Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Makaleler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
faktör, psikofarmakolojik, terörde

Terörde Psiko-Farmakolojik Faktör

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Terörde Psiko-Farmakolojik Faktör




Terörde Psiko-Farmakolojik Faktör
Sızıntı
İnsanın bu farklı yönleri,birbiriyle hem bağlantılı, hem de etkileşim halindedir Onun bir boyutuna müdahale edilirse, kısa veya uzun sürede diğer boyutları da tesir altında kalır İnsanın boyutları arasındaki bütünlük, benliği üzerinden sağlanır ve devam ettirilir Bu bakış açısından, insanın yukarıdaki boyutlarını farklı alt benlikler olarak da görmek mümkündür Beden sarayındaki akıl, kalb ve nefis fakültelerinin yürüttüğü hizmetlerin koordinasyonunda düzenleyici rol oynayan insan iradesi, sorumlu olmanın da ön şartıdır Çünkü insan, iradî olarak işlediği fiillerden mesuldür Bu açıdan akıl ve irade sağlığı, fert ve toplum plânında çok önemlidir İnsan iradesi; akıl, kalb ve nefis fakülteleriyle karşılıklı münasebet halindedir Bu durum, birbirlerine hem müspet, hem de menfî yönde tesir eder

Nöro-psiko-farmakoloji biliminin penceresinden insana bakıldığında, biyolojik bedende; akıl, kalb ve nefis fakültelerinin işleyişine tesir eden üç ana kanal olduğu görülür İnsanın terbiyesi bu kanallar vasıtasıyla şekillenir Birincisi; sindirim kanalı olup, ağız yoluyla alınan gıdalar, insan zihnine, iradesine ve duygularına olumlu veya olumsuz tesir eder Alınan gıda ve içecekler, biyo-kimyevî özelliklerine bağlı olarak, insanın benlik bütünlüğünü bozabileceği gibi, duygu ve davranışlarını da değiştirebilir Dolayısıyla, İslâmiyet'in insan terbiyesinde esas aldığı riyazet sistemi ve helâl ile haramı birbirinden ayırma hassasiyetinin hikmeti burada daha iyi anlaşılır İnsana tesir eden ikinci kanal ise; kokuların iletildiği solunum sistemidir Teneffüs edilen havadaki moleküller de, insanın bütün boyutlarına tesir etmekte ve iradesi dışında ruh halini ve davranışlarını değiştirebilmektedir Meselâ farklı cinsten kişileri ayrı ayrı uyaran özel kokular bugün kullanımda olduğu gibi, insanın iradesine ve zihnî fonksiyonlarına tesir edebilen kokular da son yıllarda üretilmeye başlanmıştır Burada Peygamberimiz'in (sas) güzel kokuyu teşvik etmesinin, ne kadar hikmetli olduğu, günümüz tıbbında destek tedavi olarak yer verilen aromaterapi (kokulu maddelerle tedavi) açısından bakıldığında daha iyi anlaşılır İnsana tesir eden üçüncü kanal ise; beş duyu ile zihne akan uyarı, haber ve bilgilerdir Beyne ulaşan bütün mesajlar, şuurda ve şuuraltında analiz edilip değerlendirilir, buna göre cevap üretilir Üretilen cevaplar, insanın her boyuttaki sağlığına dolaylı olarak tesir eder Bu noktada, zihin ve kalbimize göz ve kulak gibi duyularımız yoluyla gelebilecek zararlı mesajların filtre edilmesi yönünde dinimizin yaptığı tahşidatın önemi daha iyi anlaşılır

