Felsefe-Kant Ve İyi İrade(İstenç) |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Felsefe-Kant Ve İyi İrade(İstenç)Kant’a göre biz sadece akıllı bir varlık değiliz Aynı zamanda etten, duyarlılıktan ve duygudan meydana gelen bir canlıyız Akıl, bizim özümüz olmakla birlikte yine de aşkın bir şeydir Kant’ın temel kaygısı veya amacı, akla uygun davranmak, aklın sesini dinlemek ve bir ödev olarak kendisini ortaya koyan ahlaki buyruğa itaat etmektir Kant ahlakının birinci ilkesi, çelişkiden uzak durmaktır İkincisi, ahlaki davranışta insanı, en yüksek değer olarak almaya yöneliktir Üçüncü ilkesi, Her zaman akıllı iradeni, evrensel bir yasa koyucu olarak tesis edeceğin şekilde davran Kant’ın ödevlerinden örnekler: Ülken için savaş, aileni terk etme, sır tut… Ahlakı olan bir eylem ‘salt iyi niyete dayanan’ bir eylemdir Aynı zamanda etkili, iyi sonuçları olan bir eylemdir Zorunlukla olan'ın karşısında bir de özgürlükle olan var Öteki bilim, buysa törebilim alanıdır Us, salt olamıyor ama uygulayıcı olabilir Ne var ki bu durumda adı değişerek irade olur Doğru'nun duyusu nasıl nesneler düzeninden düşünce düzenine yükselip biçimlenmek zorundaysa, iyi'nin duyusu da öylece düşünce düzeninde biçimlenip nesneler düzenine inmek zorundadır Özgürlükle olmayan iyiliğin hiçbir anlamı olamaz Ceza korkusu, armağan umudu, beğenilme isteği, göreneğe uyma zorunluğu vb gibi etkenlerle gerçekleştirilen iyilik, gerçek iyilik değildir Demek ki usun uygulayıcı olarak çok önemli bir görevi var: İyiliği, özgürlükle, salt iyilik için gerçekleştirmek Bu özgürlük, duyarlığın bütün etkilerinden kurtulmuş bir özgürlük olmalıdır Özgürlük zorlamaz, sadece yükümlü kılar Törebilimsel yasa, fizik yasa gibi zorunlu olamaz O, serbest bir serim işidir O, kendi yasasını kendisi koyar Önceden konmuş ve verilmiş bir yasaya uymaz Yasa'yla özgürlük'ün çelişkisi, ancak kendi yasanı kendin koy'makla aşılabilir Ancak bu yasayı insanlığa bir araç olarak değil, bir erek olarak belirtecek bir biçimde koy'malı Yoksa deney alanıyla yeniden bir ilişki kurup özgürlüğünü yitirmiş olursun; çünkü insanlığı araç olarak gözeten bir yasa, usun özgür yasası değil, kişisel çıkarının yasasıdır Bu yasa evrensel ol'malı Yoksa bu yasa usun gerçek ürünü olan önsel bireşimsel yargı niteliğini taşımaz ve tümel geçerli'lik niteliğini elde edemez Törebilimsel yasa, deneylerden elde edilmiş bir koşullu (Al Hypothetisch) yasa değil, uygulayıcı usun kendi kalıplarında biçimlendirdiği bir düzenlenmiş (Al Kategorisch) yasadır Bir şey elde etmek için değil, iyilik için iyilik edilecek İşte Kant'ın iyi irade (Al Gute wille) adını verdiği özgür irade budur (Kant, bu törebilimsel düşüncelerini, söz konusu yapıtından çok Grundlegung zur Metaphysik der Sitten ve Metaphysik der Sitten adlı yapıtlarında incelemiştir) Görüldügü gibi Kant, Salt Usun Eleştirisi'nde yadsıdığı metafiziği pratik usun eleştirisinde diriltmeye çalışmaktadır Kant'ın bu idealist eğilimi üçüncü büyük yapıtında daha da belirecektir Doğru ve iyi ideleri incelendikten sonra geriye usun üçüncü bir işlevi kalmıştır: Güzel idesi Us, doğayla törebilim arasında kalan estetik alanda nasıl işliyor ve bu işleyişin de ötekiler gibi önsel ilkeleri var mıdır? Kant'ın üçüncü büyük yapıtı Yargı Gücünün Eleştirisi (Kritik der Urteilskraft, 1790) bu sorunun karşılığını arayacaktır Kant, duyulardan gelenle (salt us) düşünceden giden (uygulayıcı us) arasındaki köprüyü yargı gücü adını verdiği (yargılayıcı us) ussal bir yetiyle kurmak istiyor Deneylerden gelenle düşünce gerçekleşiyor, düşünceden giden de deneyde gerçekleşecek Oysa bu gerçekleşmenin usun buyruğuna uygun olup olmadığını yargı gücü denetleyecek (Bu tema, diyalektik materyalizmin teori, pratikle doğrulanır önermesinin Kantcı sezisidir) Doğru bir düşünceyle gerçekleştirilen bir iyi'liğe "güzel bir davranış" diyoruz Öyleyse güzel bu iki ideyi birbirine bağlayan bir köprüdür ki bunu da yargı gücü gerçekleştirir Alıntı |
|