Deyimler'in Açıklaması |
|
|
#16 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler'in AçıklamasıHatırını kırmamak: Onun ricasını, isteğini yerine getirmek ![]() Hatırını saymak : Bir kimseye gereken saygıyı göstermek ![]() Hatırı sayılır : -1 Sözü geçen, saygı gören (kimse) -2 Oldukça çok![]() Hatır için : Onu sevindirmek için, onun gönlü olsun diye ![]() Hatır sormak : “Nasılsınız, iyi misiniz?” diye sormak ![]() Hava almak : -1 Açık havaya çıkıp dinlenmek -2 İçine hava dolmak -3 Eline bir şey geçmemek, umduğunu bulmamak![]() Hava atmak (basmak): Üstünlük taslamak (Kars Çalım satmak )Havada kalmak : -1 İstenilen sonuca ulaşmamak -2 Bir düşünce kanıtlanmadığı için tutarlı olamamak![]() Havadan sudan konuşmak : Belli bir konudan değil de, günlük gelişigüzel konulardan konuşmak (Kars Dereden tepeden konuşmak )Hava hoş : “Bir kimseye göre bir işin şöyle ya da böyle olması pek bir fark yaratmaz ” anlamında![]() Havanda su dövmek : Hiçbir yarar sağlamayan, sonuca bağlanmayan işler yapmış olmak ![]() Hava parası: Bir yeri kiralamak ya da satın almak için, o yerde oturanlara açıktan verilen para ![]() Hava vermek: Bir şeyin, yerin etkileyici duruma gelmesine yardımcı olmak![]() Havaya gitmek : Hiç bir işe yaramamak; boşa gitmek ![]() Havaya savurmak (bir şeyi) : Onu savurganca harcayıp tüketmek ![]() Havaya uçmak : Bir patlama sonucu dağılmak, param parça olmak ![]() Havsalası almamak (havsalasına sığmamak) (bir şeyi) : Onu, onun olabileceğini aklı bir türlü kabul etmemek; kafası almamak ![]() Hay ağzına sağlık : bk Ağzına sağlık![]() Hay aksi şeytan : bk Aksi şeytan![]() Hayale dalmak : Yaşadığı ortamdan uzaklaşıp düş dünyasına dalmak ![]() Hayale kapılmak : Hayallerin etkisinde kalmak ![]() Hayal gücü : bk Düş gücü![]() Hayalinden geçirmek (bir şeyi, birini): Onu düşünmek ![]() Hayal kırıklığı: Düşünülen bir şeyin gerçekleşmemesinden duyulan üzüntü; düş kırıklığı ![]() Hayal kurmak: Gerçekleşmesi istenen bir şeyi düşünmek; düş kurmak ![]() Hayal meyal: -1 Betti belirsiz bir biçimde -2 Açık seçik olmayan![]() Hayata atılmak : Geçimini sağlamak üzere çalışmaya başlamak ![]() Hayat adamı: Günün koşutlarına ayak uydurabilen, her işi başarabi*** kimse ![]() Hayata geçirmek : bk Yaşama geçirmek![]() Hayata gözlerini kapamak (yummak): Ölmek ![]() Hayata küsmek: Yaşama sevincini yitirmek ![]() Hayat arkadaşı: -1 Eş, kadın için koca, erkek için kadın -2 Birlikteyaşamaya başlayan kimselerden (kadın ve erkek) her biri ![]() Hayatı kaymak : Yaşama düzeni alt üst olmak ![]() Hayatına girmek (biri): Biri onun yaşamında yer almak ![]() Hayatına (yaşamına) son vermek (biri, bir şey): -1 Kendini öldürmek, intihar etmek -2 Kapatmak, bitirmek![]() Hayatını borçlu olmak (birine): -1 Biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak -2 Yaşamını bir kimsenin desteğiyle kazanmış olmak![]() Hayatını kazanmak :Geçimini sağlamak ![]() Hayatını yaşamak : Yaşamını dilediği gibi geçirmek ![]() Hayat kadını: Genel kadın, ******, ****** ![]() Hayat kavgası (mücadelesi): Yaşamak için harcanan çabalar ![]() Hayat memat meselesi: Hayati önemi olan sorun konu; ölüm kalım meselesi ![]() Hayat pahalılığı: Gelir ile gider arasındaki dengenin gelir aleyhine bozulması; temel gereksinmelerin pahalı olması ![]() Hayatta olmaz : “Hiçbir zaman olmaz ” anlamında; dünyada olmaz![]() Hayat vermek (bir şeye, bîrine) : Onu canlandırmak, ona canlılık kazandırmak ![]() Haybeye kürek çekmek: Boşu boşuna uğraşmak, hiçbir olumlu sonuç alamamak ![]() Haydi canım sen de: “Haydi oradan, olmaz öyle şey, bu ciddiye alınamaz ” anlamrnda![]() Haydi haydi: -1 “Fazla uzatma, kısa kes ’ -2 Kolay kolay ,bol bol -3 Olsa olsa, en çok![]() Haydi oradan : -1 “Olmaz öyle şey ” -2 “Çekil git oradan ” anlamında![]() Hayır beklememek (bir şeyden, birinden) : Ondan yarar ummamak, onun iyi olacağını sanmamak ![]() Hayırdır inşallah : -1 “Gördüğün düş iyi bir olayın habercisi olsun ” -2 (Şaşkınlık yaratan durumlarda) “O da ne?” anlamında söylenir![]() Hayır etmemek : -1 Yararı olmamak -2 İşe yaramamak![]() Hayır gelmemek (bir şeyden, birinden) : Onun bir yararı dokunmamak ![]() Hayır görmemek (bir şeyden, birinden): Ondan yarar sağlayamamak ![]() Hayır İşlemek : Yararlı bir davranışta bulunmak ![]() Hayır kalmamak (bir şeyden, birinde) : O şey işe yaramaz, o kimse iş göremez duruma gelmek ![]() Hayır ola (hayrola): “Ne var, ne oluyor?” anlamında merak bildirir ![]() Hayır sahibi: İyilik yapmayı seven kimse ![]() Hayır yok (bir şeyde) (birinde): -1 “O şey artık işe yaramaz ” -2 “O kimseye güvenmeyin, İstediğinizi yapamaz ” anlamında![]() Hayra yormak (bir şeyi) : Bir olayı, bir düşü iyi bir durumun belirtisi olarak saymak ![]() Hayrete düşmek : Şaşmak, şaşırıp kalmak ![]() Hayrı dokunmak (bir şey, birine): -1 O şey bir işe yaramak -2 Ona iyilikte bulunmak, onun İyiliğini görmek![]() Hayrını