() “Kızım başından geçenleri bir bir anlat ![]() “Anne benim başımdaki hal şu: Ben oraya gittim gideli ne koca, ne bey gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah Allah ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kız not alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Sen kızı hazırla ![]() ![]() Saat on ile on buçuk arasında kızı deniz sahiline götürür ![]() ![]() “Arap, al emanetini götür ![]() Arap bunu alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Arap! Bu kız bana yaramaz ![]() ![]() ![]() ![]() Arap kızı üç dağın arkasına götürür ve bırakır ![]() ![]() “Arap, senden bir ricam var ![]() ![]() ![]() “Sen canını sıkma ![]() ![]() Kadın ordayken adamın göbeğindeki yaralar gittik sıra azar ve çok fena olur ![]() ![]() ![]() ![]() O ülkenin padişahının oğlu, bir gün adamlarına “Atları hazırlayın ava gidelim” der ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bu can ise benim, mal ise sizin ![]() ![]() Kimisi korkarak yaklaşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bugünkü avımız yeter çocuklar ![]() ![]() Atlara binerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Padişahın oğlu dağda bir yabani dağ kızı bulmuş ![]() ![]() ![]() ![]() Artık millet kızı görmek için saraya akın etmeye başlar ![]() ![]() ![]() En nihayet padişahın ailesi bunu bir hamama sokar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Aman avrat buna iyi bak ![]() Bir cin padişahı, padişahın kızını istemiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ne bu hal?” “Böyle böyle ![]() “Vallahi padişahın kızını istedik vermedi ![]() ![]() ![]() “Yok, o kızı verdi ![]() ![]() Öyle deyince bunların sırları bozulur ![]() ![]() ![]() ![]() “Benim duam kabul oldu ![]() Öbürü: “Benim duam kabul oldu ![]() Padişah: “Ne olursa olsun, kızımın dilini açın ![]() ![]() Altınları verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Çok sağol ![]() ![]() ![]() ![]() “Şevketlim, ben sağlığını dilerim ![]() ![]() “Söyle kızım ![]() ![]() “Benim deniz sahiline bırakın ![]() ![]() “Olur ![]() Padişah adamlarını çağırır ![]() “Bunu deniz sahiline bırakın gelin” der ![]() Dört atlı az gider, uz gider; dere tepe düz giderler ![]() ![]() ![]() ![]() “Benim evim burası ![]() ![]() ![]() Ayrılırlar ![]() ![]() ![]() ![]() “Arap, Süleyman padişah nasıl? Durumunu bana izah et:” “Vallahi abla, durumunu hiç sorma ![]() ![]() ![]() ![]() “Soğuk yüzünü bir göreyim, geleyim ![]() Arap kızı alır, götürür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Arap, bu kadın yanıma gene mi geldi? Bu kızı bu sefer de garba süreceksin ![]() ![]() “Olur şevketlim ![]() Arap kıza: “Hiç korkma ![]() ![]() Kız: “İnşallah ben bunun ilacını bulurum ![]() Az giderler, uz giderler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Eyvah! Şuradan bir şey geçti ![]() ![]() ![]() Kimse yanaşamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bu günkü avımız da bu oldu ![]() ![]() Sırtındaki kaputunu çıkarır ve kıza giydirir ![]() ![]() ![]() “Ne oğlum bu?” “Ana bu kızı dağda buldum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kızı hamama sokarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Neyse hayırlısı olsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Olur herif” Yirmi otuz tane kadın her gün o padişahın kızının dilini açmak için dua ediyorlarmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “O padişah kızını bana vermezse ![]() ![]() Kız: “Padişah kızını sana verecek” der ![]() ![]() “Bizi dünyada yenecek bir devlet var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar uyuyunca ahraz kız, elindeki kılıcı padişahın kafasına vurur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Padişahım benim duam kabul oldu” derler ve tartışmaya başlarlar ![]() “Hanginizin duasıyla oldu bilmiyorum ama Allah’a çok şükür benim kızım iyileşti ![]() ![]() Altınları kadınlara verir ![]() ![]() ![]() “Sayın padişahım geçmiş olsun ![]() ![]() Padişah: “Nasıl çözdün kızım?” Kız entarisinin eteğinden peri padişahının kafasını çıkarır ![]() ![]() ![]() “Kızım sen dile dileyeceğini ![]() ![]() ![]() ![]() “Yok ![]() ![]() ![]() “Ne olabilir kızım?” “Beni deniz sahiline ulaştırın ![]() ![]() “İsteğin buysa bir şey değil ![]() Bu sırada sicim bir yağmur başlar ![]() ![]() “Oğlum, dört tane yamçı, dört tane at hazırlayın ![]() ![]() Yağmurun altında atlara binerler ![]() ![]() ![]() “Sayın şevketlim, yeter artık bana yaptığınız iyilik” deyip onlarla vedalaşır ![]() ![]() “Oof oof!” Deniz yarılır ve Arap çıkar ![]() “Buyur abla ![]() ![]() “Durumu nasıl?” “Vallahi abla durma gel ![]() ![]() ![]() ![]() “Allah Allah” Kız getirdiği ilacı da alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlacı kullanmaya başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Buyur şevketlim” “*** oğlum, ben iyi oldum ![]() ![]() “Tabiî efendim ![]() “Beni kim iyi etti?” “Seni bu duruma sokan iyi etti ![]() “Nerede O?” “Gelir şimdi ![]() Kız karyolanın altından çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ARİF CERİT 1 ![]() ![]() ![]() İnsanoğlunun tarih sahnesinde göründüğü ilk devirlerden itibaren ayrı coğrafya, muhit veya kavimler arasında doğup gelişen; zamanla inanç, âdet, anane ve merâsimlerin teşekkülünde az çok rolü olan bir çeşit masallar vardır ![]() ![]() İlk devir insanları -bugün okumamış zümrelerde görüleceği üzere- tabiat hadiselerinin sebeplerini bilmiyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() İşte canlı-cansız varlıklarla tabiat hâdiseleri karşısında kurulan hayal, tasavvur ve düşünceler henüz müspet (pozitif) zihniyete ulaşmamış toplulukların doğru, yalan şeklinde kabul ettikleri iptidâî bilgileri teşkil etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski cemiyetlerde ve bugün bâzı kapalı, muhâfazakâr zümrelerde, mukaddes sayılan dağ, orman, mağara vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün, ilk devirlerden zamanımıza kadar teşekkül etmiş efsânecileri araştıran disiplin veya ilme “esâtir-mitoloji” adı verilmektedir ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Lokman Hekim bir kitapta ölümün çaresini bulur ![]() ![]() ![]() “Lokman, ölüme çare buluyor; ama rızkını verebilecek mi?” Cebrail Aleyhi selam ile Lokman Hekim köprü üzerinde karşılaşırlar ![]() “Ya Lokman! Nereye gidiyorsun?” Lokman, Peygamber olduğu için yalan söyleyemez ![]() “Dağda bir ot var ![]() ![]() Cebrail: “Pekâla, ölüme çare bulacaksın; ama rızkını nasıl vereceksin? Madem sen bu kadar bilgilisin, bak bakalım Cebrail şimdi nerede?” Lokman Aleyhi selamın elinde ölüme çare olan kitap vardır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mersin'in Tarihçesi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mersin'in TarihçesiSELÇUK KARAKAYA 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Tarsus’ta