Zihnin sağlıklı işleyişinde rolü olan yüzlerce nöro-kimyevî molekül vardır Bunlar içerisinde serotonin, dopamin ve norepinefrin olarak bilinen üç tanesi, insan psikolojisinin düzenlenmesinde daha tesirli rol oynar Dopamin, isteğin, motivasyonun, zevk-ödül merkezinin ve dikkatin oluşumunda; serotonin, öz-güvenin, cesaretin, tutkuların oluşumunda; norepinefrin ise, algılama ve uyanıklığın oluşumunda oldukça kritik rol alır Bu moleküllerin beyindeki kimyevî dengesi, birbirleriyle ve diğer moleküllerle etkileşimi, maddî veya manevî sebeplerle bozulduğunda, kaygı, depresyon gibi birçok rahatsızlık ortaya çıkar Bu moleküllerin salgılanmasına, geri emilmesine ve alıcılarıyla bağlantılarına tesir eden maddeler, hem psikiyatrik ve psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde, hem de insanın ruh halinin yönlendirilmesinde kullanılmaktadır Beyin kimyasının tanziminde; gıdalar, içecekler ve kokular da insanın ruh hallerine tesir etmektedir Gıdalarla alınan L-triptofan aminoasidi, insan vücudunda enzimatik yolla serotonin Zira bu ilâçlar veya kimyevî maddeler, kime verilirse verilsin, o insanın iradesi ve vicdanı geçici olarak devre dışı kalmaktadır yapımında kullanılan başlangıç biyo-molekülüdür Bu molekülün eksik veya fazla alınması, insanın psikolojisine tesir eder Modern araştırmalar, omega-3 yağ asidi bakı-mından zengin diyetlerin, depresyon dahil birçok psikiyatrik bozukluğa karşı koruyucu tesire sahip olduğunu ortaya koymuştur Düzenli egzersiz, beyinde fıtrî olarak sentezlenen ağrı kesicilerin ve zevk veren moleküllerin (endorfin ve enkefalin) sentezini uyarır; serotonin fonksiyonlarını artırır ve beynin daha iyi oksijenlenerek daha aktif olmasına vesile olur Günümüzde, tabiî gıda ve içeceklerdeki hafif tesirli psiko-kozmetik maddelerle yetinilmemekte; psiko-aktif ve duygu düzenleyici kimyevî maddeler hem tıbbî sahada, hem de hayattan daha çok keyif alma gerekçeleriyle kullanılmaktadır Batı dünyasında, manevî temelli bir hayat sürme yerine, kimyevî maddelerin vücuda alınmasıyla daha iyi ve sağlıklı bir hayat sürme anlayışı hakim olduğundan, bu maddelerin kullanımında inanılmaz bir artış vardır Batı kültürüne kontrolsüzce açık olan toplumlarda da maneviyat eksikliği, bu tür keyif ve zevk verici psiko-kozmetik ürünlerle doldurulmaya çalışılmaktadır Batı felsefesi ekseninde nefis merkezli yapılan bilim ve teknolojik araştırmalar, bedenî arzuların ve tutkuların insanı esir almasında önemli rolü olan lezzet, koku ve bilgiyi inanılmaz seviyede çeşitlen-dirmiş ve çoğaltmıştır İnsan zihnini ve duygularını geçici olarak değiştiren kim-yevî maddeler (neuroceutical), üç ana gruba ayrılacak kadar özelleşmiş ve farklılaşmıştır Yüz kadar çeşidi bulunan bu maddeler;

a) insanın düşünmesine, karar vermesine, öğrenmesine, dikkatine ve hafızasına tesir edenler (cogniceutical),

b) insanın duyguları, ruh hali ve güdüleri üzerinde tesirli olanlar (emoticeutical),

c) insanın koku, tat, dokunma, hareket, görme, işitme gibi fonksiyonlarına tesir edenler (sensoceutical), olmak üzere üç ana grupta toplanmaktadır Önümüzdeki yıllarda sadece istenen zihnî veya psikolojik fonksiyona tesir eden, yan tesirleri azaltılmış ilâçların üretilmesi konusunda yoğun araştırmalar devam etmektedir Bu kimyevî maddelerin bir kısmı her ne kadar doktor kontrolünde ilâç olarak yeşil reçete ile verilse de, çoğu kaçak olarak, eğlendirme, keyif verme ve insanları tuzağa düşürme gibi maksatlarla kullanılmaktadır Meselâ enerjik çocukların uysallaştırılması, psiko-terapiyle birlikte ritalin gibi ilâçların doktor kontrolünde veya kaçak olarak çocuğa verilmesiyle de gerçekleştirilebilmektedir Piyasada var olan psiko-aktif maddeler, çeşitli dozlarda kullanılarak, mizacı ve şuuraltı birikimi uygun kişilerin istenilen şekilde yönetilmesi, şuuraltı birikimlerinin açığa çıkartılması, bunların belli işler için uygun hale getirilmesi mümkün olabilmektedir Bu şekilde, insanlara kendilerinin kurtarıcı, mesih veya (sahte) peygamber oldukları bile söylettirilebilir Akademik çevrelerde estetik cerrahiye benzetilen psiko-kozmetik (veya psiko-farmakolojik) uygulamalar, dünyadaki istihbarat birimleri ve gizli örgütler tarafından, üyelerini kendilerine bağlamak ve onları istedikleri eylemlere yönlendirmek gâyesiyle kullanılmaktadır Özellikle terörist eylemlerde intihar komandosu olarak kullanılan kişilerin, zihnî ve psikolojik alt yapılarının inşa edilmesinde, bu kim-yevî maddelerden yararlanılmaktadır Meselâ çok utangaç bir kimseyi; konuşkan, medeni cesareti artmış bir kişiye dönüştürmek mümkün olabildiği gibi, bir insanın şuuraltında sakladığı öfkelerini, intikam duygularını, nefret hislerini muvakkaten açığa çıkartmak bu kimyevî maddelerle oldukça kolay hale gelmiştir Ayrıca çok çabuk öfkelenen bir kimseyi, ilâçlarla öfkesiz hale getirmek mümkün olduğu gibi, çok sakin ve korkak birini çok konuşkan ve atılgan hale getirmek de mümkün olabilmektedir Biyolojik psikiyatri paradigmasına inanan psikiyatristlere göre, yoğun ve uzun süreli psikoterapilere bile, ihtiyaç duyulmadan belli kimyevî maddeler insanlara verilerek, onlarda istenen imaj değişikliğini muvakkaten yapmak, onları konuşturmak ve terörist eylemlere hazır hale getirmek mümkündür Bugün dünyada, insanın doğrudan şuuraltına hitap eden, şuur ve iradeyi zayıflatmaya, bloke etmeye yönelik çok sayıdaki ilâç ve kimyevî maddenin kullanımını teşvik eden sapkın gruplar ve terör örgütleri vardır Bu örgütler, bu tür kimyevî maddeleri hem kişileri telkine açık hale getirmede, hem de intihar komandosu olabilecek seviyede cesaretlendirmede, kolaylaştırıcı metot olarak kullanmaktadır Bu durum Hasan Sabbah'ın, adamlarına haşhaş dahil çeşitli yiyecek ve içecekleri vererek, onları özel suikastlar için cesaretlendirmesini hatırlatmaktadır