görmek (bir şeyin) : Onu iyi günlerde kullanmak ![]() Hazıra konmak : Hiçbir emek harcamadan başkasının yaptığı bir şeyden yararlanmak ![]() Hazırdan yemek : Çalışmadan eski kazandıklarını yemek ![]() Hazırlık görmek : -1 Bir iş için gereken şeyleri hazırlamak -2 Bir yolculuk için gerekenleri tamamlamak![]() Hazır yiyici: Çalışmayan, daha önce kazanılmış olanları harcayan tembel (kimse) ![]() Hedef almak (bir şeyi) (birini) : -1 O şeye nişan almak -2 Bir şeyi ona yöneltmek -3 Yermek, eleştirmek yıpratmak düşüncesiyle onu karşısına almak![]() Hedef olmak (bir şeye) : İstenmeyen, hoş olmayan bir davranışla karşılaşmak ![]() Helak etmek (birini, kendini) : -1 Onu öldürmek, ortadan kaldırmak -2 Onu çok yormak, bitkin duruma getirmek![]() Helak olmak : -1 Ölmek, yok olmak -2 Çok yorulmak, bitkin düşmek![]() Helal olsun : -1 “Bu şeyi ona verdim, güle güle kullansın ” -2 “Verdiğim şeyin karşılığını istemiyorum, ona bırakıyorum ” -3 “Büyük bir yeteneği var ” anlamında![]() Helal süt emmiş : İyi ahlaklı, temiz karakterli (kimse) ![]() Hele bir: “Yap da göreyim, bak o zaman sana gösteririm ” anlamında tehdit sözü![]() Hele şükür: “Çok şükür istenen sonuca ulaşıldı ” anlamında![]() Hemen hemen : Yaklaşık olarak; aşağı yukarı ![]() Hem kel, hem fodul: Hem yeteneksiz, hem de üstün olduğunu iddia eden (kimse) ![]() Hem nalına hem mıhına (vurmak) : Birbirine karşı olan iki yanı da destekleme (destekler biçimde konuşmak) ![]() Hem suçlu hem güçlü : Suçlu olduğu halde karşısındakini suçlamaya kalkışan (kimse) ![]() Hep bir ağızdan: Aynı anda pekçok kişi beraberce (söylemek, konuşmak) ![]() Her Allah’ın günü : Her gün; Tanrı’nın günü ![]() Her boyaya girip çıkmak:Çeşitli işlerde belirli süreler çalışmış olmak ![]() Her dem taze : -1 Yaşlı olduğu halde her zaman genç görünmeye çalışan (kimse), -2 Bütün yıl yeşil kalan (bitki)![]() Her derde deva : Birçok şeye çare olan, birçok hastalığa iyi gelen ![]() Her gördüğü sakallıyı babası sanmak: Görünüşe aldanmak ![]() Her işe burnunu sokmak: İlgisi olsun olmasın her şeye karışmak; burnunu sokmak ![]() Her kafadan bir ses çıkmak : Bir konuda konuşurken herkes aynı anda düşüncesini söylemek ![]() ![]() Herkese şapur şupur da, bize gelince ya Rabbi şükür mü? : “Başkalarına cömertçe verdiğiniz şeyleri sıra bana gelince niçin esirgiyorsunuz?” anlamında ![]() Her keseye uygun : Herkesin sıkıntıya düşmeden atabileceği ucuzlukta olan ![]() Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine : “Herkes bu işi yoluyla yöntemiyle yapıyor, biz İse bu konuda yanlış bir yol izliyoruz ’ anlamında![]() Herkesin ağzına düşmek (herkesin ağzına sakız olmak) : Dedikodu konusu olmak ![]() Her nasılsa : “Nasıl olduysa ” anlamında, beklenmedik bir durum karşısında kullanılır![]() Her ne hal ise : “Uzatmayalım, geçelim ” anlamında![]() Her ne ise : -1 “Ne olursa olsun ” -2 “Tutan neyse ” -3 “Olan olmuş, uzatmayalım artık ” anlamında![]() Her nedense : Nasıl olduğu anlaşılmayan durumlar için kulanılır ![]() Her ne kadar: Şart cümlelerinin başına gelerek yargının* doğallığını, yetersizliğini bildirir ![]() Her tarafı buz kesmek : -1 Çok üşümek -2 Şaşırıp kalmak, ne yapacağını bilememek![]() Her tarakta bezi olmak : Birbirinden farklı işlerle uğraşır olmak; kırk tarakta bezi olmak ![]() Her telden çalmak: Her işi yapabilir, her şeyden anlar olmak ![]() Hesaba almak (katmak) (bir şeyi, birini): Onu göz önünde bulundurmak, düşünmek; önemsemek ![]() Hesabı kesmek: Bir kimseyle ilişkiyi ya da alışverişi kesmek, buna son vermek ![]() Hesabını bilmek: Tutumlu olmak ![]() Hesabını görmek: -1 Borcunu ödemek -2 Onu öldürmek![]() Hesap etmek (bir şeyi): -1 Onu hesaplamak -2 Onu kendi kendine tartışıp düşünmek![]() Hesap sormak (birine, birinden): Bir kimseyi yaptıklarından dolayı sorguya çekmek ![]() Hesaptan düşmek (bir şeyi, birini): -1 Bir alacağı ya da borcu hesaptan çıkarmak -2 Bir şeyi, bir kimseyi yok saymak![]() Hesapta olmamak : Daha önce hiç düşünülmemiş olmak ![]() Hesap (hesabını) vermek: -1 Bir işin, harcamanın durumunu göstermek -2 Sorumlu olduğu bir konuda sorgudan geçmek, savunma yapmak![]() Hevesi kursağında (içinde) kalmak: İstediği şeyi elde edememiş olmak ![]() Hevesini almak (bir şeyden): İstediği şeyi elde etmiş olmak ![]() Heyheyleri tutmak (gelmek, üstünde olmak) : Çok sinirlenmek, bağırıp çağırmak ![]() Hık demiş (anasının, babasının) burnundan düşmüş : Pekçok yönü, özelliği anasına, babasına benzeyen (kimse) ![]() Hık mık etmek (demek) : -1 Sorulan bir soruya belli belirsiz karşılıklar vermek -2 Bir işi yapmamak için çeşitli nedenler İleri sürmek![]() Hıncını (birinden) çıkarmak (almak): Öfkesini başkasına kötü davranarak çıkarmaya çalışmak, öcünü (ondan) almak ![]() Hınç almak: bk Öç almak![]() Hır çıkarmak, (hırgür çıkarmak) : Olur olmaz şeylerden kavga çıkarmak ![]() Hırsından çatlamak: Çok