Dakyanus adında bir kral varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dakyanus’a derler ki: “Burada birkaç tane genç var, seni tanrılığa kabul etmiyor ![]() Dakyanus: “Getirin bakalım onları” der ![]() Bu gençleri huzura getirirler ve Dakyanus sorar: “Siz kimi tanrı bilirsiniz?” Gençler derler ki: “Biz Hûdaperestiz ![]() ![]() ![]() Dakyanus bunları hapse atacak olur ![]() ![]() “Sen hemen bunları zindana atma ![]() ![]() “Öyleyse ben sınırı dolaşıp geleceğim ![]() ![]() Dakyanus sınırı dolaşmaya gider ![]() ![]() “Bu geldiğinde biz bunu tanrılığa kabul etmeyiz ![]() Dakyanus’un geldiğinde kendilerine kötülük yapacaklarını bildiklerinden bir gece şehirden kaçarlar ![]() ![]() ![]() “Bura bir mağara yok mu?” “Ne yapacaksınız?” “Gizleneceğiz ![]() ![]() ![]() ![]() “Eee, siz nesiniz?” “Biz Hûdaperestiz” derler ![]() Böyle olunca çoban: “Öyleyse ben de Hûdaperest olayım” der ![]() Çoban da katılır ![]() “Ben burada büyük bir mağara biliyorum ![]() ![]() Kabul ederler ![]() ![]() “Köpeği kov ![]() ![]() Çoban köpeği ne kadar kovduysa gitmez ![]() “Ben de sizin taptığınız Allah’a tapıyorum ![]() ![]() Öyle olunca sıddıkları daha da artar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bizim de paramızı alıp kaçtılar ![]() ![]() “Hadi hazırlanın arayalım ![]() Ata biner, dolanır ve gezerler ![]() ![]() “İnin bakalım burada ne var?” der ![]() Kimse inmeye cesaret edemez ![]() “Mağaranın kapısını örün ![]() ![]() ![]() Dakyanus gidince vezir, mağaranın girişini yalancıktan kapatır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üç yüz dokuz seneden sonra bunlar uyanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() “Acıktık ![]() ![]() Kimse çobanı tanımıyor diye çobanı gönderirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yahu sen bu parayı nereden aldın, yoksa define mi buldun?” “Yok yahu ![]() ![]() ![]() “Bu para nereden geldi?” “Bu para Dakyanus zamanından ![]() “Oo Dakyanus geçeli çok oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fırıncı bunu beylerinin yanına götürür ![]() ![]() “Haydi gidelim ![]() ![]() Mağaranın yanına varınca Yemliha yahut çoban der ki: “Siz birden bire mağaraya girecek olursanız arkadaşlar Okyanus geldi sanır, korkarlar ![]() ![]() ![]() Kabul ederler, mağaraya girmezler ![]() “arkadaşlar, çok vakit geçmiş, biz çok büyük kalmışız; insanlar küçülmüş ![]() ![]() Cenab-ı Allah’a kendilerini kurtarması için yalvarırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SELİM KARAKAYA 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan Süleyman, her hayvana kendi cinsinden bir baş dikmiş ![]() ![]() ![]() Tarsus’ta bir kadın ile oğlu varmış ![]() ![]() ![]() ![]() “Ey komşu! Bizim oğlan da seninle gitsin, dağdan odun getirsin, satsın geçimimize faydası olsun ![]() Komşu kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yağmur yağınca ihtiyar der ki: “Ben şurada bir mağara biliyorum oraya kaçalım ![]() Mağaraya sığınırlar ![]() ![]() ![]() “Amca, gel hele bak ![]() İhtiyar adam, gelir bakar ki, hakikatten işlenmiş bir taş ![]() ![]() ![]() ![]() “Camesab sen bekle ![]() ![]() ![]() Tarsus’a gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Camesab ben seni indireyim ![]() ![]() Camesab’ı kuyunun içine indirir, helkeyi de sarkıtır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yahu, ne oldu bizim oğlan?” “Ne bileyim ![]() ![]() Camesab, kuyunun içinde kalır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Aman padişahım beni yeryüzüne çıkartıver ![]() “Seni yeryüzüne çıkartırsam, benim yerimi söylersin ![]() ![]() Camesab Şahmeran’a beni yeryüzüne çıkartıver diye her gün yalvarırmış ![]() ![]() ![]() “Bak seni çıkarırım ama beni gördüğünü söylemeyeceksin; Beni görenin vücudu ala olur ![]() ![]() Şahmeran, bunu yeryüzüne çıkartır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bunun çaresi Şahmeran’dır ![]() ![]() “Şahmeran’ı nasıl bulacağız?” “Şahmeran’ı görenin vücudu ala olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kral bir hamam yaptırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Haydi bakalım neredeyse bize göster ![]() Camesab: “Ben görmedim ![]() Doktor: “Yok görmüşsün” Kral: “Eğer söylemezsen seni öldürürüm ![]() “Söylerim ama, Şahmeran’a zarar vermeyeceksiniz ![]() “Peki vermeyiz ![]() Camesab’ı da alır, beraber Şahmeran’ın olduğu yere giderler ![]() ![]() ![]() Şahmeran Camesab’a der ki: “Camesab beni sen götür, başkası götürmesin ![]() Kabul ederler ![]() “Bu doktor beni kesecek, sana kes derlerse sakın kesme ![]() ![]() ![]() ![]() “Peki ![]() Şahmeran’ı getirirler ![]() ![]() “Ben kesmem” Doktor keser ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak efsaneye göre Şahmeran’ın öldüğünden yılanların hâlâ haberleri yoktur ![]() ![]() ![]() SELİM KARAKAYA 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Silifke’nin meşhur Taş köprüsü hakkında şöyle bir efsane dolaşmaktadır ![]() Eski zamanlarda büyük bir köprü yapılacağı zaman köprünün temeline muhakkak bir adam gömerlermiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Evde yavrularım kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Olmaz” derler ![]() “Ağılda kuzularım kaldı ![]() ![]() ![]() “Olmaz” derler ![]() “Ocakta aşım, gergefte işim kaldı” der ![]() “Olmaz” derler ![]() “Dünyada gözüm kaldı ![]() ![]() “Olmaz” derler ![]() Bu kadar yalvarmasına karşın kadını kurban ederler ![]() ![]() ŞERİFE DEMİR 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Bir padişahın çocuğu olmuyormuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlerden biri padişahın buyruğunu yerine getirip üzümü yetiştirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SAMİ KÜÇÜK 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Geçmiş yıllarda Mersin’in Evcili köyünde toprak damlı mütevazi bir evde sade, sakin yaşayan bir aile varmış ![]() ![]() ![]() Kısa bir müddet sonra sahibi bulundukları koyun kuzular yani doğurur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Hocam, böyle böyle ![]() ![]() Nuri hoca bir taraftan dinler, bir taraftan der ki: “Okumazlar ki, bilsinler ![]() Hayvanın bir yıl diğer hayvanlar gibi besleneceğini, bu bir yıl süresince alınan gıdaların vücuttan insan sütü ile birlikte atılacağını, bu hayvana şu anda kıymanın öldürmenin herhangi bir anlamı olmadığını söyler ![]() ![]() ![]() RÜŞTÜ ATA 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Değirmendere köyünün köy içi mevkiînde şu anda bir taş var ![]() ![]() Bir çarşamba günü kadının birine bu taşın etrafında bir ermiş görünmüş ![]() ![]() ![]() ![]() “Sana Çarşamba günü yün eğirme demedim mi?” der ![]() Sonra küser ve ortadan kaybolur ![]() ![]() RÜŞTÜ ATA 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Değirmendere köyünün şimdi Ören diye bilinen mevkiînde bin yıllık bir dut ağacı