|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
değeri, felsefetoplum, gürbüz, jjrousseau, kritiği or ahmet, kuramının, sözleşmesi |
![]() |
Felsefe-Toplum Sözleşmesi Kuramının Değeri,J.J.Rousseau Kritiği/Ahmet Gürbüz |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefe-Toplum Sözleşmesi Kuramının Değeri,J.J.Rousseau Kritiği/Ahmet Gürbüz“Her insan bir dünyadır” düşüncesi kabul edildiğinde, “her bilge bir dünyadır” çıkarımının yadsınmaması gerektiği gibi; bu, aynı zamanda bir gerekliliktir de ![]() Her bilge bir “dünya” kabul edildiğinde, her bilgenin oluşturduğu özgün düşüncenin bazı ‘özgü kavramlar’ının bulunacağı doğaldır ![]() Esaslı bilgelerin düşünceleriyle yaşamları arasında bir uzlaşmanın gerekli olduğu, en azından düşünceleriyle yaşamlarının salt bir çelişki ve çatışkı oluşturmaması istemi, bu “düşünce”yi değerlendirme durumunda olanların doğal bir hakkıdır ![]() Çağdaş dünya insanlarının ‘iyi’ ve ‘doğru’ya yaklaşmalarında büyük emeği ve katkısının olduğunda hiç kuşku olmayan Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau, yaşamının, düşüncesini evetlediği bir bilge-kişiliktir ![]() Düşünürün oluşturduğu kuram bir bütünsellik görünümü sunduğu gibi, bu özgün düşüncenin kendine özgü bazı temel kavramları da vardır ![]() ![]() Belirtilen nedenlerle, bu kısa çalışmada önce yazar üstüne bir kaç söz söylenecek, ardından O’nun toplum sözleşmesi kuramı’nın temeli olan bazı kavramlar ele alınacak ve sonra “toplum sözleşmesi”ne geçilecektir ![]() ![]() I ![]() Giriş’te de değinildiği gibi, J ![]() ![]() ![]() ![]() Filozofumuz, düşüncelerinin eksik veya taşkın gördüğü kısımlarını zamanla düzeltmiş, gittikçe yaşam ve düşünceleriyle bir bütünsellik oluşturmuştur ![]() ![]() ![]() Rousseau’nun düşüncesinde duygunun etkinliği büyüktür: O’na göre erdem sade ve doğal ruhlarda bulunur; mutluluğa sade ve masum insanlar ulaşabilir ![]() ![]() ![]() Rousseau, karakter ve dehasıyla döneminin temsilcisi, ve hiç kimsenin yapamayacağı bir biçimde zamanındaki ideal gereksinimlerin tercümanı olmuş; taşkın ve tutkun bir üslupla yazdığı bütün eserlerinde, kaybolan ‘doğa hali’nin önemini vurgulamıştır (3) ![]() Yazarın düşüncesi sonuçta bir bütün oluşturduğundan, bu düşüncenin, üzerine kurulduğu bazı temel kavramları irdelemek yararlı olacaktır ![]() II ![]() A ![]() Rousseau’nun düşüncesinde özgürlüğün büyük önemi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu soruya karşılık verebilirim, sanıyorum” (4) tümcesiyle büyük yapıtı “Sosyal Sözleşme”ye başlayan yazar, burada, insanın özgürlüğünü nasıl yitirdiğini tarihsel açıdan ele alır ve sonuçta, getirdiği çözümü sunar ![]() ![]() ![]() ![]() “Özgürlüğünden vazgeçmek insan olma niteliğinden vazgeçmek demektir; insanlık haklarından, hatta ödevlerinden vazgeçmek demektir ![]() ![]() ![]() ![]() Yazar, düşüncesinde bunca önem verdiği özgürlük kavramını kendi gerçek yaşamında da ön plana çıkarmış, garip ve çilekeş bir yaşam sürme pahasına da olsa özgürlüğünden hiç bir zaman ödün vermemiştir (6) ![]() ![]() Yazar, “Toplum Sözleşmesi” adlı yapıtının ilk basamağını oluşturan “İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Üzerine konuşma”sına , “insanların sahip oldukları bilgiler içinde en fazla yararlı ve en az