kızmak, öfkelenmek ![]() Hırsım almak: Bir davranışta bulunarak öfkesini yatıştırmak (Kars Acısını çıkarmak )Hırsını alamamak: Öfkesini yenememek ![]() Hırsını çıkarmak (birinden, bir şeyden): Öfkesin i bir başkasına ya da bir başka şeye sataşarak yenmeye çalışmak ![]() Hırsını yenmek : Öfkesini belli etmemeye çalışmak ![]() Hışmına uğramak: Birinin öfkesi, kızgınlığı kendisine yönelmek ![]() Hıyar ağa (ağası): Kaba, görgüsüz, saygısız (kimse) ![]() Hızır gibi yetişmek; Bir kimse, bir başkasının sıkışık, çaresiz durumunda yardımına yetişmek ![]() Hiç değilse (olmazsa): -1 “Başka bir şey olmasa bile ” -2 “Bari ” -3 “En azından? anlamında![]() Hiç yoktan : Durup dururken, boş yere, hiç yüzünden ![]() Hiddete gelmek (kapılmak): Kızmak, öfkelenmek ![]() Hilesi hurdası yok : -1 Yalanı dolanı olmayan (şey), -2 Hile ile iş görmeyen (kimse)![]() Hin oğlu hin : Çok kurnaz, çıkarını ve işini bilen (kimse) (Kars Anasının gözü )Hislerine kapılmak: Duygularına göre davranmaya başlamak ![]() Hisse çıkarmak (bir şeyden) : -1 Kendisiyle ilgili bir yön bulmak -2 Pay çıkarmak![]() Hisse kapmak : Bir olaydan yararlı bir ders çıkarmak ![]() Hissi vermek (uyandırmak) (bir şey): O şey sözü edilen şeye benzer bir duygu uyandırmak, o izlenimi uyandırmak ![]() Hizaya gelmek: -1 Düzgün olarak sıraya dizelmek -2 Davranışlarını düzeltmek, doğru yola yönelmek![]() Hizaya getirmek: -1 Bir çizgi üzerinde düzgün olmasını sağlamak -2 Bir kimsenin davranışlarını çeşitli yollarla düzeltmek, onu doğru yola getirmekHodri meydan : “Kendine güvenen ortaya çıksın ” anlamında meydan okuma![]() Hokka gibi: Ufak ve düzgün (ağız) ![]() Hokka gibi oturmak : Giysi, vücuduna uygun gelmek, tam olmak ![]() Hop oturup hop kalkmak: Öfkesinden yerinde duramaz olmak, çok sinirlenmek ![]() Hora geçmek : İşe yaramak, beğenilmek; makbule geçmek ![]() Hor bakmak (hor görmek) (bir şeye, birine ) : Ona değer vermemek; aşağı görmek ![]() Hor kullanmak (bir şeyi) : Onu hırpaiarcaşına kullanmak Horozlar ötmek : Sabah olmak ![]() Hor tutmak (birini) : Bir kimseye karşı kalbini kırarcasına davranmak ![]() Hoşafına gitmek (bir şey): Onu beğenmek, hoşuna gitmek ![]() Hoşafın yağı kesilmek: Güzel bir şey karşısında söyleyecek söz, yapacak bir şey bulamaz duruma gelmek Hoşbeş etmek (biriyle): Onunla sohbet etmek Hoş bulduk (safa bulduk): “Hoş geldiniz” sözüne karşılık olarak söylenir ![]() Hoşça kal (kalın): Bir yerden ayrılan kimsenin kalanlara söylediği iyi dilek sözü ![]() Hoş geldiniz (safa geldiniz): Konukları karşılarken söylenen nezaket sözü ![]() Hoş görmek (bir şeyi, birini) : Bir kimsenin kusurunu anlayışla karşılamak Hoş tutmak (birini): Ona iyi davranmak, onu kırmaktan, incitmekten kaçınmak Hoşuna gitmek : Bir şeyden, kimseden hoşlanmak, onu beğenmek ![]() Höt demek (birine): Onu korkutmak, ona çatmak (Kars Gözdağı vermek )Hurdası çıkmak : İşe yaramayacak duruma gelmek çok eskimek bozulmak Hurdaya çevirmek (bir şeyi): Artık onu işe yaramayacak, kullanılamayacak duruma getirmek Huyuna suyuna gitmek: Bir kimseyi kızdırmayacak davranışlarda bulunmak, onun isteğine uygun hareket etmek ![]() Huyu suyu (birinin): Onun mizacı, karakteri ![]() Huzuru kaçmak: Rahatsız olmak tedirginlik duymak Huzurunu kaçırmak: Onu rahatsız etmek, ona tedirginlik vermek Huzur vermek (birine): -1 Onu rahat bırakmak -2 Onu dinlendirmekHükmü geçmek (hüküm yürütmek) : Sözü geçmek, sözü dinlenmek Hükümet kapısı: Devlet dairesi ![]() Hüküm giymek: Bir kimsenin hakkında ceza hükmü verilmek (Kars Ceza yemek )Hüküm sürmek: -1 Bir yerin sahipliğini yapmak orada görevini sürdürmek -2 Yaygın olmak, sürüp gitmek, devam etmekHüküm vermek: -1 Yargıç bir karara varmak ya da bir suçlu hakkında ceza vermek -2 İyice düşündükten sonra vardığı kararı bildirmekHülya kurmak (hülyaya dalmak) : Hayal kurmak ![]() Hürya etmek : Bir yere girerken ya da bir yerden çıkarken hep birlikte hücum etmek Hüsnü kuruntu : Herhangi bir durumu kendisi için İyi olarak yorumlama ![]() Hüsrana uğramak: Bir işten beklenilen sonucun elde edilememesi yüzünden zarar görmek |
|
Deyimler'in Açıklaması |
|
|
#17 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler'in Açıklaması<< I >> Ikınıp sıkınmak : Bir iş yapabilmek için kendini çok zorlamak ![]() Irz düşmanı: Başkalarının namusuna göz diken ve isteğini yasa ve ahlakdışı yollarla sağlamaktan çekinmeyen kimse ![]() Irz ehi: Namuslu (kimse) ![]() Irzına geçmek (ırzını bozmak) : -1 Zor kullanarak bir kimseyle cinsel ilişkide bulunrriak -2 Bir şeyi bozmak, yozlaştırmak![]() Isıtıp ısıtıp Önüne koymak (bir şeyi) : Daha önce söz konusu olan bir konuyu ikide bir gündeme getirmek (Kars Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek )Iska geçmek (birşeyi) : -1 Hedefi tutturamamak -2 Önem vermemek, üzerinde durmamak, atlamak![]() Iskartaya çıkarmak (bir şeyi) : Onu işe yaramaz duruma geldiği için aytnp bir kenara koymak ![]() Istırap çekmek: -1 Bir aayı yaşamak -2 Üzülmek![]() Istırap vermek (bir şey, birine) : -1 O şey o kimsenin acı çekmesine yol açmak -2 O şey, o kimseyi üzmek![]() Işığın altında : Bir durum ya da düşüncenin belli bir konuda yol göstermesinden yararlanarak ![]() Işık tutmak (bîr şeye) (birine): -1 Bir yeri ışıkla aydınlatmak -2 Belli bir konuda düşünceleriyle ona önderlik etmek, yol göstermek