var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Benim mezarımın gerçek yerini bulmak istiyorsanız; mezarımın toprağından alın süte yoğurda çalın ![]() ![]() Şimdi Değirmendere köyünde bu mezardan alınan toprakla çingillerle yoğurt çalınır, yoğurt tutturulur ![]() ![]() RÜŞTÜ ATA 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi Arslanköy’de yaşam sürdüren “Bulduklar” adlı bir aile vardır ![]() ![]() Tepe köy civarında o tarihte kıran adı verilen hastalık sonucu bir çok insan ölür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() RÜŞTÜ ATA 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Çaparla Ayva gediği arasında “Dölek taş” denilen bir taş varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün dölek taş bulgur dövmeye yabancı bir adam gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() RÜŞTÜ ATA 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Binlerce yıl önceleri Rumeli olarak adlandırılan ve Hıristiyanların yaşadığı yer olan Çukurova’ya İslâm orduları Müslümanlığı yaymak için çeşitli seferler düzenlemişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhittin Dedenin kerametlerini köy halkı şöyle anlatır: Bir gün köyümüze dört beş kişinin zapt edemediği bir deliyi getirirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer bir olay ise şöyledir ![]() ![]() Yaşlı bir kadını Muhittin Dedenin huzuruna getirirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DURMUŞ ER 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Mersin’in Gülnar ilçesinin adı neden Gülnar olmuştur? Bu adı nasıl almıştır? Bununla ilgili bir efsane anlatılmaktadır ![]() Gülnar bir Yörük kızıymış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bu kızın keşfi açık ![]() ![]() Günün birinde obaya genç, yağız bir misafir gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Zaten benim rüyalarıma girmişti ![]() ![]() Ziyaretini tamamlayan yiğit oba beyinden izin isteyip yola koyulur ![]() ![]() ![]() “Ağam, beni yanına al, beni götür” der ![]() Yiğit başını iki tarafa sallayıp “Gülnar, çadırlarınızda yattım, ekmeklerinizi yedim, ikramlarınızı gördüm ![]() ![]() “Sen bilirsin ağam, ama ben bu dünyaya senin için geldim ![]() ![]() ![]() ![]() Yiğit söyler, Gülnar dinler; Gülnar söyler, yiğit dinler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ah! Ben ne yaptım, sana nasıl kıydım?” diye feryat etmeye başlar ![]() Misafir yiğit, elindeki asayı yere vurup “Bu kanı yıka, bu toprağı ak et ![]() ![]() ![]() ![]() Gülnar’ın öldüğü yere mezarı yapılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DURMUŞ ER 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Muğdat Dede, bir semtte, bir camiîye adını veren evliyamızdır ![]() ![]() ![]() ![]() Muğdat Dedenin adı yıllarca Eğlence Dede olarak da bilinirdi ![]() ![]() ![]() “Yanlış yapıyorsunuz ![]() ![]() ![]() Kadın rüyasında gördüğünü diğer kişilere de anlatır ve ondan sonra Muğdat Dede türbesinin etrafında oyunlar oynanmaz olur ![]() Muğdat Dedenin kerametlerini bir kadın şöyle anlatır: Buraya çocuğu olmayanlar, mutluluğu bulup onu korumak ya da arttırmak isteyenler evliyamızın türbesine gelip ![]() ![]() ![]() Bu evliyamızın Kıbrıs Barış Harekatı Sırasında mezarından gökyüzüne yükseldiği, Akdeniz’e yöneldiği ve Kıbrıs’ta savaşan askerlere yardımcı olduğu dilden dile anlatılmaktadır ![]() “Kardeşim biz Türk askerlerinden çok, o yeşil cübbeli, beyaz sarıklı ak sakallı yaşlılardan oluşan dev bir orduyla savaştık ![]() ![]() ![]() DURMUŞ ER 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Çukurova’yı İç Anadolu bölgesine bağlayan sarp kayaların geçit verdiği bir yerde yani Gülek Boğazı’nda geçmiş şöyle bir efsane vardır ![]() Gülek Boğazı’na gelindiğinde boğazın Adana tarafındaki yolun kenarındaki lokantalardan karşı kayalara baktığımızda gelin elbisesi giymiş, insan şekline benzeyen bir taş görürüz ![]() ![]() Ağanın çok güzel olan kızı ağanın çobanına aşık olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Allah’ım, bizi ya bir taş et, ya bir kuş et! Taş olalım donalım, kuş olalım uçalım” der ![]() Demek ki, Cenâb-ı Allah’ın kabul saatiymiş ki, gelinin bu isteği yerine gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DURMUŞ ER 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Ulaş köyü hakkında dilden dile dolaşan birçok efsane vardır ![]() Köyümüz Evliya Çelebi’nin Seyahatnâmesi’nde de geçmektedir ![]() ![]() ![]() Beylik zamanında burada bulunan bey, evine gelen misafirine izzet-i ikram yapmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hizmetçi kısa yoldan giderek misafirin önünü keser ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ARİF ZEKİ DEMİRCİOĞLU 2 ![]() 2 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() Sözlü ve yazılı edebiyatımızda duyulan, söylenen veya görülen türküler, atalar sözü, masallar, bilmeceler ve mâniler gibi yaygın mahsüllerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Türküler, umumiyetle herkesin anlayabileceği ortak, sâde ve tabiî bir dilde, hece vezni ile söylenmekte ve yazılmaktadır; aruzla meydana getirilmiş örnekleri vardır ![]() ![]() Hece vezni ile yaygın türküler ise mâni ve koşma tiplerine bağlı, muhtelif şekil hususiyetleri gösteren nakaratlı, nakaratsız lirik manzumeler olarak başlangıçta ferdî bir er yaratma eseridir; zamana ve muhite bağlı olarak anonimleşirler Türklerin özünü musiki teşkil eder ![]() ![]() ![]() Halk edebiyatımızın bu zengin mahsullerini konularına, şekillerine ve ezgilerine göre üç şekilde tasnif etmek mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türküler,dar bir çevrede, tarikat-tekke mensupları arasında veya bütün millet hayatındaki yayılışı ile geçmişte olduğu gibi bugün ve yarında milli ve beşeri canlılığını devam ettirecek mahsullerdir ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() İndir kavak, indir kavak Kavaktan dökülür uvak Eli kına başı duvak Hoş geldin gelin, hoş geldin Benim oğlana eş geldin Aldım geçtim eşiği Sofrada buldum kaşığı Büyük evin yakışığı Hoş geldin gelin ![]() Benim oğluma eş geldin İndim kavak yarısına Balta vurdum kurusuna Doğan ayın birisine Hoş geldin gelin, hoş geldin Benim oğluma eş geldin Sılaya bostan ekerler Vakti gelmeden sökerler Gurbete giden kızın Gözüne sürme çekerler Hoş geldin gelin, hoş geldin Benim oğluma eş geldin SALİME TAŞKIN Kız anası, kız babası Yok mu bunun öz anası? Atlar gelir gemini dever Develer gelir camını dever Kız anam kınan kuru muydu? Kızlara emir böyle buyrulmuş ![]() Nar ağacı dagım dagım7 Gül ağacı dogum dogum Gelin arkadaşlar ayrılalım Alışalım ayrılık var bugün Kız anam kınan kuru muydu? Kızlara emir böyle buyrulmuş ![]() ELİFE DEMİRCİOĞLU Baba kızın çok muyudu? Bir kız sana yük müyüdü? Körolası emmilerim, Hiç oğlunuz yok muyudu? Kız anası, kız anası Hani bunun öz anası Yazıya bostan