|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
felsefeyeryüzünde, hançerlioğlu, insan or orhan |
![]() |
Felsefe-Yeryüzünde Bir İnsan/Orhan Hançerlioğlu |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefe-Yeryüzünde Bir İnsan/Orhan HançerlioğluTaşlardan, topraklardan, madenlerden; bitkilerden, hayvanlardan insana kadar gelen bu süreç, ne türlü bir süreçtir? Bu akıl durdurucu görünümün altında yatan nedir? Şimdi artık bu çok yalın doğa yasasını açık seçik biliyoruz ![]() ![]() ![]() Öküze, korunması için, boynuz verilmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu soruya Darwin’den çok önce Fransız bilgini Jean Lamarck (1744-1829) karşılık vermişti: Hayır, olamazlardı ![]() ![]() Ne türlü koşullar içindeyse o türlü olmak zorundaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var ki bu karşılık açıklamaya yetmiyordu ![]() ![]() Darwin’in büyük önemi, bu soruları bilimsel olarak karşılamasındadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Darwin’e göre yaşam kasırgası içinde ancak yaşama gücü olanlar canlı kalırlar ve türlerini sürdürürler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçekten de, bu seçim, doğumdan önce başlamaktadır ![]() Cinsi yaşatan, sürdüren en güçlülerdir (Dr ![]() ![]() ![]() Antropoloji bilgini Sir Arthur Keith şöyle diyor: Darwinisme’i maymundan hemen insana geçivermiş bir evrim zinciri olarak anlamak yanlıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Antropoloji alanındaki son bulgular günümüzden 400 milyon yıl önceki Silür döneminde deniz hayvanlarının yaşadığını, 300 milyon yıl önceki Karbon döneminde kara bitkilerinin belirdiğini, 150 milyon yıl önceki Jura döneminde dinozorlarla sürüngenlerin göründüğünü, 60 milyon yıl önceki Eosen döneminde de maymun ve ilerde insanlaşması muhtemel primatların çoğaldığını meydana koymuştur ![]() Bu çağlardan kalma fosil kalıntıları, günümüzden 35 milyon yıl önceki Oligosen döneminde yaşamış olan Dryopithecus Africanus adı verilen maymun türüyse, günümüzden 25 milyon yıl önceki Miosen döneminde yaşamıştı ![]() ![]() 12 milyon yıl önceki Pliosen döneminden hiçbir fosil bulunamamışsa da 3 milyon yıl önceki Pleistosen döneminden ilk insanlaşan maymun grubu olduğu sanılan Australopithecus fosilleri bulunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Bu fosillerle birlikte bunlarca yapıldığı sanılan yontulmuş çakıl taşları da bulunmuştur ![]() Pleistosen döneminin üçüncü buz çağından önce insan tüzünün geniş ölçüde yayıldığı sanılmaktadır ![]() ![]() Bu dönemin dördüncü buz çağı Neandertal adamını hemen tümüyle yok etmiştir ![]() Ama, bu çağ sona ermeden Homo sapiens sapiens adı verilen gerçek insanlar dünya üstünde görünmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşambilimsel evrimden insansal tarihe geçiş emek’le başlamıştır ![]() ![]() Emek ve bilinç, birbirlerinin koşulu olarak, insana özgü bir diyalektik ikileşme’dir ![]() Yüksek hayvan türlerinde beliren zeka ve onunla sınırlı olarak gelişmiş bulunan çaba, evrim sonucunda insansal bilinç ve bilinçli emeğe dönüşmüştür ![]() ![]() ![]() İnsan, kendisini meydana getiren doğasal koşulları aşmakla varlaşmıştır ve bundan ötürüdür ki, artık o, doğasal koşullara indirgenemez ![]() ![]() ![]() Ama gene de karşılanması gereken bir soru var: İnsan nedir? Madenler, bitkiler ve hayvanlar arasında böylesine başkalaşmak (insanlaşmak) neden? Hollandalı anatom Louis Bolk’a göre, bu başkalaşmanın nedeni, bireysel gelişmedeki gecikmedir (Retardation kuramı) ![]() İnsana özgü nitelikler, bu gecikmenin sonucudurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gecikme, sonunda insanın kılsızlığında görüldüğü gibi büsbütün yok olmaya varacak olan (elimination) bir organ gerilemesini, güçsüzlüğünü doğurur ![]() ![]() ![]() ![]() Profesör Bolk’a göre, gelişmenin gecikmesi, bir iç engelleme yüzündendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyni büyümüş, zekası artmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefe-Yeryüzünde Bir İnsan/Orhan Hançerlioğlu |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefe-Yeryüzünde Bir İnsan/Orhan Hançerlioğluİsviçreli