|
|
Deyimler'in Açıklaması |
|
|
#18 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler'in Açıklaması<< İ >> İbret almak (bir şeyden): Ondan gereken dersi çıkarmak; ders almak ![]() İbreti âlem için: “Herkese ders olsun , herkes ders alsın diye ” anlamında ![]() İbret olmak (bir şey birine): O şey ona ders olmak İcabına bakmak (bir şeyin, birinin): -1 Gereğini yerine getirmek, gerekeni yapmak -2 Onu yok etmek, ortadan kaldırmak![]() İcat çıkarmak: -1 Herkes tarafından yadırganan, garip karşılanandavranışta bulunmak -2 Ortaya gereği olmayan bir sorun atmakİç açmak: Neşelendirin şeylerle sıkıntıları gidermek, ferahlatmak İçeri atmak (almak, tıkmak) (birini): Onu hapsetmek, tutuklamak; hapse atmak •İçeri düşmek: Hapse düşmek, tutuklanmak ![]() İçeri girmek: -1 Zarar uğramak -2 Hapse girmek![]() İç etmek (bir şayi) : Başkasına ait bir şeyi kendisine mal etmek, ortadan kaldırmak, saklamak ![]() İç geçirmek : Derin bir soluk alıp vererek üzüntüsünü belirtmek ![]() İç güveysinden hallice : “Nasılsın?” sorusuna karşılık olarak söylenen ve “İyiyim, sıkıntılı birine göre daha iyi durumdayım” anlamına gelen söz ![]() İçi açılmak: İç sıkıntısı ortadan kalkıp neşelenmek, ferahlamak İçi almamak (bir şeyi) : -1 Onu midesi kaldırmamak, kabul etmemek -2 Hoşlanmadığı bir şeyi yapmak istememek![]() İçi bayılmak : -1 Çok acıkmak, -2 Fazla tatlı ya da yağlı bir yiyecek midesinde tuhaflık yaratmak, su içmek isteği duymak![]() İçi beni yakar dışı eli (yakar): “Beni ilgilendiren bu konu başkalarına çekici görünür, ancak benim için oldukça sıkıntı vericidir ” anlamında![]() İçi bulanmak : Midesi bulandığı için kusacak gibi olmak ![]() İçi burkulmak : Çok üzülmek (Kars Ciğeri sızlamak )İçi cız etmek: Çok üzülmek; yüreği cız etmek ![]() İçi çekmek (bir şeyi) : Bir şeye karşı içinde istek duymak (Kars Canı çekmek, gönlü çekmek )İçi dar : Sıkıntılı, beklemeye tahammülü olmayan (kimse) ![]() İçi daralmak : İçi sıkılmak, sıkıntı nedeniyle bunalmak İçi dayanmamak: bk İçi götürmemek![]() İçi dışı bir: Gizlisi saklısı olmayan, düşündüklerini açıkça söyleyen (kimse) (Kars Özü sözü bir )İçi dışına çıkmak : -1 Bindiği taşıtın bozuk yoldan geçmesi sırasında ya da çok sallanmasından dolayı vücudu çok sarsılmak -2 Midesi bulanıp kusmak![]() İçi erimek: Çok üzülmek, tedirgin olmak ![]() İçi ezilmek: Acıkmaktan dolayı midesi rahatsız olmak; içi kazınmak, kıyılmak ![]() İçi geçmek : -1 Uykuya dalmak -2 Yaşlılık ve zayıflık nedeniyle gücü azalmak![]() İçi geniş : Tasasız, gamsız (kimse); yüreği geniş ![]() İçi gitmek : Bir şeyi yapmayı ya da elde etmeyi çok istemek -2 İshal olmak, sürgün gitmek![]() İçi götürmemek (dayanmamak) (bir şeyi) : -1 Aaklı bir duruma da-yanamamak; yüreği dayanmamak -2 Onu kıskanmak -3 Vicdanı el vermemek![]() İçi hop etmek : Birdenbire heyecanlanmak; yüreği hop etmek ![]() İçi ısınmak (birine, bir şeye) : Ondan hoşlanmak, onu sevmek ![]() İçi içini yemek : İstedikleri olmuyor diye sürekli üzüntü içinde olmak ![]() İçi kalkmak (kabarmak) : -1 Midesi bulanmak, tiksinmek -2 Ağlama ihtiyacı duymak -3 Çok heyecanlanmak![]() İçi kan ağlamak : Kimseye sezdirmeden üzülmek, çok kederlenmek ![]() İçi kararmak : Hiçbir şeyden zevk almaz duruma gelmek, umutsuzluğa düşmek ![]() İçi kazınmak (kıyılmak) : Çok acıkmak; içi eritmek ![]() İçinden çıkmak : Zor bir işi başarıyla bitirmek ![]() İçinden doğmak: bk İçinden gelmek![]() İçinden geçirmek (bir şeyi) : Onu düşünmek, tasarlamak ![]() İçinden gelmek (doğmak): 0 şeyi yapmak isteği duymak ![]() İçinden (içten) pazarlıklı: Sinsi, yapacağı kötülükleri sezdirmeyen (kimse) ![]() İçine atmak (bir şeyi) : -1 Üzüntüsünü kimseye bildirmemek -2 Kendisine yapılan kötüKiklere belli bir tepki göstermemekle birlikte bunları unutmamak![]() İçine çekilmek: Kimse ile görüşmez olmak, kendi kendine kalmayı tercin etmek; kabuğuna çekilmek ![]() İçine dert olmak : Yapılabilecek nitelikte olan bir şeyi yapamamış olduğu için üzülmek ![]() İçine doğmak : Bir şeylerin olacağını sezinlemek; gönlüne doğmak ![]() İçine dokunmak : Dertlenmek, kederlenmek, hüzünlenme^ İçine etmek (sıçmak) (bir şeyin) : Onu kötü bir duruma getirmek ![]() İçine işlemek : Bir söz, davranış, durum bir kimseye çok dokunmak, derinden etkilemek; yüreğine işlemek ![]() İçine kapanmak : -1 Çevresiyle sıkı, yakın ilişki kurmamak -2 Durumunu, duygularını kimseye açmamak![]() İçine korku düşmek: Kötü bir şeyin olabileceğinden kaygılanmak ![]() İçine kurt düşmek : Kötü bir şey olacağı kuşkusu içinde olmak ![]() İçine oturmak : Çok etkilenmek, çok üzülmek ![]() İçine sinmemek: -1 Yalanlan da bulunmadığı için güzel bir şeyden tat alamamak -2 Bir şey istediği gibi olmadığı İçin rahatsız olmak, o şeyi beğenmemek![]() İçini açmak (birine): Derdini, sırrını ona anlatmak ![]() İçini bayıltmak: Fazla şekerli ve yağlı gıdalar yediği jçin artık hiçbir şey yiyemeyecek duruma gelmek ![]() İçini boşaltmak: -1 Kızdığı için bir kimseye içinden geçenleri söyleyip rahatlamak -2 Derdini anlatmak![]() İçini çekmek: Üzüntüsünden derin derin nefes almak (Kars Göğüs girmek, iç geçirmek )*İçini kemirmek : Onu sürekli rahatsız, tedirgin etmek ![]() İçini kurt yemek (kemirmek) : Sürekli kaygı içinde olmak ![]() İçinin yağı erimek : Kötü bir şey olacak diye üzüntü çekmek ![]() İçi parçalanmak (paralanmak): Bir kimsenin kötü durumuna aayıp üzülmek; yüreği parçalanmak ![]() İçi rahat etmek: Kötü bir şey olmadığını görerek, öğrenerek ferahlamak ![]() İçi sıkılmak : Bunalmak, sıkıntı duymak ![]() İçi sızlamak : Kötü durumda olan bir şey ya da kimse için üzülmek ![]() İçi tez: Aceleci, sabırsız (kimse) (Kars Canı tez, tez canlı )İçi titremek: -1 Çok üşümek -2 Özen göstermek, zarar gelecek diye tasalanmak![]() İçi yanmak : -1 Çok üzülmek -2 Susamak![]() İçler acısı: Çok aaklı, hüzün verici ![]() İçli dışlı olmak (biriyle): Onunla çok samimi ilişkiler içinde bulunmak; senli benli olmak ![]() İçtikleri su ayrı gitmemek: Çok yakın arkadaş olmak İdare etmek (bir şeyi) (birini): -1 Onu yönetmek -2 Onu tutumlu kullanmak -3 Yetmek, yetişmek -4 Onu hoşgörüyle karşılamak -5 Onu görmezlikten gelmek, örtbas etmek İdaresini bilmek: Tutumlu davranmakİddiaya tutuşmakfgirmek, girişmek) : Birbirine karşıt iddialar ile bahse girişmek İfadesini almak (birinin) : -1 Onu sorguya çekmek -2 Onu dövmek, hırpalamak -3 Onu yenmek, ona üstün gelmek![]() İflahım kesmek : İş yapamaz duruma getirmek ![]() İflas bayrağını çekmek: İflas etmek, her şeyini yitirmek, batmak ![]() İfrata kaçmak: Düşüncelerinde, davranışlarında çok ileri, aşırı gitmek ![]() İfrata vardırmak (bir şeyi): Onu aşırı ölçüye vardırmak İfrit etmek (bîrini) : Onu ç$k öfkelendirmek, kızdırmak (Kars Çileden çıkarmak )İfrit olmak (kesilmek) (birine, bir şeye): Ona çok kızmak, öfkelenmek (Kars Çileden çıkmak )İftihara geçmek : Derslerinde başarılı, davranışlarında beğenilir olup üstün öğrenci seçilmek ![]() İftira atmak (etmek) (birine): On asılsız ve kasıtlı bir suç yüklemek (Kars Kara çalmak )İftiraya uğramak : Kendisine asılsız bir iftira yüklenmiş olmak ![]() İğne atsan yere düşmez: Bir yerin çok kalabalık olduğunu belirtmek İÇtn kullandır ![]() İğne ile kuyu kazmak : Zor bir işi yetersiz araç ve gereçlerle büyük bir çaba harcayarak başarmaya çalışmak ![]() İğne ipliğe dönmek (iğne İplik kalmak): Çok zayıflamak ![]() İhtilafa düşmek: Bozuşmak, uyuşamamak; aralarında anlaşmazlık doğmak ![]() İhtimal vermemek (bir şeye) : Onun gerçekleşebileceğini düşünmemek, sanmamak ![]() İhtimam göstermek (birine, bir şeye): Onajyi bakmak, onunla yakından ilgilenmek; özen göstermek ![]() İhtiyaç duymak (hissetmek) (bir şeye, birine): Ona gereksinme duymak ![]() İki ahbap çavuş(lar): Birbirlerinden hiç ayrılmayan, hep beraber dolaşan iki arkadaş ![]() İki arada bir derede : Sıkışık durumda bile bir fırsat bularak, olanak yaratarak -İki arada bir derede kalmak: Çok güç bir durumla karşı karşıya gelmek ![]() İki ateş arasında kalmak: Tehlikeli bir durum karşısında ne yapacağını şaşırmak, bir türiü karar verememek ![]() İki ayağını bir pabuca sokmak: Bir kimseyi bir işi hemen yapıp bitirmesi için sıkıştırmak, zorlamak İki çift laf etmek : Bir İki söz söylemek, biraz konuşmak ![]() İkide bir, ikide birde : Sık sık ![]() İki dirhem bir çekirdek: özenli giyinmiş (kimse) ![]() İki eli yakasında olmak: Ondan hesap sormak ![]() İki eli kanda olsa : “Hangi işi yaparsa yapsın, hangi durumda olursa olsun ” anlamında![]() İki gözü iki çeşme : Durmadan ağlayarak, gözyaşı dökerek ![]() İki gözüm : Sevilen, değer verilen kimse için söylenen sevgi sözü ![]() İki gözüm önüme aksın : Birini bir şeye inandırmak için ‘Dediklerim doğru değilse, kör olayım” anlamında yemin sözü ![]() İki lafı bir araya getirememek : bk İki sözü bir araya getirememek![]() İkili oynamak : Birbirine karşıt olan her iki yanı destekler bir tavır takınmak İkindi üstü (üzeri) : İkindi vaktinde ![]() İki paralık etmek (birin) : Söz ya da davranışlarıyla bir kimsenin değerini, itibarını düşürmek İki paralık olmak : kibarı azalmak, utanılacak bir duruma düşmek ![]() İki rahmetten biri: (Çok ağır hastalar için) “Ya sağlığına kavuşsun, ya da ölüp kurtulsun’ anlamında söylenir ![]() İki seksen uzanmak : -1 Boylu boyunca yere serilmek -2 Keyiflenmek, neşelenmek![]() İki seksen uzatmak (birini) : Onu sert bir vuruşla yere sermek İkisi de bir (aynı) kapıya çıkar: (Söz ve davranışlar için) “Her ikisi de aynı sonuca varır ” anlamında![]() İki sözü (lafı) bir araya getirememek: Söylemek istediklerini düzenli bir biçimde dile getirememek İki ucu boklu deynek: “Bir sorunun çözülmesi için hangi yolu denersen dene hepsi sakıncalı 11 anlamında ![]() |