ekerler Kökünü deste çekerler Gurbet ele giden kızın Gözüne sürme çekerler Kız anası, kız anası Çağır gelsin öz anası Elimi yuduğum arklar Belimi verdiğim dutlar Aha bindim gidiyorum Silip süpürdüğüm otlar Kız anası, kız anası Elinde mumlar yanası Gelinci geldi kapıya Dam başıma zindan oldu Gurbet ele varanaça Asbabım üzerimde soldu HATİCE KÜÇÜK 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Amman ammaaan Yoğurt gibi ela gözlüm Ayran gibi şirin sözlüm yar yar ![]() ![]() ![]() Gel sarılıp yatalım Çökelek derisine benzer yüzlüm Sensiz yerde ben bizim evde Oda yan yana Ger Alim heey hey Amman Ammaan Acımdan ölsem yemem yayık ayranı Acımdan ölsem yemem yayık ayranı yar yar ![]() ![]() ![]() İlle Eşmeli ilen bal olsun Koca keçi kavurması Hiç olmazsa üstünde dört parmacık yağ olsun Anadan bellim heey hey ![]() Geli geliver ah sekerek Boğazına dursun ham çökelek Geli geliver ah sekerek Boğazına dursun ham çökelek Amman Ammaaan Bre eşeğime biner şamlıbeli aşarım Bre eşeğime biner şamlıbeli aşarım Canımı sıkmayın hanımlar İkinizi birden boşarım Yandım Allah’ım yandım iki avradın elinden Küçüğü küçük hele kara domuzun dilinden Ger Alim heey hey ![]() Geli geliver ah sekerek Boğazına dursun ham çökelek Geli geliver ah sekerek Boğazına dursun ham çökelek BÜLENT KİLİT 2 ![]() ![]() ![]() ![]() A’hey Silifke’nin yoğurdu Ah seni kimler doğurdu Seni doğuran ana bal ile mi doğurdu? Beşiği çamdan Yuvarlanıverdi damdan Keşke sevmez olaydım Usandırdı bu candan A’hey Bağa vardım üzüme Ah çubuk battı gözüme Çubuk seni keserim Yar göründü gözüme Beşiği çamdan Yuvarlanıverdi damdan Keşke sevmez olaydım Usandırdı bu candan BÜLENT KİLİT 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Yar yar yar ![]() ![]() ![]() Nereden gelirsin, Silifke kalesinden Ne gezersin açlık belasından Nerede yattın beyin konağında Hey kekliğim hey Kekliği düz ovada avlarım Kanadını şamdanına bağlarım Şıkıdık mıkıdık şıkıdık mıkıdık oynarım Yar yar yar ![]() ![]() ![]() Buyurun arkadaşlar davetim var benim Herkes kesesinden yesin içsin Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim Hey kekliğim hey ![]() Kekliği düz ovada avlarım Kanadını şamdanına bağlarım Şıkıdık mıkıdık şıkıdık mıkıdık oynarım BÜLENT KİLİT 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Türkmen kızı Türkmen kızı İnek sağar Türkmen kızı Sen allar giy, ben kırmızı Çıkalım dağlar başına Sen gül topla ben nergizi Aman Ayşem yaman Ayşem Dağlar başı duman Ayşem Türkmen kızı Türkmen kızı Yayık yayar Türkmen kızı Sen allar giy, ben kırmızı Çıkalım dağlar başına Sen gül topla, ben nergizi Türkmen kızı Türkmen kızı Hamur yoğurur Türkmen kızı Sen allar giy, ben kırmızı Çıkalım dağlar başına Sen gül topla, ben nergizi Aman Ayşem yaman Ayşem Dağlar başı duman Ayşem BÜLENT KİLİT 2 ![]() ![]() ![]() İnsanoğlunun ölüm karşısında veya canlı-cansız bir varlığını kaybetme, korku, telaş ve heyecan anındaki üzüntülerini, feryatlarını, isyanlarını, tâlihsizliklerini düzenli düzensiz söz ve ezgilerle ifade eden türkülere Batı Türkçesi’nde umumiyetle “ağıt” adı verilir ![]() ![]() İslamiyet’ten önceki devirlerde “sagu” deyimi ile karşılanan ve hiç şüphesiz “sığıtmak: ağlamak” fiilinden türemiş ağıta bugün Azerbaycan’da “ağı”, Kerkük Türklerinde “sazlamağ” ve Türkmence’de “ağı” yanında “tavs”, “tavşa” adları verilmektedir ![]() En az Hun Türkleri’nden itibaren ölü gömme ve yug törenlerine bağlı olarak ananesi zamanımıza kadar gelen ağıtlar bir bakıma ölen için söylenmiş medhiye demektir ![]() ![]() ![]() Ağıtlar, bâzı muhitlerde belli âdet, anane şekil ve usuller içinde söylenmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Binboğa Dağları’ndaki Türkmen aşiretlerinde ise ağıtçı, ölünün ortaya konulmuş çamaşırlarını birer birer eline almak suretiyle ağıtını terennüm eder ve çevresine toplanmış kadınların ağlamasını temin eder ![]() Umumiyetle “mâni” ve “koşma” tipi şekiller içinde uzun ve kırık hava adı verilen ezgilerle hece vezni ile söylenen ağıtlarda ölenin ailede ve cemiyette bıraktığı boşluk, birlikte geçen günlerin hatıraları dostluk, iyilik, fazilet, cesâret, düşmanlık, merhamet vb ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Özlüce köyünden Durmuş Ağa adında biri oğlu Ömer’le Çukurova’ya çalışmaya giderler ![]() ![]() Ömer nişanlı imiş ![]() ![]() ![]() Yoruldum yola oturdum Felek vurdu ben götürdüm Soyka pantol, soyka ceket Hatçeye hediye getirdim Geriye dönüşünde çocuğun elbiselerini de beraberinde getiriyor ![]() Bizim yayla toplak toplak Kaş kara da gözler aplak Ömer Beyimi aldı da Gönendi mi kara toprak Şıvara oldum şıvara İçmezdim içtim sigara Ömer oğlum can verirken Kolunu vurmuş duvara Er yürüyen göç evleri Aştı tepeyi Kiraz’ı Ne ben aldım ne de kendi Elin aldığı murazı Kuru çayın seli çöker O da boz bulanık akar Kalma orda Ömer oğlum Gözlerine mucuk çöker YILMAZ GÖKSAL 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Adamın biri dağa ot biçmeye gider ![]() ![]() ![]() Gece üç kişi gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aydınlılar köye haber verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Benim bir oğlum var ![]() ![]() ![]() Hanımı ağlar: Yandım kavruldum kül oldum Dumanım göğe savruldu Bekçi elden gitmiş diye Köyde bir dellâl çağrıldı Doktor tepemi açtı da Yakamdan döküldü kurtlar Bibi sen beni görmedin Üleşimi buldu itler Uşaklar dala yükletti Çektiler engin aşağı Yedi gün dağlarda yattım Gelmedi bibim uşağı Ardımda bir oğlum olsa Kısmet kız yalnız ağlar Düşman başına vurdu da Zelzele ediyor dağlar Yaslan babam oğlu yaslan Karanlık derede seslen Anamın nazlı torunu Ergen değil adı Aslan Veli babam oğlu Veli Bir arşın gelirdi kolu Vallaha sıtkınan diyom Ölsün bu dünyanın eli YILMAZ GÖKSAL 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Hastane içinde uzandım yattım Yavrumu beyimi evde bıraktım Ayrılık şerbetini akşamdan tattım Onun için kapanmıyor gözlerim Hastanenin ışıkları parlıyor Doktor gelmiş yaralarım bağlıyor Beyim gelmiş yanı başımda ağlıyor Onun için kapanmıyor gözlerim Yeşil idi tabutumun tahtası Ömrümün son günü bayram haftası Beyime söyleyin her gün ağlasın Onun için kapanmıyor gözlerim ZEYNEP KÖSE 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara’yla Silifke’nin arası Her tarafı benim yarimin trafik yarası Nasıl dayansın buna annesiyle babası Ev yaptırdım oturmadan İçine gelin getirmeden Cevabını bitirmeden Nasıl dayansın buna anne baba Ev yaptırdım dört köşeli Önünde güller döşeli Bir yiğit öldü burada Kolları serum şişeli ZEYNEP KÖSE 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Erdemli şehrinden okuntu geldi Alim erdeğine buyursun diye Küçük alim geldi büyük gelmedi Ne oldu pehlivanım da diyemiyorum Çalgıcılar ah arkanda geziyor Güreşçiyi bir tarafa diziyor Alim durmuş kuşağını çözüyor Sen soyunma oğlum da