zoolog Portmann da, insangillerin (hominid) başkalaşmasını erken doğumlarına bağlamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alman antropologu Profesör Arnold Gehlen, ortak bir atadan gelmiş oldukları halde, insanla hayvan arasında bir nitelik (mahiyet) ayrımı bulunduğu kanısındadır ![]() ![]() ![]() Hayvanın her organı; bir çevreye uymadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşı, insanla hayvan arasında hiçbir nitelik ayrılığı bulunmadığını; insanın gelişmiş zekalı bir hayvan olduğunu ileri süren kuramlar da vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilimsel bulgular, insanı insan edenin emek (iş) olduğunu tanıtlıyor ![]() ![]() ![]() Elin gelişmesi, insangillerin başkalığında, atılmış en önemli bir adımdır ![]() ![]() El, işin bir aleti değil, işin ortaya çıkardığı bir üründür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün bütün insan-benzeri maymunlar ayakta durabilirler ve iki ayak üzerinde hareket edebilirler ![]() ![]() Çoğu ise el kemiklerini yere dayar ve sakat bir kimsenin koltuk değnekleriyle yürüyüşü gibi bükük bacaklarla uzun kolların arasında bedenlerini titretirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ama insana en çok benzeyen maymunların bile gelişmemiş eli ile binlerce yüzyıllık iş yoluyla son derece gelişmiş insan eli arasındaki farkın ne kadar büyük olduğu burada anlaşılır ![]() ![]() ![]() ![]() İlk çakmak taşı insan eliyle bıçak haline getirilinceye kadar, öyle zaman dönemleri geçmiştir ki, bizce bilinen tarihsel dönem onunla karşılaştırılınca önemsiz kalır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ama el tek başına değildi ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yasaya göre, bir organik varlığın ayrı parçalarının belli biçimleri, görünüşte onlarla bağıntısı olmayan başka parçaların belli biçimleriyle her zaman bağıntılıdır ![]() ![]() ![]() Elin gelişmesiyle, işle başlayan doğa üzerindeki egemenlik her yeni ilerlemede insanın görüş açısını genişletti ![]() ![]() ![]() ![]() İhtiyaç, kendine bir organ yarattı ![]() Görüldüğü gibi, insan usunun, ne kökeninin ne de özünün, sadece doğal ve yaşambilimsel (tabii ve biyolojik) etkenlerle açıklanamayacağı açıktır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefe-Yeryüzünde Bir İnsan/Orhan Hançerlioğlu |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefe-Yeryüzünde Bir İnsan/Orhan HançerlioğluUsun ve bilincin özü, ancak toplumsal (içtimai, sosyal) karakteriyle kavranabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın özü, tek başına bir bireye özgü ve soyut bir şey değil, toplumsal ilişkilerinin tümüdür ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanbilim (antropoloji), doğal varlıklar içinde insanın özelliklerini içgüdüler, dil ve düşünce, teknik, us ve eylem alanlarında da en ince ayrıntılarına kadar incelemiş ve bilimsel gerçekler ortaya koymuştur ![]() İnsanı insan eden, kendine özgü içgüdüleri midir? ![]() ![]() ![]() Bu sorunun karşılığı kesindir: Hayır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İçgüdü, belli bir olay karşısında belli bir davranıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın soydan gelen içgüdüsel davranışlarının yerini, zeka ile ilgili plastik (birbirleriyle kaynaşabilen) davranışları almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın özü, tek başına bir bireye özgü ve soyut bir şey değil, toplumsal ilişkilerinin tümüdür ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanbilim (antropoloji), doğal varlıklar içinde insanın özelliklerini içgüdüler, dil ve düşünce, teknik, us ve eylem alanlarında da en ince ayrıntılarına kadar incelemiş ve bilimsel gerçekler ortaya koymuştur ![]() İnsanı insan eden, kendine özgü içgüdüleri midir? ![]() ![]() ![]() Bu sorunun karşılığı kesindir: Hayır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İçgüdü, belli bir olay karşısında belli bir davranıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın soydan gelen içgüdüsel davranışlarının yerini, zeka ile ilgili plastik (birbirleriyle kaynaşabilen) davranışları almıştır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|