|
Deyimler'in Açıklaması |
|
|
#19 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler'in Açıklamasıİki ucunu bir araya getirememek (bir şeyin): -1 Gelirle gideri denk-leştirememek -2 İşleri yoluna koyamamakİki yakası bir araya gelememek: Geçim sıkıntısından bir türiü kurîula-mamak ![]() İktisat etmek (yapmak):Tutumlu davranmak, tasarruf etmek haç gibi gelmek (bir şey): O şey umulmayan bir anda gelerek işe yaramak İlaç için yok : “Söz konusu şey hiç yok” anlamında ![]() İleri almak (bir şeyi) : -1 Öne almak -2 Daha üstün bir yere geçirmek![]() İleri geçmek : Öne geçmek, üstün bir duruma geçmek ![]() İleri gelenler: Bir toplulukta sözü geçer durumda olanlar ![]() İleri gelmek (bir şeyden) : O şeyden meydana gelmek, o şeyin etkisiyle oluşmak ![]() İleri geri konuşmak (laf etmek, söylenmek): Yersiz ve kına sözler söylemek ![]() İleri gitmek (varmak) : Söz ve davranışlarda aşırıya kaçmak ![]() İlerisini gerisini düşünmemek (hesaplamamak) : Söylenen bir sözün, yapılan bir davranışın ne gibi sonuçlar doğuracağını düşünmemek ![]() İleri sürmek (bir şeyi) : -1 Onu öne doğru yürütmek -2 Bir görüş ortaya atmak, önermek![]() İleriyi görmek: İleride neler olacağını kestirebilmek; tahmin etmek, sezmek; uzağı görmek ![]() İler tutar yanı olmamak (kalmamak) : Bozuk, kötü, kullanıimaz bir duruma gelmek ![]() İlgi beslemek (bir şeye, bîrine) : Ona karşı içinde merak duymak; alaka beslemek ![]() İlgi çekici: İlginç, enteresan, merak uyandırıcı ![]() İlgi çekmek (bir şey, bir kimse): İlgiyi üzerinde toplamak; alaka çekmek ![]() İlgi duymak (bir şeye, birine) :Onunla ilgilenmek; alaka duymak ![]() İlgi görmek: -1 Çok önemsenmek -2 Çok sevilmek; alaka görmek![]() İlgi toplamak: Pekçok kimsenin önem verdiği şey, kimse durumuna gelmek ![]() İliğine kemiğine işlemek : -1 Yağmur suları giyiminden geçip bedent-ni iyice ıslatmak -2 O şey bütün benliğini kaplamak, ondan çok etkilenmek![]() İliğini kurutmak : Canından bezdirecek duruma getirmek; kanım kurutmak ![]() İlişki kurmak: Bir yer ya da kimseyle bağlantı sağlamak; münasebet kurmak, temas kurmak İlk adım : Başlangıç İlk ağızda : İlkin, İlk önce![]() İlk elden : -1 Baştan beri -2 Dolaysız, aracısız olarak İlk göz ağrısı: -1 İlk sevgüi; eski göz ağrısı -2 İlk doğan çocuk yada torun ![]() İllallah demek (bir şeyden, birinden): Ondan iyice bıkmak, ona katlanamaz duruma gelmek ![]() İlmini almak (bir şeyin) : Bir işin en ince yönlerini bile öğrenmek ![]() İltimas geçmek (birine): Onu kayırmak, ona hakkından fazlasını vermek ![]() İmamın dört çiftesine (kayığına) binmek : Ölmek ![]() İmam kayığı: Tabut İmam suyu: Rakı ![]() İmana gelmek: -1 Önce karşı çıktığı bir şeyi kabul edip istenileni yapmak -2 Sonunda doğruyu söylemek -3 İslamlığı benimsemek![]() İmanı gevremek : Bir işi gerçekleştirirken çok yorulmak ![]() İmiğine sarılmak : Bir kimseyi bir İş için çok sıkıştırmak; ümüğüne sarılmak ![]() İmlaya gelmemek : Düzeltilmeyecek durumda olmak ![]() İmlaya getirmek (bir şeyi) : Onu yola getirmek, düzeltmek ![]() İmtihana çekmek (birini) : Bilgisini ölçmek, onu sınamak, denemek ![]() İmza atmak (etmek), imzayı basmak (çakmak): İmzalamak, imzasını koymak ![]() İnan olsun!: “Bana inan, inanın ki ” anlamında![]() İnceden inceye : Titizce, en küçük ayrıntılarına kadar ![]() İnce eleyip sık dokumak : Bir şeyi en küçük ayrıntılarına kadar gözden geçirmek ![]() İnce hastalık: Verem ![]() İnce iş : Dikkatli, hesaplı iş ![]() İn cin top oynuyor (in cin yok): Issız, sessiz yer![]() İncir çekirdeğini doldurmaz: Çok küçük, az ya da önemsiz (şey) ![]() İnfial uyandırmak : Öfke yaratmak, tepkiye yol açmak ![]() İnim inim inlemek: -1 Sürekli olarak inlemek -2 Çok büyük sıkıntıda (olmak, yoksulluk çekmek, baskı altında yaşamak![]() İniş aşağı: Bayırdan aşağı doğru ![]() İnme inmek (birine): O felç olmak, ona felç gelmek ![]() İn misin, cin misin? : Teklifsiz konuşmada “İnsan mısın, cin misin?” anlamında söylenir ![]() İnsafa gelmek: Haksız tutumundan vazgeçip adalet ve merhametle davranmak ![]() İnsafına kalmak (bir şey, birinin): Bir şeyin istenilen biçimde olabilmesi o şeyi yapacak’kimsenin doğruluk duygusuna ve isteğine bağlı olmak (Kars Sütün» kalmak )İnsan eti yemek: Bir kimseyi çekiştirmek, hakkında dedikodu yapmak ![]() İnsan hali: Her insanın yapabileceği, hoş karşılanması gereken bir durum ![]() İnsan içine çıkmak : Başka insanlarla itişki, yakınlık kurmak ![]() İnsan kurusu : Çok zayıf (kimse) ![]() İnsanlık hali: Hoşgörüyle karşılanması gereken durum ![]() İnsanlıktan çıkmak : -1 Çok