diyemiyorum Yedi kişi yıkmış çıkmış geliyor Nazar olmuş kel keli soluyor Bu dert benim yüreğimi deliyor Ne oldu pehlivanım da diyemiyorum İncedir uzundur a beyaz taşı Tabuda sığmıyor o beyaz başı Kınamayın komşular Allah’ın işi Yitirdim oğlumu da bulamıyorum ARİF CERİT 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Sabahınan sabahınan, kahve gelir tabağınan Ömer bacıların kurban kucağında bebeğinen Oy oy babam olur, bacıların öle Ömer kardeş Yolcuların cılga yolu gide gide kavuşuyor Ömer’i vuran Jandarmalar elvanına kavuşuyor Oy oy babam olur, bacıların öle Ömer kardeş Yoncaların boz dumanı Hükümet bilmez amanı Ben kardeşim yolcu ettim Ot biçimi orak zamanı Oy oy babam olur bacıların öle kardeş Oy oy babam olur bacıların öle kardeş Martininin ucu gümüş bacısının adı Emiş Martinin ucu gümüş bacısının adı Emiş Ankara’dan İsmet Paşa ille Ömer’i vurun demiş Ankara’dan İsmet Paşa ille Ömer’i vurun demiş ARİF CERİT 2 ![]() ![]() ![]() Anonim Halk Edebiyatı mahsullerinin en yaygın olanlarından biri de ‘Mâni’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mânilerde birinci, ikinci ve dördüncü mısralar kafiyelenir: (a a b a) Bâzı saz ve tekke şairlerinin eserlerinde, meselâ ilâhi, destan ve koşmaların ilk dörtlüklerinde görüldüğü gibi (a b c d), (a a a b) şeklinde kafiyelendirilen mânilere rastlanır ![]() ![]() Her türlü hayat hâdiseleri arasında, aşk, gurbet, kıskançlık, hasret, kırgınlık, tabiat vb ![]() ![]() ![]() Mânilerin ikinci bir şekli ‘kesik mâni’ veya ‘cinaslı mâni’ adını almaktadır ![]() ![]() Kültür ve medeniyet tabakalarımızın maddi ve mânevî malzemesini aksettiren mâniler tabiî olarak bestesiz veya âşıklar tarafından hususî makamlarla söylenmektedirler ![]() Ferdî eser olarak da bilhassa Irak Türkleri arasında görülen ve konularına göre araştırıcılar tarafından muhtelif şekillerde tasnif edilen mânilerin ilk kaynağı hiç şüphesiz halkın hâfızasıdır ![]() ![]() ![]() (1) Ateş yanar olur kor Düş görünce hayra yor Sevda çekmek nasılmış Sen onu çekene sor (2) Çukurova uşağı İpek bağlar kuşağı Onu bunu dinlemez Çeker vurur bıçağı (3) Dere dere giderim Mor koyun güderim Sultan benim olursa Yaylalara giderim (4) İndim nane biçmeye Eğildim su içmeye Ben de senden öğrendim Böyle dalga geçmeyi (5) Karınca toplar darı Bal yapar durmaz arı Sen de bunlara bakıp İbret alsana bari (6) Karyolada yatıyor Yorgan göbek atıyor Çok yaklaşma sevgilim Bıyıkların batıyor (7) Kızın adı Melek’tir Elbisesi yelektir Yakası açık gezmek Sevdalıyım demektir (8) Maydanoz demet demet Yarimin adı Memet Memet benim olursa Ne karışır hükümet (9) Mektup yazdım karadan Dağlar kalksın aradan Şu benim sevdiğimi Kavuştursun Yaradan (10) Yayla gülü nedendir Çiçeği kendindendir Hep benim çektiklerim Yârimin derdindendir 2 ![]() ![]() ![]() Ninniler, annelerin süt emen çocuklarını uyutmak için ezgi ile söyledikleri manzum veya mensur sözlerdir ![]() ![]() ![]() Umumiyetle ilk söyleyicilerini tespit edemediğimiz ninnileri, anneden sonra, büyük anne, hala, teyze, abla gibi ailenin diğer şahısları da zaruret hâsıl oldukça terennüm ederler ![]() Ninni, çocuk emzirilip kundaklandıktan sonra, salıncakta, beşikte veya kucakta sallanıp uyutulmaya çalışılırken tizden pese doğru söyleyen bir ezgidir; çocuğun ağlamasının durması veya uyuması ile nihayet bulur ![]() ![]() ![]() ![]() Ninnilerin konusunu çocuk teşkil eder ![]() ![]() ![]() Köy ve şehir hayatımızda canlı olarak yaşayan -arada bir erkeklerin de söylediği- ninniler maddî ve mânevî kültür mirasımızı sinesinde muhâfaza eden lirik mahsullerdir ![]() Evlerinin önü arpa Kırat gelir dırpa dırpa Benim yavrum hastalanmış Kuru yerde yata yata Yavrum ninni, gülüm ninni Yavrum ninni, gülüm ninni Evlerine varayım mı Kimi gördüm sorayım mı Benim yavrum hastalanmış Nereden hekim bulayım Gülüm ninni, yavrum ninni Gülüm ninni, yavrum ninni HATİCE KÜÇÜK 3 ![]() 3 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Bilmeceler, tabiat unsurları ile bu unsurlara bağlı hâdiseleri; insan, hayvan ve bitki gibi canlıları; eşyayı, akıl, zekâ veya güzellik Nevi’nden mücerret kavramlarla dinî konu ve motifleri vb ![]() ![]() ![]() İlk çağlardan zamanımıza kadar bir çok milletlerin halk ve aydın çevreleri ile çocuk topluluklarında vakit geçirmek, eğlenmek, devlet adamları arasında gizli haber ulaştırmak; bir bakıma bilgide, zekâda, muhâkemede, hâfızada, dikkatte, sür’at-i intikâlde üstünlük yarışması olarak söylenen bilmeceleri anonim ve ferdi eser olmak üzere iki kolda incelemek mümkündür ![]() Anonim mahsuller şekil bakımından nazım ve nesir olmak üzere iki ifade tarzı gösterirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mensur bilemeceler, düz cümle halinde konuştuğumuz şekilde olan ve çoğu zaman ‘seci’ karakteri gösteren mahsullerdir ![]() ![]() ![]() ![]() (1) Bu derenin akıntısı Kenarının yıkıntısı Kulağıma gelmez oldu Değneğinin tıkırtısı (AĞIT) (2) Mini mini kuşlar camiyi taşlar Kendi yapar ele bağışlar (ARI) (3) Ben giderim o gider Para para iz eder (ASA) (4) İki tarla öbek Çalmadan oynar bu köpek (AYI) (5) Sandalı biçtim Daracık yerden geçtim (AZRAİL) (6) Dilim dilim nar Dizime çıktı kar Uçtu gitti keklik Yerinde kaldı dilber (BUĞDAY) (7) Adın Abbası Yeşildir cübbesi Bunu bilmeyen Eşek sıpası (CAMİÎ) (8) Ağaç üstünde kilitli sandık (CEVİZ) (9) Yeraltında ak düğme (ÇİĞDEM) (10) Çıktım gittim tepeye Bir yular kattım sıpaya (ÇUVALDIZ) (11) Gece gider Leyla Gündüz gider Leyla Çalı çeker Leyla Dolu döker Leyla (DAVAR) (12) Dağdan gelir tekerek Kara üzüm dökerek (DAVAR-KEÇİ) (13) Değneğinin ucu yemiş Bunu yiyen ölmemiş Ramazan’da yemiş de Orucu bozulmamış (DAYAK) (14) Taştandır demirdendir Yediği hamurdandır (DEĞİRMEN) (15) Kale kapısından küçük Eşek sıpasından büyük Kan kırmızı tuz acı Bunu bilmeyen gunnacı (DEVE) (16) Uzun uzun uzlama Ucunda bir bazlama (DEVE TABANI) (17) Pata küten ağacı Kırmızı leylek Güle biten ağacı (DİKİŞ MAKİNASI) (18) Yeşil ile başladım Beyaz ile işledim Kırmızı ile bitirdim (ELMA) |
![]() |
![]() |
![]() |