ilerlemiş olanının insan hakkındaki bilgi olduğu” tümcesiyle ve Delphes tapınağındaki “kendini tanı!” tümcesinin, tek başına, ahlakçıların bütün iri kitaplarından çok daha önemli ve güç bir temel kural içerdiğini söyleme cesaretinde bulunarak başlar (7) ![]() B ![]() Yazara göre, insanlar “doğal yaşama” döneminde eşittiler; bu eşitliği onlara sunan doğaydı ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var ki bu, her zaman böyle sürüp gitmedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() C ![]() Yazara göre, doğal yaşama döneminde doğa ve nimetleri o günün bütün insanlarına yetiyor durumda olduğundan dolayı mülkiyet henüz bir “hukuksal hak” olarak ortalıkta yoktu ![]() ![]() ![]() “En güçlüler ya da en zavallılar kendi güçlerini ya da kendi gereksinmelerini başkalarının malı üzerinde bir tür hak, kendilerine göre mülkiyet hakkıyla eşdeğerde bir hak haline getirdikleri için, bozulan eşitliği en korkunç bir kargaşa izlendi ![]() ![]() Giriş kısmında da değinildiği gibi yazar, önceleri mülkiyeti doğal bir hak saymamasına karşın daha sonra bu düşüncesini değiştirerek, “devletin aşırı servet ayrılıklarını ortadan kaldırması koşuluyla” mülkiyet hakkını kısmen kabul etmiştir (10) ![]() D ![]() Rousseau, her türlü adaletin Tanrıdan geldiğine, adaletin kaynağının yalnız Tanrı olduğuna inanırsa da, insanların bu kadar yüce bir varlıktan esinleneceklerine pek inanmak istemez ![]() ![]() “Karşılıklılık” ilkesini adalet için bir koşul olarak kabul eden yazar, yasaların objektifliğinin gerekliliğini özellikle vurgular: “Yasaların konusu geneldir dediğim zaman şunu anlıyorum: yasa yurttaşları bir bütün, davranışları da soyut olarak göz önüne alır yoksa özel bir kişiyi ya da özel bir davranışı dikkate almaz” (11) ![]() Rousseau’da adalet nesnel bir olgu, kanun ise onun somut bir uygulamasıdır ![]() ![]() ![]() “Genel irade” toplumu oluşturan bütün fertlerin iradelerinin toplamından oluştuğuna göre, “genellik” niteliğini yitiren yasalar, genel iradeyi değil, olsa olsa özel iradeyi yansıtır; bu durumda ise toplum düzeni bozulmaya doğru gidiyor demektir ![]() E ![]() Rousseau’nun düşüncesine göre, “Sosyal Sözleşme” oy birliği ile yapılan bir anlaşmadır ![]() ![]() Egemenlik genel iradenin uygulanmasından başka bir şey değildir: dolayısıyla egemenlik başkasına devredilemez ve ayrıca, bölünemez ![]() ![]() Dolayısıyla Rousseau ‘temsili demokrasi’yi kabul etmez ![]() ![]() ![]() Egemenliğin en ilginç bir yönü de yanılmazlığıdır: O, her zaman kanun yararını gözetir, doğruya yönelir: Ve kuşkusuz yanılmayan, bölünmeyen, devredilmeyen egemenlik salt olacaktır, etkinliği buna bağlıdır ![]() Çoğunluğun her zaman haklı ve yaptığı her işin doğru olduğunu ileri sürmek, çoğunluğun baskısını meşrulaştırır ![]() ![]() ![]() Rousseau düşüncesinde, toplum yaşamında değer ölçüsü “genel irade” olarak kabul edilince, egemenlik de bu genel iradenin somut güç şeklini alması olarak benimsenir: Egemen olan, her zaman bu genel irade olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefe-Toplum Sözleşmesi Kuramının Değeri,J.J.Rousseau Kritiği/Ahmet Gürbüz |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefe-Toplum Sözleşmesi Kuramının Değeri,J.J.Rousseau Kritiği/Ahmet GürbüzF ![]() Rousseau, özgün