zayıflamak -2 Bir insana yakışır davranışlarda bulunmamak![]() İnsan sarrafı: İyi ve kötü insanları iyi tanıyabilen kimse ![]() İnşallahla maşallahla : Her şeyi Tanrı’ya bırakmakla, hiçbir çaba göstermeden ![]() İntikam almak (birinden): Yapılan kötülüğün acısını çıkarmak; öç almak ![]() İnzivaya çekilmek : Dünyadan elini eteğini çekmek, hiçbir şeyle ilgilenmemek; bir köşeye çekilmek, dünyadan elini eteğini çekmek ![]() İpe çekmek (birini): Onu asarak öldürmek ![]() İpe sapa gelmez : Tutarsız, mantıkdışı, saçma (söz, konuşma) ![]() İpe un sermek: Birtakım bahaneler ileri sürerek istenilen bir işi yapmaktan kaçınmak ![]() İpi koparmak : Bağlı bulunduğu yer ya da kişiyle ilişkisini kesmek ![]() İpini koparmak : Başıboş kalmak, haylazlaşmak ![]() İpin ucunu kaçırmak: Bir işi yürütemez duruma gelmek, düzensizlik, yöntemsizlik yüzünden bir işi çıkmaza sokmak ![]() İp iputtah sivri külah : Hiçbir malı, mülkü, çoluğu çocuğu olmayan (kimse) * ![]() İple çekmek (bir şeyi) : O şeyin zamanının gelmesini sabırsızlıkla beklemek ![]() İpler birini elinde olmak : -1 İşi el altından yönetmek -2 Yönetimde perde arkasında söz sahibi olmak![]() İpliğini pazara çıkarmak:Bir kimsenin kötü niteliğini ortaya çıkarmak ![]() İpsiz sapsız : -1 Serseri, hayta (kimse) -2 Yersiz, saçma (söz)![]() İpucu vermek (birine) : Ona öğrenmek istediği, aradığı şeyi bulmaya yarayan bir işaret göstermek ![]() İsabet almak : Vurulmak, yaralanmak ![]() İsabet buyurdunuz: “Tam dediğiniz gibi, gerçekten efe Öyle ” anlamında destekleyici söz, - ,,İsabet ki: İyi ki ![]() İsabet oldu : “Tam isteğe uygun, yerinde oldu ” anlamında![]() İsim yapmak : Ünlenmek, herkesçe tanınır duruma gelmek İsim takmak (birine): Ona niteliklerine uygun bir isim vermek ; ad takmak![]() İskele babası: -1 Eviyle, çoluk çocuğuyla ilgilenmeyen erkek için alay yollu söylenir -2 Iriyah adam![]() İskeleti çıkmak: Çok zayıflamak ![]() İsmi geçmek: Adından söz edilmek; adı geçmek ![]() İsmiyle cismiyle : Adı ve varlığıyla, adıyla sanryla ![]() İsrafa kaçmak : Gereksiz yere aşırı harcamalarda bulunmak ![]() İstediği gibi at koşturmak (oynatmak): Keyfince, istediği gibi davranmak ![]() İstemem yan cebime koy : Kendisine verilen bahşiş, hediye, rüşvet vb’yi aimak istemediğini belirttiği halde verilmesinden memnun olanların durumu îçjn söylenir ![]() İster istemez: Elinde olmadan, zorunlu olarak ![]() İstifayı basmak : Herhangi bir nedenle, ani bir kararla görevinden çekilmek ![]() İstifini bozmamak: Bir oîay karşısında hiçbir tepki göstermemek, aldırış etmemek ![]() İstikamet vermek: bk Yön vermek![]() İsyan bayrağını açmak (çekmek): Karşı gelmek, baş kaldırmak ![]() İş başa düşmek : Kendi işini başkasından hiç yardım görmeden kendisi yapmak zorunda kalmak İş çevirmek : Gizli, dolambaçlı bir iş yapmak ![]() İş çığrından çıkmak: Bir konu düzeltilmesi güç bir duruma gelmek ![]() İş çıkarmak : -t Çok iş yapmak -2 Sorun yaratmak![]() İş edinmek (bir şeyi) : Onu görev olarak kabul etmek, onunla sürekli ilgilenmek ![]() İşe koşmak (birini): Ona iş yüklemek, onu bir işle görevlendirmek ![]() İş etmek: Aldatmak, zarar sokmak (Kars Oyun etmek, oyun oynamak )İşe yaramak: -1 Elverişli nitelikte bulunmak -2 İş yapabilecek durumda olmak![]() İş görmek: -1 İş yapmak -2 Bir iş için elverişli olmakİş güç : Görev, meslek ![]() İşi aksi gitmek: İstediği sonucu elde edememek ![]() İşi-başından aşmak (işi başından aşkın olmak) : Yapacak pekçok işi bulunmak ![]() İşi bitmek: -1 Yaptığı iş sona ermek -2 İş yapacak durumu, kuvveti kalmamak![]() İşi bozulmak : Geçimini sağladığı işinde zarar etmeye başlamak ![]() İşi ciddiye almak : Konuya, soruna önem vermek ![]() İşi düşmek (biri yere) (birine): Bir yerde yapılacak işi bulunmak -2![]() Bir kimsenin yardımıyla bitirilebilecek bir işi olmak ![]() İşi (bir şeye) vurmak (dökmek) : Başka bir biçimde davranmak, …gibi görünmek ![]() İşi İş olmak :Sevinç yaratan bir duruma kavuşmak ![]() İş inada binmek: Bir işi yapmakta, (ya da yapmamakta) direnmek,inatlaşmak ![]() İşin alayında olmak: O işe gereken önemi, değeri vermemek ![]() İşinden olmak: İşini kaybetmek İİşi ne? : “Ne işi var?” anlamında ![]() İşine gelmek : Çıkarına uygun düşmek ![]() İşini bilmek : Nereden, nasıl çıkar sağlanacağını bilmek ![]() İşini bHirmek : -1 Birini artık iş yapamaz duruma getirmek -2 Onu öldürmek![]() İşin içinde iş var : Bir konunun arkasında onunla doğrudan İlgili olmayan durumların da bulunduğunu belirtmek için söylenir ![]() İşini görmek : -1 Kendi işini ya da başkasının İşini yapmak -2 Başka bir şeyin yapacağı işi yapacak nitelikte olmak -3 Dövmek -4 öldürmekİşini uydurmak : Kurnazlıkla işlerini istediği gibi yürütmek ![]() İşin mi yok: “Önemli deği, boş ver!” anlamında İşin kötüsü (fenası) : Üst üste gelen tersliklerde kullanılır![]() İşin rengi değişmek : İş, konu başka bir biçime bürünmek, nitelik