Mersin'in Tarihçesi |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mersin'in Tarihçesi(19) Evimizin önünde bir ağaç var Dalsız budaksız Bir kuş kondu elsiz ayaksız O kuşu vursam topsuz tüfeksiz O kuşu pişirsem odsuz ocaksız O kuşu yesem dilsiz damaksız (GÖNÜL) (20) Alaca yılan dünyaya dolan Vallahi de yalan Billahi de yalan (GÖZ) (21) Bir dedem var metten Sakalları etten Şimdi gelir görürsün Güle güle ölürsün (HİNDİ) (22) Ak katır ağzını açar Kara katır gelir geçer (ISTAR TEZGÂHI) (23) Gağal gağal gaz geçer Gağaltısı tez geçer Bir yumurtanın içinde Elli bin cülle geçer (KARGI MAKARNASI) (24) Geriden baktım yamur yumur Yanına vardım gökçe demir (KARINCA) (25) Dışı kazan karası İçi peynir mayası (KESTANE) (26) Dökülür kavak yaprağı Dökülür Hz ![]() (KINA) (27) Ektim nohut bitti Söğüt dalları dut Başı armut (KOZA) (28) Karşıdan baktım ıldır ışık Yanına vardım yüzü kırışık (LAHANA) (29) İstanbul’da süt pişti Kokusu bura düştü (MEKTUP) (30) Bir karıştan boyu var Hem inekten hem öküzden soyu var Kendini yer bitirir Böyle kötü huyu var (MUM) (31) Sarp yerde sandal asılı İçinde mercan basılı (NAR) (32) Sarı ineğim sarkıp durur Düşeceğim diye korkup durur (PORTAKAL) (33) Küçücük kutu Dünyayı yuttu (RADYO) (34) Yol kıyısına sac koydum Geleni gideni aç koydum (RAMAZAN AYI) (35) Herkes uyur, İlyas baba oturur (SAAT) (36) Yeraltında sakallı hoca (SOĞAN) (37) Tid dedim tid dedim Var kapıya yat dedim (SÜPÜRGE) (38) Yoğurdun öz annesi Ayranın halasıyım Tereyağın nenesi Besinlerin hasıyım (SÜT) (39) Yapılmadık duvar üstünde Doğmadık çocuk oturur (ŞEYTAN) (40) Altı tahta üstü tahta İçinde bir ahraz softa (TOSBAĞA) (41) Sındı sındı sıra vardı Ayağını kıra vardı (TUZAK) (42) Anası yaman kadın Babası süklüm büklüm Kızı güzellerden güzel Oğlu gurbetlerde gezer (ÜZÜM) (43) Melemez melemez Ocak başına gelemez (YAĞ DERİSİ) (44) Benim bir guyum var İki türlü suyum var (YUMURTA) 3 ![]() ![]() ![]() Eski Türkçe’de Göktürk âbidelerinde, Uygurlardan kalma eserlerde, XI ![]() ![]() ![]() Bu gün yalnız Çuvaşça’da ‘çap’ şekli ve sesi ile ‘şân, şöhret’ mefhumlarına ad olan kelime, Göktürkçe’de ‘öğüt’ fikri ile genişlemiş Turfan metinlerinde açıkça ‘atalar sözü’ için kullanılmıştır ![]() ![]() Yukarıda Türk dilinde kullanılan karşılıklarını verdiğimiz ‘atalar sözü’ Arapça ‘nush, nasihat, meviza’, Farsça ‘pend’ ve Moğolca ‘erdeni üge: cevherli söz’ün ifade ettiği fikri zamanımıza kadar getiren sözlerdir; mânâsından da anlaşılacağı üzere atalardan intikâl etmiştir ![]() ![]() ![]() Maddî şekli bir hareket noktası yapan ve ilk söyleyicilerini tespit edemediğimiz bu dil mahsulleri, hayat prensibi olacak fikir ve düşünceleri, din, ahlâk, hukuk, iktisad, terbiye, gelenek-görenek ile tabiat hât hâdiselerinden teknikten vb ![]() ![]() Aman ağlar diyeceğime aman dağlar derim ![]() Benim derdim inek ile danada, karımın derdi sürme ile kınada ![]() Erim el olsun, yerim çalı dibi olsun ![]() Fukaranın ahı, tahtından indirir şahı ![]() Genç avrat alma el için, yüksek yere harman kurma yel için ![]() Göç geri dönerse topal deve öne düşer ![]() Göçün geri döndüğü topal ite yarar ![]() Gurbete kız verme yiter gider, denize taş atma batar gider ![]() İnsanı el azdırır, yağmuru yel azdırır ![]() Koca ekmeği meydan ekmeği, evlat ekmeği zindan ekmeği Ölümden öte yol gitmez, mezardan öte sel gitmez ![]() Sekinin taşlısı, öküzün inek başlısı, kızın sarı saçlısı ![]() Senin yüzünün aklığı, benim ağzımın pekliğindendir ![]() Tarlayı taşlı yerden, kızı kardeşli yerden ![]() Ürmesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Tekerlemeler, masal, hikâye, bilmece ve halk tiyatrosu gibi bâzı türler içinde veya müstakil olarak ortaya çıkan mahsullerdir ![]() ![]() ![]() İşte bu tiyatrodaki gonga benzer ![]() ![]() Tekerleme söyleyicisi, vezin, kafiye, aliterasyon ve seciden faydalanarak hisleri, fikirleri, hayalleri, ‘tezâda, ‘mübalağaya, ‘güldürmeye, ‘tuhaflığa, ‘şaşırtmaya dayalı bir takım söz kalıpları içinde, ard-arda, ister açık ister kapalı şekilde ustalıkla sıralar ve yuvarlar ![]() ![]() ![]() Tekerlemeler umumiyetle içinde bulundukları türlere göre masal ve oyun tekerlemesi gibi adlar alırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Hususiyetleri üzerinde kısaca durduğumuz tekerlemelerin kaynağını ise aklın kanunları dışında hayâlî, uydurma söz ve vakalarla gerçek mâcerâlarla teşkil eder ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Bir varmış bir yokmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Armudu taşlayalım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir varmış bir yokmuş ![]() ![]() ![]() ![]() Güle çıktım gülmedim, gülden düştüm ölmedim ![]() ![]() ![]() Bir varmış bir yokmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vakti zamanında, zaman zaman içinde, kalbur saman içinde ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne tarlamız vardı, ne darımız ![]() ![]() ![]() Bir gün arı gelip kondu başımıza, görünce girdim yeni bir yaşıma ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, altı ay bir güz gittik ![]() ![]() ![]() ![]() O yalan bu yalan ![]() ![]() ![]() ![]() Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, biz hayladık hoyladık cümle alemi topladık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çatalca’da Topal Nacar, Topal Nacar çatal saban yapar çatar satar ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Tuz taşı tuz taşı Altın bilezik kaşı Senin baban değilse Benim babam da su başı Su başının kulusun Altının çulusun Ağanın atı kişniyor Arpa için kişniyor Arpayı nereden bulayım Satıcısını alayım Satıcısında yok derler Akarcada çok çerler Akarcanın kinidi Ebize suyunu kinidi Geceki gelen kim idi Emmioğlu Musacık Elleri kolları kısacık Çık çıkalım çardağa Ok atalım ördeğe Ördek başını kaldırmış Ak yelesini aldırmış Ak yelesi başında İki bülbül bir torbada beslenir Birin kessen boğazlasan Elim kana bulaşır Elimi nerede yuyayım Akarcada yuyayım Akarcanın kinidi Ebize suyunu kinidi Geceki gelen kim idi Emmioğlu Musacık Elleri kolları kısacık Dinleyin tilkinin hikâyatını Tilkiden hocanın şikâyatını Dinleyin tilkinin destanını Tilki girdiği hocanın bostanını Hoca tutdu kuşağı ile bağladı Çakal gördü zari zari ağladı Arkadaş nedir senin bu işlerin Yarın ölüm sırtaracak dişlerin Ben ölürsem pekmez ile yusunlar Baklavayı sabun diye sürsünler Hemencecik mezarımı kazsınlar Kuru üzüm toprak diye atsınlar Bandırmayı hece taşı diye diksinler Tavuk bacım gelip baş ucumda ağlasın Hindi kardeş gelip telkin verip bağlasın 4 ![]() 4 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Bebeğe isim ailenin en yaşlı erkek üyesi tarafından konur ![]() ![]() Bebeğe isim koyacak olan kişi önce abdest alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Sünnetten bir gün önce sünnet kınası yapılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sünnet günü çocuğun kıyafetlerini kirvesi giydirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kirve çocukla ilgilenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sünnet bittikten sonra çocuk yatağa yatırılır ve kirvesi çocuğu hiç yalnız bırakmaz ![]() ![]() Sünnetten bir gün sonra kirve yemeğe çağırılır ![]() ![]() ![]() ![]() Çocuk büyüdükten sonra bile kirve çocuğun her şeyiyle ilgilenmek zorundadır ![]() Çocuk sünnet olduktan sonra davul, zurna çalınır ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Gençleri askere uğurlamak önemli bir olaydır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Askere gidecek olan gencin ailesinin durumu uygunsa mevlid okutulur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Askerin bir de kınası