10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Korku İle Kalkan İrkçılıkla Oturuyor
Korku ile kalkan ırkçılıkla oturuyor
Korku ayırımcılığa yol açıyor Toplumda var olan diğer adaletsizlikleri görmezden gelmeye, yok saymaya neden oluyor Başörtülü insanlar var ve onların da üniversiteye gitmeye hakları olmalı Bazı insanlar bir türlü bunu kabullenemiyor
Prof Dr Ayşe Kadıoğlu, siyaset bilimci, Sabancı Üniversitesi'nde öğretim üyesi Milliyetçilik, uluslararası işçi göçü, kadın ve İslam, vatandaşlık, kimlik, faşizm, liberalizm konularında önemli araştırmaları ile tanınıyor Kendisini liberal/demokrat ve dindar olmayan birisi olarak tanımlıyor "Türban tartışmaları konusundaki korkuları anlamak istiyorum" sözüme itiraz etti, "Ben bu korkuları paylaşmıyorum ve anlamıyorum ama mevcut olduğunu biliyorum İyi siyaset bunların varlığını kabul ederek politika üretmektir" diyor Türbanın ayrımcılık yapan bir siyasi
simge olmadığın söylerken de gamalı haçla aynılaştırılmasını büyük bir yanlışlık olarak görüyor Türban karşıtlığının nedenleri arasında feminizm eksikliğini sayıyor O da başörtüsüyle üniversiteye girilebilmesi gerektiğini savunan ancak AK Parti ile MHP'nin uzlaştığı formüle karşı çıkıp üçüncü bildiriye imza atanlardan Siyaset felsefesi üzerine çalışan Tülin Bumin'in ardından, siyasetin bizzat kendisi üzerine çalışan Kadıoğlu da mırıltı halinde konuşan erkekler korosunun aksine pek çok şeyi net cümlelerle ifade edenlerden 
Bir makalenizde Türkiye'deki siyasi partileri gurur/korku/inanç ekseninde birleşen yapı biçiminde tahlil ettiniz Buradan yola çıkarak halkın korku eksenli siyasetin söylemini neden benimsediğini anlamak istiyorum
Türkiye'de milli eğitim sisteminden geçen herkes belli bir laiklik anlayışını benimsemiş olur Bu bazen militaristleşen bazen de kimlikçiliğe dönüşen bir anlayıştır Devlet her vatandaşa eşit mesafede olmalı Buna rağmen devlet ulusal bir kimlik empoze edebiliyor, insanlar da bunu benimsiyor Devlet korkularını eğitim yolu ile vatandaşlara da geçiriyor
Ulusal kimliğin içinde din yok mu?
Var aslında Devletin istediği devlet kontrolünde olan Müslümanlık Görünmemesi, özel alana itilmesi ve saklı yaşanması isteniyor Ulusalcılar ben de Müslüman'ım diyor İşin ilginç tarafı başın örtülmesine onlar karşı çıkıyor Çelişkili biçimde din ile bağı olmayan, kendilerini Müslüman olarak sunmayan liberaller ise üniversitede başörtüsü özgürlüğünü destekliyor
BAŞI AÇIK OLMAK FETİŞLEŞTİRİLİYOR
Sözünü ettiğiniz kimlikçilik 'laiklik' açısından sorun mu?
İnsanlar bunun uğruna bir takım adaletsizlikleri görmezden gelince sorun oluyor Başı açık, laikçi, ulusalcı kesim bunların hepsini ama özellikle başı açık olmayı fetişleştiriyor Gözler önündeki bir adaletsizliği görmezden geliyor
Bunu bir adaletsizlik olarak kabul ediyor mu ki görmezden gelsin?
Çözümü zorlaştıran bu Adaletsizlik olduğunu kabul etmiyor Başını örtenler oldukları yerde kalsın, yükselmesin Korkuyla kalkan neredeyse ırkçılık ile oturuyor Bu kesimde bazı söylemler ırkçılığı andıran bir ayırımcılığı içeriyor
Ayırımcılığın sebebi korkuları mı?
Korku ayırımcılığa yol açıyor Adaletsizlikleri görmezden gelmeye, yok saymaya neden oluyor Başörtülü insanlar var ve onların da üniversiteye gitmeye hakları olmalı Bazı insanlar bunu bir türlü bunu kabullenemiyor Burada üniversite çok önemli Bu konunun tartışılacak bir tarafı bile yok aslında
Tablo hiç öyle değil Bu konuda şimdiye kadar özgürlükleri destekleyen aydınlar arasında bile ayrım çıktı
Entelektüeller AKP'den kendilerini ayırmaya çalışıyor Bazı politikalarını tasvip ediyor bazısını etmiyorlar Burada başörtüsü düzenlemesinin tekil olarak gündeme gelmesi sorun oldu Genel Anayasa paketi içinde gelebilirdi
Anayasa tartışmaları içinde de bu nedenle sorun çıktı
Doğru, Anayasa tartışmaları içinde de gelse gene cımbızla çekilirdi Yine de siyaset yapanlar kutuplaşmayı engellemek durumunda Kutuplaşmanın sorumlusu AKP değildi belki ama sert çıkışların gerilimi arttırdığı bir gerçek
ENTELEKTÜELLER AKP'Yİ DESTEKLEMEK ZORUNDA DEĞİL
O zaman hiç mi sorun çıkmazdı?