bazanmak ![]() İşin ucu birine dokunmak : Söz konusu işten dolaylı olarak zarar görmek İşi oluruna bırakmak: Yapmakta olduğu bir İşte gerekli titizliği göstermemek, İşi raslantılara, doğal akışına bırakmak ![]() İşi pişirmek: -1 Bir işi sonuca ulaştıracak gerekli hazırlıkları yapmak -2 Kadın erkek aralarında gizlice anlaşmak (Kars Mercimeği fırına vermek )işi rast gitmek : Şansının da yardımıyla işleri istediği gibi olmak; rast gitmek ![]() İşi resmiyete dökmek : O işe resmi bir nitelik vermek ![]() İşi sağlama bağlamak : Bir İşin tam olarak yapılması için gerekli önlemleri almak İş işten geçmek : Bir iş için uygun olan fırsatı kaçırmak ![]() İş tatlıya bağlamak:Konuyu, sorunu iyi, memnun edici bir çözüme ulaştırmak ![]() işi tıkırında (yolunda) olmak: İşi istediği biçimde yürümek İşitmezlikten gelmek: İşitmemiş gibi davranmak ![]() İşi yokuşa sürmek: Herhangi bir konuda engellemede bulunmak, güçlük çıkarmak İş karıştırmak: -1 Araya fesat sokmak -2 Zararlı bir iş yapmak![]() İşkembeden atmak (söylemek): Herhangi bir kaynağa dayanmayan ve inandırıcılığı olmayan sözler söylemek ![]() İster açılmak: Alışverişe canlılık gelmek ![]() İş olsun diye : Herhangi bir amaç gütmeden, iş yapyor görünerek İşporta mal: Değeri, niteliği düşük mal ![]() İşportaya düşmek : Değerini yitirip daha ucuza satılmaya başlamak İş sarpa sarmak : İş birtakım zorlu engellerle karşılaşmak İştah açmak : Yemek yeme isteğini artırmak İştahı açılmak : Yemek yeme İsteği artmak İştahı kapanmak: Yemek yeme İsteği azalmak ![]() İşten atmak (birini): Onun görevine son vermek İşten bile değil: Çok kolay ![]() İşten el çektirmek (birine) : Bir suçu ya da ihmali bulunduğu gerekçesiyle bir kimsenin İşine son vermek İşten güçten kalmak : Herhangi bir nedenle çalışamamak, işini yapamamak İş tutmak : Bir işte çalışmak (Kars Ekmeğini eline almak )İş var (bunda, bu kimsede) : -1 “Bu şey daha işe yarar ” -2 *Bu kişi iyi işler yapabilir ” anlamında![]() İş yapmak : İyi kazanç getirmek ![]() İş yok (bunda, bu kimsede): -1 ‘Bu şey işe yaramaz ” -2 “Bu kişi çalışamaz, verimli işler yapamaz ” anlamında![]() İtibardan düşmek : -1 Bir kimse saygınlığını yitirmek -2 Bir şey önemini, değerini yitirmekİtibar etmek (birine) (bir şeye) : -1 Ona saygı göstermek -2 Onu dikkate almak önemsemekİtibar kazanmak : Saygınlığını yeniden elde etmek ![]() İtimadı sarsılmak (birine): Artık ona güvenmemek ![]() İtimat beslemek (birine) : öna güvenmek; güven beslemek ![]() İtimat telkin etmek: Güven duygusu uyandırmak; güven vermek ![]() İtin ****** (kıçına) sokmak (birini) : Onu ağır sözler söyleyerek rezil etmek İt ite (buyurur), it de kuyruğuna : “Tembel kimseler kendilerine buy-rulan bir işi başkalarına yüklerler, böylece iş sürüncemede kalır ”İt kopuk: Serseri, aşağılık, terbiyesiz (kimseler) ![]() İyiden iyiye : Gereken biçimde ![]() İyi etmek : -1, Tedavi etmek, sağlığına kavuşturmak -2 Yaptığı iş uygun olmak -3- Zarar vermek, zarara sokmak -4 Parasını, malını çalmak![]() İyi gelmek: -1 Uymak -2 Sağlığına kavuşmasına yaramak![]() İyi gözle bakmamak : Hakkında iyi şeyler düşünmemek ![]() İyi gün dostu : Dostlarına iyi günlerinde yakınlık gösteren, kötü günlerinde onlardan uzaklaşan kimse için alay yollu söylenir ![]() İyi iş (doğrusu): Beğenilmeyen bir durum, olay karşısında şaşkınlığı belirtmek için söylenir ![]() İyi kalpli (yürekli) : Herkes için iyi şeyler düşünen kimse için söylenir ![]() İyi ki: Sevindirici bir durum, güzel bir rastlantı olarak ![]() İyi kötü : -1 Uta iyi ne kötü, orta halli -2 Oldukça iyi![]() İyiliği dokunmak (birine) : Ona yardım etmek, faydası olmak ![]() İyilik sağlık, (iyilik güzellik): “Nasılsınız?” sorusuna karşılık olarak söylenen ve sağlıklı, durumunun iyi olduğu bildiren söz ![]() İyi olmak: -1 iyileşmek, sağlığına kavuşmak -2 Yerinde olmak -3 Uygun olmak![]() İyi saatte olsunlar : Cinler periler için kullanılır ![]() İyisi mi: Yapıiacak en doğru şey ![]() İyiye çakmek (yormak) (bir şeyi): Bir düşünceyi ya da olayı iyi (o-lumlu) yönden değerlendirmek ![]() İyiye iyi, kötüye kötü demek: Gerçekleri olduğu gibi söylemek, kimsenin hatın için herhangi bir durumu olduğundan farklı göstermemek ![]() İzin almak (koparmak) (birinden): İstediği bir şeyi yapabilmek ya da istediği bir yere gidebilmek için daha yetkili birinden serbest bırakılmasını sağlamak ![]() İzinde yürümek (izine uymak) : Bir kimsenin başladığı bir işi aynı anlayış ve yöntemle yürütmek ![]() İzine düşmek: İzlemek, peşi sıra gitmek ![]() İz sürmek: -1 İnsan ya da hayvanların ayak izlerine bakarak nereye gittiklerini aniamak ve gittikleri yeri bulmaya çalışmak -2 İzlemek, ar-; kasından gitmek, takip etmek![]() İzzetinefsine dokunmak : bk Onuruna dokunmak![]() İzzetinefsine yedirememek : bk Onuruna yedirememek
|
|
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
| Görünüm Modları | |
|
|