düşüncesini oluştururken, benzeri diğer düşünürlerde olduğu gibi “doğal yaşama” varsayımından yola çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yozlaşmanın başlıca nedenlerinden birisi eşitsizliktir ![]() ![]() ![]() ![]() III ![]() “İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur” tümcesiyle girer ünlü yapıtı “Toplum Sözleşmesi”ne düşünür ![]() ![]() Ünlü düşünür, olguları değerlendirirken bu olguların içinde bulunduğu fizik-fizikötesi ortamı göz önünde bulundurma gerekliliğini hiç bir zaman gözardı etmemiştir ![]() ![]() O’nca, en güçlü, gücünü hak, boyun eğmeyi de ödev biçimine sokmadıkça hep egemen kalacak kadar güçlü değildir ![]() ![]() “Madem hiç bir insanın, benzeri üstünde doğal bir yetkesi yoktur ve madem kaba güç bir hak yaratmaz, öyleyse insanlar arasında her çeşit haklı yetkenin temeli olarak kala kala yalnız sözleşmeler kalıyor” (16) ![]() Dolayısıyla insanlara düzenli ve âdil bir toplum hayatını gerçekleştirebilmeleri için bir tek çıkar yol kalmaktadır ve bu da toplum sözleşmesi’dir ![]() ![]() ![]() “Üyelerinden her birinin canını, malını bütün ortak güçle savunup koruyan öyle bir toplum biçimi bulmalı ki, orada her insan hem herkesle birleştiği halde yine kendi buyruğunda kalsın hem de eskisi kadar özgür olsun” (17) ![]() İşte toplum sözleşmesinin çözümünü bulduğu ve sunduğu ana sorun budur ![]() ![]() ![]() ![]() Rousseau’nun toplum sözleşmesi kuramı aynı zamanda egemenliğin sujesini oluşturan kişilerin ‘çıkar birliği’ olgusunu da kapsar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplumu oluşturan bütün fertler sosyal sözleşmeye katılınca artık kişinin çıkarı toplumun çıkarı, toplumun çıkarı kişinin çıkarı demek olacaktır ![]() ![]() ![]() İnsanlar toplum sözleşmesiyle doğal özgürlüklerini ve isteyip elde edebilecekleri şeyler üzerindeki sınırsız haklarını kaybetmelerine karşılık, toplumsal özgürlüğü ve “elindeki şeylerin sahipliğini” kazanmaktadırlar ![]() ![]() ![]() Yazara göre, yalnız genel irade (istenç) devletin güçlerini devletin kuruluş amaçlarına, yani, herkesin iyiliğine uygun olarak yönetebilir ![]() ![]() Ancak yazar, bundan, halkın kararlarının her zaman aynı doğrultuda olduğu sonucunu çıkarmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplum sözleşmesi, toplumu oluşturan fertler arasında öyle bir eşitlik kurar ki, herkes aynı koşullar altında verdiği sözle bağlanır ve herkesin aynı haklardan yararlanması söz konusu olur ![]() ![]() Toplum sözleşmesinin amacı sözleşmeyi yapanların korunmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, halk, hiç bir zaman kendi yaptığı yasaları uygulamakla görevli olanlara herhangi bir sözleşmeyle bağlı sayılamaz ![]() ![]() ![]() Kısaca, genel istenç yasaları belirler; yöneticiler yasalar çerçevesinde toplum işlerini yürütür; yurttaş ta aynı zamanda kendi istencini yansıtan bu yönetime uyar ![]() ![]() Yazar yönetimlerin bozulmasını da ele alır: Bir devlet içinde değişikliğin temel kaynağı yöneticilerin istencinin genel istenç üzerindeki sürekli baskısıdır ![]() ![]() ![]() Yazar, düşüncelerinde özgürlük ve eşitliğe özel bir önem vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topluma saldıran bireye, bireye saldıran topluma saldırmış olacak; toplumun