O zaman tekil bir özgürlüğü savunuyor olmazdı AKP siyasi parti, tekil bir özgürlüğü savunabilir ama entelektüeller de buna destek vermek zorunda değil, bu da doğal Bir partiye eklemlenmemeyi seçmek normal bir aydın refleksidir Başörtüsü çok fazla AKP ile özdeşleşti MHP'nin desteği de kafaları karıştırdı Bazı aydınlar muhalefetin yapmadığını yapmaya, başörtüsüne özgürlüğü AKP ve MHP'nin dışında ele almaya çalışıyor CHP zaten bu özgürlüğü reddediyor
Suçlamalar uygulamalara değil tahmini niyetlere yönelmiyor mu?
Türkiye'de özgürlükler zaman zaman siyasi rejime tehdit olarak algılanıyor Bugün her ideoloji devletin muhafazasını amaç edinmiş Çevre merkezdeki siyasete, devletin içine girmeye başladığında sorun çıkmaya başlıyor Ancak AKP'den özgürleştirici politika bekleyenler haliyle hayal kırıklığına uğruyor Oysa belki herşeyi AKP'den beklememek gerekiyor
AK Parti'den beklentiler neler?
Sorun her şeyin AKP'den bekleniyor olması Bugün üniversitede başörtüsü özgürlüğünü de diğer özgürlüklerle birlikte savunan ama muhafazakar olmayan bir parti olmalıydı AKP'yi liberal ve demokrat açıdan eleştirebilecek başka bir siyasi aktör yok Aydınlar ikilemde AKP'yi eleştirince Kemalist cepheye atılıyorlar Kemalizmi eleştirmekten dillerinde tüy bitmiş insanlar AKP'yi eleştirdiler diye Kemalist olmazlar Beni 3 yol bildirisini imzalamaya iten en önemli faktör MHP ile yapılan ittifaktır MHP'nin hak ve özgürlükler konusunda geçmişte kötü bir karnesi var İttifak 301 konusunda endişe uyandırıyor Nelerden taviz verildi diye düşünmeden edemiyorsunuz
Başörtüsü yerine ısrarla türban kullanılarak ikisi arasında anlamsal ve işlevsel bir çatışma oluşturulmaya çalışılıyor sanki
Hepimiz biliyoruz ki türban pejoratif yani olumsuzlanarak kullanılıyor Başörtülüler geleneksel Düzenin onlarla, onların da düzenle dertleri yok Başı örtülüler köşelerinde oturup ezilmeyi, ikincil konumda kalmayı kabul ediyor ve sorun çıkarmıyorlar Türbanlılar öyle değil Kimileri onun bir bireyselleşme sembolü olduğunu söylüyor Ancak ben dindarlık ile bireyleşme arasındaki ilişkiyi hala sorunlu buluyorum Belki tartışmamız gereken en önemli konulardan biri bu
FEMİNİSTLER BAŞÖRTÜSÜNÜ DEĞİL TÜRBANI SAVUNMALI
Düşman türbanlılar masum başörtülüler ayrımı ne zaman çıktı?
Kostüm modernliği diye bir kavramdan söz etmiştim yıllar önceki bir makalemde Türkiye'de modernitenin görüntüsü kendisinden önce geliyor Batılı gibi giyinmek önem kazanıyor, estetik algı Batı'ya benzemek ile ilişkilendiriliyor Modern olmak, modern görünmekle karıştırılıyor Bu nedenle farklı görüntüden bir Batılıdan çok rahatsız olunuyor Modernitenin görüntüsü fetişleşmiş adeta
Bu yaklaşımı Cumhuriyetin ilk yılları için anlamak mümkün Hala aynı algının sürmesi tuhaf değil mi?
Kadınların gerçekten feminist bilinçleri olsaydı eğer, başörtüsünü iyi türbanı kötü görmezlerdi Türban kadınların evin dışında da var olmaya çalışmalarına dair bir olgu çünkü Feminist hareket kadınların ortak alanlarını yakalamaya çalışır Kadınlar gündelik hayatta benzer sorunlar yaşıyorlar Türkiye erkek egemen bir toplum Görüntüye olan merak, görüntü fetişizmi feminist harekete zarar veriyor
|
|
|