vardır ![]() ![]() ![]() Kınadan sonra askere gidecek genç ve arkadaşları köyde erkeklerin toplu olarak bulunduğu yerlere gider ve herkesle tek tek vedalaşıp helâllik ister ![]() Askere genci genellikle akşam gönderirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Askerin uzun süre ait olduğu yerden ve ailesinden ayrı kalacağı düşünüldüğü için asker gencin o gün için dediği yapılır ![]() Otobüse binmeden önce herkesle vedalaşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Asker genç, eğer sözlüyse, sözlüsü ona bir mendi hediye eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Evvelâ oğlan tarafının kendi arasında konuşmalar olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Giden kişiler, selâm, hoş beşten sonra niçin geldiklerini ev sahibine sezdirmeye çalışırlar ![]() “Ahmet Ağanın oğlu Mustafa’ya kızınız Emine Hatunu, Allah’ın emri peygamberin kavli üzere istemeye geldik ![]() ![]() ![]() ![]() Kızı istemeye giden kişiler gelip durumu oğlan tarafına anlatırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün alınır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Yöremizde gelirimiz ağustos, eylül, ekim bu üç aylar arasında olduğu için, üzümden sonra, pamuktan sonra denilerek eylül, ekim ve kasım aylarına düğün günü ayarlanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oğlan evinde tekrardan düğün ekmeği yani yufka ekmek yapımı başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Düğün, gelenek gereği cuma günü olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Düğün alayı, yani yengeler, gençler, yakınlar, davetliler atlarla çalgı eşliğinde kız evine varırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Çarşambayı perşembeye bağlayan gece kız evinde kına gecesi yapılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Perşembe sabahı gideceği yerin uzaklığına göre gelinin bindirilmesi ayarlanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Gençler, dışarıda güveyi bekler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Hıçkırık tutması, burnun dikilmesi, çenenin sarkması, gözlerin sabitleşmesi ölüm belirtileridir ![]() Eğer hastanın öleceğine kanaat getirilirse başında Kur’an okunmaya başlanır ![]() ![]() ![]() ![]() Öldükten sonra kişi gömülene kadar serin bir yerde bekletilir ![]() ![]() Gözleri açık öldüyse, birine hasret gittiği inancı vardır ![]() ![]() ![]() Ölen kişinin önce yakınlarına haber verilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ölen kişinin eşi nikah düştüğü için kendisine haramdır ![]() ![]() ![]() Tabutun üzerine yeşil bir örtü ve namazlık örterler ![]() ![]() ![]() Kişi vasiyetinde nereye gömülmek istediyse oraya gömülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cenazenin ilk günü ölü evinde yemek pişmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Topalak Çorbası Malzemeler: Dört çay bardağı ince bulgur, iki çay bardağı un Bir çay kaşığı kimyon, bir çay kaşığı tuz İki yemek kaşığı sıvı yağ veya katı yağ Bir büyük soğan, bir kaşık biber salçası Bir kaşık domates salçası, bir su bardağı nohut Yarım kilo kemikli et, nane, limon Yapılışı: Bulgur sıcak su ile ıslatılır ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan kemikli et haşlanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sarımsaklı Köfte Malzemeler: Dört çay bardağı ince bulgur, iki çay bardağı un Bir yumurta, bir çay kaşığı kimyon Bir çay kaşığı tuz, bir büyük baş sarımsak Bir su bardağı zeytinyağı, iki yemek kaşığı biber salçası Üç büyük domates, bir demet maydanoz, bir adet limon Yapılışı: Tepsi içinde bulgur ıslatılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İçli Köfte Malzemeler: Dört su bardağı bulgur, iki su bardağı un Bir çay kaşığı irmik, iki yüz elli gram siyah et Biber salçası, kimyon, tuz Yarım kilo kıyma, iki kaşık katı yağ Karabiber, yüz gram ceviz, maydanoz Yapılışı: Tepsi içine bulgur konulup ıslatılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kıymanın Hazırlanışı: Yarım kilo kıyma, tencere içinde soldurulur ![]() ![]() ![]() ![]() Sosun Hazırlanışı: Dört, beş sarımsak dövülür ![]() ![]() ![]() Humus Malzemeler: Yarım kilo nohut, dört kaşık tahin İki limonun suyu, beş diş sarımsak Sıvı yağ, tuz, kimyon Maydanoz, kırmızı biber Bir fincan sıvı yağ, bir çay kaşığı sumak Yapılışı: Nohut akşamdan ıslatılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Baba Gannuş Malzemeler: Dört adet iri topak patlıcan, iki kaşık tahin Beş diş sarımsak, karabiber, tuz Limon, kırmızı biber Bir çay fincanı sıvı yağ, yarım demet maydanoz Yapılışı: Patlıcanlar kabuklu olarak közde veya fırında pişirilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tutmaç Çorbası Malzemeler: Yarım kilo un, bir yumurta Bir su bardağı yeşil mercimek, iki kaşık katı yağ Tuz, üç diş sarımsak, bir kase yoğurt, nohut Kırmızı biber, nane, bir çay bardağı un, bir kaşık sıvı yağ Yapılışı: Tepsi içinde unun ortası açılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan tencere içinde mercimek haşlanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tabaklara çorbalar konulur ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Çocuğu doğup yaşamayan birisi eğer çocuğu yaşarsa adı Mehmet olan yedi aileden bir parça bez alarak bu bezleri birleştirip elbise diker ve çocuğuna giydirir ![]() Doğum yapan kadının evine un getirmezler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğum yapan kadının yanına al basmasın diye kırmızı bir şey giyinip gelinmez ![]() Hamile kadının saçını kestirmezler ![]() ![]() ![]() Cuma akşamları çocuklara sakız çiğnetmezler ![]() ![]() Örümceğin yuvası cuma günü bozulmaz ![]() Saçın uzunu iyidir ![]() ![]() ![]() Leylekler geldiğinde ayaktaysan işinin iyi olacağına, o yıl her işin yolunda gideceğine inanılır ![]() Akşamları süt verilmez ![]() ![]() ![]() Yumurta kabuğunu çiçeğe takarlar ![]() ![]() Dolu yağarken evin ilk ve tek kızı doluyu bıçakla keser ![]() ![]() ![]() Eşiğe düşmeyi iyi saymazlar ![]() ![]() Gökkuşağının altından geçmeyi başaran kişinin kızsa erkek, erkekse kız olacağına inanılır ![]() Hava karardıktan sonra acı soğan, kazan ve leğen istemeyi iyi saymazlar ![]() Hızlı yağan yağmurda evin en büyük çocuğu ocağın altına konulan mangal demirini sırasıyla sayarak atar ![]() ![]() ![]() Namaz kıldıktan sonra, edilen duanın bitiminde Âyete’l Kürsî okunur ![]() ![]() ![]() ![]() Nazar değmesin diye üzerlik adı verilen bir tohumu yağda kavurup kişiye koklatırlar ![]() Nazar değmesin diye yanmış kömürü yani közü bir kap suya yedi defa her seferinde dua okuyarak atarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Suyu eşiğe dökmezler ![]() ![]() ![]() Suyun içine (dere, çay, su birikintisi) tuvalet yapılmaz ![]() ![]() Sünnet olan çocuğun sünnet sırasında annesinin ağlamasını iyi saymazlar ![]() ![]() Süpürgeye oturmayı uğursuzluk