Bu maddelerin tesirleri öğrenildiğinde, katliamların nasıl gerçekleştirilebildiğini anlamak daha kolaydır Zira bu ilâçlar veya kimyevî maddeler, kime verilirse verilsin, o insanın iradesi ve vicdanı geçici olarak devre dışı kalmaktadır Sonuçta bu maddeleri kullanarak telkin ve propagandaya açık hale getirilen kişiler, her türlü katliamı yapmaya ve intihar komandosu olmaya hazır hale getirilmiş demektir Dolayısıyla en masum ve temiz insanların yemeklerine ve içeceklerine bu ilâçlar veya kimyevî maddeler katıldığında, onlara bile akıl almaz şeyler yaptırılabilir Bütün bunlar dikkate alınmadan, dinî referanslarına dayanarak bazı terorist figürlerden dolayı barışı esas alan dinleri ve bu dinlerin müntesiplerini suçlamak büyük bir haksızlıktır

İnsanın gerek koku, lezzet ve bilgiye olan zaafiyeti, gerekse sindirim-solunum ve beş duyu kanallarının tatmini konusunda çok sayıda tercihinin bulunması, iradesinin felç olmasını kolaylaştırmıştır Bu açıdan temiz ve masum insanlar, böyle muhtemel tuzaklara düşme- mek için, yediklerine, içtiklerine, kokladıklarına, haber ve bilgi kaynaklarına çok dikkat etmelidir Yazının başında sözü edilen üç kanalın sağlıklı işleyişinde, toplumun, bilhassa yakın çevrenin çok ciddi tesiri vardır Özellikle ahlâkî değerlerdeki yozlaşma ve sınırsız kazanma hırsından beslenen ve şuuraltına hitap eden reklamlar, insanı büyük ölçüde savunmasız bırakmaktadır Bu gelişmeler, akıl ve ruh sağlığını korumada, ferdî ahlâkın yetersiz kaldığını göstermektedir

Netice

Yeni bir bilim dalı olan kozmetik psiko-farmakoloji; ilâç endüstrisini, kimyevî maddelerle insanın psikolojisini ve ruh sağlığını değiştirebilme konumuna getirmiş, kişilikleri geçici veya kalıcı şekilde olumlu veya olumsuz yönde düzenleme kapısını açmıştır Bu bilginin, ahlâkî prensipler doğrultusunda insanın sağlığını geri kazanma ve korumada nasıl kullanılabileceği ve bu konudaki etkin hukukî düzenlemelerin nasıl ve ne şekilde yapılacağı, 21 yüzyılın en öncelikli problemlerindendir Bu maddelerin, değişik gruplar tarafından terörist eylemlere katılacak kişileri hazırlamada, cesaretlendirmede veya önemli anlaşmalar ve pazarlıklarda ikna etme, yönlendirme veya satın almada kullanılması, hem mümkün hem de kolay hâle gelmiştir Dolayısıyla insanlığa karşı büyük bir tehdit oluşturan bu durumun ortadan kaldırılmasında, en azından zararının asgariye indirilmesinde, ferde, aileye, topluma, eğitim kurumlarına, devletlere, devletlerin istihbarat, güvenlik ve yargı birimlerine önemli görevler düşmektedir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.