yararı bireyin, bireyin yararı toplumun yararı olmuş olacaktır ![]() ‘Egemenlik’ deyince, anlamını yasada bulan genel yararlanmayı anlar Rousseau (23) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meşruluğunu bu genel istekten alan egemenliğin, kendine özgü bazı özellikleri vardır: ilk olarak, egemenlik “bırakılmaz”dır; halkın varlığı istemin varlığıyla gerçekleştiğine göre, kendi istemini bırakan halk, halk olmaktan çıkar ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefe-Toplum Sözleşmesi Kuramının Değeri,J.J.Rousseau Kritiği/Ahmet Gürbüz |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefe-Toplum Sözleşmesi Kuramının Değeri,J.J.Rousseau Kritiği/Ahmet Gürbüzİkinci olarak, egemenlik “bölünmez”dir; egemenlik genel istekten oluştuğuna göre, genel istek te halkın bütününün isteğini yansıttığına göre, bölünen egemenlik genelliğini yitirecek, özel istek olacaktır ![]() ![]() ![]() Son olarak, egemenliğin bir diğer özelliği ise onun “salt” oluşudur; ancak egemenliğin salt oluşu ona, halkın çıkar ve istemlerine aykırı işlemlerde bulunma hak ve yetkisini hiç bir zaman veremez ![]() ![]() Toplum sözleşmesinin ortaya çıkardığı toplumsal yapı, genel istencin yansıması olan yasalar aracılığıyla olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca yazara göre, yasaların bir kutsal yanı da vardır, çünkü tanrının değişmez yasalarına uymak olanağını verirler insana ![]() Rousseau sonuçta “doğal durum”a artık dönülemeyeceğini de iyice kavramıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ruh eğitiminin ağırlık merkezi ise, ruhun etkinliklerinin ‘doğal’ temeli olan duygu olmalıdır (25) ![]() Yazar, düşüncesinde insanın duygu yönüne gereken önemi vermiş, çağının ve de çağımızın ‘insanın kendisinin yarattığı nesnelerin uydusu olma durumu’nu ayrımsamıştır ![]() ![]() Kaynaklar: (1) J ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (2) Friedrich A ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (3) Giorgio Del Vecchio: Hukuk Felsefesi Dersleri (çev ![]() ![]() (4) J ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (5) J ![]() ![]() ![]() ![]() (6) J ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (7) J ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (8) Rousseau : İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı, s ![]() ![]() (9) Rousseau; İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı, s ![]() ![]() (10) Öktem, s ![]() ![]() (11) Rousseau : Toplum Sözleşmesi, s ![]() ![]() (12) Rousseau : Toplum Sözleşmesi ![]() ![]() ![]() (13) Öktem, s ![]() ![]() (14) Rousseau : İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı, s ![]() ![]() (15) Macit Gökberk : Felsefenin Evrimi, İstanbul, 1979, s ![]() ![]() (16) Rousseau : Toplum Sözleşmesi, s ![]() ![]() (17) Rousseau: Toplum Sözleşmesi, s ![]() ![]() (18) Rousseau: Toplum Sözleşmesi, s ![]() ![]() (19) Rousseau: Toplum Sözleşmesi, s ![]() ![]() (20) Rousseau: Toplum Sözleşmesi, s, 69 ![]() (21) İlhan Akın: Kamu Hukuku, İstanbul, 1979, s ![]() ![]() (22) Akın, s ![]() ![]() (23) Akın, s ![]() ![]() (24) Rousseau: Toplum Sözleşmesi, s ![]() ![]() (25) Gökberk: Felsefe Tarihi, s ![]() ![]() (26) Gökberk: Felsefe Tarihi ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|