sayarlar ![]() Tırnağı akşam kesmezler ![]() ![]() ![]() Kaynakça DEVELİ Şinasi, Akdenizde Bir İnci Kent Mersin, Mersin 1998 ELÇİN Şükrü, Halk Edebiyatına Giriş, Akçay Yayınları, Ankara 1993 Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü, Tok Yayınları Sayı: 211 Türkçe Sözlük, Tok Yayınları Sözlük -A- Al: Düğünde güveyin boynuna atılan mendil büyüklüğünde kırmızı bez ![]() ![]() ![]() Ala: Karışık renkli, alaca ![]() ![]() ![]() Alaca: Siyahla beyaz karışık renk, siyahlı beyazlı ![]() Âlem: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anadan belli: Doğuştan işareti, nişanı olan ![]() Anay: Ara bozucu, müzevir ![]() Anay pazarı: Ara bozuculuğun çok olduğu yer ![]() Aplak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Arşın: Eskiden kullanılan ve aşağı yukarı metrenin üçte ikisine eşit olan uzunluk ölçüsü ![]() Asbab: Çamaşır ![]() -B- Bandırma: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazlama: Mısır, arpa, darı ve buğday unlarından yapılan mayalı, mayasız, yağlı, yağsız, şekerli, şekersiz, ince ve kalın pişirilen sac ekmeği ![]() Belek: Kundak, çocuk bezi ![]() Belik: Saç örgüsü ![]() Bibi: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bostan: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Boz: 1 ![]() ![]() ![]() Bucak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -C-Ç- Cılga: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cihan: Dünya, âlem ![]() Civan: Yakışıklı genç ![]() Civan-ı Mert: Mert yaradılışlı, yüce gönüllü yiğit ![]() Cübbe: Din adamlarının elbise üstüne giydikleri uzun, yenleri geniş, düğmesiz giysi ![]() Cülle: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çevre: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çökelek: Ayrandan yapılan yağsız peynir ![]() -D- Dağım: Çitlembik ağacı ve üzümü ![]() Deste: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Devmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dırpa: Tepe, en yüksek yer, uç ![]() Doğum: Frenk üzümü ![]() Dübek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -E- Elemir: Fal Elemirci: Falcı ![]() Elvan: Renkler demek olup dilimizde “çeşit çeşit renkli” anlamında sıfat olarak kullanılır ![]() Engin: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Er: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eşmeli: Kaymak ![]() -F- Felek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fetva: Dini ilgilendiren sorular üzerine müftünün verdiği genel yargı ![]() Firik: Olgunlaşmaya başlayan tahıl ![]() ![]() ![]() -G- Gagalı: Yeşil kabuğundan çıkarılmış ceviz ![]() Garb: Batı ![]() Gem: Atı kontrol altında tutabilmek için, ağzına takılan demir araç ![]() Gökçe: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gönenmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gunnacı: Gebe hayvan ![]() Gurbet: Yurt, dışı, yad el ![]() Guyu: Kuyu ![]() Güvey: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Güz: Sonbahar ![]() -H- Harda: Kıldan yapılan yaygı ya da hayvan örtüsü ![]() Harman: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haylamak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hoylamak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Hûda: Tanrı ![]() Hûdaperest: Tanrıya tapan ![]() Hurda: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() -I- Istar Tezgâhı: Halı, kilim vb ![]() ![]() Işımak: Aydınlanmak ![]() -İ- İstihkâk: Hak, hak etme ![]() İzdivaç: Evlenme ![]() İzzet-i İkrâm: Ağırlama ![]() -K- Kabile: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Kalbur: Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli ya da seyrek telli elek ![]() Kaygana: Omlet ![]() Keramet: Kimi ermiş insanların doğaüstü birtakım yetenekleri bulunduğuna inanılan şaşkınlık uyandırıcı durum ![]() Kıvranmak: Döndürmek ![]() Kirmen: Elde yün eğirmeye yarayan araç ![]() Kirve: Sünnet olan çocuğun elini kolunu tutan ve çocuk üzerinde babalık hakkı olan kimse ![]() Kolan: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() -L- Lâl: Dilsiz ![]() -M- Martin: Eskiden kullanılan ve tek kurşun atan bir çeşit tüfek ![]() Met: Kabarma ![]() Mıntıka: Bölge ![]() Mucuk: Bir çeşit küçük sinek ![]() Murad: İstek, arzu ![]() Münasip: Uygun, yerinde, yakışıklı ![]() Mütevazi: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müzevir: Söz götürüp getiren, ara bozan ![]() -N- Nefer: 1 ![]() ![]() ![]() Noksansız: Eksiksiz ![]() -O- Oba: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Od: Ateş ![]() Okuntu: Çağrı kağıdı, davetiye ![]() Orak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Oymak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() -Ö- Öbek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Ören: Eski yapı ya da şehir kalıntısı, harabe ![]() -P- Palan: Kaşsız, enli ve yumuşak bir çeşit eyer ![]() Palas pandıras: Çok çabuk ![]() Parça pinik: Paramparça ![]() Pejmürde: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() -R- Revan: Akıcı, akan ![]() -S- Sac: Demir levha ![]() Sancaktar: Sancağı taşıyan kimse ![]() Sarp: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Sefer: 1 ![]() ![]() ![]() Seki: Kaldırım ![]() Serden geçti: Fedaî ![]() Sıddık: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Sındı: Makas ![]() Softa: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Soyka: Ölünün üstünden çıkan giysi ![]() Sumak: Antepfıstığıgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, kabuğu hekimlikte ve yaprakları dericilikte kullanılan, mercimeğe benzeyen, taneleri dövülerek ekşilik vermek için yemeğe katılan ve yüz türü bilinmekte olan bir ağaç ![]() Sürme: Kirpik diplerine sürülen siyah boya ![]() -Ş- Şah: İran ya da Afgan hükümdarı ![]() Şark: Doğu ![]() -T- Tandır: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Telkin: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Tellâl: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Terki: Eyerin arka bölümü ![]() Toplak: Camiî ![]() Tuluk: Tulum ![]() Tura: Kadınların başlarına taktıkları küçük altın dizisi ![]() Turunç: Turunçgillerden bir ağaç ve bunun portakalı andıran, suyu acımtırak meyvesi ![]() -U- Uvak: Ufak ![]() Uzalam: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() -Ü- Üleş: Hayvan ölüsü, leş ![]() Ür-: Havlamak ![]() Üzengi: Ayak altı çukuru ![]() Üzerlik: Tütsü, nazara iyi geldiğine inanılan kokulu bir ot ![]() -Y- Yağız: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Yar: Sevilen kimse, sevgili ![]() Yayık: Tereyağı elde etmek için sütün içinde dövüldüğü ya da çalkalandığı kap ![]() Yörük: Hayvancılıkla geçinen, göçebe Türkmen boyu ![]() ![]() ![]() Yular: Hayvanın başlığına ya da tasmasına takılan ve onu bir yere bağlamaya ya da çekerek götürmeye yarayan ip ![]() Yu-: Yıkamak ![]() -Z- Zari zari: Zırlamak, ağlamak ![]() Zindan: Hapis yeri ![]() |
![]() |
![]() |
|